28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr IŞİD’i Suriye’de de vurmak isteyen ABD geniş çaplı koalisyon kurmak üzere kolları sıvadı ABD Ankara’dan üs istiyor Dış Haberler Servisi ABD, IrakŞam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı Irak’ın ardından Suriye’de de olası askeri müdahaleye destek için Türkiye’nin de içinde olduğu geniş çaplı uluslararası koalisyon oluşturma çabasında. Washington’ın Ankara’dan hem Suriye operasyonu için üs talebinde bulunduğu, hem de sınırlarını cihatçılara kapamasını talep ettiği haberleri geliyor. Amerikan uçakları Suriye semalarında cihatçı örgüte karşı keşif uçuşlarına başlarken ABD Başkanı Barack Obama önceki gece, “IŞİD gibi bir kanserin kökünü kazımak kolay ve çabuk olmayacak... Bu barbar teröristlerle mücadele için koalisyon oluşturuyoruz” çıkışı yaptı. ABD’nin Şam yönetimiyle IŞİD’e karşı işbirliğini reddederken, Türkiye’nin yanı sıra Avustralya, İngiltere, Ürdün, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de aralarında olduğu müttefiklerinden destek istediği belirtiliyor. New York Times gazetesi ABD’li yetkililerin geleneksel müttefikler İngiltere, Avustralya’nın hava saldırıları konusunda kendilerine katılmayı isteyebileceklerini söylediğini aktardı. Aynı yetkililer Obama yönetiminin Türkiye’ye Suriye’ye yönelik eylemde buradaki askeri üslerin kullanımını sorduğunu belirtti. Ankara’dan nasıl bir yanıt verildiğine ilişkin bilgi ise haberde yer almadı. Habere göre, ABD Ürdün’den istihbarat, Suudi Arabistan’dan da muhaliflere desBarack Obama Dış Haberler Servisi El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile Hür Suriye Ordusu militanlarının Suriye’nin İsrail’le Golan sınırında Kuneytra Kapısı’nı ele geçirdiği öne sürüldü. Suriye ordusu ile şiddetli çatışmalar yaşandığı, en az 20 askerin yanı sıra isyancı gruplardan ölenler olduğu belirtiliyor. Muhaliflerin Londra merkezli Suriye Gözlemevi’ne göre, Kuneytra bölgesinde çok sayıda ordu kontrol noktası muhaliflerin elinde. İsrail ordusu “Suriye’den İsrail’in kontrolündeki Golan Tepeleri’ne 3 havan topu atıldığını”, mi CHP’ye Mektuplar(IV) El Kaide İsrail sınırına dayandı silleme olarak Suriye’deki iki askeri üssün vurulduğunu bildirdi. Bir İsrail askerinin “serseri kurşunla” yaralandığı, bunun üzerine İsrail’in Suriye mevzilerine ateş açtığı savunuldu. İsrailli bir yetkili Suriye’nin İsrail’i hedeflemediğini aktardı. Muhalif kaynaklar Nusra Cephesi dahil cihatçıların da şu an için İsrail’e tehdit içermediğini söyledi. Haaretz gazetesi Suriye savaşının İsrail’e uzandığını aktarırken, kimi yorumlarda cihatçıların zaferi “stratejik açıdan önemsiz ama sembolik” diye nitelendi. İhsanoğluBekaroğlu Yarışı “CHP’ye eleştiriler haklıdır; bunlardan yararlanılmalıdır” diyen Mehmet Loğ devam ediyor: “Bu Kurultay da derde deva olmayacak. CHP’nin sorununun salt genel başkan sorunu olmadığını kabul etmeme rağmen yine de CHP genel başkanlığı konusundaki tercihimi Bektaşi fıkrasından yola çıkarak yapıyordum ki, Muharrem İnce’nin bir konuşması bana ‘al birini vur ötekine’ dedirtti…. Bektaşi’ye iki şişe şarapla gelen biri ‘Erenler şu  şarapları tat, hangisi daha iyi’ diye sormuş. Şarapların birinden bir yudum alan Bektaşi ‘öbürü iyi’ deyince vatandaş ‘Ama daha bunun  tadına bakmadın ki’ demiş, Bektaşi ‘Bundan kötüsü olmaz ki’ yanıtını vermiş. Bu fıkra bile Kılıçdaroğlu’na karşı İnce’yi desteklemek için yeterliydi. Ancak İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı üzerinden haklı olarak Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Muharrem İnce’nin ‘Ben genel başkana Cumhurbaşkanı adayı olarak  Mehmet Bekaroğlu’nu  önermiştim,  Bekaroğlu  hem  Saadet tabanından hem AKP’den oy alırdı’ dediğini okuyunca CHP’nin gerçekten ekseni kaymış demekten kendimi alamadım. Mevcut genel başkanla genel başkan adayı arasındaki görüş ayrılığının derinliğine bakar mısınız! Biri sağdan, muhafazakârlardan ve AKP’den oy alırız hesabıyla muhafazakâr, İslamcı ve Osmanlıcı birini aday gösteriyor; diğeri Saadet ve AKP’den oy alırız diye eski Refah Partili, Fazilet Partili ve Saadet Partili birini öneriyor... Demek ki, Kılıçdaroğluİnce farkı ‘İhsanoğluBekaroğlu’ farkı kadar. Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var… CHP’de ise umut olmak için genel başkan değiştirmenin ötesinde daha köklü ve yapısal bir değişikliğe ihtiyaç var. CHP rotayı sola kırmalı ve sol bir program ortaya koymalıdır. Sağcılardan, yağcılardan yakasını kurtarmalıdır. Gidişat değişmezse; CHP seçmeni 2015 genel seçiminde sandığa gitmemeye ve partisine oy vermemeye kararlıdır. (Seçmen)10 Ağustos’ta uyarısını net ortaya koydu. Ders almayanlar sonucuna katlanır ve sandığa gömülürler.” Naci Adıgüzel okurum  CHP’deki  eksen  kaymasının yeni olmadığını; CHP ekseninin  ’50’lerde kaydığını, 15 Mayıs 1950 tarihli bir  Orhan Veli alıntısıyla vurguluyor:  “Seçimler bitti. Demokrat Parti, Halk Partisi’ni korkunç bir bozguna uğrattı. Oysa ki Halk Partisi, halkı kazanacağını umarak fikirleriyle prensiplerinden son zamanlarda ne fedakârlıklar etmişti. Bütün yayınlarına göz yumulan din dergileri, okullara konan din dersleri, yeniden açılan ilahiyat fakülteleri, imam hatip kursları, türbeler, şahsi sermayeye sağlanan imtiyazlar, her türlü irticaa tanınan haklar... Hiçbiri kâr etmedi.” Bu tarihi O. Veli alıntısının ardından okurumuz; “32 yıldır aynı hatayı yapıyorlar sanıyordum” diyor: “Yani sürekli sağa kayarak, sağın suçlamalarının altında ezilerek, sağın söylediği gibi dinsiz, milliyetsiz olmadıklarını, en az onlar kadar dindar olduklarını, en az sağcılar kadar milliyetçi olduklarını, en az sağcılar kadar piyasa ekonomisinden, AB’den ve ABD’den yana olduklarını kanıtlamaya çalışarak iktidara gelmeye çalıştıklarını. Meğer bunu 64 yıldır yapıyorlarmış!.. Bunca yılın hezimetiyle kendilerine gelip ‘yahu  o kadar sağcılaştık, sağcılaştık ama yine de  olmadı. Demek sağa benzemeye çalışmakla  olmuyormuş’  diyecekleri yerde, tam tersini yaparak, bu kez 30 Mart belediye seçimlerinde adeta bu ülkenin 90 yıllık ilerici birikimiyle, solla, CHP tabanıyla alay eder gibi katıksız sağcıları en önemli yerlerden aday gösterdiler. Üstelik bu ülkenin gördüğü en geniş kapsamlı ayaklanmasının üzerinden 1 yıl geçmeden. Yine hezimet. O da yetmedi. 10 Ağustos’ta MHP’nin ve Büyük Birlik Partisi’nin desteklediği katıksız bir sağcıyı Cumhurbaşkanı adayı diye çıkardılar halkın karşısına… Şimdi, normal zekâya sahip olan biri şunu görürdü. Sen 1 metre sağa kaydığında senin sağındaki parti de kendi sağına 1 metre kayıyor ve o mesafe hep aynı kalıyor. Böylece senin sağındaki parti, senin yardımınla, merkezi aşırı sağa çekmiş oluyor. Şu anda Türkiye’de merkez aşırı sağda belirlenmiş durumda. Bir insan aynı hatayı 64 yıl boyunca tekrarlarsa o insana ne denir?” “CHP dünyanın en büyük, en müthiş, en muhteşem illüzyonunun; aslında olmayan bir şeyin adıdır” ifadesiyle son bulan satırlar, çok  okurun hissettiği derin düş kırıklığını yansıtıyor  ve gözlerden kalkan sır perdesini ele veriyor.  İzmir’den  Hayal Han ise “illüzyonu” şöyle  anlatıyor:  “2014 yerel seçimlerinde CHP belediye başkan aday adaylarından biriydim İzmirAliağa’da. 9 aylık seçim çalışmasında CHP’nin iç yapısını daha yakından tanıma olanağı buldum. Sonuç ne derseniz? Kocaman bir hayal kırıklığı, gönül kırıklığı, kimselere laf ettirmediğim CHP’nin hiç de bizim yüreğimizdeki CHP olmadığı kanaati. Bu yapı, Türkiye’nin özlemini çektiği ‘sol’  iktidarı hayata geçirebilecek nitelikte, kararlılıkta ve yeterlilikte değil ne yazık ki… Kılıçdaroğlu genel başkan seçildiğinde çok derin anlamlar yüklemiştik. Ecevit’in 77’lerde yarattığı ‘sol’ rüzgârı yeniden Kılıçdaroğlu ile yakalayabiliriz umudu taşıdık. Oysa her davranışı ile büyük hayal kırıklığı yarattı bizlerde. Kesinlikle ‘Doğu’da olmayan, Batı’daki seçmenini de takmayan bir CHP’ var…” Eksen kayınca… Davutoğlu ‘iyice battı’ tek için finansal yardım arayışında. Ama Washington’ın IŞİD’e karşı aralarında görüş ayrılıkları bulunan bölgedeki müttefiklerden tam destek almasının zor olacağı yorumları yapılıyor. IŞİD’e karşı koalisyon için ABD’nin müttefiklerini iknada daha çok çaba göstermesinin gerekebileceği ifade edilirken örnek olarak Türkiye’nin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna gelmesiyle siyasi geçiş döneminde olduğu hatırlatılıyor. Başbakanlığa getirilen Ahmet Davutoğlu’nun ise Dışişleri Bakanlığı sırasında izlediği Suriye politikalarında ‘iyice battığı’ değerlendirmesi yapılırken tüm bu gelişmeler arasında Beyaz Saray’ın Türkiye Büyükelçiliği için aday gösterdi ği John Bass’ın da hâlâ Senato’dan onay alamadığına dikkat çekiliyor. Bu arada ABD’nin, Türkiye’nin “yabancı savaşçılar”, cihatçılar için Suriye ve Irak’a “açık kapı” politikasından duyulan rahatsızlığını Ankara’ya ilettiği, sınırda önlem al çağrısı yaptığı da belirtiliyor. ABD’nin Suriye’de IŞİD’e karşı etkin vuruş için gerekli istihbaratı elde etmek te de sıkıntılar yaşadığı gelen haberler arasında. Bunda Suriye’de etkin istihbarat ağının oluşturulamamasının etkili olduğu belirtliyor. American Enterprise Enstitüsü’nden Michael Rubin’e göre, Türkiye ve Katar gibi ülkeler de farklı Çifte oyun oynuyorlar gündemlere sahip ve IŞİD’e yönelik ellerindeki istihbaratları paylaşmayabilirler. Rubin, bu iki ülkenin Suriye’de cihatçıları desteklediğine atıfta bulunarak “ikili oynuyorlar” diyor. Reuters’in haberinde de Suriye’deki IŞİD militanlarının Türkiye sınırlarına tehdit oluşturduğu ve son dönemde sınırlarda devriyelerin artırıldığı aktarıldı. Haberde IŞİD’in Türkiye’nin Musul başkonsolosluğuna baskını ve 49 kişiyi rehin tutması hatırlatılırken bir militanın “Türkiye’nin laik devlet olduğunu” söyleyerek “şu anda önceliğimiz Lübnan, Suriye, Irak, Filistin ve Suudi Arabistan, sonra Türkiye” sözlerine yer verildi. lCurtis evine döndü, darısı Amerikalı kadın yardım görevlisinin başına Eve dönüş Dış Haberler Servisi Suriye’ye 2 yıl önce Türkiye üzerinden geçerken El Kaide’nin (AFP) kolu Nusra Cephesi’nin kaçırdığı ABD’li Theo Curtis New Jersey’deki evinde gazeteci annesiyle kucaklaştı. Peter Theo Curtis, geçen pazar serbest kaldıktan sonra ülkesine döndü. New Jersey Havaalanı’nda ailesi tarafından karşılanan Curtis, ABD yetkilileri ile serbest kalmasında arabuluculuk yapan Katar’a da teşekkür etti. IŞİD’in Amerikalı gazeteci James Foley’yi kafasını keserek katletmesi sonrası dikkatler üçüncü Amerikalı rehinede. Geçen yıldan beri rehin olan kişinin 26 yaşında insani yardım görevlisi genç bir kadın olduğu belirtildi, güvenlik nedeniyle adı açıklanmadı. Rus RT kanalı, kadın rehine için IŞİD’in 6.6 milyon dolar fidye istediğini öne sürdü. Öte yandan Suriye’ye giderek IŞİD safına katıldığı iddia edilen ABD vatandaşı Douglas McAuthor McCain’in örgütün El Nusra militanlarıyla çatışmasında öldüğü belirtiliyor. ABD’li yetkililer McCain’in Suriye’de olduğunu bildiklerini açıklarken ölüm haberini doğrulamakla yetindi. B IŞİD’in cuma vahşetleri M raporu: IŞİD kafa ve organ kesiyor, çocuklara izlettiriyor Orhan Veli’den beri IŞİD önceki hafta Suriye’nin Tabka hava üssünü ele geçirmesi sonrası idam ettiği askerlerin fotoğrafları internetten yayımladı. Fotoğraflardan birinde, yerde oturan Suriyeli askerler ve elindeki bıçağı sallayan bir militan görülüyor. (AP) Cihatçı ABD’li öldü Dış Haberler Servisi BM Suriye Bağımsız Araştırma Komisyonu, “savaş suçlarına” dair son raporunu dün yayımladı. Rapor, IŞİD vahşetini bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda etkinliğini artıran IŞİD, özellikle cuma günleri şehir merkezlerinde halk önünde kanlı infazlar yapıyor. IŞİD üyeleri idam, organ kesme ve kırbaçlama gibi vahşet uygulamalarını izlemeleri için çocuklar dahil halkı zorluyor. Yaşları 15’e kadar düşen çocuklar da militanların kafalarını keserek katlettikleri arasında. IŞİD’in öldürdüğü kişilerin bedenlerini günlerce ortada bıraktığı, kadınların örgütün kurallarına göre giyin mediği için kırbaçlandığı kaydediliyor. Cihatçıların gazetecileri sistematik biçimde hedef aldığı, 10 yaşındaki çocukları bile “asker” olarak kullandığına işaret ediliyor. Raporda, Şam hükümeti karşıtı diğer silahlı grupların da yargısız infazlar ve sivilleri kasıtlı hedef alan bombalamalar gibi insan hakları ihlalleri de yer aldı. “Yabancı savaşçılar”ın ülkeye girişinin sürmesinin yarattığı tehlikeye vurgu yapılarak “çatışmanın daha fazla yayılma riski açık bir şekilde ortada” deniliyor. Savaşın sivil bölgeleri sardığına dikkat çekilerek, en çok etkilenenlerin her çatışma alanında olduğu gibi çocuk ve kadınlar olduğu hatırlatılıyor. (REUTERS) Bu arada BM raporunda, Suriye hükümetinin bu yılın nisan ve mayıs aylarında ülkenin batısında sekiz farklı olayda kimyasal silah kullandığı, bunun büyük olasılıkla klor gazı olduğu öne sürüldü. Ordunun sivillerin yaşadığı alanlara füze ve varil bombası attığı, her hafta yüzlerce sivilin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Rapor, 20 Ocak15 Temmuz tarihleri arasında yapılan 480 mülakat ve toplanan dokümanlara dayanıyor. Şam klor gazı kullandı Merkezi sağa ittirdiler NATO Rusya sınırı boyunca üsler kuracak Dış Haberler Servisi Ukrayna Devlet Başkanı Petro Paraşenko ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni ‘Soğuk Savaş’ rüzgârları estiren krizin çözümü için ilk kez yüz yüze görüştü. Önceki akşam Minsk’te düzenlenen zirveden sonuç çıkmazken, NATO, Rusya sınırlarına kalıcı üsler kurmaya hazırlanıyor. AB’nin de katıldığı müzakereler sonrası Putin ile Paraşenko iki saat baş başa görüştü. Paraşenko, “ateşkes rejiminin en kısa sürede başarılması için yol haritası hazırlanacağını” söyledi. Putin ise görüşme için ‘pozitif’ dese de Rusya’nın sadece diyaloğa yardım edeceğini belirterek Ukraynalı federalistleri adres gösterdi. İki liderin sınır konularında danışmalar için uzlaştığı aktarıldı. Ancak diplomatik girişimlere karşın federalistlerin Azak Denizi’ndeki Novoazovsk’a ilerleyerek yeni cephe açtığı haberleri geliyor. Batı ve Kiev, Rusya’nın Ukraynalı federalistleri silahlandırdığını öne sürerken, Kremlin bunu yalanlıyor. Rusya, kapısına dayanan NATO varlığından rahatsız. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen dün Rus sınır bölgelerinde kalıcı NATO varlığı kuracaklarını açıkça dile getirdi. Dört ayı aşan kriz nedeniyle en az 2 bin 200 kişi hayatını yitirdi, 400 bin insan yerinden yurdundan oldu. İran’dan Baku’ya İHA ithamı Dış Haberler Servisi İran Devrim Muhafızları, hafta sonunda İsrail’e ait insansız hava aracının başkent Tahran’ın 240 kilometre güneyindeki Natanz nükleer tesisi yakınlarında düşürüldüğünü duyurmuşken, uçağın geldiği rota tartışma yarattı. İranlı General Masoud Jazayeri, aracın eskiden Sovyetler Birliği ülkesi olan ve İran’ın kuzeyinde yer alan bir ülkeden gelirken düşürüldüğünü söylerken, bu ülkenin yaptığını telafi etmemesi halinde deşifre edileceğini ekledi. Bu ülkeler Ermenistan, Azerbaycan ve Türkmenistan. Tahran bu ülkeler arasında en fazla da Azerbaycan yönetimini İsrail ile yakın ilişkilerinden ötürü eleştirmişti. İddialar karşısında İsrailli yetkililer yorum yapmadı. Binlerce cana mal olan ateşkes Dış Haberler Servisi İsrail ile Filistin, Mısır’ın arabuluculuğunda önceki gün “ucu açık” ateşkeste uzlaşarak, 490’ı çocuk 2 bin 139 Filistinli ile altısı sivil 70 İsraillinin canlarına mal olan 50 günlük savaşa noktayı koydu. Hamas zafer ilan etse de taleplerinin hepsini kabul ettiremedi. İsrailli siyasiler de memnun değil. Anlaşmanın unsurları şöyle: Silahlar susacak. Gazze’ye insani yardım ve inşaat ekipmanı geçişi kolaylaşacak. Mısır ayrı anlaşmayla Refah’taki 14 kilometrelik sınırı açacak. Filistin yönetimi Gazze sınırlarının sorumluluğunu Hamas’tan devralacak. İkili kullanımlı ürünler ile silah/mühimmat girişi önlenecek. Filistin yönetimi yeniden inşa çabalarını koordine edecek. İsrail Gazze içindeki tampon bölgeyi çiftçilerin arazilerine erişimi için 300 metreden 100 metreye indirecek. Deniz sınırı 3 milden 6 mile çıkartacak. Filistinlilerin talebi 12 mildi. Esirlerin bırakılması, liman ve havaalanı açılması talebi daha sonra konuşulacak. İsrail’in ana koşulu da Gazze’nin silahsızlandırılması. Yüreklerdeki parti değil El sıkıştılar ama
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle