Katalog

Çarşamba 2 Aralık 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 5 AB İLE YAPILAN PAZARLIĞIN ARDINDAN MANİDAR OPERASYON Mülteci avı başladı YUSUF ÖZKAN vrupa Birliği temsilcileriyle geçen pazar mülteciler üzerinden yapılan “pazarlığın” ardından önceki gün Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinden Midilli’ye geçmek üzere olan 1500 mültecinin bir gecede eşzamanlı operasyonlarla yakalanması “manidar” bulundu. İHD Marmara Bölge Temsilcisi Hayrettin Pişkin, “Rakamın bu boyutta olması çok dikkat çekici” dedi. Pişkin, “Yakalanan mülteciler, 80 kişi kapasiteli geri gönderme merkezinde bir avluda tutuluyor. Bu operasyonda soru işaretleri var. Geri gönderme merkezlerinin kesinlikle sivil denetime açılması gerekiyor. İnsani ihtiyaçlarını, nereye gönderileceklerini bilmek istiyoruz” ifadesini kullandı. Çanakkale Kent Konseyi çatısı altında mültecilerle ilgili çalışmalar yürüten İHD üyesi Leyla Yavuz da, İzmir’de, Bodrum’da, Çanakkale’de herkesin gözü önünde botlara binip karşı adalara açılan mültecilere ilk kez bu denli bir ope A CHP HAREKETE GEÇTİ HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla oluşturulan Sığınmacı, Göçmen ve Mültecilerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, TBMM’de konuyla ilgili araştırma komisyonu kurulmasını istedi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Sezgin Tanrıkulu, İzmir milletvekilleri Mustafa Balbay ve Özcan Purçu, Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen, İstanbul Milletvekili Selina Doğan ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir’den oluşan komisyon, TBMM Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinin gerekçesinde “Suriyeli mültecilerin yaşam koşullarının, insanlık onurlarının pazarlık konusu edilmesi gibi insanlık adına utanç verici bir sonuçla karşı karşıya kalınmaktadır” ifadeleriyle eleştirildi. l FIRAT KOZOK/ANKARA C ’de Çanakkale e d bir gece 1500 kişi yakalandı. İktidar, cemaat, biat!... andan beslenmeyi seviyoruz, tabutları yan yana koyup gözyaşı döküyoruz... Analar ağlamasın, çocuklar ölmesin. Gün geliyor barışa adım atıyor, gün geliyor geri çekiliyoruz. Memleketimizin dağlarına bahar gelsin istiyoruz, hayatın atlasında özgürlüğü solumak için çaba harcıyoruz. O zamansız ölüler, mezar taşları... Yoksulların, emekçilerin çocukları. Yaşananlara baktığımızda yüzümüz kızarmıyor hiç. Utanç duymuyoruz, sorgulamıyoruz, çatışmalardan çok şey yitirdiğimizin farkına varmıyoruz. Baskı, şiddet sarmalı, öfke patlaması, ardından uzun bir sessizlik, ölüm kuşunun kanat çırpması... Bak, Tahir Elçi’nin cansız bedeni tıpkı Hrant Dink gibi yerde yatıyor. Barış, yani çözüm süreci, ötekileştirmeme, ayrıştırmama... Bu sevgisizliğin adını koymak gerekmez mi? Kandan beslenmek, karanlığın içinde durmak, kimi zaman gözlerimizi kapayıp kimi zaman açmak... Hani biz 40 bin ölümü görmüştük, hani faili meçhuller aydınlatılacaktı? Barış süreci bitti, ortalık kan gölüne döndü “kana kan intikam” duyguları hayatın içinde ilk sırayı aldı... Bu yüzden kaygılarımız arttı, hüzünlerimiz sessiz bir ışıkta önce fırtınaya, ardından yağmura dönüştü. Menevişli bir gökyüzünü özlemiştik! Yalansız bir evrende yaşamak isteyen çocuklar, hainliğin, puştluğun, ikiyüzlülüğün kol gezdiğinden habersizdi... O sevginin görünmeyen yüzünü aradılar hep, ama bulamadılar. HHH Bir karmaşa içinde yaşayıp gidiyoruz ülke olarak... Yan yana dizilmiş bayraklı tabutlar, etkisiz hale getirilen ölüler... Şöyle bir bakın kimin çocukları bunlar? Yoksulların, emekçilerin, esnafın, üreticinin... Umutları tam barışa uzandığı sırada bir umutsuzluğun içine düştüler. Cenneti yaşayacaklardı, cehenneme düştüler... Kaygılılar! Biz teröriste “terörist” diyoruz zaten... K Uzmanlar: Imkânsız ALİ ÇELİKKAN A rasyon düzenlendiğini belirtti. Yavuz, “Sanki AB’yle imzalar atıldıktan sonra bu yapılmış gibi. Ama yine de doğru değerlendirme yapmak için erken” diye konuştu. l İZMİR B’nin Suriyeli sığınmacılar için Türkiye’ye 3 milyar Avro yardımda bulunması kararı, uzmanlar tarafından tartışma yarattı. Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, yardımlara ilişkin olarak 3 milyon insanla bir ülkenin tek başına baş etmesinin imkânsız olduğunu, mutlaka bir sosyal entegrasyon programı gerektiğini ve bunun da imkânsız ol duğunu belirtti. Uluslararası Af Örgütü Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ ise, “Paranın neye, nasıl harcanacağının açıklanması lazım. Eğer insanların daha insani koşullar içinde yaşayabileceği bir yardım ise güzel. Ama güvenlik ve Geri Gönderme Merkezleri gibi mültecilerin hakları açısından olumsuz sonuçlar doğuracak şekilde harcanacaksa, bu çok kötü sonuçlar doğurur” diye konuştu. l İSTANBUL ‘Gündemimiz Dündar, Gül ve Elçi’ TÜREY KÖSE Davutoğlu ısrarlı: Tutuksuz yargılansınlar aşbakan Ahmet Davutoğlu, Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklu yargılanmasıyla ilgili, “Devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenlere dönük hukuki tedbirler dünyanın her yerinde vardır. Bu yargılamanın tutuksuz olması esas olmalıdır” dedi. Dün akşam katıldığı bir canlı yayında değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, “Can Dündar ve Erdem Gül’ün haberi için ‘şeref madalyası’ deniyor. O olayın muhataplarından biri benim. Tahran’da mülteci kampındaydım. Ben toplantı yaparken MİT TIR’ları olayı oldu. Bir gün sonra da Cenevre’de Suriye görüşmelerine katılıyorum. Suriye Dışişleri Bakanı, gazete haberlerine dayanarak ‘teröristleri besliyorsunuz’ dedi” ifadelerini kullandı. “Türkiye’yi DEAŞ’a destek veren terör örgütü parçası gibi göstermeye çalışan yapı var” diyen Davutoğlu, Dündar ve Gül’e yayınladıkları doneleri “o hain çetenin” verdiğini ileri sürdü. Bundan dolayı ‘şeref madalyasından’ bahsedilemeyeceğini savunan Davutoğlu, “Bu haberlerin yayınlanması suç mu, buna mahkeme karar verir. Ama dünyanın her yerine kendi devletiyle ilgili istihbarati bilgileri paylaşanlara yaptırım vardır. Yargılama süreci devam ederken kişiler mahkemeye geliyorsa, o kişilerin tutuksuz yargılanması esastır” dedi. Davutoğlu özetle şöyle konuştu: “Yargı problemi var, HSYK ele geçirildi”: “Türkiye’de bir yargı DÜNDAR VE GÜL HAKKINDAKİ KARAR Altıok, sorgulandığı TBMM komisyonuna milletvekili olarak döndü HP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, 3 yıl önce Sivas katliamıyla ilgili olarak bilgisine başvurulan ve AKP’li üyelerce “adeta sorgulandığı” TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na CHP’li üye olarak döndü. Akatlı, “İlk gündemimiz Tahir Elçi’nin öldürülmesi ve gazeteci arkadaşlarımız Can Dündar ile Erdem Gül’ün tutuklanması. Anlaşılan Türkiye’nin ‘tutuklu gazeteci rekortmenliği’ sıfatını kaybetmek istemiyorlar” dedi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda CHP’den Veli Ağbaba, Fikri Sağlar, Mahmut Tanal, Zeynep Altıok Akatlı, Şenal Sarıhan ve Gamze Akkuş İlgezdi görev yapacak. Altıok’un bu komisyonla ilgili “kötü anıları” var. 2012’de komisyon Sivas Katliamı’nı incelemek üzere toplanmış, Altıok da aralarında babası şair Metin Altıok’un da bulunduğu 35 insanın yakılarak öldürüldüğü katliamla ilgili hukuksal süreci anlatmak üzere komisyona davet edilmişti. Altıok, komisyonda AKP’li üye Mehmet Metiner tarafından “CHP’li olması”na dikkat çekilerek “adeta sorgulandığını” anlatıyor. AKP’li Oya Eronat da “Hiç ‘Keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi’ dediniz mi” sorusunu yöneltmişti. Altıok bu soruya “Sorularınızla siz de beni tahrik ediyorsunuz ama adam öldürmeyi düşünmüyorum” diye tepki göstermişti. lANKARA B KKTC’ye giden Davutoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüştü. C Başbakan Ahmet Davutoğlu, KKTC ziyaretinden önce havalimanında basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, Tahir Elçi’yi öldüren kurşunun polis silahından çıktığının kesin olduğunu söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a “Spekülasyon üretme çabaları aslında cinayeti örtme çabasıdır. Bu cinayetin müsebbibi, olay yerine yakın 100 metre mesafede polislerimize alçakça saldıran PKK’dir” yanıtını verdi. Demirtaş, Davutoğlu’na sosyal medyadan “Başbakan, olay yerini sen inceledin mi ki, ilk andan beri ‘PKK yaptı’ diyorsun?” karşılığı geldi. BaşbakanDemirtaş atışması Eh 13 yıldır ülkeyi yönetenler belli, çözüm sürecini, barışı anlatanlar bilindik. Peki, niye sönmüyor bu yangın yeri! İktidarın kaç yüzü var anlamak olanaksız... Kimi seviyor, kimi sevmiyor anlaşılmış değil... Oturup düşünmeye hiç gerek yok, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk davaları belleklerimizden hiç silinmedi... Ne diyorlardı bu operasyonlar, cadı avları yapıldığı yıllarda; altı yıl kadar önce! “Efsane savcım, kahraman polisim!” Savcılar kaçtı, polisler içeride... İktidar, cemaat, biat... Hepsi iç içe... 17/25 Aralık, dershanelerin kapatılması... Hocaefendi’ye selam ve sevgisini ileten “Bir emri varsa, yerine getiririz” diyen kimdi? O ünlü Türk okullarını öve öve bitiremeyen, yazılar yazan, bizlere çamur atan: “Cemaati karalayanlar, her şeyin altında Hocaefendi’yi arayanlar ruh hastasıdır. Biz Cemaate ne istediyse bu yüzden verdik. Eğitime hizmetlerini hiçbir zaman unutmadık.” HHH Altı yıl sonra ne oldu? Haşhaşi, paralel devlet, terörist! Yahu yıllarca yazıp çizdik devletin olanaklarını kullanarak devletin en duyarlı kurumlarında kadrolaştıklarını, kimseye bir türlü anlatamadık... Söyleyin bu ne iştir? Kaç gündür içeride Can ve Erdem, ne zaman öldürüldü Tahir Elçi? Ne de çabuk geçiyor günler, haftalar, aylar... Suruç, Ankara katliamı, terör belası... Elçi’nin öldürüldüğü yere savcılar, Diyarbakır Barosu üyesi avukatlar niye giremiyor?.. Hendeklerin arkasında kimler var, kimler ateş ediyor? Önemli olan bu! Çünkü her kafadan bir ses çıkıyor. Bu konuda Diyarbakır Barosu açıklama yapmıyor, salt siyasetçiler konuşuyor. Bir yanda hukuksuzluk, öte yanda kör terör... Nerede bizim sakız beyazı düşlerimiz, nerede umutlarımız, sevdalarımız!... Rena Char’ın dizelerinde hayatın sayfalarını haydi gelin birlikte okuyalım... Işıksız tepelere bakalım, geleceğe dair hayaller kuralım... problemi var. Bu dün başlamadı, Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün tutuklanması bununla başlamadı. 2010 referandumunda hakim ve savcılara güvenerek düzenleme yaptık. Ama ne oldu? Bir anda paralel yapı HSYK’yı ele geçirdi. Dündar ve Gül tutuklamalarına karşı çıkanların Ahmet Şık olayında nasıl tavır aldıklarını herkes hatırlamalı. Yargı reformuna ihtiyacımız var.” “Gazetecilik mi, suç unsuru mu?”: “Dündar’ın ve Gül’ün kendilerinin bir istihbarat teşkilatı var da bunları ele geçiriyor değiller. Bunun arka planında emniyet, jandarma ve yargıya sız mış bir yapının çabası var. Bunlar bir gazetecilik faaliyeti olarak mı yapıldı suç unsuru mu buna mahkeme karar verecek. Burdan bir şeref madalyası çıkarmak doğru değil” “Yaşananlar komplodur”: “Basın faaliyeti olarak yapılanlarla basın faaliyeti dışına çıkan unsurlar arasındaki ince çizgi görülmeli. Can Dündar’ın açıklamalarına baktığımızda basın faaliyetinin dışına çıkarak yapma çabası var. Yaşananlar komplodür Dündar bunları yayınlayarak devlet sırrını ifşa etmiştir, bu süreçte tutuksuz yargılama olması gerektiğini düşünüyorum.” HDP EŞ GENEL BAŞKANLARININ MAL BİLDİRİMİ Figen Yüksekdağ, kayıtlı malı olmadığı için boş form verdi HDP Eş Genel Başkanlarının mal bildirimleri kamuoyuyla paylaşıldı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın mal bildiriminde Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde 280 bin TL değerinde bir adet konut ile 03.12.2012 tarihinde satın alınan 155 bin TL değerinde Au di marka bir adet otomobil ve 21.05.2013 tarihinde satın alınan 55 bin TL değerinde Skoda marka bir adet otomobil yer alıyor. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın adına kayıtlı mal olmadığından bildirim formu boş verildi. l ANKARA Türkiye’de basın özgürlüğü adına sıradan bir gün... Dinamik basın özgürlüğü Güvenoyu alınır alınmaz gazetecilere yönelik davalar birbiri peşisıra görülmeye başlandı. Çağlayan Adliyesi yetişmekte zorlanıyor yorumları yapılıyor. Tahir Elçi suikastinde yeni görüntüler ortaya çıktı. AKP’nin Meclis önergesini reddetmesi büyük tepki topladı. Tahir Elçi ve “basın suçları” davaları sosyal medyanın öncelikli gündemi. AKP, “zamanı değil” diyerek araştırma önergesini reddetti. Cinayet tam olarak aydınlatılabilecek mi merak ediliyor... Ağaç yaşken eğilir (?) C M Y B cumhuriyetmanset@gmail.com