03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2014 ÇARŞAMBA 10 EKONOMİ [email protected] Merkezi yönetimin Irak petrolü için yeni güzergâh arayışı AKP hükümetini sıkıntıya soktu Yıldız: En iyi yol bizde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Kuzey Irak’taki yönetimle petrol anlaşması yapmasının ardından Irak merkezi hükümetinin de petrol boru hatlarında Türkiye’yi devre dışı bırakarak Suriye ve İsrail’e yönelmesi karşısında zor durumda kaldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “İsrail’den de, Suriye’den de geçirebilirler ama biz istikrarlı bir ülke vaat ediyoruz” dedi. Yıldız, dün Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) yönetim kurulu üyelerini kabulünde gazetecilerin Kuzey Irak petrolünün Türkiye üzerinden dünya piyasalarına taşınması konusundaki gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. Yıldız, bir soru üzerine Kuzey Irak’tan Ceyhan’a bir süre önce başlayan petrol akışının devam ettiğini bildirdi. Irak merkezi hükümetinin Kuzey Irak petrollerinin Suriye ve İsrail üzerinden taşınması için hazırlık yaptığına ilişkin haberlerin anımsatılması üzerine Yıldız, “Bugünkü Enerji Bakanı, Kuzey Irak’la petrol anlaşmasının ardından Türkiye’yi devre dışı bırakmak isteyen Irak merkezi yönetimini ‘en istikrarlı ülke biziz’ söylemiyle iknaya çalışıyor. Suriye’den mi petrol boru hattı geçireceksiniz. Bir gün işlemez o boru hattı. Biz başka projelere saygılıyız. Kendi yaptığımız projelerle ilgileniyoruz. İsrail’den de, Suriye’den de geçirebilirler ama biz istikrarlı bir ülke vaat ediyoruz” diye konuştu. “Kuzey Irak’tan Türkiye’ye petrol ihracatı merkezi yönetimden habersiz mi yapılıyor” sorusuna karşılık Yıldız, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bir hukuk devletini yönettiğini, sağır sultanın duyduğu ve aylar hatta yıllardan bu yana yürütülen bir çalışmadan bahsettiklerini söyledi. Yıldız, Kuzey Irak’la ilgili çalışmaların ticari sözleşmelerle özel hukuk hükümlerine bağlı olarak yapıldığını ifade etti. KerkükYumurtalık boru hattında 1 Temmuz’dan bu yana petrol akışının 113 kez kesildiğini bildiren Yıldız, bunların Irak içerisindeki gelişmelerden kaynaklandığına dikkati çekti. Yıldız, yapılan yatırımın aynı zamanda işlemesi gerektiğini belirterek “Biz Türkiye olarak istikrar vaat ediyoruz. Bu boru hattının işleyeceğini söylüyoruz. BakuTiflisCeyhan ham petrol boru hattından tutun, bütün doğalgaz boru hatlarının Türkiye’deki istikrardan nasibini alacağını söylüyoruz. O yüzden biz Iraklı kardeşlerimize kendi araların 113 kez kesildi daki problemi bir an önce çözmelerini tavsiye ediyoruz, bunu da temenni ediyoruz. Biz anayasaya aykırı iş yapmayız ve Irak’ın bütünlüğü ve egemenliğiyle alakalı herhangi bir konuda farklı düşünmeyiz” dedi. Kuzey Irak petrolünün uluslararası piyasalara açılmasına yönelik planlanan takvimde bir sarkma olup olmayacağı yönündeki soruya karşılık da Yıldız, “Petrol gelirse aktarırız. Eğer Irak’ın kuzeyinde veya güneyinde herhangi bir petrol çıkartılıp da dünya piyasalarına sunulacaksa bunun en güvenli yolu Türkiye. Türkiye, merkezi Irak’la anlaşıyor mu, anlaşamıyor mu gibi soruların içerisinde, Irak, Türkiye’nin en fazla petrol aldığı ülke haline gelmiştir. İlişkilerimizin bu manada kötü olduğunu söyleyebilir misiniz? Ciddi bir ticari hacim var aramızda. Iraklı kardeşlerimizin bu noktaları gözden kaçırmayacağına inanıyorum” yanıtını verdi. Hakan Şükür’ün İstifasından Haşhaşilere Lionel Messi’nin ülkesi Arjantin’de, rejimi sarsacak bir zincirleme krizin ilk adımını attığını hayal edebilir misiniz? Sorusu dahi kulağı tırmalıyor değil mi? Ama Hakan Şükür Türkiye’de bunu “başardı!” Bir dünya yıldızı olmasa da, hayli parlak futbol kariyerinde atmadığı adımı, “siyasi” kimliğiyle, partisinden istifa ederek attı; tarihe geçti. 16 Aralık, Şükür’ün istifa tarihi. O akşamdan bugüne dek geçen sadece bir aylık sürede yaşananları; en deneyimli siyasetçi, en kıdemli gazetecilerin bile en az on dakika sürecek bir arşiv taraması yapmadan hatırlamasının imkânsız olduğu bir rejim krizinde savrulmaya devam ediyoruz. Bir yanda; rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ortaya saçılan ayakkabı kutuları içindeki milyonlarca doları, tutuklanan bakan oğullarını, istifa eden bakanları, kara para aklama operasyonlarını, görevden alınan hâkim ve savcıları, ülkenin dört bir yanında görev yeri değiştirilen yüzlerce Emniyet müdürünü, yargıyı yürütmenin emrine amade kılacak yasa değişikliğini, vatandaşinternet ilişkisine getirilmek istenen “Big Brother”ını izlediğimiz açık bir oyun... Diğer yanda Android cihaz sahibi her kullanıcıyı ekran bağımlısı kılan ses ve görüntü kayıtlarının saat başı “güncellendiği”, günde iki kez yeni versiyonları çıkan bir dijital savaş... TANAP’ı 2018’e kadar bitirin emri ANKARA Anlaşmaları 2012’de imzalanmasına karşın inşaatına hâlâ başlanamayan Azeri gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ndeki (TANAP) sarkmaya çözüm arayan hükümet, çareyi genelge yayımlamakta buldu. Başbakan Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan genelgede, projenin belirlenen sürede tamamlanması için bütün kurumların süratli ve eşgüdüm içinde çalışması istendi. Genelgeye göre, kamu kurum ve kuruluşları da BOTAŞ ve TANAP Proje Şirketi’ne her türlü desteği verecek. Karanlıkta kalacağız TEPAV’ın raporuna göre elektrik üretiminde doğalgaza ve doğalgaz ithalatın da bağımlılığı hızla artan ülkeyi yakın bir gelecekte karanlık günler bekliyor MUSTAFA ÇAKIR Enerjide şirket satın almaları hız kesti Ekonomi Servisi Danışmanlık şirketi PWC’nin raporuna göre 2013’te enerji sektöründeki birleşme ve satın almalar 7 milyar dolar ile 2012 rakamının altında kaldı. Bir önceki yıl sektörde 9.5 milyar dolarlık birleşme yaşanmıştı. PWC’nin “Türkiye Enerji Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar2013” raporuna göre geçen yıl şirket birleşme ve satın almalarını çok büyük ölçüde yerli şirketler yaptı. Rapora göre 2013’te 40 işlem yapılırken toplam işlem değerinin büyük kısmını elektrik dağıtımı ve perakende şirketleri, Kangal ve Hamitabat elektrik santralları ve Başkent Gaz özelleştirme ihaleleri oluşturdu. Petrol ve gaz segmenti yalnız üç işlem oldu. İşlemlerin yüzde 98’ini yerli yatırımcılar, yüzde 2’sini yabancı yatırımcılar yaptı. Yabancının ilgisi rüzgâr enerjisi alanındaki birkaç işlemle sınırlı kaldı. ANKARA Her yıl kış şartlarının sertleşmesi ile birlikte elektrik kesintileri de neredeyse olağan hale geldi. Kesintiler sanayide üretimi aksatırken konutlarda da yurttaşlar hem elektriksiz kalıyor hem de kazan ve kombiler çalışmadığı için ısınamıyor. Sorunun nedenlerini araştıran Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) çalışması elektrik ve ısınmada vahim bir tablo ortaya çıkardı. TEPAV’dan Ozan Acar’ın araştırmasında şu değerlendirmeler yer aldı: * Aslında bu ilk değil. Türkiye Şubat 2012’de de benzer bir durumu yaşadı. Doğalgaz arz kaynaklarında sıkıntı olmuştu. Kış yine sert geçmişti ve elektrik arzı talebi karşılamaya yetmeyince elektrikler kesilmişti. * Bu sefer, Şubat 2012’de olduğu gibi arz kaynaklarında bir sıkıntı yaşanmadı. Doğalgaz satın aldığımız ülkeler talebimizi karşılamaya hazırdı, ama biz yine elektriksiz kaldık. Bu seferki kesintilerde, Türkiye’deki doğalgaz talebinin 197 milyon m3/güne çıkarak, 195 milyon m3/günlük iletim kapasitesini zorlaması etkili oldu. * Yurtdışından gelen doğalgazı Türkiye’ye dağıtan kompresörlerin soğuk hava nedeniyle tam kapasite çalıştırılamaması sorunu tırmandırdı. Bu sayede, doğalgaz altyapımızda ciddi problemler olduğunu hatırlamış olduk. * Tükettiğimiz enerjinin yüzde 70’ten fazlasını yurtdışından ithal ediyoruz. Enerjide ithalata bağımlı gelişmiş ülkelerle Türkiye arasındaki temel fark, enerji politikalarının bizde günü kurtarmaya yönelik, oralarda ise uzun vadeli bir planlama perspektifiyle tasarlanmasıdır. * Türkiye, doğalgaz tüketimi en hızlı artan Avrupa ülkesi. Avrupa ülkeleri içerisinde doğalgaz tüketimini en hızlı artıran ve beşinci en fazla doğalgaz tüketen ül ke Türkiye’dir. Türkiye’nin doğalgaz tüketimi 2000 yılında 14.6 milyar metreküpten, 2012 yılında 46.3 milyar metreküpe çıktı. * Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketen ülkeleri arasında elektrik üretiminde doğalgaza, doğalgaz tedarikinde de ithalata bağımlılığı en yüksek olan ülke yine Türkiye. 20002012 döneminde gerçekleşen ekonomik büyüme ile Türkiye’deki elektrik üretimi 125 bin GWh’dan, 240 bin GWh’e ulaştı. Aynı dönemde doğalgazın panya, İtalya ve Almanya’da doğalgaz ithalatında ülke çeşitliliği Türkiye’de olduğundan yüksek. * Avrupa ülkeleri içinde, doğalgaz depolama kapasitesi, tüketim büyüklüğüne göre en yetersiz olan ülke Türkiye. Talebin düşük olduğu zamanlarda doğalgaz alımı yapıp depolamak, talebin yüksek ve de arzın sorunlu olduğu dönemlerde, kesintisiz doğalgaz iletimine devam edebilmek için kri Depolar yetersiz yıllardan bu yana görevde olan hükümetlerin politika tercihlerinin sonucunda arttı. Kısa vadeli düşünüldü ve arz güvenliği için gerekli depolama kapasitesi inşa edilmedi. * Türkiye’nin yıllık doğalgaz ihtiyacının yüzde 20’sinin depolanabilmesi için halihazırda kullanılabilir durumda olan 2.6 milyar ve inşası devam eden 1 milyar metreküplük (bcm) depolama kapasitesinin üzerine 7 bcm’lik ek yatırım gerekiyor. İlave yatırı ijital güç savaşına bin yıllık teşbih Dindar politikacının bayıldığı tabirle “tüyü bitmemiş yetim hakkının” nasıl yendiğini sergileyen, doğruysa devletin gizli servisinin başka bir ülkedeki suikast planının bürokratik belgesini tedavüle sokan ve You Tube’dan Souncloud’a atlaya atlaya giden bu vahşi dijital savaşın, HaşhaşiMc Carthy söylemiyle taçlandırılmasını ise herhalde ne Shakespeare, ne de çağdaş bilim kurgu yazarları düşleyebilirdi. Tarihsel arka plana baktığımızda, böyle bir dönemde Cemaat’i, Haşhaşilere benzeten bir başbakanın, kendisini de Nizamülmülk yerine konumladığını anlamak zor olmasa gerek. Haşhaşiler kim? Tarih kaynakları, bin yıl önce kurulmuş Haşhaşileri bilinen anlamdaki ilk “profesyonel suikast” timi olarak tanımlıyor. Nizamülmülk ise, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun büyük veziri. O da gelmiş geçmiş en büyük en yetenekli devlet adamı olarak tanımlanıyor. Bitmedi. Nizamülmülk, Selçuk Türk devletlerinde ilk istihbarat örgütünü kurmuş. Yine tarih kitaplarına göre, Hasan Sabbah’ın görevlendirdiği bir Haşhaşi tarafından suikasta uğramasının gerekçesi de bu girişimi.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü grup toplantısında 17 Aralık operasyonunu Büyük Selçuklu devleti zamanında yaşananlara benzetmesini, böyle bir tarihsel arka plan içinde okumanın sakıncası olmasa gerek! Başbakan’ın bu benzetmesinden hemen sonra, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın da tarihinde ilk kez bir basın toplantısı düzenleyip Mc Carthy döneminden dem vurması ise savaşa yeni ama daha vahim boyutlar kazandırıyor. İhtimal ki, siyasete girinceye kadar, belleklerde en çok UEFA şampiyonluğundaki payıyla iz bırakan Hakan Şükür, istifasının ortalığı bu kadar büyük bir yangın yerine çevireceğini öngörmemişti. Ancak gelinen noktada, Şükür’ün istifasına dayanak olan “dershane” meselesinin, güçlükle hatırlanması, gazete sayfalarındaki yerinin giderek küçülmesi de, hiç anlamsız değil. Çünkü mesele tıpkı Gezi’deki ana meselenin ağaç olmaması gibi dersane değil... Mesele, Hakan Şükür gibi bir futbolcuyu, rejim krizinin aktörüne dönüştüren, adı “Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı” olan bir sivil toplum kuruluşunu ülkenin bütün sorunları hakkında görüş bildirecek kadar kudret sahibi, “seçilmemiş” bir gücün, “seçilmiş” güçle kurduğu “ekonomik çıkarlara dayalı” ittifakın bozulmasıdır. Bu savaştan en büyük hasarı alacak olanın ise bütün bir ülke olacağı tartışmasızdır. D Elektrik kesintilerinin nedenlerini araştıran TEPAV vahim bir tabloyu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, Türkiye doğalğaz tüketimi en hızlı artan ülkelerden biri olmasına karşın depolama yerinde sayıyor. Elektrik üretiminde doğalgaza, doğalgazda da ithalata bağlımlığı çok yüksek. Türkiye’yi adım adım karanlık bekliyor. elektrik üretimindeki payı yüzde 37’den yüzde 43.6’ya yükseldi. Son 10 yılda artan elektrik üretiminin önemli bir bölümünün, sayıları artan doğalgaz çevrim santralları ile karşılanması, elektrik üretiminde doğalgaza olan bağımlılığı artırdı. * Türkiye, 2012 yılındaki doğalgaz ithalatının yüzde 58’ini Rusya’dan yaptı. Avrupa’nın en fazla doğalgaz tüketimi yapan ve doğalgazda ithalata yüksek oranda bağımlı olan ülkelerinden İstik önem taşıyor. Türkiye, elektrik üretiminde doğalgaza, doğalgaz tedarikinde yüksek miktarda ithalata bağımlı olsa da doğalgaz depolama kapasitesi yıllık tüketimin sadece yüzde 5’i kadar. * Macaristan, Avusturya ve Slovakya’da yıllık doğalgaz tüketiminin yarısından daha fazla doğalgaz depolama kapasitesi bulunuyor. Fransa, Almanya ve İtalya’da da depo kapasitesi yıllık tüketimin yüzde 20’sinin üzerinde. * Doğalgaz bağımlılığı, 1990’lı mın, tesis yer seçimine bağlı olarak, 47 milyar ABD Doları aralığında olacağı tahmin ediliyor. * Türkiye’de, doğalgaz arz güvenliğini sağlayacak altyapı bulunmaması ekonomik kalkınma önünde ciddi bir tehdittir. Kaynak ülkeleri çeşitlendirirken yurtiçindeki enerji altyapısının da sağlıklı bir şekilde inşası enerji arz güvenliği için son derece kritik. Daha fazla vakit kaybetmeden ilave doğalgaz depolama kapasitesi inşasına hız verilmesi gerekiyor. Artış çok hızlı Durgunluk sürecek PWC Türkiye Enerji Sektörü Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Engin Alioğlu, 2014’ün de çok hareketli geçmeyeceğine dair sinyaller olduğunu belirterek “Siyasi ve ekonomik belirsizlikler ile özelleştirme portföyünde eskiye göre daha az çekici varlıkların bulunması nedeniyle 2014 ile ilgili öngörülerde temkinli olmakta fayda var. Petrol ve gaz alanında durgunluğun devam edeceğini bekliyoruz” dedi. 35 milyon TL yatırımla TED Rönesans kuruluyor Ekonomi Servisi Rönesans Holding ve Rönesans Eğitim Vakfı tarafından Türk Eğitim Derneği işbirliğiyle kurulan TED Rönesans Koleji, 20142015 eğitim öğretim yılında İstanbul Küçükyalı’da faaliyete geçmeye hazırlanıyor. Toplam 20 bin metrekarelik alanda 1.200 öğrenciye eğitim verecek TED Rönesans Koleji, 35 milyon TL yatırımla kurulacak. Rönesans Eğitim Vakfı Başkanı Refia Jale Ilıcak’ın katılımıyla yapılan toplantıda verilen bilgilere göre kolej, anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeylerinde, 20142015 için anaokulundan itibaren 6. sınıf dahil öğrenci alacak. Kolejde, İngilizce birinci yabancı dil, İspanyolca, Almanca, Fransızca ve Rusça ise ikinci yabancı dil olarak öğretilecek. Yaklaşık 8 bin metrekarelik açık alanda ise 3 basketbol sahası, etkinlik alanı, oyun terası ve bahçeler bulunacak. Sütaş inekleri Makedonya televizyonunda Ekonomi Servisi Sütaş 2014’e Makedonya’daki ilk reklam kampanyasıyla girdi. Üsküp’te devraldığı tesisleri 13 milyon Avro’luk yatırımla yenileyen Sütaş, bu hafta yayına giren reklam kampanyasıyla Makedonya süt ürünleri pazarına da giriş yapmış oldu. Üsküp’te düzenlenen basın toplantısına video konferansla katılan Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Üsküp tesisinin, yapılan yatırımlarla Makedonya’nın en yüksek kapasiteli süt ürünleri tesisi olduğuna dikkat çekti. Sütaş halen Karacabey, Aksaray ve Üsküp tesislerinde işlemek üzere günde yaklaşık 2 milyon litre süt topluyor. İş hacmini yaklaşık 2 milyar TL ve istihdamını 4000 kişiye ulaştıran Sütaş Grubu, 2014 yılı içerisinde de Romanya’da satın aldığı yeni süt fabrikasını da faaliyete geçirmeyi planlıyor. Makedonya için hazırlanan reklam filminde Sütaş’ın sevimli inekleri Makedon tüketicilere ürünlerini tanıtıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle