01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ 8 HABERLER ‘İstanbul’da risk yüksek’ İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul’daki deprem olasılığının yıllık yüzde 2.3 olduğunu söyledi. Bir afet anında kesintisiz görev yapabilme olanağı sunacak Bölgesel Deprem ve Tsunami İzlemeDeğerlendirme Merkezi (BDTİDM) düzenlenen törenle açıldı. Törende konuşan Erdik, Kandilli Rasathanesi’nin belirlediği yıllık deprem sayısının yaklaşık 25, 26 bin civarında, 1999 depreminde bu sayının 3, 4 bin civarında olduğunu aktardı. Tüm Türkiye’de olası bir depremden sonra yerine koyulamayacak 2 unsur bulunduğunu belirten Erdik, “Bunlar can kaybı ile tarihi ve kültürel mirasımız. Tarihi ve kültürel mirasımızı da aynen canlarımız gibi muhafaza etmek durumundayız. Bu nedenle 5 camimize ve bir müzemize deprem kayıt izleme cihazları 2.3yerleştirilmiştir. Burada değil deprem en küçük bir çatlaktan bile haberimiz olur” dedi. Erdik, bir gazetecinin “Bazı deprem uzmanları İstanbul için bir senaryodan bahsediyor. Bir dakika sürecek 7.6 büyüklüğünde bir deprem. Bu tür bir olasılık var mı”sorusuna, “Tabii hepimiz istiyoruz öyle bir deprem olmamasını ama İstanbul’da depremin ihtimali yüksek. Yüksek ihtimal dedi KANDİLLİ RASATHANESİ, YILLIK YÜZDE 2.3’LÜK ORANLA TOKYO VE SAN FRANCISCO’NUN ARDINDAN GELDİĞİNİ SÖYLEDİ n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ‘İhtimallerle konuşuyoruz’ ğim yıllık ihtimali yüzde 2,3 mertebesindedir. Bu ihtimalde deprem tehlikesine maruz iki diğer kent Tokyo ve San Francisco’dur. Deprem için herhangi bir zaman vermemiz söz konusu değil. Sadece ihtimallerle konuşuyoruz. Böyle bir deprem olduğu zaman İstanbul’daki binalardan yaklaşık 30 bininin ağır hasar göreceğini ve yıkılacağını tahmin ediyoruz. Can kaybı da buna benzer ölçülerde olacaktır maalesef” yanıtını verdi. Depremin ne olduğunu AHMET KURT 17 AĞUSTOS DEPREMİNİN ACISININ 15. YILINDA ACILAR HÂLÂ YÜREKLERDE ben de bilmiyordum Hayatını kaybedenler Gölcük’te anılırken iki çocuğunu 17 Ağustos’taki felakette kaybeden yüksek mühendis AKP’li vekil Şeker’in itirafı Türkiye’deki gerçeği gözler önüne serdi YALOVA Marmara depreminde hayatını kaybedenler, Gölcük’te anıldı. Kavaklı sahilinde yaptırılan Deprem Anıtı önünde düzenlenen anma töreninde, 17 Aralık 1999’da, Marmara depreminin meydana geldiği saat 03.02’de saygı duruşunda bulunuldu. Yaşamını yitirinlerin anısına çelenk bırakıldı, denize karanfiller atıldı ve dualar edildi. Gölcük Belediyesi tarafından organize edilen 17 Ağustos Deprem Şehitlerini Anma Programı’na, yaklaşık bin kişi katıldı. Gece gerçekleştirilen anma programında oldukça hüzünlü anlar yaşandı. Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş yaptığı konuşmada “Asrın felaketinin üzerinden tam 15 yıl geçti. Kaybettiğimiz şehitlerimizin acılarını hâlâ yüreğimizde taşıyoruz. Ama o gün yaşadıklarımızdan bugün ders almadan yaşantımızı sürdürürsek geçen felaketten daha büyük acılar yaşayabiliriz” dedi. Kaymakam Yazıcı’nın ardından depremde iki çocuğunu kaybeden AKP milletvekili İlyas Şeker söz aldı. Duygularını aktaran Şeker, “Ben bir yüksek mühendis olarak 1999 yılına kadar depremin ne olduğunu bilmiyordum. Belki o zamana kadar Türkiye’de yaşayan insanlar doğal afetin ne olduğunu bilmiyordu. Fakat tüm yaşanan acılara rağmen bu acı olay ve depremin, doğal afetin ne olduğu unutuluyor. İnsanoğlu unutkandır. Ama bu konunun sürekli gündemde tutulması gerekiyor” dedi. Saat 03.02’de gözyaşı seli Yalovada yurttaşlar depremde yıkılan binaların enkazı üzerine kurulan Deprem Anıtı’na akın etti. Depremde hayatını kaybeden kişilerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara çiçek bırakan yurttaşlar, anıt içinde bulunan fotoğraf sergisini de gezdi. Gece geç saatlerden itibaren anıt çevresindeki kalabalık artarken bazı yurttaşlar gözyaşlarına hâkim olamadı. Saatler depremin meydana geldiği saat olan 03.02’yi gösterdiğinde ise üzüntü katlandı. Anma etkinlikleri kapsamında Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği üyeleri de Deprem Anıtı’ndan başlayan ve Cumhuriyet Meydanı’nda sona eren meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirdi. CHP’de 2015 seçimlerine giderken bir “kurultay yenilenmesi” gündeme geldi. Bu konu doğal olarak daha çok yazı kaldıracak hacimde. HDP’de ise kamuoyundan esen olumlu rüzgârlarında da getirdiği bir rahatlık ve özgüven var. Ancak “ana hedef” dikkate alındığında bu seçimlerden HDP’nin de çıkarması gereken dersler var. Yerel seçimler bir kenara konursa HDP Selahattin Demirtaş liderliğinde ilk kez baraj sorununun olmadığı bir seçime katıldı. Hedef de partinin varlığını tüm Türkiye’de hissettirmesi, böylece pazarlık gücünü artırması, yüzde 10 barajını geçerek 2015 mesajı verilmesiydi. Bu anlamda seçmen HDP’yi barajın hemen altında tutarak şu mesajı verdi: Arkadaş, Türkiye partisi olmak istemeni olumlu karşılıyorum ama, bunun için biraz daha çaba harcamalısın. HDP’nin bu mesajı alması, Türkiye’nin tüm bölgelerine hitap etmek için yeni politikalar üretmesi iç barışımız için olumludur. HHH AKP’de ise Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasıyla birlikte parti içindeki yeni güç merkezleri gün ışığına çıktı. Daha doğru anlatımla, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı süreci için önceden yaptığı hazırlığın ne ölçüde yaşama geçeceği tartışma konusu. Herkesin kolayca öngördüğü gibi Erdoğan’ın balkon konuşması bir balkon süsü olarak orada kaldı. Kimse yaşama geçmesini beklemiyordu, öyle oldu. Daha koltuğa oturmadan sadece iktidarı değil, muhalefeti de şekillendireceğini ilan etti. Anayasa gereği cumhurbaşkanı seçildikten sonra öteki görevlerinden istifa etmesi gerektiğini anımsatanlara da kendi üslubuna uyan bir yanıt verdi. Anayasanın 104. maddesine göre devlet kurumları arasındaki uyumu gözetleme sorumluluğunda olan cumhurbaşkanı, öyle anlaşılıyor ki bunu şöyle yaşama geçirmek isteyecek: Herkes bana uyacak... Böylece büyük bir uyum gerçekleşmiş olacak! HHH Erdoğan’ın tüm devlet kurumlarının ve Türkiye’nin kendisine uymasını istemeden önce partisini istediği gibi düzenlemesi gerekiyor. Bunun zorlukları daha ilk günden kendisini gösterdi. Yüzde 51.7 elbette cumhurbaşkanı olabilmek için yeterli bir oy oranı. Ancak bu oran partinin geleceğini tümüyle istediği gibi düzenlemeye yeterli değil. AKP’nin kamuoyu araştırma ve oluşturma şirketlerinin de paylaştığı gerçek o ki, AKP oylarıyla Erdoğan oyları tam örtüşmüyor. Erdoğan’ın adı partinin adının önünde. İşte bu beklentiye dayalı olarak 10 Ağustos’ta oyların yüzde 5658 düzeyinde olması planlanmıştı. Aslında kamuoyu oluşturma şirketleri de bunu bulduklarını söylemişlerdi ama, olmadı. Erdoğan bugünden çok Haziran 2015’te yapılacak genel seçimleri hesaba katarak adım atmak zorunda. AKP’nin alacağı oy, kendisinin Çankaya’daki kalan 4 yılını biçimlendirecek. İlk günden görünen şu: Kevgire dönen anayasayı istediği şekilde yorumlayıp siyaset yapma sahasını genişletecek. Genel seçimden de “anayasa benim” diyeceği bir güçle çıkmak isteyecek. Bugün için iktidar pastası, herkesi etrafında toplayacak büyüklükte... Yakın gelecekte ne olur? Böylesi durumlar için Anadolu’da söylenen güzel bir tekerleme vardır: Hasandağı arpalıktır; eğer saban girer ise... Her derede bir değirmen; eğer suyu gelir ise... Her kümesten bir tavuk; eğer köylü verir ise... Güzel gidiş bu gidiş; eğer sonu gelir ise... Ben de bilmiyordum Yalovalılar, deprem döneminde çekilmiş fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdi. Kuzu tarihleri karıştırdı BAKAN ATALAY, AFETE ÖNCEDEN HAZIRLIKLI OLARAK RİSK YÖNETİMİ YAKLAŞIMINA GEÇİLDİĞİNİ AÇIKLADI ‘Deprem kültürümüz olmalı’ ANKARA (AA) Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 17 Ağustos Marmara depreminin 15. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında, bu tür büyük acıları tekrar yaşamamak için geride kalan 15 yılda Türkiye’nin, “afet sonrası kriz yönetimi” anlayışından, afete önceden hazırlıklı olarak “risk yönetimi” yaklaşımına geçtiğini anlattı. Bu büyük depremden alınan derslerle afetlerin etkin yönetimi için Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) kurulduğunu hatırlatan Atalay, risk yönetimini sağlayan “Bütünleşik Afet Yönetim Sisteminin” uygulamaya girdiğini belirtti. “Afete Hazır Türkiye” vizyonuyla başlatılan projenin, dört basamaktan oluştuğunu belirten Atalay, geçen yıl başlayan “Afete Hazır Aile” kampanyasını bu yıl “Afete Hazır Okul” kampanyasının izlediğini “Afete Hazır İşyeri” ve “Afete Hazır Gençler” kampanyalarının da projeye ekleneceğini belirtti. AFAD, TÜBİTAK, ULAKBİM ve 7 üniversite ile “Türkiye Deprem Veri Merkezi” projesinin de geliştirildiğini anlatan Atalay, TÜBİTAK ile afet durumunda iletişimin kesilmemesi için Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Projesi’nin, Eskişehir, Diyarbakır, Ankara ve Zonguldak’ta uygulandığını belirtti. Atalay, “Türkiye, afetlere daha hazırlıklı olmak için önlem almayı kültürünün bir parçası haline getirmelidir” dedi. Hatice Köse yine karanfiliyle geldi. Aklında 17 Aralık depremi var el yanıma konuşalım dedi ama.. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Bursa Valisi Münir Karaloğlu ve milletvekili Zeki Aygün’le anma programına katıldı. Işık konuşmasını yaptığı sırada Recep Aydın isimli bir yurttaş Bakan Işık’a seslenerek, “Depremle ilgili konuşuyorsunuz Gölcük’te bir prefabrik ve çadır yok” diyerek tepki gösterdi. Bakan Fikri Işıkda “Gel konuşalım” diye yanıt verdi. Recep Aydın, Bakan Işık’ın korumaları tarafından alandan uzaklaştırılıp gözaltına alınmak istedi. Bu sırada Aydın kollarına giren polislere “Başka koruma yok mu? Başbakan’ın korumalarını da gönderin” dedi. Aydın ifadesi alınmak üzere Gölcük polis merkezine götürüldü. G ‘Afete hazır okul’ Yitirdikleri evlatlarını unutamadılar Marmara depreminde can veren 420 askeri personel için Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’na bağlı Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı’nda da anma töreni düzenlendi. Törene Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Muhittin Elgin, Tuğamiral Ercan İnceoğlu, Denizaltı Filosu Komutanı Deniz Kurmay Albay Mithat Kemal Algül ile şehit olan askerlerin yakınları katıldı. Komutanlık içindeki Deprem Şehitleri Anıtı’nda düzenlenen törende depremde ölenlerin isimlerinin yazıldığı taşlara sarılıp öpen yakınları o acı günü yeniden yaşadı. Yaşamını yitiren denizci Astsubay Çavuş Sezai Demir’in annesi Emine Demir deprem şehitleri anıtında oğlunun adını görünce baygınlık geçirdi. Sağlık ekipleri Demir’e müdahale etti. Depremde vefat eden uzman çavuş oğlu Altuğ Köse’yi unutamadığını söyleyen annesi Hatice Köse, “Her yıl Donanma Komutanlığı’ndaki deprem şehitliğine gelip karanfil bırakıyorum. Oğlumu çok özlüyorum. Depremden 15 yıl geçmesine rağmen psikolojimiz hâlâ çok bozuk. Depresyondayız. Oğlumu unutamıyorum” diyerek gözyaşlarına hâkim olamadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AKP Ankara Milletvekili Burhan Kuzu, Marmara depreminin 15. yılıyla ilgili dün sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinen mesaj yazarken tarihleri karıştırdı. Kuzu’nun “17 Ağustos depremi” yerine “17 Aralık depremi” diye yazması, sosyal paylaşım sitelerinde günün konusu oldu. Burhan Kuzu, twitter hesabından, “17 Aralık depremi üzerinden 15 yıl geçti. Yaralarımızı önemli ölçüde sardık. Yeni felaketlere karşı kentsel dönüşümü başlattık. Destekleyelim” mesajını paylaştı. Bu mesaj, yüzlerce twitter kullanıcısı tarafından paylaşıldı. Hatasını fark eden Kuzu, mesajını kaldırırken “17 Ağustos depreminin 15. yılındayız. Depreme hazır olmak için hükümetimiz ‘kentsel dönüşümü’ başlattı.Yardımcı olalım” diye düzeltti. Kuzu’nun 17 Aralık tweet’i sosyal paylaşım sitelerinde alay konusu olurken, bu durum “bilinçaltı konuştu”, “herkesin depremi kendine” yorumlarına neden oldu. Kuzu ise yorumlara “Bazı kazmalar en ufacık bir teknik hatayı eleştiriyor. Ama aynı kazmalar Istiklâl Marşını bilmeyen Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin’e oy veriyor” diye mesaj atarak tepki gösterdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle