01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu: Adımı vermeyin 7 Türkiye’nin, Almanya nezdinde girişim başlatması bekleniyor Alman istihbaratının Türkiye’yi dinlemesi NEVŞEHİR (AA) Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, isminin verildiği kültür merkezinin adının değiştirilmesini istediğini söyledi. Selmanpakoğlu, Bakırköy Belediyesi’nin desteğiyle yapılan kültür merkezine ismini vererek Kılıçdaroğlu’na sürpriz yaptıklarını ancak bunu herhangi bir şekilde Kılıçdaroğlu’na sormadıklarını dile getirdi. Selmanpakoğlu, “Kılıçdaroğlu, ‘Merkeze ismimin verilmesi aleyhimde kullanılabilir. Bunu yanlış değerlendirebilirler ve sanki benim isteğimle verilmiş gibi düşünülebilir. Teşekkür ederim ama mümkünse ismini değiştirirseniz sevinirim’ dedi” ifadelerini kullandı. Ankara hassas davranacak Muhalefet Merkel’e Kuşak Sarkıtmak... Anadolu’da da var mıydı bilemiyorum. İstanbul’daki kabadayılar arasındaki çekişmenin ya da zıtlaşmanın göstergelerinden biriydi kuşak sarkıtmak. Kabadayılığın kendine özgü bir giyimkuşam biçemi de vardı. Başta bir yana yatırılmış fes, mintan ve üzerine yelek, bir saldırı olursa yara almamak için kola katlanmış olarak taşınan ceket. Belde genelde sarılmış, ucu da dolanan bölüme sokulmuş; kama, cenbiye (kıvrık Arap kaması), ustura gibi hacamat aletlerinin sokulduğu, genelde yünden yapılmış kuşak. Bacakta İspanyol paça denilen türden bir pantolon ve ayakta yumurta topuklu pabuç... Genelde akıllı, uslu, saygılı görünür, ama maraza çıkarmaya, rakip gördükleri ile dalaşmaya hazır dolaşırlardı. Rakiplerine meydan okumanın simgesi, yanlarına yaklaşırken kuşağın ucunu çıkarıp fazla uzun olmayan bir bölümünü aşağıya sarkıtmaktı. Bu Doğu’da bir tür düelloya davetti. Batı’da ya sözlü olarak ya da eldivenlerini rakibinin yüzüne fırlatarak gerçekleştirilirdi. Kabadayılar halka ilişmez, hatta korurlardı. Yaşamları konusunda pek çok öykü anlatılır, romanlar yazılırdı. Her nedense aklımda Refi Cevat Ulunay’ın “Sayılı Fırtınalar”ı kalmış. HHH Kabadayılığın bu raconunu, pek çok deyimde olduğu gibi siyaset diline sokan Süleyman Demirel olmuştur. Erdoğan’ın grup ve seçim konuşmalarından yola çıkıp araştırayım dedim. Hakan Kara’nın yardımıyla 20 Mayıs 1979 tarihli Cumhuriyet’in 12’nci sayfasında ulaştım. O dönemde Müşerref Abla’nın (Hekimoğlu) yönetimindeki ANKA Ajansı’nın; Varlık Özmenek’in editörlüğünde hazırladığı “ANKARA... ANKA” adlı bir köşemiz vardı. Ana muhalefet, Doğru Yol Partisi’nin lideri Süleyman Demirel, Van ve yöresini dolaşırken gazeteciler Başbakan Bülent Ecevit’in kendisine yönelik suçlamalarına ne diyeceğini sormuşlar. Demirel’in yanıtı “Sayın Ecevit bana kuşak sarkıtıyor...” olmuş. Yani “Beni kavgaya çağırıyor.” HHH “Kuşak sarkıtmayı” siyaset dilimize sokan Demirel, ama o tanımı günlük siyasete taşıyan ve neredeyse sıradan duruma getirip tavan yaptıran da şimdiki seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan... Yenisi ne yapar bilemiyoruz ama şurası kesin ki artık salı günleri yaşanan kuşak sarkıtma uygulamalarından kurtulmuş durumdayız. Konumu değişecek olmasına karşın Erdoğan, alışkanlığından vazgeçer mi derseniz şimdilik ne geçer ne de geçmez diyebilirim. Bekleyip yaşayacağız. HHH Kuşak sarkıtmanın dik âlâsına, grup toplantılarının mayna edilmesine karşın, başbakanlık olanaklarının da devreye sokulduğu cumhurbaşkanlığı seçimi gösterilerinde tanık olduk. “CeHaPe Genel Müdürü Kılıçdaroğlu” ile “MeHaPe Başkanı Bahçeli” zaten hedefteydi. Bu gösterilerde listeye Ekmel Bey ile Demirtaş’ın da adları eklendi. Adsız kuşak sarkıtılanların başında da kendisine karşı saydığı gazeteciler yer aldı. Bana sorsalar derim ki, son günlerindeki konuşmasının “Ekmeeel! Ekmeeel” diye bağırdığı bölümünü günde üç posta kendisine dinletseler. Acaba yaptığının ayırdına varır mı? HHH Selahattin Demirtaş’a sarkıttığı kuşakların en ilginci “çocuk yaşta oluşu” iddiasıydı. Bir yandan milletvekili yaşını 18’e indirmekten söz edip öte yandan 41 yaşındaki bir adaya “çocuk” demek anlaşılır şey değildi. Bereket kuşak sarkıttıkları dediklerini ciddiye almadılar... HHH Her kötü örnek gibi ne yazık ki kuşak sarkıtmanın da yaygınlaşma tehlikesi var. Aman dikkat... hesap sordu Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın Başbakan Angela Merkel’i dinlediğinin ortaya çıkmasıyla ABD’ye, “Dost ülkelerin birbirini dinlemesi normal değil” diye çıkışan Almanya, şimdi kendi istihbaratının Türkiye’yi dinlemesini tartışıyor. Muhalefet, Federal Dış İstihbarat Örgütü BND’nin Alman Hükümeti’nin görevlendirmesiyle 2009’dan beri NATO ortağı Türkiye’yi dinlemesinin tüm yönleriyle aydınlatılmasını istedi. Der Spiegel’e konuşan Yeşiller Partisi Parlamento Grup Başkanvekili Konstantin von Notz, Başbakan Angela Merkel’e dinlemeden ne zamandan beri haberi olduğunu sorarken, “Şansölyeden konuya ilişkin hemen açıklama bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Merkel’in Amerikalılara karşı söylediği söze atıfta bulunan Notz, “Dostların birbirini dinlemesi, bu olacak iş değil” diye konuştu. Handelsblatt’a açıklamada bulunan Sol Parti Genel Başkan Vekili Jan Korte ise, Federal Dış İstihbarat Örgütü BND’yi “Devlet içinde devlet” olmakla itham etti. BND’nin kontrolden çıktığını savunan Korte, konunun İçişleri Komisyonu ve Parlamento’da görüşülmesinin zorunlu olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğretmen atamalarında takvimin aksamaması için gerekli girişimlerde bulunacaklarını açıkladı. Avcı, “Öğretmen atamalarına ilişkin takvimin planlandığı şekilde yürümesi, yeni atanacak 40 bin öğretmen adayının mağdur olmaması ve eğitim öğretimin aksamadan yürümesi için Meclis’in 28 Ağustos’ta yapacağı olağanüstü toplantıda bir ek gündem maddesiyle gerekli yasal düzenleme yapılabilir. Muhalefet partilerinin de bu konuda gereken hassasiyeti göstereceklerini umuyorum” diye konuştu. ‘Atamalar aksamayacak’ l İstihbarat konularında uzman isimlerden Doç. Dr. Nihat Ali Özcan “Telefon dinleme açığa çıkıncaya kadar normaldir. Ülkeler dost olabilirler fakat istihbarat örgütleri dost olmaz. Almanlar sadece dinlememiştir. Bilgi toplama kararı verildiyse, insani istihbarat da vardır. 2009’da Almanya’nın Türkiye’ye ilişkin beklentilerinde önemli bir kırılma olmuş olmalı. Bu kırılma iki türlü belli olur. Ya siyasi otorite istihbarat örgütüne direktif verir ya da örgüt topladığı bilgilerle bir noktaya gelir. Her halükârda siyasi otoritenin haberi vardır. Buna Türk istihbaratının zayıflığı diyemeyiz. Almanların faaliyetini Türk istihbaratının bilip bilmediğini bilemeyiz. Bunlar uluorta tartışılmaz ama kişisel kanaatim MİT biliyordur. Almanya’nın özür dileyecek olması ise ‘Yarım elma gönül alma.’ Özür diler ama yoluna aynen devam eder” dedi. ‘Yarım elma gönül alma‘ DUYGU GÜVENÇ l Dışişleri eski Müsteşarı Ali Tuygan, “Devletler birbirini dinler. Bu şaşıracak bir şey değil” derken dinlemenin açığa çıkmasının ardından izlenecek yöntemi de anlattı: “Bu iddiaların ardından muhakkak ki örgütler arasında temas olur. Diplomatik açıdan da temas olur ama üstü örtülür gider. Daha önce de ABD’nin Almanya’yı dinlediği ortaya çıktı. Kıyamet kopmadı. Bu ülkelerin arasındaki siyasi ilişkiyi çok etkilemez. Bu, ikili ilişkilerde kriz yaratmaz.” ‘Siyasi ilişkileri etkilemez’ ANKARA Alman İstihbaratı BND’nin, Türkiye’yi 2009’dan bu yana yakın takibe aldığı iddiaları için girişimde bulunulacağı öğrenildi. Diplomatik kaynaklar, girişimin bugünden itibaren Almanya’da yapılmasının beklendiğini söyledi. MİT’in, Dışişleri’ne sunduğu bilgilendirme ışığında ilk değerlendirme yapıldı. Girişim için nihai kararın siyasi otoriteden geleceğine işaret eden diplomatik kaynaklar şu bilgiyi verdi: “Olay henüz taze ama resmi görüşmeler başladı. İddialar ciddi. İnceleniyor. Almanya nezdinde girişim yapmak için de talimat bekleniyor. Ankara’dan gelecek talimat doğrultusunda hafta başında (bugün veya yarın) girişim yapılacak. Resmi görüşmeler yarın (bugün) hız kazanacak. Ancak bu konuda hassas olmalıyız çünkü yapılacak açıklamaların krizi büyütmesini istemeyiz. Bu girişimin ardından da Almanya ile ilişkilerimiz sürecek.” Almanya tarafı ise sessizliğini korudu. Büyükelçilik kaynakları, “Bu konuda hiçbirimiz yorum yapmayacağız” demekle yetindi. Diplomatik kaynaklar, istihbarat örgütleri için dinlemenin olağan olduğuna işaret ederken “Bu ‘kral çıplak’ demek gibi” yorumunu yaptı. Uzman kaynaklar ise her örgütün uydudan yakaladığı sinyalleri değerlendireceğini ancak sistematik bir dinleme olmadığını belirtirken “Bütün istihbarat örgütleri konuşma düştüğünde affetmez, biz de affetmeyiz. Bunun centilmenliği olmaz” değerlendirmesini yaptı. Kaynak, Türkiye için sıkıntı yaratacak bir durum olmadığını savunarak şunları söyledi: “Bizim yurtdışındaki temaslarımızda pozisyon kâğıtlarımız zaten önceden bellidir ve yazılı olarak gideriz. Çok acil bir şey varsa ya Türkiye’ye geri dönülür ya da kripto geçilir. Bizden çok daha fazla risk altında olan ABD’li siyasilerdir çünkü mesafeden dolayı ülkesine kolayca dönemez. Bizim yetkililerimiz kıtaötesi mesela ABD’ye uçtuğunda bizim için de risk artar.” Hem diplomatik hem de güvenlik uzmanı kaynaklar, Almanya ile ikili ilişkilerin bu süreçte bozulmamasına özen gösterileceğini belirtti. Uzman kaynaklara göre; 2009 tarihinin, İsrailOslo süreci veya Gülen Cemaati ile bir bağlantısı yok. Ankara’daki değerlendirmede, tarihin asıl nedeni olarak konuşma sinyallerinin bu tarihte uydudan yakalanması gösteriliyor. ‘Sistematik dinleme yok’ PKK’nin kaçırdığı çocuk teslim oldu DİYARBAKIR (AA) Erzincan’da öğrenim gördüğü sırada terör örgütü PKK tarafından 9 ay önce dağa götürülen 17 yaşındaki U.D’nin, önceki gün Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde güvenlik güçlerine teslim olduğu öğrenildi. Bir süre önce Doğubayazıt’tan Diyarbakır’a gelerek seslerini duyurmak için Dağkapı Meydanı’nda oturma eylemi yapan ailelere katılan baba Ö.D. oğlunun teslim olduğunu öğrenince ilçeye döndü. Ö.D. “Yaşadığımız sevinci diğer eylem yapan aileler de inşallah yaşar” dedi. O heykele suç duyurusu Almanya Başbakanı Merkel DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Valiliği, Lice ilçesinde terör örgütü PKK üyesi Mahsum Korkmaz’ın heykelinin dikildiği iddiası üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu. Valilkten yapılan açıklamada, “Dikilen konuyla ilgili sorumluluğu olan şahıslar hakkında gerekli işlemlerin yapılması için süreç başlatılmıştır. Konu, valiliğimizce ve ilgili diğer kurumlar tarafından hassasiyetle takip edilecek, sonucu hakkında kamuoyu en kısa zamanda bilgilendirilecektir” denildi. l Tarihi Fethiye Lisesi İHL’ye dönüştürülüyor ‘Öğrenci sayısı dikkate alınmadı’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, tarihi Fethiye Lisesi’nin, ihtiyaç olmadığı halde kız imam hatip lisesine dönüştürülmesi kararını TBMM’ye taşıdı. Aldan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Fethiye Atatürk Ortaokulu’nda derslik başına 57 öğrenci, Fethiye Gazi İlköğretim Okulu’nda derslik başına 60 öğrenci düşerken, Fethiye İmam Hatip Ortaokulu’nda derslik başına düşen öğrenci sayısı 26, Fethiye Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde derslik başına düşen öğrenci sayısı ise 35’tir. İnşaatı süren bir imam hatip okulunun da hizmete girmesiyle bu sayı daha da düşecektir” dedi. Fethiye Lisesi’nin kız imam hatip lisesine dönüştürülme kararının, Fethiye’de eğitimin ihtiyaçları göz önüne alınmadan verildiğini belirten Aldan, şu sorulara yanıt istedi: “Fethiye’de büyük tepki toplayan bu kararın geri alınması için vatandaşlar imza kampanyaları düzenlemiştir. Dönüştürülmede öğrenci sayısı kriteri dikkate alınmadığına göre bu karar hangi ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır? Yeni bir imam hatip lisesine ihtiyaç yok iken tarihi lisenin kız imam hatip lisesine dönüştürülmesinin gerekçesi nedir?” ‘W’ kampanyası MAHMUT ORAL Kızları ‘Asiwa’ adı nedeniyle yabancı gibi kendilerine ceza kesilen Anter ailesi toplanan imzaları bakanlığa verecek DİYARBAKIR Musa Anter’in torunu Asiwa Anter’in adındaki “W” harfinden dolayı yabancı kabul edilmesi ve Türkiye’ye girişi sırasında babasına para cezası kesilmesi üzerine aile tarafından change.org sitesinde İçişleri Bakanlığı’na yönelik bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanyaya ilişkin duyuruda, “Anter ailesi olarak 4.5 yaşındaki kızımız Asiwa’ya dair zorlukları hâlâ yaşamaktaDiyarbakır’da 1992 yılında katledilen Musa Anter’in yız. Adında ‘W’ harfi olduğu Batman’da doğmasına rağmen adındaki “W” harfi yüiçin resmi makamlarca kabul zünden nüfusa kaydedilmeyen ve aynı zamanda İsedilmeyen Kürtçe ismi yüzünveç vatandaşı olan torunu Asiwa Anter’e, geçen ay den sürekli problemlerle karTürkiye’de yasal kalış süresini ihlal ettiği gerekçesiyle şılaşmaktayız” denildi. para cezası verilmişti. Anter ailesi de Batman’daki evleriCumhuriyet’in sorularını ya nin balkonuna “Biz ülkemizde, evimizdeyiz. Yabancı denıtlayan Musa Anter’in oğlu Dicğiliz! W, Q, ê, u, X, î” yazılı dövizi asmıştı. le Anter, kızının kimliğindeki “W” harfi nedeniyle bir yabancı harfi nedeniyle kimlik vereme ğer pasaportumuzla yurtdışıgibi muamele görmelerine “Biz yeceklerini söylüyorlar. Oy na çıkabildik. Geri döndüğüyabancı değiliz, Kürt’üz. Kı sa biz son yıllarda büyüyen müzde ise bize yabancıyımızım da bir Kürt çocuğudur” çözüm süreciyle kızımıza ar şız gibi 677 lira 50 kuruş cediyerek isyan ediyor. Kızının tık Asiwa adını koyabileceği za kesildi. Hatta bizi yaban4.5 yaşında olmasına karşın hâlâ miz için ümitlenmiştik. Yeni cılar gibi oturma izini almak nüfus cüzdanı olmadığını belir Türkiye’de, ileri demokrasi için Yabancılar Şubesi’ne de ten Anter, çözüm süreciyle ye olan Türkiye’de bunun engel götürdüler. Ama biz yabancı şeren ümitlerinin hayal kırıklı lenmemesini umut ediyorduk değiliz, Kürt’üz. Başbakan’ın ğına dönüşmesini şu ifadelerle ama olmadı. Çifte pasapor ‘klavyelere özgürlük’ sloganı anlatıyor: “Yetkililer bize ‘W’ tumuz olduğu için ancak di lafta kaldı.” 92 yıl sonra ilk ayin Tillo’da yeniden seçim SİİRT (AA) Yerel seçimler sonrası AKP ve Saadet Partisi İlçe Belediye Başkan adaylarının yakınları arasında çıkan kavgada, Saadet Partisi Tillo Belediye Başkan adayı Behmen Aydın bıçaklanarak öldürülmüştü. Kavganın ardından AKP’den Tillo Belediye Başkanı seçilen Mehmet Mesut Memduhoğlu’nun da aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklanmış, belediye başkanlığına vekaleten Cemal Erken getirilmişti. Dün de belediye meclis üyelerinin tamamı istifa etti. Erken “Barışı sağlamak için istifa ettik. Belediye meclis üyeliği seçimi yenilenecek” dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek kültür merkezine dönüştürülen tarihi Aya Vukolos Kilisesi’nde 92 yıl sonra sonra ilk kez dini tören düzenlendi. İzmir Rum Kilisesi Rahibi Peder Kirilos Sykis, 92 yıl sonra ilk defa Aziz Vukolos’un mezarının da olduğu kilise de toplanmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, inançların insanları biraraya getirme gücünü bir kez daha gördüklerini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da “Bugün 17 Ağustos Depremi’nin yıldönümü. Yunan halkının o büyük depremde bize verdiği desteği unutmadık” dedi. Seyyar satıcılar zabıtaya saldırdı İZMİR (AA) Karşıyaka’de Bostanlı sahil kesiminde seyyar satıcılara yönelik çalışma yapan zabıta ekipleri, çok sayıda tezgâha el koydu. Tezgâhlarına el konulan yaklaşık 10 kişilik seyyar satıcı grubu, Karşıyaka Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nün Dedebaşı semtindeki hizmet binası önüne gelerek taşlı saldırıda bulundu. Saldırıda 6 zabıta personeli yaralandı. Kaçak ocakta göçük: 1 ölü ZONGULDAK (Cumhuriyet) Kırat Mahallesi’nde ruhsatsız işletilen kömür ocağında dün henüz belirlenemeyen nedenle göçük meydana geldi. Göçükte ağır yaralanan Erdal Kaşıkçıoğlu (26), kaldırıldığı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesindeki müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yaklaşık 10 gün önce kız çocuk sahibi olan Kaşıkçıoğlu’nun cenazesinin otopsinin ardından yakınlarına teslim edileceği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle