28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EKİM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER l AKP’li vekilin Kartal’daki arazisinin sağındaki solundaki parsellerle bağlantısı tamamen kesildi. Artık projesini komşu binalardan tamamen bağımsız istediği gibi yükseltebilecek 5 vazgeçin...” Madenciler kendi olanaklarıyla gelip gidiyorlarmış madene... Yemeklerini yanlarına alıp madene iniyorlarmış... Eğer patron yemek verseymiş o saatte tüm işçiler dışarıda Kiler’in binası bağımsızlığını ilan etti ÖZLEM GÜVEMLİ 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında ortaya çıkan kayıtlarda dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “millete faydalı işler yapıyorlar” diyerek imar sorununun halledilmesini istediği AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’in Kartal’daki arazisi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir adım daha atarak çekme mesafelerini (iki bina arasındaki uzaklık) değiştirdi. Mesafeyi 3 metreden 5 metreye çıkaran bu küçük plan değişikliği aslında parsele tanınan diğer ayrıcalıklı imar haklarıyla birlikte değerlendirdiğinde büyük resim ortaya çıkıyor. Bitişik nizam olarak yükselen mevcut binaların bulunduğu alanda Kiler’e ait olan parsel tek başına riskli alan edilip yapılaşma oranı da 1.75’ten 2.5’e çıkarılmıştı. Şimdi bahçe mesafelerinin artması ile Kiler’in arazisinin sağındaVahit Kiler ki solundaki parsel Sessizliğin İçinde Bir Çığlık!.. Umutlar giderek yok oluyor, çığlıklar yükseliyor... Aynı çığlıkları beş ay önce Soma’da duymuştuk... Değişen bir şey yok! Her şey eskisi gibi... Ölüm kol geziyor benim ülkemin dört bir yanında... Sınır boylarında, maden ocaklarında, vadilerde, dağlarda, ovalarda... Tüm bunların hepsi katliam, siz istediğiniz kadar “fıtrat” deyin... Soma’dan ders çıkaramadığımız gün gibi ortada duruyor işte! Bu kez Karaman’ın Ermenek ilçesinin Güneyyurt beldesinde 375 metre derinliğinde... 18 can! Kömür ocağını su basıyor... Herkes şaşkın! Koca koca devlet büyükleri soruyor: “Su nereden geldi?” Doğaya karşı çıkarsan intikamını alır! Doğru dürüst mühendislik yapmazsan, çevre katliamına göz yumarsan şaşkın şaşkın bakarsın böyle: “Su nereden geldi?” Sular 375 metre derinliğinde 18 madenciyi yuttu... Dalgıçlar geldi, madene indi, suya dalmaktan vazgeçti... O zaman anladım, 18 canın boğularak öldüğünü! Türkiye anladı ama hükümet yetkilileri anlamazlıktan geldi, umutların tükenmediğini söyledi üç bakan... Yine öğrendik ki yaşam odası yok! Suyun derinliği 50 metre... Ucuz emek, ucuz mühendislik... Kimsenin elinde harita bile yok... Çıkış kapısını bilen de! HHH Bir devlet eşine, dostuna, yandaşına maden arama ruhsatı, işletme ruhsatı verirse, işçiler sömürülürse, kömürü ucuza çıkarmak için hiçbir önlem alınmazsa, insanın canı ne ki! Galeriyi daha önce iki kez su basmış... Eksikler bulunmuş, ocak bir buçuk ay kapalı kalmış, işçiler patronla pazarlık yapmış: “Madeni açın çalışalım!” Fırsat bu fırsat... Yandaş ve partili patron gülümsemiş: “Ben madeni açarım ama siz de yemek ve yol parası almaktan 17 ARALIK KAYITLARINDA GEÇİYORDU Halktan ve Meclis’ten kaçırılan 4 bakanın dosyalarından Bayraktar fezlekelesinde yer alan yasal dinleme kayıtlarındaki telefon görüşmesi, parseli riskli alan ilan eden plan askıdan inip bakanlığa gönderildikten sonra geçiyor. 4 Temmuz 2013 günü gerçekleşen görüşmeden 4 ay sonra plan Bayraktar tarafından onaylanıyor. Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman ile yaptığı görüşmede Bayraktar, Kiler için “Millete faydalı işler yapıyorlar” diyerek imar sorununun halledilmesini istemişti. Bayraktar’ın “Sana geldikleri zaman ilgilenirsin” dediği Kahraman “Olur, tamam bakanım, tamam oldu” yanıtını vermişti. lerle bağlantısı tamamen kesildi. Artık Kiler, arazideki projesini komşu binalardan tamamen bağımsız istediği gibi yükseltebilecek. Kartal Yukarı Mahalle’de Minibüs Caddesi üzerinde 568 ada, 21 parselde Kiler Grubu’na ait 4 bin 300 metrekarelik arazi 12 Kasım 2013’te dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın onayı ile Afet Yasası kapsamında “riskli alan” ilan edildi. 8’er katlı iki apartman ile 6 katlı bir blokun yer aldığı arazinin emsali 1.75’ten 2.5’e çıkarıldı. Yaklaşık 4 bin 300 metrekarelik araziye, 4 bin metrekare daha eklenmiş oldu. Mimarlar Odası Kartal Temsilciliği plana itiraz etti. İtiraz dilekçesinde parselin riskli ilan edilmesi için gerekli koşulların oluşmadığı belirtildi. Tek başına riskli alan ilan edilen bu parsele imar artışı getirilmesinin de afet yasasına aykırı olduğu vurgulandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yapılan itirazlar doğrultusunda revizyona giderek hazırladığı yeni planı 21 Ekim Pazartesi günü askıya çıkardı. Ancak yapılan değişiklikte itirazlara ilişkin hiçbir düzenleme yapılmadığı sadece “imar planı onama sınırının daraltılması ve 5 metre yapı yaklaşma sınırı bırakılmasına” ibaresinin eklendiği görüldü. Bu küçük değişikliğin neden yapıldığı, kimin bu yönde itirazda bulunduğu bilinmiyor. Çünkü yerel yönetimler tarafından hazırlanan planların aksine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan planlarda bu bilgilere yer verilmiyor. Plana itiraz eden Mimarlar Odası Kartal Temsilciliği’nin Başkanı Esin Köymen, “Bahçe mesafelerini 5 metreye çıkarmışlar dalga geçer gibi. Orada zaten devasa bir blok inşa edecek. Sağından solundan 5 metre çekmesi planın özünü değiştirmiyor ki” dedi. Parselin bulunduğu anacadde üzerinde çekme mesafesinin 5 metre olduğunu belirten Köymen, plan değişikliği ile sadece yan bahçe mesafesinin 3’ten 5 metreye çıktığını kaydetti. Köymen “İnşaatı 2 blok yapacaksa bloklar arasındaki mesafeleri dengelemiş oldular. Herhalde projeyi yaparken sıkıştılar, sığdıramadılar. Değişikliği de bu yüzden yaptılar ya da bitişik nizam olan binaları ayrık yapılaşmaya zorlamak için çekme mesafesi artırılmış olabilir. Kendi parselinde bağımsız hareket edebilmek için 5 metreyi bağışlamış. Nasıl bakarsak bakalım iyi niyetli bir değişiklik değil” diye konuştu. Projeyi sığdıramadılar Bu kimin itirazı? Kreşler için yeni sistem Maltepe’ye ‘Montessori’ tipi eğitim İstanbul Haber Servisi Maltepe’deki kreşlere “çocuğa karşı duyarlı, ceza ve ödüllendirmeden arındırılmış, her çocuğun bireyselliğini ön planda tutmayı amaçlayan Montessori tipi eğitim uygulaması” geliyor. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Bu sistemin uygulandığı bir diğer ülke olan Almanya’dan arkadaşlarımız gelecek ve kreşlerdeki eğitmenlerimize ders verecek. Bunu daha sonra yaygınlaştırıp, Maltepe geneline yaymayı düşünüyoruz” dedi. Maltepe Okul Aile Birlikleri ile geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Kılıç toplantıda, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, yöneticiler, meclis üyeleri ve yurttaşların katıldığı 5 yıllık bir stratejik plan oluşturduklarını belirtti. Kılıç, yeni bir eğitim sistemini Maltepe’deki kreşlerde uygulamak için ilk adımı atacaklarını belirterek “Montessori tipi eğitim sisteminde çocukların görerek öğrenmesi baz alınmış. Çocukların kendine has, özel bir varlık oldukları kabul edilerek, bireysel öğrenme sistemi geliştirilmiş. Bu sistemin uygulandığı bir diğer ülke olan Almanya’dan arkadaşlarımız gelecek ve kreşlerdeki eğitmenlerimize ders verecek. Bunu daha sonra yaygınlaştırıp, Maltepe geneline yaymayı düşünüyoruz” dedi. Kılıç, gençler için ise okullarda ücretsiz dil kursları başlatacaklarını da kaydetti. Ataşehir’deki ‘merdiven altı’ anaokuluna göz yumuluyor 5 yaşa türbantakkeli okul HAZAL OCAK Türban anaokuluna indi. Ataşehir Esatpaşa Mahallesi’nde Fatih Rüştü Zorlu Caddesi üzerinde bir apartmanın bodrum katında Milli Eğitim Bakanlığı’na kayıtlı olduğuna dair bir ibare bulunmayan Hasret 2 Anaokulu’na 56 yaşlarındaki çocuklar türban ve takkeyle anaokula giriyorlar. Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Turgut Yokuş “Siyasi iktidar göz yumuyor. Bir an önce bunlar soruşturulmalı. Kim izin verdiyse bulunmalı. İzin verilmediyse siyasi iktidar devlet eliyle müdahale etmelidir” dedi. Kadıköy Esatpaşa Mahallesi’nde bir bodrum katının girişinde Hasret2 Anaokulu ve irtibat numarasının yazdığı bir muşamba asılı. Kaçak eğitim verdiği öne sürülen anaokulunun kapısında Mili Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğu olacakmış... Türkiye’de insana verilen değer “ananı da al git” gibi bir şey... Umutlarımızın yitip gittiği bir düzenin içinde, ölümleri umursamayan bir toplum yarattık yeni baştan... Acılarımıza acı kattık ve bugünlere geldik... AVM inşaatlarında, rezidanslarda, tersanelerde... Son bir yıl içinde kaç canımız gitti pisi pisine? Yağmur sularına kapılan minibüsün içinde ölen kaç kadın emekçi vardı? Cumhuriyetimizin 91. yılını kutlarken, ölümleri artık kanıksar hale gelmedik mi?.. Bingöl’de öldürülen biri müdür yardımcısı iki polisimizin katilleri kim? Yargı bunun için gizlilik kararını niçin koydu? Yüksekova’da biri uzman çavuş ikisi er üç Mehmetimizi en işlek caddede öldüren maskeli saldırganların arkasında kimler var, araştırıldı mı? Bingöl ve Yüksekova katliamlarına mahkemece yayın yasağı niye alındı? HHH Benim güzel yurdumda bir cinayet işleniyor, soruşturma izni çıkmıyor... Bir katliam oluyor, takipsizlik kararı veriliyor... AVM inşaatının naylon çadırlarında 15 işçi yanarak ölüyor, asansör onuncu kattan toprağa çakılıyor, 10 kişi hayatını kaybediyor... Madende 301 işçi, köprüde 15 can... Sınır boyunda yanarak parçalanan 34 köylü... Ermenek’te 18 madenci... Hayatı boyunca sakat kalan yüzlerce sigortasız işçi... 2008 yılında Davutpaşa’da patlayan maytap fabrikasında cayır cayır yanan 23 işçi kardeşimiz... Ruhsatsız fabrikalar, atölyeler, sigortasız işçiler, bitmeyen davalar... Delik deşik olmuş memleketim, çaresiz insanlarımız... Bir ülke düşünün, cinayetler işleniyor ve katliamlar yapılıyor; ya takipsizlik kararı ya da soruşturma izni çıkmaması... Ve sessizliğin içinde bir çığlık: “Kurtarın 18 canımızı, kurtarın!” Yine geç kalındı her zaman olduğu gibi... na dair hiçbir tabela olmadığı gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın logosu da bulunmuyor. Velilerin 56 yaşlarındaki çocuklarını anaokulana türban ve takkeyle getirdikleri görüldü. Gazetemize değerlendirmede bulunan Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Turgut Yokuş “Siyasi iktidar ideolojisi doğrultusunda toplumu biçimlendiriyor. Her türden merdiven altı, kaçak eğitimi biliyor, göz yumuyor. Bilimsel niteliği olması gereken eğitimden Türkiye toplumu uzaklaşmaktadır. Bir an önce bunlar soruşturulmalı. Kim izin verdiyse bulunmalı. İzin verilmediyse siyasi iktidar devlet eliyle müdahale etmelidir. Toplumun farklı kesimlerine eşit şekilde yaklaşmak istiyorsa müdahale etmesi gerekiyor” diye konuştu. Dinleme operasyonuna ‘GDO’lu pirinç’ karıştı ‘Müdahale edilmeli’ Paralel operasyonda dokuz polis serbest ABİDİN YAĞMUR Beyler, Size, sizin dilinizle seslenmek istiyorum. Tamam, bu dili iyi beceremeyebilirim. Olsun, size sizin dilinizle seslenmekte yarar var. Cumhuriyetin 91. yıldönümünde, devletin dizginlerini ele geçirmiş olmanın şehveti ve kibri ile “Ak Saray”larınızda kutlayıp kostaklanacağınız bir günde Konya Ermenek’te 18 işçi boğularak aramızdan ayrıldı. Biliyorum sizin zihniyetin inanmış ya da inanır gibi yapmış siyasetçileri, kalemşorleri yine kömür madenciliğinin “fıtratı”ndan söz edecek, işçi (iş değil işçi) cinayetine doğal afet yakıştırmaları yapacak ve sözü “takdiri ilahi”ye getirecekler. Takdiri ilahi. Yani Tanrı böyle takdir etti, kulların elinden bir şey gelmez!.. Yemezler… İlle sizin terimlerle konuşacaksak, bu takdiri ilahi filan değil, bir ilahi ikaz olsa gerek. Tam da Cumhuriyetin Takdiri İlahi Değil, İlahi İkaz 91. yılında size yönelik sert ve net bir ilahi ikaz. Adına serbest piyasa ekonomisi denen ve özünde 150200 yıl öncesinin vahşi kapitalizm dönemine dönüşten ibaret bir düzeni bu topraklar üstünde yeniden egemen kıldığınız için ve bunun “cehennemlik bir günah” olduğunu size hatırlatmak üzere gelmiş bir ikaz… Sözün gelişi söylemedim, altını kalın çizerek yineliyorum: Cehennemlik bir günah işlemektesiniz!.. Kömür madenciliğinde bir sistem getirdiniz. Adına da sokaktaki insan anlamasın, işçiler hiç anlamasın hesabıyla “rödovans” dediniz. Hani kibar aile çocuklarına “Kıç deme, g.t hiç deme, popo de” diye öğretirler ve o zaman ayıp sözcük kullanılmamış olur ya, tıpkı öyle işte. Vahşi kapitalizmin “Kâr, daha çok kâr, sadece kâr, hep kâr, olabildiğince çok kâr, ne pahasına olursa olsun kâr” duası var ya, sabah akşam bu duayı okumaktasınız. Rödovans dediğiniz ne? Bu ülkenin kömür kaynaklarını sermaye sahibi olan, hatta bu bile şart değil, az koyup çok alıp kısa yoldan kapitalist sınıfa terfi etmek isteyen adamlara verdiniz. “Al kömürü sen çıkart. Çıkardığın kömürü ben piyasa fiyatından, hatta piyasa fiyatı üstünden senden alacağım. Sana devlet garantisi veriyorum” dediniz. Garantiyi verdiniz, paraları da tıkır tıkır saydınız, saymaktasınız. Kara toprağın yüzlerce metre altında kazma sallayarak kömür çıkaran işçilerle ilgili güvenlik önlemi alınıp alınmadığı umurunuzda olmadı. Üç kuruşluk gaz maskesi, beş kuruşluk “yaşam odaları”, patlamayı, yangını, su baskınını önceden haber verebilecek ölçüm cihazları elbette “kutsal kârı” azaltır. Daha çok kâr yerine, daha az kâr gibi kapitalist mantığa göre bir “felakete” yol açar. Siz hükümet etmeyi işte böylesi, sadece böylesi felaketleri önlemek olarak kavrıyorsunuz. Soma’nın acısı bitmeden Ermenek’in acısını içimize salan takdiri ilahi filan değil, bal gibi sizin takdiriniz. Çünkü böyle bir düzenin, böyle bir vahşetin siyasetçileri olmayı tercih ettiniz. Cumhuriyetin yıldönümünde gelen bu ilahi ikaz işte size bunu söylüyor, bu günahınızla ilgili uyarıyor. Size “Cumhuriyet adı üstünde cumhurun yönetimi demektir. Cumhuriyette öncelik cumhurdadır. Alınacak önlem kâr için değil cumhur içindir” diyor… Ve ekliyor: Bu gidişle siz cehennemliksiniz… Orda burda ve habire mutekit olduğunuzdan dem vuruyorsunuz ya, bu ikaz size bir şey anlatmalı. Peki, takdiri ilahinin hiç mi yeri değil. Olmaz olur mu? Bunu benim gibi birinden öğrenmeniz takdiri ilahidir işte… Haberiniz ola… MERSİN Mersin’de düzenlene “paralel yapı” ya yönelik dinleme operasyonunda gözaltına alınan 27 polisten 9’u serbest bırakıldı. Vali, hâkim, Emniyet mensubu, siyasiler, bürokratlar ve işadamlarının da bulunduğu 123 kişiyi yasadışı yollarla dinledikleri iddiasıyla daha önce 16’sı meslekten 26 polis gözaltına alınmış, arandığı adreslerde bulunamayan eski İshitbarat şube Müdürü Ali Çengelci için de yakalama kararı çıkarılmıştı. Çengelci ise dün Emniyet’e gelerek teslim oldu. Şüphelilerden Mersin İstihbarat Eski Şube Müdür Yar dımcısı Şevki Pekdemir, emniyet amirleri Ali Tozcu, Ziya Albayrak, komiser yardımcıları Mustafa Keklikçi, Barış Yıldırım, polis memurları Mustafa Balcı, Murat Duraker, Sedat Yıldız ve Mehmet Altaş, Emniyet’te ifadelerinin alınmasın ardından Cumhuriyet savcısının talimatı ile gece saatlerinde serbest bırakıldı. Gözaltındaki 18 kişinin emniyetteki sorguları da devam ediyor. Gözaltına alınan eski istihbarat şube müdürlerinden Ali İhsan Kaya teslim olmadan önce yaptığı açıklamada GDO’lu pirinç operasyonu nedeniyle kendilerinden intikam alındığını iddia etti. Gazinin, şoförü darp ettiğini iddia etti Gökçek, gaziye hakaret eden şoförü işe aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da belediye otobüsü şoförünün iki kolunu, sağ ayağını ve bir gözünü kaybeden Şırnak gazisi Yılmaz Yiğit’e hakaret ettiği iddiası üzerine otobüs şoförünü açığa alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yaptırdığı “tahkikatın” ardından şoförü haklı buldu ve görevine iade etti. Olayla ilgili görüntülü kayıt bulunduğunu, bunu sonuna kadar izlediğini de anlatan Gökçek, şoförün “Gazi tarafından darp edildiğine ilişkin bir de rapor aldığını” söyledi. Melih Gökçek açığa alınan şoförle ilgili olarak “Şoförümüz, resmen bir ajitasyona getirildiği açık şekilde ortaya çıktığı için görevine iade ettik” açıklamasını yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle