15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Kasım 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 16 991 yılında Cumhuriyet’in Fransa temsilcisi olarak yerleştiğim başkenti anlatmak için yazdığım yazılardan biri şöyle başlıyordu: “Paris’in simgesi sizce ne olabilir? Birçoğunuzun gözünde Eyfel Kulesi’nin canlandığını görür gibiyim. Oysa değil: Bir Latin yelkenlisidir, Paris’in simgesi.” Üçgeni pupa yelken çizilen zarif teknenin altında, Latince “Fluctuat Nec Mergitur” sloganı yazılıdır: Sallanır, ama batmaz! Çünkü Paris, bütün kadim başkentler gibi bir su yolu üstüne kurulmuştur: Seine Nehri. Romalılar zamanında “Lutetia” adıyla tarihe geçen kentin tüm ulaşım ve ticareti, Seine Nehri’yle yapılırdı, çünkü. Bitmek bilmeyen savaşlar süresince, nehrin ortasındaki Cite Adası’na sığınan ve “Parisii” diye anılan Lutetia halkının kara ile yaşamsal bağıydı Seine Nehri’nin Latin yelkenlileri. İlk kez 1210 yılında Paris’in arması olarak dövülen yelkenli motifi ile altındaki slogan, bugün de Paris Belediyesi’nin resmi logosudur. Tarihinin en büyük terör saldırısına uğrayan Fransa başkentinde, Parislilerin ölümcül suikast dalgasına verdiği ilk tepkilerden biri duvarlara işte bu sloganı yazmak oldu: Fluctuat Nec Mergitur. Paris katliamını gerçekleştiren suikastçıların ve bazıları da bizzat Fransız yurttaşı ya da Parisli olup aileleri her ay Latin yelkenlisi çizili zarflardan çıkan “bilmem ne yardımınız hesabınıza yatmıştır” mektupları alan IŞİD militanlarının, ne saldırdıkları kentin logosundan, zaten ne de sloganından haberdar olduğunu sanmıyorum. HHH Çatışma, fiziki bilgiye dayalı özgürlük toplumuyla metafizik inanca dayalı dogmatik topluluk arasında. Birinciler uygarlık kurucu bilgiye ulaşabilmek için özgür düşünmek zorunda ve zevk aldığı yaşamı kutsuyor. İkinciler bilgiye gereksinmiyor, çünkü derdi uygarlık kurmak değil, yıkmak. Yaşamı değil ölümü kutsuyor ve cennette sefa sürmek hayaliyle, can almak için can veriyor. İnsan yaratıcılığı demek olan uygarlığı yok etmeyi amaçlıyor. 1 “Amerikalının iyisi, PariS’te ölür.” OSCAR WILDE Doğrudur. Ama böyle bir hedef tahtası oluşturmakta, Fransa devletinin hiç mi sorumluluğu yoktur? HHH Sarkozy niçin Libya’ya saldıParis Arması ran koalisyonun başını çekiyordu? Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına, Kaddafi’den 200 milyon Avro bağış aldığı ortaya çıkmasın diye… Hollande, Suriye’de demokrasiye izin vermediği gerekçesiyle Beşşar Esad’ı devirmek istiyor. Oysa Suudi Arabistan’a savaş uçakları ve mühimmat satmakta hiçbir beis görmediği gibi, neredeyse zil takıp oynadı. Suudi Arabistan’da ne zamandan beri demokrasi var? Hangi insan hakkına saygı gösteriyor, Suriye’den daha mı özgürlükçüydü, kendisine sormak gerekmez mi? Fransa, uzun süredir çapsız devlet adamları tarafından yönetiliyor. Tıpkı Türkiye gibi, Fransa da öngörüsüz devlet adamlarının yalan, yanlış ve ikiyüzlü politikalarını masum insanların kanıyla ödüyor. Terörle yaşamaya alışık Türkiye, zaten sallanmaz bile. 1789’dan 1794’e, beş yılda 500 bin kişinin hapsedilip yaklaşık 100 bin kişinin infaz ya da katledildiği Fransa ise, zaten “terör” sözcüğünün de tarihinin de mucididir. Sallanır, batmaz. Ama daha kaç masum, nerede, ne zaman, sorumlu olmadığı politikalara kurban edilecek? Çocuklara önce barışı öğretmeliyiz! önetmen, yazar, özellikle çocuklarla ilgili atölyeleriyle tanıdığım Kemal Oruç, sahnede. Bize sesleniyor, “sahnede 910 yaşlarında bir grup çocuğa sordum, ‘bana hep birlikte savaşı anlatan bir kompozisyon yapar mısınız?’ Çocuklar ‘hurra’ diyerek sahnede koşturmaya başladılar, kimi elinde tüfek varmış gibi düşmana ateş açmaya başladı, kimi siperde kendini bombalardan korudu, kimi yaralandı, kimi öldü. Mükemmeldiler. Ardından aynı gruba ‘şimdi barışı anlatan bir kompozisyon yapar mısınız’ dedim. Bir süre durdular, iki kişi el sıkıştı, diğerleri ne yapacağını şaşırdı, öylece durdular.” Bu bilgiyi duyan biz de öylece durduk. Doğrudur, İzmir’de Gaziemir Belediyesi girişimiyle ilki yapılan ve sürdürülmesi düşünülen “Barış Festivali”nin tüm katılımcıları, izleyicileri hepimiz öylece durduk. Belediyeye ait Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin toplantı salonunda derin bir sessizlik oldu. Ardından Kemal’in sesi duyuldu, “Barışı önce çocuklara anlatmalıyız!” Evet, biz savaşı bilen ama barışı bilmeyen çocukların yaşadığı bir dünyadayız!.. Ve hepimizin acil görevi çocuklarımıza barıBu sloganı çok şı anlatmak olmalı! Barış, tuttum. Ne mutlu gökyüzünde savaş uçakTürkü söyleyene. larının değil, uçurtmaların dans ettiği bir mavilik olmalı. Barış, bir kedinin başını okşamak olmalı, özürlü bir arkadaşı karşıdan karşıya geçirmek, AVM’ler dolaşmak değil, parklarda salıncakta sallanmak, akıllı telefonlarla savaş oyunları oynamak değil, sokakta seksek oynamak olmalı. Bırakın çocuklar sorsunlar, bırakın çimenlerde yuvarlanıp kirlensinler! Bırakın barışı öğrensinler! Devam edelim, benim de konuşmacı olarak katıldığım bu ilk festivalde, her şey vardı. Gaziemir Belediyesi’nin halk oyunları grubu, müzik atölyesi ve “Savaş” adlı oyunla, on dakika içinde meramını anlatan, en küçüğü dört, en büyüğü altmış yaşında hayatında tiyatro yapmamış, her meslekten insanın katıldığı tiyatro grubunun içtenliği unutulur gibi değildi. Doğrusu ilk kez bir toplantıda tüm konuşmacılar hamasi nutuklardan çok hep birlikte neler yapmamız gerektiği üstüne konuştu. CHP milletvekili İlhan Cihaner net bir cümleyle “Bugün tüm yok ediciler Antalya’da” dedi. Bunu bir CHP milletvekilinden duymak benim için şaşırtıcı bir şeydi. Çünkü CHP benim bildiğim Derviş’i pek sever. Onun ekonomik programlarını da... Derviş de kim mi? Biliyorsunuz. Demek ki, hep birlikte değişiyoruz. Değişeceğiz. Konuşmacı Temel Demirer, (yazarşair) “Ben kötüyüm” diye söze başladı. “Çünkü Suruç’ta ölen çocukların başlarını okşadım, Ankara Gar’ın da arkadaşlarım öldü, Fransa’da sürgün yıllarımda bana destek olan dostlarımı kaybettim.” Ve salon sessizleşti. Sanki ölüm sessizce salona girmişti. Ama özlediğimiz Grup Gündoğarken, bu ölüm sessizliğini birden neşeye, cıvıl cıvıl bir şenliğe dönüştürdü. Hep birlikte ezbere bildiğimiz şarkıları söyledik. Buradaydık, Silvan’daydık, Suruç’taydık, Paris’teydik, Beyrut’taydık, Kongo’daydık, her yerdeydik. Deniz Gezmiş’tik, Mahir Çayan’dık, İbrahim Kaypakkaya’ydık! Dağlardaydık, ovalardaydık, şenlikteydik, siperdeydik… Katılımcılar konuştukça, beni kuşatan umutsuzluk duygusunun usul usul uzaklaştığını hissettim. Salondaki gencecik insanlara baktım, saçı sakalı ağarmışlara baktım ve kendime şöyle dedim: “Bu nasıl bir mucize ki, yenilsek de, ölülerimize ağıt yakmaktan yüreğimiz kavrulsa da yeniden ayağa kalkıyoruz. Yeniden umut bizi şefkatle sarıp sarmalıyor.” Bu kısacık yerimde tüm katılımcılardan, konuşmalarından söz edemedim. Ama onlar bana kırılmazlar, çünkü hep birlikte “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz” türküsünü bağıra bağıra söyledik! Öte yandan dileğim bu toplantıların her ay başka katılımcılarla sürmesi. Birbirimizi anlamaya çalışmak böyle bir şey olmalı. Bir de unutmayın, en çok çocuklara barışı anlatmamız gerek. Sallanır ama batmaz! Ama kaderin cilvesine bakınız ki, cellatlığı da yıkıcılığı da yok etmek istediği özgür bilgi toplumunun uygarlık ürünü silahlarla yapmak zorunda! IŞİD’in kullandığı bıçak, tabanca, tüfek ve patlayıcıların tamamı; hatta giydiği dondan taktığı maskenin kumaşına, bezini biçen makastan kafa kestiği kılıcın çeliğine, kullandığı her şey cihat açtığı küffar üretimi! Y Duvar Yazısı Zaten bizzat IŞİD’i yaratan da başta ABD ve İsrail, Avrupa ülkelerinin Irak’ın işgaliyle başlattıkları; Türkiye’nin de Suriye’de eklemlendiği Ortadoğu geopolitiği değil mi? IŞİD, önce Charlie Hebdo’yu karikatürlerden ötürü, sonra tüm Paris’i özgürlüğü, yaşam sevinci ve serbest aşkı simgelediği için hedef aldı deniyor. [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Köşemen İyi sanat politikse yi sanat politiktir” demiş Comntemporary İstanbul’un (CI) icra kurulu üyesi MarcOlivier Waller, sanat servisi şefimiz Evrim Altuğ’a verdiği demeçte (12 Kasım 2015). İKSV İstanbul Bienali’nden hemen sonra önce 25. İstanbul Sanat Fuarı (Artist), ardından da 10. Contemporary İstanbul (CI) açıldı. İki fuarın satış odaklı ortak bir yaklaşımı olsa da farklı konumlanışları var. Bu biraz mekânların bulundukları yerden kaynaklansa da esas olarak fuarların oluşturulma yaklaşımı ile bağlantılı. Artist, şehrin dışı sayılabilecek bir yerde Beylikdüzü’nde, IC tam da merkezde, Harbiye’de açılıyor. Konumları içeriklerine yansır mı? Eğer konumları ziyaretçi profilini etkiliyorsa içeriği de etkileyebilir. “Şehrin dışı” sayılan yerlerde orta sınıf oturuyor. Merkezde ise üst sınıflar. Fuarlar satış amaçlı olduklarına göre “alıcı” olabilecek ziyaretçilerinin niteliklerini dikkate almak durumunda. Ama her iki fuara da çok sayıda ziyaretçi geldiğine göre bu ölçü doğru da olmayabilir. IC’nin bir ön izleme günü olması, o gün sadece “özel” misafirlere açık olması esas olarak koleksiyonerleri hedeflediğini düşündürüyor. Çünkü esas satışın bugünde gerçekleştiği anlaşılıyor. Artist ise hem koleksiyonere hem de sanatsevere aynı gün açılıyor. İki fuarın yapılanmalarında, sergileme anlayışlarında ise pek fark göremiyorum. Ana teması “Geçmişe Tanıklık” olan Artist yaklaşık 1000 sanatçının işlerinin sergilendiği galeriler, bağımsız grup ve inisiyatifler ile birlikte 150’ye yakın genç sanatçıyı da konuk etmiş. Sanatçı Onur Ödülü yıl içinde kaybettiğimiz Fikret Otyam’a verilmiş. 1915’ten bugüne yaşanan dünya savaşlarına, acılara ve trajedilere tanıklık etmeyi, unutmamayı ve hatırlamayı amaç edinen “Amarcord / Hatırlıyorum” adlı karma sergi ile Karşı Sanat’ın düzenlediği “60. Yıldönümünde 67 Eylül” ve altı kadın sanatçının Ursula Le Guin’in “Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar”ından yola çıkarak hazırladıkları sergiler dikkati çekiyor. Contemporary İstanbul’a 24 ülkeden 102 galeri ve 700’den fazla sanatçı katılmış. Çağdaş İran sanatı örneklerinin sergilendiği Contemporary Tehran ile Uzakdoğu’nun özgün ile çağdaş sanat eserlerinin yer aldığı Australia China Art Foundation ve yeni medya sanatından örneklerin sunulduğu Plugin dikkati çeken bölümler. MarcOlivier Waller’ın “İyi sanat politiktir” tezi ile iki fuara bakarsak Artist’in CI’ya göre daha politik içerikli olduğunu söyleyebiliriz. “İyi sanat politiktir” çünkü dünyaya kendine has bir bakışı olmayan, o bakışı eserine yansıtamayan sanatçı özgünleşemez. Ama iyi fuarın “politik” olması gerekli değil hele günümüz Türkiyesi’nin siyasi koşullarında iyi fuarın “apolitik” olması daha sağlıklı bir tavır olarak görünüyor. Sanat fuarlarının ana omurgası galerilerden oluşur ve amaçları olabildiğince çok ziyaretçiye ulaşarak olabildiğince çok eserin satılabilmesini sağlamaktır. O nedenle CI daha ilk günden kaç liralık eser satıldığını ilan ediyor. Kuşkusuz fuarlarda “iyi sanat” da alıcı bulabilir ama “politik” içerikli sanat eserlerinin, hele güncel politika ile ilgili ise pek alıcı bulabileceğini sanmıyorum. Zaten her iki fuarda da satış amaçlı olarak sergilenen işlerin arasında çok az sayıda güncel politik içerikli işler vardı. Sanat alıcısının orta ve üst sınıf olduğu, satın alma amaçlarının koleksiyon ya da evin işyerinin duvarına asmak olduğu düşünülürse galerilerin satılabilir işler sunma tavrı normaldir. O nedenle de fuarlarda bu tür işler sergilenir, güncel ya da çağdaş sanatın yeri ise fuarlar değil bienallerdir. “İ ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY 18 KASIM 2015 SAYI: 32914 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni T.C. İSTANBUL ANADOLU 10. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NOTU TAŞINMAZIN Özellikleri: İstanbul İI,Pendik İlçesi, Şeyhli Mahallesi, 9106 ada, 2 parsel, 480,80 m2 arsa miktarlı, arsa vasıflı taşınmazın üzerindeki binanın, zemin kat, 2 no’lu 11/100 arsa paylı daire nitelikli bağımsız bölümünün l/l (TAM) hissesi. Söz konusu daire mevcutta 1. katta soldaki dairedir. Onaylı mimari projesine göre dairenin net alanı 53.03 m2 ve brüt alanı yaklaşık 63 m2’dir. Daire, 1 oda, salon, banyo, mutfak, hol, 1 adet balkon ve eklenti olarak kat bahçesinden oluşmaktadır. Keşif tarihinde yerinde yapılan incelemede dairenin eklentisi olarak görülen kat bahçesinin daireye dahil edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla dairenin net alanı 64,67 m2 ve yaklaşık brüt alanı 76 m2 olmaktadır. Mevcutta daire 2 oda, salon, mutfak, banyo, hol ve 1 adet balkon mekanlarından oluşmaktadır. Dairenin ana giriş kapısı çelik kapıdır. Balkon, ön cephedeki mutfak mekanındadır. Pencereler PVCdir. Dairenin doğalgaz bağlantısı henüz yapılamamıştır. Söz konusu olan, zemin (mevcutta 1.) kat, 2 no’lu daire nitelikli bağımsız bölümün 11/100 arsa payının arsa üzerindeki karşılığı 52.89 m2 ve ruhsat dahili inşaat alanı 104,89 m2’dir. Adresi: İstanbul İl,Pendik İlçesi, Şeyhli Mahallesi, Mevlana Caddesi, Ahududu sok., No:4, Gezegen Emlak İnşaat Apt., zemin kat, 2 no’lu daire Yüzölçümü: 64,67m2 Arsa Payı: 11/100 İmar Durumu: Pendik Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’nün 14.08.2014 tarih ve 85453698310.05.016361/9465 sayılı imar durumu yazısından; Pendik İlçesi, Şeyhli Mahallesi, G22B06C4B pafta, 9106 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın “1/1000 ölçekli, 15.02.2013 T.T.’li Şeyhli Bölgesi Uygulama İmar Planında; kısmen YOLda, kısmen DİNİ TESİS ALANInda, kısmen de Kİ rumuzlu KONUT ALANInda kaldığı ve parselde imar uygulaması çalışmalarının devam ettiği” anlaşılmıştır. Kİ rumuzlu konut alanlarında imar uygulamasının TAKSmax 0.40 olup, alam 300 m2 ile 1000 m2 arası olan parsellerde KAKS= 1.40 olarak uygulama yapılacaktır. Kıymeti: 152.200,00 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibi 1. Satış Günü: 21/12/2015 günü 10:00 10:10 arası 2. Satış Günü: 15/01/2016 günü 10:00 10:10 arası Satış Yeri: ANADOLU ADALET SARAYI MEZAT SALONU Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 İİK 127 Md. GÖRE SATIŞ İLANI TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkansızlığı halinde iş bu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 7 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/2265 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 12/11 /2015 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 183506) Can Dündar 2014/2265 ESAS Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.17 05.00 05.22 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.47 11 .56 14.28 06.29 11 .41 14.15 06.49 12.03 14.41 Akşam 16.53 16.40 17.06 Yatsı 18.16 18.02 18.26 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle