19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan’dan topluma mesaj: Neyiniz eksik, muhalefet edene haddini bildiririz 5 12 Mart’ta, 12 Eylül’de orduyu göreve çağıranlar bugün militaristpolis gücünü iktidar olanaklarıyla kullanırken bizim en baba liberaller onlara alkış tutuyor. HHH Unuttuk, mevsimler avucumuzun içinden kayıp giderken sevgiyi, allı yeşilli sevdaları, özlemi... Umudu bölüşmeyi unuttuk! Demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını çelik çomak oynamak sandık... Suriye sınırında, dinciterör örgütlerini beslerken, onlara silahlı eğitim verirken, zalim baskıcı devletin onları Güneydoğu’da nasıl koruduğunu, silahlı eğitimi nerede verdiğini unuttuk. Hayat için boş bir kâğıt sayfasıydık sanki... Sanki kuşatılmış sokaklardaydık! Uludere’yi unuttuk, Sivas kıyımını anarken bile saldırıya uğradık. Yaralanmıştık, vurulmuştuk, ölmüştük... Yoksulduk, ezilmiştik! Dolam dolamdık, maviler gitmiş geriye siyahlar kalmıştı. Sığ sulardaydık, kan ısısındaydık! Yaralıydı çocuk yüreğimiz! Karanlıktı çevremiz, hem korkuyor hem üşüyorduk yaz ortasında... Sen gülüm ağlıyordun bir ağustos akşamında, gün batımında, lacivert sulara çiçekler atarken... HHH Haydi kalk oturduğun yerden bak şöyle Türkiye’ye... Bu devlet, bu asker, bu polis, bu siyasal erk... Dünü düşün, bugünü... Ziverbey’i anımsa, Ankara’da işkence merkezi DAL’ı... Asker ve polis kimin? Devletin! Halkın çocukları halkın askeri, halkın polisi olmuyor bu ülkede! Ne 12 Mart’a ne 12 Eylül’e ne 28 Şubat’a ne de emuhtıraya övgüler düzdük... Yaşama hakkını, düşünce özgürlüğünü, laik demokratik cumhuriyeti, Aydınlanma devrimini savunduk... Ne din ayrımcılığı yaptık, ne ırk ne inanç ne de mezhep ayrımcılığı... Adaleti savunduk, hukukun üstünlüğünü, adalette eşitliği, demokrasiyi, özgürlükleri. Değişmedik, değişmeyeceğiz! Faşizme karşı mücadele edeceğiz, savaşı değil barışı savunacağız. Dünya halklarının kardeşliğini... Emperyalizme karşı dik duracağız! Öyle değil mi gülüm? ‘Destan’ mesajı ‘Bu millete 3 çocuk hibe edin’ Başbakan öğleden sonra ise partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nın Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği bayramlaşma törenine katıldı. Tribünlerin üst kısmının tamamen boş olduğu salonda konuşan Erdoğan, Nobel Barış Ödülü alan Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed el Baradey ve Yemenli gazeteci aktivist Tevekkül Kerman’ı karşılaştırarak, “Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Eyyy Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor. Sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki işte Kerman Mısır’a girmek istedi, bak Mısır’a sokmadılar” dedi. Erdoğan, 3 çocuk konusunda da şunları söyledi: “Hani ‘Yaşam tarzımıza karışıyor. Nereden çıktı bu üç çocuk meselesi’ diyorlar. Böyle bir yasa yok. Bir başbakan olarak en az üç çocuğu tavsiye ediyorum. Kalkıp da silah dayatmıyoruz. Ben hanım kardeşlerimize gelin bu millete üç çocuk hibe edin, lütfedin diyorum. Bu milletin güçlü olması lazım.” İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, “Sıcak bir sonbahar geliyor” yorumlarıyla ilgili “Herhangi bir yanlış yapılması halinde iktidarımız olarak gereken ne ise onu yaparız” dedi. Erdoğan, bayram namazını dün, Süleymaniye Camisi’nde kıldı. Yurttaşlarla da bayramlaşan Erdoğan, Mimar Sinan Türbesi’ni ziyaret etti, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, “Sıcak bir sonbahar geliyor” şeklinde değerlendirmeler ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Okullarda birtakım eylem hazırlıkları var şeklinde istihbarat aldık” sözlerinin anımsatılması üzerine “Ben bu yollara tevessül etmenin ülkemiz için bir sıkıntı nedeni olabileceğini söyleyebilirim” dedi. Erdoğan şunları söyledi:“Bu tür yollara tevessül edenler, şunu özellikle bilmeleri gerekir ki, bu ülke tüm güvenlik güçleri ile gereken cevap ne ise bu cevabı haddini bilmeyenlere haddini bildirir. Bunların hiçbirisinin özgürlük arayışı olmadığı, çok açık net ortadadır. Neyiniz eksik? A’dan Z’ye şu on yıl içersinde temel hak ve özgürlükler noktasında Cumhuriyet tarihinde verilmemiş olan hakları AK Parti iktidarı vermiştir ve görülmemiş reformlar yapmıştır. Bütün bunlar açık net ortada. Demokrasi ile özellikle ekonomiyi atbaşı sürdüren bir iktidarımız var. Bütün bunların kar Öyle Değil mi Gülüm? Yıllar hızla geçer gülüm, geride anılar kalır, hüzünler, acılar, sevinçler, bilirsin... Bilirsin ölümü, bekleyişi, yaşamın o derin sularını, kuşları, masmavi denizi, göğü. Bilmeceye benzeyen gözlerinde derin vadileri görürdüm! Elitis’in dizelerinde avuturdum kendimi gülüm... “Kıble’den esen yelin kemerler arasında ıslık çaldığı; bu beyaz avlularda, söyleyin o çılgın nar ağacı mı?” Evrenin gökkuşağı rengindeki elbiseleri, bir deniz kıyısı, ağaçlar... Bir ağustos korkusu sarmıştı içimizi... Duvarda asılı bir fotoğraf ve bahçedeki o nar ağacı... Şimdi bir kısırdöngünün çarkları arasındayız, mağdurların yaşadığı coğrafyadayız. 27 Mayıs’ta kurulan üç darağacının intikamını, 12 Mart’ta üç darağacına üç fidanı asarak almışlardı. Kanla sulanmış bu topraklarda, Sivas katliamını görmezden gelenler sadece Başbağlar kıyımını ısıtıp ısıtıp önümüze getirirlerken sen şaşırıyorsun gülüm. HHH 28 Şubat’ta olup bitenleri, dayatmayı, intikamı görmeyip, zindanlara atılan gençleri mermiyle katledenleri alkışlayan bir zihniyet, yıllar sonra adalet, hukuk arayacaktı. Bu zulüm, bu baskı bu topraklarda yıllardır hep vardı... Ölüm, acı, gözyaşı... Gözaltında kayıplar, faili meçhul cinayetler... Zindanlara kıstırılan 30 insan mermiyle, gazla, hücrelerinde kıstırılıp öldürülürken ve bunun adına “Hayata Dönüş Operasyonu” denilirken, sustuk, susturulduk, nedense görmezden geldik. O acıyı unutup gittik... Militerpolis devlet geleneği dün de vardı gülüm, bunu sen de biliyorsun... Sabahattin Ali’den başlayıp Dersim’e kadar gidersin... Gerçekleri görmezsin! En baba liberallerin bile kendilerine göre adaleti, hukuku var, üstelik her konuda da bilgililer... Bugünse yaşanan adaletsizliği, hukuksuzluğu görmüyor, intikam duygularıyla yoğunlaşıp, esip gürlüyorlar. ‘El öpmeyin’ uyarısı Neyiniz eksik’ AKP İstanbul İl Teşkilatı’nın düzenlediği bayramlaşma törenine katılan Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmanın ardından partililerle bayramlaştı. Başbakan’ın herkesle tek bayramlaşacağı duyurusunun yapılmasının ardından bütün salon ayaklanırken Başbakanlık korumaları tarafından, “Bayramlaşma sırasında, el öpmek yok, yalnızca tokalaşıyorsunuz, ikinci kez sıraya girmek yok, fotoğraf çektirmek yok; anonsları yapıldı. Partililer ayrıca bayramlaşmanın ardından hızlıca sahneden uzaklaşmaları konusunda da uyarıldı. şısında herhangi bir yanlış yapılması halinde de iktidarımız olarak gereken ne ise onu yaparız.” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ergenekon davasındaki karara ilişkin açıklamalarına da tepki gösteren Erdoğan şu açıklamalarda bulundu: “Yargı organı istediğim kararı verdiği zaman iyi; istemediğim kararı verirse kötü diye bir mantık olmaz. Burada ana muhalefet partisinin genel başkanını yapmış olduğu açıklamalar bana göre suç teşkil etmektedir.” Siyasetçilerin konumlarını iyi bilmek zorunda olduğunu ifade eden Erdoğan, “Aynı şekilde MHP Genel Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamalar da çok çok çirkin açıklamalardır” dedi. Erdoğan, demokratikleşme paketini güncelleyeceklerini, Meclisi’nde erken açılma ihtimalinin bulunduğunu söyledi. UZMANLAR: PATLAMA NORMAL Yasaklar yurttaşı bunalttı İstanbul Haber Servisi AKP iktidarı ile birlikte yaşamın her alanına getirilen bir dizi yasak, yurttaşları isyan ettiriyor. Psikiyatr ve sosyologlar, yasakların insanları gergin ve güvensiz, kuşkucu bir ruh haline soktuğunu, bu durumun bir süre sonra depresyona bile neden olabileceğini belirterek “Bireyler yasaklarla birlikte bir süre sonra tepki sürecine girebilir, patlama yaşayabilir. Gezi olayları da bunun en güzel örneği” dedi. AKP’nin iktidarında başlayan, aralarında alkol, çeşitli kamu kurumlarında diz üstü etek giyme, resmi törenlerde Atatürk anıtlarına çelenk koyma, tenceretava çalma, adliye önünde basın açıklaması yapma, TRT’de dekolte kıyafet giyme, THY’de abartılı makyaj yapma ve iktidara muhalif yayın organları bulundurma, Taksim Meydanı’nda gösteri, cemaate dokunan kitap yazma ve dizi çekmeye her yıl bir yeni yasak daha eklendi. Türkiye Psikiyatri Derneği Ruh Sağlığı ve Medya Çalışma Birimi Koordinatörü Doç. Dr. Burhanettin Kaya, yasakların bir şiddet biçimi olarak bireyi yıprattığını, Gezi Parkı olayları ile de bunun patak verdiğini söyledi. Kaya, “Artık apolitik gençlik korku eşiğini aştı, 12 Eylül’ün yarattığı yılgınlık ve tepkisizlik miadını doldurdu. Kendi geleceklerinde söz sahibi olma talepleri bir bedene kavuşmaya başlamış durumda. ‘Bu daha bir başlangıç’ sözü belki de Gezi Parkı Direnişi için söylenecek en iyi söz” dedi. Kaya, yasakların insanları gergin, güvensiz yapacağını, kişiler arası güven duygusunu zedeleyeceğini ve kuşkucu yapacağına dikkat çekekerek şunları söyledi: “Gezi Parkı olayları herhangi bir kıvılcım bir parlamaya, patlamaya yol açabilecek denli bir sıkışma olduğunu gösterdi.” Sosyoloji Derneği Başkanı Sosyolog Ali Köse de şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu rahatsızlık siyasal iktidar tarafından göz ardı edilmemelidir. Gezi Parkı olayları bir birikimin sonucudur. Sosyolojide ifade edilen bir görüş vardır. Halk kendini ifade edecek alanlar bulamazlarsa bir hava sıkışması meydana getirirler ve bir süre sonra bu sıkışma patlamaya hazır hale gelir. İşte bu patlama erk sahipleri için çok tehlikelidir.” Gül de üzüntü duymuş Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün oğlu Ahmet Gül, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile birlikte bayram namazını Emirgan Camisi’nde kıldı. Cami çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, bir gazetecinin, “Ergenekon davasında karar çıktı. Sizin çalışma arkadaşınız İlker Başbuğ da müebbet hapis cezası aldı. Acaba nedir değerlendirmeniz” sorusunu şöyle yanıtladı:“Tabii ki yargı süreci bitmiş değil. Gerek suçlamaların, gerek cezaların kesinleşmesi için Yargıtay safhası, yani temyiz safhası vardır. Ayrıca Türkiye uluslararası hukuku da tanıdığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vardır. Şüphesiz ki beraber çalıştığımız Sayın Genelkurmay Başkanı’yla ilgili üzüntü duyuyorum. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönem içerisinde gerek Yargıtay, gerek diğer safhalarda, varsa bütün yanlışlar bunlar hepsi düzeltilir ve kamuoyunun vicdanını tatmin edecek kararlar çıkar.” Gezi Parkı olayları sırasında Eskişehir’de üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin silinen görüntülerin ortaya çıktığı ve bir polisin tutuklandığının anımsatılması üzerine de Gül şunları söyledi: “Ümit ederim ki bu tip olaylar tekrarlanmaz. Tabii ki hukukun üstün olduğu, demokrasinin geçerli olduğu bir ülkede barışçı bir şekilde insanlar görüşlerini ifade ederler. Gösteri yapma hakkı, itiraz etme hakkı şüphesiz ki vardır ama bunlar kanunlar çerçevesi içerisinde, eğer barışçı bir şekilde yapılırsa, şüphesiz ki bunlar daha çok dikkate alınır ve o zaman etkisi olur. Tekrar söylüyorum; bu ülke hepimizin ülkesidir, hiçbirimizin birbirimize üstünlüğü yoktur.” Gül daha sonra beraberindekilerle birlikte, Emirgan Camisi’nin karşısındaki Çınaraltı Kafe’ye geçerek çay içti ve simit yedi. Cami çıkışında Gül’e bir kadın tarafından bir tabak içerisinde tatlı ikram edildi. Cumhurbaşkanı Gül, kafede otururken yanına gelen iki çocuğu öperek bayram harçlığı verdi. (Fotoğraf: DHA) AKP’Lİ ŞAHİN’DEN KILIÇDAROĞLU’NA ÇAĞRI ‘3 milletvekilini partiden ihraç et’ Yurt Haberleri Servisi AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Sayın Kılıçdaroğlu, darbeye teşebbüsten dolayı hüküm giymiş olan 3 milletvekilinizi partinizden ihraç etmeniz gerekir” dedi. Şahin, Karabük’te katıldığı bayramlaşma töreninde Ergenekon davasındaki karara değinerek birey olarak hiç kimsenin bayramı cezaevinde geçirmesinden hoşnut olmadıklarını söyledi. Şahin, “Karar açıklandı ama henüz karar kesinleşmiş değil. Yargıtay aşaması bittikten sonra kesinleşecek. AK Parti’nin 2010 anayasa değişikliğinde anayasaya getirmiş olduğu bireysel başvuru hakkı var. Arkasından AİHM süreçleri var” diye konuştu. Şahin, CHP’nin Türkiye’de darbeye teşebbüs ettiği için hüküm giymiş 3 milletvekiline sahip olduğunu belirterek CHP lideri Kılıçdaroğlu’na şöyle seslendi: “Önce siz aynaya bakın. Darbeye teşebbüsten hüküm giymiş üç tane milletvekiline sahipsiniz. Bunu içinize sindirebiliyor musunuz? Kendileri, ‘Biz darbenin her türlüsüne karşıyız’ diyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer darbenin her türlüsüne karşıysanız, darbeye teşebbüsten dolayı hüküm giymiş olan 3 milletvekilinizi partinizden ihraç etmeniz gerekir. Eğer gerçekten bu sözünüzde samimiyseniz, ihraç etmeniz gerekir” HABERAL ZONGULDAK’TA BAROLARDAN AKP’Lİ ÇELİK’E TEPKİ CHP LİDERİNE MAHKEME GÖNDERMESİ ‘Düşünseydi söylemezdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Ankara Barosu, Ergenekon davasının karar duruşmasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atan avukatlara, “Sevsinler sizin gibi askerleri. Mustafa Kemal hayatta olsa size patates bile soydurmazdı” diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’e tepki gösterdi. TBB Başkanlığı, “Eminiz bu sözleri sarf etmeden önce düşünseydi, düşüncesini, taşıdığı sıfata yakışan bir nezaketle açıklayabilirdi. Yakışıksız sözleri gereğinden fazla önemsemiyor ve bundan başka bir cevap vermeyi anlamlı bulmuyoruz” ifadelerini kullandı. Ankara Barosu da Çelik’in açıklamalarını “vahim” olarak nitelendirdi ve “hayret ve şaşkınlıkla karşıladıklarını” bildirdi. ‘Keser döner sap döner’ BURSA(Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ergenekon davasındaki kararı gayrimeşru olarak değerlendirmesine yönelik eleştirilerde bulundu. Arınç, “Bu sözlerden vazgeç. Sonra keser döner sap döner. Bak sonra ne olur biliyor musun? Bu beğenmediğin mahkemelerin karşısına çıkmak durumunda kalabilirsin. Allah Allah! Bu adam ne demek istiyor? Hiçbir şey. İki kere iki, dört. Gün gelir milletvekilliği biter. Buyur mahkemeye gel. Ananın adı, babanın adı diye sormaya başlarlar” dedi. Arınç, “AK Parti hakkında kapatma davası açıldığında hepiniz ‘Yargı bu ülkede bağımsızdır’ demiştiniz. Daha önce RP ve FP kapatılırken zil takıp oynamıştınız” diye konuştu. Baba ocağında Ergenekon davasında 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan ancak hapis yattığı sürede göz önüne alınarak tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, bayramı memleketi Zonguldak’ta ailesinin yanında karşıladı. Haberal, bayram namazını 3 yıl önce yaşamını yitiren babası Yaşar Ali Haberal’ın yaptırdığı camide kıldı. Haberal, daha sonra aynı mahallede bulunan, babasının kentte hizmete açtığı ilk ekmek fırınını ziyaret etti. Osman Haberal, fırının önünde karşıladığı ağabeyine sarılıp “Babamız adına ben hoş geldiniz diyorum size” dedi. (DHA) Toplumsal patlama uyarısı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle