29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER 28 projeyi açıklayan CHP’nin İstanbul başkan adayı ‘Önceliğimiz ulaşım ve deprem sorunu’ dedi Sarıgül’den 200 proje ALİ AÇAR Kadın Sorunları ve Politika... Kadın sorunları politikanın birincil konusudur. Çünkü, kadın sorunları bir ülkenin sosyal dokusunu en iyi yansıtan alandır. O sosyal dokuyu, o dokunun neler ürettiğini en iyi kadın sorunlarında görebiliriz. Kadın cinayetleri: Kadınların erkekler tarafından öldürülmeleri olan bu dehşet verici olgu neredeyse günlük haberler olmuş durumdadır. Erkekler tarafından kurşunlanan, bıçaklanan, boğulan kadınlar ne yazık ki ya ayrıldıkları ya da ayrılmak istedikleri eşleri tarafından öldürülmektedir. Bu durumun nedeni de “kadınların ayrılmak istemeleridir”. Kadının ayrılma hakkı var mı?: Sorun bu hakkın tartışılmasını zorunlu kılmaktadır. Kadının eşinden ayrılma hakkı var mıdır? Ayrılırsa yeniden başka bir ilişki kurma hakkı var mıdır? Dahası, bir kadının kendisini sevdiğini söyleyen birine “hayır” deme hakkı var mıdır? Kâğıt üzerinde, yasa önünde elbette kadının bu hakları vardır ama gerçekte, bu hakkın kadına sosyal alanda tanınması çelişkilidir. Dinsel kökenli geleneksel politikalar bu hakka sıcak bakmaz. Bu politikalar yapıları gereği “erkek egemen”dir. Bu anlayışa göre “erkek her koşulda haklıdır”, kadının görevi erkeğine itaat etmektir. Eğer bu itaati göstermiyorsa başına gelenlere razı olacaktır. Açık açık söylenmese de üstü örtülü söylem budur. Onun için de boşanmalara, ayrılmalara bağlı kadın cinayetlerine AKP ve sağ politikacılar karışmazlar. Bu olayları polisiye tarafından gördükleri bellidir. Hiçbir devlet yetkilisi bu olaylara yakın durmamış, açıkça bu olayları içtenlikle kınamamıştır. Bu olaylara karşı çıkması gereken ve karşı çıkan politikalar laik politikalardır. CHP için bu konu birincil plana taşınmalıdır. Çocuk gelinler sorunu: Bu konu da feodal yapının yarattığı sosyal dokunun ürünüdür. Kadın hakkındaki kararı ailenin erkek büyüğünün vermesi, bunun sonucunda da çocuk yaşlardaki kızların gelin yapılması başka bir sosyal yaradır ki ancak “laik ve çağdaş kadın haklarından yana politikalar” tarafından ele alınıp önlenebilir. Kürt halkı adına mücadele eden politikacıların bu sosyal konuda neden suskun kaldıkları sorgulanmalıdır. Gene AKP’nin neden bu sorunu içtenlikle ele almadığı bilinmelidir. Bu konu da CHP tarafından ele alınması gereken birincil konular arasındadır. Kadınların seçme ve seçilme hakları: Atatürk Cumhuriyeti’nin ilk sağladığı haklardan olan bu evrensel hak da geleneksel dinsel politikalar tarafından erkeklerin el koyduğu bir hak olarak çalışmaktadır. Erkeğin istediğinden ayrı bir oy kullanmak ancak laik ve çağdaş kadının yapabileceği bir şeydir. Halkın gelenekseldinsel politikaların peşinden giden kadınların oyu erkeklerin oyunu ikiye katlamaktan başka bir sonuca yaramamaktadır. Kadının çalışma hakkı: Bu hak da erkek egemen politikalar altında “erkeğin rızası ve erkeğin isteği” ile kullanılabilmektedir. Gelenekseldinsel politikalar “kadının yerinin kocasının evi”, “kadının işinin çocuk doğurmak ve büyütmek” olduğu yönünde güdülmektedir. Kadının çalışma hakkı da ancak laik, çağdaş, demokratik politikalar tarafından desteklenmekte, işlerlik kazanmaktadır. HHH 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bütün bunlar gene çağdaş, laik, demokrat kadınlar tarafından ele alındı, konuşuldu ancak bütün kadın kamuoyuna iletilemedi. CHP başta olmak üzere bütün sol partiler, İşçi Partisi, ÖDP, Emek Partisi, TKP kadın sorunlarını öncelikli maddeleri olarak belirlemeli, en somut örneklerle topluma iletmelidirler. Kadın hakları bir toplumun uygarlık ölçeğidir. Uygarlığın ölçekleri ne sokaklarda dolaşan otomobillerin markası ne de yükselen yapılardır. Uygarlığın iki ölçeğinin birincisi, kadınların laik, çağdaş, demokratik haklarının sağlanmış olması; İkincisi, gençlerinin özgürce düşüncelerini açıklama, yayma, toplanma haklarının sağlanmasıdır. Bu iki hakkın da sağlanmadığı, verilenlerin de geri alındığı bir ülkenin uygar olduğunu iddia etme hakkı bile yoktur. Önümüzdeki seçimlerde seçeceğimiz geleceğimizdir… CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Mustafa Sarıgül, ilk 5 yıl için 200 proje hazırladıklarını belirterek “Bu fikir projeleri günlerin, haftaların ve ayların sonucudur. Tüm projeler bizim fikir önerilerimizdir. Biz yasaklara karşı özgür projeler gerçekleştireceğiz” dedi. Sarıgül, projeleri arasında önceliklerinin İstanbul’un ulaşım ve deprem sorunu olduğunu söyledi. Sarıgül dün Point Otel’de yaptığı basın toplantısıyla 200 projeden 28’ini kamuoyuna açıkladı. Sarıgül, “Artık yoruldular, toplumu da yordular. İstanbul yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir enerji arıyor. İstanbul değişime hazırdır” dedi. Sarıgül’ün projeleri özetle şöyle: Planlı Gelişim: Tüm fiziksel, sosyal,ekonomik planları güncelleyeceğiz. Artık her uygulama planlı olacak. Kuzey ormanlarını, su havzalarını, tarım alanlarını koruyacağız. Planlanan barajları mutlaka yapacağız. Ayrıca deniz suyundan kullanım suyu elde edilmesi için gerekli etütleri hemen başlatacağız. Kentsel Gelişim: Kentsel dönüşümü yıkım ve mutsuzluk olmaktan çıkaracağız. Yurttaşlarımızın tüm haklarını ko kun onaylamadığı, halk yararına olmayan hiçbir projeye imza atmayacaklarını söyledi. CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, danışmanı Tonguç Çoban ve Bilim Kurulu Başkanı Doğan Hasol’la birlikte basın toplantısı düzenleyen Sarıgül, doğanın, bilimin, huku ruyacak, tapu ve 2B’den kaynaklanan sorunları mutlaka çözeceğiz. İstanbulumuzu depreme karşı hazırlıklı hale getireceğiz. Metro ve raylı sistemle ulaşıma çözüm: Ulaşım ana planını güncelleyeceğiz. Metroya ve raylı sisteme öncelik vereceğiz. Dünya metropollerinde raylı sistem yüzde 70 ile 90 arasında iken İstanbul’da yüzde 20. Biz raylı sistemin payını yüzde 50’ye çıkaracağız. Deniz ulaşımının payını yüzde 4’ten yüzde 10’a çıkaracağız. Dünya ölçeğinde 2 büyük kent parkı: Anadolu yakasında, İçerenköy’deki hal arazisi ile Avrupa yakasında, 4. LeventMaslak arasındaki golf kulübü arazisini dünya ölçeğinde kent parkı yapacağız. Kültür ve turizmin başkenti ola cak: İstanbul’u festivaller şehri haline getireceğiz. 10 milyon turist sayısını 25 milyona çıkaracağız. Tarihi yarımadayı, açık bir müze yapacağız. Eyüp Sultan’da inanç turizmini öne çıkaracağız. Surları restorasyonla turizme kazandıracağız. Kent meydanları oluşturacağız: İstanbul’da Taksim, Kadıköy, Üsküdar, Aksaray, Beyazıt ve Beşiktaş meydanını yeniden düzenleyeceğiz. Gezi Parkı ise eski haliyle kalacak. 3 büyük kültür merkezi yapılacak: Atatürk Kültür Merkezi’ni hızla onaracağız. Kadıköy’de bir su kenarı yapısı olarak simge bir opera binası yapacağız. Tepebaşı’nda da İstanbul’a yakışır bir konser salonu yapacağız. Ayrıca Haydarpa şa ve Sirkeci garlarını, çevreleriyle birlikte değerlendirerek proje yarışmasıyla, dünya çapında iki kent müzesi haline getireceğiz. Öğretmenler ve öğrenciler önceliğimiz olacak: Öğretmenler ve okullar önceliğimiz olacak. Her ilçeye bir öğretmenevi yapacağız. Öğretmenlerimize ücretsiz ulaşım ve ucuz konut imkânı sağlayacağız. Okullarımızı depreme dayanıklı hale getireceğiz. Sponsorlar bularak, eğitim burslarını yaygınlaştıracağız. Yurtların sayısını arttıracağız. Mümkün olan her noktada ücretsiz internet imkânı sağlayacağız. İstanbul’a olimpik park ve sporcu fabrikaları: Amatör spor kulüplerini destekleyeceğiz. Sporcu fabrikaları kuracağız. Olimpiyat stadını, yeni tesislerle bir olimpik park haline getireceğiz. Ücretsiz tiyatro: Çocuklarımız için her hafta sonu ücretsiz tiyatro ve sinema gösterimi olacak. Hayvan yaşam köyü: İstanbul’un iki yakasına iki hayvan yaşam köyü kuracağız. “Kısırlaştır, sahiplendir” projesini de etkin olarak hayata geçireceğiz. Sinema çekim platoları: Sinema endüstrisi için doğal çekim platoları kuracağız. Film stüdyolarının kurulmasını teşvik edeceğiz. İstanbul doğal çekim platoları, dünya sinemasının cazibe merkezi olacak. ERZURUM (Cumhuriyet) Palandöken Dağı’ndaki bir otelde düzenlenen “Gülen” aile buluşması toplantısında, “Fethullah Gülen ailesi, akrabaları ve hısımları” adına açıklama yapan Fethullah Gülen’in yeğeni Kemal Gülen, “Ne muhtıra dönemlerinde, ne 28 Şubat benzeri dönemlerde Hocaefendi’nin manevi şahsiyeti böyle çirkin saldırıya maruz kalmadı” dedi. Hizmet aleyhinde bir karalama kampanyası sürdürüldüğünü ileri süren Kemal Gülen, bu tür kampanyaları şiddetle kınadıklarını ve derinden etkilenip incindiklerini söyledi. Gülen ailesi: 28 Şubat’ta bile böyle saldırı olmadı ‘Hem hırsız hem yalancı’ TÜREY KÖSE/ ABİDİN YAĞMUR Yurttaşlarla beraber ıslanan Kılıçdaroğlu, alandan yükselen ‘Hırsız Tayyip’ sloganları altında ‘AB’ye de ABD’ye de yalan söyledi. Artık yalancılığını bütün dünya biliyor’ dedi MERSİN CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AB’ye “yargıya müdahale etmiyoruz” diye “yalan söylediğini” ifade ederken, “Sözde Obama’ya telefon etmiş, Obama da ‘mesaj alındı’ demiş. Beyaz Saray da ‘yalan’ dedi. Artık yalancılığını bütün dünya biliyor, hem hırsız, hem yalancı” dedi. Kılıçdaroğlu, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a da seçim bölgesinde “Rüşvet toplama konusunda çağlamış” sözleriyle yüklendi. CHP lideri dün Mersin’de yağmur altında konuştu. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu da mitinge katıldı. Dev platformda korunaklı bir kürsünün altında konuşan CHP lideri, yağmur başlayınca “beraber ıslanacağız” diyerek platformun önüne gelip yağmur altında konuşmasını sürdürdü. Kılıçdaroğlu, “17 Aralık operasyonunun Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olduğunu” söylerken, alandan “Hırsız Tayyip” sloganları yükseldi. CHP lideri, “Başbakanlık koltuğunda oturan kişi başçalan. Adamsan o koltukta oturmazsın, adam gibi istifa edersin” dedi. Alandan “Tayyip istifa” sloganları yükselirken, Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin vicdanına” seslendi. Kılıçdaroğlu, Suat Hayri Ürgüplü’nün adı yolsuzluğa bulaşınca derhal istifa edip, Yüce Divan’a gidip aklandığını anlatırken “Aklanıyor, bu ülke onu başbakan yapıyor. Bunun ar damarı yok. ANKARA (AA) Sinop’ta, 21 Ekim 2007’de yapılan halkoylamasında sandık kurulu başkanı ve 3 görevli, bir görevli yerine imza attı ve oy kullanmayan 32 kişinin yerine oy kullandı. Mahkeme, sanıkları, “sahtecilik” suçundan 4 yıl 2’şer ay, “seçmen listelerine başkası yerine imza atmak”tan 5’er yıl olmak üzere 9 yıl 2’şer ay hapis ve 562’şer lira adli para cezasına çarptırdı. Yargıtay cezayı onayladı. Başkasının yerine oy kullananlara ceza Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın aklanma talebi olmaması hırsız olduğunu gösterir” dedi. (Fotoğraf: DHA) TRABZON (DHA) Trabzon’da nerede oy vereceğini öğrenmek için YSK’nin internet sitesinde sorgulama yapan Caner S. hiç tanımadığı 6 kişiyle aynı evde oturduğunu görünce şaşırdı. Caner S, “YSK’ye telefonla ulaşmaya çalıştım. Sonuç alamadım. Ev sahibine önceki kiracılar olup olmadığını sordum, ancak o da bu 6 kişiyi tanımadığını söyledi” dedi. Tanımadığı 6 kişiyle aynı evde oturuyormuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu’ndan yapılan açıklamaya göre, Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkâri, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illeri, 07.00 16.00 saatleri arasında oy kullanacak. Diğer iller ise 08.00 17.00 saatleri arasında oy verecek. Doğu’da oy kullanma saat 16.00’da bitecek Yarın yurtdışına gittiğinde o ülkenin başbakanının aklından ne geçecek” diye sordu. Alandan “Hırsızzzz” bağırışı yükselirken, Kılıçdaroğlu, “Ar damarın varsa, pirinç tanesi kadar onurun varsa o koltuğu bırak” dedi. Erdoğan’ın “yırtık ayakkabı, yoksulluğa, yolsuzluğa son vereceğiz” söylemlerine dikkat çeken CHP lideri, yurttaşlara “17 Aralık günü bunların maskesi indi. Size yalan söylediler. Sizi kandıran bir partinin liderine hâlâ oy verecek misiniz” diye seslendi. Kılıçdaroğlu, “Başbakan Erdoğan’ın ayakkabı kutusundan korktuğunu, ayakkabı kutusu gösterenlerin, çantasında ‘hırsız var’ bez pankartı taşıyanların gözaltına alındığını” anımsattı. Erdoğan’ın 17 Aralık günü “Bilal oğlanla” konuşmasına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Dünyanın hangi ülkesinde paralar sıfırlandıktan sonra 30 milyon Avro kalıyor. Ben hep mal varlığımı açıkladım. Neden sen mal varlığını açıklamıyorsun?” dedi. B’ye yalan, ABD’den yalanlama’ Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “dışarıya da yalan söylediğini” ifade ederken, yurttaşlara “AB’ye demişler ki, yargıya müdahale etmiyoruz. Adalet Bakanı’yla görüşmesini kabul etti, sen hâkim misin o işadamının mahkum olmasını istiyorsun? Rabia işareti yapıyorlar, bu rabia değil, 4 bakan, 1 başçalan işaretidir” diye seslendi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Mersin milletvekili olan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın adını anınca alandan “yuh” sesi yükseldi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rüşvet toplama konusunda çağlamış. ‘A Meclis’e gelen fezlekede yazıyor, 28 defada 52 milyon dolar götürmüş. Kolunda 700 bin liralık saat. Haram parayla umre yapılır mı? Muammer Güler, bugünlerde gülecek hali yok ya, evinde 1 trilyon... Polisleri, savcıları değiştirdi. Hırsızlık o kadar büyük ki, dünyada onu örtecek bez üretilmedi.” Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bir televizyon programında yaptığı açıklamaların da yalanlandığına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “TV’ye çıktı, 4 tane tuzluk gibi gazeteci dizilmiş, sözde Obama’ya telefon etmiş, Obama da ‘mesaj alındı’ demiş. Beyaz Saray da ‘yalan’ dedi. Artık yalancılığını bütün dünya biliyor” dedi. Daha önce Erdoğan’a “Yüreğin varsa benimle televizyona çık” çağrıları yaptığını anımsatan CHP lideri, “Artık yapmıyorum. Ben yetim hakkı yiyenle aynı yerde durmam, elini sıkmam” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle