19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 16 Mart 2015 yorum TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 24 Sasaki’nin Kâğıt Turnaları... ocuktum... Tifdruk kâğıda renkli ve siyah beyaz olarak basılan Hayat Dergisi’nde rastladığım felaket fotoğrafları sarsıcıydı. Adanın üstünden yükselen mantar bulutları, önceden gökyüzünde gördüklerime benzemiyordu. Ayrıntılarını babama sordum, anlattı; Hiroşima’ya atom bombası. Yerle bir olan şehir, binlerce ölüm... Amerika’nın uranyumlu küçük oğlanı (Little Boy), 140 bin can alacaktı. Savaşın vahşeti, nükleer başlıklı atom bombasının dehşeti o zaman kazındı beynime. İnsanlıkla ilgili ilk büyük hayal kırıklığım, mutsuzluğumdu. Rüyalarıma yer etti. Ç Kozmik Kozmik oda aramasının da uyduruk gerekçelere dayandırıldığı ortaya çıktı. Kozmik odayı arayan yargıç Kadir Kayan, Fethullah Gülen’i “laiklik karşıtı faaliyet” nedeniyle “anayasal düzeni değiştirme” suçlamasıyla yargılandığı davada beraat ettiren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyesiydi. Kadir Kayan, kendilerini solcudan sayan sivilcelerin “yetmez, ama evet” dedikleri anayasa değişikliği sonrasında da 24 Şubat 2011 günü HSYK’nin dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in başkanlığında yapılan toplantısında Yargıtay üyesi olmuştu. Sonra, iki yaşında radyasyondan etkilenen Hiroşimalı küçük kız Sadako Sasaki’nin ölümünü öğrendim ve öyküsünü... Lösemiye yakalanmıştı. Kâğıttan bin turna kuşu yaparsa, tanrının kendisini kurtaracağını sandı. 644. turnayı katlayamadı... Hiroşima’da onun için bir anıt yaptılar sonra. Sasaki’yi öldü ren küçük oğlanın ülkesinde, Seattle Barış Parkı’na bir heykeli dikildi. Turna kuşları barış dileği oldu dünyaya. Nâzım şiir yazdı ona: “Kapıları çalan benim, kapıları birer birer. Gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler. Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu. Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâğıt gibi yanan çocuk. Çalıyorum kapını[email protected] Kendisine suikast girişimi yapıldığı gerekçesiyle Kozmik odaya girilmesine olanak sağlayan Bülent Arınç şimdi “Kullanıldım” diyor. “Laik, ulusal orduyu tasfiye etmek işime geldi” diyemiyor da, o yüzden... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Turan Emeksiz Turan Emeksiz, tıpkı bugün hukuk tanımayan, faşist bir diktaya doğru koşan Menderes iktidarının uygulamalarına karşı Nisan 1960’ta üniversite gençliğinin düzenlediği miting sırasında polis kurşunuyla öldürülmüştü. 20 yaşında yaşamını yitiren Emeksiz, 27 Mayıs devriminin simgelerindendi. Adı; caddelere, okullara verilmişti. Önce o adlar silindi. En son duyduk ki, İstanbul Cağaloğlu’nda küçük bir köşede duran büstü de ortadan kaldırılmış. 11 Mart, Erdoğan zorbalığına karşı direnen gençlerin simgesi Berkin Elvan’ın birinci ölüm yıldönümüydü. Emeksiz’in adını demokrasi tarihinden silenler, Elvan’ı unutmazlar mı? Unuttular zaten. “Her gün Elvan’ı mı yazıp çizeceğiz” diyenler egemen oldu her yere... Doları Kamçılarsan... Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız’a, “Doları kamçılayan bir siyasinin sonu nereye varır? Bunun örnekleri var mı?” diye soracak olduk. “Sorunuzun en kısa cevabı Tansu Çiller’dir” dedi Özyıldız ve ekledi: “Hatırlarsınız Sayın Çiller, 1993 sonunda faizlerin çok yükseldiğini, bunu tetikleyen etkenin Hazine’nin yüksek borçlanması olduğunu söylüyordu. Haklıydı da... Ancak borçlanmayı azaltmak, yani mali disiplin önlemleri almak yerine, dışarıdan borçlanarak içerideki yatırımcıyı cezalandırmayı denedi. Japonya piyasalarından ucuz kaynak bulunca Hazine’nin borçlanma ihalelerini iptal ettirdi. Piyasada Türk Lirası bollaşınca yatırımcılar dolara hücum ettiler. Bir de Moody’s ülke notunu indirince 1994 başında ortalık karıştı ve 5 Nisan kararlarına kadar gidildi. Bugün gelinen yerde, mali disiplin var ama, ekonomi sıcak paraya mahkum edilmiş durumda. Sıcak para stoku milli gelirin yüzde 33’üne ulaştı. Yabancı, yüksek getiri elde edemediği zaman parasını başka ülkelere götürüyor. Dolara talep artıyor, değerleniyor. Olan 183 milyar dolar döviz açığı olan reel sektöre oluyor. Geçmişte sorun kamunun ve bankaların bilançosundaydı. Şimdi reel sektörde ve aşırı borçlu olan hanehalkında. Seçimlerde oy verecek olanlar da bunlar. Dolayısıyla siyasetçinin başına gelecek olan mutlak oy kaybıdır. Aynen Tansu Çiller örneğinde olduğu gibi.” ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY zı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler...” HHH Sonra 1986’da Çernobil nükleer faciası. Yine çocuklar öldü... Löseminin pencesinde, kimileri çoktan toprak olmuş binlerce küçük yürek... Kaç kişi canını kaybetti, hastalandı bilinmiyor. 7 milyon insanın etkilendiği yer alıyor raporlarda. Bizim topraklarda, Karadeniz kıyımızda tırmanan kanser olguları kaç can aldı, belirsiz. Türkiye’nin Sanayi Bakanı, nükleer lobinin adamı, “çayların imha edilmesi” önerisine, canlı yayında çay içip, “Bakın bir şey oluyor mu?” diye karşı çıkıyordu o zaman. Kanserden gitti... Turgut Özal’ın “Radyoaktif çay lezzetlidir” sözleri hafızalarda! Ya,“Biraz radyasyon kemiklere yararlıdır” diyen darbeci Kenan Evren... Şimdi anımsadım, 1989’da Akkuyu’ya nükleer santral yapımı gündeme gelmişti yine. Siemens’in kamuoyu yaratmak için Almanya ve Fransa’ya götürdüğü Türk gazeteci grubunun arasında, Neckarvvestheim santralının yöneticisi Dr. Werner Zaiss ile işletme müdürü Eberhard Grauf’a sordum: “Nükleer santrallar ve atıklar tehlikeli değilse niçin Almanya’daki iki santralı kapattınız?” Yanıt verdiler, nükleer teknolojiye karşı anlamsız bir karamsarlık doğmuş, o yüzden! HHH Ve Fukuşima. Geçen hafta felaketin 4. yıldönümüydü. ABD’nin atom bombasıyla on binlerce kayıp veren Japonya, kendi topraklarında, kendi santralının felaketiyle yurttaşlarının ölümüne yol açtı. Zararın boyutları korkunç. Doğruysa en az 20 bin ölüm, tedavi edilemeyen hastalıklar, yüz binlerce göç. Radyoaktif sızıntı hâlâ sürüyor. Denizler kirleniyor. Temizlik ve söküm çalışmaları nedeniyle toplam maliyetin 900 milyar doları bulacağı söyleniyor. Fukuşima’da kâğıttan turna kuşları yapan çocuklar var mı acaba? Nükleer lobinin, küresel şirketlerin çıkarları için değer mi? AKP’nin umrunda değil, anlaşma yapıyor. Faciayı yaşamış Japonlar Sinop’a, Ruslar Akkuyu’ya nükleer santral konduracak. Başımızda bir felaket... Dünya bu teknolojiden uzaklaşırken iktidarın dayatması niye? Halkın, insanlığın çıkarına değil, dünya ölçeğinde yaşanan örnekler ortada. Türkiye’de nükleer santral olmasın, çocuklar şeker de yiyebilsin... Ankara Adayları Ankara kulislerinde adından söz edilen CHP adaylarını duyurmaya devam edelim: CHP’nin örgüt emekçilerinden eski Gençlik Kolları Başkanı Ayhan Yalçınkaya önseçime hazırlanıyor. Hukuk, toplumsal örgütlenme ve kadın hakları alanında yürüttüğü uzun soluklu çabalarından tanıdığımız Şenal Sarıhan kontenjandan aday. Çankaya Belediye Başkanlığı döneminde dürüst bir siyasetçi olduğunu kanıtlamış Bülent Tanık, önseçime giriyor. Gazeteci Zülfikar Doğan da kontenjan adaylığı için başvurdu. Ortadoğu ve Seçimler rak’ın 2003’te işgali, Arap baharı ve IŞİD derken Irak’tan Libya’ya kadar yeni haritalar (ve sınırlar) çizilmeye başladı. Ne yazık ki bu değişikliğe Türkiye de dahil edilmek isteniyor. Irak, Suriye ve Libya bölündüler. 90. YIL SAYI: 32667 I İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına yarını ile AKP’nin yarını tam bir etkileşim içindeler. Bütün bu gelişmeler açık ve örtülü bir biçimde sürerken Fidan’ın, “oyunu yarıda terk etmesine” izin verilmedi. Çünkü kendisi, son birkaç yıldır Ankara’nın Kuzey Irak, Suriye, Mısır, Tunus ve Libya politikalarında işleri fiilen yürüten kişi konumundaydı. 90 dakika tamamlanmadan ne Erdoğan ne de “dışarısı” oyundan çıkmasına izin vermediler. Öyle ya; dereyi geçerken at değiştirilmez. Ya mağlubiyetin faturasını o da ödeyecek ya da galibiyetten nasibini alacaktı. Türkiye’nin ve yakındaki Arap ülkelerinin giderek daha yoğun bir bunalımın içine sürüklenmelerine karşın İran, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki düşüşe rağmen Asya, AB ve hatta ABD ile ilişkilerinde geri adım atmadan ilerleme sağlamış durumda. Ankara, Irak ve Suriye’yi tribünden seyrederken Tahran, Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’daki etkinliğini arttırmış bulunuyor. Ankara’nın başarısızlığının en önemli nedeni, “çağdaş dış politika kurallarının faydacı boyutunu unutarak mezhepçi, Sünni (ve dinci) politikaya” saplanıp kalmasıdır. Türkiye’nin sadece iç dengeleri demokrasiden ve çağdaşlıktan uzaklaşmakla kalmamış, Ankara’nın dış politikası da bu yüzden iflas etmiştir. Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Ve Hakan Fidan Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı 100. Yıl Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanı Yücel Akıncı, 18 Mart 1966’da, Çanakkale Zaferi’nin 51. yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada şunları söylemiş: “Çanakkale’deki kurtuluş savaşıyla tescil ettiği kesin zaferinden bu zaferleri yaratan büyük milletimizden, öncü liderlerden ilham alan o devrin ilkel milletleri bugün modern devlet anlayışı içinde ken di hâkimiyetlerini, siyasi ve iktisadi bağımsızlıklarını kesin şekilde bütün dünyaya kabul ettirmişken bizim hâlâ 20. asrın sömürgecilerinden medet uman zihniyetin hâkimiyetine düşmemizin ne büyük bir yüz karası olduğunu aziz şehitlerin huzurunda üzüntü ile ifade ediyorum.” Çanakkale Zaferi’nin 100. yılındayız. Değişen bir şey yok... Gençlere Çağrı Çağrı, “kendisini geliştirmek isteyen, ancak bu konuda yeterli destek ve ortamı bulamayan gençler için bir sığınak oluşturmak” için Yaşantı Paylaşım Merkezi Gençlik Vakfı’nı kuran Belkıs Güneş’ten geliyor: “Merkezimiz Ankara’da üniversite öğrenimi gören öğrencilere kültür ve sanat desteği veren bir kurumdur. ‘Gönüllü Torun’, ‘Bildiklerimi Öğretiyorum’ ve ‘Kütüphane Düzenleme’ çalışmalarında görev alacak gönüllüburslu üniversite 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin başvurularını bekliyoruz. www.ypmerkezi.org, Mithatpaşa Cad. 10/13, Yenişehir, Telefon: 430 85 21 (Hafta içi 10.0018.00)” Irak’ta ve Suriye’de IŞİD’i ortadan kaldırma operasyonları ile birçok sonuca birden ulaşılıyor: Kürdistan’ın Irak ve Suriye’deki egemenlik alanı (ve sınırları) genişletiliyor. Aynı zamanda PKK meşrulaştırılarak askeri, lojistik ve iktisadi destekler yaygınlaştırılıyor. İlginçtir; Ankara da bu desteğin bir parçası haline sokulmuş durumda. Diyarbakır, Erbil, Kobani hattının altyapısı hazırlanıyor. Bir süre sonra Kuzey Suriye Kürt Yönetimi (devleti) ilan edilecek. Bu süreç yalnız 20022015 döneminde gerçekleşmedi, öncesi de var; 1991’de Çekiç Güç ile önce Kuzey Irak Kürdistan’ı hazırlandı; arkasından 2003’te Irak işgal edilerek ülke bölündü ve bugüne kadar gelindi. Ortadoğu sürecinin ve BOP’nin gerçekleşmesinde Yeni ‘Kürdistan’ sınırları “Türkiye açısından” en kritik yıl 2015’tir. Güneydoğu’da Türkiye’nin güvenlik, ekonomi ve idari denetimi (ve egemenliği) asgari düzeye indirilmiş durumda. PKK (ve HDP) bölgede fiili bir durum oluşturmuş bulunuyorlar. Ankara (ve AKP’nin) HDP, İmralı, Kandil ve PKK ile oluşturduğu açık ve örtülü diyalogla, yarının “Yeni Türkiye’sini” hazırlamak yolunda ilerliyor. HDP (ve PKK’nin) AKP ile diyaloğu en üst (ve derin) düzeyde sürüyor. Bütün bunlar ABD ve AB büyükleri tarafından destekleniyor; hem siyasi hem de askeri boyutlarda. Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl Üster l Spor: Arif Kızılyalın Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Ahmet Rasim Sok. No: 14 Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. AKP’nin kaderi 2015 en kritik yıl AKP üst yönetimindekiler (ve Erdoğan) kendi kaderlerini bu gelişmelerin “beklentileri” üzerine oturtmuş bulunuyorlar. AKP milletvekillerinin önemli bir bölümü ya bu çok ciddi gelişmelerin farkında değiller ya da “görmezlikten” geliyorlar. Bu nedenle haziran seçimleri ve AKP’nin yarını yukarıda özetlenen “gelişmelere endekslenmiş durumda.” Kürdistan’ın NAMAZ VAKITLERI İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.42 04.28 04.59 Güneş 06.08 05.53 06.15 Ögle 12.20 12.05 12.30 İkindi 15.38 15.23 15.53 Akşam 18.19 18.04 18.29 Yatsı 19.39 19.22 19.52 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle