15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Kasım 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 1516 Kasım tarihleri arasında Antalya’da düzenlenecek G20 Zirvesi nedeniyle 2 gün boyunca Belek bölgesinde 1000’e yakın esnafa kepenk dahi açtırılmayacak ntalya Belek’te dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturan G20 ülkelerinin liderlerini ağırlamaya sayılı günler kaldı. Aralarında ABD Başkanı Barack Obama, İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya DevŞEHRİBAN let Başkanı Vladimir KIRAÇ Putin, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın da bulunduğu, 37 dünya liderinin geleceği etkinlik için üst düzey güvenlik önlemleri de alındı. Kentte iki gün boyunca adeta kuş uçurulmayacak. Antalya’nın Serik ilçesine bağlı turizm merkezi Belek’te 1516 Kasım günlerinde gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi nedeniyle, devlet başkanlarının yanında 13 bin kişinin geleceği tahmin ediliyor. Etkinlik nedeniyle Antalya’da 12 bin polis görev yapacak. G20 ile ilgili yasaklar da 9 Kasım’da başladı 18 Kasım’a kadar sürecek. 13 Kasım’dan itibaren liderlerin Türkiye yolculuğu başlayacak. Dünya basınının naklen yayın yapacağı zirve, 2016 Türkiye turizmine önemli katkı sağlaması bekleniyor. Zirve tamamlandığında ise ülke ekonomisine 200 milyon Avro kazandıracağı idda ediliyor. Liderlerin Antalya’da olacağı 1516 Kasım tarihlerinde Belek oteller bölgesindeki esnaflar kepenk açmayacak. O bölgeye izin almayan ticari taksiler giremeyecek. Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Sevimçok, G20 Zirvesi nedeniyle esnafın iki gün kepenk açmayacağını ve iki günlük kaybının olacağını belirterek, Taksiciler de dahil olmak üzere bu bölgede yaklaşık 1000 esnafımız var. Bu yıl zaten kötü geçen turizm sezonu nedeniyle esnafı G20 Zirvesi Belek esnafını eve kapatacak 37 DünYA lİDERi GElİYOR Paris İklim Değişikliği Konferansı’na doğru Türkiye u yazı 28 Ekim tarihli yazımızın devamı niteliğinde... Türkiye bu ay sonunda Paris’te toplanacak olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferans’ında (“21. Taraflar” toplantısı) “Ulusal Düzeyde Belirlenmiş Katkı Niyeti” (Intended Nationally Determined Contribution, INDC) programını sunuyor olacak. Türkiye INDCKatkı Payını resmi olarak bu ay başında açıklamıştı. Türkiye’nin “resmi” Katkı Payı belgesi, 2030’da Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonlarının 1.175 milyon ton CO2 eşdeğerine ulaşacağını öngörüyor ve uygulanması düşünülen tedbirler aracılığıyla bu rakamın 929 milyon tona düşürülmesini hedef olarak sunuyor. Diğer yandan, Türkiye’nin “resmi” “Katkı Payı Belgesine” başka bir açıdan yaklaşan ve alternatif olarak daha gerçekçi büyüme hedefleri ve emisyon baz patikasına dayalı bir analiz sunan bir çalışmayı ODTÜ öğretim üyesi, değerli çalışma arkadaşım Doç Dr. Ebru Voyvoda ile birlikte Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ve Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) adına sürdürmekte idik. Bu çalışmanın bulguları ise 20152030 arasında yıllık ortalama yüzde 3.45 yıllık büyüme tahmini altında Türkiye’nin 2030’daki emisyon miktarını 787 milyon ton karbon dioksit eşdeğeri sera gazı olarak tahmin etmektedir. Söz konusu büyüme rakamı IMF ve OECD’nin çalışmalarına dayanmakta ve Türkiye için daha gerçekçi bir öngörü olarak değerlendirilmektedir. Konu basit bir öngörü çalışmasından ibaret değildir. Zira eğer İPM – WWF çalışmasında ileri sürülen büyüme ve emisyon artış patikası geçerli olacaksa, Türkiye’nin resmi INDC’de 2030 için öngördüğü 1.175 milyon ton emisyon düzeyine zaten ulaşılamayacak; ve dolayısıyla Türkiye sanki hiçbir önlem almadan uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiğini ileri sürebilecektir. Türkiye’nin resmi emisyon baz patikasında önceden “abartılı” bir hedef sunarak, daha sonra daha düşük değerlere ulaşması durumunda, “aktif hiçbir politika izlemeden yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirmiş” sayılacağı beklentisinin gerçekçi olmadığı; uluslararası arenada kabul görmeyeceği; ve ciddiye de alınmayacağı uyarıları sıklıkla dile getirilmektedir. HHH İPM&TürkiyeWWF Raporu’nda Türkiye’nin ileriye yönelik katkı payı ise “asgari tarihsel sorumluluk” ve “azami gelişme ihtiyacı” üzerinden belirlenmekte. Buna göre, Türkiye’nin 2°C hedefi çerçevesinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirebilmesi için, 2030 yılına kadar toplam emisyonlarında referans senaryoya göre 2.980 milyon ton düzeyinde azaltım yapması gerekiyor. Bu koşullar altında 2°C hedefi kapsamında Türkiye’nin Paris’te vereceği taahhüt, 2030 yılında emisyonların 2010 yılı seviyesinde gerçekleşmesi olabilir. İPM WWF’in analizinde Türkiye’nin 2°C hedefi çerçevesinde iki ana politika aracı belirlenmekte: (i) “Kirletici öder” ilkesi altında karbon vergisi toplanması; ve (ii) buradan gelecek fonların yenilenebilir kaynaklardan (rüzgâr, güneş ve jeotermal) elektrik üretimi için kullanılması. Çalışma, milli gelire oran olarak yüzde 1.2 düzeyinde mütevazı boyuttaki bir karbon vergisinin, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlendirilmesiyle birlikte 2030 yılında 500 terraWatt saate ulaşması hedeflenen elektrik üretiminin yüzde 40’ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanabileceğini ve doğalgaz, ham petrol ve kömür ithalat faturasında da yüzde 25’i bulan tasarruf sağlanabileceğini öngörüyor. “Yenilenebilir enerjiye dayalı sürdürülebilir kalkınma” stratejisi 21. yüzyıl için artık bir iyi dilek temennisinin çok üzerine taşmış ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (Sustainable Development Goals – SDG) arasına yerleşmiş durumda. Türkiye, 19. yüzyılın buhar ve kimya sanayilerine dayalı birinci sanayi devrimini ve 1950 sonrasının montaj hattı teknolojisine dayalı otomativ ve dayanıklı tüketim malları sanayi devrimlerini kaçırmış idi. Doğal kaynakları ve coğrafi bakımından olağan üstü avantajlara sahip olduğu konumuyla, 21. yüzyılın yenilenebilir enerjilere dayalı üçüncü sanayi devriminde Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini düşünmekteyiz. (*) İPMWWF Raporu İçin: http://www.wwf. org.tr/basinbultenleri/raporlar/?4600/ turkiyeicindusukkarbonlukalkinmayollariveoncelikleri http://www.wwf.org.tr/basinbultenleri/raporlar/?4600/turkiyeicindusukkarbonlukalkinmayollariveoncelikleri A mızın büyük kaybı var. G20 nedeniyle iki günlük bir kayıp daha olacak. Ama uzun vadede baktığımızda Antalya’nın tanıtımına ve ekonomisine katkısı daha büyük olacak” dedi. Antalya Valiliği tarafından yapılan açıklamada zirveyi protesto için Antalya’ya dünyanın değişik ülkelerinden 30 bin civarında protestocunun gelmesinin beklendiği kaydedilerek, Serik ilçesinin güvenlik açısından ‘Kırmızı bölge’ olarak ilan edildiği aktarıldı. Açıklamada, 918 Kasım tarihleri arasında yapılacak olan tüm eylem ve etkinliklerin yasaklandığı ifade edildi. Liderlerin karayolu yerine havalimanından helikopterle Belek’e geçmesi beklenirken, deniz yolu gibi farklı alternatifleri kullanabilecekleri de ihtimaller arasında yer alıyor. Bunun için Sahil Güvenlik ekipleri de Havalimanı Belek arasını denizden de boşaltacak. Ayrıca G 20 Zirvesi’nin yapılacağı Belek ile Serik ilçesi ise tüm havayollarına kapatılacağı bildirildi. Antalya’da zirve boyunca Türk Hava Kuvvetleri’nin Konya’dan kalkacak Havadan İhbar Kontrol uçağı E7T, Antalya semalarında sürekli uçacak. Gövde üzerinde özel radar taşıyan uçak, minik insansız hava araçlarına kadar tehditleri havadan takip edebilecek. Acil durumlarda müdahale içinse Antalya Askeri Havalimanı’nda havadan havaya füzelere sahip F16 uçakları hazır bekleyecek. Ayrıca İngiltere’deki Amerikan üssünden İncirlik’e intikal eden F15C Eagle savaş uçakları da bu operasyona destek verebilecek. G20 Zirvesi nedeniyle bölgede aynı zamanda balistik füzeleri vurabilen füze taşıyan USS Donald Cook gemisi de olacak. B Kırmızı bölge Havadan takip GünDEM MülTEcİlER vE İşSİZlİK G20 dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülke ve Avrupa Birliği Komisyonu’ndan oluşuyor. Dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturan G20 ülkeleri, dünya ticaretinin de yüzde 80’ini gerçekleştiriyor. G20 ülkelerinin bu yıl konuşacağı konular arasında mültecilerin sorunları, yolsuzluklar ve işsizlik de olacak. Küresel kriz, istihdamı da olumsuz etkilerken geçen yıl Avustralya’da yapılan zirvedeki taahhütler doğrultusunda, Türkiye’nin dönem başkanlığında işsizlikle mücadele öncelikli gündem maddeleri arasında yer aldı. En düşük işsizlik oranı yüzde 3.4 ile dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya’ya ait. Türkiye’de oran yüzde 9.8. Basın Konseyi: Dünyanın gözü önünde sansür Basın Konseyi Antalya’da düzenlenecek zirveyi takip etmek isteyen Sözcü ve Zaman gazeteleri ile bazı basın mensuplarının akredite edilmemesiyle ilgili açıklama yaptı. Söz konusu durumun “kabul edilemez” olduğunu belirten Basın Konseyi açıklamasında “Bu durum, dünyanın gözü önünde hükümetin medyaya uyguladığı bir sansürdür. G20 zirvesi dünyaya açıktır. Türk siyasetindeki izahı güç çekişmelerin çok üstündedir” denildi. Tanıtıma katkı Eylem yapılacak DİSK, Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) ve TMMOB’a bağlı sendika ve meslek odalarıyla siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerinin yer aldığı Emek ve Demokrasi Güçleri, eylemin pazar günü Aydın Kanza Parkı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş şeklinde olmasını kararlaştırdı. Ahmet Atalık Zayıf büyümeye devam Moody’s küresel büyümenin 2 yıl daha düşük seviyede seyredeceğini belirtirken, Fitch en büyük riskin gelişen piyasalarda olduğunu vurguladı redi derecelendirme kuruluşu Moody’s’e göre Çin ve diğer gelişen piyasa ülkelerinde yavaşlamanın dünya ekonomisine yaptığı baskı yüzünden küresel büyüme iki yıl daha düşük düzeyde seyredecek. Kurumun yayımladığı öngörülere göre zayıf küresel büyüme, hükümetlerin borçlarında anlamlı bir azalmayı mümkün kılmayacak ve merkez bankalarının fazla faiz artırımına müsade etmeyecek. Standard and Poors analisti Sakhuja da dış talebin zayıflığı ve zayıf TL’nin Türkiye’nin 2016 büyümesine baskı yarattığını kaydetti. Fitch ise Avrupalı yatırımcıların gelişen piyasalara ilişkin endişelerinin büyüdüğünü duyurdu. Fitch tarafından yapılan kıdemli yatırımcı anketine göre, yatırımcıların yüzde 59’u gelecek 12 ayda bir veya daha fazla gelişen piyasada olumsuz gelişmeler yaşanma riski gördüklerini ifade ettiler. Temmuzda yapılan ankette bu oran yüzde 45 olmuştu. Diğer yandan gelişen ülkelerde temel göstergelerin kötüleşeceğini tahmin eden katılımcı oranı temmuzdaki yüzde 66’dan yüzde 75’e çıktı. Gelişen piyasa şirketlerinin temel göstergelerinde kötüleşme bekleyenlerin oranı da 20 puan artarak yüzde 80 oldu. Her iki kategoride de temel göstergelerde iyileşme bekleyenlerin oranı yüzde 6’da kaldı. l Ekonomi Servisi Çiftçi, devletin insafına kaldı PINAR YILDIZ K reticinin elindeki ürüne müdahale alımı yaparak üretimi ve üreticiyi koruması gereken Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), bu sene buğday ve mısır alım fiyatlarını geç açıkladı. Pirinçte ise açıklanmış bir fiyat hâlâ yok. Fiyatların geç açıklanması demek üreticinin tüccarın insafına kalması anlamına gelirken; vaktinde açıklanan fiyatlar ise çoğu zaman ürünün maliyetinin aşağısında oluyor, yani çiftçiye rahat bir nefes aldıramıyor. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, alım fiyatının geç açıklanması nedeniyle çiftçinin tüccara mahkum olduğunu belirterek, burada kazananın tüccar ve hipermarketler olduğunu söyledi. Buğdayın 1 kilogramının üretim maliyetinin 90 kuruş civarında olduğunu ve buna yüzde 20 üretici kârı da eklendiğinde çiftçinin ürününü 1 lira 10 kuruş üzerinden satması gerektiğini anlatan Atalık, “Açıklanan alım fiyatı 81 kuruş. Belirtilen rakam buğday üretiminin sürdürülebilirliğini zora sokuyor” dedi. Mısır alım fiyatını 72 kuruş olarak açıkladığını kaydeden Atalık, geç açıklanmasından dolayı üreticinin ürününü 64 kuruştan sattığını aktardı. Ü Gökhan Öğüt, “Bu dönem genişbant yatırımlarını artırdığımız, 4.5G için faaliyetlere başladığımız bir dönem oldu” dedi. Vodafone Türkiye, altı ayda 814 bin yeni abone kazandı Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi Gökhan Öğüt: Bu dönemde 589 milyon lira yatırımla Türkiye’ye olan güvenimizi devam ettirdik. odafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Öğüt, 201516 mali yılı ilk yarıyıl sonuçlarına göre, 4.4 milyar lira ile son dört yılın en yüksek yarıyıl toplam gelirine ulaştıklarını ve mobil gelir pazar payını yüzde 35.9’a çıkardıklarını söyledi. Vodafone Türkiye, NisanEylül 2015 dönemine ait ilk yarıyıl sonuçlarını açıkladı. Beklenti kötüleşti V Toplam gelirini geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 28 artıran şirket, 20112012 mali yılının ikinci yarısından itibaren son dört yılın en yüksek toplam gelir yarıyıl büyümesini elde etti. Şirketin, 201516 mali yılının ilk yarısında faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29.6 ar tışla 848 milyon liraya yükseldi. Vodafone, 20152016 mali yılının ilk yarısında 814 bin net abone kazandı. Vodafone Türkiye’nin toplam abone sayısı 21.6 milyona yükseldi. Şirketin abone başı ortalama geliri ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artış ile 25.9 liraya çıktı. l Ekonomi Servisi KISA... KISA.... l l Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Mülkiyeliler Birliği tarafından 1114 Kasım 2015 arasında “Bilim ve Aydınlanma”, “Teknolojiye Nasıl Bakabiliriz?” ve “21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda” başlıkları altında “21 Yüzyılda Planlama 2015 Güz Seminerleri”’ gerçekleştirilecek. Avro Grubu, Yunanistan’a kurtarma paketinin 2 milyar Avro’luk kısmının serbest bırakılması için gerekli düzenlemeleri yapmak üzere 1 hafta süre verdi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle