16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 13 Kasım 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Çankaya’da Başbakan Davutoğlu başkanlığında yapılan 7 saatlik toplantıya, toplumdaki kamplaşma ve baskı endişeleri damga vurdu. Hukuk devletinin sağlanması istendi aşbakan Ahdevletinin sağlanması gerekmet Davutoğtiğini söyledi. Hâkimlerin bilu ve ekonomi kurle karar verirken korktukmaylarının, işçi, melarını dile getiren Koncuk, mur, esnaf, çiftçi ve işTürkiye’de artık bunların veren temsilcileriybitmesi gerektiğini anlattı. MUSTAFA le önceki gece ÇankaKoncuk, “Bunlar yapılmazÇAKIR ya Köşkü’nde yaptığı 7 sa; her ne kadar yüzde 49.5 saatlik toplantıda katıoy almış olsanız da karşınızda yüzde 50.5’lik bir kitle var. lımcılar ülkedeki “korku ikliminTürkiye’de bu kamplaşma çok den” yakındı. İnsanlar üzerinde derinleşti, sınırlar keskin hatbüyük baskı olduğu ifade edildi. larla ayrıldı” dedi. Toplantıda yapılan değerlendirBaşkanlık: Toplantıda “başkanmeler özetle şöyle: ‘Baskı var’: DİSK Genel Başkanı lık sistemi” bir işadamı tarafından sınırlı olarak gündeme getiKani Beko, toplantıda katılımcırildi. KamuSen Başkanı Koncuk ların ülkedeki “korku imparatorise, yeni anayasanın “başkanlık” luğundan” yakındıklarını söyledi. İnsanlar üzerinde büyük baskı tartışmasının gölgesinde kalmamasını istedi. Koncuk, başkanolduğuna dikkat çekilen toplanlık sistemi konusunda Davutoğtıda, “korku imparatorluğu” yelu ile aynı görüşte olmadığını da rine birlik, beraberlik olması geifade etti. rektiği ifade edildi. Çalışanların 657’ye dokunma: Koncuk, iş akitlerinin keyfi olarak feshetoplantıda 657 sayılı Devlet Medildiği, kamu çalışanlarının sürgüne yollandıkları, görevden alın murları Yasası’na dokunulmadıkları belirtildi. Eleştiriler üzeri masını istedi. MemurSen’in derdi kravat: ne Başbakan bundan sonra görevMemurSen Başkanı Ali Yalçın, lerinin tansiyonu düşürmek oldumemurlara kıyafet serbestisi getiğunu ifade etti. rilmesini isteyerek kravat takmaYüzde 50 var: Türkiye Kamunın zulüm olduğunu söyledi. Sen Başkanı İsmail Koncuk, inl ANKARA sanların korktuklarını, hukuk ‘Korku iklimi’ uyarısı B ekonomi 11 21. yüzyılı planlamak mı? Türkiye mi? umhuriyet bir iddia idi. “Yapabiliriz” iddiası. 92 yıl önce bu iddia ile kurulmuştu. Devrimler bu iddia ile yapılmıştı. Türkiye aydınlanmanın ilk ışığını bu iddia sayesinde yakabildi.. Müfit Akyos anlatıyor: Refraktör kazanlarının üretildiği Sümerbank’ın mühendisleri “Biz bir teknolojiyi ya da ürünü bir kez ithal ederiz. Sonrasını kendimiz yaparız” iddiasındaydı. Peki, bugün? 21. yüzyıl Türkiyesi’nde bizim sanayileşmede herhangi bir iddiamız var mı? Ya da bırakın iddiayı herhangi bir hayalimiz var mı? Yok ne yazık ki... Bir ülkenin entelektüel birikimi o ülkenin geleceği için bir güvencedir. Bunun bilincinde olan ülkeler bu birikimden yararlanmanın yollarını ararlar... Peki, ya Türkiye’de? O da yok ne yazık ki? 2 gündür Ankara’da Prof. Bilsay Kuruç önderliğinde 4 yıldan beri gerçekleştirilen 21. yüzyıl için Planlama Kurultayı’ndayız. Ciddi bir beyin fırtınası, müthiş bir entelektüel paylaşım. Kim yararlanıyor? Bu ülkenin vizyonunu (eğer varsa) oluşturan, politikalarını belirleyen kurumları, yöneticileri mi? Hayır tabii ki. Oranın gündemi farklı. Prof. Dr. Korkut Boratav Hoca’nın dediği gibi “Siyasi İslamın kültürel Müslümanlığı yok etme mücadelesi. Ve temel hedefi laiklik”. Hoca ekliyor: “Sadece ideolojik mücadele değil bu, sınıfsal gündemi de olabilir”. İnsanların dönem dönem düzene muhalefet ettiğini biliyoruz. Tekel hareketi örneğin. Tekel işçileri arasında hayli dindar da vardı. Ancak Kültürel Müslümanlık ile düzen karşıtı hareket arasında asla bir uyuşmazlık olmadı. Şimdi iktidar bundan da rahatsız. Kendi İslamcı ideolojisini halk sınıflarının bu tür düzen karşıtı akımlara savrulmasını önleme gayreti içinde. İşçi hareketini etkisizleştirmek için İslamı kullanıyor. Eğitimden kültüre kadar her alanda. Hal böyle olunca bilim ve aydınlanma yerine Ortadoğulaşıyoruz. Bu kadar basit. Bilim ve teknoloji birbirine tutunarak gelişen iki alan. Bugün Türkiye aşamadığı bir orta teknoloji tuzağı içinde. Ancak öte yandan hayatımızı tamamen değiştiren bir olgu teknoloji. Çünkü kullandığımız her şeyde teknoloji var. Ortadoğulaştığımız toplumsal yapımız teknolojiyi üretmek yerine teknolojiyi tüketen, onu kullanmakla övünen bir yapı. Dolayısıyla “Bilim nedir? Bilim yapan insan nasıldır? Bilim için ortam nasıl yaratılır?” gibi kurultayda masaya yatırılan bu ve benzeri sorular da içinde bulunduğumuz ortamda hayli lüks kaçıyor. Ama kaçamayacağımız bir gerçek var. O da günümüz teknolojisinin kaynağının bilimsel bilgi olduğu. Çağı yakalayabilmenin eşiği de bu. Beylik sözler dolaşıp duruyor etrafta, üreten ekonomi olmak zorundayız gibi, yenilikçilik, inovasyon gibi... ArGe’ye ayrılan payı artırmakla övünüyoruz; tamam iyi de o para doğru kullanılıyor mu? Teknoloji ve bilimde yetkinlik kazanmak bir kültür meselesi. Ve de bir ulusal politika meselesi. Aykut Göker, Müfit Akyos, Metin Durgut bu konunun duayeni isimler... Göker ABD’de 40 federal ArGe merkezi olduğunu ve buna devasa kaynakların aktarıldığını söyledi, Akyos Avrupa Birliği’nin yeni politikası olan Akıllı Uzmanlaşmayı anlattı. Hadi onları anladık, peki ya İran’a ne demeli? Ben de nacizane, İran örneğini verdim; bilgi yaratılmasının jeopolitik değişimlerini ölçen Kanada merkezli Science Metrix verilerine göre, İran’da teknoloji gelişiminin 11 misli arttığını, daha çok nükleer kimya, partikül fiziği, tıp ve tarımda yoğunlaştıklarını anlattım. Ve ABD’li bir profesörün bana anlattıklarını aktardım: İran önemli bir kültür; tüm olumsuzluklara karşın kültür altyapısı korundu ve bunun da ötesinde gelecek nesillerini düşünen bir ülke... Konuyu sürdüreceğiz... C Davutoğlu’nun düzenlediği toplantıya TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes de katıldı. Kıdem raftan iniyor Toplantıda işveren temsilcileri kıdem tazminatını da gündeme getirerek, kıdem tazminatının fona dönüştürülmesinin de, özel istih dam bürolarının da, esnek çalışmanın da konuşulmasını istedi. Buna işçi temsilcileri anında tepki gösterdiler ve kıdem tazminatının kendileri için kırmızı çizgi ol duğunu vurguladılar. Bunun üzerine Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın daha önceki açıklamalarına dikkat çekerek bu konuda sosyal tarafların uzlaşısını arayacaklarını söyledi. Babacan sadece konuşuyor ilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Merkez Bankası’nın PELİN (TCMB) kendisine izin ÜNKER verildiği takdirde hâlâ enflasyonu rahatlıkla kontrol edecek olan bir kurum olduğunu belirterek “Ancak Merkez Bankamız çok büyük bir siyasi bir baskı altında. Türkiye siyaseti TCMB’ye kanuni görevini yapma iznini vermiyor. Merkez Bankası artık bu kısıtlar altında bu işi yapmaya kadir değil” diyor. Türkiye’ye gelmek isteyen yabancı yatırımcı için asıl büyük sorunu da can güvenliği ve adalet sisteminin tahmin edilemeyecek kadar taraflı olması şeklinde yorumlayan Gürkaynak, merakla beklenen Fed’in faiz artışıyla ilgili de çarpıcı bir detayı ortaya koyuyor. Fed, kriz öncesinin beş katına ulaşan bilançosuyla nasıl para politikası yapacağını bilmiyor, faizi eskisi gibi kontrol edip edemeyeceği meçhul.  Refet Gürkaynak ile gelişmiş ülkelerdeki para politikalarından Türkiye’nin yapısal sorunları ve Merkez Bankası’nın bağımsızlık problemine kadar pek çok konuda konuştuk. Gürkaynak’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: Türkiye siyasetinin Merkez Bankası’na kanuni görevini yapma iznini vermediğini söyleyen Gürkaynak’a göre TCMB artık bu politik baskı altında bu işi yapmaya kadir değil B rız gerçekten: Eğer birtakım Türk şirketleri çıkıp derse ki bu döviz kurlarıyla tekrar borçlanıp yürütemiyoruz. O yüzden buyrun anahtarları biz dükkânı kapatıp gidiyoruz. Bu çok büyük bir sıkıntı olur. Ben bunu görmeyi beklemiyorum. Ama büyüme hızımız yüzde 3’lere ve bunun biraz altına doğru gitti ve biz bundan belimizi doğrultamayacağız bu konjonktürde. Bu da Türkiye demografisinde büyük bir sıkıntı. Çünkü işsizlik yaratıyor olmak demek. Bir şekilde zenginleşmeyi kendisine hak gören ve bunu beklediği için borçlanmış insanlara o zenginlik gelmeyecek demek. Korku varsa yatırım olmaz 4 Yabancı yatırımcı Türkiye’de nelere bakıyor? Şaşırmayacağınız gibi siyasi gelişmelere daha çok bakıyorlar. Hatta sadece siyasi gelişmelere de değil asayiş gelişmelere de bakıyorlar. Yani siz mesela yabancı olarak doğrudan yatırım yapacaksanız eğer insanların can korkusu olan yere ben genel müdür yollayamam endişesi oluyor. Dolayısıyla öncelikler sıralamasında Türkiye için çok utanç verici şekilde ilk sırada can güvenliği şu anda. Arkasından siyasi istikrar. Siyasi istikrardan kasıt benim gözümde de ve artık yatırımcı gözünde de tek parti iktidarı değil. Bir meşruiyeti olan, ülke adına kapsayıcı ve derdi yapısal reform yapmak olan bir hükümetin olması. Yabancı yatırımcıysanız önceliklerinizden biri adalet sistemini anlamak. Türkiye’deki adalet sistemi tahmin edilebilir bir şekilde taraflı dahi değil. Tahmin edilemez bir şekilde taraflı. Ne, ne zaman çözülebileceğini anlıyorsunuz derdinizin, sonsuza kadar sürüyor davalar, ne başınıza ne gelebileceğini anlayabiliyorsunuz. Yani Türkiye’nin bir adalet sistemi yok. Bununla lafa girdiğinizde artık arkasından faizler 5 baz puan yüksek olursa fonlama maliyetinin yabancı yatırımcıya getirdiği önemli değil. İkincisi bir ülkede yatırım yapacaksanız o ülkede gelirin artması lazım ki yatırım işe yarasın. İnsanların çalışmaları gerek. Kadınların işgücüne katılımı yerlerde sürünüyor. Eğitim sistemimizde beceriler yerlerde. Fed’e yaslanmamalı 4 Merkez Bankası bu dönemi iyi yönetti mi sizce? Merkez Bankamız çok büyük bir siyasi bir baskı altında. TCMB özellikle de siyasetçilerimizin iktisattan hiç anlamayışlarının farkında olduğu için adına faiz artışı demeden faiz artıracak bir sürü yöntemler geliştirmeye çalıştı. Bunların bir kısmı göze parmak yöntemlerdi. TCMB epey uzun bir zaman bununla idare etmeyi becerebildi. Siyasiler bakın bizim dediğimiz gibi faiz yükseltmiyorlar dediği için. Ama bunların getirdiği maliyetler var. Para politikası anlaşılamaz bir hale geliyor. Halbuki para politikası dediğimiz şey güvenilirlik tesis edilerek işleyen bir müessese. 4 Güvenilirlik niye önemli? Ben diyeceğim ki enflasyon beklemiyorum. Çünkü olacak olsaydı TCMB buna izin vermezdi. Bunu söyleyebiliyorsanız fiyat artırırken de maaşınıza zam isterken de düşündüğünüz enflasyon, hedefe yakın bir enflasyon haline geliyor. Kredibilite o yüzden önemli. Diğer yandan şeffaflık da önemli. Türkiye’deki mali piyasalarda iş yapan insanların dahi anlayamayacağı karman çorman bir para politikası yapmaya başlarsanız eğer o zaman şuna geliyor. TCMB çok yaratıcı politikalar yapıyor ama ne yaptıklarını anlamıyoruz. Şimdi bununla TCMB faizin bir şekilde enflasyonu kontrol etmek için kullanılacağını taahhüt ediyor ve biz bunun ne demek olduğunu biliyoruz arasında büyük fark var. Belli ki TCMB artık bu politik baskı altında bu işi yapmaya kadir değil. Refet Gürkaynak, milli gelirin satınalma gücü paritesine göre açıklanması hakkında “Çok büyük bir ayıp. Özellikle liranın değer kazanışından gelen dolar cinsinden artışı bakın ne biçim gelirinizi arttırdık diye söyleyen insanların bunu yapmıyor olmaları lazım” dedi. 4 Faiz artırımı için Fed’i beklemek sizce doğru mu? TCMB hâlâ kendisine izin verildiği zaman bu ekonomideki enflasyonu rahatlıkla kontrol edecek olan bir kurum. Şu anda sadece ekonomi politik konuşuyoruz. Türkiye siyaseti bu kuruma kanuni görevini yapma iznini verecek mi vermeyecek mi? Şu anda bu izne sahip değil TCMB. Dolayısıyla en azından Fed’e yaslanıp da faiz artırabiliyor olalım diyorlar. Bunun bir iyi tarafı en azından bu nedenle yine siyasileri bir şekilde inandırabildiyseniz “Bak Fed bile faiz artırmaya başladı. Biz de biraz yapmak zorundayız bunu” diyerek zaten yapmış olmanız gerekeni yapacaksınız. Kötü tarafı ise Türkiye’de şu an bu enflasyonla TCMB’nin faizi zaten artırması gerek. Kanun diyor ki sen bir faiz oranını kontrol edebiliyorsun. Onunla da bir tane iş yapabilirsin, git enflasyonu kontrol et. Adalet yok Hep iktidardı Kendimiz borçlandık 4 Fed faiz artırırsa ve Türkiye yapısal sorunlarıyla buna yakalanırsa kriz gelir diyebilir miyiz? Bu bizim faturasını Fed’e kesebileceğimiz bir şey değil. Eğer biz bu ülkenin iktisat politikası yapıcıları isek her bakımdan bunlar bizim kararlarımızın sonuçları. Dolayısıyla 20102011 ile başlayan dönemde çok kötü bir para ve maliye politikası bileşimi uygulandı. Faizlerin artması gerekirdi artmadı. Maliye politikamız da düşük faizlerden gelen faiz harcaması tasarrufunu devlet harcamasına dönüştürdü. Bu dünyanın geri kalanındaki parasal genişlemeyle birleştiği zaman gerçekten deli gibi borçlandık. Bundan 1012 sene evvel hanehalkı borçlarının milli gelire oranı yüzde 2 civarındaydı. Şimdi ise yüzde 22 ile 11 katına çıkmış durumda. Bunun nedenini Amerika’da arayamayız. 4 Türkiye’de 2009’dan daha kötü bir kriz yaşanır mı? Şu olursa büyük sıkıntı yaşa 4 Babacan’ın son açıklamalarını nasıl görüyorsunuz? Ali Babacan çok uzun bir zaman AKP hükümetinin prezentabl yüzü olarak vardı. Konuşmasını bilen bir insan. Türkiye ekonomisinin ihtiyacının ne olduğunu anladığını düşünüyorum. Demokrasi, adalet sistemi, eğitim sistemi... Şimdi buradaki garabet şu tabii. Babacan bu hükümette kesintisiz bakanlık yapmış olan tek insan. Hep iktidar. Bu kadar farkındaydı da niye bunları bu şekilde yapıyordu onu sormak lazım gerçekten. Birilerinin bu reformları şevkle yapması bu memleket için elzem. Bunu söylüyor olmak kâfi değil. KISA... KISA... Kordsa Global Üst Yöneticisi (CEO) Cenk Alper, ana iş kolları olan lastik dışında, kompozit ve inşaatta büyüme stratejisi izleyeceklerini belirterek; bu kapsamda Avrupa ve Amerika’da kompozit alanında satın almalar planladıklarını söyledi. Alper, Endonezya’daki yeni yatırımlarında iplik alanında tam kapasiteye ulaşmaları nedeniyle, tesiste önümüzdeki yıllarda kapasite artışına gidebileceklerini belirtti l Güriş Holding, 64 MW’lık kapasiteye sahip olan EdirneTekirdağ arasındaki Kanije Rüzgâr Enerji Santralı’nı (RES) tamamlayarak devreye aldı. Kanije RES, yılda 224.300.000 kWs elektrik üretecek. l C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle