17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fotoğraflar: VEDAT ARIK 11 N I R A L N A C ÖNCE BU N İ R E V I N I B HESA kilerini ete tep k a p e il a ı ıl c a 183 anlattı i in r e il t n le k e ve b Suriyeli aileye İstanbul’un en soğuk günlerinden birinde rastladık. Kent merkezine ailecek dilenmeye gidiyorlardı. l Meclis Genel Kurulu'nda HDP'nin "Türkiye’de çocuk ölümlerinin tüm boyutlarıyla araştırılması" önergesinin görüşülmesi önerisine ilişkin söz alan HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın konuşması esnasında HDP sıralarındaki milletvekilleri öldürülen çocukların resimlerini kaldırdı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert: Güvenlik paketi BİLİNMEZE YOLCULUK ERK ACARER iç savaş çıkarır Lapa lapa yağan karda çoluk çocuk... Suriye İnsan Hakları Örgütü 2014 yılı raporu, savaşın devam ettiği ülkede 6 milyona yaklaşan sığınmacı sayısı olduğuna dikkat çekiyor. Suriye içerisinde yer değiştirmek zorunda olanların sayısının da 7 milyonun üzerinde olduğu kaydediliyor. SNHR’nin, iç savaşa ilişkin raporunda, 2013 sonunda, 3.1 milyon olan sığınmacı sayısının 2 milyon 735 bin artarak 5 milyon 835 bine ulaştığı, bunların yüzde 50’den fazlasını çocukların, yüzde 35’ini kadınların, yüzde 15’ini ise erkeklerin oluşturduğu belirtiliyor. Rakamlar, genel yargıyı ve “dünyanın acı tarihindeki” geleneği bir kez daha temize çekiyor: Savaşlardan en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Aynı raporun Türkiye’yi ilgilendi ren kısmı da son derece çarpıcı. Türkiye; Lübnan, Ürdün ve Irak’ın önünde 1.9 milyon kişiyle en çok Suriyeli sığınmacının bulunduğu ülke olarak ilk sırada yer alıyor. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) ortak çalışmasıyla oluşturulan 2014 ra Sayıları çok daha fazla poru ise SNHR’yi doğruluyor. Kasım 2014 itibarıyla hazırlanan rapor, Türkiye’de resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyelinin yaşadığını gösteriyor. Resmi verilerin kullanıldığı raporda, sığınmacıların sadece 228 bininin kamplarda yaşadığı kaydediliyor. Açıkçası savaştan kaçan insanların yüzde 90’ı kamp dışında yaşam mücadelesi veriyorlar. “Sığınamayanların” başta sınır bölgeleri olmak üzere ağırlıklı olarak 16 kentte bulunduğu resmi verilere yansıyor. Suriyeli sığınmacıların yaşama tutunabilmek için tercih ettikleri şehirlerden biri de taşı toprağı altın İstanbul. Resmi veriler, savaştan kaçıp gelenlerin 330 bininin İstanbul’da yaşadığını gösteriyor. Aslında sayının çok daha fazla olduğu biliniyor. Çünkü bu rakam, oturma izni olan ve kayıtlara geçmiş olanlarla sabit. 30 bine yakınının yaşamını dilenerek sağladığı bilgisi durumun vahametini orta Buz gibi yolculuk Metroda rastladığımız genç kız düşüncelere dalmıştı. ya koyuyor. İstanbul’un köhne mahalleleri, yıkılmaya yüz tutmuş evleri ve öteden beri garibanı sırtında taşıyan Eminönü, Küçükpazar’ın bit garantili, perdesiz, kalorifersiz otel odaları... İstanbul’un lapa lapa kar yağan en soğuk günlerinden birinde, “öteki şehirden” yansıyan insan manzaralarına ve bir drama tanık oluyoruz. Süleymaniye’nin aşağı tarafındaki mahallede yaşayan bir ailenin “o buz gibi” yolculuğunu izliyoruz. Oturdukları mahalleden dilenmek için şehir merkezine çoluğuyla çocuğuyla gelen aileler metro vagonlarında düşünceli gözlerle objektife yansıyor. Lapa lapa yağan kar altında belki de dünyanın en zor mesleğini icra edecekler. Çocuklar bu yükle büyüyecek, büyüyünce ne olmak istediklerini onlara kimse sormayacak. Avuç açıp kazanabildikleri parayla akşam karınlarını doyurup günlük ya da aylık kiraya katkı yapacak. Dilencilik merkezleri İstanbul’un AVM’leriyle ünlü en pahalı semtleri... İstanbul... Şehirde çelişkiler üzerinden bir yaşam akıyor. Tıpkı ülke gibi, tıpkı dünya gibi... Bu yasa iç güvenliği sağlamaz, olsa olsa iç savaş çıkartır. Tasarı hazırlanmadan önce hükümetin halka karşı tutumu zaten belliydi. İstanbul’da arkadaşı ile kartopu oynayan gazeteci Nuh katledildi. Gelinen noktaya baktığınızda kartopu oynayanı bıçaklıyor, minibüse binene tecavüze kalkışılıyor, nefret tohumu ekiliyor. Halkın, toplumun içinde olan esnafa da bu tohumlar ekiliyor. Polisin tutumu da belli. Bazı polisler halka gaz sıkmak istemiyor ama amiri ”Sık lan sık” diyebiliyor, bir öteki gelip tokatlayabiliyor. Bunlar yasa çıkmadan yaşananlar. Yasa çıktıktan sonra olacakların önünü kimse alamaz. Tasarının yasallaşması halkı ve devleti karşı karşıya getirir. Bu bir anlamda iç savaş yasası. Hükümete yakın olan herkes istediğini bıçaklayıp, dövecek ve hatta öldürecek, muhalif olanlar ise bir şey yapamayacak, hakkını, hukukunu arayamayacak. Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük: Muhalif kesime polis kurşunu Bu yasa paketiyle aslında toplumu bilinçli olarak tamamen ele geçirmek ve denetim altına almak istiyorlar. İç Güvenlik Paketi, faşizmin ayak seslerinin daha güçlü bir şekilde duyulacağı anlamına geliyor. Bu yasayla birlikte, faili meçhuller, işkence ve devlet şiddeti artmış olacak. Paket, muhaliflere polis kurşunu olarak geri dönecek. Demokratik haklarını kullanmak isteyenler, polis şiddetiyle daha fazla muhatap olacak. Biz de polis şiddeti ve devlet terörü nedeniyle yakınlarını, kardeşlerini, evlatlarını kaybetmiş bireyler olarak mücadelemize devam edeceğiz. Polisin yetkileri eski haliyle bile olağanüstü bir konumdaydı. Çürümüş adalet sistemi, iktidarı biraz daha korumak için uğraşıyor. AKP, yükselen öfkeyi bastırıp set çekmek için bu yasaya ihtiyaç duyuyor. Bu yasa kısa yoldan şu anlama geliyor: Devlet topluma savaş açmıştır. Evrensel haklarımızı kullanacağız. Bize direnmekten başka bir seçenek bırakmadılar. Meclis Kadın Komisyonu’nda hükümete yönelik eleştirileri üzerine söz vermediler Mor Çatı’ya tahammül edemediler SELDA GÜNEYSU ANKARA TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu’nda Mor Çatı ile Uçan Süpürge’nin hükümetin kadın politikalarına yönelik eleştirileri gergin ortam yarattı. Komisyon Başkan Yardımcısı, AKP Kütahya Milletvekili Vural Kavuncu, Mor Çatı Temsilcisi Gülsen Ülker’in “Siyasi iktidarın toplumsal cinsiyete dayalı söylem ve uygulamaları kadın ve erkek arasındaki toplumsal cinsiyete dayalı fiili eşitsizliği derinleştirmekte ve buna bağlı olarak erkek şiddetinin meşrulaşmasına zemin hazırlamaktadır” şeklindeki konuşmasına “Sunumunuz beklentimi karşılamadı. Subjektif kanaatler var” karşılığını verdi. Ülker daha önce Mor Çatı’nın komisyon tarafından dışlandığını da söyledi. Bunun üzerine Komisyon Başkanı AKP İstanbul Milletvekili Alev Dedegil’den söz isteyen Ülker’e, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, “Sizin soru sorma hakkınız yok” müdahalesinde bulunarak Ülker’e söz hakkı tanımadı. Komisyonda gerginlik çıktı. Ülker, “Bu sözü söyleyen kim? Gerçekten bir kadın komisyonunda, bir kadın milletvekiline bu tür bir üslubu yakıştıramadım” dedi. Başkan Dedegil de “Burası Meclis, Meclis’in kuralları geçerli” diyerek, Kaçar’a destek verdi. Ülker de, “Meclis’in kuralları geçerlidir ancak üslup sorununuz var” diyerek, komisyonu eleştirdi. Gerginliğin ardından Dedegil, komisyon toplantısını sonlandırdı. Cebinde 20 lirası vardı Yurt Haberleri Servisi Özgecan Aslan’ı öldüren Suphi Altındöken’in ifadesindeki yeni çelişki ortaya çıktı. Güzergâhını 100 lira karşılığında Mersin’e gitmek için değiştirdiğini söyleyen zanlı Altındöken’in yalan söylediği anlaşıldı. Milliyet’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre Özgecan’ın ailesi kızlarına o sabah 20 TL verdiklerini ve 100 TL parasının olmasının mümkün olmadığını söyledi. Altındöken’e yardım eden Fatih Gökçe’nin dört ay önce N.A. adlı eski sevgilisini kaçırarak 1.5 ay alıkoyduğu ve tecavüz ettiği de iddialar arasında. N.A’nın kurtulduktan sonra korktuğu için şikâyetçi olmadığı belirtildi. Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan: Başka insanların Sare Davutoğlu MERSİN (Cumhuriyet) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice öldürülen 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın ailesini ziyaret etti. Sare Davutoğlu’na ziyarette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ile Mersin Valisi Özdemir Çakacak ve eşi Kevser Çakacak eşlik etti. Saat 19.00 sıralarında Aslan ailesinin merkez Akdeniz ilçesi Barış Mahallesi’ndeki evine giden Davutoğlu, basına kapalı ziyarette anne Songül ve baba Mehmet Aslan’a taziyelerini iletti. Sare Davutoğlu, “Başbakanımız ve tüm Türkiye adına buradayız. Kendilerini her bir ferdinin, annenin, babanın, kardeşleri Barış Ali ve Beste’nin, Anadolu’nun erdemini temsil ettiğini bir kez daha görmüş olduk. Buradan aldığımız güç ile yeni Özgecan’lar olmasın diye daha büyük bir çaba sarf edeceğiz” dedi. canı yanmasın aileyi ziyaret etti BM de vahşeti kınadı Haber Merkezi Birleşmiş Milletler (BM) Kadın ve BM Dünya Nüfus Fonu tarafından yapılan ortak açıklamada, Özgecan’ın katledilmesine “şiddetle kınıyoruz” denildi. İki kurum, kadına karşı şiddetle mücadeleyi içeren Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni uygulamasını istedi. İkinci öğretime Özgecan ayarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özgecan cinayetinin ardından Yükseköğretim Kurulu, ikinci öğretim gruplarının ders saatlerinin belirlenmesini üniversitelerin inisiyatifine bıraktı. Gündüz dersleri devam eden birinci öğretim derslerinin hemen ardından, ikinci öğretim derslerini başlatabilecek, hafta sonlarına da ders koyulabilecek. Paket çıkmadan zaten polis şiddet uyguluyordu. Paket çıkarsa daha çok şiddet uygulayacak. AKP kendini korumak için bu yasayı çıkarıyor. Daha çok ölümler yaşanacak, daha çok çocuk öldürülecek, bundan endişeliyiz. Cizre’de 14 yaşında bir çocuğu kalbinden, 12 yaşındaki bir çocuğu başından vurdular. Kim barışı istemiyor belli oldu. 12 yaşında günahsız bir çocuğu öldürmek nasıl bir ruh hali? İnsanlıktan çıkmışlar. Oğlum öldürüldüğünde “Polisimiz gaz ve silah kullanmadı” demişlerdi. Polisin vurduğu ortaya çıktı. Şimdi ne olacak? Biz bu yasaya kesinlikle karşıyız. Başka insanların canı yanmasın. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle