22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2013 CUMA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, AKP’nin hazırladığı demokratikleşme paketini beklediklerini söyledi Yarım Adalet Olmaz Bir ülkede, eğer yargı kararları kamu vicdanını kanatıyorsa, hukukla ilişkisiz ise orada egemen olan utanç rejimidir. O utanç yalnızca kararı veren mahkemelere ait değildir. O utanç aynı zamanda yargı düzenini denetlemek için bozan iktidarlarındır... O kararlara arka çıkan insanlarındır... O kararları mazeret arayan yazarlarındır... Eğer, bir ülkede “Ergenekon doğruları, Ergenekon yanlışları” diye yazılar çıkabiliyorsa, o zaman utanç dehşet boyutlarına ulaşmış demektir. Bir yargı kararı ya adildir ya da değildir. Biraz adil, biraz da değil gibi bir ölçü olamaz. Değerli hukukçu Turgut Kazan, Faruk Erem’e atıfta bulunarak hep şunu söyler: “Her şeye bir şey katabilirsiniz ama adalete asla. O zaman o adalet olmaktan çıkar. Gerçekten süte su katabilirsiniz, o yine de süttür; içine su katılmış süt ama yine de süt. Altına bakır karıştırabilirsiniz, ayarı düşer ama altındır, bakır karıştırılmış bile olsa yine de altındır. Ama adalete bir şey karıştırırsanız o artık adalet olmaktan çıkar.” Doğrudur. Nasıl yarım gebelik olmuyorsa, yarım ya da yarım yamalak adalet de olmaz. Başka bir deyişle, adalet eskilerin tabiriyle gayrı kabili tecezzidir. Yani ne parçalara ayrılabilir, ne içine bir şey katılabilir. Bu bakımdan bir karar da ya adildir ya da değildir, şurası adil burası değil gibi bir ayrım olmaz, bunu yapmaya kalkmak, cehalet değilse eğer ihanettir. Ergenekon’un doğruları yanlışları olmaz, olamaz, ya doğrudur ya da yanlış. Ergenekon davasında, tutuksuz yargılanan Merdan Yanardağ, 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Ergenekon davasındaki kararın adil olabilmesi için Yanardağ ile terör örgütü ve terör eylemleri arasında organik bağın kurulması bunun kanıtlanması gerekir. Bırakın bunların yapılmasını bir yana, davanın avukatlarından deneyimli hukukçu Celal Ülken’in belirttiği gibi, Merdan Yanardağ, Mehmet Ali Çelebi ve gazeteci dostum Tuncay Özkan ile birlikte, öfke patlamasının hedefi haline gelmiştir. Bakın ne diyor Celal Ülken: “Benzer yıla mahkum olan ve tutuklanmayan, benzer yıla mahkum olup tahliye edilen sanıkların olması bu düşüncemizi doğrulayan kanıtlardır. Kuşkusuz bu tür yaptırım uygulamak keyfidir. Mahkeme bu keyfiliği bol kullanmıştır. En belirgin tezahür ise Yurt Gazetesi Genel Yayın Müdürü Merdan Yanardağ’da görülmüştür.” Merdan Yanardağ, Ergenekon davasından tutuksuz yargılanırken Yurt Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevini de en ufak bir ödün vermeden, korkuya kapılmadan, yiğitçe yürütüyordu. Bu yiğitliğin ve ödünsüzlüğün bedelini ödüyor şimdi. Çok değerli meslektaşım ve dostum salt bu davranışı ile her türlü özgürlük ödülüne layıktır. Kendisini tanımış olmaktan onur duyuyorum. ‘Genel af ortamı yok’ TUNCELİ (Cumhuriyet) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “AKP, Başkanlık teklifini çekerse uzlaşılan madde sayısı daha fazla olabilir. Bu süreç içerisinde demokratikleşme paketi getiriyorlarsa önce o paketi görmemiz gerekiyor. Parlamento erken toplanabilir, görev yapabilir” dedi. Kılıçdaroğlu, Ergenekon davası kararlarının ardından ortaya çıkan genel af tartışmalarıyla ilgili ise “Şu anda genel affı öngörecek bir ortam yok” dedi. Şeker Bayramı’nı memleketi Tunceli’de geçiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile öncelikle, merkeze bağlı Atlantı köyüne giderek annesi Yemuş ve babası Kamer Kılıçdaroğlu’nun mezarlarını ziyaret etti ve mum yaktı. Daha demokratik bir anayasa için her türlü çabayı gösterdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘’Başkanlık teklifi çekilirse uzlaşılan madde sayısı daha fazla olabilir’’ dedi. Kılıçdaroğlu Ergenekon davasındaki cezaların ardından gündeme gelen genel af tartışmalarına ilişkin olarak da, “Şu anda genel affı öngörecek bir ortam yok’’ yorumunu yaptı. Daha sonra Tunceli Belediyesi’ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyeti BDP’li Belediye Başkanı Edibe Şahin izinli olduğu için Başkanvekili Babikhan Adır karşıladı. Belediyedeki herkesle tek tek bayramlaşan Kılıçdaroğlu, daha sonra Başkanvekili Adır ile 20 dakika basına kapalı olarak görüştü. Adır’ın görüşmede çözüm sürecine CHP’nin daha fazla destek vermesini beklediklerini söylediği, Kılıçdaroğlu’nun da “Biz Türkiye’nin barışı için büyük bir çaba içindeyiz. Biz CHP olarak Türkiye’de barışın sağlanması için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz, bu konuda hiç şüpheniz olmasın” dediği öğrenildi. la olabilir. Bu süreç içerisinde demokratikleşme paketi getiriyorlarsa önce o paketi görmemiz gerekiyor. Parlamento erken toplanabilir, görev yapabilir. Halkın beklediği yasalar varsa onlar süratle yasalaştırılır.” Ergenekon davasında verilen kararlardan sonra ortaya çıkan genel af tartışmalarıyla ilgili sorular üzerine Kılıçdaroğlu, “Şu anda genel affı öngörecek bir ortam yok” demekle yetindi. Çözüm süreciyle ilgili bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu konuda her türlü çaba Başkanlık teklifi geri çekilsin Belediye çıkışında gazetecilere gündemle ilgili açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’nin daha özgür, daha demokratik bir anayasaya kavuşması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Başkanlık teklifi çekilirse uzlaşılan madde sayısı daha faz yı gösterdik. En son 17 maddelik özgürlük ve demokrasi bildirgesini açıkladık. Gazetelere ilan verdik, parti binamıza astık. Türkiye’de barışın ve huzurun yolu daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasiden geçmektedir. Eğer hükümet bu konuda önemli adımlar atarsa hiç kimsenin endişesi olmasın bu konuda en büyük katkıyı CHP yapacaktır.” Dökülen kanın sorumlusu hükümet Suriye’deki iç karışıklık Alevi ve Kürtlere yönelik katliamların anımsatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Hükümetin izlediği Suriye politikası yanlıştır. Başından beri bu politikanın Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürükleyeceğini ifade ettik. Ama bugün Suriye’de dökülen her kanın sorumlusu bu hükümettir. O yanlış politika şimdi Ortadoğu coğrafyasında Müslüman kanının akmasına yol açtı. Politikanın süratle değişmesi gerekiyor. Ama, maalesef Türkiye bu sürece taraf oldu. Taraf olduğu için de ağır bir bedel ödeniyor.” Bayramdan sonra Irak’a gideceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sosyal demokrasiyi, çağdaşlığı, özgürlüğü savunan bir parti olarak Ortadoğu’da görüşlerimizi dile getireceğiz. Yoğun bir program var, Sayın Başbakan dahil o yoğun program çerçevesinde bazı görüşmeler olacak” dedi. Kılıçdaroğlu, daha sonra İsmet Paşa Parkı’nda yurttaşlarla sohbet etti ve çay içti. DENİZ BAYKAL: Merdan Yanardağ Acı bir bayram ANTALYA (Cumhuriyet) Şeker Bayramı’nı memleketi Antalya’da geçiren eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,, bayram namazını Tekeli Mehmet Paşa Camisi’nde kıldı. Baykal’a CHP Antalya milletvekilleri Osman Kaptan, Yıldıray Sapan ve Arif Bulut eşlik etti. Namaz sonrası Kırcami bölgesinde bulunan bir börekçiye giden Baykal, mermer tezgâhta Antalya’ya özgü serpme börek açtı. Milletvekili Kaptan, Baykal’a, “Ustalık dönemindesiniz” diye espri yaptı. Bu bayram herkesin çok karmaşık duygular yaşadığını belirten Baykal, “Bayram ne yazık ki hem Türkiye’de hem de dünyada, yaşamak istediğimiz bayram olmaktan çok uzak. Acı bir bayram yaşıyoruz” dedi. ‘Barış İçin Elimizden Ne Geliyorsa Yapıyoruz’ Irak’a ziyaret Tunceli Belediyesi’ni ziyaret eden Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyeti BDP’li Belediye Başkanı Edibe Şahin izinli olduğu için Başkanvekili Babikhan Adır karşıladı. Belediyedeki herkesle tek tek bayramlaşan Kılıçdaroğlu, daha sonra Başkanvekili Adır ile 20 dakika basına kapalı olarak görüştü. Adır’ın görüşmede çözüm sürecine CHP’nin daha fazla destek vermesini beklediklerini söylediği, Kılıçdaroğlu’nun da “Biz Türkiye’nin barışı için büyük bir çaba içindeyiz. Biz CHP olarak Türkiye’de barışın sağlanması için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz, bu konuda hiç şüpheniz olmasın” dediği öğrenildi. (Fotoğraf: DHA) Mustafa Balbay 53 yaşına dün Silivri’de girdi. Ortak dostumuz, şair Ahmet Kadri Ergin’in bu vesileyle yazdığı “Dışardaki Tutsaklardan İçerideki Özgür Mustafa Balbay’a Doğum Günü Şiiri” ile Balbay’ın 53. yılını kutluyorum: “Küçüktüm Babamın kamyonu büyüktü yollardan öğrendim yoldaşlığı uyuyor muydum rüyada mıydım geceleri yıldızlar direksiyona geçerdi gözlerime dolardı küçüktüm dağlar büyüktü merhameti ağaçlardan öğrendim yağarken karlar serçeler turnalar saçlarıma dolardı küçüktüm Mayıs’lar ve Deniz’ler büyüktü Ülkem için insanlar için karşılıksız kavgayı onlardan öğrendim su gibi temizdi hepsi Anadolu’nun dereleri nehir olup ellerime dolardı. Büyüğüm şimdi karşımdaki bütün cücelerden Kızım Yağmur Oğlum Deniz Eşim Annem Babam Yeryüzü bir özgürlük türküsü oldu Yüreğime dolan” Mustafa Balbay’a doğum günü kutlaması ‘Osmanım’ tazminat da alacak İLHAN TAŞCI Ergenekon davasının beraat eden sanıkları zararlarının karşılanmasını isteyebilecek ANKARA Ergenekon soruşturmasının 2007 Haziranı’nda başlamasının dayanağı olan el bombaları gecekondusunda “bulunan” sanıklardan Ali Yiğit beraat ederken devletten 2 bin 640 lira alacaklı çıktı. Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan’ın “liderim” dediği Süleyman Esen ve “şeyhim” dediği Salih Kunter’in avukatlık masrafları da Hazine’den karşılanacak. Haklarında beraat kararı verilen, aralarında Osman Yıldırım’ın da bulunduğu sanıklar, hükümlerin kesinleşmesinin ardından “haksız yere tutuklu” kaldıkları ve “kazanç yitirdikleri” gerekçesiyle devlet aleyhine tazminat istemli dava da açabilecekler. 2007 Haziranı’nda Ümraniye’de bir gecekondunun çatısında bulunan 27 el bombası üzerine Ergenekon soruştur Ergenekon davasında beraat edenlerin avukatlık masrafları Hazine’den ödenecek. Beraat kararları kesinleşirse sanıklar devlet aleyhine tazminat istemli dava da açacak. Dava açmaya hak kazananlar arasında Alparslan Arslan’ın liderim dediği Süleyman Esen ve savcıların ‘Osmanım’ diye seslendiği Osman Yıldırım da bulunuyor. ması başlatılmıştı. Ergenekon dosyasının ana delilini oluşturan bombaların bulunduğu evde yaşayan Ali Yiğit de tutuklanmıştı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ali Yiğit hakkında beraat kararı verirken “Sanığın tazminat haklarının bulunduğunun kendisine bildirilmesine, kendisini vekil ile temsil ettiren sanığa hüküm tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, belirlenen 2 bin 640 lira maktu ücreti vekâletin Hazine’den alınarak sanığa verilmesine” de hükmetti. Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan’ın “liderim” dediği ve gazetemize yönelik saldırılarda kullanılan bombaları aldığını işaret ettiği isim olan Süleyman Esen, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı ortadan kaldırmaya ve yerine başka düzen getirmek amacıyla kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak, patlayıcı madde bulundurmak, taşımak suçlarından” 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak İstanbul’daki yargılamalar dan sonra Esen, bu suçlardan beraat etti. Mahkeme, beraat kararıyla birlikte Esen için de avukatlık masraflarının Hazine’den karşılanmasına karar verdi. Alparslan Arslan’ın “dini sohbetlerine” katıldığını söylediği ve “şeyhim” dediği Salih Kunter de beraat etti. Böylece Kunter’in avukatlık masraflarını da Hazine ödeyecek. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan müebbet hapse mahkum olan, ancak İstanbul’da beraat eden Osman Yıldırım da hakkındaki kararın Yargıtay’da kesinleşmesi durumunda, “haksız tutukluluk” nedeniyle hak kaybına uğradığı gerekçesiyle devlet aleyhine tazminat isteminde bulunabilecek. Yıldırım, işsiz olduğu için açacağı olası bir davada tazminat için asgari ücret esas alınacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle