25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 15 Mart 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 11 etkisinde olduğu gerçeğini burada yinelemeye gerek yok. HHH Ama bugün, Kozmik oda skandalının gerçek yüzünü savcının takipsizlik kararı ile açıklayan Başbuğ, aramalardaki asıl kötü niyetin faili meçhul cinayetlerin sorumluluğunu TSK’ye yüklemek olduğunu zamanın başbakanına anlatmalarına karşın... ...bu gidişatı onaylar gibi, mahkeme kararını önlerine koyduğunu açıklıyor. Bu saptama 2002’lerde TSK’ye karşı olumsuz duygular içinde olduğu bilinen RTE için kuşkusuz yabana atılacak bir saptama değil! HHH Fakat başta Ergenekon, son olarak Kozmik oda rezaletinde mahkeme kararını öne sürerek lakayt kalan tutumunun bir gün karşısına çıkacağını hesaplayan RTE, bu davaların sorumluluğunu bir türlü kanıtlayamadığı cemaate yüklüyor. Bugün kudret sahibi, hâlâ izleri toplumu rahatsız eden bu olaylardaki gerçeklerin tartışılmasını önleyebiliyor ama bir gün gelecek ya Hakk’a yürüyecek ya da en geçerli olasılıkla, tabii halkımız uyanırsa, sandık iktidarına son verecek ve işte o zaman... ...bugünlere dek gizlemeyi becerdiği dosyalar mutlaka ortaya dökülecek!.. HHH Bugün bir gün önce söylediğini bir gün sonra yalanlamayı ahlak edinebilir ama Merkez Bankası ile arasındaki gerginliği tatlıya bağladık diyerek sonlandıracağını sandı da ne oldu? Dolar düşeceğine, 2.6488’le yeni bir rekora imza attı. İşte bu sırada Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın halkımıza, kur politikasında MB dışında “başkalarının”, Saray’ın söylediklerine kulak asmayın diyerek “bir uyarıda” bulunması dikkat çekici bir gelişme değil mi? TE iktidarı sona ersin. 12 yıl süren başbakanlığı zamanında her biri ortalığı birbirine katan olayların gerçek yüzlerini içeren dosyaların ve hiç kuşkusuz... ... 2002’de tek başına iktidara gelen dinci iktidarın devletin laik Cumhuriyete gönülden bağlı kurumlarına saldırıya nasıl olanak sağladığının ortaya çıkacağını defaatle yazdık bu sütunlarda.. Muhafazakâr namı altında bal gibi dinci bir yönetimin işbaşına gelmesine hasret duyan bu iktidarın başı, Bay RTE başbakan iken örneğin bugün; savcıların bile bir örgüt olmadığını açıkladığı Ergenekon davasının savcılığını üstlendiği... ülkenin laiklik karşıtı bir yönetime doğru hızla ilerlediğini yüzüne vurması olası TSK’nin güzide komutanlarını sahte disketlerle yıllarca hapislerde yatırdığı daha bugünden ortaya çıktı. HHH Ankara’nın Çukurambar semtindeki evinin civarında üzerinde adresi çıktığı bahanesiyle Başbakan Yardımcısı Arınç’a suikast yapılacağı iddiasını kanıtlayacak belgeler aramak baha R nesiyle devletin gizli belgelerini içeren Kozmik odaya girildi. Bir hâkim başkanlığında heyet; Arınç, Çukurambar, Sadullah Ergin ile ilgili 37 kelime aradılar. Bulamadılar. Ellerinde ikinci bir liste ile Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu ve kamuoyunda günlerce tartışılan kimi olaylarla bağlantılı TSK’yle ilgili bir kumpas aradılar. Zamanın Başbakanı RTE’ye, Arınç suikastındaki tutarsızlıkları ve Kozmik odadaki son araştırmaları “Bunların niyeti kötü” diyerek bir açıklama yapan zamanın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a, elbette bütün gelişmeleri günü güne izleyerek devamını onaylayan RTE, “Mahkeme kararına uyun” yanıtını veriyor. Zamanın mahkemelerinin kimlerin Uyarı!.. Umut Oran’a Suikast! Kozmik Oda’ya onay Erdoğan’dan Başbuğ, TSK’yi faili meçhul cinayetlerle ilişkilendirecek deliller bulmak amacıyla Kozmik Oda’da arama yapıldığını söyledi ski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Kozmik Oda soruşturması sırasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasındaki tutarsızlıkları anlattıklarını ve “Soruşturmacıların niyeti kötü” dediğini, Erdoğan’ın ise “mahkeme kararına uyun” dediğini açıkladı. Başbuğ, Kozmik Oda’yı aramaktaki asıl niyetin TSK’yı faili meçhul cinayetlerle ilişkilendirecek deliller bulmak olduğunu ifade etti. Hürriyet Gazetesi’nden Deniz Zeyrek’e konuşan Başbuğ, takipsizDönemin Genelkurmay lik kararını inceledikten sonra haklı Başkanı Başbuğ, çarpıcı çıktıklarını gördüğünü belirterek, şu açıklamalarda bulundu. tespitleri yaptı: E “1 O dönem savcıya operasyonun gerekçesini sorduk. Terörle Mücadele Şubesi’nin telefonuna ABD’den gelen bir ihbar olduğunu iddia etmişlerdi. Şimdi takipsizlik kararından görüyoruz ki arayan olmamış. 2 İddianın önemli bir kaynağı da bir kağıt parçasıydı. Polisler ‘Yutmaya çalıştı’ dediler. Albay yutmadığını söyledi. Kriminal incelemede yazının onlara ait olmadığı anlaşıldı. İfadeleri bile alınmadan serbest bırakıldı. 3 Bir erin babasıyla konuşurken ‘Belge yakıyoruz’ dediği iddia edildi. Kararda böyle bir görüşmenin de olmadığı görülüyor.” Başbuğ, kozmik odalardan tek bir belgenin alınamayacağını, elle not alınmasını istedikle Cinayetleri aramışlar rini anlatırken, şunları kaydetti:“TÜBİTAK’tan ve Genelkurmay’dan bilirkişiler hâkime eşlik etti. Sözcük ile tarama yaptılar. İlk listede ‘Arınç’, ‘Çukurambar’, ‘Ali Şahin’, ‘Sadullah Ergin’ ve ‘Toyota’ gibi, iddiayla ilgili 37 kelime aradılar. Ancak ikinci bir liste vardı ve listede ‘Ankara’da işlenen cinayetler’, ‘Hablemitoğlu’, ‘Ahmet Taner Kışlalı’, ‘Uğur Mumcu’, ‘Danıştay’, ‘Maske Mazereti’ ve ‘Maskeli Görev’, ‘Cami çalışmaları’, ‘Kilise’, ‘Zararlı şahıslar’ gibi ifadeler yer alıyordu. Dijital belgelerde onları da aradılar. Bu liste asıl niyeti ortaya çıkardı. Faili meçhulleri TSK’ye fatura etmek istiyorlardı ve bunun için delil arıyorlardı. Aramaya izin verdik ve TSK’ye yüklenmeye çalışılan şaibeyi, töhmeti engelledik.” l ANKARA/Cumhuriyet Önce Kandil sonra İmralı HDP heyeti iktidarın önerisini Kandil ve İmralı’ya götürdü MAHMUT LICALI Ö calan’ın vermesi beklenen Nevruz mesajı, çözüm sürecinde 21 Mart öncesi trafiğin ana gündemi haline geldi. Hükümetin kendi arasında yaptığı Çözüm Süreci Kurulu toplantısının ardından HDP heyeti Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile bir araya gelmiş, ardından heyet üyelerinden İdris Baluken ve Ceylan Bağrıyanık önceki gün Kandil’e gitmişti. Kandil’deki görüşmenin ardından önceki gece Türkiye’ye dönen Baluken ve Bağrıyanık; Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Hatip Dicle ile buluşarak dün İmralı’ya giderek Öcalan ile görüştü. Ana gündemi Öcalan’ın Nevruz’da vereceği mesaj oluşturuyor. 2013’teki Nevruz kutlamalarında mektup aracılığıyla “Silahlar sussun, fikirler ko nuşsun” diyerek yeni bir süreci başlatan Öcalan’ın bir hafta sonraki Nevruz kutlamalarında da tarihi bir mesaja daha imza atması yönünde temaslar yürütülüyor. HDP ile hükümet arasında yapılan görüşmelerde hükümet Öcalan’ın vermesi beklenen mesajında silah bırakma vurgusunun yapılması talebini gündeme getirdi. Nevruz’da silahsızlanma konusunda net bir çağrı yapması durumunda izleme heyetinin hemen çalışmaya başlayacağını, İmralı’da sekretaryanın eş zamanlı olarak kurulacağını ve müzakerelere resmen geçileceği önerisini sundu. Görüşmenin ardından HDP heyeti Kandil’de KCK yönetimiyle bir araya geldi. Hükümetin talebinin iletildiği KCK’nin süreçte Öcalan ile doğrudan iletişim kurma talebinde bulunduğu belirtildi. l Ankara 20082012 arasındaki toplumda geniş yankı uyandıran operasyonların büyük çoğunluğunun özel bir kurmaca olduğu adım adım ortaya çıkıyor. En son Kozmik oda operasyonunun ayrıntıları tel tel kamuoyunun önüne serildi. Bu operasyonun yapıldığı günlerde öyle bir hava estirilmişti ki; Bülent Arınç’a suikast düzenlenecekti, suçüstü yapılmıştı, kamuoyunu dehşete düşürecek gerçekler ortaya çıkacaktı, devamında o güne kadar işlenen faili meçhul cinayetler aydınlatılacaktı, devlet destekli organizasyonlar ortaya çıkacaktı... Aradan aylar geçti, bu haftanın başında açıklanan gerçek o ki, Kozmik odanın didik didik edilmesine giden yol düzmeceymiş! O günlerin haberleriyle bugünkü gerçekleri yan yana koyunca Goebbels’in şu sözünü bir kez daha anımsıyoruz: “Öylesine büyük bir yalan üret ki hiç kimse karşı çıkamasın.” HHH Kozmik odaya benzer onlarca örnek var. Biri de CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın karşı karşıya kaldığı durum. Oran, Fuat Avni ile temas halindeymiş, Erdoğan’ın ailesine suikast düzenlenecekmiş, organizasyonda payı varmış... Sadece CHP değil tüm Meclis’te centilmenlik ve nezaket sıralamasında ilk 10’a girecek olan Umut Oran’a yüklenebilecek en aykırı suçlama bu olabilir. Zaten taktiğin özü bu... Gazeteciyi kaleminden yakalıyorlar... İşadamını cüzdanından yakalıyorlar... Siyasetçiyi tuttukları yerden yakalıyorlar... Ekonomiye ilişkin rakamlara dayalı son derece etkili değerlendirmeler yapan Umut Oran, bu yanıyla hükümeti ayrıca rahatsız ediyordu. Oran, iş dünyasının, işveren temsilcilerinin söyleyemediğini, sağduyulu hiç kimsenin karşı çıkamayacağı netlikte kamuoyu ile paylaşıyordu. Benim kişisel gözlemim o ki iktidarı en çok, Oran’ın bu özelliği rahatsız ediyor. Onu böylesi çalışmalardan alıkoyacak, bütün zamanını kendisini savunmakla geçirecek bir iddiayla karşı karşıya bıraktılar. AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları koro halinde yüklenerek Oran’ı suikastçı ilan etmeye kalktılar. Ahmet Taner Kışlalı’nın güzel bir sözü vardı. Derdi ki: “Çamur at izi kalsın, gerçekçi bir deyim değildir. Size hak etmediğiniz bir suçlama yönelttiklerinde onun zemini yoksa hiç tutmaz.” Oran’a yönelik manevi suikast girişiminin toplum katında tuttuğuna tutacağına inanmıyoruz. HHH Tıpkı Kozmik oda iddiaları gibi Oran’a yönelik iddiaların da düzmece olduğu er ya da geç ortaya çıkacak. O gün pek çok kişi gülümseyecek, “Zaten öyle tahmin ediyorduk” diyecek. Ama bunun söylenmesi gereken gün, o gün değil, bugün. Birazcık vicdanı olan herkesin Oran’a yönelik manevi suikast girişimini kınaması, böylesine ağır bir suçlamayı geri püskürtmesi gerekiyor. Oran’ın suçlamaları belgeleriyle çürütmesine karşın saldırıya uğramaya devam etmesi, korumasız bırakılması, her türlü siyasal söylemden öte hepimizin ayıbıdır. Gerçek ayakkabasını giyene dek, yalan dünyayı üç tur dolaşırmış... Ama yalanın bu kadarına pes. Nazım Babaoğlu’nun annesi Galatasaray’daki buluşmaya Diyarbakır’dan mektup yolladı. Kemiklerimizi vermeden nasıl barışacaksınız Hilal köse IŞİD, Süleyman Şah’ın eski köyünden çekildi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın isteği üzerine 4.5 yıl önce yanına verilen 5 mahkumun başka cezaevlerine nakli yapılırken, yerlerine gelecek 4 PKK’li mahkum belli oldu. Bu mahkumların 2’si Diyarbakır, 2’si de Nazilli cezaevlerinden İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gönderilecek. l BURSA/ DHA Öcalan’ın yanına 4 PKK’li iverek’te, 2 Mart 1994’te gözaltına alınarak kaybedilen Özgür Gündem Urfa muhabiri 19 yaşındaki Nazım Babaoğlu’nun annesi Makbule Babaoğlu, dünkü Cumartesi Anneleri buluşmasında, hükümete seslendi: “Devleti yönetenlere soruyorum. Oğlumun kemiklerini bana vermeden nasıl barış yapacaksınız? Çocuklarımızın kemiklerini bizden gizleyerek nasıl barış yapacaksınız?” Diyarbakır’da yaşayan 77 S yaşındaki Makbule Babaoğlu, Galatasaray Meydanı’ndaki 520. buluşmaya, bir mektup gönderdi. Satırlarına, “Sizinle aynı acının annesiyim” diye başlayan Babaoğlu, şöyle devam etti: “Nazım benim en küçük çocuğumdu. Cesurdu; arkadaşlarıyla birlikte kimsenin söylemediğini söyledi, kimsenin yazamadığını yazdı. ‘Önemli bir haber var. Gazeteden biri gelsin’ diye kurulan tuzağa her zamanki heyecanıyla o gitti. Siverek’te gözaltına alınarak kaybedildi.” Oğlunu aramadık yer bırakmadığını anlatan anne, “Başsav cıyla görüştüm. ‘Oğlum burada kayboldu’ dedim. Savcı bir defter getirdi, deftere baktı. Bana ‘başın sağ olsun’ dedi. Ben de ‘madem ölmüş, oğlumun cenazesi mezarı nerede, nereye gömdünüz, onun yerini gösterin’ dedim. Başsavcı bana ‘biz Urfa’ya göndermişiz’ dedi. Siverek Başsavcılığı bana ‘oğlunu Urfa’ya göndermişiz’ dedi, oğlum nerededir? Savcının bana cevabı ‘senin oğlun PKK’li’ oldu. Ben de ‘madem oğlum PKK’li tutup öldürmeniz mi lazım, cezaevine koyun’ dedim. Savcı başka da bir şey yapmadı” dedi. IŞİD, Süleyman Şah Türbesi’nin eski yeri Karakozak köyünden çıkarıldı. El Cezire Türk’ten Yılmaz Bilgen’in haberine göre 21 Şubat tarihinde gece yarısı operasyonu ile tahliye edilen Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu Karakozak bölgesinde dün şiddetlenen çatışmalar sonrası İŞİD Karakozak Köprüsü’nü havaya uçurarak bölgeden çekildi. IŞİD’in türbeye saldırı tehdidinde bulunduğu 22 Mart 2014’te o sırada Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Başbakan Ahmet Davutoğlu “Her an her türlü riskle karşı karşıya kalabilir, oradaki Mehmetçiğimizin güvenliği, bizim için 75 milyon vatandaşımızın güvenliğidir” ifadelerini kullanmıştı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet ‘10 madde acil gündem’ İstanbul’daki Nevruz kutlaması, Kazlıçeşme’de 22 Mart Pazar günü saat 11.00’de başlayacak. Mitingde “Adil ve onurlu bir barış, eşit ve özgür bir yaşam” talebi dile getirilecek. HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cesim Soylu, “Dolmabahçe’de açıklanan 10 maddelik müzakere başlıklarının altının doldurulması, en önemli ve acil gündem konusudur” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle