18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Nisan 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BARIŞ AKTAŞ AKP iki yılda 7 milyon yoksul yarattı Kömür yardımlarından 2 milyon hane yararlandı ekonomi 9 2012’de 23 milyon 668 bin olan yardıma muhtaç insan sayısı 2014’te 30.5 milyona yükseldi. Yardıma muhtaç hane sayısı da 8 milyona çıktı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2015 bütçesi sunum kitapçığına göre nüfusun yüzde 40’ı muhtaçlar kategorisinOLCAY de yer alıyor. 52 milyon 695 BÜYÜKTAŞ bin kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede, 10 milyon seçmen yardımlara muhtaç yaşıyor. ek çok ekonomik sorunun yapısal hale geldiği ülkede, AKP iktidarı iki yılda 7 milyon daha yoksul yurttaş yarattı. 2012’de 23 milyon 668 bin olan yardıma muhtaç insan sayılı geçen yıl sonunda 30 milyon 500 bine yükseldi. Yardıma muhtaç hane sayısı da 6 milyon 768 binden 8 milyona ulaştı. Temel gereksinimlerini karşılayamayan ve yaşamlarını en alt düzeyde dahi sürdürmekte zorluk çeken kişi ve ailelere, karşılıksız ayni ya da nakdi olarak olarak verilen sosyal yardımlar için geçen yıl 20 milyar 393 milyon lira harcandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) 2015 bütçesi sunum kitapçığında yer alan bilgiler, nüfusun yüzde 39’nun muhtaçlar kategorisinde yer aldığını gösterdi. Aylık geliri 270 liranın altında olanlar muhtaçlar ordusunda yer alıyor. Önseçimin Önemi HP, yakın dönem siyaset tarihine geçecek ölçüde önemli bir demokratikleşme adımı attı. Milletvekili adaylarının, bir kısmının da olsa, önseçimle saptanması yoluna gitti. Bu çok yerinde uygulamanın kimi yönleriyle irdelenmesi gerekiyor. HHH Öncelikle benim de yıllarca emek verdiğim CHP’de önseçimden başarı ile çıkan adayları içtenlikle kutluyorum. Kanımca, kazanan adayların ortak özelliği şudur: Sandığa giden CHP üyeleri, çoğunlukla gerek Meclis’te gerekse sokakta tam bir kararlılıkla ve sonuna kadar emekçilerin hakları için savaşanları aday seçti; çok büyük çoğunluğuyla sola ve eyleme oy verdi. Önseçimle, siyasal işleyişe halkın katılımının kapıları aralandı; diğer partilerin de ders alması gereken ve eninde sonunda uygulamak zorunda kalacakları özgürlükçü bir sonuç doğdu. Seçimlerde gençlerin ve kadınların öne çıkması kuşkusuz çok olumludur. Ancak içinden geçilen koşullarda ülke siyasetinin sorunu yaş ve cinsiyetin çok ötesindedir. AKP düşüncesinin karşısına Cumhuriyetin özgürlük, eşitlik, laiklik, bilimin yol göstericiliği ve bunlara dayalı sol değerlerle çıkılmasının yolu bu önseçimle bir ölçüde de olsa açıldı. Önseçim sonuçları CHP’de böyle güçlü bir çekirdeğin oluşmakta olduğunu açıkça kanıtlıyor. HHH Ülkenin toplam 85 seçim çevresinin 45’inde tüm üyelerin katılımıyla önseçim yapılması hiç kuşkusuz çok doğru, alkışlanacak bir uygulamadır. Ancak, 85’te 85 olmadığından yani tüm seçim çevrelerinde uygulanmadığı için de bir yarım adımdır. Seçim çevrelerinin yarıya yakınında önseçim yapılmamasının nedeni olarak üye yapısı gerekçe gösterilemez. Eksik uygulamanın nedenleri giderilmeli ve adayların her seçim çevresinde eşit koşullarda yarışacakları önseçim yapılması mutlaka sağlanmalıdır. Daha da önemli olarak, önseçim uygulaması, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Sekreter Gürsel Tekin’in 2010 sonunda işbaşına gelmelerinden hemen sonra ve en azından bugünkü ölçüde başlatılmalıydı. Kılıçdaroğlu, partide demokrasi ülkede demokrasi vurgusu ve kararlılığıyla göreve gelmekle birlikte bunun uygulamasını bugüne dek yerine getirmedi. CHP’nin başarısını, düşünce ve kadrolarıyla sağcılaşmakta aradı; o tarihten bu yana seçimlerde alınan sonuçlar ortadadır. Eğer bugünkü önseçim uygulaması dört yıl önceki milletvekili adaylarının saptanması sırasında yapılsaydı ve sonrasında yapılan yerel seçimlerde ve özellikle cumhurbaşkanı seçimlerinde benzer bir katılımcı yöntem uygulansaydı, bugün hem CHP hem Türkiye çok daha demokratik bir siyasal düzleme sahip olurdu. HHH Bu satırların yazıldığı sırada CHP’nin kimleri kontenjan adayı yaptığı açıklanmamıştı. Eğer üst yönetim önseçim sonuçlarından doğru dersler çıkarır ve kontenjanları ona göre saptarsa, kendisi için de, parti için de, ülke için de en doğru olanı yapmış olur. Çünkü ülkenin anayasal yapısı, seçilecek Meclis’te biçimlenecektir. O biçimlenmenin çağdaşlaşma ve demokratikleşme temelinde olması için CHP’nin önseçimde alınan sonuçlar doğrultusunda olabildiğince etkili kılınması; bu güçlenmesini ülkenin diğer özgürlükçü kesimleriyle birleştirmesi gerekiyor. Önseçim, CHP’nin niteliğine yapacağı katkıyla bunu sağlarsa ülke 8 Haziran’da gerçek bir demokrasi yönünde atılan bir adımın sabahına uyanır. C Yakacak zirve yaptı * ** P lik Raporu UNDP’undan yararlanarak hazırladıkları ‘Türkiye’de Yoksulluk ve Muhtaçlık Durumu/2014’ başlıklı çalışmaya göre, muhtaçlar ordusuna iki yılda 6 milyon 768 bin kişi katıldı. Yardıma muhtaç hane ve kişi sayıları ASPB faaliyet raporlarından alındı. 10 milyon seçmen muhtaç Verilere göre, Türkiye nüfusunun yüzde 39.8’i yoksulluk envanterine kayıtlı. 2013 Türkiye Nüfusu 76 milyon 667 bin olarak belirtilmiş durumda. Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi yoksulluk envanterinde geçen yıl sosyoekonomik durumu iyi olmayan ve muhtaç olan hane sayısı 8 milyon, kişi sayısı da 30,5 milyon oldu. Türkiye’de kayıtlı seçmen sayısı 52 milyon 695 bin. Yalnız son iki yılda 7 milyon yoksul yaratılan ülkede yaklaşık 10 milyon seçmenin yardımlara muhtaç yaşamını sürdüğünü söylemek mümkün. Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim destiği ile yaşlı, muhtaç ve 2022 sayılı kanun kapsam dâhilinde yapılan yardımlardan yararlanabilmek için hanedeki kişi başı gelirin asgari ücretin üçte birinden az olması gerekiyor. 31 Aralık 2014’e kadar asgari ücretin üçte biri brüt 378 lira net olara da 270 lira. Yani aylık geleri bu geliren altında olanlar muhtaçlar ordusunun birer neferini oluşturuyor. Yapılan yardımlar şöyle özetlenebilir: * Ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde bulunan vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanması için gıda yardımları, * İhtiyaç sahibi vatandaşlara evlerinin bakımonarımı ve ev eşyası alımı için ayni barınma yardımları. * Sosyal güvenceden yoksun vatandaşlara yönelik, geri ödemeli olarak sosyal konut yapımı ve “barınma” imkânı. * Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca belirlenen ihtiyaç sahibi ailelere en az 500 kg olmak üzere yakacak yardımları. * Muhtaç durumdaki eşi vefat etmiş kadınlara aylık 250 TL. * Vatani görevini yapan askerlerin, ihtiyaç sahibi ailelerine askerlik görevi süresince aylık 250 TL. En çok yardım kömürde En çok artış kömürde yaşandı. Kömür yardımından 2003’te 1 milyon 96 bin hane yararlanırken bu rakam geçen yıl 2 milyon 145 bine çıktı. Geçen yıl, yakacak yardımlarından 2 milyon 145 hane, gıda yarımladından 675 bin hane, eşi vefat etmiş kadın yardımından 276 bin hane, asker ailesi yardımından 120 bin, sosyal konut yardımından 24 bin ve barınma yadımından 22 bin hane yararlandı. Çocuklar için anneler adına açılan banka hesapları araçılığı ile yapılan yardımlar geçen yıl 2 milyon haneyi aştı. İstatistik kaldırıldı ASPB daha önce belli aralıklarla kaç kişinin hangi alanlarda sosyal yardım aldığını bültenlerle duyururken, 2013 haziran ayından itibaren yayımlamaz oldu. İzmir Tabip Odası Hekim Meclisi üyesi Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabip Odası TTB delegesi Dr. Güray Kılıç’ın ASPB 2012, 2013, 2014 Yılı İdare Faaliyet Raporları, Bakanlık 2015 Bütçe Sunum Kitapçığı, İnsani Kalkınma Endeksi 2014, Ekonomik Kriz, Türkiye’de Ailelerin Refahını Etkiliyor çalışması TEPAV, UNİCEF ve 2014 İnsani Gelişmiş Kimler alıyor? Kişi sayısı 629.590 268.038 332.432 87.084 201 1.300.377 Sağlıkta işler vahim ağlığa erişimde yaşanan sorunlarla birlikte şartlı sağlık yardımlarının yıllar içinde giderek arttığı görülüyor. ASPB 2014 faaliyet raporunda toplam 956 bin 863 hanede 1 milyon 166 bin 654 kişi/çocuğa şartlı sağlık ve gebelik yardımı yapıldığı görülüyor. 2014 itibarıyla ailedeki kişi başı geliri brüt asgari ücretin üçte birinden az olan 2 milyon 325 bin 000 haneden toplam 9 milyon 368 bin 920 kişinin primi bakanlık tarafından S ödeniyor. Torba tasarı görüşmelerinde, gelir testi yaptırması gerektiği halde yaptırmayan 7.5 milyonu aşkın kişinin SGK’ ya prim borcu olduğu da ortaye çıkmıştı. Çam yanıt bekliyor 2013 yılından itibaren sosyal yardım istatistikleri bülteni yayımlanmıyor. Gelişmeler üzerine CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Aile ve Sosyal Çalışmalar Bakanı Ayşenur İslam tarafından yazılı olarak ya nıtlanması talebiyle, söz konusu 30.5 milyon yoksul ve muhtaç kişinin hangi sosyal yardım ve destek kategorisinden yararlandığını, her bir kategoride kaç kişi ve sosyal yardım v edestek hizmetlerinden yararlandığını ve bu yardımların dağılımının nasıl olduğunu, istatistiklerinin yayımlanmama nedeni ve yeniden yayımlanıp yayımlanyacağını sordu. Çam, söz konusu soru önergesinden umudunu kestiğini söyledi. atın Alma Gücü Paritesi ile ölçüldüğünde Çin dünyanın en büyük ekonomisi, ABD’den sonra da “ikinci köşesi”. Financial Times, Wall Street, Forbes, South China Morning Post gibi yayınlarda aktarıldığına göre, geçen hafta toplanan Çin Kalkınma Forumu’nda (China Development Forum) yapılan tartışmalarda ortaya çıkan tema kısaca şöyle özetlenebilir: Çin daha düşük oranlı bir büyüme dönemine geçiyor. Çin yönetimi, geçişi “Yeni Normal” olarak tanımlıyor. Diğer bir deyişle, Çin ekonomisi, bir sert iniş riski yaratmadan olgunlaşıyor. Ben “Yeni Normal” kavramının 1990’ların sonunda, “Yeni Ekonomi”, “Goldilocks (ne çok sıcak, ne çok soğuk) Ekonomisi” kavramlarıyla birlikte kullanıldığını anımsıyorum. Sonrasını biliyorsunuz. 20023’te çok sert bir resesyon, kapasite fazlası/ talep yetersizliği sorununun dayanılmaz düzeye yükselmesi, buna cevap olarak tarihin en büyük ve hızlı mali genişlemesiyle resesyonun yarıda kesilerek temizliğin (siyasi istikrarsızlık korkusuyla) engellenmesi izledi. O zaman sorunların ertelenerek büyümeye bırakıldığını vurgulamıştık. Nitekim 2007/08 döneminde bu tutumun sonucunu hep birlikte gördük. “Kaba iktisat”, “piyasa iktisadı” da diyebiliriz. Kapitalizmin yaşadığı krizlerin rast S Dünyanın Öbür Köşesi lantısal, dışsal olduğuna inanmaya, her krizde şaşırmaya devam etsin, biz Çin ekonomisine, krizlerin kapitalizmin kendi iç çelişkilerinden kaynaklandığını bilerek yaklaşırsak kolayca şunu söyleyebiliriz: Hiçbir kapitalist ekonomi, kendi krizini üretmekten kaçınamaz. ‘Yeni Normal’, bildik hikâye... Geçen hafta, “Yeni Normal” tartışmalarını izlerken rastladığım üç grafik, Çin’in de “Yeni Normal” olarak nitelenen durumun bildik kriz dinamikleri içerdiğini gösteriyordu. CNN Money’de yayımlanan Sophia Yan imzalı bir yazı, Çin borsa indeksle rinin bu yıl çok hızlı artmakta olduğuna dikkat çekiyordu. Yıl başından bu yana Şengen İndeksi yüzde 47, Şangay Bileşik İndeksi de yüzde 19 yükselmiş. Bloomberg’de Qilai Shen imzalı bir çalışmada yer alan, bu indekslerin performansına ilişkin grafiklerde iki nokta dikkat çekiyordu. Birincisi borsada açılan yeni hesaplar bu yılın başından bu yana adeta bir patlama yaşıyor. Yıl başından bu yana her işlem gününde ortalama 170.000 yeni hesap açılmış. Bu yıl, borsada yeni oynamaya başlayanların sayısındaki artış, geçen yılın aylık ortalama artışından 10 kat daha fazla. İkincisi, Şangay Bileşik İndeksi’nin büyüme hızıyla, Çin ekonomisinin büyüme hızı arasındaki fark hızla açılıyor. Bu ikisini bir araya koyduğumuzda, ekonomi yavaşlarken spekülasyon heyecanının küçük yatırımcıyı da etkileyerek artmakta olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada “reel” ekonomiye de bakmamız gerekir. Forbes’te Jian Gan “Yeni Normal” üzerine çalışmasında, geçen yılın 4. döneminde bir iyileşme olsa da kapasite fazlası sorununun varlığını koruduğunu gösteriyor. Üretim Eğilimi Araştırması’na göre aynı dönemde, üretimin önündeki engellerin başında yüzde 58 ile talep yetersizliği geliyor. İlginç bir biçimde, finansman sorununun bu engeller içindeki payı yalnızca yüzde 2. Firmaların yüzde 44’ü bankalardan kolaylıkla kredi alabildiklerini söylüyorlar. Belli bir zorluk yaşadığını söyleyenlerin oranıysa yalnızca yüzde 3. Reuters’in aktardığı veri de resmi tamamlamaya yardım ediyor. Üretici fiyatları indeksi 13 aydır sürekli düşmeye devam ediyormuş. Reuters bunu deflasyon riski olarak aktarıyor. Bunlar kapitalist ekonomilerin dinamiklerine yabancı olmayanlar için çok bildik bir görüntü oluşturuyor: Hızlı büyüme, ardından talep yetersizliği, fazla kapasite sorunu, kredi hacmi büyürken sermayenin üretimden spekülasyona kaçmaya başlaması, devletin kriz eğilimine, likidite genişlemesiyle direnmeye, sorunu ötelemeye çalışırken bir köpük oluşması ve sonra bir mali kırılma. Bu sürecin bir boyutu daha var: Sermaye, mal ve sermaye ihracı yoluyla, yeni mekânlara kaçabilir. Devlet bu “kaçışı” kolaylaştıracak politikalar izlemeye başlar... Bu da bizi Asya Altyapı Yatırım Bankası’nın hikâyesine, modern emperyalizm gibi unutulmak istenen bir konuya getiriyor... KISA... KISA * Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ilk adımı akaryakıt sektörü için atılan ÖTV düzenlemesinin, ikinci kısmının da hazır olduğunu belirterek, “Yılda yaklaşık 12.5 milyar lira ÖTV geliri elde edilen motorlu taşıtlarla ilgili mevzuattaki dağınık yapı toparlanacak ve gri alanlar giderilecek” dedi. * Mevduat ve katılım bankalarında sıfır bakiyeli hesaplar hariç 2014 sonu itibarıyla 63 milyon 244 bin 138 adet gerçek ve tüzel kişinin hesabı bulunurken, hesabı sigorta kapsamında bulunan mudi sayısı 53 milyonu geçti. Toplam mevduat ve katılım fonunun yüzde 27,95’i sigorta kapsamında bulunuyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle