18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 4 NİSAN 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN Sıkıyönetim başlıyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin tekme tokatla Meclis’ten geçirdiği İç Güvenlik Paketi’ni onayladı umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen “Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa”yı onayladı. Uzun süredir tartışılan İç Güvenlik Paketi ile polis, istediği kişinin üzerini veya aracının içini hâkim kararı olmadan arayabilecek. Yasa ile birlikte polisin eylemcilere gün haber 7 C lerce üzerinden çıkmayacak “boyalı su” ile müdahale edeceği ve böylece eylemcilerin fişleneceği belirtilirken, toplumsal eylemlerde yüzlerini kapatanlara 4 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Ayrıca polis, savcı veya hâkim kararı olmadan kişileri 48 saat gözaltında tutabilecek. Vali tarafından kamu düzenini sağlamak amacıyla alınan kararlara aykırı davrananlar bir yıl hapisle cezalandırılacak. l ANKARA / Cumhuriyet Polis devleti yasalaştı Polis molotofa karşı silah kullanabilecek. Eylemlere havai fişek, molotof, demir bilye, sapan ile katılanlara ve yüzlerini kapatanlara hapis cezası verilecek. ‘Makul şüphe’ ile gözaltı yapabilecek polise arama için kolluk amirinin sözlü emri yetecek. Atatürk, Hukuk ve Yargı... tatürk’ün başlattığı Anadolu Aydınlanması’nın köşe taşlarından biri olan Medeni Yasa, 89 yıl önce, 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girmek üzere bugün Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Sadece Hanefi mezhebinin dinsel hukuk kurallarını göz önüne aldığı için dönemin din bilginleri tarafından da eleştirilen Mecelle de böylece yürürlükten kalkıyor, laiklik ilkesi dolaylı yönden uygulamaya sokuluyordu. HHH Günümüzde, iktidarın yaklaşımıyla en çok tartışılan konuya dönüşen hukuk ve yargıyı Atatürk, eğitim ve ekonomi gibi daha Kurtuluş Savaşı bitmeden, Lozan imzalanmadan, Cumhuriyet ilan edilmeden ve hilafet kaldırılmadan gündeme getirmişti. Atatürk’ün 1 Mart 1922’de Meclis’in yeni çalışma yılını açarken söylediklerini anımsatmanın tam zamanıdır. HHH “Efendiler hükümet memlekette kanunu hâkim kılmak ve adaleti iyi dağıtmakla mükelleftir. Bu itibarla adliye işi pek mühimdir. Dolayısıyla, adliye siyasetimizi de izah etmeyi faydalı buluyorum. Adliye siyasetimizde takip edilecek gaye, evvela halkı yormaksızın süratle, isabetle, emniyetle adaleti dağıtmaktır. İkincisi, toplumumuzun bütün dünya ile teması tabii ve zaruridir; bunun için adalet seviyemizi bütün medeni toplumsal hayatın adalet seviyesi derecesinde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Bu hususları tatmin için mevcut kanun ve usullerimizi bu bakış noktalarından ıslah, ihya (yaşatmak) ve tecdit (yenilemek) etmekteyiz ve edeceğiz... Efendiler, asri ilerlemeler, milletin medeni ihtiyaçlarını genişletir, çoğaltır, çeşitlendirir ve bu medeni ihtiyaçlar ile orantılı medeni hakların vücudunu lüzumlu kılar. Her devletin, mensup olduğu toplumun medenileşme derecesiyle orantılı, hukuki mevzuatı vardır. Dünyada mevcut bütün medeni devletlerin medeni kanunları hemen yekdiğerinin pek yakınıdır. Bizim milletimiz ve hükümetimiz adalet fikri ve adalet zihniyeti noktasında hiçbir medeni kavimden aşağı değildir. Belki tarih bu noktada yüksek olduğumuza şahadet (şahitlik) eder. Dolayısıyla bizim dahi hukuki mevzuatımızın bütün medeni devletlerin kanuni düzenlemelerinden eksik olması uygun değildir. Mücahedelerimizin (çabalarımızın) yönelmiş olduğu tam bağımsızlık kavramında adli bağımsızlığımızın da saklı bulunduğu tabiidir. Dolayısıyla her bağımsız devletin ayrılmaz bir hakkı olan adalet dağıtma vazifesine kimseyi karıştıramayız. Efendiler, bizim bugün mevcut olan medeni kanunumuz Mecelle’dir. Bu medeni kanun yarım asır evvel merhum Cevdet Paşa’nın riyaseti altında ilmi bir heyet marifetiyle tertip olunmuştur. İşte o Mecelle’nin Kavaidi külliyesindeki (genel kuralları) ‘Ezmanın tegayyürü (zamanın değişimi) ile ahkâmın tegayyürü (kuralların değişimi) inkâr olunamaz.’ Fıkıf kaidesi adliye siyasetimizde esas dayanağımızdır. Bu esas dahilinde hareket eden Adliye Vekaletimiz Mecelle’nin ihtiva veya tatmin eylemediği asır ve insan ihtiyaçlarını, uygun hükümlerde genişletmek ve sağlamlaştırmak lüzumunu takdir eylemiştir.” (Kaynak: Hukuk Devrimi, Mustafa Kemal Derneği Yayını, 2014, İstanbul) HHH Sabah sabah, daha afyonumuz patlamadan Kayahan’ın, gazeteye gelince sevgili Ali Gümüş’ün, ikindide de Kâmil Şükun’un ölüm haberleriyle sarsıldık. Işıklar içinde yatsınlar. A Tutuklanmaktan döndü ABD’nin Suriyeli çocuklara İhvan tipi eğitim kaygısı ABD Dışişleri’nin Nüfus, Göçmenler ve Göçten Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Anne Richard, Ortadoğu turunun Türkiye ayağında Suriyeli sığınmacı çocukların sorunlarını ele aldı. Richard, Suriye’de seküler eğitimden geçirilen çocuklara Türkiye’deki kimi yerlerde ‘İhvan tipi’ eğitim verildiği haberleri sorulunca bu konudaki kaygılarını dile getirdi. Dün Ankara’da Eğitim, Dışişleri, Ekonomi ve İçişleri Bakanlıklarıyla temaslarda bulunan Richard da Suriyeli çocukların eğitimlerinde ‘İhvan etkisine’ dair sorularla karşılaştı. Richard, şöyle dedi: “Eğitim bakanından bu konudaki gelişmeleri bizzat dinledim. Eğitimler arasındaki farklılıkları ele aldık. Suriye’deki sistemle Türkiye’deki sistem çok farklı. Eğitim bir okul sınıfından çok saha ötesindedir. Bu benim endişelendiğim bir şey.” Ricard ayrıca Suriyeli çocuklarla ilgili “çocuk işçiliği” ve “radikalleşme tehlikesine” de dikkat çekti. l DUYGU GÜVENÇ/ANKARA 010 yılında yapılan KPSS sınavında soruların sızdırılarak kopya çekilmesine ilişkin Ankara Başsavcılığı’nın ALİCAN yürüttüğü soruşturmaULUDAĞ da şüpheli olarak sorgulanan eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, “resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanmak, bilerek ve isteyerek suç örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma savcısı Yücel Erkman’ın, Ünal Yarımağan’ı dosyanın bir numaralı şüphelisi ve firari konumda olan Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği kurucusu Mehmet Hanefi Sözen ile bağlantılı olmakla suçladığı öğrenildi. Soruşturmanın ilk dalgasında 32 kişi tutuklanmıştı. Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile birlikte şüpheli olarak ifadeye çağrılan Ünal Yarımağan, dün ifade vermek üzere Ankara Adliyesi’ne geldi. 2010’daki KPSS’de kopya çekildiği anlaşılınca istifa eden dönemin ÖSYM Başkanı Yarımağan, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Yücel Erkman’a yaklaşık 1.5 saat ifade verdi. Savcı Erkman, ifade sonunda Yarımağan’ı “görevi kötüye kullanmak, devlet memurunun resmi belgede sahteciliği ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından Eski ÖSYM Başkanı Yarımağan, “resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanmak, bilerek ve isteyerek suç örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla sevk edildiği mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı 2 tutuklanması istemiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Alınan bilgiye göre Yarımağan’ın, soruşturmanın bir numaralı şüphelisi olarak aranan Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği kurucusu Mehmet Hanefi Sözen ile bağlantılı olduğu öne sürüldü. Sözen’in kullandığı telefon üzerinde yapılan HTS incelemesinde, sınavdan önce Yarımağan’ın makam odasındaki telefonun 3 kez arandığı, Yarımağan’ın makam telefonundan da Sözen’in 4 kez arandığı belirlendi. Yarımağan’ın ifadesinde konuyla ilgili olarak Sözen’i tanımadığını ancak kendisine danışılmak üzere makam telefonundan aranılmış olabileceğini söylediği öğrenildi. Eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan Yedek kitapçıklar açılmış arımağan’ın ÖSYM başkanı olduğu dönemde savcılığa gönderilen yazılarda “sahtecilik” yapmakla da suçlandığı, başkanlığı döneminde savcılığa gönderilen yazı içeriklerinin, deliller arasındaki YÖK Denetleme Kurulu ve bilirkişi raporlarıyla örtüşmediğinin iddia edildiği kaydedildi. YÖK Denetleme Kurulu’nun hazırladığı rapordaki ifadesinde Yarımağan, 2010 KPSS sınavında kopya çekildiğini, sendikaların yaptığı açıklamanın ardından öğrendiğini belirterek şunları söylemişti: “Önce böyle bir olaya ihtimal vermedik ancak bir kısım bulgu 1.5 saat ifade verdi Y Belediye meclis üyesinin oğlu çıktı İngiltere’nin saygın gazetelerinden Independent, Türkiye’den Suriye’ye geçmeye çalışırken Hatay’da yakalanan 9 İngiltere vatandaşından birinin İşçi Partili bir belediye meclisi üyesinin oğlu olduğunu yazdı. Yakalanan Shakil Ame’in babasının İngiltere’nin Birmingham şehrinde Rochdale ilçesi belediye meclis üyesi olduğunu ifade eden gazete, babanın “Oğlumun çalıştığını sanıyordum” sözlerine yer verdi. Öte yandan Gaziantep Valiliği, yasadışı yollardan sınırı geçerek IŞİD’e katılmak isteyen Türk vatandaşı M.A.B., Özbekistan vatandaşı D.R, Tacikistan vatandaşları S.D. ve N.A, Rusya vatandaşları A.S, K.G, K.Y. ve T.R’nin 1 Nisan’da yakalandığını açıkladı. Bu arada Edirne Jandarma Komutanlığı ekipleri, İpsala ve Meriç ilçeleri ile Hatipköy, Bosnaköy ve Yenikadın’da yaptıkları kontrollerde, Afganistan, Suriye, Myanmar, Hindistan, Filistin ve Irak uyruklu 193 kaçakı yakaladı. l LONDRA, GAZİANTEP/ DHA lar, sınavı iptal etmemize neden oldu” dedi. Yarımağan, sınavlarda güvenlik açığı bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığını belirterek “YÖK’ün sınav güvenliği konusunda komisyon oluşturmasını da etik açıdan doğru bulmuyorum. Bizim sistemimizde sorular kapalı kutularla gider, odada kilitli tutulur ve kapıda nöbetçi bulunur. Böyle bir şey mümkün değildir. Sınav sırasında yedek kitapçığa ihtiyaç duyulduğunda açılır. Ancak o zaman sehven açılmış olabilir. Bu durum başkana intikal eden bir olay değildir. Bana bu konuda bir tutanak gelmedi.” ANKARA Skandal savunma Polis memuru linç girişimini şaka sanmış, geri dönüp bakmamış ezi Direnişi sırasında Antalya’da müzisyen Mustafa Düştegör’ü dövdükleri ve yerde sürükleyip işkence yaptıkları iddiasıyla yargılanan 6 polisin duruşmasında tanık polislerden biri, “Arkadaşlar şakalaşıyorlardır düşüncesiyle geriye dönüp bakmadım” dedi. Müfettiş ifadesinde Düştegör’ü yerde sürükleyenin A.O.P. olduğunu söyleyen O.A. ise “Ben A.O.P’yi tanımam” dedi. O.A, sürükleyen kişinin A.O.P. olabileceğini söylediğini,“odur” demediğini savundu. Gezi Direnişi sırasında Antalya Kaleiçi’nde müzisyen Mustafa Düştegör’ü sopa ve copla döven bir polisin “işkence” suçlamasıyla 18 yıl, 1’i amir toplam 5 polis memurunun da “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla 6’şar ay hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 18 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan polis memuru A.O.P. ile diğer sanıklar polis amiri A.S. ve polis memurları H.Y, S.Z, B.E, B.Ş ve avukatlarıyla Düştegör’ün avukatları katıldı. İkinci duruşmada mahkeme heyeti; biri basın mensubu, 3’ü polis memuru dört tanığın ifadesini aldı. Tanık polis memuru O.A. ise saat 03.00’ten sonra Kaleiçi’ne inen 2030 kişilik grubun işyerlerine zarar verdiği ve müdahale etmelerinin istendiğini belirterek Kaleiçi’ne indiğini ama herhan G Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde Suriye sınırında kaçakçılık faaliyetleri kapsamında görevli piyade timi ile Akçakale ilçesine bağlı Aşağı Arıcan Mahallesi sakinleri arasında gerginlik çıktı. Hudut birliğine bağlı piyade ekipleri havaya ateş açtı. Açılan ateş sonucu Hasan Adsız (23), Mehmet Ayhan (31) ve Yusuf Kaçkar’ın çeşitli yerlerinden yaralandığı öğrenildi. Yaralılar Akçakale Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastane önünde gerginlik yaşandı. Akçakale sınırında kaçak gerilimi: 3 yaralı gi bir darp olayı görmediğini söyledi. Müfettiş ifadesinde Düştegör’ü yerde sürükleyenin A.O.P. olduğunu belirten ifadesi hatırlatılan O.A, görüntülerin izletilmesi sırasında sürüklemeyi yapan kişinin A.O.P. olduğu söylendiği için o şekilde bir beyanı olduğunu belirterek “Ben A.O.P’yi tanımam” dedi. O.A., sürükleyen kişinin A.O.P. olabileceğini söylediğini “Odur” demediğini kaydetti. Olayın kamera görüntülerinde gru bun önünde yürüyen ilk polis memuru olan diğer tanık İ.B. herhangi bir olaya tanık olmadığını söyledi. Sadece arkadan gürültü duyduğunu, tahminen 5075 metre mesafeden geldiğini belirten İ.B, “Arkadaşlar şakalaşıyorlardır düşüncesiyle geriye dönüp bakmadım” dedi. Tanık polislerden M.A.K. olay tarihinde Kaleiçi’ne hiç gitmediğini ve görüntülerdeki kişinin kendisini olmadığını öne sürdü. l ANTALYA/DHA Biyometrik fotoğraf istendi Şikâyetçi Düştegör’ün avukatlarından Münip Ermiş, TCK’nin 83. maddesine göre önleme sorumluluğu olan kamu görevlilerinin işlenmekte olan suça müdahale etmemelerini, bu yöndeki suçun açık göstergesi olduğunu söyledi. Ermiş, yasal sorumluluklarını yerine getirmediklerini belirterek bu nedenle haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Düştegör’ün öteki avukatı Hakan Evcin ise soruşturma aşamasında “görüntü yok” denildiğini, daha sonra kameranın olduğunu belirlediklerini bu kez olayın olduğu yeri kameraların görmediğinin iddia edildiğini belirterek şöyle konuştu: “Körler sağırlar birbirini ağırlar şeklinde istediğimiz bütün talepler karşılanmayıp karartılmaya çalışıldı. Biz huzurda dinlenen ve olayı gördükleri açık olan polis memuru tanıklar yönünden suç ihbarında bulunulmasını talep ediyoruz. Sadece sanıklar ve tanıklar değil, olay mahallinde bulunan 40 polisin de sorumluluğu vardır. Orada görev yapan 40 polisin de sanıklar gibi biyometrik fotoğrafları getirtilerek dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep eriyoruz.” Mahkeme sanıklardan A.O.P, S.Z. ve A.S’nin teşhise elverişli biyometrik yöntemle çekilmiş fotoğraflarının mahkemeye ivedi olarak gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, tanık polisler M.A.K, İ.B. ve O.A. hakkındaki suç duyurusu talebine bu aşamada gerek olmadığına ancak yargılamanın ilerleyen sürecinde gerektiğinde bu hususta yeniden karar verilmesine hükmetti. HDP İstanbul Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ve Kürt Ulusal Kongresi Eşbaşkanı Nilüfer Koç, eski Irak Cumhurbaşkanı ve IKYB Genel Sekreteri Celal Talabani, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve Başbakan Neçirvan Barzani ile görüşerek Öcalan’ın mektubunu iletti. Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanmasına yönelik görüşmeler yapan HDP heyeti daha sonra Kandil’e giderek KCK yetkilileriyle görüştü. Türkiye’ye dönen HDP heyetinin, İmralı’da Öcalan ile görüşeceği belirtildi. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet HDP heyeti döndü Hatay’da 1 ayda 2 bombalı paket Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bir evin önünde duran otomobilin altında bomba olduğu ihbarını alan polis, olay yerine çok sayıda ekip sevk etti. Olay yerine gelen bomba imha uzmanları obot ile paketi kontrollü bir şekilde imha etti. Hatay Valiliği’nden yapılan açıklamada “Suriye uyruklu C.D. isimli şahsa ait Suriye plakalı bir aracın altına yerleştirilen uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcı madde kontrollü olarak etkisiz hale getirilmiştir” denildi. Reyhanlı’da 1 Mart’ta da Özgür Suriye Ordusu’nun Cephetül Hak komutanlarından Yusuf El Hasan’ın Suriye plakalı otomobilinin altına 2 bomba bırakılmış, polisin fark ettiği bomba, imha edilmişti. l HATAY/ DHA Şaka sanmış... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle