28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 6 Nisan 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BARIŞ AKTAŞ haber 3 İstanbul 100 /1 8 0 Ankara 30 /1 8 0 İzmir 110 /1 7 0 Bursa 90 /2 0 0 Antalya 120 /1 9 0 Adana 100 /2 3 0 Trabzon 70 /1 7 0 Artvin 70 /1 9 0 Çanakkale 110 /1 8 0 Balıkesir 70 /1 7 0 Sivas 20 /1 7 0 Diyarbakır 70 /2 0 0 Mersin 130 /2 3 0 Erzurum 10 /1 0 0 Eskişehir 30 /1 6 0 Aydın 120 /2 0 0 Gaziantep 80 /1 9 0 Konya 30 /1 8 0 Gök gürültülü yağmur TRAFİĞE DİKKAT Anadolu Otoyolu’nun Ankara Çevre Otoyolu kesimi Sincan kavşağı köprüsü arasında derz onarımı var. Çalışma 15 Nisan’a kadar sürecek. Atina 120 /2 2 0 Berlin 10 /8 0 Girne 130 /2 1 0 Londra 50 /1 7 0 Moskova 30 /7 0 Paris 10 /1 3 0 0 Madrid 9 /2 0 0 Amsterdam 30 /1 1 0 Roma 60 /1 7 0 Çok bulutlu TARİHTE BUGÜN 1326: Orhan Bey Bursa’yı Bizanslılardan alarak Türk topraklarına kattı. 1909: Hasan Fehmi, Galata Köprüsü’nde kurşunlandı. Fehmi ilk basın şehidi oldu 1896: İlk modern olimpiyat oyunları Atina’da başladı. Prof. Kural’a fatura şoku İTÜ Maden Mühendisliği Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural’ın; Fati Hakkı Keresteci Sokak 50 numaradaki 30 metrekarelik ofisine, 34 bin lira elektrik faturası geldi. Kural, Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) yetkilisiyle görüşmesine karşın bir çözüme ulaşamadığını söyledi. Prof. Kural, “Yanlışlık olmadığını, ödemezsem hapse gireceğimi söylediler. Hayatım boyunca haksızlıklara karşı mücadele ettim. Hapse bile girerim, yeter ki bu rezalet örnek olsun” dedi.. lİZMİR / DHA 21 18 14 10 9 5 2 0 2 4 Güneşli Parçalı bulutlu Yağmurlu Karla karışık yağmur Zina fetvasına tepki in İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın “Taşıcıyı anneliğin” eşlerin nikâhlı olmaması nedeniyle zina olarak değerlendirilebileceği fetvasına bilim insanları karşı çıktı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşegül Akbay Yarpuzlu, tıbbi bir uygulama olarak “Taşıyıcı anneliğin” tüm dünyada yaygın bir üreme tekniği olduğunu hatırlattı. Yarpuzlu, “Bugünün bilim dünyası, bırakınız taşıyıcı anneliği, yapay rahim ile türler arası gebeliği tartışmaktadır. Böyle bir rutin uygulama için, engelleyici fetva verilmesi de son derece hatalı bir yönlendirmedir. Umarım, yaptıkları hatayı toplumun geleceği adına geri alabilirler” dedi. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fehmi Ekmekçi de fetvadan çok, bunu veren kurumu eleştirirken, devletin, belli bir dine mensup yurttaşların yaşamsal ve hukuk haklarına sahip çıkması gerektiği gibi, ateist yurttaşlarının da haklarını koruması gerektiğini söyledi. Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı’nın 2010’da ‘Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik’ kapsamında; ‘Surrogate anne’ veya ‘Taşıyıcı anne’ uygulaması yasak kapsamında bulunuyor. Ancak, yine de bu yöntemle çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin Kıbrıs’a gittikleri belirtildi. l İSTANBUL / DHA Bilim insanları Diyanet’in taşıyıcı annelik fetvasına karşı çıktı D İskenderun Vicdan ve Ahlaksızlık Üzerine... ir fotoğrafı tartıştık geçen hafta... Şakağına silah dayanmış bir savcının son fotoğrafını... Bunun yayımlanmasının etik olup olmadığını... Aslında sağlıklı bir mesleki tartışma doğabilirdi bu sorudan... Eğer ki Başbakan “ahlaksızlık” suçlamasıyla devreye girip fotoğrafı yayımlayan gazetelere cenaze törenini yasaklamasaydı. Onun müdahalesi, medya etiğini ilgilendiren bir tartışmayı, basın özgürlüğü zeminine çekti. Ve Cumhuriyet de tepkisini, dik duran başyazılarla, Başbakan’ı dava ederek gösterdi. Okurlarımız bilir; Cumhuriyet, insan yaşamını, aile hassasiyetlerini, özel hayatı ilgilendiren konularda hassastır. Öldürülmüş bir çocuğun ailesini meydanlarda yuhalatanların ağzına bile almaması gereken “vicdan” kelimesi, bu gazetenin temel meselesidir. Cumhuriyet’in Yazıişleri’nde tartışıp kullanmama kararı aldığı fotoğraf ve haberler, bunun kanıtıdır. Neyin haber olup olmadığının kararı ise kusur örtmeye çalışan hükümetlerden veya o hükümetlerin gözüne girmeye çalışan basın görevlilerinden önce, gerçek gazetecilerindir. B Paskalya ve Hamursuz bayramları kutlandı Türkiye’de Hıristiyan ve Musevi yurttaşlar dün ülke genelinde aynı anda iki bayramı kutladılar. Hıristiyanlar, İsa peygamberin ölümünden sonra dirilişini temsil eden Paskalya Bayramı’nı kutlarken, Musevi yurttaşlar ise Yahudi halkının Mısır’dan çıkışı ve kölelikten kurtuluşunu simgeleyen Hamursuz Bayramı’nı kutladı. Dün hem kiliselerde hem de sinagoglarda ayinler düzenlendi. İskenderun’daki Paskalya Bayramı kutlaması Karasun Manuk Ermeni Kilisesi ile Katolik Kilisesi İskenderun Katedrali’nde yapıldı. lYurt Haberler Kararı gazeteciler verir Adliye baskını, saldırganların binaya girişinden, operasyonun yapılışına kadar büyük skandaldı. Ve hükümet, bu skandalı örtbas etmek için yine sansür silahını ve “ahlaksızlık” ithamını kullandı. Olayın bütün vahametini ortaya koyan, internette anında yayılan ve dünya medyasında da yer bulan bir fotoğrafı, Hükümet’in zaafını ortaya koyuyor diye gizleyemezdik. Bu tavır “ahlaksızlık” ise, baskın gecesi, Türkiye karanlıktayken Cumhurbaşkanı’nın oğlunun vakfına üniversite kurma izninin, Meclis’ten yangından mal kaçırır gibi çıkarılmasına ne ad takacağız? Bu uyanıklığa manşetinden dikkat çeken de yine Cumhuriyet oldu geçen hafta... “Terörist” tanımına gelince... Bize bu tanımı neden kullanmadığımızı soranlar, Hükümet PKK ile müzakereye başladığından bu yana “bebek katili” vs. benzeri sıfatlardan neden vazgeçtiklerinin hesabını vermeli önce... İlkemiz, haberi her türlü sıfattan kurtarmak, olabildiğince nesnel sunmaktır. “Terörist” tanımı, zaman içinde isim olmaktan çıkıp tıpkı “ahlaksız”, “şerefsiz” vs gibi bir sıfata dönüşmüştür. “Devlet terörü” kavramı literatüre girdiğinden beri de, resmi görevliler için de kullanılması gereken bir ifade olmuştur. Bu tartışmanın dışında kalmak için biz, “saldırgan” tabirini seçtik. Beğenmeyen kendi sıfatını kullanmakta serbesttir. Önemli olan şu: Medyanın haber alma/verme hakkına ve basın özgürlüğüne yönelik bu saldırıda, alttan almadık. Dik durduk. Soruşturma açanların karşısına “Asıl biz davacıyız” diye dikilerek hesap sorduk. Meslek örgütlerimizin desteğini arkamızda bulduk. Cumhuriyet, bu tavırla fark yaratmanın gururunu taşıyor. ‘Terörist’ mi? Asıl ahlaksızlık Master tezimi ODTÜ’de “terör haberlerinin medyada veriliş biçimi ve iktidar sansürü” üzerine yazdım. Bu konuda ulusal ve uluslararası literatürü taramışlığım var. Tezimin sonunda ulaştığım sonuç şuydu: “Genelde iktidarlar, kendi kusurlarını örtbas etmek için sansür silahını kullanırlar. Terör meselesinde de sansürün temel amacı, onun propaganda faaliyetine engel olmaktan ziyade hükümetin beceriksizliğini örtbas etmektir.” Bu tez, son olayda birebir kanıtlandı. Semih İdiz ve Gürsel Göncü de Cumhuriyet’te Cumhuriyet’in güçlü yazar kadrosu, yeni isimlerle daha da büyüyor. Cumhuriyet daha çok okunan, tartışılan, ismi anılan bir gazete haline geliyor. Ve reklam filminde Gezi ruhundan süzülen ifadeyle, “Türkiye, birleşince çok güzel oluyor”. Geçen hafta Nuray Mert, Ahmet İnsel ve Fazıl Say yazar kadromuza katıldı. İnternet sitemizin ölçümlerine baktığımızda, ilk yazdıkları yazılarla, gazetemizin en çok okunan yazarları arasına girdiler. Onların ardından bugün de deneyimli diplomasi yazarı arkadaşımız Semih İdiz’e “Aramıza hoş geldin” diyoruz. Sırada Gürsel Göncü var. ugünden itibaren yeni televizB yon ve radyo reklamlarımızı göreceksiniz. Semih İdiz Gürsel Göncü Bağımsız tarih dergilerindeki başarısıyla kendini kanıtlayan meslektaşımız, Cuma’dan itibaren her hafta hazırlayacağı tarih sayfasıyla bizlerle olacak. Cumhuriyet, medyanın suskunluğa zorlandığı bir karanlık devirde, inatla konuşmaya, cesaretle meydan okumaya, yeni sürprizlerle şaşırtmaya devam edecek. Cumhuriyet’e ödül Cemiyeti’nden kazandığı ödüllerle sevindik. Cumhuriyet.com.tr en iyi haber sitesi ödülünü aldı. Siteyi yöneten Oğuz Güven tecrübeli bir gazeteci arkadaşımız. Hürriyet internetin 8 yıl Oğuz Güven boyunca Haber Koordinatörlüğünü yaptıktan sonra Sözcü gazetesinin internet sitesini kuran Oğuz Güven, Ağustos 2013’te cumhuriyet. com.tr’nin başına geldi. Oğuz Güven’in başarılı gazeteciliğiyle cumhuriyet.com. tr büyük atak yaptı. Sitenin başarısı TGC’nin ödülüyle taçlandı. eçen hafta iki G arkadaşımızın Türkiye Gazeteciler Bir diğer ödül spor yazarımız Orhan Can’a geldi. 8 Ekim 2014’te yazdığı “Yaşasın iyilik kahrolsun kötülük” yazısıyla spor köşe yazısı dalında ödüle layık görüldü. Cumhuriyet ailesine 2014 yılının nisan ayında www.cumhuriyet. Orhan Can com.tr’deki spor yazıları ile katılan ve temmuz ayından sonra da spor sayfasının yazar kadrosunda yer alan Orhan Can, aramıza katılmadan önce Hürriyet gazetesi WEB TV’nin kuruculuğunu üstlenmişti. Her iki arkadaşımızı da kutluyorum. İyi haftalar! C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle