27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 siperlikli yuvarlak şapka giymişti. Talip, bir bakışta âşık oldu ona… Akşama kadar tuhaf bir sallantı içinde dolaştı. Aslında sallantı onun içindeydi. HHH O yıl, kızların bulunduğu sınıflar da Hamidiye’ye taşındı. Artık yatakhane ve tuvalet hariç her yerde beraberlerdi. O ilk sallantı, yerini alışkanlığa terk etti. Oğlanlar, kızların yanında düzgün konuşuyor, kibar davranıyor, kendilerine çekidüzen veriyordu. Kızlar, çocuk gelin ya da tarlada rençber olma dışında bir şans yakalamış olmanın hırsıyla çalışıyor, öğreniyor, üretiyordu. Yan yana yiyip içiyor, bir arada üretip ektiklerini biçiyor, el ele halay çekiyor, eşit olduklarını hissediyorlardı. Sadece kendi talihlerini değil, Anadolu’nun talihsizliğini de yeniyorlardı. HHH Çok sürmedi. Talip’in babası koşup geldi bir sabah: “Siz burada kızlarla beraber mi yatıyorsunuz?” “Hayır baba; ne münasebet?” Talip anladı, köyde konuşulanı… Toprak sahibi ağa, uyanan bilinci ve başına geleceği fark etmiş, softayı seferber etmişti. Sonuç alması gecikmedi. “Kız erkek bir arada olamaz” diyen zihniyet, kapattırdı Köy Enstitüleri’ni… Yerine imam hatip kursları açılmasına izin verildi. HHH Yine de binlerce köy çocuğunun hayatı değişti enstitülerde… 17 bin köy öğretmeni yetişti. Devrimin ışığı kırlara yayıldı. Çırpı bacaklı öksüz Talip’ten, Talip Apaydın gibi, 30 yıllık bir öğretmen, aydınlık bir yazar doğdu. Daha niceleri Türkiye’ye umut oldu. HHH 60. yılında Köy Enstitüleri belgeselini yaparken Hasanoğlan’a gitmiştik Talip Apaydın’la… Keman provaları yaptıkları odalar depo olmuştu. Dergi bastıkları matbaa, mescide çevrilmişti. O mucizevi eğitim devriminden geriye bir enkaz kalmıştı. “Keşke bu kadar uzun yaşamasaydım da bugünleri görmeseydim” demişti o zaman… Geçen gün kaybettik Talip Hoca’yı… Tam da öldüğü gün çıkan bir gazete, “Karma eğitim tacizi tetikliyor” diyordu manşetten; 70 yıllık bir gözbağıyla… “Apaydın” göçerken “Kapkara”, arkasından son kalan ışıkları söndürüyordu. Yazarlara suikast notu İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin önemli aydınlarından Murat Belge ile gazetemiz yazarı Aydın Engin’e ‘Aydın Engin ve Murat Belge için karar alınmıştır’ yazılı suikast notu bırakıldı. T24 internet sitesinin yayımlandığı binanın girişine bırakılan notta, “Şahıslar vazifelendirilmiştir. Şahıslara temiz alet verilecektir” ifadeleri yer aldı. Engin bugün savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Belge ise ‘arkadaşlarıyla görüşüp koruma talep edeceğini’ açıkladı. T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın da Emniyet ve savcılığa ‘harekete geçmesi’ çağrısında bulundu. Konuyla ilgili Emniyet kaynaklarından herhangi bir açıklama yapılmadı. T24 internet sitesinin bulunduğu binanın girişindeki demir kapının altından, dün akşam 17.00 sıralarında posta yolu kullanılmadan elden bir zarf atıldı. Suikast hazırlığı olduğu belirlenen zarfta, gazetemiz yazarı ve aynı zamanda T24’ün kurucu yazarı Engin ile Taraf gazetesi yazarı, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Belge için “karar kadar bir bilgim yok. Ne olduğunu anlamış değilim. Bu ülkede kıyamet kadar cinayet işlendi, işleniyor. Toplumsal hafızada iz bırakan olaylarda taraf olduğum doğrudur. Ancak bu süreçte özellikle o cenahtan kimsenin ayağına basmışlığım yok. Böyle bir şeyi beklemiyordum. Ancak Gezi olaylarından itibaren hükümeti eleştiriyorum. O cenahın işidir diyemem, ancak o cenahın etkisinde ama çizgisi dışında, marjinal öğelerinin işi olabilir diye düşünüyorum. Bunu özellikle belirtmek isterim. Benim için bir değeri yok, şimdilik arkadaşlarımla bir değerlendirme yapacağım, ona göre suç duyurusunda bulunacağım ve koruma talep edeceğim. Aydın Engin: Henüz ciddiye alınıp alınmaması konusunda fikrim yok. Ancak 70’li yıllar bu tür suikastların yoğun olduğu senelerdi. Ve ben gazeteci olarak doğrudan olayların içindeydim. Küçümsenmemeli, o yüzden yarın savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Emniyet Koruma Daire Başkanlığı’ndan koruma talebinde bulunacağım. Mayıs 2015’e kadar Önemli aydınlardan Murat Belge ve gazetemiz yazarı Aydın Engin için T24 internet sitesinin yayımlandığı binaya bırakılan notta, ‘Şahıslara temiz alet verilecektir’ denildi resmen koruma altında idim. Ancak bitişik koruma ile yaşamıyordum. Şimdi buna da alışmalıyım. Apaydın ve Kapkara Hamidiye’ye iki saat mesafede Kırkkız Dağı vardır. Pazar günü sınıfı oraya götürdüler. Harp yıllarıydı. Pikniğe gitmek, bayramdı. Hamidiye’den iki saat yürüdüler, bir dolu erkek çocuğu… Kalın keten gömlekpantolon içinde terleyerek çıktılar tepeye… Müjdeli haber, günler öncesinden ulaşmıştı okula: Mahmudiye’den kız talebeler de gelecekti oraya… HHH Talip’in girdiği Hamidiye Öğretmen Okulu’nda hiç kız öğrenci yoktu. Nasıl olsundu ki? Hangi köylü, kızını yatılı okula gönderirdi? Kendisi bile ne kadar zor girebilmişti enstitüye… Öksüzdü. Üvey anada büyümüştü. 12 yaşına kadar el tarlasını çapalamaktan dala dönmüştü bedeni… Yine de bitirmişti ilkokulu… Yakına bir öğretmen okulu açıldığını duyunca umutlanmıştı, ama babası kayda götürdüğünde, “30 lira bul gel” cevabını almışlardı. Nerden bulacaklardı ki 30 lirayı? Borç harç 20 lira toplandı. Gömleğine dikildi. Küçük Talip dualarla yolcu edildi. Hamidiye Köy Öğretmen Okulu’na böyle başladı. Tarih; 10 Kasım 1938 idi. HHH İlk kez yaylı karyolada yattı o akşam; etli patlıcanla pilav yedi. Potin giydi. Sonra tuğla harmanında kalıp dökmeyi öğrendi; ağaç dikmeyi, demirciliği, ziraatçiliği, hayvancılığı, marangozluğu... Sabahattin Ali’yi, Veysel’i, Gogol’ü, Dostoyevski’yi… Halay çekmeyi, mandolin çalmayı, piyeste oynamayı... O çırpı bacaklı oğlanın küçük dünyası, sınırlarını aşmıştı. HHH Neyse işte; o gün Mahmudiye’nin kızları, onlardan sonra varmıştı tepeye... Yorgunluktan mı, mahcubiyetten mi bilinmez; yüzleri kıpkırmızıydı geldiklerinde… Oğlanların da öyle… İlk kez aralarında kız görmenin sarhoşluğunu yaşadılar. İçlerinde güzel gözlü bir Afyonlu kız vardı. Basma urbasının üstüne, kın: Derhal harekete geçsinler T24 haber portalının yayın yönetmeni Doğan Akın da Emniyet’in ve savcılığın harekete geçmesi için açık çağrıda bulundu. Akın, “Neden bu iki isim hedef alındı. Yıllardır polis korumasında olan isimler bunlar. Hrant Dink suikastının ardından yazdıkları yazılar nedeniyle hain ilan ettiler. Engin ile Murat Belge, son olarak ‘İnkılap Tarihi ve Tarih ders kitapları, başta Ermeni öğrencilerden olmak üzere, özür dilenerek derhal toplatılmalıdır. 2015’e giderken özlenen TürkErmeni barışının yolu buradan geçer’ ifadesini taşıyan ve ders kitaplarının nefret söyleminden arındırılmasını talep eden bildirinin imzacıları arasındaydı. Sizden önce bizleri savcılık ve Emniyet kaynakları aramalıydı. Derhal Emniyet ve savcılık kaynakları harekete geçsin” diye konuştu. A alındığı” ve “vazifelendirme” yapıldığı belirtildi. Üzerinde mavi tükenmez kalemden çıktığı anlaşılan el yazısıyla “Bir vatansever Sayın Bay Aydın Engin” yazılı zarfın içinden, yine el yazısıyla yazılmış “Aydın Engin ve Murat Belge için karar alınmıştır ve şahıslar vazifelendirilmiştir. Tarih bilahare bildirilecektir. Ben bir vatansever olarak bunu çok yanlış buluyorum. Arzederim. Not: Şahıslara temiz alet verecekler” ifadeleri çıktı. Nota ilişkin Engin ile Belge’nin görüşleri şöyle: Murat Belge: Görüş bildirecek Ankesörlü telefondan sahte eroin sevkıyatı ihbarı yapan İhbar komplosu ‘İhbarın amacı itibarsızlaştırma’ Emniyet Müdürü Engin Korkmaz ve Vali Yardımcısı Rıza Dalan’ın hazırladığı raporun tahlil bölümünde Soydan’ın sahte uyuşturucu ihbarını yapmasının esas hedefinin dönemin Eskişehir Terörle Mücadele Şube Müdürü olan Eyüp Gökhan Keçe olduğu ve itibarsızlaştırma amacı taşıdığı belirtilerek şu tespitler yapıldı: “Belirtilen dönemde Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Abdulkadir Kutlu’nun ifadesinde, sahte ihbarı yapan Erkan Soydan’ın aynı zamanda Devrimci Karargâh operasyonu kapsamında Hanefi Avcı’nın Eskişehir’de boşalttığı makam odasında arama başlamadan hemen önce, görevli olmadığı halde odanın içinde yalnız olarak gördüğünü beyan etmiştir. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü içerisindeki bir grubun, yukarıda anlatılan örnek olaydan hareketle; devletin kendilerine verdiği kamu gücünü kullanarak, hedefine koyduğu insanları yok etmeye yönelik faaliyetlerini ortaya çıkarmak bakımından, kanunsuz dinlemelerin, takip tarassutlarının hangi amaca yönelik olduğu, mahkemeleri aldatarak alınan telefon dinleme kararlarının muhataplarının aslında hedefe konan insanlar olduğunun ispatlanması durumunda bu gizli faaliyet yürüten grubun örgütsel boyutu ortaya çıkarılabilecektir.” AHMET ŞIK Emniyet teşkilatındaki Gülen cemaati örgütlenmesinin en önemli delili olarak gösterilen usulsüz telefon dinlemelerine yönelik açılan soruşturmalardan sonra “sahte ihbarlarla” ilgili de soruşturma da açıldı. Bir ihbar mektubuyla, geçen haziran ayında Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nde başlatılan bir soruşturma, ucu Hanefi Avcı’nın tutuklanmasına kadar uzanan bir komplo zincirini açığa çıkardı. Ankesörlü telefondan bir eroin sevkıyatı ihbarı yapan kişinin sahte isim kullanan bir başkomiser, baskın yapılmasını istediği adresin ise dönemin Eskişehir Terörle Mücadele Şubesi Müdürü’nün ilişkisi olduğu kadının evi olduğu anlaşıldı. Soruşturma raporunda, fiziki takip ve usulsüz dinlemeler yoluyla elde edilen bilgilerin bir araya getirilerek “Kişilerin özel hayatları ile ilgili önemli sırların kötü niyetli kullanılmasına yol açabilecek bir faaliyette bulunulduğu değerlendirilmektedir” tespitinde bulunuldu. Konunun Hanefi Avcı’nın tutuklanmasıyla olan ilgisi ise asılsız ihbar yapan polisin kimliği. Eskişehir İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Başkomiser Erkan Soydan, Hanefi Avcı’nın suçlanmasına yol açan usulsüz telefon dinleme kayıtlarının bulunduğu makam odasında aramalar başlamadan hemen önce görülmüştü. Soydan’ın, görevli olmadığı halde mevzuata aykırı olarak aramalar sırasında Avcı’nın makam odasında da bulunduğu tespit edildi. kişinin sahte isim kullanan bir başkomiser olduğu belirlendi Bir ihbar mektubuyla, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nde başlatılan bir soruşturma, ucu Hanefi Avcı’nın tutuklanmasına kadar uzanan bir komplo zincirini açığa çıkardı. Doğan şikâyetçi olarak ifade verdi CANAN COŞKUN Balyoz davasında hükümeti ortadan kaldırmaya eksik teşebbüs ettiği gerekçesiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “yeniden yargılansınlar” kararının ardından tahliye edilen emekli Orgeneral Çetin Doğan, Balyoz davasında orduya kumpas iddialarına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında şikâyetçi olarak ifade verdi. Doğan, dün savcı Gökalp Kökçü’ye şikâyetçi olarak yaklaşık 3 saat ifade verdi. Doğan, iddianamedeki eksiklerin kumpası gösterdiğini söyledi. Doğan, askeri savcılık tarafından hazırlatılan bilirkişi raporunda davaya dayanak dijital dokümanların 1. Ordu bilgisayarlarında oluşturulmadığı tespitinin yer aldığını belirterek “Söz konusu rapor, askeri savcılık tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilmek üzere polis memurları Necat Aksu ve Hüseyin Yalçın’a teslim edilmesine rağmen soruşturma dosyasına girmemiştir ve lehime olan bu delil karartılmıştır” dedi. Necat Aksu, Malatya Zirve Yayınevi davası gizli tanığı Adıyaman’ın ifadesinde yer alan konuların değerlendirilmesinin yapıldığı tutanakta sahtecilik yaptığı iddiasıyla 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Talep yazılarında Erkan Soydan’ın imzası var Sahte ihbarcı polisin uyuşturucu sevkıyatı yapılacağını söylediği adresle ilgili yapılan araştırmada ise evde K.Ç.Y. isimli bir kadının yaşadığı anlaşıldı. Suç kaydı bulunmayan K.Ç.Y’nin ihbarın yapıldığı dönemde Eskişehir Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Eyüp Gökhan Keçe ile duygusal ilişki yaşadığı ortaya çıktı. 3 Aralık 2011 ile 11 Mayıs 2012 tarihleri arasında alınan 7 ayrı mahkeme kararıyla telefonları dinlenen ve fiziki takip altına alınan K.Ç.Y’ye herhangi bir adli suçlama yöneltilmediği anlaşıldı. “Organize suç örgütü üyesi olmak, şantaj, haksız kazanç sağlamak, baskı, tehdit, ihaleye fesat karıştırmak, akaryakıt kaçakçılığı yapmak” iddialarıyla alınan dinleme kararlarının talep yazılarında sahte ihbarcı polis Erkan Soydan’ın imzası vardı. Soydan ise verdiği ifadede zaman geçtiği için olayı net olarak hatırlamadığını öne sürdü. mekle suçladı. Soydan’ın beyanları çelişkili bulununca konu üst makamlara yansıtıldı. Dönemin İl Emniyet Müdürü Naci Kuru, İstihbarat ile Kaçakçılık ve Organize Suçlar (KOM) Şube Müdürleri tarafından hem sahte ihbar hem de uyuşturucu sevkıyatı konularının araştırılması talimatı verdiğini belirterek Soydan’ı serbest bıraktırdı. Yalan ihbarda bulunduğu tespit edilmesine rağmen Soydan hakkında soruşturma açılmadı. Yapılan incelemelerde KOM Şube Müdürü Suat Kural’ın da ihbarda belirtilen uyuşturucu konusunu araştıracak ekibi yoldan çevirip kendisinin ilgileneceğini söyleyerek araştırmayı durdurduğu belirlendi. Olay tarihinde Emniyet Müdür Yardımcısı olan Abdülkadir Kutlu ifadesinde Avcı’nın makamının aranmasından hemen önce Erkan Soydan’ı odada gördüğünü de söyledi. 155’e yapılan bir ihbar dikkat çekti. mektubuyla başladı Komplo zincirini ortaya çıkaran soruşturma Cihan Tuğlu adıyla Eskişehir Valiliği’ne gönderilen bir ihbar mektubuyla başladı. Hanefi Avcı’ya yapılan operasyonda yer alan kamu görevlilerinin usulsüzlükler yaptığı iddia edilen mektupta, makam odasında yapılan aramaların mahkeme kararına dayanmadan gerçekleştiği belirtiliyordu. İhbarda, komplo düzenlemek için asılsız ihbarlar yapıldığı da belirtiliyordu. Bunun üzerine bir Emniyet müdürü ve vali yardımcısı görevlendirilerek 16 Mayıs 2014’te araştırma başlatıldı. Eskişehir’deki 20102012 yılları arasındaki tüm ihbarlar incelendi. 6 Ocak 2011’de Ali Tekin ismiyle İhbar, yine ihbar alan ihbarda bulundu ancak... Saat 22.11’de telefon açan Ali Tekin, verdiği adrese Şırnak’tan 80 kilogram eroin geldiğini ve 2 saat içinde İstanbul’a sevkıyatının yapılacağını söylüyordu. Ancak 155 hattındaki polis, kuşkulanmış ve ihbarın yapıldığı ankesörün yerini tespit ederek yakındaki ekiplerden ihbarcıyı gözaltına almalarını istemişti. İhbarcı Tekin, ankesörlü telefonda konuşurken yakalanmıştı. Ancak ihbarcı kendisinin İstihbarat Şubesi’nde başkomiser olarak çalışan Erkan Soydan olduğunu söyleyince durum karıştı. Soydan, “istihbari bir çalışma yürüttüğü, şüpheli şahısları takip ettiği” iddiasında bulunup kendisini yakalayan ekibi de kimliğini deşifre et Y ‘Ergenekon kumpas mı?’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon’da kumpas iddialarını araştırmak için görevlendirilen savcı Mesut Erdinç Bayhan, davaya yön veren ihbar mail’lerinin kaynağını araştıracak ve 31 gizli tanığı da yeniden dinleyecek. Ümraniye’de 2007’de bir gecekondunun çatı katında el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon soruşturmasında 275 sanık yargılanmış ve 2013 Ağustos’ta mahkemeden ağır hapis cezaları çıkmıştı. Dava boyunca sanıklar ve avukatları soruşturmaya dayanak olan email’ler, gizli tanıklar ve aramalarda bulunan belgelerle ilgili itirazlarda bulunmuş ve ‘kumpas’ iddialarını gündeme getirmişti. Sanık avukatları 31 gizli tanıktan çoğunun daha önce örgüt davalarında hüküm giymiş olan kişiler ve bazı Emniyet personelinden oluştuğunu öne sürmüştü. Vatan gazetesinin haberine göre; davadaki tüm bu iddialar İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mesut Erdinç Bayhan tarafından incelemeye alındı. Savcı Bayhan, daha önce Ergenekon savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından ifadelerine başvurulan gizli tanıkları yeniden dinleyecek. Bayhan, ihbarların hangi kaynaktan ve kimler tarafından gönderildiğini de araştıracak. ‘Deliller yok edildi’ Raporda Mustafa Aygün, Suat Kural, Murat Önemli, Erkan Soydan, Kazım Selvi, Serkan Kiracı, Rüştü Çetinkasap, Hasan Keklik, Yakup Kenç ve Servet Tek isimli polisler hakkında “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme; suç uydurma; iftira; görevi kötüye kullanma; resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek; haberleşmenin gizliliğini ihlal; özel hayatın gizliliğini ihlal; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlarından adli soruşturma yapılması istendi. Hazırlanan ikinci bir raporda da Hanefi Avcı’nın makam odasında bulunduğu öne sürülen dinleme kayıtlarının bir komplo olduğuna vurgu yapıldı. Arama kararının makam odasını kapsamamasına rağmen burada arama yapıldığı belirtilen raporda, dinleme kayıtlarıyla Avcı hakkında suçlu kanaati oluşturularak mahkemelerin ve kamuoyunun etkilemeye çalışıldığı tespiti yapıldı. Raporda, Avcı’nın kasetlerin kendine ait olmadığı ve başkaları tarafından suç isnat edilmek için odasına konulduğu savunmasına rağmen şüphelilerin bulunmasını sağlayacak delillerin yok edildiği belirtildi. 5 ilde 14 polis gözaltına alındı BAŞSAĞLIĞI Yurt Haberleri Servisi Cumhuriyet savcılığının yasadışı dinlemelerle ilgili soruşturması kapsamında dün sabah Antalya merkezli olarak, Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay ve Mersin’de eşzamanlı operasyon yapıldı. 137 telefonun yasadışı dinlenmesiyle ilgili operasyonda Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, eski İstihbarat Şube Müdürü Yavuz Dölek’in de aralarında bulunduğu komiser, komiser yardımcısı ve polis memurlarından oluşan 10 kişiyi gözaltına aldı. Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay ve Mersin’de de 4 kişi gözaltına alındı. Antalya’daki operasyon ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün bulunduğu Çallı’daki Emniyet binasının arka tarafı, demir bariyerlerle kapatıldı. “Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, suç uydurma, resmi belgede sahtecilik” suçlarından gözaltına alınan Ankara’ya gönderileceği belirtildi. Usulsüz taltif iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan 3 polisin tahliyelerine karar verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geçtiğimiz pazartesi gözaltına alınan 14 polis, savcılığa verdikleri ifadelerin ardından mahkemeye sevk edilmişti. 11 polis serbest bırakılırken, 3 emniyet mensubu tutuklanmıştı. Tutuklu bulunan bir komiser ve iki büro memuru hakkında avukatlar karara itiraz etmişti. Aydınlanmacı eğitimci, Köy Enstitülü yazarımız TALİP APAYDIN’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine, dostlarına, okurlarına başsağlığı ve sabırlar dileriz. LİTERATÜR YAYINCILIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle