16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Çarşamba 11 Kasım 2015 ‘Bu Kitabın Kuyruğu Var’ söyleşisi EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Marmara Salonu’nda bugün saat 11.00’de “Bu Kitabın Kuyruğu Var” adlı söyleşi yapılacak. Evrensel Basım YayınEvrensel Çocuk Kitaplığı’nın düzenlediği söyleşinin konuşmacıları Tan Oral, Kâmil Masaracı ve Gülsüm Cengiz olacak. 17 Nuri Bilge Ceylan Güncel sanatın pazarı akşama kuruluyor IP alışverişte görsün’ misali, ‘ özel davetli koleksiyoner ve basın’ önizlemesi bugün 19.00’a dek yapılacak Akbank Sanat ve Ferko imzalı Contemporary Istanbul (Cİ) fuarı, 10’uncu yaşında 1215 Kasım arasında İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda (İKMLKUKSS) yapılacak. Öğrenci ve 65 yaş üzeri ziyaretçilerin 13 TL, normal izleyi Ali Güreli ve Suzan Sabancı Dinçer. cilerin 25 TL karşılığı, sanatçıların ise bedelsiz gezebilecesi ve kurumsal koleksiyonerlik ği fuarın basın tanıtımı, dün ay konusunda yeni adımlar atması nı mekânda fuar icra kurulugerektiğinin altını çizdi. nu oluşturan Başkan Ali Güreli Bu yılki ‘odak’ konuğu Tahran ile Rabia Güreli, Prof. Hasan Bü özelinde İran çağdaş sanatı olan lent Kahraman ve MarcOlivier fuar sebebiyle bir açıklamada Wahler’in katılımıyla düzenbulunan Akbank Yönetim Kulendi. rulu Başkanı ve Murahhas Üye Toplantıda fuarın ‘10’uncu yıl Suzan Sabancı Dinçer ise, şunnutku’nu okuyan Güreli, etkinları aktardı: liğin az zamanda 30 binden 80 “Kuruluşunda şahsen yer albine ulaşan bir izleyici kitlesidığım Contemporary Istanbul, ne ulaştığını vurgulayarak, ilk son on yıldır pek çok başarıya yılında dokuzu uluslararası, 49 imza attı. Her geçen yıl büyüdü; galeriyle çıktıkları yolda bugün her yeni yıl bir öncekini gölgede fuarın ‘kendilerinden bile çıkbıraktı. Modern zamanın ruhumış’ bir büyüme yaşadığına denu muazzam bir şekilde yansığindi. Mayıs ayında genç ve gitan Contemporary Istanbul, bu rişimci inisiyatif ile galeri ve sa yıl da çok heyecanlı. 24 ülke ve natçılar için ‘Step’ başlıklı özel 28 şehirden toplam 102 galeribir buluşma daha düzenleyecek yi ağırlıyor; bunlardan 23’ü fualerini belirten Güreli, bugün kira ilk defa katılıyor. Türkiye dışi başına düşen milli gelirin 10 şından bu yıl 65 galeri var. Gebin dolara ulaşmasıyla birlikçen sene katılımın yüzde 51’i te, markaların da sanata destek yabancıydı. Bu seneyse yüzde vererek kendilerini bu olguy64’ü yabancı. Yani her zaman la bütünleştirdiklerini vurgulaolduğu gibi Contemporary Istandı. Güreli ayrıca, devletin sana bul, çağdaş sanatı İstanbul’a tatı teşvik adına vergi düzenleme şıyor; İstanbul’un küresel bir Odak noktasında Tahran’dan galerilerin yer aldığı 10’uncu Contemporary Istanbul çağdaş sanat fuarı bu akşam açılıyor Yapıtlarıyla Türkiye çağdaş sanatı ve tarihinin en az iki nesline yön veren Cengiz EVRİM ALTUĞ Çekil’i yitirdik. 70 yaşındaki sanatçı, dört yıl önce her gün “Bugün de yaşıyorum” kaşesini bastığı ‘Günce’siyle MoMA koleksiyonuna dahil olmuştu. Ancak Çekil, bu eserin aslen bir Türk müzesinde olmasını arzuladığını açıklamıştı. üncel Türkiye sanatının öncü ve özgün imzası Cengiz Çekil (70), önceki gün İzmir’de geçirdiği ameliyat sonucu yaşadığı rahatsızlık sebebiyle hayata veda etti. İzmir’de yaşayan Çekil için ilk tören, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde bugün saat 13.30’da düzenlenecek. Daha sonra sanatçının cenazesi 14.45’te kılınacak cenaze namazının ardından İzmir Alsancak Hocazade Camisi’nden uğurlanacak. 1976 yılında, her gece yatmadan önce “Bugün de yaşıyorum” mührü bastığı ‘Günce’ adlı defteri New York’un ünlü modern sanat müzesi MoMA’nın daimi koleksiyonuna dahil edilen Çekil, Niğde’nin Bor ilçesinde dünyaya geldi. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Paris’teki, Ecole Nationale Supérieure des BeauxArts’da çalışmalarına devam etti. 1975’te bir kafenin bodrum katında, ilk kişisel sergisi “Réorganisation pour une Exposition”u açtı. 1976’da Türkiye’ye dönen sanatçı, Ege Üniversitesi’nde heykel dalında yüksek lisans yaptı. Cengiz Çekil’in ilk retrospektifi, MayısTemmuz 2010 arasında Rampa İstanbul’da gerçekleşti. Vasıf Kortun’un küratörlüğünü yaptığı sergi, Çekil’in 1974 ve 2010 yılları arasında üretmiş olduğu işleri bir araya getirdi. Çekil, 2011’de kendisiyle yaptığımız görüşmede ‘Günce’nin MoMA koleksiyonuna katılması karşısındaki duygularını şöyle aktarmıştı: “Hiç de olmayabilirdi bu. Ben en azından, 34 yıl sonra da olsa, bu işin bu anlamda değerlendirilerek kamuoyu ile buluşmasından büyük mutluluk duydum. MoMA, Sanatıyla öncü, özgün ama mütevazıydı G izleneni çok olan bir müze olması bakımından önemli. Sonuçtan memnunum.” ‘V sanat kenti olmasını destekliyor. Biz de Akbank olarak bu misyonu her yıl olduğu gibi kalpten destekliyoruz. Bu yıl, Contemporary Tehran (Tahran’dan Çağdaş Sanat) fuarın en dikkat çeken bölümleri arasında yer alıyor. Orta doğunun çağdaş sanat konusunda önde gelen başkentlerinden Tahran’dan bu yıl fuara altı galeri katılıyor. Aynı şekilde Türkiye’deki sanat anlayışına yeni bir soluk getiren yeni medya sanatının en dikkat çeken eserlerinin yer aldığı ‘Plugin’ bu yıl da fuarın ilgi çeken bölümlerinden. Ayrıca, Uzakdoğu’nun özgün ve çağdaş sanat eserleri AustraliaChina Art Foundation aracılığıyla Contemporary Istanbul’da. Bu yıl da İstanbullu sanatseverleri müthiş bir fuar bekliyor.” 11 sponsor otelin 400 davetliye ücretsiz konaklama sağladığı, küratör, AİCATR üyesi Ebru Yetişkin’in ise ‘PlugIn’ etkinliklerine imzasını attığı fuarla ilgili konuşan Prof. Kahraman da, kültür sanat sektöründe esas önemli olanın gelecek 10 yıl olduğu ve Türkiye’nin buna kendisini tüm stratejik altyapısı ve eşgüdümlülüğü ile hazırlaması gerektiği uyarısında bulundu. (www.contemporaryistanbul. com) l Kültür Servisi Nasser Bakhski’nin çalışması. 2014 Eylül tarihli Istanbul Art News dergisinde Özlem Altunok’a, kariyeri ve kişiliği ile ilgili belgesel değerde bir söyleşi de veren Çekil, ‘hayırlı bir evlat’ dediği ‘Günce’ isimli eserinin MoMA değil, bir Türk müzesinde yer almasını arzu ettiğini ise, bize şöyle beyan etmişti: “Daha önce de isteyenler oldu, ama kimseye vermedim. Gönlümde yatan aslan, bu işin Türkiye’de bir müzede olmasıydı. İşlerimin müzelerde olması beni daha çok heyecanlandırıyor. Çünkü müze her şeye rağmen sanat eserlerinin izleyiciyle buluştuğu ortamlardan biri. Burada beni en çok heyecanlandıran şey, işin çağdaşlarıyla beraber olacak olması ve dünyanın her yerinden insanların, bu işi görecek olması.” Gönlündeki aslan başkaydı Çekil’in öne çıkan sergileri “NEWTOPIA: The State of Human Rights” Mechelen, Belçika (2012), “Hâlâ Yaşıyorum: Güncel Çizimde Siyaset ve Günlük Yaşam” MoMA, NY, ABD (2011), 11. İstanbul Bienali “İnsan Ne İle Yaşar?”, İstanbul (2009), Manifesta 5, “…With All Due Intent” San Sebastian, İspanya (2004), 4. İstanbul Bienali “Orientation”, İstanbul (1995), Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin “28. Devlet Resim ve Heykel Sergisi” (1967), Ankara. Ünlü kemancı Nigel Kennedy 13 Kasım’da Zorlu Performans Merkezi’nde konser verecek ‘İstanbul’da çalmayı çok sevdim’ u cuma akşamı Zorlu Performans Merkezi’nde caz kentetiyle konser verecek olan ünlü kemancı Nigel Kennedy ile bir söyleşi yaptık. İlginç kişiliğinin, caz müziğine tutkusunun yanı sıra klasik müziğin değerlerini de korumaya özen gösteren bir sanatçı. Bu konserinde kendisine Tomasz Grzegorski saksafon, klarnet ve vokalde, Piotr Wylezol tuşlu çalgılarda, Krzysztof Dziedzic davul ve vokalde, Adam Kowalewski bas ve vokalde katılacaklar. Nigel Kennedy ile özellikle J. S. Bach üstüne konuştuk. Aslında klasik eğitim almış bir sanatçı olarak ünlendiniz. Ama bir süre sonra klasik müzikçilerin geleneksel smokinli giysilerini reddettiniz, saçınızı asimetrik kesip, enerjik hareketlerinizle bir Rock müzikçisi gibi sahneye çıktınız. Sonuçta yepyeni bir dinleyici kitlesini cezbettiniz. Bunları yaparken klasik yapıtların özgün deyişini de korumaya çalıştınız. Klasik kesim önce yadırgadı ama baktı ki bizim eski Bach yerinde duruyor! Bu süreçte nasıl tepkiler aldınız? Küçücük bir değişikliğe kalkışan her sanatçının eleştiriler alması kaçınılmazdır. Eğer eleştiri almıyorsanız muhtemelen ilginç bir şey yapmıyorsunuz demektir. Ama çok mutluyum ki dünyanın dört bir yanında dinleyicimle ve müzikçilerimle sıcak bir ilişki kurabildim. Müziğin iletişim gücü müzisyen mesleğinin gerçek doğasıdır. Kendilerini uzman sayan ve aslında öyle olmayan kişilerin önyargılarını tatmin etmek için burada yer almıyoruz. Derler ki bugüne kadar beste B Istanbul Resitalleri lenmiş bütün müzik yitip gitse, biz Bach’ın müziğini dinleyerek ondan sonraki dönemlerin karakterini tahmin edebiliriz. Şöyle yakınmışsınız: ‘Büyük ustanın yapıtlarını gerektiği gibi seslendiremeyen tutkudan yoksun nice icra var.’ Bach’ı yalnız kendi zamanının çalgılarıyla çalan “eski müzik” toplulukları için ne düşünüyorsunuz? Bu yorumlar iddia edildiği gibi Bach’ın gerçek sesini mi yansıtıyor? Kanımca büyük ustanın müziğini çok güzel yansıtan eski müzik toplulukları oldu. Ancak Bach zamanında özgün olduğu iddia edilip mutlaka eski çalgıların arkasına saklanmak tutuculuktur. Bu güne kadar sevilmiş ve değerlenmiş müziği de ruhsuzlaştırabilir. Bizim, yorumcular olarak varolma sebebimiz besteciyle bugünün dinleyicisi arasında yaşayan bir köprü kurabilmektir. Görevimiz kesinlikle 240 yıl öncesinin özgün yorumu diye yapmacık bir kopyacılık olmamalı. Bach’ı caz müziğiyle veya pop müzikle kaynaştıranlar için ne düşünüyorsunuz? Örneğin GüherSüher Pekinel ve Jacques Loussier Trio’nun veya Pekinellerin Bob James ile yaptığı CD’ler, gibi. Bahsettiğiniz bu sanatçıları çok iyi tanıyorum. Ben de Güher ve Süher ile birlikte Julliard School’un orta kısmına devam etmiştim. İstanbul’a bu gelişimde onlarla yeniden buluşmak isterim. Jacque Lousier’nin Trio’su bugüne kadar Bach’a ait en önemli çalışmaları yaptı. Bob James’in Bach projesini bilmiyordum ama onu çok yaratıcı bir yorumcu olarak tanıyorum. Sözünü ettiğiniz farklı dallardan gelen bu sanatçıların hepsinin Bach çatısı altında birleşmeleri, Bach ruhundaki olağanüstü nefesin sonsuza kadar yaşayacağını gösteriyor. Yıllar önce Lyn Harrell ile İstanbul Festivali’nde verdiğiniz konserinizi keyifle dinlemiştik. Aya İrini’deki eşliksiz Bach yorumunuzu unutamadım. Konser salonlarının yorum üstündeki etkisi konusunda ne düşünüyorsunuz? Her konser salonunun sanatçı yorumu üstünde etkisi vardır. Zorlu Performance Center’ı daha önce hiç görmedim, bilmiyorum. Ama hakkında güzel şeyler duydum. Şimdi grubumla birlikte orada çalmayı merak ediyoruz. Yeni bir dinleyici kitlesiyle tanışmak ve yeni bir akustik düzeni denemek heyecan verici. Her zaman Türkiye’ye gelmeyi, özellikle İstanbul’da çalmayı çok sevdim. Kültürlerin çeşitliliği ve bu harika kentin altında yatan enerji, kenti ziyaret edenlerin ne kadar şanslı olduğunu gösterir. Ama bence bütün bu etkenler içinde en önemlisi dinleyici faktörüdür. Bir konser salonu diğerinden farklıdır; ancak aynı zamanda konser günlerine göre de salonun atmosferi değişir. Örneğin pazartesi dinleyicisi cuma geceki dinleyiciye göre daha tedirgindir, çünkü ertesi gün işe gidecektir. Siz sahnede bunu hissedersiniz. Benim bu kez İstanbul’daki konserim cuma gecesi olacağı için çok mutluyum. CHOPIN TCHAIKOVSKI RACHMANINOV SCRIABINE HAENDEL BIZET GRANADOS BARTOK MOZART DE FALLA . istanbulresitalleri.com Piyano: Steinway & Sons Grand D, AKBANK tarafından sağlanmaktadır. LAURE FAVREKAHN 14 Kasım SAKIP SABANCI MÜZESİ ‘the Seed’ piyano C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle