18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 27 Nisan 2015 12 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BARIŞ AKTAŞ Arşivler hâlâ kapalı 915’in 100’ncü yılından en hafif zararla kurtulmayı planlayan Dışişleri Bakanlığı’nın hesapları tutmadı. Ermenilerin soykırım tezinin “doğal sınırlara eriştiği” teziyle başlatılan karşı kampanyaya karşın, soykırım tanıyan ülkelerin sayısı 25’e ulaştı. Türkiye, 2 ülkeden büyükelçisini istişare için çağırırken, daha önceden tanıdıkları gerekçesiyle Sofya ve Moskova’dan ise Büyükelçilerini çağırmadı. Ankara’nın karşı kampanyasıyla birlikte arşivlerin açılması yeniden gündeme taşınırken, akademisDUYGU yenler son duruGÜVENÇ mu anlattı. Türkiye’nin arşivlerinin bir kısmı Başbakanlık bünyesinde bulunurken, askeri arşivleri Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE) bünyesinde yer alıyor. Türkiye’nin açtığını ve açmaya hazır olduğunu söylediği askeri arşivler ise sözde açık. ATASE’nin eski müdürlerinden Ahmet Tetik bile o arşivlere gi Maden şehitlerine büyük saygısızlık Erdoğan, 24 Nisan öncesi askeri arşivleri de açacaklarını açıkladı, ancak askeri arşivlerin yanı sıra Dışişleri Bakanlığı ile Osmanlı İmparatorluğu döneminin Dahiliye Nezareti’nin arşivleri de kapalı 1 10 ülke daha ‘soykırım’ı tanıdı Nisan 2015’e, soykırım tezinin “doğal sınırlarına ulaştığı” teziyle yaklaşan ve Çanakkale Savaşı’nın 100’ncü yılını bugün anarak misilleme yapan Türkiye’nin kaybı büyük oldu. Soykırımı 100’ncü yılında tanıyan ve tanıdığını tekrar deklare edenlere 10 ülke daremiyor. Tetik, Genelkurmay Başkanlığı’nın ATASE arşivlerine erişim için yaptığı başvuruya “uygun bulunmadı’ yanıtını verdiğini belirtti. 24 ha eklendi. 2015’te “soykırım” diyen ülkeler; Vatikan, Arjantin, Avusturya, Bulgaristan, Şili, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Hollanda, Rusya ve Suriye. Ankara, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’un açıklamasına karşın parlamentonun benzer bir karar almasıBilgi Üniversitesi’nden Prof. Ayhan Aktar ise Başbakanlık arşivlerinin açık olduğunu ancak ATASE’de araştırma yapmak için herkese izin verilmediğini belirterek, “Ben böyle bir muameleye tabii tutulacağıma gider Fransız, İngiliz arşivlerinde çalışırım. Her arşiv seçilerek açıklanır ama arşiv dediğin şey eninde sonunda açık verir” dedi. nı önlemek için çalışmalarını sürdürüyor. İlk kararların ardından Büyükelçileri istişare için Ankara’ya çağıran Dışişleri ise Moskova ve Sofya’nın kararlarının ardından Büyükelçileri bakanlığa çağırmakla ve açıklama yapmakla yetindi. mamış olmasını da eleştirdi: “Sözde açılacak, Yunanlıların bile arşivi yıllardır açık. Allahtan bazı emekli büyükelçiler çalışıyor da biz de doğru dürüst şeyler okuyabiliyoruz” dedi. Aktar, Osmanlı’nın İçişleri Bakanlığı olan Dahiliye Nezaretine ait arşivlerin açık olmadığını bu çerçevede polis teşkilatının da arşivlerinin açılmadığını vurgularken, “Asıl önemlisi bu arşivlerdir. Ama sakladıkları herşeyin karşılığı diğer arşivlerde var. Açılan yeni arşivlerde de kendi akademisyenlerini çalıştırıyorlar” dedi. Aktar, kadastro arşivlerinin kişisel veriler içerdiği için açıklanamayacağını belirtti. Ermenistan’ın kendi arşivi olmadığına işaret eden Aktar, “Taşnak arşivleri evet kapalı ama o bir parti, sen devletsin” diyerek Türkiye’nin tutumunu eleştirdi. Geri dönüş aydınlanır Yardıcı Doçent Prof. Fuat Dündar da Dışişleri arşivlerinin açılması gerektiğine işaret ederek, “1919’dan açmaya başlasalar bile tehcir sonrasında Türkiye’deki Ermenilerin nasıl yerleştirileceğini öğrenmemiz için önemli. 19191923 arasında, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Ermenilere ne olduğu açısından önemli. Bu arşivyer açılırsa, Ermenilerin 19191922 arasındaki geri dönüşü de aydınlanabilir” dedi. Dündar, Başbakanlık arşivlerinin iyi durumda olduğunu ancak ATASE’nin ise problemli olduğunu belirterek, “Ermenilerin tehcir sonrasında nasıl yerleştirildiğini bilmiyoruz ve askeri arşivler bu açıdan da önemli. Bunu Başbakanlık arşivlerinde bulamazsınız” lANKARA Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden kazalarında ölen işçilerin anısına limanın kıyısına 2003’te yaptırılan anıt bakımsızlık nedeniyle yine hasar gördü. Daha önce 3 kez yenilenen anıttaki bakımsızlık tepkilere neden oldu. Genel Maden İşçileri Sendikası Başkanı Ahmet Demirci “Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yönetim kurulumuz ve TTK Genel Müdürlüğü ile birlikte yaparız” dedi. Anıtın yapımı bitmek üzere olan Maden Müzesi’nin yakınındaki bir alana taşınacağı belirildi. 570 bin paket kaçak sigara Erzincan’da badem kabuğu yüklü TIR’da 570 bin paket gümrük kaçağı sigara bulundu. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ErzincanErzurum karayolunda, M.G’nin kullandığı 27 B 59410 İran plakalı TIR’ı durdurdu. Yapılan aramada, TIR’ın dorsesindeki badem kabuğu dolu çuvalların arasına gizlenmiş 570 bin paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildi. Sürücü M.G’le yanında bulunan Z.R. gözaltına alındı. Kaçak sigaralar yakılarak imha edildi. Fransa’ya giderim Tetik, ATASE bünyesinde, İstiklal Savaşı’na ait düzenli bir tasnif bulunduğunu fakat Birinci Dünya arşivlerinde iyi bir tasnif yapılmadığını belirterek, “Tasnifleme 4050 yıl önceye ait. Bu da rastgele bir tasnifleme. Çalışan personel sayısı az ve yeni tasniflemeye yetişmeleri mümkün değil” dedi. Ermenistan’da yok Aktar, Başbakanlık arşivlerinin iyi durumda olduğunu belirtirken, Dışişleri Bakanlığı’nın 2015 yılında hâlâ arşivlerini aç ‘Genç Türkler’ New York’ta yürüdü 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları, New York’ta, Times Meydanı’nda düzenlenen bir gösteri ile protesto edildi. Genç Türkler (Young Turks) Derneği’nin düzenelediği gösteriye ve Azeri toplumu da destek verdi. Gösteride, 19741984 yılları arasında Ermeni teröristlerce şehit edilen Türk diplomatlarının tek tek adları okundu, kalabalıktan da ‘burada’ sesleri yükseldi. Gösteride konuşma yapan Prof. Michael Gunter, uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler’in tanımına uygun bir soykırım ortada yoktur ve hiçbir zaman da olmamıştır. Ermeniler yalan söylüyorlar, insanların da buna inanmalarını bekliyorlar dedi. l NEWYORK / DHA Suriyeli kadına fuhuş gözaltısı Adana’da sucuk ekmek satılan göl manzaralı kaçak barakaya baskın düzenleyen polis, erkeklerle para karşılığı ilişkiye girdiği öne sürülen Suriyeli 38 yaşındaki N.T’yi yakaladı. Barakanın yatmak için kullanılan bölümünü de kontrol eden polis, Suriyeli N.T’le müşterisini ilişkiye girmeye hazırlanırken yakaladı. İşçi emeklisi Ş.A.’nın sahibi olduğu barakada arama yapan ekipler, bir de kurusıkı tabanca ele geçirdi. Suriyeli kadının 1 yıldan bu yana Türkiye’de fuhuş yaptığı öne sürüldü. Suriyeli çocuk kanalda kayboldu Adana’da serinlemek için sulama kanalına giren 10 yaşındaki Suriyeli çocuk kayboldu. Merkez Yüreğir ilçesi Levent Mahallesi’nde, DSİ’ye ait sulama kanalına giren bir çocuğun akıntıya kapılarak kaybolduğu ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Ekipler, kanalda ve çevresinde yaptığı aramada Suriyeli olduğu belirtilen 10 yaşındaki Riyad Hasen’e ulaşamadı. Çocuğun annesi Medine ve babası İbrahim Hasen, kanal kenarında oğullarına ait kıyafetlere sarılarak gözyaşı döktü. Üst yapıya ulaşmak mümkün Dink ailesinin avukatı Bakırcıoğlu, ‘Cinayete zemin hazırlayan zehirli algı mahkum edilmeli’ dedi enel Yayın Yönetmeni olduğu Agos gazetesi önünde 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink’in faillerinin araştırıldığı soruşturma dosyası 8. yılına girdi. Dink cinayetinde sorumlulukları olduğu iddiasıyla isimleri geçen kamu görevlileri hakkında 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “etkin soruşturma yapılmadığı” kararı verdi ancak yıllarca hiçbir somut adım atılmadı. Ardından Dink ailesi avukatlarının 2007’den bu yana dile getirdiği kamu görevlilerinin sorumluluğu olduğu iddiaları 2014 yılından itibaren araştırılmaya başlandı. Çünkü Gülen Cemaati ve iktidar arasındaki ortaklık yerini bir “güç savaşına” bırakmıştı. Çünkü sorumluluğu olCANAN COŞKUN duğu iddia edilen Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek emniyetteki üst düzey isimler cemaate yakınlığı ile biliniyordu. Kamu görevlileri hakkında yürüyen soruşturma dosyasında yaşanan gelişmeleri yarın görülecek duruşma öncesi Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu’yla konuştuk. Siyasi iktidar bu soruşturmayı cemaat polislerinden intikam alma aracı olarak mı görüyor? HAKAN BAKIRCIOĞLU: Müdahil taraf olarak biz Dink cinayetini işleyen örgüt yapının açı G Duruşmada neyi talep edecekler? stanbul 5. ACM’nin soruşturmanın genişletilmesi taleplerimizin reddine ilişkin kararı oldukça hatalı bir karar. Biz 28 Nisan 2015 tarihli duruşmada; ‘Hrant Dink cinayetine dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Terör ve Örgütlü Suçlar soruşturma bürosu tarafından 2007 yılından bu yana açık tutulan ve son 1 yıl içinde Dink ciBakırcıoğlu İ Dink nayetinde sorumluğu olan, cinayete iştirak eden kamu görevlilerinin de ifadelerinin alındığı soruşturmanın tamamlanması, iddianame düzenlenmesinin beklenmesi gerektiğini ve dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı olan Ali Öz’ün yargılanmakta olduğu Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasının İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyası ile birleştirilmesini, taleplerimizin reddine dair karardan geri dönülmesini, taleplerimizin karşılanmasını’ talep edeceğiz. ruşturmayı yürüten savcılık makamı bahse konu tüm kamu görevlilerinin tamamının ifadesini şüpheli sıfatı ile aldı. Dolayısıyla da hiçbir kurum görevlisini soruşturma sürecinin dışında değerlendirmedi. Şu ana kadar ki tutumu itibariyle bütünsel sorumluluğu esas alarak yürüttü soruşturmayı. Bu dedikleriniz 8 yıl sonra gerçekleşti. 8 yıldır bu dediklerini söylüyordunuz ama 2014’e kadar hiçbir somut adım atılmadı. Ta ki CemaatAKP ortaklığı bitene kadar... Son yıllar soruşturmayı yürüten savcıların Dink cinayeti soruşturmasında sonuç almak üzere irade ortaya koymaları ve Dink cinayetinde sorumluluğu olan devlet görevlilerinin şüpheli sıfatı ile ifadeleri alınmaya başlandı. Bu sebepledir ki bu aşamada soruşturmada yapılan işlemleri tek başına cemaat olarak adlandırılan grup ile hükümet arasındaki çatışmaya indirgemek doğru değil. Ama elbette az önce söylediğim üzere bu konuda beyanda bulunmak için soruşturma sonucu düzenlenecek iddianameyi beklemek gerekecek. 8 yıl geçmiş olmasına karşın hala gerçek faillerin bulunamamış olması, örgütün üst yapılanmasının ortaya çıkarılamamasını neye bağlıyorsunuz? Faillerin yalnızca en alt düzeyde olan kısmına ulaşıldı ve dava açıldı. Örgütün üst yapılanmasına ve bağlantılarına ulaşılamadı zira 2007 yılında ve sonrasında etkin bir soruşturma yapılmadı. Eğer savcılık makamı kamu görevlilerine ilişkin kısmı tamamladıktan sonra etkin bir soruşturma yapar ise biz hâlâ örgütün üst yapılanmasına ve bağlantılarına ulaşılmasının mümkün olduğunu düşünüyoruz. Telafi eder mi peki? Gecikmiş de olsa başka faillere ulaşmanın kendisi elbette önem taşır. Cinayeti organize eden örgütün bağlantılarına ve üst yapılanmasına ulaşmak için 2007 yılında yapılan etkin bir soruşturma yapılmalıydı. Fakat yapılmadı. Etkin soruşturma bugün de yapılabilir, bağlantılara ve üst yapılanmaya ulaşılabilir. Öğrenci evinde yangın deşheti En alt düzeye ulaşıldı ğa çıkarılmasını, cinayete iştirak eden, sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmasını cezalandırılmasını ve Dink cinayetinin işlenmesine zemin hazırlayan zehirli algının mahkum edilmesini istemekteyiz. Müdahil taraf olarak soruşturulan Devlet görevlilerinin hangi görevde oldukları, Dink cinayetinin işlenmemesi için hangi işlemi yapmakla yükümlü oldukları, hangi işlemi yaptıkları ve yapmadıkları ile ilgileniyoruz. Meseleyi buradan tartışıyoruz. Bütünsel sorumluluğu esas almayan bir iddianamenin hükmü ve meşruiyeti olmayacaktır.  Dink cinayeti soruşturmasının ve davalarının iç çatışmaların aracı olarak kullanılması Bütünsel sorumluluk na müdahil taraf olarak asla izin vermeyiz. 2014’te başlayan cemaatAKP ortaklığının bitmesinin ardından gelen tutuklamaları sadece cemaatçi olarak adlandırılan polislerin yargılandığı bir davaya dönüşme ihtimali var mı? Savcılık makamının soruşturma tamamlandığında düzenleyeceği iddianameye bakmak gerekir. Eğer iddianame bütünsel sorumluluğu içerecek şekilde düzenlenecek olursa bu cemaatçi olarak adlandırılan polislerin yargılandığı bir davaya dönüşmeyecektir. Ancak eğer iddianame belli bir grubu esas alarak düzenlenir, bir kısım kurum görevlilerini dışında tutarsa o gün bahsettiğiniz risk gerçekleşmiş olacaktır. Bugüne değin so Savcılar irade koydu Mersin’de merkez Yenişehir ilçesi İnönü mahallesinde sabah sporu yapan kişiler, 5858 Sokak’taki Kumsal Apartmanı’nın 4’üncü katından dumanlar çıktığını görünce itfaiye ve polisi aradı. Olay yerine kısa sürede gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale etti. İsimleri açıklanmayan 3 üniversite öğrencisinin kaldığı evdeki alevleri söndürdükten sonra evde inceleme yapan itfaiye ekipleri, yangının elektrik kontağından çıktığını saptadı. Olay sırasında öğrencilerin evde olmaması can kaybını önlerken içerideki eşyalar da tamamen kullanılamaz hale geldi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle