27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 3 Haziran 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 12 İddianame Saray’dan Haydi bakalım savcı bey(ler), sıra sizde… avcı bey” dedim ama hanginizsiniz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu mu, başsavcı vekili İrfan Fidan mı bilmiyorum. Merak da etmiyorum. Yazdıklarımı hanginiz üstüne alınırsa yapması gerekeni yapsın. İkiniz birden üstleniyorsanız, daha iyi, hemen kolları sıvayın, iki koldan ödevinizi yapın. Bu yazının yazıldığı ana kadar sizden herhangi bir hareket, bir girişim gelmedi. O yüzden ödevinizi size hatırlatmam, ne yapmanız gerektiğini öğretmem gerekiyor. Bunu iyi yapabileceğimi sanıyorum. Kıdemli bir basın sanığıyım. Mesleğe başladığımdan bu yana henüz ifade almayı bile beceremeyen nice basın savcısını dolaylı olarak eğittim, acemilik günlerini çabuk geçirmelerine katkıda bulundum. Keza “Yaz kızım” dedikten sonra ne diyeceğini bilemeyen, sanığın sözlerini tutanağa doğru dürüst aktaramayan nice acemi yargıcın da ustalaşmasında benim ve Alpay Kabacalı, Osman Arolat gibi arkadaşlarımın, Doğan Özgüden gibi meslek ağabeylerimin epey tuzu var. Savcı bey (ya da beyler) şimdi lütfen kulak kesilin. Okudunuz, Orhan Erinç gibi en kıdemli ağabeyimizden, yeni başlamış stajyer gence kadar bütün Cumhuriyet çalışanları kısa bir açıklama yayımladık. Özü özeti “Ben sorumluyum” dedik. Dikkat edin, “Yayın Yönetmenimiz, arkadaşımız Can Dündar’la dayanışma içindeyiz” gibi sıradan bir cümle kurmadık. Sizin apar topar dava açtığınız, casusluk, devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak filan gibi suçlardan okkalı bir ceza istediğiniz Cumhuriyet’in haberinin sorumluluğunu bizim de taşıdığımızı ilan ettik. Bakın suçlamalarınızı tartışmıyoruz; sizlere “Cumhurbaşkanı olan zattan talimat aldınız mı” filan gibi kinayeli sorular sormuyoruz. O silahlar kime gitti, kim yolladı, bunu yapmaya yetkisi ve yasal hakkı var mıdır gibi soruları da sormuyoruz. Biz sadece ve çok açık seçik ilan ettik: Cumhuriyet’te ağır bir suç işlendiği iddiası ile açtığınız davada bizler de Can Dündar kadar sorumluyuz. Tek sanık var sandığınız, sadece Can Dündar için açtığınızı belirttiğiniz o dosyada çok sanık olduğu, sanıkların samimi itirafları ile ortaya çıkmıştır. Bu durumda size düşen, yani ödeviniz çok basit: Hepimiz hakkında dava açmak, hepimiz hakkında okkalı cezalar istemek zorundasınız. Evet, hepimiz hakkında, en kıdemlimizden yeni başlayan stajyer gencimize kadar hepimiz hakkında… Haydi, sıvayın kolları!.. Öyle “Acep seçimden sonraya mı bıraksak” filan gibi siyasetçi elebaşıların ya da “gazeteci kılığında istihbaratçı” zatların zırvalarına kulaklarınızı tıkayın ve hukukun gereğini yerine getirin. Boru değil casusluk, ajanlık, devletin gizli kalması gereken bilgilerini ifşa etmek gibi çok ağır suçlar söz konusu. Geciktirmeye gelmez. Yargı erki bir an önce işlemeye başlamalı, adalet bir an önce tecelli etmelidir… HHH Sayın savcı bey ya da savcı beyler... Eğer dava açılırsa, ki bunu şiddetle dilemekteyiz, bizim için eğlenceli olacağı kadar sizler için de çok öğretici, eğitici olacaktır. Belki bugüne kadar düşünmediğiniz, irdelemeyi aklınıza bile getirmediğiniz bazı kavramları daha derinlemesine tartışacak ve sonunda öğreneceksiniz. Mesela devlet sırrı nedir, ne değildir? Basın özgürlüğünün sınırları nerede başlar, nerede biter? Savcıların ya da siyasetçilerin yayımlanan haberlerle ilgili yetkileri nerede başlar, nerede başlayamaz? Durun daha bitmedi: “Devletin gizli kalması gereken bilgileri” cümlesini kurdunuz ya, böyle bir cümle kurulabilir mi? Oradaki “gereken” nitelemesini kim, hangi terazi ile ölçer? Haydi bir nokta daha: Soruşturma açtığınızı daha dumanı tüterken ilan ettiğiniz haberle ilgili olarak Cumhurbaşkanı olan zat, “En ağır şekilde cezalandırılacaktır” buyurdu. Size ait bir dosya hakkında böyle konuşma hakkını kendinde gören bu zata cevabınız yok mu? Ona “Cezalandırma yetkisi yargı erkindedir, sizde değil; cumhurbaşkanı bile olsanız sizde değil” deseniz nasıl da onur kazanırdınız… Görüyorsunuz, dava açıldığında duruşmalar sırasında ne kadar değerli bilgiler edineceksiniz. Mesleğinizde her zaman böyle fırsatlar ele geçmez. Kullanın bu fırsatı. İşte sanıklar sözünü ettiğiniz suçu işlediklerini, “sorumlu benim” diye cayır cayır ilan etti. Gecikmeden ödevinizin gereğini yerine getirin. Hem hukuk kazansın, hem demokrasi kazansın, hem siz kazanın… Haydi… Erdoğan, Can Dündar hakkında suç duyurusunda bulundu, biri ağırlaştırılmış 2 kez müebbet ve 42 yıl hapis istedi “S umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT’e ait TIR’lardaki silahların görüntüsünü yayımlayan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında suç duyurusunda bulundu. Erdoğan, Dündar’ın biri ağırlaştırılmış iki kez müebbet ve 42 yıla kadar da hapisle cezalandırılmasını istedi. Erdoğan, MİT’e ait TIR görüntüleri nedeniyle “Bedelini en ağır şekilde ödeyecek. Öyle bırakmam onu” diyerek tehdit ettiği Can Dündar’ı dün “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” sıfatıyla şikâyet etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2 sayfalık bir dilekçe veren Erdo C ğan, şu suçlamada bulundu: “Şüpheli Can Dündar, paralel örgüt tarafından kendiALİCAN ULUDAĞ sine sızdırılan bu sahte görüntü ve bilgileri yayımlayarak bahse konu yardım TIR’larını, planlanan kurgu çerçevesinde ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terör örgütlerine yardım ettiği algısı oluşturmak amacıyla’ sahte ihbar ve sahte delillerle tuzak kurarak tamamen hukuka aykırı bir biçimde arayan örgüt mensuplarının eylemlerine iştirak etmiştir. Devletin ve milletin milli menfaatlerini paralel örgüt ile birlikte hareket ederek, gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayımlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez.” Erdoğan, ayrıca Dündar’ın yürütülen soruşturmalarla ilgili alınan yayın yasağı kararlarına rağmen, “gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve görüntüleri yayımlamak suretiyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gizliliği ihlal suçlarını da işlediğini” öne sürerek, şikâyet konusu eylem nedeniyle Dündar’ın, Türk Ceza Yasası’nın (TCY) eylemine uyan maddeleri gereğince cezalandırılması amacıyla başsavcılığa başvurma zaru Gerçek değil ama... reti doğduğunu belirtti. Dilekçede, Dündar’ın TCY’nin 312, 327, 328, 330, 220, 285 ve 289. maddeleri uyarınca biri ağırlaştırılmışmış olmak üzere iki kez müebbet ve ayrıca 42 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Söz konusu maddeler, terör örgütü kurmak ve yönetmek, kurulan örgüte üye olmak; terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, soruşturmanın gizliliğini ihlal, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçlarını düzenliyor. BÖyLE SUç yok Akın Atalay umhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Avukat Akın Atalay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatının, Can Dündar’la ilgili suç duyurusunu değerlendirdi. Atalay, Twitter’da, “Cumhurbaşkanı adına verilen şikâyet dilekçesine göre, bir haberin yayımlanması bakın ne kadar çok ve ağır suçlara yol açıyormuş?” dedi ve şunları yazdı: l TIR’ları arayan örgüt mensuplarının eylemine iştirak deniyor. TIR’ların aranmasına fiilen Can Dündar katılmadı. l “Soruşturma yürütülen örgüt mensuplarının eylemine iştirak” deniyor. “Soruşturma yürütülen örgüt mensupları” yeni Türkiye’nin hukuk anlayışı mı? l Hakkında daha dava bile açılmamış insanlara örgüt mensubu demek hiçbir şekilde izah edilemez. Madem Cumhurbaşkanı, bunların örgüt mensubu olduğunu tespit etmiş, o halde savcılar soruşturmaya hemen son versin; artık yargılama yapmaya da gerek kalmamış oluyor bu durumda. l Gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve görüntüleri yayınlamak suretiyle hem “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” etmiş, hem de “gizliliği ihlal” suçunu işlemiş. İddiaya göre, gerçek olmayan (dava dosyasında da olmayan) bir kaydın yayınlanmasıyla dosyanın gizliliği nasıl ihlal edilebiliyor? Dosyada olmayan bir şey yayımlanınca, dosyanın gizliliğinin ihlal edilmesine ceza hukukunda “işlenemez suç” deniyor. Şuna benzer: bugün 25 yaşında olan bir gencin Adolf Hitler’i öldürmeye teşebbüsle suçlanması. l Bu haberi yayımlayarak Can Dündar, “Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” etmiş oluyormuş. Birincisi, böyle bir suç yok. Söyleneni cebir ve şiddet yoluyla yapmaya kalkarsanız ve tabii elverişli bir örgüt ve teçhizatla birlikte, o zaman böyle bir suçlamanın mantığı olabilir. C Uluslararası toplantıda MİT TIR’ları soruldu Fransız Bakan: Türk yetkililerle konuyu görüştük. SÜLEYMAN TOSUNOĞLU ŞİD’e karşı kurulan uluslararası koalisyonun dün Paris’teki toplantısında, gazetemizde yayımlanan MİT TIR’larındaki silahların görüntüleriyle ilgili haber de gündeme geldi. 25 ülkeden dışişleri bakanlarının katıldığı ve Türkiye’yi Mevlüt Çavuşoğlu’nun temsil ettiği toplantının ardından Irak Başbakanı Haydar İbadi, Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ve ayağını kıran ABD Dışişleri Bakanı John Kerry yerine yardımcısı Tonu Blinken ortak basın toplantısı düzenledi. Canal Plus TV’den Laurent Richard’ın gazetemizin haberini örnek göstererek, “Türkiye hükümetinden IŞİD’e silah gönderiliyor, ne diyeceksiniz” diye sorması, 350 gazetecinin takip ettiği basın toplantısında şok etkisi yarattı. Fabius, bunun ciddi bir konu olduğunu ve Türk yetkilileriyle görüşüldüğünü söyledi. Blinken ise soruya cevap vermekten kaçınarak IŞİD’le mücadelede kararlı olduklarından söz etti. l PARİS I Gazeteci Barış İnce, ‘akrostiş’li savunma nedeniyle yargıç karşısına çıktı CANAN COŞKUN Cumhurbaşkanlığı’na saygısızlık her gün oy isteyerek yapılır B Barış Atay’a 7 bin TL ceza yuncu Barış Atay BirGün gazetesinde 9 Mart 2014’te “Ey Hükümetin Başı” başlığı ile yayımlanan yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Başbakanlığı döneminde hakaret ettiği gerekçesiyle 7 bin 80 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme, cezayı ertelemedi. Mahkeme Atay’ın aynı yazı nedeniyle Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile 25 Aralık soruşturması şüphelilerinden Yasin el Kadı’ya hakaret ettiği gerekçesiyle de beraatına karar verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet BirGün Yazıişleri Müdürü İnce’ye destek için gelenler duruşma salonuna sığmadı. (VEDAT ARIK) alkın Kurtuluş Partisi (HKP) Cumhuriyet gazetesinin MİT’e ait TIR’larındaki silahların görüntülerini yayımlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer yetkililer hakkında “savaş suçu” iddiasıyla Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı’na başvurdu. Suç duyurusunda Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala ve Hakan Fidan’ın isimleri “ihbar edilenler” olarak yer aldı. l ALİCAN ULUDAĞ Lahey’e ‘savaş suçu’ başvurusu H BM Genel Sekreter Sözcüsü Dujarric, MİT TIR’larıyla ilgili Türk yetkililerin hiçbir bilgi veremediğini belirtti irleşmiş Milletler’den (BM), gazetemizde yayınlanan MİT TIR’larıyla Suriye’ye mühimmat taşındığına ilişkin görüntülerle ilgili olarak, “Hangi taraf olursa olsun, hiç bir şekilde Suriye’de savaşan gruplara silah yollanmasına karşıyız” açıklaması geldi. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, “Genel Sekreter’in Suriye sorununda temel prensibi bellidir. BM’nin tavrı, Suriye’de sorunun çözümü için barış odaklı hareket edilmesini desteklemekte. BM, hangi taraf olursa olsun hiçbir şekilde burada (Suriye’de) savaşan guruplara silah gönderilmesine taraf değildir” dedi. Dujarric, MİT tırları ile ilgili Türk yetkililerinin de ne BM ne de BM Genel Sekreteri’ne konu ile ilgili hiçbir bilgi veremediğini dile getirdi. l DHA BM: Silah yollanmasına karşıyız B irGün Gazetesi Yazıişleri Müdürü Barış İnce, akrostişli savunma metni dolayısıyla 5.5 yıl hapsinin istendiği davada hâkim karşısına çıktı. İnce, “Ben mütemadiyen Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlık yapan biri değilim. O makama saygısızlık yapmak her gün oy istemekle olur” dedi. İnce hakkında 1725 Aralık soruşturmalarını konu alan “Ceplerine duble yol yapmışlar” manşeti nedeniyle dava açılmış, İnce de dava dosyasına yazılı olarak “Hırsız Tayyip” cümlesinin oluştuğu akrostiş savunma sunmuştu. Savcılık bu savunma nedeniyle Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla İnce hakkında dava açtı. Barış İnce de bunun üzerine akrostişe açılan davaya “Dayanamadın baktın di mi” cümlesinin oluştuğu akrostişli bir savunma daha sundu. İstanbul 2. Asliye Ce O Barış Atay za Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada savunma yapan İnce, “Ben hakaret etmedim politik eleştiri yaptım. Yazımın suç olduğunu düşünmüyorum. Savunmamı savunmaya çalışıyorum. Bu savunmamı da savunacağım gibi görünüyor” dedi. Erdoğan’ın avukatı Ferah Yıldız’ın müvekkilinin ‘mağdur’ olduğunu söylemesi salonda gülüşmelere neden oldu. İnce ise, “Ben mütemadiyen Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlık yapan biri değilim. O makama saygısızlık yapmak her gün oy istemekle olur” dedi. Duruşma 22 Ekim’e ertelendi. Cumhuriyet’e destek Duruşma sonrası açıklama yapan İnce, Cumhurbaşkanlığı makamını tanımayan, ona saygısızlık yapan bugün orada sarayda oturup politik mitingler gerçekleştiren ve Cumhurbaşkanlığı ile alakası olmayan işler yapan kişidir” dedi. İnce, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’la dayanışma içinde olduğunu söyledi. l İSTANBUL Tehdit dünya basınında yankılandı umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gazetemize yönelik tehditleri dünyanın dört bir yanında haber oldu. CNN, eposta yoluyla ulaştığı Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın seçimlere bir hafta kala yayımladığı haberin zamanlamasından pişman olmadığını belirtti. Videonun TIR’ların arandığı 2014’te ortaya çıkan görüntülerle aynı kaynaktan geldiğini belirten Dündar “Aynı kamera, farklı açılar” dedi. Newsweek dergisi, Erdoğan’ın Dündar’ı tehdit etmesinden 6 gün önce Dünya Gazete ve Haber Yayıncıları Derneği’nin Türk hükümetini basında çoğulluğa say C gı göstermeye çağırdığını hatırlattı. Avustralya kanalı ABC de Reuters’in haberini “Erdoğan, ‘Suriye’ye silah taşıyan TIR’ları haber yapan gazeteci cezalandırılacak’ dedi” başlığıyla duyurdu. Alman Deutche Welle gazetesi, “Erdoğan’ın Türkiye’deki gazeteciler ve sosyal medya kaynaklarıyla sallantılı bir ilişkisi ol du” ifadesini kullandı. Alman Basın Ajansı, Türkiye’de haberlerin sürekli sansüre uğradığını ve gazetecilerin mahkemeye verildiğini belirterek “İs CPJ: Zorbalıklara son ver azetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a yönelik “hesabını verecek, onu öyle bırakmam” tehdidinde bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kınadı. CPJ’nin Avrupa ve Orta Asya Direktörü Nina Ogniano G va tarafından yapılan açıklamada, “Erdoğan’ı, sırf yapılan haberlerden memnun olmadığı için, Can Dündar ve Cumhuriyet gazetesi örneğinde olduğu gibi gazeteci ve medya kuruluşlarına karşı yaptığı zorbalıklara son vermeye çağırıyoruz” dedi. l Haber Merkezi lamcı muhafazakar AKP’li siyasiler ve Erdoğan sürekli olarak ekranlarda” dedi. Spiegel, internet sitesinde “Türkiye’de seçim kampanyası: Erdoğan muhalif gazetecileri tehdit etti” başlığıyla verdiği haberde, Erdoğan’ın “seçim kampanyası moduna” girdiğini ve “bu vesileyle Türkiye’de istenmeyen, medya karşıtı kaba bir sesin yükseldiğini” yazdı. Belçika basını, seçime 1 hafta kala Erdoğan’ın “güç gösterisi” yaptığını belirtti. Hollanda basınında da Esad’ı koltuğundan indirmek için yıllardır mücadele ettiği ifade edilen Erdoğan’ın bunun için IŞİD gibi hareketleri’nde desteklediği öne sürüldü. l Dış Haberler C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle