28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 8 Aralık 2015 DUNYA dishab@cumhuriyet.com.tr Nobel ödüllü Aziz Sancar: Allah Putin’e akıl versin Nobel Kimya Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar “Türk halkının bu kadar sevineceğini bilseydim, ödülü 20 yıl önce alırdım” dedi. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’ndeki seminere katılan Sancar “Türkiye’deki politik kavgaları bırakıp, birlikte memleketi kalkındırsınlar” mesajı verdi. Rusya liderini de “Allah Putin’e akıl versin. Çarlık dönemi geçti. Artık hasta adam Rusya. Delilikleri hem Rusya, hem Türkiye hem dünyaya zararlı” diye eleştirdi. TASARIM: ZARİFE SELÇUK 13 aklaşıyor!” Fransa’da bölge parlamentoları seçimlerinin ertesi günü, Liberation gazetesinin birinci sayfasında Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen’in fotoğrafı ve bu başlık vardı. Evet, Fransa’da aşırı sağ parti iktidara adım adım yaklaşıyor. 2014’te Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 24.9, 2015 il genel meclisi seçimlerinin birinci turunda yüzde 25.2 oy almıştı. Pazar günü birinci turda oyların yüzde 30’unu alarak, artık Fransa’nın birinci partisi olduğunu tescil etti. Fransa’da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri dışındakilere katılım düşük olur. Pazar günü seçmenlerin sadece yarısı oy vermeye gitti. Ulusal Cephe 13 bölgenin altısında birinci geldi. İkinci turda iki bölgeyi alması kaçınılmaz gibi. Bunun üç veya dört bölge olması mümkün. Sarkozy’nin başı çektiği Sağda Birlik listeleri oyların yüzde 27’sini, Sosyalist Parti etrafında oluşan ittifak yüzde 23’ünü aldı. Ulusal Cephe’nin yüzde 40’la açık ara sağ bloKun önünde geldiği iki bölgede, sosyalistler ikinci tura katılmama kararı aldı. Bu “cumhuriyetçi tavır”, sol seçmenlerin ikinci turda aşırı sağı engellemek için sağın adaylarına hiç fire vermeden oy vermeleriyle sonuçlanacak mı? Katılımın ikinci turda beş altı puan artması koşuluyla, belki. Buna karşılık başka bölgelerde ikinci turda üç liste yarışacak. Fransa’da artık siyasal alan sağ ve sol diye ikiye ayrılmıyor. Bu seçimler yeşiller ve radikal sol dahil, solun toplam oyunun yüzde 35, sağın yüzde 30, aşırı sağın da yüzde 30 olduğu bir tablo ortaya çıkardı. 2017’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda Marine Le Pen’in birinci gelecek olması artık kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bu nedenle sağın adaylığını elde etmek isteyen Sarkozy ve sosyalist cumhurbaşkanı Hollande, şimdiden ikincilik için yarışıyorlar. 2017 Mayısı’nda Fransa’da birinci turda ikinci gelen cumhurbaşkanı seçilecek! Bu çelişkili durum, sadece iktisadi değil, büyük bir siyasal bunalım da yaşandığını gösteriyor. Sol ve sağın toplumsal sorunları çözme kapasitelerini yitirdiklerine dair kanaat yaygınlaşıyor. Sosyalistlerin iktidarda yaşadıkları güven kaybı ne merkez sağı güçlendiriyor ne de sosyalistlerin solunda yer alan parti ve akımları. Ulusal Cephe, hem sağın hem solun umudunu yitirmiş, güven arayışı içindeki seçmenlerinin neredeyse yegâne çekim merkezi gibi çalışıyor. Hareketin kurucusu ve şimdiki liderinin babası Jean Marie Le Pen her fırsatta antisemit çıkışlar yapar, Cezayir’in bağımsızlığa kavuşmasını hâlâ hazmedemediğini gösterir, Nazi işgali sırasında kurulan işbirlikçi Vichy yönetimi nostaljisini beslerdi. Babasının partiden atılması için mahkemede biten bir mücadele veren kızı, “şeytanlaştırılmaya son verme” politikasını on yıldır sürdürüyor. Partinin önde gelen figürlerinin Le Pen ailesinin genç kadınları olması, AB karşıtı ulusal egemenlikçi soldan devşirilmiş siyasetçilerin öne çıkarılması, bu normalleşme sürecinin önemli adımları. Aşırı sağ parti olma niteliğini yitirmeyen Ulusal Cephe, Fransa’da orta sınıfların ve hızla statü kaybeden işçi sınıfı ve halk kesimlerinin yüzünü döndüğü parti konumunda artık. Sosyal devleti ilkesel olarak eleştirmiyor artık. Yabancılara değil, gerçek Fransızlara daha fazla el uzatmasını savunuyor. Antisemit söylemin yerini ArapMüslüman imgesi alırken, Charlie Hebdo saldırısından beri hızla artan göçmen/yabancı endişesini körüklüyor. “Beyaz Fransız” halk kesimleri, siyasal yelpazenin sağ ve sol kanatlarını tekellerine almış, iktisat politikalarında aralarında anlamlı farklar kalmamış iki partiyi de “sistem partisi” olarak görüyor. Buna tepki ve öfkeyi ifade etmekle yetinmeyip, “Fransa Fransızlarındır” türünden bir hatta yegâne gerçek alternatif olarak Ulusal Cephe kendini konumlandırıyor. Gelecek pazar, birinci turda oy vermemiş seçmenlerin bir kısmı “cumhuriyetçi refleksle” sandığa gidip, Ulusal Cephe’nin bazı bölgelerde yönetime gelmesini belki engelleyecekler. Ama bu ahı gitmiş vahı kalmış refleks, Fransa’nın en kalabalık ikinci bölgesini yönetmeye hazırlanan 25 yaşındaki Marion MarechalLe Pen’in, “herhangi fikir mücadelesini değil kitleleri harekete geçirenini kazandık, şimdi sıra partiler arası mücadeleyi kazanmada” diyerek, işaret ettiği süreci durdurmak için yeterli değil artık. Fransa’da aşırı sağ normalleşirken “Y Chavismo ilk kez yenildi atin Amerika’da sol yönetimler kuşağını başlatan Hugo Chavez’in 1999’daki seçim zaferiyle başlayan “Chavismo” Venezüella’da ilk kez yenildi. Önceki günkü Kongre seçimini sağ koalisyon Demokratik Birlik Masası (MUD) kazandı. 2013’te ölen Chavez’in halefi olan Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) Kongre çoğunluğunu yitirdi. Kongre’de 167 vekillik var. MUD’un Bazısı Che gibi giyinen “Chavistalar” 16 yıldır ilk kez seçim yenilgisine uğramanın hüznünü yaşadı. Pek çok sağ örgütü bir araya getiren ve bazı liderleri hapiste olan MUD koalisyonu ise seçim zaferini “Teşekkürler Venezüella” sloganıyla sokaklarda havai fişek patlatıp dans ederek kutladı. Venezüella’da Chavez’in partisi 1999’dan beri ilk kez seçim yenilgisine uğradı. Meclis çoğunluğunu sağ kazandı. Maduro: Demokrasinin zaferi L vekil sayısı 64’ten 99’a çıkarken, PSUV 98’den 46’ya düştü, diğer 22’nin dağılımı resmen açıklanmadı. Ama MUD liderlerinden Henrique Capriles, dün gazetecilere 13 vekillik daha aldıklarını ve toplam 112 vekile ulaştıklarını öne sürdü. Bu gerçekleşirse, Kongre’de 3’te 2 çoğunluğu ele geçiren sağcılar, iktidarın yasa ve atamalarında değişikliğe gidebilecek. ‘Üçte iki çoğunluğu aldık’ Kampanyasında seçimi kaybederse sokaklara çıkıp Bolivar Devrimi’ni koruyacaklarından söz etmiş olan Maduro, sonuçları tanıdı. Maduro “Etik ve ahlaki değerlerimizle buradayız. Venezüella’da anayasa ve demokrasi kazandı. Bugün muharebe kaybettik ama yeni bir toplum kurma mücadelemiz yeni başlıyor” dedi. “Karşıdevrim kazandı” ifadesini kullansa da muhalafeti birlikte çalışmaya çağırdı. Capriles ise “Maduro ülkede ne olduğunu ve halkın ne demek istediğini tam anlamadı” diye tweetledi. Muhalifleri destekleyen ABD sonucu “büyük bir değişim arzusunun göstergesine” yordu. Venezüella’da kötü ekonomi yönetimine petrol fiyatındaki düşüş eklenirken, suç oranları tırmanıyor. Öncesinde Arjantin’de başkanlık seçimini sağın kazanması ve Brezilya’da solcu başkana azil süreci başlaması tesadüf olmadı. Arjantin, Brezilya... Kendi dev posteri önünde zafer konuşması yapan Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen (yanda) “Sonuçlar muhteşem. FN tartışmasız Fransa’nın birinci partisi” dedi. Güneyi fetheden yeğeni Marion da “Bu gece eski sistem öldü” diye konuştu. Le Pen’e blok tutmuyor F ransa’nın Paris saldırıları sonrası gittiği ilk seçimin birinci turunda aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN), yüzde 30 oyla tarih yazıp 13 bölgenin 6’sında birinci geldi. FN lideri Marine Le Pen’in 2017 cumhurbaşkanlığı seçimini süpürebileceğine işaret eden sonucu basın “şok’ manşetiyle karşıladı. Ama 2002’deki seçim şokunda baba Le Pen’e karşı blok kurmuş Sosyalist Parti (PS) ile De Gaullcüler, bu kez birlik olamıyor. Önce PS, FN’nin 2. turda kazanmasını engellemek için NordPasdeCalaisPicardie, ProvenceAlpesCôte d’Azur ve AlsaceChampagneArdenneLorraine bölgelerinde adaylarını geri çekti. PS seçmenine eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Cumhuriyetçileri ile blok oluşturma çağrısı yapıldı. Ama Sarkozy “geri çekilme veya birleşme olmayacak” açıklaması yapınca PS’de isyan çıktı. PS adayları çekilmeyi reddetmeye başladı. Le Pen, PS’nin çekilmesi için “Demokratik değil. Seçmene oy pusulası muamelesi yapılıyor” dedi. Kıbrıs’ta ‘4 Rum’a bir Türk’ planı ıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, cumartesi toplanan Ulusal Konsey’i Türk tarafıyla yürüttüğü müzakerelere ilişkin bilgilendirdi. Güney’de mayıstaki genel seçimin 23 ay ertelenebileceğinin, yerine çözüm referandumu yapılabileceğinin işaretini veren Anastasiadis, müzakerelerde uzlaşı sağlanan konuları aktardı. Buna göre adanın Rum kesiminde 800 bin ve Türk kesiminde 220 bin olan nüfus korunacak. Gelecekte vatandaşlığa alınacak Rum ve Türklerin oranı 4’e 1 olacak, bu kural 25 yılda bir gözden geçirilecek. Kıbrıs basınına göre yurtdışında yaşayan 30 bin Kıbrıslı Türk ile belli sayıdaki Türkiye kökenli vatandaş nüfusa dahil edilerken, KKTC’de önce çalışma izni daha sonra vatandaşlık alan 40 bin Türkiye kökenli dahil edilmedi. Anastasiadis dört temel özgürlük, AB normlarının uygulanması ve kamuda çalışma oranlarında (yüzde 67 Rum yüzde 33 Türk) da anlaşma sağlandığını aktardı. K Şam: ABD, ordumuzu vurdu Suriye Dışişleri: Koalisyon Deyr ez Zor’da ordumuzu vurup 3 askerimizi öldürdü. BM’ye şikâyet ettik. ABD: Biz o bölgeye saldırmadık, ama Rusya vurmuş olabilir ürkiye’nin Suriye’de Rus uçağı düşürmesinin ardından, ABD de Suriye ordusunu vurmakla suçlandı. Suriye Dışişleri Bakanlığı, pazar günü ABD öncülüğündeki koalisyondan 4 jetin 9 füzeyle Deyr ez Zor’daki bir ordu kampına saldırması sonucu 3 askerin öldüğü, 13’ünün yaralandığını açıkladı. 3 zırhlı araç, 4 askeri araç, ağır makineli tüfekler ve bir silahmühimmat deposunun T 220 bin Türk... imha edildiğini de ekledi. Olayı “alenen saldırganlık” diye niteleyip BM Şartı’nın ihlal edildiğini söyleyen Suriye Dışişleri, BM Genel Sekreterliği ve BM Güvenlik Konseyi’ne koalisyonu şikayet edip acil önlem isteyen mektup gönderdi. Doğrulanırsa bu, koalisyon güçlerinin ilk kez Suriye ordusunu vurması anlamına gelecek. Ancak ABD yalanladı. Koalisyon sözcüsü Steve Warren, “Pazar günü Deyr ez Zor’un o kısmında hiç operasyon düzenlemedik. Vurduğumuz tek yer askerlerin öldüğü söylenen noktanın 55 km uzağında” dedi. Obama’nın koalisyon koordinatörü Brett McGurk da aynı verilerle yalanlama yaptı. Petrol yataklarının bulunduğu ve büyük bölümünü IŞİD’in kontrol ettiği Deyr ez Zor, hem koalisyon hem Rusya’nın saldırılarının odağında. Dün son olarak bir ABD askeri yetkilisi “Suriye ordu kampına saldırıyı Rusya’nın düzenlediğinden ABD olarak eminiz” iddiasında bulundu. lmanya’da Sol Parti liderlerinden Sarah Wagenknecht, Der Spiegel’e demecinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı mafya babalarıyla kıyaslayarak “terör babası” diye niteledi. Kadın lider, “Muhalefeti ezerek susturan, gazetecileri hapse atan ve IŞİD’le iş pişiren Erdoğan’ı taltif etmek alçaklıktır. Erdoğan terör babası rolünü oynadığı sürece onunla yapılan işler kirli olacaktır” dedi. ‘Terör babası Erdoğan’ Obama: TÜRKİYE SINIRINI KAPATACAĞIZ an Bernardino saldırısı sonrası ulusa seslenen ABD Başkanı Barack Obama, “evrim geçirdiğini ve düzey atladığını” belirttiği IŞİD ve diğer örgütler için “Yok edeceğiz” dedi. Irak ve Suriye’de uzun ve maliyeti yüksek bir savaşa bir kez daha girmek istemediğini, ancak teröristlerle her ülkede mü A S cadele edeceklerini söyleyen Obama, IŞİD’le savaşan “on binlerce” Iraklı ve Suriyeliyi eğitip donatmayı, örgütün yabancı savaşçı toplamaması için müttefiklerle çalışmayı sürdüreceklerini belirtti. Obama “Türkiye’yle Suriye sınırını kapatması konusunda çalışıyoruz” dedi. “Terörizmi yenmek istiyorsak, Müslüman toplumları nefretle itmek yerine, en güçlü müttefiklerimiz olarak görmeliyiz. Onlar bizim arkadaşlarımız, komşularımız, spordaki kahramanlarımız” diye konuştu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle