Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2014 CUMARTESİ 6 HABERLER AKP ile cemaat arasındaki kavgayla ortaya çıkan dinleme skandallarına yenisi eklendi CHP’ye dinleme şoku AYŞE SAYIN Tayyip Yeni Ne Dedi? Evet Recep Tayyip Erdoğan en yeni şey olarak bugüne kadar yapılan tartışmalara yeni ve anayasada olmayan bir yorum getirdi: Cumhurbaşkanı icranın başıdır. Cumhur yani millet, yani cumhurbaşkanı milletin başkanıdır ve anayasanın 104. maddesi de cumhurbaşkanı devletin başıdır demektedir. Bu da icranın başı demektir. Anayasa bunu söylüyor ama anlamakta zorluk çekiyorlar, diyerek bir de zılgıt çekti anayasa hukukçularına, muhalefete, bu konuyu hâlâ tartışanlara! Anladınız mı, bunca hukuk yalamışlar! Hele hele Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, bunca yıl konuştun ama bu kadar yalın ve veciz bir anayasa yorumu yapamadın ve konuyu kapatamadın... Biz de böylece RTE’nin neden “icracı cumhurbaşkanı” diye tutturup durduğunu anlamış olduk! Ama tabii ki anayasada böyle bir yorumun zerresi yok. Anayasa güçler ayrılığı ve parlamenter sisteme dayalıdır. Devlet bir aygıt olarak hep vardır, devlet demek aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti demektir, tüm milleti ve kurumlarıyla birlikte; cumhurbaşkanı da bütün bunları temsil eder. Bazen “devlet başkanı” olarak bazen “cumhurbaşkanı” olarak geçer bu tanımlama. Cumhurbaşkanı yani milletin başkanı tanımı, önceliği millet vurgusuna yaptığı için bence de daha önemlidir. Hükümetler ise programlarıyla gelir giderler, bakanlıklar aracılığıyla devlet aygıtını icraatı için kullanır. Yani icranın esas başı hükümetlerdir. Cumhurbaşkanı da tabii ki yetki ve görevleriyle bir icraatta bulunur. RTE devlet başkanı icranın başıdır yeni tanımını neye dayanarak yapıyor? Kazanırsa eğer geride AKP hükümetini bırakacağı için. Seçimler kazanmış, 12 yıldır ülkeyi yöneten ve muktedirlik mertebesine ulaşmış güçlü liderliğine.. O hızla yıllardır gönlünde yatan Çankaya’ya çıkacaktır ve tabii parti içinde ve hükümette henüz gücünü fiili olarak koruyacağı için de kendisini tümleşik bir yapının en tepedeki icracı başı olarak görmektedir. Mesela hükümet başka bir partiye ait olsaydı, RTE’nin bu tanımına herkes güler geçerdi! Fiiliyatta karşılığı olmazdı! RTE, kazanırsa eğer cumhurbaşkanıparti ve hükümet olarak yürüteceği programı açıkladı dün. Önce bunu saptayalım! Bunun ileride doğuracağı sorunları sonra tartışırız... Hükümete yakın ve iyimser yorumcular, bir sorun çıkmayacağını söylüyor... Olmaz diyerek, sorunları önleyeceklerdir! Fayların belediye meclisi kararıyla örneğin yok sayılması gibi... RTE’nin kullandığı dil; yapacağız, edeceğiz şeklindeydi (Cumhurbaşkanlığı ise bir bireyin yeridir!), böylece parti devlet ve hükümetin başı olarak ortaklaşa bir icraata da vurgu yaptı! Bu “Yeni Türkiye’nin” şifresidir. Bunu daha ayrıntılı yarın yazacağım.. RTE, vizyon programıyla, aslında bir partihükümet programı açıkladı.. Bu programın içinde başka yeni ne vardı diye baktığınızda, örneğin son seçimlerde hatta yerel seçimlerde de yer yer dile getirdiği konular ve 12 yıldır hükümetinin üzerinde çalıştığı ve millete anlattığı icraat vardı. Bazı yorumcuları sanki yeni büyük şeyler söylemiş gibi heyecanlanmış görüyorum. Vizyonun üç ana unsurundan biri olan, Türkiye’yi ilk 10 büyük ülke arasına sokmak baştan beri var... Bu “öncü ülke” nitelemesi ile de bütünlüklüdür, ki öncülük lafı hep ağzında.. Müreffeh ülke, hep ana konusudur, hizmeti milletin ayağına götürmek ve milli geliri 10 bin dolara yükseltmekle övünür.. Bunu daha da geliştireceklerini söylüyor. Vizyonun üçüncü ayağı demokratik ülke vurgusu her zaman ileri demokrasi olarak dillerinde.. Bunu daha da ilerleteceklerini söyülyor. Burada söylenecek olan şu: Aman aman daha ileri götürme boğulup gideriz! Basının büyük özgürlük içinde olduğu gibi bir yalanı da orada dinlemek zorunda kaldık yine.. 10 yıldır Alevileri eşit vatandaş yapacaklarını söylüyor, milim ilerlemedier ama 12 yıllık ikidarlarından sonra vizyonlarında hâlâ Alevi sorunu yer alıyorsa anlayın artık! Alevilerin önünde bir havuç, koşturacak demektir! Kürt meselesinin nasıl seyredeceğini de göreceğiz. Umarız bu önemli meselede ülkenin bütünlüğünü dikkate alan doğru yol alırlar. Şüphesiz bir yol gösterici bir açıklamadır vizyon. Ama göz boyamalarla doludur baştan sona.. Başarılamamış ama başarılmış gibi gösterilen konularla süslü... Bunları tek tek ele alacağım.. Sağ olsun bize durmadan yeni konular yaratıyor. ANKARA AKP hükümeti ile Gülen cemaati arasındaki “kavgayla” ortaya çıkan “dinleme skandalları”na yenisi eklendi. CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, HSYK tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında, 1 Ocak 2010Mart 2014 tarihleri arasındaki CHP il ve ilçe başkanlarının isim ve telefon numaralarının istendiğini belirterek “Benim yaptığım araştırmaya göre HSYK bir yasadışı dinleme ile ilgili soruşturma başlatmış. Bu da 1 Ocak 2010’dan 30 Mart 2014 tarihine kadar tüm örgütlerimizin dinlendiği anlamına geliyor” dedi. Önce TBMM Genel Kurulu’nda konuyu gündeme getiren Bayraktutan, ilgili bakandan yanıt alamayınca soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine de taşıdı. Kendisi de 2011 seçimleri öncesinde eski Artvin il başkanı olan CHP Artvin Milletvekili Bayraktutan, kendisine Artvin Cumhuri ‘Kriptolu telefonların yarısı dinlendi’ iddiası Dinleme iddialarıyla ilgili Sabah gazetesinin de dün manşetten duyurduğu haberde, devletin zirvesinin kullandığı 164 kriptolu telefondan 80’inin dinlendiği belirtildi. Habere göre kriptolu telefonların TİB’de isim kaydı olmadan, IMEI numaraları üzerinden, yani kişilerin numaraları ve isimleri olmadan, kayıt altına alınıp yurtdışına servis edildiği öne sürüldü. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 4, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 2, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 14, MGK Genel Sekreterliği’ne ait 25, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a ait 2 kriptolu telefonunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, başbakan yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın kriptolu telefonları dinlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verilen 3 kriptolu telefona ait herhangi bir dinleme kaydı bulunmadı. Kriptolu telefonlar Ocak 2014’ten sonra arıza nedeniyle değişime gönderildi. Yeni kriptolu telefonlar ise dinlenemedi. yet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu aracılığıyla “iletişim bilgileri” konulu bir yazı geldiğini ve yaptığı araştırma sonrasında tüm il başkanlıklarına da aynı yazının gittiğini öğrendiğini anlattı. Başsavcı Yusuf Bahadır Özay imzasıyla Bayraktutan’a gönderilen “HSYK Başmüfettişliği’nin 8.07.2014 tarih ve 07/81 sayılı yazısı”nda ilgili şöyle dendi: “01.01.2010 ve Mart 2014 tarihleri arasında görev ifa eden/ etmiş olan merkez ilçe ve il baş kanının ad ve soyadları ile kullandıkları telefon (sabitcep) numaralarının (Excell formatında) yazılı ve dijital (CD) ortamında düzenlenerek 3 gün içinde cumhuriyet başsavcılığımıza gönderilmesi hususunda bilgi ve gereği rica olunur.” Tebliği önceki gün alan Uğur Bayraktutan, “çözüm paketi”nin görüşmeleri sırasında hükümet adına soruları yanıtlayan Tarım Bakanı Mehdi Eker’den de bilgi istedi. Bayraktutan, “Bu konuda bir bilginiz var mıdır?” sorusunu yöneltti. Ancak Eker, bu soruyu yanıtsız bıraktı. Bunun üzerine Bayraktutan, dün de Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vererek HSYK tarafından yürütülen soruşturmanın hangi “hâkim ve savcılara” dönük yapıldığı konusunda bilgi istedi. Bayraktutan, “Bu iddialar doğru ise hangi cüret ve cesaret ile ülke çapındaki CHP il ve ilçe başkan Konuya ilişkin Cumhuriyet’e bilgi veren Bayraktutan, “Telefon dinlemeleri konusunda HSYK’nin yürüttüğü bir soruşturmayla ilgili” bu bilgilerin istendiği bilgisini aldığını söyledi. Bütün il ve merkez ilçe başkanlıklarına da aynı yazının gittiğini belirten Bayraktutan, “Tabii elimde belge yok ama yüzde 99.9, bu yasadışı ya da keyfi telefon dinlemeleriyle ilgili bir soruşturma. Bu partimizin tüm örgütlerinin 4 yıl boyunca dinlendiğini gösteriyor. Tabii şimdi hükümet ile paralel yapı arasında kavga olunca belli ki bir soruşturma başlatılmış. Hükümet kendisi de bu olayın mağduru olunca ancak bu dinlemelerin üzerine gidildiği anlaşılıyor” dedi. 4 yıl dinlemişler ları dinlenmiş bulunmaktadır. Eğer böyle bir dinleme var ise bu dinlemeler yasadışı yollardan mı gerçekleştirilmiştir” sorularına da yanıt istedi. nANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski DSP Genel Başkanı, eski Devlet Bakanı Zeki Sezer’in eşi Ülkenur Sezer (52) dün yaşamını yitirdi. Hacettepe Hastanesi Onkoloji bölümünde tedavi gören Ülkenur Sezer iki çocuk annesiydi. Aralarında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu çok sayıda politikacı da Sezer’e başsağlığı dileğinde bulundu. Zeki Sezer’in acı günü KAPLAN’IN EMNİYET’TE ÖLÜ BULUNMASINA İLİŞKİN DAVADA 5 POLİSE BERAAT l Bebeği polisin tekmesi düşürmemiş Savcıdan skandal karar İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe’de 2010 yılında rektörlerle yaptığı toplantıyı protesto eyleminde 6 haftalık bebeğini polisin karnına ve beline tekme atması sonucu düşüren E.Ö’nün şikâyetine savcılık takipsizlik kararı verdi. E.Ö’nün avukatı Gülizar Tuncer, takipsizlik kararına itiraz etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olaydan 4 yıl sonra verilen takipsizlik kararında, E.Ö’nün olaydan hemen sonra aynı gün Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan doktor raporunda darp cebir izinin bulunmadığı kaydedildi. Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu da 25 Temmuz 2012 tarihli raporunda “iddia edilen travma ile düşük arasında illiyet bağı kurulmasının tıbben mümkün olmadığı” şeklinde görüş açıkladı. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 23 Mayıs 2012 tarihli raporunda ise E.Ö’nün maruz kaldığı travmanın erken gebelik kaybına, çocuğun düşmesine yol açtığı belirtildi. İki rapor arasındaki çelişki üzerine görüşü sorulan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu ise 20 Mart 2014 tarihli raporunda mevcut bulgularla gebeliğin kendinden kaynaklanan bir nedene bağlı olarak bozulduğu anlatıldı. Raporda, olay öncesi gebeliğin sağlıklı olduğuna dair herhangi bir tıbbi belgenin olmadığı aktarıldı. CHP’li başkan pankart davasında beraat etti nESKİŞEHİR (Cumhuriyet) CHP’li Han İlçe Belediye Başkanı Erdal Şanlı, hakkında geçen yıl Gezi Direnişi eylemlerinde taşıdığı “Başbakan mezara, halk iktidara” yazılı pankart nedeniyle “Kamu görevlisine hakaret” ve “Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” suçundan dava açıldı. Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davada Şanlı, beraat etti. Şanlı’ya, “AKP’lilerin şikâyeti üzerine” geçen yıl aralık ayında dava açılmıştı. 64 cm. yüksekliğindeki masanın demirine kendisini asarak intihar ettiği ileri sürülen Kaplan’ın babası Emniyet’in açıklamalarına tepki göstermişti. Eski PKK’li çatışmada öldü nHAKKÂRİ (DHA) Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin hâkimiyetinde bulunan Rojava bölgesine IŞİD militanlarının düzenlediği bombalı saldırılarda ölen PYD’nin silahlı kanadı YPG’nin Kobani Eyalet Sorumlusu Kendal Devran kod adlı Fazıl Kalapak’ın (30) cenazesi Tekser Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze nedeniyle kentte esnaf kepenk açmadı. Kalapak’ın geçen yıl PYD saflarına geçtiği belirtildi. O masada intihar etmiş! İstanbul Haber Servisi Bağcılar’da eşine şiddet uyguladığı iddiasıyla Emniyet’e götürülen kişinin ölümüne ilişkin davada “ihmali davranışla kasten adam öldürme” suçundan 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 5 polis memuru beraat etti. Bağcılar’da, 20 Eylül 2012’de eşi Hüsniye Kaplan’ın şiddet gördüğü şikâyeti üzerine polis merkezine götürülen Hasan Latif Kaplan, avukat görüşme odasında 64 cm. yüksekliğindeki masanın, 52 cm. yüksekliğindeki bölmesine kemeriyle asılı olarak bulunmuştu. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, Emniyet’te intihar eden Hasan Latif Kaplan’ın eşi Hüsniye Kaplan hazır bulunurken ve tutuksuz 5 sanık polis duruşmaya katılmadı. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, polis memuru sanıklar Güven Atiş, Salih Özübek, Hüseyin Ak, Oğuz Kantaroğlu ve Sinan Çan’ın atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığına hükmederek, beraatlerına karar verdi. Hahambaşılık, Tilbe’yi kınadı nİstanbul Haber Servisi Türkiye Hahambaşılığı Türk Musevi Cemaati, şarkıcı Yıldız Tilbe’nin Twitter hesabından attığı mesajları kınayarak, yargı yetkililerinin “nefret yasası” kapsamında hukuki işlem yapmasını beklediklerini açıkladı. Tilbe adına açılan hesaptan, İsrail’in Gazze operasyonuna ilişkin, Hitler’in Yahudi soykırımını öven mesajlar atılmıştı. l CHP’lilerder kundaklan camiye ziyaret ‘BİNAYI ACİL BOŞALTIN’ nİstanbul Haber Servisi Babası Adnan Al Mousa’nın azmettirmesiyle Esad yanlısı olduğu ve Suriye yönetimine bağlı askerlerle ilişkiye girdiği iddia edilen ablası Musayı Al Mousa’yı bıçakla boğazını keserek öldürüp valize koyan Suriyeli R. A. M. hakkında iddianame hazırlandı. İstanbul Çocuk Savcılığı tarafından hazırlanan iddinamede R. A. M. hakkında 14 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istendi. Valiz cinayetinde 20 yıl istemi ‘Mezhep kavgası çıkarmak istiyorlar’ İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı İl Başkan Yardımcıları Hatice Almaca, Hüseyin Aksu, Bektaş Davutoğlu, Yüksel Mansur Kılınç ve Sinan Karahan ile birlikte ve beraberindeki heyet, Esenyurt’ta kundaklanan Caferilerin gittiği Muhammediye Camisi’ni ziyaret etti. Salıcı “Türkiye’de bir mezhep kavgasını ya da kardeş kavgasını ön plana çıkarmaya çalışan birileri olduğu kanaatindeyiz. Hiçbir ibadethaneye saldırı bizim dini inancımızda, kitabımızda yoktur. Bu sadece cami, cemevleri için geçerli değil, başka dinlerin ibadethaneleri için de geçerlidir” dedi. Salıcı, cami imamı Hamza Aydın’a ve cami cemaatine geçmiş olsun dileğinde bulundu. Bu sırada bazı vatandaşlar Salıcı’ya yaşanan olaylardan dolayı tedirgin olduklarını ve önlem alınması gerektiğini söyledi. Olaydan sonra CHP’den Esenyurt Belediyesi başkan adayı olan Çetin Çapan da Muhammediye Camisi’ne “geçmiş olsun” Salıcı camide inceleme yaparak olayla ilgili bilgi aldı. ziyaretinde bulunmuştu. Meclis’te ‘yanlış alarm’ paniği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 30 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından hizmete giren TBMM milletvekili yeni halkla ilişkiler binasında her gün yeni bir skandal yaşanıyor. Önceki gün “lağımların” patladığı halkla ilişkiler binasında dün de “yanlış alarm” paniği yaşandı. Milletvekilleri, komisyon odaları, bankalar, Meclis hastanesinin de içinde bulunduğu binada saat 14.00 sıralarında “Dikkat, acil durum nedeniyle derhal binayı terk ediniz, asansörleri kullanmayınız” şeklinde “dijital” anonslar yapıldı. Milletvekilleri ve çalışanlar yaklaşık 20 dakikada binayı terk ederlerken “Bomba ihbarı” söylentisi yayıldı. Apar topar koruma daire başkanlığı yetkilileriyle toplantı yapan Genel Sekreter İrfan Neziroğlu bilgi aldı. Bu sırada görevlinin yanındaki arkadaşına “tatbikat der geçeriz” dediği duyuldu. Bu durum anonsun bir ihbar nedeniyle ya da “yanlış alarm” nedeniyle yapıldığı kuşkusunu artırırken, bu kez binada önce “Yanlış anons yapılmıştır özür dileriz” anonsu yapıldı. Ancak güvenlik görevlileri ve Neziroğlu daha sonra “yangın tatbikatı” açıklaması yapınca bu kez “Deneme sırasında yanlış anons yapılmıştır, özür dileriz” anonsu duyuldu. Neziroğlu daha sonra habersiz “yangın tatbikatı” yapıldığını ileri sürdü. Neziroğlu, çalışanların 3 dakikada binayı terk ettiğini bildirdi. Bazı çalışanlar, yangın çıkışlarının “kapalı” olduğuna dikkat çektiler. ‘Marmaray kredisini biz bulduk’ Sabah akşam intihar nİstanbul Haber Servisi Boğaziçi Köprüsü Anadolu Yakası’na geçişte, köprü üstünde dün saat 07.30 sıralarında bir kişi korkuluklara çıkarak intihar girişiminde bulundu. Polisin 2 saatlik çabası sonucu ikna ettiği kişi polis merkezine götürüldü. Olay nedeniyle trafik yoğunluğu yaşandı. Akşam saatlerinde de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçişte korkuluklara çıkan 3 kişi intihar etmek istedi. İntihar girişiminde bulunan kişiler de ikna edilerek emniyete götürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Marmaray’ın kredisini koalisyon hükümeti döneminde kendilerinin bulduğunu ve ihalesini kendilerinin yaptığını belirtti. Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Marmaray projesini Osmanlı’dan aldıklarını söylediğini anımsattı. Projenin fizibilite çalışmalarının 1984’ten itibaren yapıldığını anlatan Vural, koalisyon hükümeti döneminde Japonya ile yapılan kredi anlaşmasının yayımlandığı 15 Şubat 2000 tarihli Resmi Gazete’yi gösterdi. Vural, 2001’de MHP’nin de ortağı olduğu hükümetin işbaşında bulunduğunu anımsatarak “Krediyi bulan benim, ihalesini yapan benim, siz de temel atmayı geciktirdiniz” dedi. Yayın yasağı AYM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Musul Başkonsolosluğu’na IŞİD baskınının ardından konulan yayın yasağının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. CHP’den yapılan açıklamaya göre Tanrıkulu, yayın yasağının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Tanrıkulu, Musul’da başkonsolosla birlikte birçok yurttaşın kaçırılmasına ilişkin yayın yasağının, hukuka aykırı olduğunu ve tamamen iktidarın iç ve dış politikadaki zafiyetini örtmek amacıyla getirildiğini belirtti.