23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 16 Mart 2015 haber EDITÖR: ELİF TOKBAY TC Anonim Şirketi umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir Ticaret Odası ve Balıkesir Sanayi Odası’nca düzenlenen “Ekonomi Ödülleri 2015” töreninde iş adamı, sanayici ve şehirdeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Törende yaptığı konuşmada, mevcut sistemin artık Türkiye’yi taşımadığını, geleceğin büyük Türkiyesi’ne bu şekilde ulaşılmayacağını vurgulayan Erdoğan, “Sürekli darbe üreten, darbeci yetiştiren bu anayasa bizim ufkumuzu, yolumuzu aydınlatamaz. Başkanlık sistemine karşı çıkanlara bakıyorsunuz Türkiye’yi şikâyet ettikleri, model olarak heveslendikleri ülkeler başkanlık sistemiyle yönetiliyor; ama kendileri kullanım ömrü bitmiş, soluğu kesilmiş, tedavülden kalkmış, Soğuk Savaş dönemi artığı 27 Mayıs üretimi, 12 Eylül darbesiyle tahkim edilmiş bir sistemle Türkiye devam etsin diyorlar. Bu sistemde ısrar etmek milletimize inanın haksızlıktır” ifadelerini kullandı. 6 Erdoğan: Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmeli. Kürtlere: Neyin eksik, daha ne istiyorsun? C K.Ç, Bilim ve Açmazlık ayır Koray Çalışkan (K.Ç.) ile polemik yapmayacak ve kavga etmeyeceğim. Çünkü 10 Mart tarihli “Gerçekten vesayete karşı mısın?” başlıklı yazım (http://orhanbursali.blogspot. com.tr/2015/03/gercektenvesayetekarsmsn.html), ne bir kavga ne de polemik yazısıydı. İddia ediyorum ki çok özgün bir yazıydı, alanında ilkti ve yeni fikirlere sahipti! Ülkenin fikir ve tartışma zayıflığı ortamında, bu iddialı yazım için alçakgönüllü davranmayacağım. Çünkü bu ülke, ileri sürülen bir tezi inceleyecek öyle çok zenginliklere sahip değil... K.Ç, bunun kanıtıdır. Yazımın ana fikri şuydu: 1) Bugün HDP/PKK’nin destekçisi durumunda olan “Türkler”, TSK’nin vesayetine “en karşı” olan, hatta TSK deyince tüyleri diken diken olan kesimi de oluşturuyor. TSK’nin gücü nereden ileri geliyor? Silahlı olmasından.. Buna dayanarak “seçilmiş siyasete”, ülkeye, bazı dayatmalarda bulunuyor. Buna TSK’nin “siyaset üzerinde vesayeti” deniyor. 2) Peki PKK ne? Silahlı güç. PKK de buna dayanarak seçilmiş siyasete, ülkeye dayatmalarda bulunuyor. Hem de 40 yıldır ve cinayetler işleyerek, savaşarak... Neyi kabul ettirmeye çalışıyor? Siyasi isteklerini.. O zaman PKK’nin de silahlı vesayeti söz konusu. İki silahlı güçten birinin vesayeti kötü de, öteki niye iyi olsun? 3) Diyorsunuz ki, PKK silahı demokratik haklar için kullanıyor. Ben de dedim ki, peki, silahlı vesayet demokratik haklar için kullanılıyorsa, TSK’nin de karşı olduğunuz bazı müdahaleleri demokratik hak ve özgürlükler için kullanıldı veya bu sonuçları doğurdu... İşte 27 Mayıs Anayasası... Dahası, 28 Şubat 1997 postmodern darbenin gerekçeleri arasında bunlar da var! HHH Şimdi bir “siyaset bilimci”nin, yukarıdaki görüşü ciddiye alması ve “vesayet açmazı” tezime bir “bilimci” gibi yaklaşması gerekmez mı? O ne yaptı, gazetede yayımlanan “Orhan abi, darbeye karşı mısın?” yazısında? (.cumhuriyet.com. tr/koseyazisi/230519/ TurkiyedekiBuyukKavga. html) Siyaset bilimciler askeri vesayet var mı yok mu diye H Olağan şüphelilere gözaltı Erdoğan’ın toplantı ve açılışa katılıp ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Balıkesir’de polis, 6 kişiyi eylem yapabilecekleri şüphesiyle gözaltına aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün sabah Çanakkale’den geldiği Balıkesir’de kendisini protesto etme hazırlığında oldukları gerekçesiyle, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Balıkesir Şube Başkanı Süleyman Şahin ve iki arkadaşı ile Vatan Partisi’nin gençlik kolları örgütlenmesi olan Öncü Gençlik Balıkesir Sekreteri Şahin Akbaba ve iki arkadaşı polis tarafından gözaltına alındı. Ne Kürt sorunu ya “Şimdi varsa yoksa bakıyorsun Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok” diyen Erdoğan, şunları söyledi: “Neyin eksik senin? Başbakan çıkardın mı, bakan çıkardın mı, çıkardın. TSK’de var mısın varsın. Ne istiyorsun, daha ne istiyorsun? Allahaşkına bizden farklı neyiniz var, her şeye sahipsiniz. Yol yoktu yolunuzu yaptık, havaalanı yapıyoruz yaptırmıyorlar. İşadamlarının, müteahhitlerinin makinelerini yakıyorlar. E niye yakıyorsun? Iğdır’a yaptık, Ağrı’ya yaptık, Kars’a havalimanı. Bu devlet bir ayrım yaptı mı? Kardeşlerim dert başka. Biz ret politikalarını ayaklarımızın altına aldık, biz asimilasyon politikalarını ayaklarımızın altına aldık.” ERDOĞAN’A HALI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Balıkesir Valiliği bahçesine fidan dikti. Erdoğan’ın fidan dikeceği bölge özel bir örtüyle kaplandı. (Zafer Akpınar AA) Türkiye AŞ gibi yönetilsin Yeni Türkiye’nin, toplumun önderi olan sivil toplum örgütlerinin, işadamlarının, girişimlerin ellerinde yükseleceğini belirten Erdoğan, “Sizden benim bir istirhamım şudur: Yeni Türkiye’yi, başkanlık sistemini, yeni anayasayı her fırsatta milletimize anlatmanızdır. Sizler bir işadamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Cumhurbaşbakın Abdullah Gül ve Başbakan Davutoğlu ile aralarındaki kriz söylemlerine ilişkin “Birileri köşelerinde yazıyor, Sayın Gül ile ilgili, şahsımla ilgili, başbakanımızla ilgili yazıyorlar. Dertleri bunları birbirine düşürebilir miyiz? Yahu boşuna uğraşmayın, bunu yapamazsınız” dedi. KIŞANAK’TAN YANIT: Kötü yönetici sorunu var Erdoğan’ın sözlerine Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’tan yanıt geldi. Kışanak, “Doğrudur Türkiye’de artık Kürt sorunu yoktur. Kürtler, demokrasinin temel güç ve dinamiği haline gelmiştir. Buna karşı direnen kötü yönetici sorunu vardır” dedi. İmtihan günleri Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP İstanbul İl Kadın Kolları 4. Olağan Kongresi’nde konuştu. Davutoğlu çözüm süreciyle ilgili “Hepimiz için imtihan günlerindeyiz. İki hafta önce ilan edilen silahları terk etme çağrısıyla ileri bir aşamaya geldik. Çözüm süreci bütün milletimizin malıdır. En fazla da annelerin malıdır” dedi. Ataköy’deki Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen kongreye katılan Davutoğlu, salondaki kadınlara seslendi. Davutoğlu anneleri “çözüm sürecine sahip çıkın” çağrısı yaptı. mıza sadece evimizin emanetine sahip çıkan mübarek eşler olarak saygı göstermeyelim. Ama aynı zamanda onların icra ettiği her faaliyete de saygı gösterelim. Biz kadınlarımızın yükselen Türkiye’nin lokomotif gücü olacağına inanıyoruz. Biz kadınlarımızın demokrasiyi ayağa kaldıracağına inanıyoruz” dedi. Özgecan cinayetini de hatırlatan Başbakan Davutoğlu, “En namert el kadına uzanan eldir” dedi. Davutoğlu: Çözüm süreci bütün milletin malı 11 kritere bakarlarmış, bunun 8’i Türkiye’de varmış. Askeri vesayet, ordunun silahlı olması değil, kurumsal olarak bunu kabul ettirmiş olmasıdır. Şimdi, giden vesayetçi demokrasidir, gelen ise rekabetçi otoriterlik… Bence ne giden “… demokrasi”ydi ne de gelen “rekabetçi otoriterlik”... Ama bunları tartışmayacağım. Türkiye hiçbir endekste “demokrasi” görünmüyor. Amerikalı vb. yabancı siyaset bilimcilerin araziye baksalar bile türettikleri “teorik ders notlarıkitapları” ile Türkiye’yi anlamaya çalışmam. Bunlar ancak teorik çerçeveyi anlamam için bir kılavuz olurlar. Ben sahaya bakarım, ne oluyor burada? K.Ç’nin baktığı kitaplarda, ülkemizde yaşadığımız 40 yıllık “PKK’nin Türkiye’ye silahlı dayatmasını”nın ne tür bir “siyaset” olduğu yazmaz. Genel olarak ya “kurtuluş hareketi”, ya “gerilla” ya “terör örgütleri” kapsamında değerlendirilir. O siyaset bilimcilerin önünde, yukarıdaki tezim bulunmuyor. Açtığım konu yeni bir “bölüm”dür… HHH K.Ç. “Gelelim ‘iyi ki 27 Mayıs oldu’ darbeciliğine” diyerek, buradan bana soru üretiyor. 27 Mayıs darbesini/ihtilalini bütün tarihsel siyasi koşullarıyla tartışmaktan kaçınacak bir insan değilim. Ama yazımda “iyi ki 27 Mayıs oldu” diye bir cümle yok. Silahlı PKK hareketinin (vesayetinin) birtakım “demokratik hak ve özgürlükler ürettiğini savunuyorsanız, o zaman 27 ihtilali de 27 Mayıs Anayasası gibi Türkiye’de benzeri olmayan özgürlükler yarattı” dedim. Tezime uygun olarak, “PKK’ninki iyi de, 27 Mayıs’ınki niye kötü olsun” diyerek sizlerin açmazlarına işaret ettim. K.Ç. benden darbeci üretiyor. Kolay gelsin. 12 Mart 1971 darbecilerinin işkencehanelerinden geçmiş, 12 Eylül’ü lanetlemiş bir insandan... Sorusuna yanıt vermem... Çöpe... Bu sorusunu “Söyle bakiim Tanrı’ya inanıyor musun” sorusuyla birlikte yöneltsin, o zaman yanıtı düşünürüm!!! Bitmedi, beni daha iyi darbeci olarak niteleyebileceği konuya gireceğim: 27 Mayıs ve Türkiye’yi askeri darbelerin eşiğine getiren siyasi iktidarların “demokratikliği” ve “seçilmişlik” palavrasına... Ve bir iki okur mektubuna... Ve de KÇ.’nin siyasi rolüne... Parti başkanına ceza verilsin Erdoğan, parti kapatmaya yönelik de “Partiler, mademki tüzelkişiliktir, gerçek kişiyle tüzelkişiliği birbirine karıştırmayalım. Hep nüktedir biliyorsunuz; tüzelkişiye ceza verilir mi ya? Bir partinin başkanı suç işlediyse ver. Bu şimdi şöyle olması lazım: Bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse, bunun için söylenmesi gereken, siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez hükmünün oraya gelmesi. Ancak suçu işleyen kimse onlar bunun bedelini öder. Kökünden bunu kapatılması lazım. Aynı şeyi ben dernek ve vakıflar için söylüyorum. Suç işleyen kimse gel onları cezalandır. Tabelayı cezalandırmakla bir yere varamazsın, işin kısacası bu” dedi. l BALIKESİR / Cumhuriyet Merve Kavakçı’yı hatırlattı Ecevit adına özür diledi Büyükada’da ya çarşı ya cami 150 metre şartı 100 metreye düştü likli ve sağlıklı çevre elde etmenin en önemli araçlarından biri olduğuna dikkat çeken mimarİstanbul Büyükşehir lar, Büyükada’ya cami için yaBelediyesi’nin 13 Şubat 2014’te pılan plan değişikliği sürecinaldığı Büyükada’ya cami yapdeki sıkıntılar nedeniyle yarışma kararının ardından inşa edi maya müdahil olmaktan vazgelecek ibadethane için yarışma çerek jürilikten çekildi. açıldı. Büyükada Çarşı Camii Sosyal müdahale Derneği’nin açtığı yarışma tartışmayı da beraberinde getirMimarlar Odası İstanbul Büdi. Mimarlar Odası yarışmanın yükkent Şube Başkanı Sami Yılkamusal fayda adına ciddi zafi maztürk, mimarlara “yarışmaya yetler içerdiği gerekçesiyle jüri katılmayın” çağrısı yaparak “Yeden çekildi. Mimarlar Odası İs ni düzenlemeye göre camilerin tanbul Büyükkent Şube Başkanı tütün ve alkol içilen mekânlara Sami Yılmaztürk, meslektaşları uzaklığı 150 metreden 100 metna; Büyükada’nın sosyal ve kül reye düştü. Çarşı içine cami yaptürel dokusuna müdahale anla mak ‘çarşı’nın buradan kaldırılmını taşıyan cami projesi için ması anlamına geliyor. Adalar açılan yarışmaya “katılmayın” turistik bir mekân. Bu değişikçağrısı yaptı. lik ile Ada’nın sosyal ve kültürel Büyükada Çarşı Camii Deryapısının değiştirilmesi amaçneği, cami projesi yarışması lanıyor” dedi. Yılmaztürk, Adaiçin 7 Nisan 2014’te Mimarlar lar Belediyesi’nin cami için başOdası’na başvurarak jüri taleka bir alan verme teklifinin dikbinde bulundu. Mimarlar Odakate alınmadığını, ısrarla çarşı sı, 30 Nisan 2014 tarihinde ya içindeki parselin istendiğini de pılan ana çağrıya yanıt vereaktardı. rek jüride yer alması öngörüBelediye devre dışı len isimleri derneğe iletti. Ancak yarışmaya konu olan alan İstanbul Büyükşehir Belediyeile ilgili kamuoyuna da yansısi, ilçe belediyesini devre dışı bıyan bilimsel planlama kriterle rakarak Büyükada, 6 Pafta, 27 rine yönelik kurumsal değerAda, 16 Parsel sayılı taşınmaz lendirmeler sonucunda kararı olan trafo binasını “dini tesis” nı değiştirdi. Yarışmaların nite alanı ilan etmişti. ÖZLEM GÜVEMLİ Davutoğlu “Bir an gözünüzü kapatın ve eski Türkiye’yi hatırlayın, hani milli iradeyle TBMM’ye girmiş olan başörtülü bir hanıma ‘bu kadının haddini bildirin’ diyen eski Türkiye’yi hatırlayın. O eski Türkiye’de benim bugün makamımda oturan bir Başbakan (Bülent Ecevit), Allah rahmet eylesin, biz yine de rahmetle anarız. Ama oraya milletin oylarıyla gelmiş ve kadınlık onuruyla gelmiş bir kardeşimize bütün erkekleri tahrik ederek ‘bu kadının haddini bildirin’ demişti. ‘Bu kadına haddini bildirin’ diyen bir başbakanın bu topraklarda hükmetmesi dolayısıyla bütün kadınlardan özür diliyorum. Onun adına da özür diliyorum. Bir daha bu ülkede hiçbir başbakan hiçbir kadın için böylesine bir ifade kullanmayacaktır” dedi. Konuşmasında erkeklere de seslenen Davutoğlu, “Kadınları Başbakan Davutoğlu programa eşi Sare Davutoğlu’yla katıldı. Yargıçlardan Yeni Akit gazetesine kınama karikatüristin katledildiği Fransız Charlie Hebdo dergisi ile dayanışma için yeni sayısından bir seçki yayımlayan gazetemize yönelik tehditlerin ardından Şişli’deki merkezimize gelerek destek olan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ile Yargıçlar Sendikası üyeleri Yeni Akit gazetesi tarafından hedef gösterildi. Yeni Akit, Cumhuriyet’e gelerek destek olan yargıçla 12 da Türkiye’nin saygın, akıl ve birı “Charlie’nin hâkimleri” başlime inanmış, demokrasi ve özGaze yaptı. hedef lıklı haberle gürlükleri içselleştirmiş, çağdaş te haberlerini devam ettirerek yargıç ve savcılarımızı tıpkı Dodesteğe gelen hâkimlerin görevğan Öz, Uğur Mumcu ve Mustafa kam bir den alınması için adeta Özbilgin gibi hedef göstermiştir. ga Akit Yeni . panya başlattı Bilinmelidir ki; hedef gösterilen zetesine tepki gösteren YARyargıç ve savcılarımızın her biSAV ve Yargıçlar Sendikası orri Türk yargısının yüz akıdır ve tak açıklama yaparak kınama güçlerini adalete, hukuka olan “Ken ada Açıklam yayımladı. bağlılıklarından, temiz vicdandisine ‘gazete’ sıfatını yakıştıran Yeni Akit isimli yayın organı larından, bağımsız, özgür akıllarından almaktadırlar” denildi. 14 Mart 2015 tarihli nüshasın Akıl ve bilime inanmış, Türkiye’nin yüz akı yargıç ve savcılarına hakaret eden, onları alçakça hedef gösteren ve kendisine arsızca gazete diyen Yeni Akit adındaki yayın organını kınıyor, siyasi iktidara eleştiri yönelten internet kayıtlarını, facebook ve twetter mesajlarını takip ederek soruşturma açmakta pek mahir Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle