18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER KARAYILAN CUMHURİYET 29 NİSAN 2013 PAZARTESİ Gürsel Tekin: Gül hakem olsun Yurt Haberleri Servisi Bodrum ilçesinde CHP teşkilatını ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, AKP’nin yürüttüğü çözüm sürecini eleştirerek, “Burada Sayın Abdullah Gül’ü göreve davet ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak siyasi liderleri toplayıp hakemlik yapsın. Aksi takdirde bu çözüm süreci ülkeye büyük zarar vermeye devam edecek” dedi. Tekin, AKP destekçilerinin ısrarla CHP’nin çözüm sürecine dahil olmasını istediklerini anımsatarak şunları söyledi: “Biz de barış, demokrasi, özgürlükleri istiyoruz. Onlar gerçekten istiyorlarsa çözüm süreci ile ilgili sadece parlamentodaki değil, Meclis’te temsilcisi olmayan tüm siyasi partilerin de görüşü alınacaksa biz de varız.” Korucular çekiliyor AKP hükümetinin başlattığı “çözüm süreci” sonrası Kuzey Irak’taki PKK’lilerin sızmasının önüne geçebilmek için Şırnak ile Uludure ve Beytüşşebap ilçeleri arasında yapılan, köy korucularının nöbet tuttuğu kulelerde nöbet tutulmadığı bildirildi. Cudi Dağı eteklerindeki taş kulelerde köy korucularına artık nöbet tutturulmuyor. Uygulamanın önümüzdeki günlerde Türkiye dışına çekilecek PKK’lilerle köy korucularının karşı karşıya gelmemesi için yapıldığı bildirildi. Cudi, Herekol, Kato, Tanin Tanin gibi PKK’lilerin üs alanlarının bulunduğu dağlarda nöbet tutan köy korucularına da çekilme talimatı verildiği bildirildi. Korucuların köylerin etrafında da nöbet tutmadığı belirtildi. (DHA RAMAZAN YAVUZ) ‘Apo özgür olmalı’ Yurt Haberleri Servisi Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki liderleri Murat Karayılan, “Başta Apo ve herkes özgür olmalıdır. Bu çerçevede gerillanın silahsızlanması gündeme girer” dedi. Karayılan, ANF’de yer alan haberde, Türkiye sınırlarındaki silahlı güçleri geri çekerken siyasi hamle yürütmek istediklerini anlatarak şunları söyledi: “Geri çekilmeyi tamamlarsak ikinci aşama başlayacak. Çünkü bu süreç üç aşamadan oluşuyor. Birinci aşama ateşkes ve güçlerimizin geri çekilmesidir. İkinci aşama ise Türk devleti ve hükümeti yasal adımlar atmalıdır ve reforma ihtiyaç vardır. Durumun iyi olması için korucuları, özel hareket timleri ve özel savaş güçlerini kaldırmalıdır.” Burhan Apaydın… Burhan Ağabey derdim. Her zaman yüzü güler, konuğunu candan karşılardı. Apaydın ailesi birbirine çok bağlı, özellikleri olan bir ailedir. Anneleri Nuriye Apaydın, yetkin bir Cumhuriyet kadını, aileyi ayakta tutan ortadirekti. Muayenehanemi ilk açtığım gün, tansiyonunu ölçtürdü ve mor bin lirayı masaya bıraktı. Sonradan “Mor Binlik” başlıklı öykümün başlangıcıdır. O zaman Bahariye uzmanlarının vizite ücreti buydu. Orhan Apaydın, anneleri, Burhan Apaydın aynı köşkte otururlardı. Hüseyin Apaydın da aynı köşkte oturuyordu. Orhan Ağabey (ona da ağabey derdim) İstanbul Baro Başkanı idi. Barış Derneği davasında birlikte tutuklandığımız zaman takılırdım: “Orhan Ağabey, İngiltere kraliçesinden sonra doktoruyla gezen ikinci kişi sizsiniz.” Beraber gülerdik. Ailenin doktoru bendim. Bir hastalıkta haber verirler giderdim. Burhan Ağabey yazdığım reçeteyi alır, bir kenara koyardı. Sonradan öğrenirdim ki yazdığım ilaçları almaz ama iyileşirmiş. “Muska gibi” derdim, kahkahayı patlatırdı, “Aynen öyle” derdi, “ama iyi geliyor.” Çileli bir aileydi. Yassıada duruşmalarında Adnan Menderes’i savunmuşlar, başları derde girmişti. Avukatlığı, kişinin haklarını her koşulda savunmak olarak kabul ederler, her savın karşısında sanığın haklarının korunması gerektiğini cesaretle öne sürerlerdi. Adalet felsefesini çok iyi özümsemişlerdi. Bunun yanı sıra aydınlanma ve Rönesans’ın anlamını çok iyi bilir, Atatürk Cumhuriyetini, ülkemizin kültür devrimini içlerinde duyarlardı. Her gün İlhan Selçuk ile, Uğur Mumcu ile telefonla görüştüklerini biliyorum. Dünya ve ülke olaylarını çok yakından izleyip değerlendirirlerdi. Ortak özellikleri değerbilirlikleridir. Yapılan işleri, kişilerin bu işlerdeki payını bilirler, değerlendirirler, bunu da ifade ederlerdi. Bu özelliğin çevre etkileşimindeki önemini yakından görürdüm. Ülkemizde eleştiri çok kolay, övgü çok kısırdır. Onlardaki nesnel değerlendirme dikkatimi çekerdi. ??? Hukuk, yazılı metinlerden ibaret değildir. Hukuk, bir vicdan kültürüdür. Eğer bir toplumda “vicdan kültürü” yoksa orada hukuk yöntem işlemlerinden öteye gidemez. “Vicdan kültürü”, insan uygarlığının temelidir. Bu kültüre sahip olmayan toplumlarda ve kişilerde “nesnellikobjektiflik” de olamaz, “eşitlik” de olamaz, “hukukun üstünlüğü” de olamaz. Bunlar olmayınca da kanunlarınız olur ama adaletiniz olmaz. “Vicdan kültürü”, bir toplumun insanlık değeridir. “Vicdan kültürü”, haklının hakkını hiçbir önyargıya, art niyete, gizli hesaplaşmalara kurban etmeden teslim etmektir. Bunu yapmadığınız zaman istediğiniz kadar “Adalet Sarayı” kurun, adaleti o saraya hapsetmekten başka bir şey yapmamış olursunuz. Adalet, saraylının değil, haklının hakkı olmalıdır. Apaydın kardeşler yaşamları boyunca sanıkların yanında yer aldılar. Sanıkların güvencesi oldular. Orhan Apaydın, soğukkanlı mantığın temsilcisiydi. Burhan Apaydın, coşkulu, heyecanlı, atak bir avukattı. İki kardeş de birbirlerine sevgi ile, saygı ile bağlıydı. Orhan Bey’in oğlu Hüseyin Apaydın kardeşime sabırlar diliyorum. Yaşamlarındaki cesaretli hukuk insanlığı örneği hepimizin tesellisidir. Taş kuleler 23 metre yüksekliğinde, 2 metre genişliğinde. Büyük bir yapının neşteri olacağız Bakan Yıldırım tek devlet, tek millet, tek bayrak pazarlığı yaptıklarını söyledi Yurt Haberleri Servisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “30 yıldan beri bu ülkenin geriye doğru gitmesi için uğraşan büyük bir yapının inşallah neşteri olmuş olacağız ve bunu bertaraf etmiş olacağız” dedi. Malatya’da temaslarda bulunan Yıldız, AKP Malatya il teşkilatını ziyareti sırasında çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, “Türkiye bütün prangalarından, yüklerinden ve kendisini geriye çeken bütün yapılarından kurtulduğu gibi bundan da kurtulacaktır. Doğu ve Güneydoğu’yu hiçe sayanların, oraya gidemeyenlerin bu konuyla alakalı çok fazla söyleyecekleri bir şey yok” diye konuştu. Pazarlık yaptık ama... İHD: BARIŞ İÇİN HAKİKATLER ORTAYA ÇIKMALI DİYARBAKIR (Cumhuriyet) İHD Diyarbakır Şubesi, Avrupa Birliği Demokrasi ve İnsan Hakları Aracı’nın (DİHAA) desteğiyle gözaltına alınarak kaybedilen, faili meçhul cinayetlere kurban giden ve bölgedeki toplu mezarlara yönelik kapsamlı bir çalışma başlattı. “Kayıplar geçmişimizdir, geçmişimizle yüzleşelim” adlı projeyle, Hakikatleri Araştırma Komisyonu gibi faaliyetler için altyapı sağlayacak. Proje kapsamında 1819 Mayıs’ta Kayıplar Haftası nedeniyle bir çalıştay da düzenlenecek. İHD Diyarbakır Şubesi’nin 2011 yılında hazırladığı rapora göre çoğu PKK militanlarına ait olduğu belirtilen 253 toplu mezarda 3 bin 248 kişinin cenezaleri bulunuyor. Raporun hazırlanmasının ardından gelen ihbarlarla bu sayının 4 bini aştığı belirtiliyor. Şube Başkanı Raci Bilici, “İçinde bulunduğumuz bir barış süreci var ama bizler gerçek bir barışın sağlanabilmesi için hakikatlerin ortaya çıkarılması gerektiği inancındayız. Dünya deneyimlerine baktığımızda; gerek Arjantin olsun, gerek Güney Afrika veya diğer başka ülkeler olsun geçmişleriyle yüzleşmeden toplumsal barışı sağlamamışlardır” dedi. Fotoğraf: DHA İstanbul Haber Servisi KESK Genel Başkanı Lami Özgen “Çatışmazlık süreci başladı, olası yol kazaları sonucunda tekrar çocuklarımız savaşmamalı. Bu ülkenin emekçilerinin cebinden çıkan para ile savaşı finanse ettiğini biliyoruz” dedi. EğitimSen 7 No’lu Şube tarafından dün Taksim Hill Otel’de “Eşitlik, adalet ve özgürlük için emekçiler barış istiyor” konulu forum düzenlendi. Forumda konuşun Özgen, KESK’in kurulduğu ilk günden beri Kürt sorununun demokratik çözümü için çalıştığını vurguladı. Özgen, “Kürtlerin talep ettiği haklar, Türkiye toplumunun demokratik ve sınıfsal haklarını da barındırıyor” dedi. Akil insanlar gibi birçok komisyonun kurulması gerektiğini vurgulayan Özgen, “Demokratikleşmenin hayata geçmesi için sistemi beraber zorlamamız lazım” diye konuştu. Forumda Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu üyesi Gençay Gürsoy ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kemal Bülbül de birer konuşma yaptı. KESK: Emekçiler barış istiyor Şehit babasından tepki Şehit babası İbrahim Eroğlu, İzmir’de Ulaştırma, Denizcilik, Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a tepki göstererek “Çözüm süreci taviz verilerek tamamlanırsa hakkımızı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a helal etmiyoruz” dedi. Yıldırım, önceki gün Bergama Asklepion Restoran’da muhtarlarla ve partililerle bir araya geldi. Toplantının sonundaki soru cevap bölümünde söz alan İbrahim Eroğlu, oğlu Serkan’ın 15 Mayıs 1992’de Şırnak Uludere’de şehit olduğunu söyledi. Erdoğan’ın 2005’te “Bu ülkede Kürt sorunu vardır. Ben bu sorunu çözeceğim” diyerek süreci başlattığını belirten Eroğlu, “Ülkede Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır. Şu an ülke Apo canisiyle ve yandaşlarıyla pazarlık yapılarak adeta onlara teslim edilmiştir. Bugün 63 kişilik akil insanlar komisyonu kuruldu. Bu akil insanlar arasında bir tane bile şehit babası yok. Lale Mansur’un, Fehmi Koru’nun canı yanmadı. Bizim canımız yandı. Başbakanımız ‘Şehit aileleri bizim yanımızda’ diye beyanat vermişti. Ben bu beyanata o zaman da tepki gösterdim. Bu şekilde barış sağlanırsa, sizlere hakkımı helal etmiyorum” diyerek tepkisini dile getirdi. Yıldırım’ın “Peki, siz ne istiyorsunuz? Bu şekilde şehit cenazelerinin ülkeye gelmesinin devamını mı istiyorsunuz” sorusuna ise Eroğlu, “Başka bir yolla bu iş çözülsün. Fakat terörist başı ve arkadaşlarıyla pazarlık yapılması gururumu incitiyor” diye cevap verip salondan ayrıldı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ulaştırma, Denizcilik, Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, çözüm sürecine yönelik pazarlık yaptıklarını belirterek “Bize diyorlar ki ne pazarlığı yaptınız? Biz pazarlık yaptık, evet. Tek devlet, tek millet, tek ülke, tek bayrak, tek vatan pazarlığı yaptık, bunun dışında başka pazarlık yok” dedi.Yıldırım dün sabah İzmir’de Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi tarafından gerçekleştirilen sohbet toplantısına katıldı. Yıldırım, çözüm sürecine kuşkuyla bakanların bulunduğuna, şehit yakınlarını anladıklarına değinerek “Şehit yakınlarını anlayabiliriz, onların yüreği yanıyor. Onların duygusal tepki vermesi insanidir ve anlaşılabilirdir. Siyaset yapanların duygusal davranmaması gerekir. Ülkemizin geleceği için daha mutedil ve sorumlu davranmalarını bekliyoruz. ‘Ne pazarlığı yaptınız’ diyorlar. Biz de diyoruz ki biz bir pazarlık yaptık doğru. Tek devlet, tek millet tek bayrak, tek vatan. Bunun dışında pazarlığımız yok” dedi. BDP 2. KADIN KONGRESİ’NDE ÖCALAN’IN MESAJI OKUNDU: Paris cinayetleri aydınlatılsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, BDP Genel Merkez Kadın Meclisi tarafından düzenlenen 2. kadın kongresine gönderdiği mesajda Fransa’da 3 PKK’li kadının öldürüldüğü cinayetin tüm yönleriyle açığa çıkması gerektiğini belirtti. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ise “Tüm Türkiye kadınlarına sesleniyorum, hiçbir pazarlık sizin evlatlarınızdan daha kıymetli olabilir mi? Hiçbir şeyin pazarlığını yapmadık” dedi. Türkiye’nin değişik illerinden gelen çoğu yerel kıyafetli BDP’li kadınlar, güvenlik kontrolünün ardından kongrenin yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’na alındı. Salonda, Türk bayrağı ve Atatürk posterinin yanı sıra Paris’te öldürülen 3 kadının fotoğrafları, terör örgütünün flamalarıyla Öcalan’ın posterleri yer aldı. Kongreye, BDP’li kadın vekillerin yanı sıra Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Öcalan’ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve Uludere’de ölenlerin anneleri yer aldı. Kongrede konuşan Kışanak, barış süreci için hiçbir pazarlığın söz konusu olmadığını belirterek “Sadece ve sadece bu ülkede yaşayan herkes eşit, özgür olsun, haklarını kullansın, kan dursun, barış olsun, çözüm olsun, herkes evladına kavuşsun istiyoruz” dedi. ‘Barışa Kadın Eli Değsin’ ? ANKARA (AA) Anadolu Kadın Hareketi “Barışa Kadın Eli Değsin” sloganıyla Anneler Günü etkinliği düzenledi. Konuşmaların ardından yılın annesi seçilen şehit Erkan Dedeoğlu’nun annesi Döndü Dedeoğlu, Uludere’de yaşamını yitirenlerden Vedat Encü’nün annesi Mercan Encü, işkencede öldürülen Engin Çeber’in annesi Kamile Tekin, Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, kâğıt toplayıcısı Done Tokacar ve Cumhuriyet Akyüz’e çiçek takdim edildi. ‘İntikamı değil yaraları sarmayı düşünelim’ ÇANAKKALE (AA) Akil İnsanlar Marmara Heyeti Çanakkale’de sivil toplum örgütü temsilcileriyle buluştu. Toplantının açılışını yapan Marmara Grubu Başkanvekili Mithat Sancar, “hoş geldiniz” derken katılımcılar arasından bir kişi, İstiklal Marşı okunup okunmayacağını sordu. Toplantı devam edince, kalabalık arasındaki bazı kişiler, durumu protesto ederek toplantıyı terk etti. Ardından bir katılımcı, tek başına İstiklal Marşı’nı okumaya başladı. Heyecandan ikinci mısrada şaşıran yurttaş, salondaki diğer katılımcıların alkışlı protestosuna maruz kaldı. Sancar, yaşanan bu protestoları anlayışla karşıladıklarını ancak fazlasının ise saygısızlık olduğunu söyledi. “Kaybettiğimiz canlar boşuna mı gitti” sorusunu sormanın akla gelebilecek en son nokta olması gerektiğini anlatan Sancar “Çatışmalar bir gün bitmek zorunda. Bittiği zaman intikam duyguları değil, geçmişin yaralarını sarma isteği ön planda olmalıdır” dedi. Toplantı devam ederken dışarıda ise çeşitli sivil toplum kuruluşlarından yaklaşık 200 kişi, otel önünde toplanarak sloganlarla toplantıyı protesto etti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle