18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 4 NİSAN 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN Sezgin Tanrıkulu Çağlayan Adliye binasında Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı hedef alan saldırıda müzakereci heyet içinde olması taleplerini reddettiği için suçlanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bir tuzağın içine çekilmek istendiği için gitmediğini, hükümetin ve medyasının suçlamalarının da tuzağın kanıtı olduğunu söyledi. ağlayan Adliye binasında Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürüldüğü saldırıda müzakereci heyet içinde olması taleplerini AHMET reddettiği için İstanbul ŞIK Başsavcılığı, adı geçtiği için de hükümet ve medyası tarafından suçlanan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bir tuzağın içine çekilmek istendiğini hissettiği için gitmediğini söyledi. Siyasi kimliği dolayısıyla böyle bir talebe hükümeti temsil eden birinin aracı olması gerektiğini belirten Tanrıkulu, “Komplolara ve provokasyona açık bir durum vardı. Bir tuzağın içine çekilmek istendiğimi düşünüyorum. Zaten aydınlatılması gereken sonu kanla biten bu garip olaydan sonra hükümet kanadından bakanların ve milletvekillerinin, AKP’nin yandaş yayınlarının ve yazarlarının söyledikleri ve yazdıkları endişelerimizde haklı olduğumuzu kanıtlıyor” dedi. ‘Tuzağı hissettim adliyeye gitmedim’ olduğumuzu kanıtlıyor. Günah keçisi olarak seçilenlerin arasına CHP’yi ve şahsımı da koyuyorlar” diye konuştu. 6 Terör ağlayan Adliyesi’nde bir savcı (onu Ç rehin alanların mı, polisin mi namlusundan çıktığı henüz bilinemeyen) kurşun ‘Devlet savcısını neden kurban verdi?’ Ç ‘Başsavcılık hedef gösteriyor, çarpıtıyor’ Çağlayan saldırısında, Savcı Kiraz’ı rehin alan DHKPC’liler, müzakere heyetinde olmasını istedikleri kişiler arasında Tanrıkulu’nun da ismini vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu ise önceki gün yaptığı açıklamada, “Teröristlerin görüşmek istediği avukat Sezgin Tanrıkulu kendisine ilk ulaşıldığında adliyeye geleceğini belirtmesine rağmen adliyeye gelmediği gibi kendisine ulaşılmak istendiğinde telefonlara da çıkmamıştır” demişti. Başsavcının açıklamasını, “Kendileri davet ettiği halde ‘teröristlerin çağırdığı’ diye açıklama yapanların geleceğimi söylediğim halde müzakereci olarak gitmediğim ifadesi doğru değildir. Başsavcılık hedef gösteriyor ve çarpıtıyor” diyerek yalanlayan Tanrıkulu, “Olay sırasında Agos gazetesi kurucularından Sarkis Seropyan’ın cenaze törenindeydim ve telefonum kapalıydı. Feriköy’deki kiliseden 14.15 sıralarında çıktıktan sonra gazetecilerin soruları üzerine konudan haberdar oldum. Adliyeye gidip gitmeyeceğime yönelik sorulara, mahiyetini öğrendikten sonre değerlendireceğim yanıtını verdim. Bir süre sonra sabit hatlı bir telefondan arandım. Sekreter kendisini savcı yardımcısı olarak tanıtan bir kişiye bağladı. Saldırganların benim görüşmeci heyet içinde olmamı istediklerini, aynı şekilde İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın da çağrıldığını ve yolda olduğunu söyledi” dedi. CHP’nin genel başkan yardımcısı olduğu için parti yöneticilerine danışması gerektiği yanıtını verdiğini belirten Tanrıkulu, yaptıkları değerlendirmede olayın çarpıtılarak kullanılabileceğini, bir tuzak ya da komplo ihtimali olabileceğini düşündüklerini söyledi. Hükümetten birilerinin talebe aracılık yapması halinde olay yerine gitmeye karar verdiklerini belirten Tanrıkulu, “Eğer hükümet bir tuzağın içinde değilse, insan hayatının söz konusu olduğu bir olayla ilgili ararlardı. Ancak bu yapılmadı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nu oraya çağırmak bir komplo yapılabileceğini, şahsıma karşı bir tuzak kurulabileceğini düşündürttü. Oraya gitmem demek her türlü provokasyona açık bir iklime teslim olmak anlamına geliyordu. Zaten aydınlatılması gereken sonu kanla biten bu garip olaydan sonra hükümet kanadından bakanların ve milletvekillerinin, AKP’nin yandaş yayınlarının ve yazarlarının söyledikleri ve yazdıkları endişelerimizde haklı AKP’nin 7 Haziran’daki seçimlere kadar sokaktaki şiddetin ve ölümden başka sığınacağı bir yol kalmadığını vurgulayan Tanrıkulu, “Seçim gününe kadar sürekli bir korku atmosferi yaratarak bu tür eylemlerin arkasına sığınmak isteyeceklerdir. Olay budur. Ne istihbarat ne de güvenliğin bu korkunç olayı engelleyememiş olması basit bir güvenlik zafiyeti ile açıklanamaz. İstihbarat bu tür olayları engellemek için var. Hadi engelleyemediniz, devlet savcısını neden kurban verdi? Neden herkesin sağ kalmasına çaba harcanmamıştır? Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve medyası ‘Teröristler, Sezgin Tanrıkulu’nu müzakereci olarak neden çağırdı? Bu güvenin sebebi nedir?’ diye soruyor. Bilmiyorlarsa söyleyeyim. Diyarbakır Baro Başkanı bir avukat olarak yıllarca hak savunuculuğu yapmış Sezgin Tanrıkulu’nu çağırmak doğaldır. Asıl soru, siyasi kimliği olan birine yapılan bu çağrıya neden hükümetin aracılık etmediğidir. İnsan olan herkesi derinden yaralayan bir olaydan yola çıkıp kendi medyalarıyla birlikte karalama kampanyası yürütmek şüphelerimizde ne kadar haklı olduğumuzun kanıtıdır” diye konuştu. Bir cami avlusunda iki cenaze Törende ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganları atıldı. Fırtına’nın cenazesi ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganlarıyla taşındı. Muzaffer Tekin’i komutanlar uğurladı Ömrünü insan haklarına adamıştı Ergenekon davası kapsamında tutuklanan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin Üsküdar Selimiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Törene 1. Ordu Komutanı Salih Zeki Çolak, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, emekli Albay Dursun Çiçek, yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Sedat Peker, MHP’li Engin Alan katıldı. Cenaze askerler tarafından taşınırken, İnsan Hakları Derneği “AKP halka hesap verecek”ve (İHD) kurucularından Leman “Mustafa Kemal’in askerleriFırtına’nın cenazesi de Selimiye yiz” sloganları atıldı. Başbuğ, Camii’nde kılınan ikindi nama“Ahlaksızca bir iftirayla, özelzının ardından son yolculuğuna likle menfur Danıştay cinayeuğurlandı. Fırtına’nın cenazesi tiyle ilişkilendirilmesi belki de insan hakları savunucuları tarabu güne giden ilk adımı teşkil HAZAL fından taşınırken “İnsanlık onuetti. Bu olaylara neden olanlar OCAK ru işkenceyi yenecek”, “Leman yargı karşısına çıkarılacak ve Fırtına ölümsüzdür” ve “İnsan cezalarını görecekler. Ancak o haklarıyla insandır” sloganları atıldı. zaman biz de rahat ederiz, huzura ereCenaze törenine İHD, TİHV aktivistleriz” dedi. Tekin’in cenazesi Yeni Kararinin yanı sıra SDP Genel Başkanı Rıdcaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. van Turan, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, Fırtına’nın yakınları ve yurttaşlar katıldı. Karacaahmet Mezarlığı’na getirilen Fırtına’nın cenazesi burada yapılan defin işleminin ardından saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından konuşan insan hakları savunucusu Akın Birdal, “12 Eylül faşizmine itiraz ederek yan yana geldik. Yaşanan hak ihlallerine karşı mücadelenin en önünde yer aldı” dedi. Tören Fırtına’nın mezarına karanfiller ve papatyalar bırakmasıyla son buldu. Berkin Elvan atışması Erdoğan’ın ‘Bakkala ekmek almaya gittiğine dair bir belgen var mı?’ sözlerine CHP sert tepki gösterdi umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Slovenya, Slovakya ve Romanya gezisinin son durağı Bükreş’ten İstanbul’a dönerken İstanbul’da son 2 günde yaşanan terör olaylarını değerlendirdi. Erdoğan’ın “Berkin Elvan ekmek almaya giderken vuruldu, diyen Kemal Kılıçdaroğlu bunun belgesini açıklasın” sözlerine CHP’den sert tepki geldi. Erdoğan’ın tarafsız olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı olur olmaz her yerde konuşan, tarafsızlığına gölge düşüren birisi. Bu konuda konuşması gereken birisi varsa başbakandır. Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı, başbakan değil” dedi. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ise Erdoğan’ın Gezi olayları döneminde meydana geldiği iddia edilen Kabataş saldırısı ile camide içki iddiaları konusunda “Cuma günü belge açıklayacağım” dediğini anımsatarak “Neredeyse 350 cuma geçti, nerede Kabataş larla katledildi. Polisle çatışmada, “terörist” olduğu söylenen iki kişi de yaşamını yitirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü önündeki “çatışma”da da yine “terörist” olarak nitelenen bir genç kadın “ölü olarak ele geçirildi”. İki polis memuru hafif yara aldı... Konuyla ilgili pek çok makalede “terörizm” ağız birliğiyle lanetlendi. Haklı olarak çeşitli kuşkular dile getirildi. Görebildiğim bazı yazılarda yine haklı olarak “devlet terörü” kavramı üzerinde de duruldu... Siyasal iktidarı ele geçirmiş olan kişinin, çevresiyle ve medyasıyla, bu şiddet olaylarını, ölümleri, ülkeyi daha da karanlığa gömmek için kullandığı görüldü ve vurgulandı... Toplum bütün bunları aydınlık bir akılla, açık bir zihinle görüp değerlendirebiliyor mu, yaşanmakta olan süreçlerde bu pek mümkün görünmüyor... HHH Uzun açıklamalara girişmeden “terör” kavramı üzerinde duralım... Sözcük, “bilinmeyen ve öngörülemeyen bir tehlike karşısında duyulan aşırı korku, kaygı, dehşet” anlamına gelen Latince “terror” kelimesinden türemiş... Önce Fransızcaya, sonra başka dillere geçmiş. Daha sonra da önüne “devlet” sıfatı eklenerek “devlet terörü” kavramı türetilmiş... Yani terör, siyasal erki sarsmaya yönelik bir şiddet hareketi oluşunun yanı sıra, bu erkin toplum üzerinde uyguladığı şiddet olarak da tanımlanmış... Son günlerde İstanbul’da yaşanan ve “terör” olarak nitelenen olayları bu açılardan, nesnel kalmaya çalışarak gözden geçirelim... HHH Kafama öncelikle takılan soru şu: Bir hasma, hasım olarak görülen kişi, kurum ya da çevreye yöneltilen şiddet ve kıyım hareketi, “terör” kavramına ne kadar uymakta? Böyle bir “eylem”i “terör” olarak nitelediğimizde, doğrudan hasım olmayan halk topluluklarına yönelik şiddet ve kıyımları nasıl niteleyeceğiz? Hepsine terör eylemi deyip geçecek miyiz? Belli ve somut amaca yönelik, ya da hasım olarak görülen kişi ya da çevreden intikam almak için girişilen şiddet hareketiyle “günahsız” halk topluluklarına karşı uygulanan şiddet, cinayet ve kıyımlar aynı “terör” kavramı içine konulabilir mi? Bu soruyla amacım haklı ya da haksız terör ayrımı yapmak değil, biraz ezber bozmaya çalışmak, kavramlar üzerinde düşündürmektir... Terör bence öncelikle, hiçbir suçu ve günahı olmayan, doğrudan hasım olarak görülmeyen halk kitlelerine karşı uygulanan şiddet hareketidir... Her türlü şiddet hareketini terör olarak niteleyip adlandırmak, bana kalırsa kafa ve kavram karışıklığıdır... HHH Şiddetin, cinayetin, kıyımın her türüne karşı olmak anlaşılır bir şeydir. Doğrudan hasım olmayan topluluklara karşı, korku ve kaygı yaratmak için girişilen cinayet ve kıyımlar, siyasal amaç ne olursa olsun, cinayettir, alçaklıktır. Buna karşılık, insanlık tarihi boyunca, yüzyıllardır, belki binyıllardır süren “devlet terörü” ortadan kalkmadıkça, adına “terör” dense de denmese de, şiddet ve intikam girişimlerinin önüne geçilemez... Bu türden girişimler de kuşkusuz eleştirilmeli, kınanmalı, sorgulanmalı, iktidarın baskı ve şiddet uygulamalarını daha da artırmasına, “devlet terörü”ne bahane oluşturduğu görülüp vurgulanmalı, fakat bu yapılırken “terörist devlet”le ağız birliği içinde olmamaya da özen gösterilmelidir. Çünkü hiçbir terör ve terörist, devlet teröründen ve devletin tepesindeki teröristlerden daha tehlikeli ve tahrip edici olamaz... C belgeleri? Nerede Dolmabahçe Camii’nde içki içildi belgeleri” diye sordu. Erdoğan, uçakta bazı gazetecilere yaptığı açıklamada bir kez Erdoğan daha Gezi Direnişi’nde polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından vurularak öldürülen 14 yaşındaki Berkin Elvan’ı hedef aldı. “Ben yıllardır avukatların üstünün aranmasını savunuyorum. Artık adalet saraylarına, avukatların aranarak girmesi lazım. Diğer görevliler de aranmalı... Cüppeli olanlara müdahale edildiği zaman ana muhalefet partisi yırtınıyor, “Cüppeli olanlara nasıl müdahale edersiniz?” diye... Oradaki özel güvenlik de büyük Yine Berkin’i hedef aldı ihtimalle tabii buna böyle bakıyor” diye konuşan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “Bir savcının Berkin Elvan üzerinden katledilmesi hiç kimsenin içine sindireceği olay değil” sözüne şu yanıtı verdi: Kılıçdaroğlu “Berkin Elvan’ı ‘Bakkala ekmek almaya gidiyordu’ diye tanımlayan sen değil miydin? Bakkala ekmek almaya gittiğine dair bir belgen var mı? Biz Emniyet’in tüm belgelerini açıkladık. Elinde sapanla, demir bilyeyle terör örgütünün içerisinde nasıl resimlerinin çekildiği, bunların hepsi açıklandı fakat hâlâ bunu istismara devam ediyor. Onu asıl istismar eden sen oldun. Mezarına demir bilye atan malum. Bunların hepsini gördük.” Berkin’in çocukluğuna ihanet eylemi Kılıçdaroğlu Yol TV’de yaptığı değerlendirmede “Adliyedeki saldırı, Berkin Elvan’ın çocukluğuna da, onun bizde yarattığı duygulara da en büyük ihanet eylemidir” dedi. “Bu ülkenin istihbarat örgütleri ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar, ellerini, kollarını sallayarak ellerinde silahlarla, bayraklarla gidiyorlar ta savcının odasına kadar giriyorlar. Ne oluyor bu ülkede?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Berkin Elvan’ın babası geliyor yapmayın diyor, kan kanla yıkanmaz diyor, yazık günahtır diyor. Çocuğumun anısını kirletmeyin diyor. Berkin bu toplumun yüreğinde özel bir yeri olan çocuğumuzdur. O eylemle maalesef ona gölge düşürüldü...” Deneme sınavında ‘yanlış’ seçeneğine Ali İsmail’in fotoğrafı konuldu. an’da Sözün Özü Yayınları tarafından hazırlanan ve bu yayıneviyle anlaşmalı okulların bütün Türkiye’de 6. sınıf öğrencileri için yaptığı deneme sınavı kitapçığındaki din kültürü ve ahlak bilgisi testinde “Namazdaki hareketlerden hangisi yanlış gösterilmiştir” sorusunun yanlış seçeneğine Ali İsmail Korkmaz’ın oturur haldeki fotoğrafı yerleştirildi. Daha sonra bir açıklama yapan yayınevi fotoğrafının dizgi elemanı tarafından konulduğunu ileri sürerek Ali İsmail’in ailesi ve kamuoyundan özür diledi. Ali İsmail’in ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, gazetemize yaptığı açıklamada “Gezi Direnişi’ne, Ali İsmail’e ve onun fikirlerine çirkince saldırılarda bulunuyorlar. Aile olarak dava açacağız. Bunun kasıtlı yapıldığını düşünüyorum. Ali İsmail, ‘yanlış şık’ olarak gösterilip algı operasyonu yapıyorlar. Küçücük çocukların beynine bunu sokuyorlar” dedi. l YUSUF ZİYA CANSEVER / VAN Skandal Ali İsmail sorusu V C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle