15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 16 Kasım 2015 yorum TASARIM: ECE KURTULUŞ 16 Kirli medya Eylül’den bu 12 yana medyaiktidar ilişkilerinin han Çekinilen aday Kendisini yakından tanıyanlar; Kocasakal’ın, 2011 seçimleri öncesi CHP yönetiminden gelen İstanbul 1. sıra adaylığı çağrısını barodaki görevi nedeniyle reddettiğini, ancak 2015’teki seçimler öncesinde adaylık önerisi almadığını anımsattılar. “Neden almadı” diye sorduk. Kaynaklarımız, Kocasakal’ın Cumhuriyetçi, demokrat kesimde bir ağırlığı olduğunu, CHP il ve ilçe örgütlerinden çok olumlu tepkiler aldığını aktarıp dediler ki: “CHP yönetimindekiler kendisinden çekindiler.” Bir ekleme daha yaptılar: “Kocasakal, olaya makam olarak değil, CHP’nin kuruluş felsefesi açısından bakar.” Öyle de oldu. Kocasakal, ciddi bir bildirge ile ilk çıkışını yaptı: “CHP’nin, belli kişi veya kişilere, ‘kurtarıcılara’ değil, öncelikle ideolojik bir netliğe, doğrultu tutarlılığına, yön duygusunu yeniden kazanmaya, yitirdiği kurumsal, siyasal hafızasını geri kazanmaya, zengin tarihinden, köklerinden kuvvet alacak fikri bir tazelenmeye ihtiyacı vardır. Bir süredir yitirdiği tarihsel ‘aklı’nı tekrar başına alması, örgütüne ve ilkelerine sıkı sıkıya sarılması, kendi olması yeterlidir. Siyasi partilerde elbette ki lider önemlidir. Ancak bundan önce aslolan siyasi kimlik, ideolojik netlik, doğrultu ve yön tutarlılığı ve doğru bir yapı ve örgüt modelidir. Ancak bu doğru yapı üzerinde yükselecek bir liderlik başarı getirebilir.” Ümit Kocasakal, Kılıçdaroğlu’nun karşısındaki en dişli aday olacağa benzer. HP’de olası lider adayları arasında İsC tanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın da yer aldığını geçen hafta duyurmuştuk. Canavarı kim yarattı? ŞİD’in Paris’te insanlığa karşı katliamı sarsıcı oldu. Hedef sokaktaki sıradan insanlardır, halktır. Tıpkı 11 Eylül’de olduğu gibi fatura yeniden ölümlerle, sistemin, terörü gerekçe göstererek budayacağı hak ve özgürlüklerle halklara çıkacaktır. Peki, ya asıl sorumlu? IŞİD nasıl doğdu, gelişti ve insanlık tarihinin en alçakça vahşetlerine imza atıyor. Baştan saptamayı yapmalı. Sorun, kapitalist emperyalist sistemdir. Açlığı, işsizliği, yoksulluğu yaratan sömürü sistemidir. Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarından Ali Koç bile gerçek sorunun kapitalist sistem olduğunu itiraf etti, daha ne olsun... HHH Şöyle gerilere uzanalım; dinciliğin, siyasal İslamın ya da terör örgütlerinin ardında ne var? ABD’nin yeşil kuşak projesi kulaklarınızda değil mi? Hani şu Sovyetler Birliği’ni, sosyalist sistemi, kuşatmak için öngörülen plan. Yeşil kuşakta din, temel taş olarak kullanıldı. İbadet yerleri, kurslar, güvenlik örgütleri, bürokrasi “antikomünizmin merkezi” olarak yapılandırıldı. Proje, ABD’nin en yakın işbirlikçisi, çağdışı, karanlık bir siyaset ve dinsel anlayışın, farklı bir İslam yorumunun egemen olduğu Suudi Arabistan eliyle yürütüldü. İslamcılar, ABD’yle ortak iş tuttular. CIA operasyonlarında görev aldılar. IŞİD, El Kaide, Nusra, Müslüman Kardeşler benzeri yapıları, bu politikalar doğurdu. Proje, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından da farklı biçimde sürdürüldü. Sistem, ayakta kalmak, varlığını sürdürmek için karşıtını yarattı, destekledi, büyüttü. Arap Baharı, Irak işgali, Suriye’yi parçalama uğraşı bu yüzden oldu. Arap Baharı’nda “despotik yönetimleri devirsinler” diye siyasal İslamı, dinciliği, mezhepçiliği iktidara getirdi. HHH Bugün vahşi saldırıya uğrayan Fransa, dün evrensel hukukta yer almayan bir tutumla Libya’yı bombalarken masum insanları öldürmedi mi? ABD, İngiltere’nin başını çektiği Irak işgalinde milyonlarca can gitti. Demokrasi ayağına coğrafyamızı kan gölüne döndürdüler, Ortadoğu’nun kaynakları, petrolü Batı’nın oldu... Sahi, IŞİD’in petrolünü kim satın alıyor, terör örgütüne silahlar nereden geliyor? IŞİD’den yakınanlar bu ticareti nasıl oluyor da engellemiyor? Uyguladıkları politikalarla kendi yurttaşlarını da terörün hedefine oturtan ikiyüzlü Batı’nın derdi, para ve sömürü. Şimdi yarattıkları canavar, sahibine saldırıyor. Batı, yıkmak istediği Suriye düzeninin bedelini terörle, binlerce sığınmacıyla ödüyor. Avrupa’da terör belasının pençesinde yaşayanların sistemi, yönetimleri bu açıdan sorgulaması gerekmez mi? Suriye Başkanı Esad’ın “Paris’te bir gün yaşananları biz 5 yıldır çekiyoruz” demesi haksız mı? Ülkemizde yüzlerce yurttaşımızın yaşamına mal olan IŞİD katliamları üzüntü ve başsağlığı mesajlarıyla geçiştirilebilir mi? Emperyalist, kapitalist sistem yıkılmadan insanlığa ne barış ne de huzur gelecek... I gi boyutlara ulaştığını öğrenmek isteyenler, gazeteci Sabahattin Önkibar’ın son çıkan “İmamlar ve Haramiler Medyası” adlı kitabını okusunlar. Önkibar’ın dediği gibi: “Türk medyası şirket çıkarları ve hesaplarına rehindir. Türkiye ahalisi bundan ötürüdür ki, hakikatleri öğrenemiyor, tersine plastik medyanın manipülasyonlarıyla uyutuluyor.” Rejim endişesi araydaki, geçen ağustos ayında “Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun anayasal olarak kesinleştirilmesidir” diyordu. Aradan üç ay geçti geçmedi, şimdi de “Artık rejim endişelerini gündemimizden çıkarmalıyız. Bunları konuşarak birbirimizi yormaya gerek yok” diyor. Ardından, pek de iddialı sözler ediyor: “Türkiye Cumhuriyeti, 92 yıllık tarihinin en büyük başarılarını son 13 yılda hayata geçirmiştir.” İnsanın ağzının perhizi olmalı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, yaklaşık 400 yıllık bir ıskalamayı 15 yıl içinde onarmışlardır. 1923 Türk devrimi; hümanizmanın, reformun, Rönesans’ın, S Paris üreselleşmenin; din, mezhep, etnik köken ayrışımıyla bataklığa çevirdiği Ortadoğu’nun kanlı çamuru bu kez de Paris’e bulaştı. Egemenlik adına yürütülen kirli hesaplaşma yine masum insancıkların canına mal oldu. K Fransız devriminin, sanayi devriminin, 1917 Devrimi’nin insanlığa sunduğu tüm uygarlık atılımlarını içinde toplamıştır. Üstüne, tüm ezilen uluslara örnek olacak bir bağımsızlık ülküsü eklemiştir. O ülkünün yönelimi, Mustafa Kemal’in 1920’de TBMM’ye sunduğu “halkçılık bildirisi”nde açık ve seçik bellidir: “ TBMM hüküme ti, hayat ve istiklâlini kurtarmayı tek ülkü ve amaç bildiği halkı, emperyalizm ve kapitalizm egemenliği ve zulmünden kurtaracak yönetim ve egemenliğin gerçek sahibi kılmakla amacına varacağı kanısındadır.” Hiç kimse çenesini boşuna yormasın. Atatürk’ün ufku, birikimi, devrimciliği, başarısı ve halk önderliği ile yarışmaya da kalkmasın. Soluğu yetmez... [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Yanlış varsayımlar iyasetle uğraşanlar kimi ana konularda yanlış varsayım yapıyor. Böyle olunca da kamuoyu kalıcılaşan yanlış kalıpların içine sıkışıyor. S İktidarda iç kavga çıkmaz! HARBİ SEMİH POROY terör artık hiçbir yere uzak değil… lbert Einstein ile başlayalım: “Savaş için harcadığımız çabaları barış için de harcamadığımız sürece savaşların önünü alamayız…” Sonra bu sözü terör olgusuna uygulayalım: “Terörü başlatmak için harcadığımız çabaları bu olgunun kökünü kurutmak için de harcamadığımız sürece terör, hiç bitmeyecektir…” Üstelik terörün savaştan çok daha beter bir yanı da var. Şöyle ki, savaşı başlatan, isterse eğer, onu bitiren taraf da olabilir. Başka deyişle savaşı bitirmek başlatılan bir dünya savaşı değil ise genellikle onu başlatanın elindedir. Ama herhangi bir amaçla adına terör dediğimiz eylemi başlatan, istediği noktada onu durdurabileceğine inanırsa eğer, bu inanç yerini korkunç bir yanılsamaya da bırakabilir. Albert Camus, pek çok kez alıntıladığım “Ne Kurban, ne de Cellat – Yeni Bir Dünya Düzeni” başlıklı ünlü denemesinde, içinde yaşadığı 20. yüzyılı “Korku Çağı” diye adlandırmıştı. Bunun nedenini de şöyle açıklamıştı: “…Terör ortamında yaşamaktayız, çünkü insanların birbirlerini diyalog yoluyla inandır 16 KASıM 2015 SAYı: 32912 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ AKın AtAlAY İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni A Yanlış varsayımların başında AKP’nin kendi içinden bölüneceği geliyor. Yıllarca hem genel kamuoyunu oluşturan çok sayıda yazar ve yorumcu, hem de kimi siyasetçiler böyle bir bölünmenin beklentisiyle yatıp kalktı. Ancak bu beklentiler her seferinde düş kırıklığına dönüştü. Şimdilerde aynı varsayım yeniden yapılıyor. Dahası, muhalefetin yetersiz kaldığı; güçlü bir muhalefet partisinin AKP’den çıkacağı muştusu topluma sunuluyor. Toplum yine yanıltılıyor. Siyasi İslamın tarihini kuşbakışı izleyenler bile kolayca görürler ki, bu hareket bir ülkede iktidarda bulunduğu sırada bölünmez. Siyasal İslamcı iktidar, niteliği gereği, “dava” için savaşmaktadır; savaş sırasında ona karşı çıkmak ihanettir. İktidardaki AKP’de hiç kimse, ben bu partinin kurucusuyum diyen anlı şanlılar bile, davaya ihaneti göze alamaz. Tarih kanıtlıyor ki siyasi İslamcıların birbirini boğazlamaları yalnızca iktidarı ele geçirmek için olur. İktidar ele geçirildikten sonra yapılması gereken, en baştakine biat etmektir. Çünkü iktidara sahip olmak, siyasal İslamın can suyudur; kendisine siyaseten İslamcı diyen hiç kimse bu suyun kesilmesine yol açamaz; kendisine verilenle yetinmek zorundadır. Hesap yanlış olunca CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Terör, bulaşıcıdır … İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.15 04.58 05.20 nAMAZ VAKİtlERİ Güneş Öğle İkindi 06.45 11 .56 14.29 06.27 11 .40 14.16 06.46 12.03 14.42 Akşam 16.54 16.41 17.08 Yatsı 18.17 18.03 18.27 maları artık olanaksız… Bu terörden kurtulabilmesi için insanın düşünebilmesi ve kendi düşünceleri doğrultusunda eylemde bulunabilmesi gerekir. Ama özellikle terör, düşünebilmek için elverişli bir iklim değildir…” 20. yüzyılda korkunun artık iktidar yolunda bir tekniğe dönüşmüş olması, Camus’ye göre terörü de bu bağlamda son derece elverişli ve yaygın bir araca dönüştürmüştür. Ve sözü edilen korkunun sürekliliği için terör, olmazsa olmaz bir öğedir. Ne var ki, terörün en önemli niteliklerinden biri, bulaşıcı olmasıdır. Herhangi bir alanda o alana değgin amaçlar için başlatılan terör, insanları yıldırabilme etkisinin yarattığı bir tür çekicilik nedeniyle insanları ve kitleleri bir esriklik konumuna sürükler. İşte bu esriklik konumuna son vermek, artık terörü başlatmış olanların gücünü çoğunlukla aşar ve terör, çok kısa sürede ikti dar tutkusuyla çok tehlikeli bir evlilik ilişkisi içersine girer. İşler bir kez bu noktaya vardıktan sonra terörün bir olgu niteliğiyle insanlığın gündeminden sonsuza kadar silinmesinin tek yolu, onun hiçbir ayrıma gidilmeksizin, başka deyişle “bazı durumlarda kullanılabileceği” yanılsamasına düşülmeksizin, insanlığın ortak düşmanı ilan edilmesidir. İnsanlık, böyle bir hedef bağlamında ödün tanımaz bir consensus’a varamadığı sürece 11 Eylül’ün ikiz kulelerinden 13 Kasım 2015’in Paris’ine uzanan yol, daha nice zamanlar boyunca uzayıp gidecektir. Çünkü bu yol ve özellikle o yol üzerindeki duraklar, teröre hiç de sanıldığı kadar uzak değildir! Tek çare: Terörün ‘ortak düşman’ ilan edilmesi… Siyasetle ilgili bir diğer yanlış varsayım ülke seçmeninin özelliğiyle ilgilidir. Yıllardır kamuoyunun aklına şöyle bir oran yerleştirilmek isteniyor: seçmenin yüzde 65’i sağcıdır; kalan yüzde 35’i de diğerleri. Önce bu varsayım tamamıyla yanlıştır. Çünkü, bu 6535 oranı değişkendir. Toplumsal değişim gerçeğini bilen hiç kimse bu katı ayırıma başvurmaz. Daha eskilere gitmeye gerek yok; seçmen 1989 yerel seçimlerinde, başta bütün büyük iller ve ilçeler olmak üzere, hemen hemen tüm belediye yönetimlerini, dönemin en güçlü Cumhuriyetçi ve solcu partisi olan SHP’ye (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) verdi. Ancak bu partinin yöneticileri bu büyük seçmen desteğini, tek sözcükle, yönetemedi! Sonra, bu varsayıma dayanılarak bir büyük yanlış daha yapılıyor; 65’ten oy almak için sağcılaşmaya çalışılıyor. Sağcılaşarak siyasal İslam ile seçim yarışına girmek, her zaman yaşanarak kanıtlandığı gibi, hiçbir olumlu sonuç vermeyecek tümüyle boş bir çabadır. Varsayım, çok güzel bir Türkçe sözcük; birilerinin yanlış olanını anlaması için, faraziye ya da hipotez denilmesi mi gerekiyor? HHH AKP’nin bilimsel bilgi düşmanlığının ilk önemli uygulaması olan 2003’te TÜBİTAK’a el konulması sırasında, kendisine yapılan en acımasız ve dayanaksız saldırılar karşısında, bu kurumun başkanı olarak Atatürk’ün bilimin yol göstericiliği ilkesiyle direnen seçkin fizik bilgini Namık Kemal Pak’ı 10 Kasım’da sonsuzluğa uğurladık; ışıklar içinde olsun; sevenlerinin, bilim dünyasının başı sağ olsun. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle