15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın en büyük 20 ekonomisini bir araya getiren G20 liderler zirvesi öncesi düzenlenen İş 20 ve Emek 20 Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Fakiri tahrik etmeyelim ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım” dedi. Özellikle AKP döneminde devlet ihaleleri ve inşaat projeleriyle hükümete yakın zengin bir kesim yaratılıp, vergi rekortmenleri listesinde de AKP döneminin zengini olan birçok işadamının ismi yer alırken Erdoğan’ın iş dünyasına yönelik bu açıklamaları kafa karıştırdı. Erdoğan, asgari ücretle ilgili bir soruyu işverenlerin daha az kazanıp gelirlerini çalışanlarıyla daha fazla paylaşaması gerektiğini söyleyerek yanıtladı: “Şu anda Türkiye’de konuşulan ise 13001500 Türk Lirası. Hatta daha ileri gidenler de var. Türkiye’deki konum çok çok farklı bir yere doğru gidiyor. Ben bu gelişmeden de mutluyum. Ancak asgari ücret malum bir taban belirlemedir. Herhangi bir işveren kalkıp da 3 bin lira maaş verdiği zaman kimse ona sen neden veriyorsun demez. 4 bin lira verdiği zaman, niye veriyorsun demez. E ne olur? Biraz az kazanmış olur.” Munzur Su Fabrikası’nda üretim durdu Tunceli’nin Ovacık ilçesinde üretim yapan Munzur Su Fabrikası’nda, işçiler grev kararı alınca üretim durdu. DİSK’e bağlı Gıdaİş üyesi Munzur Su işçilerinin toplusözleşme taTASARIM: BAHADIR AKTAŞ lepleri kabul edilmeyince çalışanlar 19 gündür fiili grev yapıyordu. 242 ortaklı fabrikanın 45 çalışanı bulunuyor. Fabrikada grev süresince 7 çalışan işten çıkarıldı. Pazartesi 16 Kasım 2015 EDİTÖR: PINAR YILDIZ ‘Işveren az kazansın’ C Güvenç Ünker Kendi iktidarı döneminde zengin ve yandaş iş insanları yaratan Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Zirvesi’nde “İşverenlere tavsiye ediyorum, biraz az kazanın” önerisinde bulundu B20’DE REkoRlAR kIRIlDI Acı borsası cumhuriyet Antalya’da paraları beraber götürüyor muyuz? Beraber gelmiyor. Onlar bu dünyada kalıyor. Arkada vârisler bunu paylaşacak. Gel bunu işçinle bir kısmını paylaş, ondan sonra da gök kubbede hoş bir seda bırak. Öldükten sonra da ‘Sorma, bizim öyle bir patronumuz vardı ki gerçekten işçisinin hakkını çok ciddi manada gözetir, maaşını da iyi bir konumda verirdi’ desinler. Asıl olan burası. Bunu başarmamız lazım.” Muhtar kent Duygu Güvenç Pelin Ünker izliyor Hüsnü Özyeğin Güler Sabancı TİcARET kolAylAşMAlI B 20 Ticaret Görev Gücü Başkanı Güler Sabancı, 25 ülkede 100’ün üzerinde üyeyle çalıştıklarını kaydederek, “Ticareti kolaylaştıracak anlaşmanın daha fazla ülke tarafından kabul edilmesini bekliyoruz. İlk 6 ayda 6 ülkenin kabul ettiği anlaşmayı son 6 ayda 45 ülke onayladı. Kanada Başbakanı bu konuda çalışmaların sürdüğünü, Meksika Devlet Başkanı onaylama sürecinin başladığını söyledi” ifadesini kullandı. Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz da “Meclis açıldığında ilk yapılacak işlerden biri bu” dedi. 2016’nın ilk yarısında anlaşmayı onaylayan ülke sayısının 107 ülkeye çıkmasını istiyoruz. Faizler yüksek İşverenlerin az kazanmasıyla doğabilecek maliyet endişesine de değinen Erdoğan, maliyetlerin aşağı çekilebileceğini söyledi. Türkiye’deki faiz oranlarının yüksek olduğunu eleştiren Cumhurbaşkanı, bu oranlarla yatırım olamayacağını, dolayısıyla önce paranın maliyetinin düşmesi gerektiğini aktardı. “Biz o maliyetleri çok farklı yerlerde aşağı düşürebiliriz. Buradaki konum şudur, Türkiye’de faiz oranları mesela yüksektir, ama batıda bizim gibi değil düşüktür. E soruyorum şimdi bu faiz oranlarıyla yatırım olur mu? Bu faiz oranlarıyla birlikte küçük orta boy işletmeler girişimci ruhunu kazanabilir mi? Zenginleşebilir mi? Hayır. Onun için burada önce paranın maliyetini düşürmek lazım. Ne genç işadamı bulabiliriz, ne genç işkadını bulabiliriz. Onlar da çok kısa zamanda iflas ederler, devlet gelir iş yerine el koyma durumunda olur. Bu konuyu iyi değerlendirmek gerekir.” Etkin ekonomi ve istihdam politikalarının uygulanabilmesi için işçiişveren arasında güçlü bir sosyal diyaloğun tesis edilmesinin şart olduğunu söyleyen Erdoğan, büyümenin sadece rakamlardan ibaret olmadığını kalitesi ve niteliğinin de önemli olduğunu söyledi. Antalya’daki B20 toplantılarında 290’u yabancı 570 şirketin üst yönetici (cEo) ya da yönetim kurulu başkanı katıldı. Zirvede 1600 şirketten talep alındı. Ancak otel, salon, güvenlik gibi gerekçelerle hepsinin talebine yanıt verilemedi. B20, çalışmaları boyunca 5 kıtada 12 büyük toplantı gerçekleştirdi. 1700 sayfalık toplam çalışmayı 19 maddede topladıklarını anlattı. B20 Finans Görev Gücü Başkanı Hüsnü Özyeğin, koBİ’lerin en önemli sorunu finansmana erişim olduğunu belirterek, “koBİ’er konusunda data yok. Bir bankanın kurumsal şirkete 100 milyon lira vermesi bin tane koBİ’ye 100’er bin lira vermesinden daha kolay. koBİ’ler konusunda bir skorlama mekân, zaman ya da kredi değerlendirmesi yok. koBİ’lerle ilgili dataya ihtiyaç var. koBİ’lerin finansmana erişimi ucuzlamalı” dedi. Hepimiz ölüyoruz “İşverenlere tavsiye ediyorum. Biraz az kazanın, kazandıklarınızı dar gelirli insanlarla paylaşın” diyen Erdoğan paylaşımcı anlayışın egemen olmasını ve fakirin tahrik edilmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Hepimiz ölüp gidiyoruz, Ali koç’un sözleri gündeme oturdu oç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve B20 İstihdam Görev Gücü Başkanı Ali Koç’un önceki gün G20 zirvesi öncesi yaptığı ve sadece Cumhuriyet’te yer alan konuşması dün Türkiye’nin gündemine oturdu. Koç’un “Eşitsizliğin ortadan kalkması için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir. Ben en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun kapitalizmdir” sözleri sosyal medyada en fazla konuşulan konu oldu. Ali Koç Twitter’da trendtopic oldu. Kimileri Koç’a destek verdi, kimileri eleştirdi. Konuyla ilgili Hürriyet’e açıklama yapan Ekonomist Uğur K Gürses “Ali Koç’un sözleri çok açık görünen bir olguya itiraz, ‘vicdanlı kapitalizm’ çıkışı aslında; ‘vahşi kapitalizmin’ artık mevcut makul iş kesimini de rahatsız ettiğinin iyi bir örneği” dedi. Koç, Şubat ayında da ‘G20 OECD Nitelikli Çıraklık ve İşbaşında Eğitimin Teşviki’ konferansında ücretlerin giderek düşmesiyle gelir dağılımındaki adaletsizliğin artmasını eleştirerek gündem yaratmıştı. Ali Koç dün de yaptığı açıklamada “İstihdam piyasalarının daha dinamik daha katılımcı hale getirilmesini istiyoruz. İkincisi genç işsizlik ve kadınların istihdama katılımlarının artırılması. Bu çalışmamızda genç işsizliğin sosyal patlamalara da neden olabileceğini gördüm. Genç işsizlik şu an 15.1’de. Dünyadaki gelişmelere baktığımızda, mülteci krizinden dolayı bu oranın artması söz konusu. 60 milyon insan huzur ve yaşam arıyor. Yarısı gençlerden oluşuyor. Bu insanların becerilerinin artması için bu konunun devletler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları tarafından ele alınması gerekiyor. G20’nin daha kalıcı sonuçlar vermesi için yapının da değişmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu. Erdoğan Ağaç sayısı artıyor, zeytin üretimi düşüyor ÖZLEM YÜZAK eytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti”nin raporuna göre tane zeytin üretiminde geçen yıla göre yüzde 5, zeytinyağında ise yüzde 16 gerileme var. Türkiye’nin zeytin ağacı sayısı yaklaşık 170 milyona ulaştı. Türkiye İspanya’dan sonra dünyanın en büyük ikinci zeytin ağacı varlığına sahip olmasına rağmen üretimde ciddi bir gerileme yaşanıyor. Gerilemenin bir nedeni küresel iklim değişikliğine bağlı iken diğeri de teşviklerin doğru kullandırılmamasına bağlı. Ayvalık’ta bu yıl 11’incisi düzenlenen Zeytin Hasat günlerinde gündeme getirilen zeytin üretimi hakkında konuşan Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, ağaç başına 2 kilogram daha az verim alındığını belirterek, “Ya ağaç yok, ya da dikilen ağaçlar için doğru yer seçilmedi. Mesela Antakya’ya gemlik dikildi” dedi. Zeytin ağacı varlığını artırmak için “Z 2005 yılında zeytin dikecek üreticiye dönüm başına destek uygulaması başlatılmıştı. Zeytin diken üreticiye önce dönüm başına 30 lira, daha sonra 250 lira teşvik ödenmeye başlandı. 2007 başında ise destek Gemlik ve Ayvalık türleriyle sınırlandırıldı. Ardından kaliteli olmadığı gerekçesiyle Gemlik zeytinine verilen destek 45 liraya çekildi. Sanayileşmenin yolu makineden geçiyor KAYHAN AYHAN Zeytinin geni Zeytini kendi coğrafyasında zeytinyağına dönüştürmek hedefiyle 2008’de Anadolu Zeytinyağ projesini başlatan Nar Gourmet, Sanayi Bakanlığı’nın Santez hibe ve Ankara Üniversitesi’nin bilimsel desteğiyle 2 yıl önce hayata geçirdiği mobil zeytinyağı ünitesi ile Anadolu’yu dolaşarak zeytini tarlada zeytinyağına dönüştürüyor. Nar Gourmet Genel Müdürü Samir Bayraktar “Amacımız bir yandan da Türkiye’de bölgelerin zeytin gen kaynaklarını bilimsel olarak ortaya çıkarmak” dedi. Necmettin Öztürk (Soldan), Adnan Dalgakıran, Kutlu Karavelioğlu makine sektörünün 200 ülkeye ihracat yaptığını aktardı. Hükümet sanayiye odaklansın Yeni hükümetin sanayiye daha fazla ilgi göstermesi gerektiğinin altını çizen Adnan Dalgakıran, sektörün en kritik sorunlarının adını koyduklarını ve çözümler için gayretle çalıştıklarını ifade etti. Dalgakıran, devletten gelişmiş bölgelerde arazi tahsislerinde yatırım avantajı, kamu ihalelerinde yerli makine alımına öncelik, ARGE yatırımlarına özendirmek amacıyla devlet desteklerinde ayrıcalık, ölçek ekonomisini geçişi kolaylaştırmak amacıyla KOBİ’lerin yapısına uygun bir marka desteği, sektörün rekabetçiliğini artırmak üzere uzun vadeli finansman ve mesleki eğitim programlarının yeniden gözden geçirilmesi konularında en kısa sürede destek beklediklerini anlattı. akine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, makine sektörünün katma değerli üretim konusunda tüm imalat sanayini peşinden sürüklediğini belirterek, Türkiye’nin sanayileşmesinin anahtarının makine sektöründe olduğunu söyledi. Milano’da Uluslararası Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri Fuarı’na katılan Dalgakıran, “Dünya mal ihracatı tablosunda petrol ve doğalgazdan sonra 2.910 milyar dolar ile ikinci sırada bulunan ve Türkiye imalat sanayinde 1 birim üretim ile 0.26 birim katma değer yaratma gücüyle üçüncü sırada yer alan makine sektörünü, Türkiye ekonomisi için de vasatlıktan çıkışın adresi olarak görüyoruz” diye konuştu. l MİLANO M afı dokuz boğumdan geçirmenin manası yok: Bu toplum çürüdü. Temel moral ve insanlık değerlerini yitirdi. O değerleri yeniden kazanmanın bir yolu ve zamanı kaldı mı bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Kaybolan değerlerin yerinde artık bir acı borsası yükseliyor. Bütün borsalar gibi aslında o da varlığını dünya nimetlerine borçlu. Ama işin bu kısmı, “dini ve milli” değerler sosuna bulandırıldığı için ustalıkla örtülmüş. Kalbimiz taşlaştıkça büyüyen acı borsası, bildiğimiz menkul kıymetler borsası gibi tatil yapmıyor, akşam belli bir saatte de kapanmıyor. Tahtasında, “devlet dersi” yazılı bu piyasanın sadece açılışı var. Her sabah uyandığımızda; yaşanan bölgeye, etnik kimliğe, mesleğe, cinsiyete, dine, mezhebe göre işlem gören insan acıları yarıştırılıyor bu borsada. Özne Türk ve Sünniyse, acı A tipi hisse gibi işlem görüyor. Fiyatlama yüksek. Kürtse, Aleviyse lot altı işleme tabi. Acının bölgesi Batı illeriyse işlem hacmi derin. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ysa hisseler dip yapıyor. Acının öznesi “polisimiz, askerimiz” ise borsa rekor tazeliyor. Çocuk ve kadınsa yerlerde sürünüyor. Kadınlar başörtülüyse acının getirisi hızlı artıyor. Değilse, o hisseden çıkmak gerekiyor. HHH ABD Başkanı Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın keyifle poz verdiği ve bu kareden “fiili başkanlık” şehvetinin devşirildiği dakikalarda, hamile bir kadının, evinin önünde polis kurşunuyla öldürüldüğü haberi geçiyordu. Erişim yasaklı sitelerden DİHA’nın geçtiği haber gerçek değilse, bu yazıya devam etmeseniz de olur. Yarın sizden özür dilerim; “yanılmışım” diye. Bu vahşetin yüzde 1’lik gerçeklik ihtimali bile insanlığımıza dair olduğu için devam edeceğim. Gerçekliğine sizin gibi benim de inanmak istemediğim bu haberin fotoğrafı da var. Olay dün, sokağa çıkma yasağının üçüncü gününde Nusaybin’de gerçekleşmiş. Ağır yaralanan Selamet Yeşilmen, yarım saat boyunca merdivenlerde mahsur kalmış. Çünkü polis yarım saat boyunca kimseyi eve yaklaştırmamış. Yeşilmen kan kaybı nedeniyle yaşamını yitirmiş. Kol ve ayaklarından yaralanarak evin içine kaçan 3 yaşındaki Fikret ile 14 yaşındaki Sevcan da komşular gelene kadar evin içinde öylece can çekişmiş. Çocuklardan biri Nusaybin Devlet Hastanesi’ne, diğeri Diyarbakır’a gönderilmiş. Anne Selamet, hastane morguna kaldırılmış. Hamile olduğu belirtilen kadını vuran kurşunların kobra tipli zırhlı araçlardan geldiği iddia ediliyormuş. Şu pırıltılı G20 zirvesinde tartışmaya açılan kapitalizmin, namütenahi savunma sanayii ürünlerinden biri olan kobralardan hani. HHH Hamile anne Selamet Yeşilmen’in evinin önünde polis kurşunuyla öldürülüşünün işlem hacmi düşük olacak bugün. Onun öyküsünü, “pırıltılı” G20 izlenimlerinde, kurultay hesaplarında, iptal edilen Çin füzesi haberleri arasında boşuna arayacağız. Bulsak bile, kapısında “devlet dersi” yazan acı borsasında, hiçbir kelime, hiçbir şeyi değiştirmeyecek. İnsanlığını, maskelenmiş dünya nimetlerine tahvil ede ede çürüdü çünkü bu toplum. L Burgan Bank’ın kârı 39.5 milyon lira oldu Dokuz aylık konsolide finansal sonuçlarını açıklayan Burgan Bank’ın net kârı 39.4 milyon lira oldu. 2015’in üçüncü çeyreğinde Burgan Bank’ın aktif büyüklüğü, geçen yılın aynı dönemine göre yıllık yüzde 38 artışla 11.6 milyar liraya, nakdi kredileri yüzde 41 artarak 9.3 milyar liraya, toplam mevduatı yüzde 31 artış ile 6.1 milyar liraya yükseldi. Burgan Bank’ın özkaynakları yüzde 67 artışla 998 milyon liraya yükselirken katkı sermaye dahil özkaynakları 1.5 milyar liraya ulaştı. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle