18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKONOMİ Nef Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur ise platformun bir sonraki hedefinin, başlangıç aşamasındaki bir kentsel dönüşüm projesi için örnek bir ‘Sosyal Etki Değerlendirme’ (SED) raporu hazırlamak olduğunu, böylelikle rehberde önerilen yaklaErden şımlar, programlar ve proTimur jeleri gerçekleştirerek, etki ve tepkinin denge içinde geliştirildiği, katılımcı döluk haline gelmeli. Dönüşüm süreci müthiş bir travma yaratıyor. Araştırmaya göre anılar, sokaklar, dokular kaybolmaya başladı. Bir mahallede 40 bin bina yıkılıyor. Sonra sosyal doku dikkate alınmadan rant bakışı ile yenisi yapılıyor. Mekan ve insan travma için DOLAR AVRO FAİZ BORSA ALTIN CUMHURIYET ALTIN 24 AYAR 2.5880 028 kuruş arttı 2.8110 011 kuruş düştü 8.19 0.48 puan düştü 82.487 0.176 puan düştü 668.98 6.64 lira arttı 673.28 0.55 kuruş arttı EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: EBRU ADALI Çarşamba 8 Nisan 2015 Kentsel dönüşüm bölge halkında travma yarattı KP hükümetinin deprem riskini en aza indirmek ve yerinde dönüşüm amacıyla başlattığı Kentsel Dönüşüm binlerce insanı yerinden ederken evleri kentsel dönüşüme uğrayanların yüzde 80’i ise mutsuz ve kaygılı. Nef Yönetim Kurulu başkanı Erden Timur ve Kentsel Strateji Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Göksu’nun işbirliği ile 17 Ağustos 2014’te kurulan Kentsel Vizyon Platformu’nun dönüşen aralarında Fikirtepe, Sulukule, Tarlabaşı’nın da bulunduğu 10 mahalledeki evi yıkılan ve bölgede yeni ev alanlarla yaptığı 4 aylık görüşmelerden çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada büyük altyapı ve çevre projelerinde aranan ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) raporları gibi, kentsel dönüşüm projelerinde de ‘Sosyal Etki Değerlendirme’ (SED) raporları yasal zorunlu A SED raporu hazırlayacağız nüşüm projelerinin hayata geçirilmesi olduğunu açıkladı. Timur, “Nef olarak kurumsal felsefemiz ve anlayışımız nedeniyle kentsel gelişim süreçleri bizim için büyük önem taşıyor. Bu konuda yalnızca var olan sürece katılmak yerine, süreçleri iyileştirmek ve kolaylaştırmak adına farklı neler yapabiliriz düşüncesinin peşindeyiz. Bu nedenle bir sonraki adımda örnek bir SED raporu hazırlamayı hedefliyoruz. Seçimden sonra bunu partilere de sunmayı planlıyoruz” dedi. ki ev sahiplerinin olacak, ancak kimse o sakinlere mimariyi sormuyor. Yatırımcının isteğiyle çoğu ev 1+1’den oluşan planlarla hazırlanıyor. Sulukule’de pahalı ev alanlarla eskiden beri orada oturanlar arasında uyum sorunu var. Tarlabaşı’ndakiler dönüşüm Kaygılar artıyor Araştırmaya göre kentsel dönüşümün mekâna etkileri “Kullanımlar karma hale geliyor. Eski mahalle kayboluyor, site geliyor. Yerel ekonomi kültürü yok oluyor” şeklinde özetlendi. Yaşama etkileri de şunlar: Gidenlerin yerine gelenler sosyal grafiği değiştiriyor. Mahalleli yerine site sakini geliyor. Beklenti ve kaygılar yükseliyor. sonrası aidatı nasıl ödeyeceklerini düşünüyor? Tarlabaşı’ndakiler bölgenin Nişantaşı’na benzeyeceği sebebiyle aidat konusunda endişeli. Fikirtepe’dekiler ise anılarını şimdiden unutmaya başladığı için rahatsız” diye konuştu. l Ekonomi Servisi CHP’nin Ekonomi Kadrosu arkında mısınız? Ekonomi bürokrasisinin temel kurumları uzun zamandır başsız. Dört kritik kurumun tepe noktası, Saray’ın, hükümete inisiyatif tanımayan aşırı müdahaleci tutumu sonucu aylardır ya boş, ya sancılı: Sekiz aydır müsteşarı asaleten atanamayan bir Hazine. Beş aydır yeni başkanı asaleten atanamayan bir BDDK. Müsteşarı milletvekili adaylığı için istifa etmiş bir Maliye. Bunlara ek olarak, sistematik faiz baskısıyla istifanın eşiğine getirilmiş bir Merkez Bankası. Başka iktidarlar döneminde, her biri uzun uzadıya tartışma konusu yapılabilecek bu tablo, kişi hak ve özgürlüklerinin hukuki ve fiziki olarak alabildiğine baskı altına alındığı ağır siyasi havanın etkisiyle, bırakın gündeme taşınmayı, fark edilmiyor bile. HHH Ekonomik gelecek öngörüsünün, seçmen davranışındaki temel faktörlerden biri olduğu tezi, bu seçime nasıl yansıyacak henüz bilmiyoruz. 7 Haziran’da yapılacak seçimler için milletvekili adaylarını belirleyen CHP’nin listesi, bu önemli konunun yanı sıra, adayların geçmiş pratikleri açısından da önümüzdeki dönem tartışılacaktır. Kontenjan adaylarının açıklanmasıyla kesinleşen listeye bakıldığında, aktif bir isim olan Umut Oran’ın liste dışı kalması sürpriz etkisi yarattı. Listede CHP’nin potansiyel ekonomi kadrosunu oluşturacak isimler, adayların temsil ettiği çizgiler bakımından “koalisyon” denebilecek bir izlenim veriyor. Öne çıkan yeni isimlere bakarsak: l Zekeriya Temizel: İki dönem Maliye Bakanlığı yapan Temizel, 2001 krizi patladığında, BDDK başkanıydı. İddialı bir isim olan Temizel, BDDK’nin, krizi aşmak üzere davet edilen Kemal Derviş’e “ilgili bakan” olarak bağlanması nedeniyle istifa etmişti. Aradan 14 yıl geçti. Temizel’in bugünkü CHP adaylığı, siyasetin gerçekten de CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun son parti meclisi toplantısını açarken dediği gibi “uzun soluklu bir yarış” olduğunun belki de en güçlü kanıtı. Keza Kemal Derviş’in daha birkaç gün önce “CHP’nin de söz sahibi olduğu bir iktidarda” görev almayı kabul edişi de öyle. Derviş ile Temizel’in, CHP’nin ekonomi politikalarında aynı çizgiyi temsil edip etmeyeceklerini zaman gösterecek. Partinin yeni yüzlerinden genel başkan yardımcısı Selin Sayek Böke’nin ise yaklaşık olarak Derviş’e yakın bir çizgide durduğunu söylemek mümkün. l Ekonomi kadrosundaki “koalisyon” görüntüsünü destekleyen diğer bir gelişme ise Tansu Çiller döneminin DPT Müsteşarı İlhan Kesici’nin kontenjan adaylığı oldu. Kesici’nin, Kılıçdaroğlu gelince partiden ayrıldığını ve giderken “Yeni parti yönetimi ve yeni siyaset anlayışına etkili bir katkı sunabileceğim durum bulunmadığını hissediyorum” dediğini anımsatmakta yarar var. Sonuçta, adaylık meselesi bitti. Türkiye, seçime düşük büyüme, yüksek işsizlik, enflasyon riski, orta gelir tuzağı, yüksek cari açığa bağlı dış finansman sıkıntıları nedeniyle “kırılgan ülkeler” ligindeki bir ülke olarak giriyor. 7 Haziran’a iki aydan az bir zaman kaldı. CHP’nin 2015 seçimlerine hangi kadro ve nasıl bir ekonomi tasavvuruyla gireceğini, somut projeleriyle anlatması için de öyle. F de. Faruk Göksu, sosyal ekonomik boyut dikkate alınmadan ‘yıkyap’ mantığı ile yapılan kentsel dönüşümün finansmanının da imar hak artışından sağlandığına dikkat çekerek, “Mesela kat karşılığı olduğu için kentsel dönüşüm yapılan mahallelerin yarısı yine es Süte zam gelecek TÜSİAD: Sistem adil K yargı sağlasın Yılın ikinci yarısında süte zam yapılacağı vurgulanıyor oç Holding şirketlerinden ve bünyesinde SEK, Pastavilla markalarını da barındıran Tat Gıda Genel Müdürü Arzu Aslan Kesimer, yılın ikinci yarısında süt fiyatlarının artacağını ifade etti. Geçen yıl kurak iklimin de etkisi ile yükselen gıda fiyatları, içeride enflasyona neden olurken ihracatta düşüşe neden oldu. Özellikle buğday, domates ve süt ürünleri grubunda dünyaya göre yüzde 20’ye varan fiyat farkı, gıda firmalarının ihracat hedeflerinde sapmaya yol açtı. Kesimer, 2014’te gıda firmalarının kârlarında bir miktar erime olduğuna dikkat çekerken, 2015’in ikinci yarısında da yeni zamlar olabilir mesajı verdi. Geçen yıl satın alınan Moova markası ile peynir üretiminde yapılacak yeni atılımlarını açıklayan Ke Şükrü Ünlütürk: Herhangi bir sistem benim haklarımı koruyamıyorsa, adil yargılanamıyorsam sistemin isminin ne önemi var. ürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk, TÜSİAD’ın başkanlık veya parlamenter sistem konusunda bir tercihinin bulunmadığını kaydederek “Herhangi bir sistem benim haklarımı koruyamıyorsa, adil yargılanamıyorsam o zaman sistemin isminin ne önemi var. Tartışma isim ve kişi üzerinden gidiyor. Yanlış olan bu. Hukuk devleti, demokrasi gibi konular ağırlıklı olduktan sonra sistemin ismi önemli değil” dedi. Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi üyeleriyle bir araya gelen Ünlütürk, ekonomik görünümde gerileme yaşandığını vurguladı. Türkiye’nin her yıl yüzde 5’in üzerinde büyümesi ge T rektiğini kaydeden Ünlütürk, “2007’ye kadar müthiş performans gösteren iktidar daha sonra başkanlık tartışmasına takıldığı için ekonomi ön plana gelmedi. Seçimden sonra yeni iktidarın bu sorunlara odaklanmasını bekliyoruz” diye konuştu. TÜSİAD’ın her zaman tutarlı çizgiyle düşüncelerini ifade ettiğini anlatan Ünlütürk, “Biz siyasi parti değiliz. İşi yöneten insanlarla öncelikle konuşmalıyız. Onlarla kavga içinde olmak istemeyiz. Israrla ve dikkatli bir üslupla bunları söylüyoruz. Hükümet ise genel olarak farklı bir görüşte değil. Ama dışarıya karşı veya kendi öncelikleri konusunda seslerini fazla çıkaramıyorlar” dedi. l Ekonomi Servisi Çizgimiz tutarlı simer, bu yıl Tat Gıda olarak 55 milyon TL yatırım yapacaklarını söyledi. Aslan Kesimer, Moova markasını geçen yıl 32.3 milyon TL yatırım ile peynir kategorisinde büyüme stratejisi çerçevesinde satın aldıklarını hatırlatarak, “350 ton süt işleme kapasitesi ile büyük bir süt havzasına sahip olduk. Bu çerçevede 35 yeni peynir çeşidi çıkardık. 10 milyar TL büyüklüğüne sahip peynir kategorisinde bu yatırımla hedefimiz 5 yılda ilk üçte olmak. Bu yıl Tat Gıda olarak yüzde 15 büyüme il 1 milyar TL ciro hedefliyoruz. Sek olarak ise hedefimiz 500 TL ciro hedefliyoruz” dedi. Kesimer, sütte AB’ye göre Türkiye’nin fiyatlarının yüksek olduğuna dikkat çekerek “Bu sütçülük ve süt hayvancılığının ihtiyaçları ile ilgili de bir durum. Biz Rusya’da ve AB’de ihracat için gerekli izinleri aldık ancak ben kısa vadede Avrupa’ya süt ve ürünleri ihraç edebileceğimizi düşünmüyorum” açıklamasını yaptı. İhracat zor Esas’tan AVM’ye 500 milyon dolar evket Sabancı ve ailesi tarafından kurulan Esas Holding gayrimenkul sektörüne bugüne kadar 1.5 milyar dolar yatırım yaptı. 2016’ya kadar kurulacak 6 yeni AVM için de 500 milyon dolar yatırım yapmayı planlayan holding, Türkiye’deki ilk AVM’sini ise 85 milyon dolarlık yatırımla yarın Çanakkale’de ‘Esas 17 Burda’ ismiyle hizmete açıyor. Bünyesinde Pegasus Hava Yolları, Peyman Gıda ve Ayakkabı Dünyası’nı da bulunduran Esas Holding gayrimenkulü ana işkolu olarak belirledi. 2009’da Esas Gayremenkul şirketiyle sektöre giriş yapan holding AVM yatırımlarına odaklanıyor. Esas Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Kamış Arzu Aslan Kesimer Arzu Aslan Kesimer, dünya ile karşılaştırıldığında Türkiye’de domates fiyatlarının yaklaşık yüzde 20, buğday fiyatlarının ise yüzde 10 daha pahalı olduğunu vurguladı. Ş lı, İngiltere ve New York’ta AVM ve ofis projelerinin bulunduğunu yurtdışında daha çok yabancı ortaklarla hareket ettiklerini buralarda satınalmalarla büyüyeceklerini söyledi. Esas Gayrimenkul’ün Türkiye içinde faaliyete geçireceği 6 AVM’nin 3 bin kişiye istihdam sağlayacağını anlatan Kamışlı, “İstanbul’da hangi noktaya yaparsanız yapın AVM fazlalığı var. Biz asla İstanbul’a AVM kurmaErhan yız” deKamışlı di. ‘BDDK’nin uygulamaları bankaların canını sıkıyor’ ş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, “Bugün banka sahipliği ve yönetimi çok ciddi uyum kuralları gerektiriyor. Zannediyorum Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nunda (BDDK) bu konudaki uygulamaları sadece bu bankamızın (Bank Asya) değil birçok bankamızın zaman zaman canını sıkabiliyor” dedi. Özince bankaların hissedar kimlikleri ve hisse devirleriyle ilgili soru sorulduğunda cevap da verilebileceğini söyledi. IMF: Büyüme yavaşlayacak Uluslararası Para Fonu (IMF), 20152020 döneminde, daha önceki 6 yıllık döneme göre gelişmiş ülkelerin büyüme hızının artacağı, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızının ise azalacağı öngörüsünde bulundu. IMF’nin, 2015 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’na göre 20152020 döneminde gelişmiş ülkelerin ortalama büyüme hızı yüzde 1.6’ya yükselirken, gelişmekte olan ülkelerinki yüzde 5.2’ye düşecek. Gelecek 5 yıla ilişkin büyüme beklentilerinin finansal kriz öncesine kıyasla düşük olduğuna işaret eden rapor, bunun başlıca nedenlerini ‘yaşlanan nüfus’, ‘azalan toplam faktör verimliliği’ ve ‘sermaye artışını engelleyen yapısal kısıtlamalar’ olarak sıraladı. İ Özince, Atılım Üniversitesi’nde ‘Girişimcilik ve Yenilik’ konferansında katılımcılardan Bank Asya’nın TMSF’ye devrinin bankacılık sektörüne etkisine ilişkin sorulara ilişkin, ister banka ister özel finans kurumu olsun yerli sermayeli kuruluşların yeterince olması gerektiğini söyledi. Özince “Bu kapsamda Asya Finans yerli sermayeli bir katılım bankasıydı. Biz regülasyon konusunda uluslararası normlara aitiz. Uluslararası normlar da çok zorlayıcı. Dolayısıyla bugün ban ka sahipliği ve yönetimi çok ciddi uyum kuralları gerektiriyor. Bir ara BDDK, en büyük bankalara dedi ki ‘Eğer şu, şu, şu şeyleri tamamlamazsanız şube açmanıza izin vermeyebiliriz.’ Keza burada da bankaların nitelikli hissedar dediğimiz hissedarlarının kimlikleri, bunlar arasındaki hisse devirleri önem kazanıyor. Peki, Türkiye’deki bütün bankalara bu sorular sorulsa herkes cevap verebilir mi? Verebilir. Hiç tereddüdünüz olmasın” açıklamasını yaptı. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle