02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Gezi Direnişi sırasında ortaya çıkan görüş ayrılıklarını gideremeyen iki grup iki ayrı yerde bir araya geldi TKP’de çifte kongre İstanbul Haber Servisi Türkiye Komünist Partisi’nde Haziran 2013’teki Gezi Direnişi sırasında parti politikaları nedeniyle ortaya çıkan görüş ayrılıklarını gideremeyen iki grup dün, iki ayrı kongre düzenledi. Eski genel başkanlardan Aydemir Güler ile parti yöneticilerinden Kemal Okuyan’ın içinde bulunduğu ve “Atılım” adıyla anılan grup, kongresini Bostancı Gösteri Merkezi’nde yaptı. TKP’nin eski genel başkanlarından Erkan Baş ve yöneticilerinden Metin Çulhaoğlu’nun önderlik ettiği grup ise Haliç Kongre Merkezi’nde kongre düzenledi. TKP’nin geleceği kongrelerin ardından gelişmelerle ortaya çıkacak. Grupların ileriki süreçte ayrı ayrı partiler kurarak siyasi hayatlarını sürdürecekleri de iddia ediliyor. TKP’deki ayrılık Erkan Baş ile Metin Çulhaoğlu’nun öncülüğündeki grubun, Aydemir Güler ile Kemal Okuyan’ın Gezi Direnişi sırasındaki kararlarını eleştirmesiyle ortaya çıktı. Baş Çulhaoğlu grubu partinin haziran eylemlerine müdahale etme ve örgütleme noktasında etkisiz kaldığını savundu. Güler Okuyan grubunun ise “direnişin manipülatif olarak tartışmanın merkezine oturtulduğu ve tasfiye için bir gerekçe olarak ileri sürüldüğü” şeklinde eleştirilere yanıt verdiği süreç sonunda dün, gruplar iki kongre gerçekleştirdi. Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen Atılım Kongresi Türkiye Koordinasyonu adına konuşan Aydemir Güler şunları söyledi: “AKP diktatörlüğünün derinleştiği, bu ülkede yaşanmaz duygusu yeri göğü kaplamaya başladığında, TKP ülkeyi değiştirmek isteyenlerin yeri yurdu olmak yerine kötülüklerden kaçanların sığınağına dönüştü, problemimizin objektivitesi budur. TKP, haziranın en önemli siyasi aktörü olduğunu ilan etmiş ve kanıtlamıştır, yazmıştır, bir yıl içinde oluşturduğu literatür, külliyat vardır. 1 yıl sonra, ‘Haziran Direnişi’nde başarılı mıydık’ türü skolastik, tuhaf, kanıtı olmayan tartışmalar yapılabilmiştir TKP’de.” Devleti Aşağılayan Devlet Başkanı Adayı Cumhurbaşkanlığı seçimi propagandası hem gülünecek hem de ağlanacak ayrıntılarla sürüyor. Ayrıcalıklı aday Erdoğan, debdebeli bir törenle açıkladığı “Vizyon Belgesi”nde 12 yıldır söyleyip yaptıklarını yinelemesine karşın yandaşlarca ayıptır söylemesi gaza getiriliyor. Ayrımcılık alışkanlığı bu kez de devletle ulusu (millet) birbirine vurdurma üzerine kurgulanmış. Ekmel Bey’i “devletin adayı” olmakla eleştirir hatta suçlarken, düzenlenmesinde tek seçicilik yaptığı ceza öngören yasaları da unutuveriyor. Tek seçici demişken şunu da anımsatayım. Bu tanım ilk kez ulusal futbol takımının başına getirilen ustalarımızdan Eşfak Aykaç (19182003) için kullanılmıştı. İkinci tek seçicimiz ise Erdoğan oldu. Görüşü alınmadan AKP’de neredeyse sineğin uçmasına bile izin verilmiyor. Bize çok önemsiz gelen kimi ayrıntılar konusunda bile son kararı kendisi veriyor. HHH Evet konuya dönelim. Biliyorsunuz Türk Ceza Yasası’nda ünlü bir 301’inci madde var. 2 yıla kadar hapis cezası öngören edimler arasında “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”ni aşağılamak da yer alıyor. Şöyle yürekli bir savcı çıkıp fezleke hazırlasa da başımıza dertler açan şu maddeden kurtulsak diyorum. Abarttığımı sanmayın. Günümüz gerçeklerinden yola çıkıyorum. Kimler hakkında hangi yasanın hangi maddesine göre fezleke hazırlanmışsa ya suç olmaktan çıkarılıyor ya da etkisiz kalması laf kalabalığı ile sağlanıyor. HHH Erdoğan’ın belgesindeki kimi bölümler anayasa ile bağdaşmıyor ama olsun varsın. Anayasa Hukuku’na da katkımız olsun. Anayasa Mahkemesi oyunbozanlık yapmakta epeyce geç kaldı sanırım. Kimileri de cumhurbaşkanı seçilirse nasıl ant içeceğini soruyor. Herhalde “hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve devrimlerine (inkılaplarına) ve laik Cumhuriyet ilkesine” bağlı kalacağından kuşku duyuyorlar. Oysa yanıtı basit. Aynı bölüm milletvekili yemininde de vardı! HHH “Kendi benliğini ayaklar altına almak” büyük çoğunluğun benimsediği kurallardan biri. Ayrıcalıklı aday ise önce milliyetçiliği ayaklar altına aldı, sonra da sıra rakiplerine geldi. Tanrı sonumuzu hayretsin... Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlennen TKP 12. Kongre’de konuşan Metin Çulhaoğlu ise şu değerlendimelerde bulundu: “Haziranda hepimiz gördük. Büyük bir gençlik ve kadın dinamiğiyle karşı karşıyayız. Bugünkü siyasi ideolojik kültürel yapılanmanın bu gençlik ve kadın dinamiğini mas etmesi mümkün değildir. Bugünkü siyasal önderliğiyle AKP’ye oynayan Kürt siyasetine rağmen, Kürt halkı da önemli bir dinamik olarak varlığını koruyor. Devrimci yükseliş için olanaklar var, o zaman bu olanakların hakkını nasıl bir partiyle verebiliriz? ‘Steril kalacağım’, ‘Şu dinamiğe el atarsam sterilliğime halel gelir’ yaklaşımıyla mümkün değil. Her siyasi dinamiğe cesaretle müdahale edeceğiz. Eğer birleşeceksek, olanakların hakkını vereceğiz. Bunu yaparsak emin olun tekrar yollarımız birleşir.” D evrimci yükseliş Baş ve Çulhaoğlu’nun önderlik ettiği grup Haliç Kongre Merkezi’nde (üstte) Güler ile Okuyan’ın içinde bulunduğu “Atılım” grubu ise Bostancı Gösteri Merkezi’nde kongre yaptı. Ali İsmail’e değil tekme atana rapor Haber Merkezi Gezi Direnişi sırasında Ali İsmail Korkmaz’ı döverek öldüren ve tutuklu yargılanan polis Mevlüt Saldoğan’ın, attığı tekmeden birkaç saat sonra hastaneye giderek “sağ ayak bileğinde çatlak” iddiasıyla rapor almaya çalıştığı ortaya çıktı. Saldoğan’ı muayene eden doktorun, Ali İsmail’in beyin kanamasını fark etmeyerek kas gevşetici yazan Dr. Hasan Gülcü olduğu anlaşıldı. Saldoğan, rapordan bir gün sonra, 4 Haziran’da, Eskişehir Emniyeti’nde, şikâyetçi sıfatıyla ifade verdi. Saldoğan, ifadesinde Korkmaz’ın göstericilere müdahale ettiği sırada sağ ayak bileğine isabet eden taştan yaralandığını ileri sürdü. Saldoğan, Dr. Gülcü tarafından ayağının alçıya alındığını ve bir günlük rapor verildiğini ileri sürdü. 4 Haziran’da da Ortopedi Servisi’ndeki muayenede de yedi günlük rapor verildiğini savundu. Saldoğan, 2 Haziran 2013’te gözaltına alınan 14 gösterici hakkında “görevi Korkmaz yaptırmamak için direnme” iddiasıyla açılan soruşturma dosyasına dört polis ve beş sivil kişiyle birlikte “şikâyetçi” sıfatı ile eklendi. Savcı, dosyada Saldoğan’a ait ortopedi servisi raporu bulunmadığını belirledi. Saldoğan, 20 Kasım Ayvalıtaş 2013’te Adli Tıp Eskişehir Şubesi’ne sevk edildi, muayene sonrası verilen raporda “sağ ayak haricen doğal, ayak hareketleri tam, nörolojik defisit yok” ifadeleri yer aldı. Vali, Ayvalıtaş’ın evine polis gönderdi İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı Direnişi sırasında içinde bulunduğu gösterici grubun üzerine araç sürülmesi sonucu yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya internet üzerinden attığı bir mesaj sonrası evine polis geldiğini ve telefon numarasını aldığını açıkladı. Mehmet Ayvalıtaş’ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş, önceki gün Vali Hüseyin Avni Mutlu’ya Twitter hesabı üzerinden “Kardeşimin öldürülmesinden sonra yaptığınız açıklamalarla, rahmetli annemden çok ah aldınız! Bilin istedim” şeklinde tweet attı. Ayvalıtaş dün, “Dün (önceki gün) Vali Mutlu’ya attığım tweet’ten sonra Vali Bey polis gönderdi, telefon numaramı aldılar” şeklinde mesaj yazdı. Ayvalıtaş, akşam saatlerinde ise Twitter’dan “Vali Mutlu ile ben ve kardeşim Gül telefonda görüştük. Vali’ye o gün trafik kazası söyleminin yanlış olduğunu ifade ettim. Rahmetli annemin ilk duruşma sonu açıklamaları olduğunu, delillerin bunun bir cinayet olduğunu gösterdiğini ifade ettim” açıklamasını yaptı. İstanbul Valiliği’nden Ayvalıtaş’ın ölümüne neden olan olaya ilişkin, “...trafik kazasının sosyal medyada kimilerince suiistimal edilerek provokatif amaçlarla kullanılmak istendiği üzülerek müşahede edilmiştir” şeklinde açıklama yapılmıştı. Okurlardan kısa kısa Değerli Arcayürek’in 5 Temmuz tarihli yazısında değinilen 1950 seçimi 27 değil 14 Mayıs’taydı. Eminim benden önce de uyaranlar olmuştur; ama bu tarih benim için çok önemli, 8 yaşımda 2 hafta hasta yattıktan sonra, İzmir’de sokaktaki durumu gözlemek için dolaşan eniştem Osman Kibar’ın peşinden ilk kez dışarı çıkarılmıştım. Ömür Akyüz Allah’ın 99 İsmi İki hata/eleştiriyi dikkatlerinize sunuyorum: a) 7 Temmuz Pazartesi, 3’üncü sayfa 1. sütun. Haber başlığı: Direklere Arapça Allah yazdılar. Haber içeriğinde yazılan: Allah’ın 99 ismini direklere yazdılar. Hata 1: Allah’ın 99 ismi arasında Allah ismi yoktur. Demek ki başlık içeriğe uymuyor. Hata 2 daha vahim: Habere iliştirilen fotoğraftaki Arapça yazıda ise Muhammed ismini okuyoruz. Yani fotoğraf haberde yazılanları yalanlıyor. Bu devirde Allah ve Muhammed kelimelerinin Arapça yazılışını bilmemek de cabası bir utanç. Magazin âleminde bile vücuduna bu isimlerin Arapçasını dövme olarak yazdıranlardan geçilmiyor. b) 7 Temmuz Pazartesi, 4. sayfa (Bu yukardakinden daha önemli, hatta hayati önemi haiz. Bana göre tabii). Haber başlığı: Çiğli’de Gümrükçü Ödemiş’te Birlik. Haber içeriğinden “... olağanüstü kongre sürecinde delegelerin Çiğli ve Ödemiş’te sandığa gittiği... vs...” anlaşılıyor ve seçilenlerin tamamının isimlerine varana kadar detaylı bilgi veriliyor. Peki, yapılan seçim hangi kuruluşla veya hangi dernekle veya hangi siyasi partiyle ilgili? Bununla ilgili bir bilgi maalesef yok. Tuncer Örüklü Hasta tutuklular 1950 seçimleri ölümü bekliyor ANKARA (ANKA) MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Bakanı Bekir Bozdağ, 19 Kasım 2013 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında ağır ve sürekli hastalığı doktor raporuyla tespit edilen ve buna bağlı olarak hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesini isteyen 37 tutuklunun olduğunu belirterek “Bakanlığımıza yapılan bildirimlere göre bu kişilerde çoğunlukla yaşlılık, ortopedik rahatsızlıklar, İnternet Sitelerine Çifte Kıskaç İnternet siteleriyle ilgili yasa tasarısı TBMM gündemindedir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin tasarıya ilişkin itirazları dikkate alınmadı; internet sitelerini ve sitelerde çalışan gazetecileri zor durumda bırakacak tasarı komisyonda onaylandı. Tasarıya göre beyanname veren internet sitelerinde çalışanlar gazeteci sayılacak, beyanname vermeden habercilik yapan sitelerde çalışanlar ise gazeteci sayılmayacak. TGC haklı olarak gazetecilik mesleğinin, yapılan mecraya göre değil, mesleğin ifa ediliş biçimine göre belirlenmesi gerektiğini savunuyor. Gazeteci bazen televizyonda, bazen gazetede, bazen bir dergide, bazen internette görev yapar. İktidarın öngördüğü tanımlamayı reddeden gazeteciler ya da internet haber siteleri bu düzenleme karşısında Basın Kanunu ve Basın İş Kanunu kapsamında sayılmayacaklar. Bu da açıkça anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi gazeteciyi şöyle tanımlıyor: “Düzenli bir şekilde, günlük yahut süreli bir yazılı, görüntülü, sesli elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar gazetecidir.” Tasarı bu tanımı dikkate almıyor ve kendine göre beyanname veren vermeyen ayrımıyla eşitsizlik yaratmakta direniyor. İnternet siteleri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na verilen olağanüstü yetkilerle ikinci bir darbeyle karşı karşıya kaldılar. 5651 sayılı yasaya dayanılarak yapılan hukuksuz işlemler mahkemelerce birkaç kez bozuldu. Ama bu, tehdidi ve tehlikeyi azaltmadı, durumun ne kadar vahim olduğunu gösterdi. Çözüm yolu TİB’e verilen yetkilerin kaldırılması ve gazetecilerin çalıştıkları mecra ne olursa olsun yalnızca Basın Kanunu’ndaki yükümlülüklerden sorumlu olmaları esası kabul edilmesidir. Beyanname veren basın kanunu kapsamında diğeri değil anlayışı ile ve internet sitelerini boğma amaçlı 5651 sayılı yasayla internet sitelerinin özgürce gazetecilik yapabilmeleri mümkün olmayacaktır. 05.07.2014 tarihli gazetemizin 10. sayfasında, ABD Merkez Bankası’nın kısaltması yine “Fed” şeklinde yazılmıştır. Oysa ki 21.04.2014 tarihli yazınızda “Kurumlarla ilgili kısaltmalar büyük harf kullanılması kuraldır. NATO, CIA, TBMM gibi...” şeklinde açıklamada bulunmuştunuz. Ali Durmaz İlgili arkadaşlar flamingo denilen kuşların adının Anadolu’da allıturna olduğunu bilmiyorlar sanırım. “Flamingom bizim ele varırsan şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle...” diye başlayan bir türkümüz de yok. İsmet Değirmenci Bir kere daha; Fed değil, FED Mezarlıktan geçen su borusu 5 Temmuz 2014 tarihli Cumhuriyet’te “Tarihin altında su borusu” başlıklı tamamen yanlışlarla ve garipliklerle dolu yazıyı hayretle okudum. Mezarlıktan ne zaman döşendiği bilinmeyen boru geçiyormuş. Bu borunun patlaması halinde yaratacağı tahribatı hayal bile edemiyorlarmış. Tarihin altında 150 tonluk tehlike ne demekmiş. Ahlat şehri kazısının altında 150 ton (150 bar) basınçlı su borusu varmış... Ahlat Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre boru 150 bar basınç altındaymış.. Boru kullanılmıyormuş ama sökülürse tahribata yol açarmış. Cümlelerdeki hatalar bir yana hemen ilk söyleyeceğimiz şudur. Sağlık kuralları ve dini inançlar dolayısıyla mezarlıklardan su borusu kesinlikle geçirilmez. “150 ton (150 bar) basınçlı su borusu” deniyor. Bu yanlışın daha büyüğü olamaz.Ton ağırlık ölçüsü birimi. Bar ise hava basıncı birimidir. Su için basınç birimi atü (1 Atü=10 m.) veya metre olarak belirtilir. (Böyle bir hatayı yapan öğrenci hidrolik dersinden diğer soruları doğru yapsa da geçer not alamaz.) Tarihi gelişim içinde basınçlı su boruları font, çelik çok yenidir. Binlerce yıl serbest akışlı (cazibeli) kanallar ve pişmiş kil borular kullanılmıştır. Bu ne cins bir borudur ki 150 metre basınca (150 barla bunu kast etmek istiyor herhalde) dayanıyor? Daha uzatmak istemiyorum. Bu haberin yazarını yanlış bilgilendirmişler. Kısacası bu hata Cumhuriyet gazetesi için bahtsızlık olmuş. Öyle değil mi? Sacit Renda psikolojik problemlerle kanser, koroner arter, felç, kronik akciğer, böbrek yetmezliği gibi hastalıklar bulunduğu anlaşılmıştır” bilgisini verdi. Bozdağ, çeşitli hastalıklar nedeniyle 2006 yılından itibaren ceza infaz kurumlarında bulunduğu sırada hayatını kaybeden tutuklu sayısını şöyle sıraladı: “2006 yılında 1, 2007 yılında 4, 2008 yılında 7, 2009 yılında 8, 2010 yılında 3, 2011 yılında 4, 2012 yılında 6 ve 2013 yılında 7 Haziran 2013 itibarıyla 2.” Allıturna Hasan Ferit anısına rehabilitasyon merkezi n İstanbul Haber Servisi Maltepe’nin Gülsuyu semtinde uyuşturcu çetelerinin tetikçileri tarafından katledilen Hasan Ferit Gedik anısına dün Gazi Mahallesi’nde Hasan Ferit Gedik Bağımlılıkla Mücadele Rehabilitasyon Merkezi açıldı. Açılıştan nöce Halk Cephesi tarafından Gedik’in yakınlarının da katıldığı anma yürüyüşü gerçekleştirildi. Tanrıkulu: Peşini bırakmayacağız n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, 1990’lı yıllarda işlendiği öne sürülen 19 faili meçhul cinayetle ilgili davanın, “sadece 1990’ların değil, bugünün de davası” olduğunu belirtti. Tanrıkulu, “Tetikçiler, organizatörler ve en tepedeki karar vericiler hak ettikleri cezayı bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacaklarını” bildirdi. İyi günler dileğiyle. Cumhuriyet gibi bir gazetede dış haberlerin en az iki sayfa yer alması gerektiğini düşünüyorum. Üstelik bu konu TV ve internet medyasında da yeterli ölçüde ele alınmıyor ve bir gazete için önemli bir üstünlük sağlayabilir. Ayrıca yarım sayfaya yakın bir yer tutan TV program akışlarının işlevsel olduğu ve ilgi çektiği kanaatinde değilim. Selamlar. Tayfun Durat. Dış Haberler neden tek sayfa? ‘RTÜK taraflı yayınları görmüyor’ n ANKARA (ANKA) RTÜK, TRT’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yayınlarında bir ihlalinin olmadığına karar verirken RTÜK Üyesi Ali Öztunç, “TRT Haber, Başbakan’ın siyasi ve idari faaliyetleri arasında ayrım yapmadan tüm faaliyetlerini, açılışlarını ve konuşmalarını canlı olarak ekrana getirme görevini benimsemiş bulunmaktadır. RTÜK de mümkün olduğunca TRT’nin taraflı yayınlarını görmezden gelmektedir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle