23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2013 SALI 10 HABERLER ‘SBS ertelensin’ T W I T T E R G Ü N D E M İ kampanyası İlköğretim 8. sınıfların 8 Haziran’da gireceği Seviye Belirleme Sınavı’nın ertelenmesi için sosyal medyada kampanya başlatıldı. İlköğretim 8. sınıf öğrencileri, “Psikolojimiz bozuldu, sınava hazırlanamıyoruz” diyerek sınavın ileri bir tarihe ertelenmesini istiyor. Sınavlar ertelensin eylemi Ege Üniversitesi öğrencileri, Gezi Parkı’nda yaşananları protesto etmek ve sınavların ertelenmesi için dün Rektörlük binasına girerek eylem yaptı. Birkaç öğrencinin, Rektör Candeğer Yılmaz’ın odasına da yöneldiği, ancak diğer öğrenciler tarafından çıkartıldığı belirtildi. Öğrenciler bina ve koridorlarda “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları attı. Özel güvenlik görevlilerinin müdahale etmediği grup, yaklaşık 10 dakika bina içinde kaldıktan sonra, diğer öğrenciler ve öğretim görevlileri tarafından, hiçbir eşyaya zarar verdirilmeden, dışarıya çıkartıldı. Öğrencilerin içeriye girdiği sırada bazı çalışanların da öğrencilerle karşı karşıya gelmemek için arka kapıdan bahçeye çıktıkları öğrenildi. Öğrencilerin daha sonra rektörlük önünden ayrıldı. İzmir’de yurttaşlara şiddet uygulayan eli sopalıların tespiti için valilik ve savcılık göreve çağrıldı ‘Eli sopalılar kim?’ Şu Baş Belası Sosyal Medya ÖZLEM YÜZAK ÇARŞI: Alo 155 öğlen oldu nerdesiniz? H a b e r Merkezi Twitter’da gündem yine halkın dire nişiydi. Kimi güldürdü, kimi düşündürdü... En çok RT edilen tweetlerden bazıları şöyle: lTayyip geliyor #direnAfrika #occupyAfrika lPolis: Dağılmanız İçin 1 Dakikanız Var. ÇARŞI Grubu: Sizin 20 Saniyeniz Kaldı! #occupygezi l%50 Akp seçmeninden birisiyim. Sokak için kendimi zorla filan tutmuyorum. “BEN” gerek duyarsam kendim çıkarım veya çıkmam. Zaten çıkmam da. lPenguenlerimin %50 sini kutupta zor tutuyorum... l Sedat Peker’in yeğeniyim Out, Evde tuttuğum % 50 var İn l13 bin kişiyi takip ediyorum. 1 kişi bile Tayyibe tepkisiz değil. Hani %50 ? l“Tencere tava hep aynı hava” “Bizim de zorla tuttuğumuz, sakin ol dediğimiz %50 var” dedi ve seyahate gitti! Kim provokator? lAKP’yi destekleyen arkadaşıma bırak el kaldırmayı, öteye git bile demem. Sen kimi kime düşman ediyorsun? Bizim sorunumuz seninle RTE! lBaşbakanı Fas’a götürecek uçağın pilotuna sesleniyorum. Halk kahramanı olabilirsin :)) l Malesef sana oy veren %50’nin içinde ebeveynlerim de var, onlara sokağa çıkın oğlunuza saldırın desene bi bak kime saldırıyorlar. l..ve adam köpeği ısırdı. NTV habere gitmedi, haber NTV’ye geldi. lNTV binasının camına 200 lira yapıştırmışlar. “Canlı yayın kaç para” diye.. Hakikaten de protestolar yayınlanıyor.. 1400 lirayla geliyorum. lSeçimlerde uluslararası kurumlardan sadece sandık başı seçim gözlemcileri değil, veri giriş ve sistem gözlemcileri de şart... lBirsen Altaylı Şu An Bu Milletin Güvenini Kazanmış Gerçek Bir Gazetecisin! Tebrikler. lMedyayı kim kurtaracak? lHabertürk yaralı ve fenalaşmış insanlardan ‘Ayakkabılarıya camiye giren göstericiler camiyi kullanılmaz hale getirdi’ diye bahsetti az önce. l Abdullah Gül Tayyip uçağa biner binmez açıklama yapıyor, danışıklı dövüş bunlar. lBen günlük Başbakan dozumu aldım, akşama hazırım. lOtobüste sırtım cok ağrıyor oof dedim, Yaşlı amca: “Ata’nızı ilk kez omuzlar da taşıyorsunuz ondandır, kolay değil di mi?” dedi.. Ne denir? l Güç ve kibirden o kadar gözü dönmüş ki kendi kitlesiyle eylemcileri korkutuyor. Bir ülke, başbakanı tarafından iç savaşa sürükleniyor. lBaşbakan: Şu an evlerinde zor tuttuğumuz bir yüzde elli var. Halkı tahrik anayasal suç değil mi? lReuters muhabirini alkışlıyorum, gazetecilik dersi verdi. Özgür gazetecilik örneği sergiledi @fatihaltayli utansın lÇarşı grubu 155’i arayıp “Haydi gelmiyor musunuz öğlen oldu” demiş. 4 gündür elimiz ayağımız, neredeyse yegâne haber kaynağımız sosyal medya... Haklı tabii Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendi açısından, sosyal medya kendisinin başbelası. Oysa üzerine ölü toprağı serpilen ya da hepimizin öyle düşündüğü Türkiye, sosyal medya ile can buluyor, sosyal medya ile tek vücut oluyor. Sağ, sol, dinci, laik, Fenerli, Beşiktaşlı kalmıyor. Örneğin DEVRİMCİ MÜSLÜMANLAR: “Polisin kafasını gözünü patlattığı onlarca genç ve 20 civarında doktor, camiyi revirleştirdi. Aslında ‘aslına rücu ettirdi’ olan budur. Bazı provokatörlerin ‘camiye saldırdılar’ başlıklı haberlerini lanetliyoruz! Kimse camiye saldırmadı. Eğer saldırılsaydı, eylemden çekilirdik” diye tweet atıyorlar. TC idiler Erdoğan eylemcileri Çapulcu diye isimlendirince hepsi bir anda Çapulcu oldu. Çapulcu Erhan’ın attığı “Yapmayın, yaptırmayın; 1 Her türlü ırkçı söylem 2 Parti yandaşlığı 3 Yanlış bilgilendirme 4 Kışkırtma provokasyon 5 Mülke zarar verme” sözleri milyonlarca kere retwieetlendi. Daha önce Facebook, Twitter ile tanışmamış olan yaşlılar bile çocuklarının, torunlarının ellerinden bir an olsun düşürmediği cep telefonlarının ekranlarına kilitlendi. 70 yaşındaki Fatma Teyze, 12 yaşındaki torununun elinden tutup gecenin 3’ünde oturduğu sokağın başına eline tencere ve kaşığı alarak çıktı. Bu görüntüler cep sosyal medyada paylaşıldı. Paylaşıldıkça çoğaldı. Paylaştıkça insanlar otorite karşısındaki korkularını yenmeyi başardılar. Medyanın duyarsızlığına sosyal medyada duyulan tepki dün öğle arasında Maslak’ta işlerinden çıkan 2 bini aşkın beyaz yakalıyı NTV binasının önünde topladı. Tabii korkmalı Başbakan Erdoğan. Sadece sosyal medya sayesinde dünya Türkiye’nin yeni 68 ruhunu tanımaya başladı. 31 Mayıs günü dünyada atılan bütün tweet’lerin yüzde 90’ı Türkiye’den atılmış. Doğrudur. Bugün bilgisayar mühendisi Mert Can “23 saatlik uykuyla cumartesi sabahından beri ayaktayım, şu an işteyim. Aynı şeyler yaşanacak olursa gözümü kırpmadan giderim” diye tweet atıp, Facebook’ta paylaşıyorsa sosyal medya gerçekten Başbakan Tayyip Erdoğan’ın baş belası... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’deki emek ve demokrasi birleşenleri, polisin orantısız güç kullanımı nedeniyle kentte yaklaşık 800 kişinin yaralandığını ve 108 kişinin gözaltında olduğunu bildirerek yurttaşlara şiddet uygulayan eli sopalı sivillerle, bu kişileri koruyan polislerin belirlenmesi için valilik ve savcılığı göreve çağırdı. Vali Mustafa Toprak ise, polisin arkasındaki eli sopalılarla ilgili bilgisinin olmadığını savundu. Taksim Gezi Parkı’ndaki olayların ardından İzmir’deki gerginlik önceki gece de sürdü. Gündoğdu Alanı’nda toplanan protestocular, polis ve hemen arkasındaki eli sopalı siviller tarafından ablukaya alındı. Cumhuriyet Alanı’na kadar sürüklenen gruba, zaman zaman TOMA’lar tarafından tazyikli su sıkıldı. Bazı göstericilerin bu nedenle denize düştüğü iddia edildi. Karşıyaka’da da AKP ilçe binası, kimliği belirsiz kişiler tarafından ateşe verildi. Binanın bir bölümü kullanılamaz duruma geldi. Kentte dün akşam saatlerinde de binlerce kişi, Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Gündoğdu’da toplanarak, AKP hükümetini protesto etti. Polisin geçen günlerin aksine ortada olmadığı eylem, şenlik havasında geçti. Çeşitli sendika ve sivil toplum örgütleriyle birlikte ortak basın toplantısı düzenleyen İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş, 1 Haziran gününden bu yana yaşanan olaylarda İzmir’de yaklaşık 800 kişinin yaralandığını, yüzlerce kişinin gözaltına alındığını söyledi. Sadece önceki gece 108 kişinin gözaltına alındığını bildiren Pekdaş, “İki günden bu yana polisler ile birlikte ellerinde sopa ve demir çubuklarla göstericilere saldıran ve şehirde terör estiren siviller ile onları koruyan kamu görevlilerini tespiti için İzmir Valiliği’ni ve Cumhuriyet Savcılığı’nı gö YARBAYA GAZ BOMBASI Gezi direnişçilerine destek eylemleri, Ege Bölgesi genelinde önceki gece ve dün de sürdü. Muğla’da Sınırsızlık Meydağı’nda toplanan yaklaşık 2 bin kişi, “hükümet istifa” sloganlarıyla AKP il binasına yürüdüler. Kitle, panzer ve TOMA’lar tarafından dağıtıldı. Ancak yeniden Sınırsızlık Meydanı’nda toplanarak bu kez valilik önüne yürüdüler. Burada da, müdahale edilen gruptaki gençlerden bazıları gözaltına alındı. Göstericilerle görüşmek isteyen Muğla İl Jandarma Komutanlığı Asayişten Sorumlu Komutan Yardımcısı Yarbay Necati Metin, eylemcilere doğru polis tarafından atılan gaz bombasının fırlayan kapsülünün, gözünün üst kısmına isabet etmesiyle yaralandı. Denizli’nin Çınar Meydanı’nda da önceki gece yaklaşık 10 bin kişi toplandı. Yürüyerek Yurtlar Kavşağı’na gelen eylemciler Mevlana Caddesi’ni trafiğe kapattı. Yüzlerce üniversite öğrencisi Amfi Park’ta sabaha kadar direniş nöbeti tuttu. Balıkesir Yeşilli Meydanı’nda cuma gecesi başlayan, eylemler önceki gece de sürdü. Polis barikatını aşmak isteyen eylemcilerden 44 kişi gözaltına alındı. Çanakkaleliler de, “Kaz Dağları’nın rüzgârı Taksim’e ulaştı” diyerek “Böyle olur Anadolu baharı” pankartının arkasında yürüdüler. Hükümeti istifaya çağıran kitleye, ev ve işyerlerindeki yurttaşlar da destek verdi. İki çocuktan haber yok İzmir’deki olaylar sırasında gözaltına alınanlardan 24’ü, 18 yaşından küçük. Çocuklar darp edildikleri halde sabaha kadar gözetim altında tutuldu ve yetişkinlerle aynı alanda yer aldılar. Çocuklara hukuki destek vermek isteyen avukatlar da yanlarına yaklaştırılmadı. Avukat Nilay Geylanlı, “Polis, ailelere yaşananların, çocukların siciline işlendiğini ve 10 yıl süreyle silinmeyeceğini aktarmış. Hukuken böyle bir şey mümkün değil. Protestolara katılan iki çocuktan da haber alınamıyor. Emniyet müdürlüğünde ve çocuk karakolunda birisinin adını Cankan Baki olarak tespit ettiğimiz iki çocuğun kaydı yok. Durumlarından endişe ediyoruz” dedi. reve çağırıyoruz” dedi. Basın açıklaması yapan örgütler, her gün 19.0021.00 saatleri arasında Gündoğdu’da toplanma kararı aldıklarını da duyurdular. Basın toplantısı düzenleyen İzmir Valisi Mustafa Toprak ise, üç gündür ellerinde sopa ve demir çubuklarla yurttaşlara saldıran sivil giyimlilerin kim olduğu soru sunu, “Bu soruyu sormak yanlış bir şey. Bu olayların hepsi provokasyondur” diye yanıtladı. Toprak, “3 gün sonunda 368 eylemci gözaltına alındı. 1’i ağır 32 polis yaralandı. 31 banka, 42 iş yeri, 12 otomobil, 11 belediye otobüsü, 1 resmi kurum binası zarar gördü. Zarar gören araçlardan 4’ü ambulans” dedi. BEŞİKTAŞ’TA DİRENİŞÇİLERİ DOLMABAHÇE İMAMI CAMİYE ALARAK POLİSİN GAZABINDAN KURTARDI İmam da ‘çapulcu’ çıktı MİYASE İLKNUR Direnişin ilk günkü merkezi Taksim ve Taksim’e açılan caddelerdi. Dün muharebenin iki merkezi vardı. Beşiktaş ve Ankara. O nedenle özellikle Taksim’de “Diren Ankara” ve “Diren Beşiktaş” sloganları çınlattı ortalığı. Sosyal medyada da hemen “Diren Beşiktaş” diye açılan hesaba saniyede yüzlerce mesaj yağmaya başladı. Önceki gece Taksim’de halaylarla, sloganlarla protesto sürürken birden “Yetişin Beşiktaş’ta Çocuklar zor durumdaymış. Yardım isteniyor” diye bir vaveyla koptu. Kalabalık hızla o yöne doğru akmaya başladı. Ancak aynı anda Başbakan’ın “Toplumun baş belası” olarak gösterdiği sosyal medya aracılığıyla Beşiktaş’takilerden “uyarı” mesajları yağdı: “Her yandan gaz bombası yağıyor. Üstelik bu gazlar öncekilerden farklı, Allah’ın belası bir şey. Ağzımızdan, burnumuzdan kan geliyor. TOMA’lar ecel gibi üzerimize sürülüyor. Aman dikkat bu bir tuzak olabilir. Bütün gücünüzü buraya yığıp Gezi’yi boşaltmayın. Biz direniriz.” Destek gitti gitmesine ama iki grubun birleşmesi o kadar da kolay değildi. Akaretler’de sıkışan grup ile Dolmabahçe önündeki grubun arasında büyük bir polis bloku vardı. Dolmabahçe’deki grup, saray ile askeri kışlanın duvarı arasında sıkışıp kalmıştı. Gece yarısı polis bütün gücüyle yüklenince Dolmabahçe bloku çöktü ve herkes can havliyle sığınacak bir yer aramaya başladı. En yakın sığınılacak yer Başbakan’ın cuma namazlarını kıldığı Dolmabahçe Camiydi. Yüzlerce kişi cami kapısında yığıldı. Cami imamı kapıları açarak göstericileri içeri aldı. Gençler “İmam da bizim gibi çapulcuymuş lan” diyerek naralar atmaya ti. Polis TOMA’ları çekilmeye başladı. Kepçeler kovalıyor, TOMA’lar kaçıyordu. Bu arada sosyal medya da espriler birbiri ardınca patlamaya çoktan başlamıştı: “Arkadaşlar başbakan adayımız belli oldu: Öndeki kepçeyi kullanan arkadaş. Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi’ne görevi devralmaya gidiyor.” “Yalnız başbakan adayımız kepçe kullanmakta biraz acemi. TOMA’ları ezeceğim derken bizi ezecek valla. Çabuk kepçe ehliyeti olan başka bir aday bulalım.” “Boş ver lan. Şimdi ki başbakan da ata binmeyi beceremeyip düşmüştü. Ne oldu yani. Kaç senedir başımızda.” Yaralılar için camide revirler oluşturuldu. başladı. Yaralılar için camide revirler oluşturuldu. Göstericilerin çoğu “okumuşyazmış çocuklar” olduğundan aralarında çok sayıda doktor ve hemşire de vardı. Tweet mesajlarıyla ihtiyaç duyulan ilaçlar Taksim’deki diğer gruplar tarafından anında nöbetçi eczanelerden ve evlerden tedarik edilerek camiye ulaştırıldı. Polis de çok geçmeden caminin kapısına dayandı. Ama o arada Çarşı grubu da boş durmuyordu. İnönü Stadı’ndaki kepçelerden ikisini halk adına kamulaştırarak yardıma koştu. Arkasındanda da kamulaştırılan iki Tır enlemesine yola barikat olarak parkedrildi. Bu kez savunma sırası polislere gelmiş Beşiktaş’ta bir önceki gün de polisin şiddeti karşısında göstericiler sığınacağı evleri belirlemek amacıyla sosyal medyadan “Bizi evlerine alacaklar camlarına beyaz havlu assınlar” mesajı iletince yüzlerce evin camından, balkonundan beyaz havlular, mendiller sarkmaya başlamıştı. Eylemciler de bu sayede sığınacakları evleri kolaylıkla bulabiliyordu. Ancak polis de eylemciler gibi sosyal medyadan olan biteni takip ettiğinden “beyaz havlu muhabbeti”ni gecikmeli de olsa çaktı. Bu evlere baskın yapılarak göstericiler ve hane halkını gözaltına alınca bu mesajlaşma tedavülden hızla kaldırıldı. Onun yerini ışıkları söndürülen evlerden kapılar ve pencereler aralanarak “Hişşt gel çocuk gel” şeklinde davetler aldı. Alanda gaz bulutu arasında direnenlere bu evlerden tepsiler içinde sıcak poğaça, termosta çay, su, limonata, sirke ve Talcid servisi başladı. Altı günlük eylemlerden yorgun düşen polis çekilince eylemciler sokağı temizleyip Gezi’ye geri döndüler. Beyaz havlu çabuk keşfedildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle