18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 NİSAN 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Akillere akıl verdi TEKLİFİ KABUL ETMEYEN COŞAR ‘Sivil ile iktidar karıştı’ İLHAN TAŞCI Heyetle yapılan ilk toplantıda çalışma süresi iki aya uzatıldı. Erdoğan süreci eleştirenleri faşizmle suçladı, terör örgütünden fazla tahribat yarattıklarını söyledi İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan dün çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti ile Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde akşam yemeğinde bir araya geldi. Buluşmaya Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İçişleri Bakanı Muammer Güler, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı. Başbakan heyetin 76 milyonun özeti olduğunu belirterek heyete “Bazılarınızı gençliğimizden itibaren hayranlıkla takip ediyoruz. Bugüne kadar Türkiye’yi anlattınız. Şimdi ise sizlerden filmini yaptığınız, şiirini yazdığınız, notalara döktüğünüz, sayfalara aktardığınız tüm o sorunların çözümü için destek bekliyoruz” diye seslendi. Süreci eleştiren bazı akademisyen, siyasetçi ve yazarlara da yüklenen Erdoğan “Sadece şu son birkaç ay içinde sergiledikleri faşizm, terör örgütünün 29 yılda yaptığı tahribattan çok daha fazlasını yapmıştır” dedi. 5 saat süren toplantıda, “Çalışma Komisyonu”nun süresinin uzatılması teklif edildi. Bunun üzerine Erdoğan, bir ay olan süreyi iki aya çıkardığını açıkladı. “Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı” nedeniyle Başbakanlık İstanbul Ofisi’nin bulunduğu Beşiktaş ve civarında polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Erdoğan heyette “ hanımefendilerin” olmasına rağmen “Akil Adamlar” isminin kullanılmasına haklı olarak eleştiriler geldiğini belirterek “Akil insanlar da denilebilir, yüksek düzeyli temsilciler de denilebilir. Heyetin isminden de ziyade işin magazin boyutundan Embedded Gazetecilik Akıllı olmak nasıl bir şey? Bilmiyordum. Başbakan tarafından hazırlanan, onaylanan, son dakikada BDP’nin itirazlarıyla genişletilen “akıllı insanlar” listesine bakınca, hele Akit gazetesinden Hasan Karakaya da yedeklerden listeye girince anladım nasl bir şey akıllı olmak. Akıllı olmak için önce Başbakan’ın aklına yakın olmak gerekiyor. İkincisi, planın tanıtımında üstün hizmet vereceğinize Başbakan’ın güvenmiş olması gerekiyor. Üçüncüsü, yine Başbakan’ın seçeceği bölge başkanına itaat, sekreterin tutacağı notlara güven duyacaksınız. Peki yürütülmekte olan “barış süreci”, “PKK’lilerin geri çekilmesi” konusu ya da yeni anayasada vatandaşlık tanımının nasıl olması gerektiği gibi konularda aklınıza başvuracaklar mı sizin? “Bu aşamada böyle bir ihtiyacın hasıl olmadığı” belli, ama gelecekte, şu ilk “psikolojik ikna” turundan sonra bakılır artık. Beğendim ben listeyi, “izci oymağı” gibi aynı, hoşuma gitti. Akıllarından yana zaten hiç kuşkum yok. Yalnızca, tanıtımla sınırlandırılmış görev tanımının onlara yetmeyeceği, gelecekte daha fazla işe yarayabileceklerini, seçimlerde, referandumlarda da başarılı olabileceklerini, pek çoğunun 2010 halkoylamasında rüştlerini kanıtladıklarını düşünüyorum. ??? Şaka yapıyorum, sakın alınmayın, hepiniz de akıllı insanlarsınız. Kuşkusuz ne yaptığınızı biliyorsunuzdur. Hükümetlerin, siyasi partilerin zaman zaman böyle akıllı adamlara gereksinim duymasından daha doğal ne olabilir. Benim aklıma yatmayan “bu iş böyle olmaz” diyenlerin, kendilerine “akıllı adamlık” teklif edildiğinde, “yahu arkadaş siz benden akıl değil, kendi fikrinizi satmamı, pazarlamamı istiyorsunuz” deyip geri duranların sayısının çok az olmasıdır. Bir de Başbakan’ın akıllılar listesinde yer alan gazeteci sayısı beni şaşırttı demeyeyim, ama ürküttüğünü söylemeliyim. Arkadaşlar siz ne yapıyorsunuz? Gazetecinin görevi hükümetlerin fikirlerini halka satmak mıdır? Siz böyle gazeteciliği nerede gördünüz, hangi okulda okudunuz, hangi stajda size böyle gazetecilik anlattılar? Şimdi çıkıp “biz hükümetin fikrini değil, barışı pazarlayacağız” demeyin. Hem kendi aklınızla hem de bizim aklımızla alay etmeyin. Siz gazete yönetiyor, yazı yazıyor, köşe dolduruyorsunuz. Oralarda barışı savunmak, fikrinizi ne yönde olursa olsun açıklamak olanağına sahipken bu izci oymağına katılmak da neyin nesi? Gazetecinin işi hangi hükümet olursa olsun onun fikrini pazarlamak değildir. Gazeteciliğin kitabında bu yazmıyor. “Yazıyor” diyenlere “embedded, iliştirilmiş gazeteci” deniliyor. Öyle mi anılmak istiyorsunuz? ??? Öyle olmak istiyorsanız hayırlı olsun. Ama halkın gazetecilerden beklediği, durumun her koşulda açıklıkla anlatılması, iç dinamiklerin, dış dinamiklerin analizi, bölge ile ilgili tablonun tartışılması, olayların, farklı projelerin birbiriyle ilişkisinin, çıkar hesaplarının ortaya konulmasıdır. Gazeteci, tek bir olayı yalnızca kendi kapsamı içinde kalarak, hele hele kendisine sunulanlarla yetinerek açıklayamaz. Konumuz demokratikleşme olsun, Kürt sorununun çözümü, terörün, ölümlerin sona erdirilmesi gibi gerçekten önemli sorunlar olsun bizim görevimiz konuları enine boyuna araştırmak, hükümetlerden, siyasi partilerden, ülkedeki ve bölgedeki güç odaklarından bağımsız kalarak gerçekleri açıklamaktır. Barış böyle savunulur. Irak savaşının “embedded”lerini hatırlıyor musunuz? Anladım... Unutmuşsunuz. Ama gazeteci unutur mu arkadaşlar, gazeteci dediğin arşivi sırtında olan kişi değil mi? Yoğun önlemler ziyade üstlenmekte olduğumuz misyon çok daha önemli” dedi. Erdoğan konuşmasında “Silaha, teröre, bölücü anlayışlara sarılanlar ne kadar suçluysa, başta Diyarbakır Cezaevi olmak üzere insanlık dışı muameleyle, işkenceyle o örgütün adeta kurulmasına çanak tutanlar da o kadar suçludur” ifadesini kullandı. Helalleşme zamanı Bu süreçte sadece devletin kucaklamasının yetmeyeceğini, topyekun kucaklama zamanı olduğunu dile getiren Erdoğan “Şimdi ayrıştırmanın değil bayramlaşmanın, müsamahanın zamanı, hesaplaşmanın değil helalleşmenin zamanı. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki o ruh, o irade, o kardeşlik anlayışı bize fazlasıyla yeter” dedi. Erdoğan, neler yapılacağı, nasıl bir yol izleneceği konusunda heyetin asıl belirleyici olacağını belirtti. ANKARA Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar, çözüm sürecinin bir parçası olarak gündeme getirilen akil insanlar komisyonunda yer alma önerisini reddetme gerekçesini, “Sivil alan ile iktidar alanı birbirine karışmış gibi. Biz sivil yapıyız ama bir ucunda da iktidar, devlet var. Bu yönüyle ters geldi” sözleriyle açıkladı. Coşar, akil insanlar komisyonunda yer alması için hükümet kanadından önerinin geldiğini ve bunun üzerine toplantı yaptıklarını “Ben de tek başıma karar verebileceğim bir konu değil karşılığını verdim. Çünkü şahsi olarak davet edilmiyorum, TBB kurumsal olarak davet ediliyor. Yönetime götürdüm, değerlendirme sonunda bu grup içerisinde yer almamamız gerektiği konusunda görüş birliğine vardık. Ancak o arada benim ismim de açıklandı. Özel kalem müdürünü arayıp kabul etmediğimizi, grup içerisinde yer almak istemediğimizi ilettim” sözleriyle anlattı. Coşar, akil insanlar komisyonunda yer almama gerekçelerini şöyle açıkladı: “Birazcık sivil alan ile iktidar alanı birbirine karışmış gibi geldi. Biz sivil yapıyız ama bir ucunda da iktidar, devlet var. Dolayısıyla o yönüyle bir defa bana ters geldi. Biz yargının üç kurucu unsurundan birisiyiz. Diğer kurucu unsur örneğin Yargıtay başkanı yok. Bizim eşitimiz olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da yok bu akil insanlar grubu içerisinde. Dolayısıyla yargının bir diğer ayağı olarak bizim orada yer almamız biraz ters geldi.” “Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı” Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirildi. ‘Kuruluştaki öz kayıp’ Konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasını anlatan Erdoğan Mustafa Kemal Atatürk’ ün 24 Nisan 1920’de ilk Meclis’te yaptığı ilk hitabına da değindi. Cumhuriyetin kuruluş felsefesindeki kapsayıcılığa vurgu yapan Erdoğan “Kuruluştaki bu ruh, bu öz, bu kardeşlik hukuku ihlal edilince işte o zaman tek parti döneminde, maalesef o yaşadığımız sıkıntılar, toplumun hemen her kesimine yönelik acımasız bir zulüm dönemi başlıyor” dedi. Erdoğan, yeni bir Türkiye, yeni Cumhuriyet kurmanın çabasında olmadıklarını ifade ederek, “Türkiye’yi, Cumhuriyetimizi, özüyle ruh köküyle buluşturmanın gayreti içindeyiz” dedi. Dolmabahçe’de protesto İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi Gençlik Kolları üyeleri dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında Akil İnsanlar Heyetinin üyeleriyle yaptığı toplantı sırasında protesto gösterisi yaptı. İP’liler akil insanlar listesinde yer alan kişilerin bir an önce heyetten çekilmesini istedi. Beşiktaş Demokrasi Anıtı önünde toplanan grup toplantıyı halaylar eşliğinde protesto etti. “Türkiye’yi bölen adamlar” dövizini taşıyan grup “Akillerin hakkından yurtseverler gelecek” ve “AKP’nin akili Amerikan uşağı” sloganlarını attı. Grup adına konuşan İP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Büyükdağlı, heyetin olağanüstü koruma eşliğinde salona girdiğine dikkat çekerek “Güya bunlar halkı ikna edecekler. Halkı bölünmeye ikna edecekler. Listede saf ve tereddütlü aydınlarımız var. Özellikle onları uyarıyoruz. Bu yol bölünme anayasasını kabul etme yoludur. Ayrılın ve halkın yanında yer alın” diye konuştu. Büyükdağlı tüm yurttaşları 8 Nisan tarihinde Silivri’ye Ergenekon davasını izlemeye çağırdı. TOPLANTIDAN NOTLAR... Buluşmadan ilk ayrılan Orhan Gencebay oldu. Jüri üyesi olduğu Popstar 2013’ün canlı yayınına katılmak için erken ayrılan Gencebay programda “Son derece önemli konuşmalar oldu” dedi. Etyen Mahçupyan “Hükümetin dizayn ettiği ve sivil toplumun yardımını istediği bir proje. Sürecin başarılı olmasını istiyorum. Elimden geleni yapacağım” dedi. Oyuncu Lale Mansur savaşın devam etmesinden memnuniyet duyanlara barışı anlatacaklarını kaydetti. Hülya Koçyiğit “Ben de bir anneyim. Annelerin gözyaşlarının dinmesi için buradaydık” diye konuştu. İzzettin Doğan “neler yapılabileceğini” konuştuklarını belirterek grupların bölgelere kendi inisiyatiflerine göre gideceğini söyledi. İMC, Dicle Haber Ajansı, Etkin Haber Ajansı, bir Irak televizyonu akreditasyonu olmadıkları gerekçesi ile Çalışma Ofisi’nin önündeki alana alınmadı. Güngören’de 2008’de meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları da Dolmabahçe’de Başbakan ile görüşmek için uzun süre bekledi. Aileler kayıplarına karşın sürece destek verdiklerini belirterek kaybettikleri yakınlarının sivil şehit sayılmasını istediklerini söyledi. Yeni bir rol bekliyorum Erdoğan, sanatçılar Kadir İnanır ve Hülya Koçyiğit’e atıfta bulunarak heyete şöyle seslendi: “Bütün annelerin melek olduğunu hepimize anlatan değerli sanatçımız Hülya Koçyiğit’ten, Anadolu’nun, Trakya’nın melek misali annelerinin gözyaşlarını dindirecek yeni bir rol bekliyorum. O unutulmaz ‘Tatar Ramazan’ rolünde ‘bir ekmeği beraber bölüşerek yemektir hüner’ diyen sevgili Kadir İnanır’dan bir sofraya oturup bir somunu paylaşan 76 milyonun kardeşliğine yeniden vurgu istiyoruz.”Erdoğan’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti. CUMHURBAŞKANI GÜL: Karışmak istemem Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Akil insanlar komisyonunda yer alan isimlere ilişkin “Kimler seçilir? Komiteler mi kurulur? Bunlar doğrusu benim karışmak istemediğim konular. Şu anda bunları yürüten bir hükümet var. Onların bileceği iş” dedi. Litvanya’da bulunan Gül, Türk basın mensuplarıyla sohbet toplantısı yaptı. Akil insanlar komisyonunda yer alan isimlere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Gül, bunların teknik konular olduğunu, detaya girmesi durumundaysa polemik olabileceğini belirtti. Gül, ilk gün yaptığı konuşmasında, görüşlerini paylaştığını anımsatarak “O çerçevede ‘ne kadar çok kişi katılırsa başta siyasi partiler, toplum, herkes o kadar faydalı olur’ dedim ama bunlar nasıl olur, kimler seçilir, ne tip komiteler kurulur? Bunlar doğrusu benim pek karışmak istemediğim konular” diye konuştu. PKK’nin silahlı unsurlarının sınır dışına çekilmesiyle ilgili tartışmaların sorulması üzerine Gül, “Dikkat edilmesi gereken hususlar ama bunların hepsi teknik hususlar. Girmek istemiyorum o konuya. Meclis’te yasal düzenleme vs. bunlar enine boyuna düşünülmesi gereken şeyler. Atılacak her adımın neticeleri de vardır. Onun için bunları dikkatli bir şekilde hükümet ve güvenlik birimleri düşünüyorlardır ve tavsiyelerini yapıyorlardır” dedi. Dünya Medeniyetler Kraliçesi yarışması tepkiler üzerine iptal edildi Dinciler güzellere dayanamadı! MAHMUT ORAL 17 ülkeden 18 yarışmacının katılacağı yarışma dinci kesim tepki gösterdi. (Fotoğraflar: AADHA) SİİRT VALİLİĞİ’NDEN ‘X’ VE ‘W’YE ONAY DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Siirt Belediye Meclisi, şubat ayında gerçekleştirdiği meclis toplantısında, belediye tarafından Güres Caddesi’nde açılacak halk kütüphanesine “Celadet Ali Bedirxan” ve mart ayında gerçekleştirdiği meclis toplantısında ise Barış Mahallesi Abdurrahman Kavak Caddesi üzerinde bulunan alana “Newroz” isminin verilmesini oybirliği ile onaylamıştı. Belediye Meclisi’nin onayının ardından Siirt Valiliği de isimleri onayladı. Daha önce Diyarbakır ve bölgedeki birçok kentte cadde, sokak ve parklara içinde “x” ve “w” geçen isimler verilmesi valilik tarafından reddedilmiş, Valiliğin onay vermemesi üzerine BDP’li belediyeler parklardaki tabelaları indirmişti. DİYARBAKIR Diyarbakır’da 7 Nisan’da 17 ülkeden 18 yarışmacının katılacağı “Dünya Medeniyetler Kraliçesi” yarışması bazı sivil toplum örgütlerinin tepkileri ve kutlu doğum haftasına denk geldiği gerekçesiyle iptal edildi. Yarışmayı düzenleyen şirketin yetkilileri, “Kutlu doğum haftasına denk geldiği için yarışmanın iptal edilmesini isteyenler oldu. Bizler de saygı duyuyoruz. Bu yüzden yarışmayı iptal ettik. Şu an dönüş hazırlıkları yapıyoruz” dedi. Anadolu Gençlik Derneği, DiyanetSen, Diyarbakır İnsani Yardım Derneği, EğitimBirSen ve Mustazaflar Cemiyeti’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu yayımladıkları açıklamalarla yarışmaya tepki göstererek iptal edilmesini istemişti. Fotoğraf: DHA Kaçakçılar döndü gerginlik bitti DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Andaç köyünden önceki gün bir grubun kaçak mazot getirmek için Kuzey Irak’a geçmesinin ardından askerler sınırda güvenlik önlemi almış, bunun üzerine köylüler sınıra yürümüştü. Askerle köylüler arasındaki gerginlik nedeniyle Şırnak Vali Yardımcısı Deniz Zeyrek, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Ali Doğan da bölgeye giderken gerginlik Şırnak İl Genel Meclisi’nin BDP’li üyeleri, Rahmin Bal, Erşat Ediş ve İrfan Encü’nün araya girmesiyle sona ermişti. Askerlerin çekilmesinin ardından, Kuzey Irak topraklarında bulunan kaçakçılar, gece yaklaşık 120 katır yükleriyle birlikte Türkiye’ye döndü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle