28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 8 Nisan 2015 yorum TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 24 en neredeyim? Acayip kalabalık bir yerdeyim. Çevrem portakal çiçeğini sembolize eden çeşit çeşit şapkalar, bilezikler, iğneler takmış kadınlar ve erkeklerle dolu. Sadece onlar mı?, Çocuklar, yüzleri portakal çiçeği gibi boyanmış, en şık giysileri içinde, şarkı söyleyip duruyorlar. Evet bir karnavaldayım, on binlerce Adanalı yollara düşmüş, kimi çiftetelli oynayarak, kimi tango yaparak, kimi halay çekerek yürüyorlar, apartmanların balkonları tıklım tıklım dolu, üzerimize konfeti yağıyor. Adana Adana olalı böyle yollara düşmemişti. Adanalılar, açtığında kentin kimyasını ansızın değiştiren, herkesi hayal dünyasına çeken, aşkı aşk, sevdayı sevda yapan portakal çiçeğine, bu muhteşem rüyaya minnetini sunmak için yollardaydılar... Sadece Adanalılar mı? Karna B Buraya Kadarmış... emek ki neymiş? Türkiye’yi Ortadoğu’nun hamisi, liderini de halifesi yapacak olanların ‘stratejik derinlik’ ömrü, İran sahneye çıkıp ortaya ‘taktik üstünlük’ koyana kadarmış... IŞİD’in bölgeye yayılmasıyla birlikte, Batı’nın daha birkaç ay öncesine kadar alkışladığı AKP hükümeti, sınırlarından teröristlere mühimmat ve cihatçı geçirdiği iddiasıyla ‘kuşkulu müttefik’ konumuna geriledi. Oysa aynı zaman diliminde aynı Batı, düşman belleyip yıllarca ambargo uyguladığı İran’la el sıkıştı ve bu ülkeyi, bölgede aranan istikrar yönderi olarak Türkiye’den boşalan koltuğa oturttu. Jeopolitik pusulanın ibresi nasıl olup da böylesine hızla ters döndü? HHH D General Süleymani Tıkrit’e girerken... Türkiye’de IŞİD’e karşı savaşan Irak etnileri arasında genellikle Kürt peşmergeler iri puntolu haberlere konu oluyor. Ama Irak’ta düzenli ordu ve milisler de IŞİD’le çarpışıyor. Bağdat hükümetini destekleyen İran, işte burada devreye giriyor. İranlı generaller, Irak’ta Hizbullah şablonuna göre kurup örgütledikleri Şii milislere ve yer yer Irak ordusuna komuta ediyorlar. Bu generallerden Hamit Takavi, 2014 Aralık ayında Samarra’da öldürüldü. Geçen mart ayında Irak ordusu ve Şii milislerin IŞİD’den geri aldığı Tıkrit’e giren muzaffer askerler arasında, İran’ın uluslararası şöhreti, General Kasım Süleymani göze çarpıyordu. İran rejimine muhalif Halkın Mücahitleri örgütü, Irak’ta IŞİD’e karşı çarpışan güçler arasında 7 bin İran askerinin olduğunu iddia ediyor. Belki doğrudur, belki değil. HHH Ama kesin bildiklerimize ekleyin Hizbullah’ın Lübnan’dan Yemen’e yayılmasını, Ortadoğu’da Şiilerin ciddi bir milis gücü oluşturdukları ve bu gücün İran’ın emrinde olduğu artık açıktır. Ya Türkiye’nin emrinde kim var? Ortadoğu’da hangi Sünni kavim ya da milis AKP hükümetinin eseri ve hizmetlisi? Erbil mi, peşmergeler mi, Kürtler mi? Katariler mi, Suudiler mi? Hahahahahaaaa... Peki, bölgenin yeni lideri, tam da yerini kaptırdığı İran’la arası nasıl? Berbat! Ambargo yüzünden petrolünü meşru yoldan satamadığı günlerde, komşumuz İran’a Sarraf’lar, Zencani’ler ve daha pek çok yamyam aracılığıyla destek olmuş, bizimkiler. Adamların Gana’dan gelen altın yüklü transit uçağını bin bir dümenle İstanbul’a indirmiş ve yükünü epeyce hafifletmişler. HHH Senden doğalgaz alıyorum, ama ambargon var, dolarla ödeyemem, sana altın ihraç ediyormuşuz gibi yapalım, demişler. Sonra da ya Allah narasıyla kimi kaşık, kimi kepçeyle, girişmişler hoşafa... İran’ın Batı’yla vardığı anlaşmaya çok sevinmesi, yüzde 10 oranında Türkiye’den yanan ağzı. Şimdi yeni müttefiklerini arkasına alıp Zencani aracılığıyla çetelesini tuttuğu kayıp milyar dolarlarının peşine düşecek. Bizimki günde beş vakit Tahran’a yönelse de oluru yok artık. Hurmaların tırmalayacağı aşikâr. Bölgeye terlik fırlatabileceği tek köşe kaldı, orası da Yemen. En Büyük Adana Başka Büyük Yok! valın sürdüğü dört gün boyunca otellerde yer bulmak, önceden ayırtmadınızsa mümkün değildi. Bunca yıl Adana’ya gelirim, ilk kez kebap yemek için lokantalarda sıra bekledim. İki sandalyeli ciğerciden, en lüks lokantalara kadar her yer doldu boşaldı, doldu boşaldı. Ve bunca kalabalığa rağmen tek bir kötü olay olmadı. Sadece gece kebapçılar çarşısında, saat onda kalkması istenilen ve bunu onaylayan grup, yarım saat daha fazla oturunca, bekleyenlerin sabrı tükendi, neyse kar KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI ‘TANRI erkekler için vardır, din kadınlar için. JOSEPH CONRAD yor. Şimdi Yemen çöllerinden bir ses yükselse ve ‘Eyy Suud, eyy Mısır ve şürekâsı! İsrail Filistin’i işgal ve Gazze’yi katlederken neden bir Arap ordusu oluşturmadınız da, bir avuç Husi’ye karşı ittifak yaptınız?’ diye bağırsa, cevap alır mı sizce... Demek ki neymiş? Sisi’nin komutasında Yemen’e giderken Davos’taki ‘one minute’ten olmak varmış! HARBİ SEMİH POROY dep Boğazı’na da egemen olacak. Aşırı kilolu Suudi askerler, çıta gibi Husilere karadan kafa tutamıyor. Havadan yapılan bombardımanlar da sivilleri katletmekten başka işe yaramıyor. Sünni ülkeler, ortak bir Arap ordusu oluşturmaya çalışı emen’de kazanacak taY raf, yılda 25 bin petrol tankerinin geçtiği Babül Men G NOKTASI deşçe halledildi. Açıkça söylemem gerekirse böyle bir karnaval Adana dışında Türkiye’nin hiçbir yerinde yapılamaz! Kimse alınmasın, burası bir Hitit ülkesi ve Adana dişi bir kent! Kadınların sokaklarda özgürce dolaştıkları ve her olumlu işi ustalıkla başardıkları bir kent! Burada tanrıça kadınlar! Adana’nın gelinleri arasında bir Kalabalık arasında, başımda tek, yetmedi iki tane porta çakma gelin ben. kal çiçeği tacı, göğsümde bir, kortejin geçtiği yolların saatlerce yetmedi üç portakal çiçeği broönceden trafiğe kapanması geşu, on beş dakika bekledikten rekecek ve daha çok sahne gesonra bir kafede bulabildiğim rekecek. Karnavalın mimarı Tobir sandalyeye ilişip kahvemi yuyota Türkiye Pazarlama ve Satış dumlarken, aklıma gezgin arkaA.Ş’nin CEO’su, tam Adanalı bir daşım Teoman Cirit’in ikinci kez sokak çocuğu Ali Haydar Bozkoşarak Japonya’nın Sakura (Kikurt, sadece bir CEO değil ayraz çiçeği) Festivali’ne gitmenı zamanda bir tiyatro âşığı, oysi geldi. Onun heyecanını, ikinci kez gitmesini pek kavrayamamış namışlığı var ve her yıl Adana’da mutlaka bir oyun sahneliyor. Eh tım ama açıkça söyleyeyim, ben böyle olunca sokak tiyatrolarının eğer yaşarsam gelecek yıl da bu karnavalda boy göstermesi pek zamanlar Adana’dayım. Sadece gecikmeyecek sanıyorum. Adana ben mi? Gelecek yıl otellerle birdört gün süren karnavalda, müzilikte sanırım bölge okullarının yağin her çeşidine doydu. Gelecek takhanelerinin ve evlerin gelen yıl da tiyatroya doyar. Olmayacak konuklara açılması gerekecek, bir şey değil! Bu karnavala iki yüzün üstünbehicak@yahoo.com.tr de sivil toplum kuruluşu kendi imkânlarını kullanarak katıldı. Adanaspor da vardı, esnaf odaları da! Bu katılım biçimi tüm Adanalılara “Bu karnavalın sahibi biziz, biz Adana halkıyız!” özgüvenini sağlamış. Bu benim en çok ilgimi çeken olguydu. Herhangi bir belediye ön planda değildi, onlar da işin bir parçasıydılar ama sahibi değil... Ben kimlerle yürüdüm? Karnaval için “Adana’nın Gelinleri” projesini hayata geçiren Altın Oran Düşünce ve Sanat Platformu’ndaki dostlarımla. Projenin koordinatörü ve dokuz Adana Gelini’nin en güzel fotoğraflarını çekenlerin büyük bir kısmı platformun kadın üyeleri. Tam bir Adana âşığı olan ve Adana’da gerçekleştirilen pek çok projeye önderlik yapan Haluk Uygur, en çok onlarla övünüyor. Elimde Adana’nın yabancı gelinlerini anlatan nefis bir kitap var ve bu gelinlerin hikâyeleri çok ilginç. Kimi Doğu Almanya’dan kaçmış, bir Adanalıya vurulup bu memlekete gelmiş ve sevgiden başı dönkamilmasaraci@gmail.com.tr müş, kimi İngiltere’den “Develerin ülkesine gidiyorum” diye ayrılmış, kimi İran’dan kaçıp gelmiş. Hikâyelerini okuduğunuzda hepsinde var olan bir ortak nokta, insanın içini ısıtıyor, hepsi Adana’nın sıcağını ama en çok da insan sıcağını sevmişler... Of gene karanlık ve bulutlarla kaplı kentime döndüm. Bavulumdaki portakal çiçeği dolu poşetimi çıkarıp hemen buzdolabına koydum. Canım ne zaman hülyalara kapılmak istedi, onların bir tutamını çıkarıp, içtiğim suya atacağım. Bu da bir portakal çiçeği büyüsü. İsteyen yapar. Not: Pazar günkü Adana Usulü Kahvaltı başlıklı yazımda tarihi açık hava müzesi KaratepeAslantaş’tan Aslanlı Tepe diye sözetmişim. Okurlarım uyardı, evet doğrusunu biliyorum ama orası benim için Aslanlı Tepe... İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DÜnDAR ahkeme, taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlıkları hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olarak sivil ya da askeri, adli veya idari konularda adaleti sağlamak üzere yetkilendirilmiş bir yargılama kurumudur. Yargıç, savcı ve avukat olmak üzere üç temel öğeden oluşur. Savcı olmadan da davaya bakan sulh ceza mahkemeleri bir istisnadır. Bu yazıda üzerinde durmak istediğim savcı ve avukatların konumlarına ilişkin olarak kamuoyunda oluşmuş yanlış bir algıdır. HHH Savcının görevi, suçu ve suçluyu ortaya çıkararak ve kamu davası açıp bunu sonuna kadar takip ederek suçlunun/ suçluların cezalandırılmasını sağlamaktır. Avukat, kişi ya da kurumlar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların mahkemelerde yasalara uygun olarak, kısa sürede ve güven içinde giderilmesi, bu yolla adaletin gerçekleşmesi için yargıçlara yardımcı olan kişidir. Başlıca görevleri mahkeme ya da yargı yetkisi bulunan diğer organlar karşısında gerçek ve tüzelkişilere ilişkin hakları dava etmek ve savunmak, adli işleri, resmi dairelerdeki tüm işleri izlemek, bu işlerle ilgili belgeleri düzenlemek, M Savcılar ve Avukatlar Üzerine kendisine verilen ya da kendisinin kabul ettiği bir davayı ister kısa, ister uzun zaman aralığını kapsasın, sonuna dek izlemektir. HHH Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de duruşma salonlarında yargıçlar yükseltilmiş bir kürsüde otururlar. Savcının, yargıcın ‘L’ şeklindeki kürsüsünün kısa kısmında onunla aynı yükseklikte otururken avukatların aşağıda bir masada oturuyor olması ise ülkemize özgü bir durumdur. Sanık haklarını savunan, kutsal bir görev yaptığı söylenen avukatın duruşma salonundaki konumu, bu mesleğin kutsallığı ve vakarı ile bağdaşma maktadır. “Silahların eşitliği” evrensel bir ilkedir. Bu ilke gereği, kamu davasının davacısı olan, cumhuriyet savcısı ile kutsal olan savunma hakkını temsil eden sanık avukatının farklı konumlarda oturmaları, daha baştan, mahkemenin bağımsızlığı ve yansızlığı konusunda tam bir inanç oluşmasını engellemektedir. Bu eşitsizlik kamuoyunda savcının avukata nazaran daha yüksek/üstün bir makam sahibi olduğu gibi yanlış bir algı yaratılmasına yol açmıştır. HHH Bu algının yansımalarını geçen hafta Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın, adliye saraylarına girişlerinde avukatların üstlerinin aranmasına ilişkin söylemlerinde gördük. İki gün önce İstanbul Barosu Başkanı ile başsavcılığın bu konuda bir uzlaşmaya varmalarına rağmen sorunun kökünden çözüldüğünü söylemek zordur. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’ndan adliye sarayının girişindeki güvenlik görevlisine kadar kafalara yerleşmiş yanlış algının silinmesi için atılması gereken ilk adım, savcılar ile avukatların duruşma salonlarındaki konum eşitsizliğini ortadan kaldırmaktır. Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Düzeltme: Mustafa Çolak l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Ögle İstanbul 04.59 06.30 13.13 Ankara 04.47 06.16 12.58 İzmir 05.13 06.39 13.20 İkindi 16.49 16.33 16.56 Akşam 19.44 19.28 19.49 Yatsı 21.07 20.49 21.081 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle