28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 25 Nisan 2015 DUNYA DUYGU GÜVENÇ Yemen’de 115 çocuk öldü Suudi Arabistan Yemen’e hava saldırılarını sürdürürken, UNICEF vahim tablo çizdi: “Yemen’de son bir aydaki çatışmalar ve Suudi hava saldırılarında en az 115 çocuk öldü, 172 çocuk sakat kaldı.” EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE IŞİD’e fizik öğretmeni lider ABD’nin hava saldırısında IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin ağır yaralandığı bilgisini, IŞİD liderliğine Musul’dan Iraklı fizik öğretmeni Ebu Alaa Afri’nin vekalet ettiği iddiası takip etti. MAKEDONYA Umuda yolculuk raylarda bitti 1915 yalnızlığı 24 Nisan’da Ankara karşıtı cephe genişledi. Ankara, ‘soykırım’ diyen ülkelere lobi faaliyeti yerine ‘haddini’ bildirdi. Gauck’a da sert çıktı ürkiye’nin 1915’te yaşananların 100. yılında “soykırım” tanımlamalarına karşı aşırı tepki göstermenin yanısıra Ermenilere yönelik yeni bir açılım yapmaması, diplomaside yeni bir yalnızlığın ilk adımını oluşturdu. Ankara en son 1915’in 90. yılında tüm enerjisini “soykırımı” kabul eden ülkelere yönelik diplomasi çalışmalarına yönlendirmişti. İlk büyük adım Vatikan’dan geldi. Tüm girişimlerine rağmen Papa Francesco’yu “soykırım” sözcüğünü kullanmamaya ikna edemeyen Ankara, Vatikan Büyükelçisini merkeze çağırdı. Ankara’nın çabasıyla Papa’nın 24 Nisan’da Erivan’da planladığı ayin, 12 Nisan’da Vatikan’a alındı. Ardından Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ve diğer ülkeleri “soykırımı” tanımaya çağıran karara imza attı. Ankara tepki göstermekle kalmayıp AP’nin seçilme ve karar meşruiyetini sorguladı. AP’ye yönelik “Sirk gibi” benzetmesi gibi pek çok tepki Batılı başkentlerin şimşeklerini çekti. Bu da AB üyesi ülkelerden Çanakkale törenlerine katılımın az olmasına yol açtı. Başbakan Davutoğlu’nun Alman mevkidaşı Merkel’e telefonu ve mektubuna rağmen, önceki gece Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un “Ermeni Soykırımı” konuşma 17 nilgun@cumhuriyet.com.tr w nilgun@ Yüzleşmek Deyince… ömürgecilik bilançosu için Cezayir’den özür dilemesi istendiğinde Fransa’nın cumhurbaşkanı Sarkozy açık ve net; “Babalarının hatalarından çocuklar sorumlu tutulamaz” demişti. Türkiye’nin de yıllar önce yapması gereken buydu. “Ermeni meselesi”nin ısıtıldığı kırk yıl içinde Türkiye neden bunu yapmadı; “babalar” ve “çocuklar” arasına neden çizgi çekmedi ve neden “T.C., kuruluşundan önceki hatalı politikalardan sorumlu tutulamaz!” demeyi beceremedi bilmiyorum. Bu yapılsaydı, bugünkü tırmanışın önü kesilebilirdi. Ama şimdi işler artık bu noktaya geldikten sonra “soykırım”ı tanımaktan başka hiçbir şey; “geçmişle yüzleşmek adına” yeterli görülmeyecek; tabiri caizse “kesmeyecek”tir. Avrupa’daki göçmen facialarına bir yenisi eklendi. Bu kez Makedonya’da bir grup göçmenin tren tarafından ezilmesi sonucu en az 14 kişi öldü. Paramparça olan kurbanlar Somali ve Afganistan’dan. Önceki gece Veles’deki bir kanyon yakınında meydana gelen kazada, tren makinisti raylar üzerinde onlarca kişi gördüğünü, tren düdüğünü çalarak uyarıda bulunduğunu, bazılarının bu sırada kaçmayı başardığını anlattı. Trenin mesafenin az olması nedeniyle anında duramadığını belirtti. Ceset parçaları 150 metrelik bir alana dağıldı. Kaçabilen göçmenlerden 8’i gözaltına alındı. Bu hattaki göçmenler tren yolcularınca görüntülendi. T Erivan’daki törene Fransa, Güney Kıbrıs ve Rusya liderleri (soldan ilk üç) katıldı. AB 800 kişinin boğulduğu teknenin kaptanı İtalya’da yargılanıyor. Kurtarma bütçesi üçe katlandı AB liderleri göçmen facialarının tekrarlamaması için Akdeniz’deki sınır operasyonlarını büyütme ve insan kaçakçılığıyla mücadeleyi sertleştirme kararı aldı. AB zirvesinde, İtalya açıklarındaki Triton ve Yunanistan açıklarındaki Poseidon operasyonlarının bütçesinin üçe katlanması kararlaştırıldı. AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’ye “İnsan kaçakçılarının teknelerini önceden tespit etmeye, ele geçirmeye ve imhaya yönelik” muhtemel askeri operasyonun hazırlıklarını başlatma görevi verildi. Gauck affedilemez sını, dün Alman parlamentosunun 1915’i ilk kez doğrudan “soykırım” olarak tanımlaması izledi. Ardından Dışişleri çok sert çıktı: “Gauck’un Türk milletine işlemediği bir suçu isnat etme hakkı yok... Gauck’un temsil ettiği insanlar arasından yüzbinlerce Türk asıllı Alman vatandaşının düşüncelerini?yok sayması ibret verici. Türk kimliğini karalama girişimlerine TürkAlman toplumunun fertleri sessiz kalmayacak. Türk halkı, Gauck’un ifadelerini unutmayacak ve affetmeyecek.” Parlamentoya 1915 tasarısında “tarafsız ve yapıcı olma, ilişkileri olumsuz etkilememe” çağrısı yapan Dışişleri, Avusturya’nın tersine Almanya büyükelçisini çağırmadı. ‘Obama sorunlu’ “Soykırım” diyen tüm ülkelere haddini bildiren Dı şişleri, “Büyük Felaket” sözünü kullanan ABD Başkanı Barack Obama için farklı üslup belirledi: “Obama’nın açıklaması adil hafızadan çok uzak. Yaşananların, Ermeniler kadar Türk halkı bakımından da hassasiyet taşıdığı gerçeğinden kopuk olması ve tek taraflı bakış açısını yansıtması sorunlu. Bu seçici ve tarafgir adalet anlayışını reddediyoruz.” Diğer ülkelerden farklı olarak ABD’ye çağrı yapıldı: “Türk Ermeni barışmasına giden yola adil katkıda bulunacak her ülke bu dostluk projesinin ortakları olarak tarihteki yerini alacak.” Ancak dün Rus Devlet Başkanı Putin ile Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande Çanakkale yerine Erivan’a gitti. Almanya’nın da açıklamalarıyla Ankara karşıtı cephe genişledi. l ANKARA Rusya meclisi Duma 1995’te tanıdığı “Ermeni Soykırımı”yla ilgili dün yine bildiri kabul ederken, Devlet Başkanı Vladimir Putin de önceki gün “Ermeni halkının soykırımını tanıdıklarını” açıkladı, dün Erivan’daki anma törenlerinde doğrudan “soykırım” demese bile “katliamların soykırımla mücadele sözleşmeleri kapsamına girdiğini” dile getirdi. Dün Dışişleri “Siz soykırımı iyi bilirsiniz” tepkisi verse de büyükelçi geri çağrılmadı. Duma ve Putin’in açıklamalarını da “yok hükmünde” ilan eden Dışişleri, “Rusya’nın Kafkaslar, Orta Asya ve Doğu Avrupa’da gerçekleştirdiği kitlesel katliamlar, sürgünler ve Holodomor gibi topluca cezalandırma yöntemleriyle özellikle kendi tarihinde Türk ve Müslüman halklara yönelik insanlık dışı uygulamaları göz önüne alındığında, “soykırımın” ne olduğunu ve hukuki boyutunu esasen en iyi kendisinin bilmesi gerek” diye çıkıştı. Erivan’daki anma törenlerine “Ermenistan’ın 100. yıl propaganda kampanyasının gösteri ayağı”denildi. ‘Soykırımı iyi bilirsiniz’ S Toprak taleplerine atıf Almanya sözbirliği etti lmanya’da cumhurbaşkanı, parlamento başkanı, hükümet ve muhalefet 1915’te yaşananları ilk kez resmen “Ermeni Soykırımı” olarak adlandırdı. Ancak amaçlarının Türkiye’ye ders vermek değil, TürkErmeni barışına katkı olduğunu vurguladılar. Koalisyon hükümetinin parlamentoya sunduğu karar taslağında Osmanlı Ermenilerinin öldürülmesi “soykırım” olarak nitelendi. Parlamento Başkanı Norbert Lammert, taslaktaki “Ermenilerin kaderi, kitlesel kıyım, etnik temizlik, tehcir ve soykırımlar tarihine örnek teşkil etmektedir” ifadelerinden daha net konuştu. “Dünya kamuoyunun gözleri önünde, 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nde yaşananlar soykırımdır. Bu, 20. yüzyılın son soykırımı olarak da kalmadı” diyen Lammert, Ermenilerin yok edilmesinin uluslararası hukukun soykırım tanımına uyduğunun altını çizdi. Türkiye’nin Suriyeli mültecilere yardımının Avrupa’yı utandıran boyutlarda olduğunu belirten Lammert, Türkiye’deki STK’lerin Ermenilerle barışma çabalarını övüp, Erdoğan yönetimine “100 yıl önce olanlardan bugünkü hükümet sorumlu değil, ama Cumhurbaşkanı, meclis başkanı, tüm partiler ‘Ermeni Soykırımı’ dedi VATİKAN Kaide’nin saldırı planı ortaya çıktı İtalya’da Kaide ile bağlantılı gruplara oparasyonlarda çoğu Pakistanlı 18 kişi gözaltına alınırken, elde edilen bilgilere göre örgüt Vatikan’a saldırma planları yapmış. “Pakistan hükümetine karşı olmak, Batı’ya karşı silahlı mücadeleyi savunan örgüt kurmakla” belirtildi. Grubun suçlanan zanlıların AfPak’tan gelenlere sahte evraklar hazırladığı, kaçak geçişlere yardımcı olduğu belirtildi. Operasyonların hedef aldığı “terör hücrelerinin” bazı üyelerinin 2011’de öldürülen Kaide lideri Usame bin Ladin’le geçmişte doğrudan iletişim içinde bulunduğu ve 2009’da Pakistan’da onlarca can alan saldırıların faillerinin olduğu sanılıyor. A Papa’sından Putin’ine, Avrupa Parlamentosu’na dek uluslararası sistemin iri aktörleri Türkiye’nin önüne “soykırım dosyası”nı koyuyor. “Korkmayın. Adı ne olursa olsun tarihin bu kara sayfasıyla yüzleşin!” demek kolay. Uluslararası sistemin Türkiye’den bundan böyle beklediği şey ne ki bu “kara sayfayla kendi meşrebine göre yüzleşmesi” değil; adı, sanı ve beraberindeki sonuçlarıyla birlikte “soykırım”la yüzleşmesidir. “Soykırımla yüzleşme ardından tazminat ve toprak talepleri” gelmeyeceği beklentisi, ne yazık ki gerçekçi değil… Arman Grigoryan isimli bir Ermeni uzmanın geçende Washington Post’ta yazısı (17 Nisan) vardı. 199193 yıllarında Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nda görev alan bir akademisyen kendisi. Kısaca devleti de tanıyor. Somut, ayakları yere basan bir yaklaşımla ele alınan yazı “Türkiye’den tam olarak ne istediğimize karar vermemiz lazım” diyerek ekliyordu: “Diyasporanın bazı en önemli Ermeni örgütlerinin açık biçimde revizyonist ideolojiyi benimsediği sır değildir. Bu örgütler indinde dünyanın ve Türkiye’nin soykırımı tanıması sadece bir ilk adımdır. Ardından sıra atalarımızın topraklarını istemeye ve Türkiye’nin doğusunun bazı bölümlerinde egemenlik kurmaya gelecektir. Bu örgütlerden gelen baskılarla Ermenistan hükümeti dahi, soykırımın 100. yılı deklarasyonunda söz konusu taleplere atıf yapmakta karar kılmıştır. Mevcut statükoyu tanımlayan uluslararası hukuk ve anlaşmalar gibi karmaşık konular bir yana bırakılsa bile, bu gibi talepler ortada oldukça, Türk devleti (soykırımı) tanıma konusundaki tavrını yumuşatmayacaktır. O nedenle istediğimiz eğer (soykırımın) tanınmasıysa ki bence öncelik bu olmalı; (diğer) taleplerden vazgeçmeliyiz.” Ermeni yazarlar uluslararası yayın organlarında bunları bu şekilde harbiden yazıp çizerken, bizim “yok böyle tehditler!” dememiz mezarlıktan ıslık çalarak geçmeye benziyor. Gerçekçi olmakta yarar var. Başımıza ne geldiyse, gerçekçi ve hazırlıklı olmamaktan geldi. Tsunami gibi büyüyen Ermeni sorunu karşısında yıllarca kafamızı kuma gömdük. Gelenek olduğu üzere günü kurtarmakla yetindik. Kimileri, kafayı hâlâ kumda tutmayı yeğleyip “arşiv”den medet umuyor. Olayın tamamen siyasileştiği bu anda hâlâ “arşiv açmak”tan bahsediyor; tarihçileri konuşturmaktan dem vuruyorlar. Kimileri de beri uçta “yüzleşelim!” diyor. Bu çağrıları yapanlar; ilk adımın ardından gelecek ikinci, üçüncü adımları hesaplıyor mu? Diyaspora 100. yıl satrancına; “kilise”sinden… “Avrupa parlementosu”na… bütün hamleleri ince ince hesap ederek geldi. Bu konuda kendilerine şapka çıkartmamak olanaksız! Bizler ise…. Şu birkaç sıcak gün geçsin… Tepemizde Demokles’in kılıcı gibi ilelebet sallanacak olan bu yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal davayı yeniden uykuya yatırıp seçim telaşına gireceğiz. Kaç günde unutacağız? Ermeni toplumunun katıldığı meclis oturumunda kurbanları Başbakan Merkel de andı. İTALYA Berlusconi: IŞİD’in baş hedefiyim Yolsuzluktan siyasi yasak alan ama eski başkanı olduğu Forza Italia partisi adına seçim çalışmalarında boy gösterecek olan eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, IŞİD’in kendisini avlamaya çalıştığını iddia etti. Forza Italia yetkilileriyle görüşen Berlusconi “Terör saldırılarının hedefinde olabileceği konusunda duyumlar aldım. Sanırım IŞİD’in hedef listesinin ilk sırasında ben varım” dedi. Bu sebeple seçim kampanyaları kapsamında açık alanlarda yapılacak mitinglere katılamayacağını belirtti. Erdoğan’a çağrı bundan çıkan sonuçlarda sorumluğu var” çağrısı yaptı. Önceki gece Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un yaptığı gibi Guardian: (Başyazı) Ait olduğunuz devletin suç üzerine inşa edildiğini ve okulda öğretilen tarihin tamamen yalandan oluştuğunu itiraf etmek zor. Türkiye’nin hala gerçeklerle yüzleşmemesi çok üzücü. Washington Post: David Ignatius Harputlu büyükba Lammert de dönemin Almanya’sının Osmanlı’nın müttefiki olduğunu hatırlatıp “Almanlar, geçmişe bakış konubasının kızkardeşlerinden birinin tehcirde çölde öldüğünü, diğerinin ABD’ye kaçabildiğini yazdı. “Geçmişi kabul etmek ve Ermenilerle dürüstçe geleceğe yürümek isteyen Türk aktivistlerle konuştukça, Ermenilerin yaralı ruhunu iyileştirebilecek bir ışık gördüğünü” belirtti. sunda başkalarına ders verecek durumda değil. Ama tecrübelerimize dayanarak, başkalarını geçmişle hesaplaşmaya cesaretlendirebiliriz” dedi. Hükümet ve muhalefet vekilleri de aynı minvalde konuştu. Yeşiller ve Sol partileri Ermeni, Süryani, Keldani ve Pontus Rumlarına ilişkin ayrı bir tasarı sundu. 1915 tasarıları son haline kavuşturulmak üzere komisyonlara gönderildi. Sadece Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, “soykırım” demeyerek, böyle karmaşık meseleleri etiketlemeyi reddettiğini söyledi. Steinmeier, Holokost’un öneminin küçültülmemesini istedi. NYTWP farkı: 150 Türk kuruluşunun “Ermeni Soykırımı’nın tanınmasına karşı” ilanını, New York Times, “11 Eylül, Holokost, ABD’deki kölelik, İrlanda’daki açlık gibi tarihi gerçekleri reddeden reklamlar yayımlanmaz” diyerek reddetti. Washington Post yayımladı. Dış basında hem eleştiri hem umut BM’nin yeni Cenevre girişimine İran davetli BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Suriye’de iç savaşı sonlandırmak hedefiyle ayrı ayrı görüşmeler yapmak üzere muhalefet ve rejimi mayıs ayında Cenevre’ye davet etti. 46 haftalık toplantılara ‘büyük devletler’ ve İran da davetli. BM, ‘büyük devletlerin’ ve İran gibi ‘bölgesel aktörlerin’ de davet edildiğine, ancak ’terör örgütü’ IŞİD veya Nusra’nın diyaloga dâhil edilmeyeceğine dikkat çekti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle