09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Yolsuzlukla suçlananlar halkın malını satamaz Enerji çalışanları, termik santral özelleştirmelerinde son teklif verme tarihi olan 24 Ocak’ta Ankara’ya çıkarma yapacak. İşçiler, özelleştirmelerin iptalini istiyor. HAKAN DİRİK İZMİR Özelleştirme kararı alınan Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy santralları ile kömür sahalarında çalışan işçiler, eylemlerini sürdürüyor. Yatağan’da direniş çadırı kuran, daha sonra “dönüşümlü açlık grevi” yapan işçile rin hedefinde bu kez Ankara var. Madenİş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, özelleştirmeleri durdurmak için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek “İhaleye fesat karıştırma, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla suçlananlar ve bu suçlarını iktidar gücü ile kapatmaya çalışan lar, santrallarımızı ve madenlerimizi satamaz” dedi. Tesİş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik de eylem planıyla ilgili şu bilgileri verdi: “23 Ocak Perşembe günü saat 10.00’da Yatağan Termik Santralı’nın önündeki direniş çadırının önünde toplanacağız. Saat 12.00’da Muğla’ya doğru yürüyüşümüz başlayacak. Akşam, Muğla’da bize destek verenlerle birlikte buradan yola çıkacağız. 24 Ocak’ta Ankara’ya giderek bu ülkenin mallarının talan edilmemesi için her türlü gayreti göstereceğiz. Bizimle beraber yürümek isteyen herkese kapımız açık.” 1534 yaş arasındaki 25 milyonu aşkın bi r ki Türkiye’nin yarın tle larına damga vurmaya hazırlanıyor. Önce Yolsuzluk! Bir aya yakın bir süredir AKP iktidarı rüşvet ve yolsuzluk batağındadır. Bu durum, içerde ve dışardaki yansımalarıyla, öncelikle ekonomide, yıkıcı fırtınalara neden olabilecektir. Buna karşın yolsuzluklar unutturulmak isteniyor. HSYKHâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden yapılandırılması tartışmaları, AKP’yi rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarından koruyan bir kalkan oluyor. Bu oyunun kesinlikle bozulması gerekiyor. HHH Unutulmaması gereken bir gerçek var. Yaşanmakta olan hukuk kargaşası, 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği sırasında en ileri boyuta taşınan AKPcemaat işbirliğinin daha açığı birlikteliğinin doğrudan sonucudur. Toplum, yürürlükteki AKPcemaat hukukunun neler yapabileceği; yol açtığı çok ağır hukuksuzluk ve haksızlık yaralarını yıllardır yaşıyor. Çok sayıda önemli dava için yapılmakta olan yeniden yargılama girişimleri bunun kanıtıdır. Var olan AKPcemaat hukuk düzeninde, demokratik hukuk devleti, hukukun üstünlüğü; yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı; suçluluğu kanıtlanıncaya kadar herkesin suçsuz sayılması; hazırlık soruşturmasının gizliliği; suçların ve cezaların kişiselliği gibi evrensel hukuk kurallarının yeri yoktur. Hukuk düzeni iyice siyasallaşmış ve en temel ilke ve kurallarından uzaklaşmıştır. Üstelik AKPcemaat işbirliği 17 Aralık 2013’te ilkeler üzerindeki anlaşmazlıklardan bozulmamıştır. Hükümet, devlet içinde bir paralel yapıdan ve ne yaptıklarını açıklamadan Türkiye’ye zarar vermek isteyen dış odaklardan söz ediyor. Cemaat ile çok ağır bir söz savaşı yürütürken, polis ve savcılar başta olmak üzere kamu bürokrasisinde, görülmedik kitlesel görevden alma ve atamalara yöneliyor. Bunun nedeni, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının daha da yaygınlaşıp derinleşebileceği korkusudur. AKP, kendi başına kalırsa yasa TBMM’de diğer partilerden destek bulursa anayasa değişikliği yaparak HSYK’yi, dolayısıyla yargıyı şimdiye kadar olduğundan da fazla siyasallaştırmak istiyor. CHP ve MHP’nin katılmaması durumunda AKP, ya BDP ile birlikte hareket ederek anayasa yoluyla RTÜKRadyo ve Televizyon Üst Kurulu benzeri bir HSYK düzenlemesi yapacak ya da kendi hazırlattığı ve komisyondan geçen teklifini TBMM’de yasalaştıracaktır. HSYK konusunda bir AKPBDP işbirliğinin siyasette açacağı yeni sayfaların nasıl yazılacağını ilerde göreceğiz. Ancak BDP’nin HSYK yoluyla AKP’nin yolsuzlukları bu yolla örtbas etme girişimine ortak olması kendisi için çok yanlış olur. Diğer taraftan geçen hafta içinde yapılan ikinci dalga savcı soruşturma ve atamalarıyla HSYK süreci, neredeyse yeni bir yasal düzenleme yapmaya gerek kalmayacak bir noktaya taşındı. HHH AKP öncülüğünde bir HSYK düzenlemesi sonucu bu ülkede hukukun evrensel ilke ve kurallarıyla yerleşmeyeceğine kesin gözüyle bakılabilir. AKP’nin yapmak istediği yargının daha fazla siyasallaşması yoluyla kendisini korumaya almaktır. Diz boyu siyasete gömülen bir yargı düzeni topluma adalet dağıtamaz, iktidarın ve çıkar çevrelerinin oyuncağı olur! Bu nedenle gerek TBMM’de, gerekse genel kamuoyunda, öncelikle yapılması gereken, AKP’nin rüşvet ve yolsuzluk düzleminde sorgulanmasıdır. Türkiye’nin geleceğini Y Kuşağı belirleyecek İSMMO, Gezi Parkı direnişi sırasında lügatımıza giren Y Kuşağı’yla ilgili kapsamlı bir araştırma yayımladı. Araştırmaya göre, 1980’li yılların başı ile 1999’ların sonu arasında doğmuş olan bu kitle birey odaklı ama “sorgulayıcı, yaratıcı, eğitimli, teknolojik” özelliklere sahip. tere, ABD ile beraber aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 11 ülkeyi kapsayan rapora göre, dünyada sayıları 2.2 milyara ulaşan Y Kuşağı, özellikle dünyanın yeni merkezleri olarak kabul edilen gelişmekte olan ülkelerde yoğunlaşıyor. Sadece Hindistan ve Çin bile, Y Kuşağı nüfusunun yüzde 32’sine sahip. Türkiye’de ise Y Kuşağı, dört yaş diliminde dengeli bir dağılım gösterirken toplamda 25 milyon 407 bin 346 kişiyi buluyor. Türkiye’de Y Kuşağı’nın yüzde 80’i kentlerde yaşıyor. İstatistiklere göre 10 milyonu evli olan bu kitle, ağırlıkla 25 yaş sonrası evlenmeyi tercih ediyor. 11 ülke arasında Y Kuşağı arasında en müteRapora göre Türkiye’de Y Kuşağının temel şebbis Türkler. Y Kuşağı üyeleri özellikleri şöyle: arasında kendi işini kurmak isteyen * Rahatlarına düşkün ve çekingen değil. Türklerin oranı yüzde 76 ile birin* Emir almaktan hoşlanmıyor ve otoriteyi tanımıyor. ci sırada yer alıyor. Türkiye’deki Y * Hemen sorumluluk alıp sonucunu görmek istiKuşağı’nın en büyük hedefi yüzde yor ve sabırlı değil. 86 ile ev sahibi olmak. Onu yüzde * Aynı anda birden fazla iş yapmak istiyor. * Teknolojiye büyük oranda hâkim ve hızlı öğreniyor. 82 ile iş yerinde güçlü bir unvana * Zamanı iyi yönetemiyor, dikkatleri dağınık. sahip olmak ve yüzde 80 ile yük* Toplumun en çok tasarruf yapan kitlesi. Buna göre sek maaşlı bir işte çalışmak izliyor. 1824 yaş arasında tasarruf eğilimi yüzde 27 iken, 2534 Raporu değerlendiren İSMMMO arasında bu oran yüzde 34. Başkanı Yahya Arıkan, bu kuşa* Önceliği, yüzde 86’lık bir oranla ev sahibi olmak. ğın sorgulayıcı tavrının Türkiye’nin * Yüzde 86’sı iş yerinde güçlü bir unvana sahip olmak istiyor. * Yüzde 70’i internet kullanıyor, yüzde 60’ı sosyal medyageleceğinin garantisini oluşturayı takip ediyor. cağını belirterek, Türkiye nüfu* Yüzde 87’sinin Facebook hesabı var, günde en az bir kez sunun üçte birini oluşturan bir güncelliyor. kitleye sahip olmanın da ulusla* Yüzde 56’sı Twitter kullanıyor, yüzde 21’i günde en az bir rarası konjonktürde önemli bir tweet atıyor. avantaj yaratacağını söylüyor. Ekonomi Servisi İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Türkiye’nin Yaratıcı Geleceği” adlı raporuna göre, “Y Kuşağı” diye tanımlanan ve sayıları 25 milyonu aşan 1534 yaş arasındaki bir kitle Türkiye’nin geleceğini belirleyecek. Rahatlarına düşkün, çekingen olmayan, emir almaktan hoşlanmayan, otoriteyi tanımayan, sabırlı olamayan, aynı anda birden fazla iş yapmak isteyen, girişken bu kuşak teknolojiye hâkim ve hızlı öğrenme gibi özelliklere sahip. Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Arap Emirlikleri, İngil En çok tasarruf yapan kitle Teknolojik kuşak Rapora göre Y Kuşağı’nın en belirgin özelliği teknolojiyle ilişkisi. Özellikle akıllı telefonlarla olan bağı yüksek. Bu konudaki verilere göre, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 18 ülkede yapılan araştırmada, Y Kuşağı’nın yüzde 60’ı akıllı telefonlarını eposta, mesaj ya da sosyal medya güncellemesi için takıntılı bir biçimde kontrol ediyor. Yüzde 40’ı da akıllı telefonlarını düzenli olarak kontrol etmezlerse gergin ve eksiklik hissettiklerini, 3 kişiden 2’si arkadaşlarıyla sanal ortamda geçirdiği zamanın bizzat kendileriyle geçirdiği zamana eşit ya da çok olduğunu belirtiyor. Rapordaki eğitim durumlarına göre; Türkiye’de 25 milyonun 7 milyonu şu an için lise mezunu. Üniversite mezunlarının sayısı 3 milyon 248 bini aşmış durumda. 25 yaşın altındakilerin eğitimi devam ettiği için üniversite mezunu sayısının önümüzdeki yıllarda artacağı vurgulanıyor. İlk yerli elektrikli otomobil 2017’de Ekonomi Servisi Eskişehir’deki Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurulan bir firma, Türkiye’nin elektrikli ilk yerli otomobilini 2017’de piyasaya sürmeyi planlıyor. Begler AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Melih Yıldız, üretilecek otomobilde yerlilik oranının yüzde 88’in üzerinde olduğuna dikkat çekerek “UluslaraBiz Türkiye’de siyasal İslamın “iç savaşının” ortaya döktüğü kirli çamaşırları tiksintiyle, öfkeyle izliyoruz. Arap basınında, “Saddam gitti, Nasrullah gidiyor, Mursi devrildi, Erdoğan’dan da vazgeçmek zorunda kalacak gibi görünüyor, Arap dünyasına kurtarıcı arayanlar” gibisinden yorumlar çıkıyor (Arabic News Digest/Al Awsat, 15/01). Bu sırada dünya dengeleri değişmeye, tarih Türkiye’yi yol kenarında bırakarak ilerlemeye devam ediyor. Geçen hafta üç haber bu değişmeye, ilerlemeye tanıklık ediyordu. Önceki hafta, Çin bir hipersonik hava aracını başarıyla denemiş. Kuvantum bilgisayarı üretme yarışına Çin de katılmış. Geçen yıl Çin’in toplam mal ticaret hacmi ABD’yi geçmiş. İlk hipersonik hava aracını/füzeyi ABD 2010 yılında denemişti. Geçen yıl Rus İtarTass haber ajansı, Rusya’nın gelecek 5 yıl içinde Mach5 (ışık hızının beş katı) hızına ulaşabilen füzeleri hizmete sokabileceğini yazıyordu. Çin’in önceki hafta ilk kez denediği hava aracının hızının saatte Mach10 (12.250 km) düzeyini geçebileceği aktarılıyor (Reuters 16/01) (Cruise Füzesi’nın hızı saatte 600 km). Hipersonik hava araçları, günümüzdeki savunma sistemlerinin önleme kapasitesini aşıyor (Diplomat, 17/01). Reuters, Amerikan askeri çevrelerinden, “Çin’in böyle bir araç üzerinde çalıştığını biliyorduk, ama ilerleme beklediğimizden çok daha önce geldi” sözlerini aktarıyor. Çin’in savaş teknolojisinde bu kadar hızlı ilerlemesinin arkasında, harekete geçirmeyi başardığı mali ve akademik kaynaklar var. South China Morning Post, hipersonik hava aracı geliştirme projesine, Çin’deki çeşitli araştırma enstitülerinden ve üniversitelerden 100’den fazla grubun katıldığını aktarıyor. Buna karşılık ABD’de Boeing şirketi, 2013 Mayısı’ndaki deneme uçuşunda Mach5 hızına ulaşabilen, X51 hipersonik aracının çalışmalarını, 300 milyon dolarlık projenin mali kaynağı tükendiği için durdurmak zo İstanbul tek başına 200 ülkeye bedel Ekonomi Servisi Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, Türk havacılık sektörü 2013’te 150 milyonu aşan yolcu sayısıyla yeni bir rekora imza attı. İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanları 70 milyon yolcuya hizmet vererek yaklaşık 200 ülkenin nüfusundan daha fazla kişinin uçakla yolculuk yaptığı merkez oldu. Türkiye genelinde geçen yıl iç hat yolcusu 76 milyon 138 bine, dış hat yolcu sayısı ise 73 milyon 393 bine çıktı. Toplam yolcu sayısı yüzde 14.7 artışla 150 milyon 186 bini buldu. Afganistan ve Rusya’ya bağlayacak bir hızlı tren hattı ağı projesi üzerinde çalışıyor. Çin halen ABD’nin rakipsiz bir üstünlüğe sahip oluduğu denizlerdeki taşımacılığa bağımlılığını azaltacak enerji ve mineral gereksinimini karayoluyla gerçekleşecek bir ulaşım üzerinden karşılamayı amaçlıyor. Böyle bir tren yolları ağı söz konusu ülkeler arasında ticareti hızlandırarak, ekonomik kültürel bağları derinleştirerek, bu bölgede sermaye ve siyasi güç birikimini dünyanın “merkezinin” doğuya kaymasını hızlandıracak. Çin’in ileri teknoloji alanlarındaki hızlı yükselişinin arkasındaki etkenler arasında sanırım üçü özellikle önemli. Bunlardan biri geçen yıl toplam dış ticaret hacmi ABD’yi geçen ekonominin performansı. İkincisi, hızlı ekonomik büyüme ve sermaye birikiminin getirdiği sorunlarla planlı bir biçimde ilgilenen bu sürecin kaçınılmaz olarak yarattığı yolsuzluklarla mücadele etmeye çalışan bir devlet. Üçüncüsü, bu devletin kaynakların dağılımını salt piyasa ilişkilerine bırakmayan, stratejik ve uzun dönemli planlamalar yapabilen, bilimsel gelişmeyi özellikle kaynak ayırarak destekleyen politikalar izliyor olması. Bu yazıyı bitirirken oluşmaya başlayan bir tarihsel ironiye de değinmek istiyorum. ABD, Soğuk Savaş’ın son döneminde, “Yıldız Savaşları Projesi” (dönemin teknolojik yetersizliklerini düşününce propagandası) ile silahlanma yarışını hızlandırmış, iddialara göre yarışın getirdiği mali yük SSCB ekonomisinin çökme sürecini, o zaman Gorbaçev, Aganbegyan reformlarının da katkısıyla hızlandırmıştı. Şimdi ABD’nin Çin’in yükselişini engelleyecek askeri aparatı yaşatmaya, teknolojik gelişmelerinin arkasından yetişmeye çalışırken SSCB’nin son dönemini anımsatan bir kaynak sıkıntısı sorunuyla karşılaştığı görülüyor. ABD de bu sıkıntıyı aşmaya çalışırken SSCB gibi halkının refah düzeyini olumsuz etkileyecek, siyasi dengelerini daha da bozacak kaynak transferlerine başvurmak zorunda kalıyor. rası pazara sunulması hedeflenen otomobil tam şarjla 160 kilometre yol kat edebiliyor. Aracın 20 bin üretimine kadar maliyeti 5060 bin lira civarında. 20 binden sonra fiyat yarı yarıya düşebilir” dedi. Bu Sırada Başka Yerde… runda kalmış. Reuters’in aktardığına göre konuyla ilgili uzmanlar “Washington’ın bu teknolojiye Çin’in yaptığı düzeyde ve hızda yatırım yapmaya gücünün yetmeyebileceğini düşünüyorlarmış”. Ya da askeri sınai kompleks Obama’yı ve ondan sonra gelecek başkanları, ne pahasına olursa olsun, ekonominin diğer alanlarında kısarak, toplumda sıkıntı yaratma pahasına, bu alana kaynak aktarmaya zorlayabilir. Silahlanma yarışının bir diğer boyutu da askeri ekonomik sırları korumakla ilgili. Bu noktada şifreleme teknikleri, teknolojileri önem kazanıyor. Uzmanlara göre İngilizlerin, Nazi şifrelerini “Enigma” adlı bir gereç geliştirerek kırması, II. Dünya Savaşı’nda müttefiklerin zaferine atom bombasından daha büyük katkı yapmıştı. Edward Snowden’in Washington Post’a sızdırdığı belgelerde ABD’nin Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) kendi çalışmalarının AB’deki en ileri laboratuvarlarla aynı düzeyde olduğunu düşündüğünü, şifre kırma alanında kullanılacak bir kuvantum bilgisayarı üzerinde çalıştığını gösteriyordu. South China Morning Post’ta yazan Stephen Chen’e göre, Çin de kuvantum bilgisayarı geliştirme yarışına katılmış. Chen, “Çinli araştırmacılar bu yarışta tüm frenleri kaldırdılar” diyor. “Çin devleti de bu alanda çalışan uzmanlara bir kuvantum çip yapmaları için gereken mali yardımı hiçbir sınır tanımadan sunmaya kararlıymış”. Çin’deki Ulusal Doğa Bilimler Vakfı geçen yıl, kuvantum projelerinde çalışacak 90 projeyi finanse etmiş. Kuvantum bilgisayarı geliştirme yarışının yanı sıra dünyanın en hızlı bilgisayarlarına sahip olma yarışı da tüm hızıyla devam ediyor. Bu alanda Çin 33.86 petaflops hızında Tianhe2 bilgisayarıyla başı çekiyor. Japonya ve ABD arkasından geliyor. The Nature dergisinde bu ay yayımlanan bir yorumda, Çin’in teknoloji alanında hızla ilerlediği, hızlı tren, güneş enerjisi, süper bilgisayarlar, uzay araştırmaları gibi alanlarda hızla öne çıkmaya, ArGe yoğunluğunu hızla artırmaya başladığına işaret ediliyordu. Çin 2012 yılında, 28 AB ülkesini geride bırakarak toplam GSMH’sinin yüzde 1.98’ini araştırma geliştirme alanındaki yatırımlara yönlendirmiş; bu oranı 2020 yılına kadar yüzde 2.5’e yükseltmeyi hedefliyormuş. Bildiğiniz gibi geçen yıl Çin 11 Haziran 2013’te, 10 kişi kapasiteli bir uzay fırlattı. Bu araç 15 gün süreyle uzayda çalıştı, uzay istasyonuna iki kez bağlandı. 14 Aralık günü, bir başka uzay aracı Ay’a başarılı bir inişi gerçekleştirdi. Çin’in uzay araştırmalarının yanı sıra ülkesinin batısını da geliştirmeyi hızlandırarak bir taraftan Singapur, Laos, Tayland, Myanmar ve Malezya gibi ülkelere, diğer taraftan İran, Zamandan tasarruf sağlıyor Ekonomi Servisi EGÜVEN, 2004 yılında yürürlüğe giren Elektronik İmza Kanunu ile edevlet, eşirket, efatura ve Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) gibi uygulamalar için elektronik imza sağlıyor. Opet, Siemens ve Türk Eczacıları Birliği gibi kurumlara sunduğu eimza çözümleri ile onay işlemlerinde zaman kaybını azalttıklarını söyleyen EGÜVEN Genel Müdürü Can Orhun “Elektronik İmza Kanunu’nun yürürlükte olduğu 10 yıl içinde 400 bin nitelikli elektronik sertifika ürettik. Edevlet uygulaması kapsamında sabıka kaydı ve askerlik durum belgesi gibi belgelerin edevlet uygulaması üzerinden alınabilmesi hem devlet kurumları hem de vatandaşlar için zaman tasarrufu sağlıyor” dedi. Ekonomi, plan ve bir ironi Yeni silahlanma yarışı Kuvantumla şifre kırma yarışı Ekonomi Servisi Arvento, Avrupa İş Ödülleri 201314 elemelerinde kendi kategorisinde Avrupa’nın en başarılı 10 şirketi arasında yer aldı. Avrupa’nın en prestijli iş ödülleri arasında yer alan Avrupa İş Ödülleri’nde (European Business Awards), Onur Kurdelesi’ne layık görüldü. Onur Kurdelesi’ne layık görülen şirketler, 31 Avrupa ülkesinden yarışmaya başvuran binlerce şirket arasından finale kalan 375 şirket arasından seçiliyor. Yarışmanın son etabı şubat ayında Almanya’nın Düsseldorf şehrinde jüri karşısında gerçekleştirilecek. Kendi kategorilerinden birinci olan şirketler ise mayıs ayında Atina’da düzenlenecek ödül töreni ile açıklanacak. Arvento Avrupa’nın en başarılı 10 şirketi arasında
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle