Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2014 CUMARTESİ 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL RTE demek özgürlüğün ta kendisi demek, diye kamuoyunu günlerce uyuttular. AKP Grubu, hükümetten gelen hemen her yasayı eyvallah deyip kabul ettiği gibi, sürekli eleştiri konusu olan bir iki noktada rahatlatıcı hükümler getiren internet yasasını da kabul ediverdi... Öylesine özgürlük tanıyor ki yeni internet yasası, örneğin özel yaşamın gizliliğini ihlal eden yayın ve fotoğrafları, hakaret içeren her türlü yayını yasaklıyor. Evet ama hükümetin internet sitelerine tanıdığı özgürlüğe gölge düşüyor: Üstelik mahkeme kararı olmadan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) ve Ulaştırma Bakanlığı’na, kısacası her ikisi de hükümetin emrinde olan bu kurumlara bir siteyi 4 saat içinde kapatma yetkisi tanıyor. Karara itiraz için başvurulacak mahkeme 2 gün içinde sonuca bağlamak zorunda ama.... Yeni Ulaştırma Bakanı TV’lerde uzun uzadıya yaptığı savunuda, daha ne olsun; işte TİB Başkanı’na bir siteyi kapatma yetkisi tanıyoruz ama site sahibinin yargıya başvurmasına da olanak tanıyoruz, demeye gelen açıklamalar yaptı ve... ...yeni internet yasasının bir buçuk yıldır bakanlıkta yapılan inceleme, araştırmalar sonunda hazırlandığını söyledi. Ama bu Batılılar var ya Batılılar; RTE Türkiyesi’nin kalkınma hamlelerini, ekonomisini kıskanan Batılı ülkeler var ya; hani şu Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkeler... ...adeta ağız birliği ettiler. İnternet yasasının kaygı verici içerikte olduğunu söylüyorlar! HHH İster istemez akıllara şu soru takılıyor. Şimdi iki aydır TİB Başkanı olan Ahmet Celalettin Çelik acaba bu yetkiyi nasıl kullanabilir ? Ta Fas’tan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını altyazı olarak geçen Habertürk TV’si sorumlularını arayarak; derhal bu yayına son verilmesini isteyen Başbakan RTE’nin... ...herhangi bir internet sitesinde bir yayını hükümeti ya da kendisi aleyhine diye yorumlayarak o siteyi derhal kapatmasını TİB Başkanı’ndan istemeyeceğine kim güvence verebilir? HHH Özel sektörden bir TV’nin sorumluluları, Fas’tan gelen hadi diyelim ki uyarıyı emir telakki ettikten sonra... ...hükümete bağlı TİB gibi bir kurumun başındaki, kim olursa olsun o kişiden; Başbakan’ın “Kapat o siteyi” buyurmasına aksine bir davranış sergilemesini beklemek abesle iştigalin ta kendisi değil midir? Günlerdir davul çalındı... Tutukluluk süresini en çok beş yıla indiren torba yasanın seçimlerden önce çıkarılacağını hükümet çevreleri söyledi, hatta bu kararlılığı övüldü de... Tabii yahu, onca yıldır iç ve dış hukuk otoritelerince, uzun süreli tutukluluğun evrensel hukuka da insan haklarına da aykırı olduğu söylendi, yazıldı, tartışıldı... Amma lakin bu hükümet kös dinledi. Bana ne evrensel hukuktan der gibi, tartışmalara ve söylemlere omuz silkti!.. Bu gerçekler bilinmesine ve yaşanmasına karşın; geçmiş geçmişte kalsın iyi niyetiyle nihayet tutukluluğu 5 yıla indiren yasa girişimi desteklendi... Bu arada Ergenekon davasında beş yıldan fazla yatanların yararlanacağı işlendi günlerce... Fakattt, Adalet Bakanı Bozdağ; 5 yıl düzenlemesinin Ergenekon ve Balyoz sanıklarını kapsamadığını açıkladı. Başbakan’ın daha öncekli bir açıklaması anımsanırsa; AKP’nin tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasayı 30 Mart’tan önce alelacele çıkarmasındaki asıl neden de anlaşılabilir. RTE, 5 yıl süresi yasalaştığı gün binlerce tutuklunun tahliye edileceğini söyledi. O sırada bu sözü ile toplumsal bir yaraya dönüşen Ergenekon ve Balyoz sanıklarını kastettiği sanılmıştı. HHH Oysa Başbakan bir şey söyledi mi altında partisine yontan acaba hangi amaçlar yatıyor diye bin kez düşünmek gerek. Ergenekon ve Balyoz sanıklarının, daha önce vaat ettiklerinin aksine 5 yıldan yararlanamayacaklarını açıklamaları son örnek. 5 yıl bile seçim arifesinde oy toplama çabası. Tabii bütün bunlar RTE’yi hâlâ tanımamaktan ileri gelen saftiriklikten! ‘Gezi başlangıçtı’ Ayşe Deniz Karacagil Kırmızı fularlı kız, 127 günlük esaretin ardından dün de kardeşi için Antalya Adliyesi’ne geldi ANTALYA (Cumhuriyet) Gezi Direnişi eylemlerinde taktığı kırmızı fular “sosyalizmin simgesi” kabul edilerek “silahlı terör örgütü üyeliği” iddiasıyla tutuklanan 19 yaşındaki Ayşe Deniz Karacagil ile arkadaşları Mustafa Cihan Yılmaz (19) ve Murat Sezgin (25), 127 gün sonra tahliye edildi. Karacagil, “Dışarısı ile içerisi arasında fark yok gibi. Orada gardiyanlar var, burada polisler var. Sadece gökyüzü biraz daha geniş gözüküyor” dedi. Özgürlüğün tadını çıkaramadan 16 yaşındaki kız kardeşi E.D.K. hakkında Gezi Direnişi’ne katıldığı için başlatılan soruşturma nedeniyle adliyeye giden Karacagil, “Hapishane deneyimini onunla paylaşacağım. Hazırlıklı olsun” dedi. Kardeşinin davası için geldiği Antalya Adliyesi’nde gazetemizin sorularını yanıtlayan Karacagil, “Dışarısı ile içerisi arasında fark yok gibi . Burada daha geniş görüyoruz gökyüzünü. Orada gardiyanlar var, burada polisler var. Orada hapishane savcısı var, buradan baktığımızda Başbakan var, bakan var. Yani hep karşılaştığımız şeyler. Biraz daha kıdemleri artıyor sadece. Hapishaneye girdikçe daha küçülüyorlar, dışarıya çıktıkça daha da güçleniyorlar” diye konuştu. Gezi Direnişi’nin çevreci bir eylemden halkın özgürlük arayışına dönüştüğünü anlatan Karacagil, “Gezi bir halk hareketidir. Mahkeme salonunda da belirttik. Bu herhangi bir terör örgütüne mal edilecek bir durum değildir. Gençlerin, kadınların sokağa çıktığı, insanların öldürüldüğü ama buna rağmen direnişin pasifleştirilemediği, halk kitlesinden oluşan bir yığının öfkesini bu iktidara kusmasıydı. ‘Bu daha başlangıç, mücadeleye devam’ sloganı var ya, gerçekten bir başlangıç bu. Halk, temel hak arayışlarının söylemlerini başlattı” diye konuştu. Kırmızı fular taktığı için yargılanmasına anlam veremediğini ifada eden Karacagil, “İlk yargılandığımız davada bu bize soruldu. Bu bizi güldürdü, şaka gibi geldi ama bu gerçek bir soruymuş. Sadece müdahale anlarında o kimyasala karşı biz yüzlerimizi kapattık. Bu herhangi bir bez de olabilirdi. O an ne bulduysak, yüzümüzü örttük. Yeri geldi tişörtümüzü çıkarıp yüzümüzü örttük. Yani kasıtlı olarak yok kırmızı, yok sarı, yok yeşil bu tür şeylerle de çarpıtıp büyük bir halk direnişini bu kadar küçük şeylerle başka yöne çekmeye çalışmaları gerçekten yanlıştır” dedi. Asıl hırsızlar ortaya çıkıyor Gezi Direnişi’nin yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimine ne gibi etkileri olabileceği sorusu üzerine Ka racagil, “Mutlaka bir etkisi olacağını düşünüyorum. Görüyorsunuz asıl hırsızlar ortaya çıkıyor. Çoğu bakan oğlu çıkıyor, birinci dereceden akrabaları çıkıyor veya kayınçosu, biraderi çıkıyor” yanıtını verdi. Karacagil, 16 yaşındaki kız kardeşi E.D.K. hakkında Gezi Direnişi’ne katıldığı gerekçesiyle soruşturma açılmasına şaşırmadığını vurgulayarak “Bu tesadüf değil aslında. Bu zihniyet bütün gençliğe saldırmıştır. Hem de çok komik sebeplerden soruşturmalar açılıyor. Bir bakmışız hapishanede buluyoruz kendimizi. Eğer kardeşim tutuklanmazsa, anlık bir gelişme olmazsa onunla zaman geçirmeyi düşünüyorum. Hapishane deneyimini onunla paylaşacağım” dedi. Karacagil’in kardeşi dün cumhuriyet savcısına ifade veremedi. Avukat Hakan Evcin, savcılıktan pazartesi gününe kadar izin aldı. 3 polise müebbet istemi Savcılık, 8 yaşındaki çocuğun ölümüne neden olan polislerin gaz fişeği atar silahın öldürücü özelliğe sahip olduğu bildikleri halde uygun kullanmadıklarına vurgu yaptı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da 28 Mart 2006’da çıkan olaylarda başına isabet eden gaz fişeği nedeniyle ölen 8 yaşındaki E.A’nın ölümüne ilişkin soruşturmada 3 polis hakkında müebbet hapis cezası istendi. İddianamede, “şüphelilerin olayda kullandıkları gaz fişeği atar silahların öldürücü özelliğe sahip olduğunu ve nasıl kullanılacağını bildikleri halde öldürme kastı olmadan silahı kullanma koşullarına aykırı olarak kullandıkları” belirtildi. Diyarbakır’da 28 Mart 2006’da terör örgütü mensuplarının cenaze töreni sonrasında çıkan olaylarda başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu 8 yaşındaki E.A. yaşamını yitirmişti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Vakıf İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencisi E.A’nın dışarıda bulunduğu esnada güvenlik güçlerinin kullandığı ateşli silahla yaşamını yitirdiği kaydedildi. Polis memurları H.A, B.Ö. ve N.Ö’nün de olayların bastırılmasında görevli oldukları belirtilen iddianamede, A’nın ölümüne neden olan gaz fişeğinin hangi silahtan atıldığının tespit edilemediği bildirildi. İddianamede, Diyarbakır Valiliği’nin şüpheliler hakkında soruşturma izni vermediği ancak yapılan itiraz sonucu Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi tarafından soruşturmaya izin verildiği vurgulandı. Şüphelilerin, toplumsal olayları bastırmak üzere kolluk görevlisi olarak görev yaptıkları kaydedilen iddianamede, “Şüphelilerin, olayda kullandıkları gaz fişeği atar silahların öldürücü özelliğe sahip olduğunu ve nasıl kullanılacağını bildikleri halde öldürme kastı olmadan silahı kullanma koşullarına aykırı olarak kullanarak maktulün ölümüne neden oldukları anlaşılmaktadır” denildi. İddianamede, 3 polis memuru hakkında “Çocuğu veya beden, ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi öldürme” suçunu içeren TCK’nin 82/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası istendi. Şüphelilerin, aynı olayda başına isabet eden gaz fişeği nedeniyle hayatını kaybeden 14 yaşındaki M.M. ile ilgili Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada da sanık olarak yargılandıkları kaydedilen iddianamede, dosyaların birleştirilmesi yönünde talepte bulunuldu. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan incelemenin ardından iki dosyanın birleştirilmesine karar verildi. Minibaş gençlerle yaşayacak l İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı, gazetemiz yazarı Prof. Türkel Minibaş’ın adı, Bornova Belediyesi’nce yaptırılan gençlik merkezinde yaşayacak. Bornova Belediyesi Gençlik Merkezi’nin açılışı, ÇYDD Genel Başkanı Aysel Çelikel, ÇYDD İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, gazetemiz yazarı Özlem Yüzak, Minibaş’ın annesi Nurten Delibaş ve sevenlerinin katıldığı törenle yapıldı. 25 kafatası ve kemik bulundu İzmir’de 5 tahliye Gezi Parkı protestolarının İzmir bölümüne katıldıkları gerekçesiyle “terör örgütü üyesi olmamakla beraber terör örgütü adına suç işlemek” iddiasıyla 17’şer yıl hapis istemiyle 7 aydır tutuklu yargılanan Serdar Gür, Erol Özdemir, Yunus Kızıltaş, Soner İnanç ve Abdullah Yüksel ile tutuksuz yargılanan Hüseyin Gülbitti ve Burcu Koçlu, 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Duruşmayı CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da izledi. Savcının tahliye yönünde görüş bildirdiği duruşmada sanık avukatları, tutuklamaların ve yargılamaların siyasi içerikli olduğuna vurgu yaptı. Duruşmada söz alan sanık Abdullah Yüksel, “İddianamede beyaz tişört giydiğim yazıyor. Benim giydiğim tişört ise yeşildi” dedi. Savunmaların ardından mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan 5 sanığın da tahliyesi yönünde karar verdi. Kararın ardından sanık yakınları adliye koridorlarında, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) l DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Tarihi Zerzevan Kalesi’nde su sarnıcı olduğu belirtilen kuyuda ihbar üzerine yapılan araştırmada, 25 insan kafatası ve kemik bulundu. Soruşturma başlatan yetkililer kalenin Roma dönemine ait olduğunu belirtti. Dink davası sanığına tazminat Haber Merkezi Balyoz davası kapsamında Silivri cezaevinde tutuklu bulunan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, “Balyoz davasının açılmasına neden olan CD’ler üzerinde yapılan sahtecilik izlerini gizledikleri, raporlardaki yanlışlıkları bilerek yaptıkları, yargı makamlarının yanıltığı” gerekçesiyle TÜBİTAK’a 1.000 TL değerinde manevi tazminat davası açtı. Örnek, vekili avukat Turgay Sarıakçalı aracılığı ile açtığı davada, Siber Güvenlik Enstitüsü Müdürü Hayrettin Bahşi, Balyoz davasında bilirkişi olarak görüşlerine başvurulan, Tahsin Türköz, Erdem Alparslan, Burak Bayoğlu, Ünal Tatar, Yılmaz Çankaya’dan şikâyetçi oldu. TÜBİTAK geçtiğimiz günlerde Balyoz davasının delili olarak gösterilen “5 No’lu harddisk” ile ilgili ilk kez sanıkların aleyhinde, CD üzerinde oynama yapılmış olabileceğini açıklamıştı. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi (AYM) Ergenekon Davası’ndan müebbet hapis cezası alan İlker Başbuğ’un ihlal iddiasıyla yaptığı bireysel başvurusundaki “tahliye talebi” için Adalet Bakanlığı’ndan görüş istedi ve bir ay süre verdi. AYM’nin yazısı, ocak ayının sonunda bakanlığa ulaştı. Örnek’ten TÜBİTAK’a dava Gezi aileleri Yarayıcı’yı istiyor İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı gösterileri sırasında yaşamını yitiren Gezi şehitleri aileleri ve sanatçıların da aralarında olduğu çok sayıda kişi CHP Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na müzisyen ve eğitimci Hilmi Yarayıcı’nın aday gösterilmesini istedi. Yapılan açıklamada “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Beyoğlu’nda adayı biz belirlemeyeceğiz. Taksim Dayanışması bileşenlerine çok açık söyledim. Sizin bulacağınız aday CHP’nin adayı olacaktır’ sözlerinin yerine getirilmesini bekliyoruz” denildi. Yarayıcı’ya destek veren kişilerdan bazıları şöyle: “Ali Ayvalıtaş, Ali Atakan, Gürkan Korkmaz, Mustafa Sarısülük, Zafer Cömert, Mehmet Yıldırım, Sami Elvan,Volkan Kesanbilici, Dilan Yıldız, Tarık Akan, Edip Akbayram, Levent Üzümcü, Şebnem Sönmez, Orhan Aydın, Onur Akın, Barış Atay, Burhan Şeşen.” Ethem’in davasına o heyet bakacak ALİCAN ULUDAĞ ANKARA – Gezi eylemlerinde polis tarafından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük davasında iki aydır süren yargılamayı hangi mahkemenin yapacağı tartışması son buldu. Adalet Bakanlığı, Sarısülük’ü vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davada alınan çekilme kararını kabul etmeyerek, dosyayı yeniden Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. HSYK, geçen duruşmada uyuduğu gerekçesiyle savcı ile bir hâkim hakkında inceleme başlatmıştı. Mahkeme, pazartesi günü yapacağı toplantı ile Ethem Sarısülük davasının gelecek duruşmasının tarihini belirleyecek. Dosyanın 6. ve 7. ağır cezalar ile Adalet Bakanlığı arasında gidip gelmesi nedeniyle dava iki aydır görülemedi. M.M. dosyasıyla birleştirildi l DİYARBAKIR (Cumhuriyet) “Örgüte yardım ve yataklık” iddasıyla 6 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan ve Nisan 2011’de tutuklanarak cezaevine konulan 76 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Şanlı, telekonferans sistemi ile yargılandığı mahkemece dosyası esastan görülerek tahliye edildi. Hasta tutuklu serbest bırakıldı l ERZURUM (DHA) Hrant Dink cinayeti davasında “örgüte üye olmak”, “cinayete yardım”ten yargılanıp beraat eden Trabzon Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Öztürk, 22 ay cezaevinde kaldığı için açtığı davada 22 bin 400 lira tazminat kazandı. AYM, Başbuğ için görüş istedi Taksim Dayanışması, bileşenleri hakkındaki iddianameye tepki gösterdi ‘Muhalefet susturulamaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’den tazminat kaybetti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Bahçeli aleyhine açtığı tazminat davasını reddetti. Ret kararında “muhalefetin tazminat baskısıyla susturulmasının demokratik olmayacağının” vurgulanması ve “Başbakan’ın siyaseten söylenen sözler nedeniyle tahamüllü olması gerekir” ifadelerinin kullanılması dikkat çekti. ‘Suçu örtme telaşındalar’ İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması, bileşenleri hakkında hazırlanan iddianameye tepki göstererek iddianamenin dayanağını oluşturan polis fezlekesindeki mantığın hukuksal olmadığını ve algıya dayandığına dikkat çekti. Dayanışma adına yapılan açıklamada “Taksim Dayanışması temsilci ve bileşenlerine de binlerce genç gibi keyfi, hukuksuz bir biçimde suç isnat edildiği, AKP İstanbul İl Başkanlığı’nın talebinin neredeyse emir telakki edildiği anlaşılmaktadır. Taksim Dayanışması’ndan ve Gezi sürecinden ‘suç ve suç örgütü’ çıkarma telaşı içindeler” denildi. Açıklamada, 1920’li yaşlardaki gençlerin polis şiddeti ile öldürüldüğü, gözü yaşlı annelerin bu acılara dayanamayıp oğullarının peşinden gittiği bir ortamda, iddianamelerde talep edilen hapis cezası ya da diğer yaptırımların hiçbir önem taşımadığı vurgulandı. “Taksim Dayanışması’ndan suç örgütü çıkarmaya çalışarak kendi hukuksuzluklarının üzerini örtmeye çalışanlara açıklıkla ve bir kez daha sesleniyoruz” denilen açıklamaya şöyle devam edildi: “Kent yağması ve talanına, insanları bunaltan baskıcıotoriter yönetim anlayışına karşı somut ve haklı talepleri; parkımı yıkma, özel hayatıma karışma, kentimi yağmalama, çok bağırma, sesimi duy, saygı göster ve taleplerimizi karşıla haykırışı, yargılanamaz. Ülkemiz demokrasi tarihinde ortadan kaldırılamayacak bir iz bırakan; gençlerin yaratıcı zekâsı, annelerin kucaklayan şefkati, işçilerin emekten gelen gücü, kadınların gür sesi, LGBTİ bireylerin biz de varız çığlığı, yaşlıların yeniden canlanan hayat enerjisi yargılanamaz. Bu ülkenin onurlu ve cesur gençlerini öldüren ve yaralayanların ve o faillere emir verenlerin yargılanması ve kimyasal bir silah olan biber gazının yasaklanması talebindeki ısrar yargılanamaz.” l İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gezi Direnişi’ne ilişkin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Valimi ağlattım” dediğine ilişkin haberlerin doğru olmadığını söyledi. Erdoğan’ın “ilgilileri ağlattığı” yönünde ifadeleri olduğunu söyleyen Mutlu “Kim olabilir” sorusuna ise “Bilemiyorum” karşılığını verdi. Mutlu: Erdoğan ‘vali’ demedi, ‘ilgili’ dedi ‘RedHack’te Kılınç ifade verdi ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Halkevleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve başkan adayı Melih Gökçek’in seçim bürosu önünde ani bir eylem düzenledi. Gökçek’in resimlerinin üzerine “Hırsız var” yazıldı. Polis müdahale etmekte gecikmedi ancak gaz maskelerinin olmadığı görüldü. Bu yüzden gaz bombası veya biber gazı kullanamayan polis ile eylemciler arasında kalkanbayrak kavgası yaşandı. Polis maskesiz yakalandı! l İstanbul Haber ServisiRedHack soruşturması kapsamında iki hafta tutuklu kalan Taylan Kulaçoğlu’nun arkadaşı Mehmet Kılınç, ağustos ayında yaptığı konuşma nedeniyle gözaltına alındı. “Terör örgütü propagandası ve RedHack üyeliği” ile suçlanan Kılınç, dün savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Terörle Mücadele Kanunu 10. maddeyle yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifade veren Kılınç’a arkadaşı Taylan Kulaçoğlu ile yaptığı telefon konuşmasında sarf ettiği “Sana birini tanıştıracağım” sözleri soruldu.