28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE 4 HABERLER Hani Bunun İlk Sahibi? Ne zaman bir yazar siyasal iktidarın baskısıyla susturulsa yüreğim burkulur ve herkes susturulan gazeteciye bakarken, ben ise aksine okuruna bakarım “ne yapacak?” diye. Çünkü asıl izlenmesi gereken yazar değildir, halktır. Erol Manisalı Hoca “Sansür Özdil’e Değil Halka” başlıklı pazartesi günkü yazısında bunun nedenini şöyle açıklıyor: Yılmaz Özdil’in makalesinin sansür edilmesi halkın iradesine vurulmuş bir darbedir. Kaç kez yazıldı, söylendi, yeniden tekrara gerek var mı? Basın özgürlüğü aslında, halkın haber alma özgürlüğüdür. Yani özgürlüğün asli sahibi halktır, gazeteci değil. Hakkın hukukun asıl sahibi kamuoyudur, halktır; gazeteci bir vesiledir, kullandığı hak da veâaleten kullanılmaktadır. Erol Hoca da her zamanki eğitici ve keyif verici biçemiyle bu gerçeği dile getiriyor . Onu okurken, aklıma Yunus Emre’nin bir beyiti geldi: “Mal sahibi mülk sahibi Hani bunun ilk sahibi?” Konumuza gelince bunu azıcık değiştirerek şu hale sokabiliriz: “Hak sahibi hukuk sahibi Hani bunun ilk sahibi?” HHH Doğrusu, böyle yaklaşınca Yılmaz Özdil olayında değişik bir bakış açısına erişiyorsunuz. Öyle ya hak ve özgürlüğün asıl sahibi, gazeteci veya köşe yazarı değil halk olduğuna göre, asıl hakkı zayi olanın, hukuku ihlal edilenin ortaya fırlayıp “hey ne oluyoruz!” demesi gerekmez mi? Yani basın özgürlüğünün asıl sahibi olan halkın sesini yükseltmesi gerekirken o cenahta tıs yok; asiller susuyor, ortada ne kadar bağırıp çağıran varsa vekiller! Kusura bakmayın ama bana bu durumda bir tuhaflık var gibi geliyor. Gazete sütunlarında ve çevremde de yine pek katılamadığım kimi yorumlara rastladım. Yılmaz Özdil’in kaçıncı olay olduğu hatırlatılıyor ve basın özgürlüğüne saygı göstermediği için Hürriyet’in patronu Aydın Doğan suçlanıyordu. Bu yorumları görünce elimde olmadan kendi kendime sordum: Basın özgürlüğünün esas sahibi olan, ona karşı olduğunu ilan eden kişiyi iki hafta önce cumhurbaşkanı seçtikten sonra Aydın Doğan’a ne yapmak düşer? Gerçekten de halk yarıdan fazla oyla, tereddüde yer bırakmayacak açıklıkla, daha ilk turda basın özgürlüğüne karşı olan kişiye onay vermişse, Aydın Doğan hangi cüretle çıkıp da şunu söyleyebilir: Hayır siz anlamazsınız, basına baskıyı oylarınızla onaylasanız bile, onu servetimi de tehlikeye atarak yine de gerekirse siz hak sahiplerine karşı da savunacağım! HHH Demokratlık mı olur böyle bir davranış yoksa küstahlık mı, ne dersiniz? Halkın kendi talep etmediği bir şeyi halka zorla sunmaya kalkmaya ne denir? Bu konuda çok utanç duyduğum bir dersi, Başbakan iken Tansu Çiller’den almıştım. Bir toplantıda sohbet ederken, biraz da insan haklarına öncelik vermesini önerdiğimde aynen şunları söylemişti: İnanın ben de çok istiyorum. Ah biraz da halktan bu yönde talep gelse! Siyaset dünyasında da, basın âleminde de arz ve talep yasaları egemendir. Yani siyasetçi, sürekli olarak toplulukların basın özgürlüğü taleplerine muhatap olsa, basın özgürlüğünü çiğnemeye cüret edemez. Aynı şekilde, gazetenin patronu, siyasi iktidar karşısında biat etmeyen yazarları işten attığı takdirde gazetelerini bir daha satamasa böyle bir şeye tevessül edemez. Şöyle bir hatırlayın; Yılmaz Özdil, siyasi iktidar karşısındaki tavrı dolayısıyla Hürriyet’ten ayrılma durumunda kalan kaçıncı gazetecidir? Emin Çölaşan, Bekir Yıldız, Özdemir İnce, Cüneyt Ülsever ve daha niceleri, hep, Tayyip’e ters düştükleri için gittiler de Hürriyet’e ne oldu? Bir gazete yazarı olarak burada şöyle bir ikilemle karşı karşıyayım: Vekil asil için asilin istemediği bir talepte bulunabilir mi? Asil, bir şey istemiyorsa, vekile ne halt yemek düşer? Evet hani bunun ilk sahibi? ‘Eşime sorayım’ ERDEM GÜL CHP’ye davet edilen Bekaroğlu ‘sol parti konusunda kararlı, benden de radikal’ dediği Kılıçdaroğlu’na yanıtını pazartesi gününe dek bildirecek ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 56 Eylül’deki kurultayda Parti Meclisi (PM) üyeliği teklif edilen eski FP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, CHP konusunda vereceği kararda en etkili kişinin “eşi” olacağını açıkladı. Geçmişte “MüslümanSol” hareketteki arkadaşları ve daha sonra da HAS Parti’de Numan Kurtulmuş’un AKP’ye geçtiklerinde en büyük desteği eşi ve ailesinden gördüğünü belirten Bekaroğlu “Kılıçdaroğlu’nu CHP’yi sosyal demokrat, sol bir parti yapmak konusunda çok komplekssiz ve kararlı gördüm. Hatta benden de radikal” değerlendirmesini yaptı. Bekaroğlu, en geç pazartesi gününe dek Kılıçdaroğlu’na yanıtını bildirecek. Bekaroğlu, Kılıçdaroğlu görüşmesiyle ilgili Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Bekaroğlu, FP’nin kapatılmasının ardından SP’de yer alırken partinin büyük çoğunluğunun yeni kurulan AKP’ye katılması, daha sonra da “Müslüman sol” hareket olarak nitelendiren siyasi girişimde birlikte olduğu arkadaşları, HAS Parti’de de Numan Kurtulmuş AKP’ye transfer olduğunda eşi ve ailesiyle yakın arkadaşlarının hep yanında olduklarının altını çizdi. Bekaroğlu, “Ben çok uzun süredir hep muhalif siyasal platformlarda yer aldım. Ama burada ailemi ihmal ettim. En son 30 Mart seçimlerinde Rize’de aday oldum. O seçimden sonra yine ailem yanımdaydı. Şimdi bu kararı verirken başta eşim olmak üzere ailemin ne diyeceği çok etkili olacak. O yüzden Kılıçdaroğlu’ndan süre istedim” dedi. Mahallelerimiz de ayrı CHP davetinin kendisi için çok yeni bir gelişme olduğunu belirtirken, “Bugüne kadar mahallelerimiz, çevrelerimiz ayrıydı” ifadesi kullanan Bekaroğlu, “Şimdi eşim ve ailemle birlikte mahallemle, yakın arkadaşlarımla da konuşacağım. Onların tepkilerini, ne dediklerini de dikkate alacağım karar verirken” dedi. Kılıçdaroğlu görüşmesinin ardından çok tepki aldığını, bunlar arasında, “Bekaroğlu faşist CHP’ye gidiyor” ve “CHP Atatürk düşmanını alıyor” şeklindeki iki uçta gördüğü tepkileri “önemsemediğini” anlatan Bekaroğlu, kararı öncesi CHP ve siyasal ortama bakışını şöyle ifade etti: 4 Tepkilerin çoğu olumlu ama... Çok sayıda telefon ve mesaj aldım. Aldığım mesajlarda genellikle CHP’deki değişimin önemsendiği, değerli bulunduğu belirtiliyor. Böyle bir değişim noktasında benim ismimin de telaffuz edilmiş olmasının anlamına vurgu yapılıyor. Mesajlarda bu olumlu yaklaşıma karşın yine de bazı endişeler dile getiriliyor. Açıkçası ben de gelen mesajların içeriğindeki bazı endişelere sahibim. Kafamda bunları netleştirmeye çalışıyorum. 4 Kılıçdaroğlu benden de radikal Kılıçdaroğlu’nu CHP’yi Türkiye’de sosyal demokrat, sol, demokrat yapma konusunda çok kararlı gördüm. Ben de kendisine CHP’ye gelme konusunda bende sıkıntı oluşturabilecek CHP’nin geçmişe ilişkin bagajları olduğunu ilettim. Bu bagajlar konusunda bile komplekssiz Sayın Kılıçdaroğlu. Hatta ben bazı demokrasi ve özgürlüklere ilişkin savunduğum tüm görüşleri savunup bu konudaki düşüncelerimi iletince onu benden daha radikal gördüm. l AKP’de yine Gelinen noktada Erdoğan cumhurbaşkanı oluyor diye muhalefetin, CHP’nin yeni bir politika belirlemesine ihtiyaç yok. Çünkü AKP’de değişen bir şey yok. Yine Tayyip Erdoğan var, yine yönetecek. l Sol 70’lerde Erdoğan var ERDOĞAN’IN KONGRE KONUŞMASINA TEPKİ ki “Bu ülke, bu halk Müslüman CHP’ye oy vermez.” Kesinlikle yanlış. Bu toplumda sol, sosyal demokrat bir siyaset gerçek ve sahici ve bu ülkenin ürünü olarak varlık gösterir, halka yaklaşırsa bu halk oy verecektir. Çünkü geçmişte verdi. oy aldı Deniliyor CHP Sözcüsü Koç, ‘15 Ağustos’tan beri adeta darbe koşulları gerçekleşti’ dedi. (AA) ‘Hukuka meydan okuyor’ ABD, ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDEKİ DEVİR TESLİM TÖRENİNE hEYET GÖNDERMİYOR Obama yollamadı DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye ile ilişkileri uzunca bir süredir mesafeli olan ABD, Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı devir teslim törenine heyet göndermedi. Törenlerde ABD’yi Ankara’da maslahatgüzâr olarak görev yapan Jess Baily temsil edecek. ABD Başkanı Barack Obama, bugüne dek tüm devir teslim törenlerine ABD’den katılıma özen gösteriyordu. Son olarak haziranda görevi devralan Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi’nin töreninde ise ABD’yi Dışişleri Danışmanı David Thorne temsil etmişti. Törene temsilci yollayan örgütler arasında Erdoğan’ın AB’ye alternatif olarak önerdiği ve üye olmak istediği Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Genel Sekreteri Dmitry Mezentsev de yer aldı. D8, Afrika Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi örgütlerden temsilcilerin katılacağı törende Türkiye’nin Mısır nedeniyle ilişkilerinin gergin olduğu Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın yer almaması dikkat çekti. Resepsiyona AB delegasyonunun iki numaralı ismi Bela Szombati adına Ankara’daki Temsilcisi Stefano Manservisi katılaErdoğan’ın yemin törenine katılacak liderler ve uluslararası kuruluş temsilcileri dün Ankara’ya geldi. Bahreyn Dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Hanem bin Fathel Al Buainain, Esenboğa Havalimanı’nda karşılandı. (AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP Kongresi’ndeki konuşmasına, “Bir cumhurbaşkanının bir siyasi parti kongresinde, o partinin genel başkanıymış gibi konuşması, açması, kongreyi yönlendirmesi hukuka meydan okumaktır, hukuk tanımazlıktır. Onun için bugün (dün) yapılan AKP Kongresi yasal dayanaktan yoksundur” diye tepki gösterdi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) dün toplandı. Koç, AKP Kongresi’ni değerlendirirken “15 Ağustos akşamından itibaren Türkiye’de adeta darbe koşullarının gerçekleştiğini, ciddi bir hukuk darbesinin yaşandığını” söyledi. Koç, şöyle konuştu: “Bu hukuksuzluk dönemi, bugün aleni bir aşamaya geldi. Erdoğan, AKP Kongresi’ne katılmıştır. Bir siyasi parti genel başkanı gibi bir konuşma jargonu sergilemiştir. Yine hedefinde CHP. Bir cumhurbaşkanı, bir siyasi partinin kongrenin ana muhalefet partisine ağzına geleni söyleme hakkını kendisinde bulmaktadır. O zaman bu rejimin adını koymamız lazım. Devlet, devlet eliyle maalesef hukuk devleti olmaktan çıkartılmıştır.” Koç, cumhurbaşkanının yemin töreniyle ilgili olarak “Şöyle bir tablo var; anayasayı ihlal eden birisi bugün anayasaya sadakat üzerine yemin edecek. Yalan yemine tanıklık yapılacak” dedi. Koç, törene katılıp katılmama konusunda CHP’nin tavrının bugün açıklanacağını söyledi. cak. AB ülkelerinden ise Almanya’yı İçişleri Bakanı, Hollanda ve Yunanistan’ı ise Dışişleri bakanları temsil edecek. Tören için Dışişleri’nin önermesine karşın İsrail ve Mısır’a da davet gönderilmedi. Törene devlet başkanı seviyesinde Türkmenistan, Ukrayna, Kazakistan, Togo, Libya, Katar, Bulgaristan, Moldova, Makedonya, Arnavutluk, Somali, Kosova, Gambiya, KKTC, Etiyopya ve Bosna Hersek devlet başkanı düzeyinde katılacak. Azerbaycan, Fildişi Sahili, Cezayir, Gana, Ro manya, Belarus, Gabon, Gürcistan, Pakistan, Ürdün, Nijer, Fas’ın Meclis Başkanı ve Başbakan düzeyinde katılacağı törenlerde İran, Venezüella, Özbekistan, Gana, Maldivler, Haiti, Bahreyn, Kırgızistan, Burkina Faso, Suudi Arabistan, Ruanda, Nijer, Bangladeş, Irak, Kamerun, Güney Sudan, Gabon, Tacikistan, Cibuti, Umman, Singapur, Burkina Faso, Tunus, Arjantin, Endonezya, Komolar, Macaristan, Moğolistan, Çin, Güney Kore ve Ermenistan’dan da temsilciler katılacak. Bahçeli: Misliyle yanıt veririz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP 1. Olağanüstü Kongresi’nde partiye yönelik söylediği “MHP yönetimi, şehit cenazelerini istismar etmiş, terörün varlığını adeta kendi varlığına endekslemiştir. Çözüm süreciyle de varlık zeminini yitirecektir” şeklindeki sözlerine sert tepki gösterdi. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, dünkü kongrede demokrasiye şerh düşüldüğünü, özgür seçime ket vurulduğunu belirtti. Erdoğan’ın, resmen cumhurbaşkanı olmasına rağmen, AKP kongresine katılıp konuşma yaparak anayasanın ruhuna ve temel kaidelerine daha şiddetli bir savaş açtığını savunan Bahçeli, “Erdoğan, cumhurbaşkanı olması nedeniyle siyasi tartışma ve polemiklerin içinde yer alamayacaktır. Eğer aksi davranışını sürdürürse partimiz kendisine misliyle cevap verecek, hiçbir kötü sözünü karşılıksız bırakmayacaktır” dedi. Olayları Halk Cephesi başlattı HDP körükledi İstanbul Haber Servisi İHD (İnsan Hakları Derneği) İstanbul Şubesi, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Nurtepe Çayan Mahallesi’nde başlayan ve Gazi Mahallesi ile Sarıgazi’ye de sıçrayan olaylara ilişkin hazırladığı raporda Halk Cephesi’nin olayları başlatan taraf olduğunu, HDP’nin ise savunma çizgisinden öte karşı şiddet üreten yola başvurmasının olayları körüklediğini açıkladı. Dün İHD İstanbul Şubesi’nde yapılan toplantıda konuşan İHD yöneticisi Kıvanç Sert, olaylar sırasında ölüm ve yaralanmaların ortaya çıkması ile öfke ve düşmanlığın daha da arttığına dikkat çekti. Sert, siyasi gerilimlerden ve çatışmalardan yararlanmak isteyen farklı güçlerin de devreye girerek olayları büyük çatışmalara dönüştürmek için çabalamasının kaygıları artırdığını söyledi. Olaylar nedeniyle tarafların birbirini suçladığını anlatan İHD İstanbul Şube Yöneticisi Hulusi Zeybel de bu tarz olayların toplumsal mücadeleye hiçbir kazanım sağlamadığı gibi çok büyük kayıplara neden olduğunun altını çizdi. Gül’e şeref madalyası FIRAT KOZOK Çankaya’daki devirteslimin ardından Gül askeri törenle uğurlanacak ANKARA Cumhurbaşkanlığı’nı bugün Abdullah Gül’den devralacak olan Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’ndeki devirteslim töreninde Gül’e Devlet Şeref Madalyası verecek. Erdoğan, saat 13.30 sıralarında TBMM’ye hareket edecek. Erdoğan’a mazbatasını TBMM Başkanı Cemil Çiçek sunacak. Ardından Erdoğan, Genel kurul’da yemin edecek. İstiklal Marşı çalınacak ve Cumhurbaşkanlığı Forsu TBMM özel gönderine çekilecek. Ankara’da ve ordu merkezlerinde 101 pare top atışı yapılacak. Daha sonra Anıtkabir’e gidecek olan Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu’na geçecek ve saat 16.15’te Köşkü’e doğru yola çıkacak. Köşk’te Gül ve eşi tarafından askeri törenle karşılanacak Erdoğan çifti, basına görüntü verecek. Gül ve Erdoğan çifti daha sonra baş başa görüşecek ve devirteslim törenine geçilecek. Gül ve Erdoğan’ın konuşmalarından sonra Erdoğan, Gül’e Devlet Şeref Madalyası sunacak. Madalya töreninin ardından bu kez Erdoğan çifti, Gül çiftini Çankaya Köşkü’nden askeri törenle uğurlayacak. Erdoğan ve eşi daha sonra törene katılanlara resepsiyon verecek. Devlet Şeref Madalyası Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı onayıyla veriliyor. Madalya ilk olarak 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’ya verildi. Demirel’in madalyasını Ahmet Necdet Sezer verdi. Eski Genelkurmay başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt ile KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a da Devlet Şeref Madalyası verildi. Adli yıl açılışında hükümet de yok Haber Merkezi Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’yla ilgili kararını değerlendirdi. Yargıtay Başkanı’nın Cumhurbaşkanı yerine Barolar Birliği Başkanı’nı tercih ettiğini söyleyen Bozdağ, “Ben bunu ciddi bir nezaketsizlik olarak görüyorum. Danıştay’daki olaydan sonra bunun değerlendirilmesi lazım. Yargıtay’ın bir teamülü var. Bu teamülü nasıl koyduysa öyle de değiştirebilir. Cumhurbaşkanımızın olmadığı bir yerde Başbakanımızın, Adalet Bakanı’nın olacağını tahmin etmiyorum. Cumhurbaşkanının olmadığı bir yerde biz de olmayız.” Şeref madalyası nasıl veriliyor? Çiçek hakkında Erdoğan nedeniyle suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, 12. Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın milletvekilliğini sona erdirmek için gerekli işlemleri yapmayarak görevini kötüye kullandığı iddiasıyla TBMM Başkanı Cemil Çiçek hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Vural, suç duyurusu dilekçesinde, Cumhurbaşkanı seçilen kişinin TBMM üyeliğinin anayasa gereği sona erdiğini belirterek Erdoğan’a milletvekili ve Başbakan olarak devlet yetkisinin anayasaya aykırı olarak kullandırıldığını ileri sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle