22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MART 2014 CUMARTESİ 12 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada her alandaki sağlam temellerini dinamitleyen uygulamalarına devam ediyor. Kısa süren moral bozukluğunu aşıp her hafta eline tutuşturulan anketlerde oy olasılıklarına bakıyor. Sonuçları yüzde 4550 bandında görünce; dünya âlemin haklı eleştirilerini elinin tersiyle itiyor. Daha bugünden “yaptıklarım yapacaklarımı solda sıfır düzeyine düşürecek” müjdeleri veriyor. Yılbaşında parlak renkli lambalarla süslenen çam ağaçları gibi, önceki gece karşısına dizilmiş, her devrin adamı olmayı başardığı için özel madalya ile ödüllendirilecek Mehmet Barlas başta, önünde sıralanan gazetecilere öyle açıklamalar yaptı ki… …daha bugünden genel seçimlerde yine tek başına iktidar olacağından kuşku duymayan bir insan gibi yapacaklarının ilk listesini açıkladı. HHH Daha bugünden internetle ilgili adımlara da kimin ne diyeceğine bakmadan devam edeceğini söyledi ve “Dünya ne der, şu bu ne der? Bizim kararlılığımız var. Bu milleti Youtube’a, Facebook’a yedirmeyiz. Kapatılmaları dahil, gereken yapılacak” dedi. Övgülerle millet dediğine bakmayın kalabalıkları okşayıcı sözlerine. “Ben demek millet demek” istiyor aslında da şimdilik bu inancını söyleyemiyor. Henüz eline sağlam kanıtlar geçiremediği için örgüt diye nitelediği Gülen cemaatine karşı artık emrine aldığı yargıyı bugün harekete geçiremiyor ama… …hiç kuşkunuz olmasın, vatan millet yararını korumak için devletten temizlemeye karar verdiğini açıkladığı cemaatten, 17 Aralık’tan başlayarak hükümetine vurduğu darbelerin intikamını almaya hazırlanıyor. Kanıt mı? RTE’ nin cemaatle ilgili açıklamalarındaki sözleri. Artık cemaatin ne isterse yaptığını söyleyerek adeta bu davranışlarıyla vatana ihanet ettiğini sık sık söylüyor. Bu, toplumdan güya özür diliyor demek değil. Nimete ihanet diye gördüğü, hâlâ affedemediği bu hareketin faturasını cemaatin ödemesini zorunlu görüyor. Soruldu önceki gece. Elbette çanak bir soru idi. “F. Gülen hakkında kırmızı bülten çıkarılabilir mi?” “Niye olmasın?” diye yanıtladı. Gülen’i yargılamak için “Ey Gülen, sen Türksen neden ülkene dönmüyorsun?” edebiyatı ile Türkiye’ye çağrıyor, olumlu yanıt alamıyor. Başkan Obama ile son konuşmasında “ABD’nin bizden iadesini istediği suçluları hemen gönderiyoruz ama Amerika Türkiye’yi Pensilvanya’dan karıştıran Gülen’i bize göndermiyor. Bu ne iş?” dediğini ve Obama’ın da tarizkâr eleştirisini “mesaj alındı” diye yanıtladığını açıkladı. RTE, Gülen’i artık uluslararası soruna dönüştürüyor. ABD bugüne dek Amerika yasalarına aykırı herhangi bir hareketi görülmediğ için bir süre önce Ankara’nın resmi iade başvurularını reddetti. Şimdi RTE, oradan Türkiye’yi karıştırıyor diye, üstelik hâlâ somut kanıt ve deliller içermeyen bir dosya bile hazırlayamadığı Gülen’i geçerli hangi gerekçeye dayanarak Türkiye’ye postalatacak?.. HHH Önemli olan, Başbakan’ın bu ülkeyi getirdiği noktadan yarınlarda, ister başbakan ister cumhurbaşkanı olsun, bugünleri bile arayacağımız nerelere sürükleyeceği… Ulusal iradeyi sürekli okşamasındaki neden; kişisel siyasal hesaplarını ancak bu yoldan gerçekleştireceğinin bilincinde olmasından ileri geliyor. Kim ne kadarına inanır, hayranları demokrasiye bu denli sadık ve inançlıdır diye RTE’ye ne kadar bağlıdır bilemem ama RTE’nin gerçek bir demokrat olduğuna inanmam ben... İktidar tutkusu ve ihtirası yüreğini, kafasını öyle sarıp sarmalamıştır ki, hâlâ ya Köşk’te ya da yine Başbakanlık’ta nasıl olacağının hesaplarını yapıyor. Yıllarca genel başkanlığa bir kez seçilenin koltuğa yapışıp kalması eleştirilerini dikkate alarak RTE, partisini kurarken tüzüğe bir kişinin üç dönem vekil olabileceği kuralını koydu. Ama yıllar geçti. RTE de üç kez vekil seçilerek oturduğu genel başkanlık ve Başbakanlık koltuğuna öyle ısındı ki… Bir kişinin, tabii kendisinin de üç kez vekilliğini sona erdiren kuralı.. şimdi nasıl yapsa etse de değiştirsem diye olası planların peşinde. Hele cumhurbaşkanı seçilemezse… …kendisine bulunmaz Hint kumaşıymış gibi değer biçildiğini varsayarak üç kez vekillik kuralını tüzükten çıkarmaya hazırlanıyor. HHH Yani? RTE, AKP dışındaki dünyaya diyor ki, benden kurtulmak mı istiyorsunuz; cumhurbaşkanı seçilmeme destek olunuz, teşvik ediniz. Ha seçmiyorsanız; öyleyse 2015’ten sonra kırk satır mı kırk katır mı diye özetlenebilecek yeni “RTE tipi” ileri demokrasili günlere hazır olunuz! DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ Avukat Çakır cezaevinde yatan kadın mahkumların ‘yalnızlığını ve sorunlarını’ anlattı ‘Sokakta yatmaya razıyız’ İKLİM ÖNGEL Cezaevinden anlamlı mektup Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden gazetemize gönderilen mektupta da tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlandı. Kadınlara yönelik baskı ve şiddete dikkat çeken tutuklular “Arkadaşlığın, dostluğun saf, temiz ve çıkarsız, menfaatsiz yaşanacağı yarınların inancıyla tüm kadınların gününü kutluyoruz” denildi. ANKARA CHP Cezaevi Kadın Komisyonu’nda görevli Ankara Barosu avukatı Fatma Çakır, kadınların yıllardır mücadelesini verdiği “kadın erkek eşitliği” ilkesinin cezaevlerinde fazlasıyla uygulandığını kaydetti. “Cinsiyet ayrımcılığının olmadığı tek yer cezaevleri” diyen Çakır, “Mevzuatta kadın ‘yok’ farzediliyor. Yanında çocuğu olan kadının dahi bir farkı yok. Kadının yanından evladı çok rahat alınabiliyor, çocuk için ayrıca mama verilmeyebiliyor. Mahpus kadınlar cezaevinde olmaktansa sokakta yatmaya razı” dedi. Çakır, Cumhuriyet’e cezavelerinde yatan hükümlü kadınların sorunlarını anlattı. Çakır, İnfaz Yasası’nın açık bir şekilde cinsiyet ayrımcılığı yapmadığını vurguladığnı kaydetti. “Kadın, erkek ve çocuk fark etmez, herkes aynı” diyen Çakır şöyle konuştu: “En korkutucu olanı, anneleriyle kalan çocukların durumu. Kreş var, ama oyuncak yok. Kreşi olmayan cezaevlerinde çocuk SIĞINAN KADINA SANDIK DA KİLİTLİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kadınlar, şiddet gördüğü, tacize uğradığı veya kendine bağlı hiçbir neden olmaksızın yaşam sürükliliğinin tehlikede olması nedeniyle kaldıkları sığınmaevlerinde anayasal hakları olan seçme hakkını kullanamıyor. Sığınmaevlerindeki kadınlar güvenlik gerekçesiyle ya nüfus sisteminde kayıtlı görünmeyerek seçmen dahi sayılmıyor ya da seçmen kayıtları daha önce ayrılmak zorunda kaldıkları eski adreslerinde çıkıyor. Yurtdışında ya da cezaevlerinde olanlar için çıkarılan kanunlarla, bu insanların oy kullanmaları sağlanırken kadın sığınmaevlerinde kalan kadınlar için hükümet herhangi bir düzenleme yapmadı. CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka ise sığınmaevlerinde yaşayan kadınların güvenlikleri tehlikeye girmeyecek şekilde oy verebilmesi için kanun teklifi sundu. Türkiye’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı 2 bin 441 kapasiteli 90 kadın evi bulunuyor. Sivil toplum örgütlerinin desteğiyle sayı 3 bin 256 kapasite ile 125’e ulaşıyor. Bakanlığa bağlı kadın konukevlerinde geçen yıl 8 bin 844 kadın, 3 bin 804 çocuk olmak üzere toplam 12 bin 648 kişi yararlanırken bu yılın ocak ve şubat aylarında 2 bin 331 kadın, 969 çocuk olmak üzere toplam 3 bin 300 kişi hizmet aldı. lar hiçbir faaliyet yapamıyor. Hâkimin takdirine göre bazen annelerinin yanından alınıp çocuk esirgeme kurumlarına verilebiliyorlar. Çocuğun mamaya ihtiyacı var ama verilmiyor.” Kadınların hukuki haklarından habersiz olduğunu söyleyen Çakır, “Adalet Bakanlığı’ndan uzmanların gelip kadınları eğitmesi gerekir” diye konuştu. Yalnız değil kimsesiz Kadınların genelde cinsel tacize ya da şiddete uğradığı için suç işleyip cezaevine girdiğini söyleyen Çakır, “Öldürdükleri kişiler yakın çevrelerinden olduğu için aile de dışlıyor. İş yok, aile yok, eğitim yok. Onlar yalnız değil, kimsesiz” dedi. Kadınların bazı cezaevlerinde tamgün mesai gibi çalıştırıldığını söyleyen Çakır, “Çok ucuza kamu kurumlarına kıyafet dikiyorlar. Orada emek ucuz tabii” dedi. Doktorun ayda bir gelerek tüm kadınları kontrol ettiğini söyleyen Çakır, “Bu Ankara’da olan durum ve bir lüks gibi geliyor” diye konuştu. Kadınların cezaevlerinden çıktıktan sonra da aileleri tarafından yalnız bırakıldığını ve kalacak yerlerinin dahi olmadığını dile getiren Çakır, “Tüm bu sıkıntılara karşın kadınlar cezaevinde kalmaktansa sokakta yatmayı tercih edeceklerini söylüyorlar” dedi. Partilerin belediye aday listeleri siyasetteki kadın gerçeğini gözler önüne serdi Yerel yönetimlerde kadın duyarlılığı şart İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Örgütü, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) ve Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SODEM) tarafından önceki gün İnşaat Mühendisleri Odası’nda “Yerel Yönetimlerde Kadının Gücü” adlı panel yapıldı. Eski Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA. DER) Başkanı Ayşe Bilge Dicleli, partilerin erkek egemen sistem içinde kadını ikinci plana attığını söyledi. CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve ArGe sorumlusu Gülizar Emecan ise yönetimsel kadrolarda kadınların daha çok yer bulmasının gerektiğini belirtti. Almaya’da SPD Konstanz Meclis üyesi Zahide Yetiş de temsil edilmede kadın ve erkeklerin eşit oranda olmasının hizmetlere olumlu yansıdığını ve yurttaşların refah düzeyinin arttığını söyledi. Şişli Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Esra Bozyazı Daylan ise yerel yönetimlerin başarılı olması için kadın duyarlığına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Bu seçimde de yoklar Arkadaşları ve kadın örgütleri korunamamasına isyan etti İKLİM ÖNGEL ADAPAZARI (Cumhuriyet) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen kahvaltıda kadınlarla bir araya geldi. Bakan İslam, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, kadına yönelik şiddet konusunda Türkiye’nin hiç iyi bir noktada olmadığını belirterek, “Türkiye’de bu muhakkak mücadele edilmesi gereken bir şey. İyi bir noktada değiliz bunu açıkca söyleyebiliriz. Bu sadece bizim sorunumuz değil, bütün dünyanın sorunu. ABD ve AB ülkelerinde de kadına yönelik şiddetin çok ciddi bir sorun olduğunu görüyoruz. Bu bizi teselli etmez. Ama çalışmalarımızı devam etmemiz gerektiğini gösteriyor” dedi. Bakandan itiraf gibi açıklama geldi Özge de kurtulamadı İstanbul Haber Servisi Fatih’te önceki gün eski sevgilisi tarafından otobüs içinde tabanca ile vurulan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Özge Gündoğan kaldırıldığı hastanede dün gece hayatını kaybetti. Gündoğan’ı vurduktan sonra kaçan Mehmet Ekinözü de Üsküdar Kirazlıtepe’de kendini ağaca asarak intihar etti. Gündoğan eski erkek arkadaşı tarafından tehdit edildiği için iki kez Göktürk Polis Merkezi’ne başvurmuş ve en son üç gün önce şikâyetini tekrarlamıştı. Gündoğan’ın eğitim gördüğü İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ndeki öğrenci arkadaşları, hocaları ve kadın örgütleri Beyazıt’ta eylem yaptı. Eylemde siyasal bilimler fakültesinde Özge’nin anısına mumlar yakıldı. Grup açıklamanın ardından İstanbul Siyasal Bilimler Fakültesi önünden hukuk fakültesi önüne yürüdü. Gündoğan, ikindi vakti Kemerburgaz Mezarlığı’nda toprağa verildi. Üniversiteli Kadın Kollektifi de Galatasaray Meydanı’nda Özge için eylem yaptı. ANKARA Kadınların eşitlik mücadelesinin simgeleşen tarihi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde gözler partilerin yerel seçimlerdeki kadın adaylarına çevrildi. Siyasette ve yerel yönetimlerde “kadının adının olmadığı” gerçeği, siyasi partilerin netleşen listeleriyle bir kez daha ortaya çıktı. AKP yüzde 1.5, CHP yüzde 3.8, MHP yüzde 2.5 oranında kadın aday gösterirken partiler büyükşehir statüsündeki illerden 9’unda kadın belediye başkan adayladı ile yarışa giriyor. AKP yalnızca seçilmesi garanti gözüyle bakılan Gaziantep’ten eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’i aday gösterirken başka hiçbir il belediye başkanlığında kadın aday göstermedi. CHP’nin listesinde ise büyükşehir statüsündeki 2 ilde kadın belediye başkan adayı yer alırken MHP büyükşehirler arasında yalnızca İstanbul’un Avcılar ilçesinde kadın adayla yarışa girecek. BDP ve HDP ise diğer partilerden farklı olarak “eşbaşkanlık” sistemiyle seçimlere hazırlanıyor. BDP 224 belediyenin 168’inde resmi aday ya da eşbaşkan adayı olarak kadınları gösterirken Mersin ve Diyarbakır’da kadın adaylarla yarışacak. HDP de Antalya, Kocaeli, Sakarya, Muğla ve Tekirdağ belediye başkanlıklarında kadın aday gösterdi. TEPAV’ın raporuna göre, bugün yalnızca Tunceli ve Aydın’da kadın belediye başkanları bulunuyor. 24 kadın belediye başkanı ise ilçelerde hizmet veriyor. Belediyeleri yöneten toplam 26 kadının 12’si BDP, 6’sı CHP, 5’i AKP, 1’i DP, 1’i bağımsız ve 1’i de MHP’li. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, toplantı ve mitinglerinde “kendisi ve ailesi hakkında ‘montaj, şantaj çetesinin’ uydurduğu, kayda alınması, ifşası, yayılması suç teşkil eden kasetleri esas alarak, iftirada bulunduğu” gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 200 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na dava Gülen’in ailesi toplantı yapacak ERZURUM (Cumhuriyet) Fethullah Gülen’in akrabaları pazar günü Erzurum’da basın toplantısı düzenleyeceklerini duyurdu. “Gülen” Aile Buluşması başlığıyla yapılan basın duyurusunda, “Bir süredir yürütülen bir karalama kampanyası söz konusu. Biz karalama kampanyasından duyduğumuz derin üzüntüyü dile getirmek, kamuoyu ile paylaşmak amacı ile bir basın açıklaması yapacağız” denildi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, seçim bürosu açılışında konuşma yaptığı sırada kalabalıkta bulunan H.A. üzerinde “Hırsız var” yazılı dövizi havaya kaldırıp “Hırsız var, hırsız; uyanın. Açım aç” diye bağırdı. Partililerin tepki gösterdiği genç, gözaltına alındı. Faruk Çelik’e ‘Hırsız var’ protestosu Çocuklarınız için direnin Kültür Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası’nın “8 Mart Emekçi Kadınlar Günü Bildirisi”ni, bu sene Gezi eylemlerinde yaralanan ve hâlâ hastanede uyutulan B.E’nin annesi Gülsüm E. yazdı. “Kadın Özgürleşmeden Yeryüzü Özgürleşmez” başlıklı yazıda Gülsüm E., “Kadınlar, hakları ve özgürlükleri için yüzyıllardır savaşıyorlar. Onlar biliyorlar ki özgürleşmenin, kurtuluşun yolu hem kendileri için hem çocukları için direnmekten geçer. İşte 8 Mart, kadının özgürleşme savaşımının en önemli günüdür” dedi. Kadınların emek mücadelesini ise Gülsüm E., “Bugün yeryüzü kadınları; cins ayrımcılığına, feodalizmin, kapitalizmin kadına dayattığı siyasal ve toplumsal baskılara karşı, emekçiler özgürleşme savaşımının yanı sıra emek savaşımı da veriyor. İşte 8 Mart, emeğin bu aydınlık yolunun unutulmaz, silinmez adıdır” şeklindeki sözleriyle ifade etti. Gülsüm E. yazısını, “Bu özel günde, emek tarihinin emekçi oğullarından Gezi Direnişi’nin ilk karanfili Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş’ı özlemle anıyorum” diyerek sonlandırdı. TYS’nin Emekçi Kadınlar Günü Bildirisi’ni B.E’nin annesi Gülsüm E. yazdı: ‘80’inde de şiddet, taciz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İnsan Hakları Derneği (İHD), “2013 Kadına Yönelik Şiddet Araştırması Raporu”na göre 268 kadın öldürüldü. 70 intihar girişiminden 58’inin ölümle sonuçlandığının belirtildiği raporda, intihar yöntemlerine bakılarak “intihar süsü verilme” şüphesine dikkat çekildi. Raporda; şiddet, taciz, darp, tecavüz veya cinayete kurban giden kadınların yaş aralığı 1590 arasında değişirken, kadınların 80 yaşında dahi vahim olaylarla karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı. Kadınlar 8089 yaş aralığında dahi şiddete, cinayete ve tacize uğrarken, aynı yaş aralığında intihar eden de oldu. LGBT bireylerin maruz kaldıkları şiddete de dikkat çekilen raporda, nefret cinayetlerinin ulaştığı nokta gözler önüne serildi. Yurt Haberler Servisi Şırnak Emniyet Müdürlüğü’nde 60’ı TEM’de, 34’ü KOM’da, 7’si de Siber’de 101 amir ve polis görevden alındı. Şırnak’ta daha önce 21 polis müdürü ve müdür yardımcısı görevden alınmıştı. Şanlıurfa Emniyeti’nde de 2 şube müdürünün görev yeri değiştirildi. Şırnak Emniyeti’nde operasyon ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çok sayıda kamu kurumunda yapılan görevden almalar, Başbakanlık’a da sıçradı. Resmi Gazete’de yer alan Başbakanlık atama kararlarına göre Müsteşar Yardımcısı Murteza Balcı, Strateji Geliştirme Başkanı Muhsin Sezgi ve Bakanlar Kurulu Sekreteri Mehmet Ergün, başka bir göreve atanmak üzere bu görevlerinden alındı. Başbakanlık’ta görevden almalar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle