Katalog

31 MART 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 l Hüseyin bAş ölümünün birinci yılındA Anıldı ‘Kocaman bir çocuktu’ Kültür Servisi Gazetemiz yazarı Hüseyin Baş ölümünün birinci yılında dün mezarı başında sevenleri tarafından anıldı. Ulus Mezarlığı’ndaki anmaya başta eşi Nevenka Hacıbaşıoğlu, Metin Deniz, Filiz Kutlar, Arif Keskiner, Seçkin Yasar, Alaeddin Aksoy, Ergin Ertem gibi isimler katıldı. Metin Deniz yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hüseyin kocaman bir çocuktu. 83 yaşında bir çocukken ayrıldı aramızdan. Neşe dolu bir insandı. O neşeyi başkalarına bulaştırmayı da becerirdi. Son haftalarda akşamları büroma uğrar birer kadeh içki içerdik. Esprileriyle beni yoğurur sonra giderdi. Hâlâ büromun kapısı çalacak ve içeri o girecek gibi... Herkesi eşit görürdü. Sokakları temizleyen adamla bir yazar arasında fark yoktu onun için. Sıkı bir solcu olarak yaşadı ve aramızdan ayrıldı.” Fotoğraf: FATMA ERSOY Tiyatro Si’s’ten ‘Ölüm Diyalogları’ Kültür Servisi Geçen ocak ayında Sibel Taşçıoğlu ve Sibel Yıldırım Özer tarafından kurulan Tiyatro Si’s’in ilk oyunu “Ölüm Diyalogları”, Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde izlenebilecek. Sibel Yıldırım Özer’in yazdığı oyun, iki kadının bir ihanet üzerinden kendileriyle, birbirleriyle, yaşamla, ölümle başlattıkları sorgulamayı ve bu varoluşçu sorgulama sırasında kim olduklarını ve bundan sonra kim olacaklarını hesaplamaya çalıştıkları bir kara komedi. Ali Altuğ’un yönettiği oyunda Sibel Taşçıoğlu, Ufuk Aşar, Sibel Yıldırım Özer rol alıyor. Oyun, 3 Nisan’da saat 20.30’da, 14 ve 28 Nisan’da saat 18.00’de seyirciyle buluşacak. Bir uçtan bir uca Hindistan AdAnA’dA izleyiciyle buluşAn TAj eXpress’in ‘Aşkın yeni Adresi’ oyunu yArın isTAnbul’dA CEREN ÇIPLAK ADANA 1962’de ilk Uluslararası Dünya Tiyatro Günü Bildirisi’ni kaleme alan Jean Cocteau, “En iyi seyirci, kendini oyuna kaptırıp sözgelişi ‘Oidipus’a ‘İokaste ile evlenme, o senin anan’ diyebilendir” der. İşte Adana’daki tiyatro festivali izleyicisi de tam olarak böyle. Önceki gün, Hintli tiyatro topluluğu Taj Express’in “Aşkın Yeni Adresi” oyununda deyim yerindeyse “başrol”ü seyirci kaptı. Oyunun temposuna ayak uyduran seyirci, “fakir oğlan ile zengin kız” aşkı etrafında dönen müzikalde; esas oğlan, esas kıza sevgi sözcükleri söylediğinde alkışladı, ayrıldıklarında üzüldü, güllerle donanmış salıncakta sallanırlarken hayranlıkla alkış tuttu. Böylelikle seyirci oyuncuların da dikkatini çekti... Adını, 1964’ten beri Hindistan’da yolcu taşıyan ünlü Taj Express Treni’nden alan topluluk, “Aşkın Ye u ‘Aşkın Yeni Adresi’nde tren kondüktörü bize oyunla birlikte Hindistan’ı bir uçtan bir uca gezeceğimizi vaat ediyor. Öyle de oluyor. Oyunun temposuna ayak uyduran seyirci, deyim yerindeyse ‘başrol’ü kapıyor. Seyirci, böylelikle oyuncuların da dikkatini çekiyor... ni Adresi” müzikalini, festival kapsamında yarın da İstanbul’da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde sahneleyecek. “Aşkın Yeni Adresi”nde tren kondüktörü bize oyunla birlikte Hindistan’ı bir uçtan bir uca gezeceğimizi vaat ediyor. Öyle de oluyor. Bir buçuk saat boyunca neler görmüyoruz ki... Hindistan yosması Nauch kızları, “Dolunaylı gecede âşığın gözleri gibi parlayan, mermerden hayal” Tac Mahal, hayaller şehri Mumbai... 300 kostüm ve 500 aksesuvarın kulla nıldığı oyunda, Hindistan’ı, baharatları gibi renkli ve çeşitli hallerde izliyorsunuz, tabii Hint dansı ve müzikleri eşliğinde. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da izlediği gösterinin ardından, tiyatroseverler Hintli topluluğu uzun süre alkışladı. Alkış sonrası, topluluk, teşekkür belgesi vermek için sahneye çıkan Adana Devlet Tiyatrosu Müdürü Fırat Demirağ’ı da aralarına alarak “Maşallah” parçası eşliğinde çiftetelli oynadı. Oyun bittikten sonra hızını alamayan seyirci, salondaki müzik direktörlerini tebrik etmeye başladı. Festival kapsamında yolu İstanbul’a düşecek bir başka topluluk da Shakespeare’in kurucusu olduğu İngiltere Globe Tiyatrosu. Topluluk, “Kral Lear” ile 25 Nisan’da saat 20.00’de İstanbul Aya İrini’de, 2829 Nisan’da da Adana H. Ömer Sabancı Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşacak. l Tören 13 nisAn’dA yunus emre külTür merkezi’nde Kaftancıoğlu Ödülü Cucunel’in Kültür Servisi 11 Nisan 1980’de öldürülen TRT İstanbul Radyosu prodüktörlerinden, gazeteci ve yazar Ümit Kaftancıoğlu adına Yalın Ses Yayınları tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen 2013 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması’nda, Hakan Cucunel’ in “Nuri Lef Lef” adlı öyküsü birinciliğe, Ekin Can Göksoy’un “Dolapdere’nin Cadıları” adlı öyküsü ikinciliğe, Fuat Sevimay’ın “Deli Babam Ölmüş” adlı öyküsü üçüncülüğe değer görüldü. Serdar Şen’in “Sokak Kedileri Gittiğimde”, Belgin Önal’ ın “Fotoğraf”, Gör kem Giray’ın “Hademe”, Ayçe Çeliker’in “Sevgili Zamanlar”, İzzet Celiloğlu’nun “Bir Yaz Gecesi”, Zekiye Yüksel’in “Babaannem ve Sardunyaların Gizi” ve Salim Nizam’ın “Gelincik İlaçlayıcısı” adlı öyküleri ise mansiyon aldı. Yarışmanın seçici kurulu Adnan Özyalçıner, Öner Yağcı, Mehmet Güler, Zeynep Aliye, Dr. Ali Naki Kaftancıoğlu, Dr. Canan Kaftancıoğlu ve Öztürk Tatar’dan oluşuyordu. Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri ve Anma Gecesi 13 Nisan’da saat 19.30’da Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yapılacak. Geceye konuşmacı olarak gazeteci ve yazar Altan Öymen, yazar Zeynep Aliye ve Dr. A. Naki Kaftancıoğlu katılacak. Radyo programcılığı ya nında edebiyat dünyasında da adını duyuran Kaftancıoğlu, 1970’te “Dönemeç” adlı öyküsüyle TRT Büyük Ödülü’nde, 1972’de de “Hakullah” adlı röportajıyla Milliyet Gazetesi Karacan Ödülü’nde birinciliğe değer görülmüştü. Romanlar, öykü, masal ve çocuk kitapları yayımlamış olan Kaftancıoğlu, 11 Nisan 1980 günü görev yaptığı TRT İstanbul Radyosu’na gitmek için çıktığı evinin önünde katledilmişti. Tabanı deniz dibinde, dünyanın en büyük volkanik dağı; hani şu Hawaii The Big Island’da bulunan Mauna Kea. Mitolojiye göre volkan tanrıçası Pele’ye oğlan çocuklarının adandığı bu dağ, şimdi bizim güzel bir topluluğumuza isim sahipliği yapıyor. Yaş or Mauna Kea ‘Scales’ (Ada Müzik) talaması 30 olan, dört (bir kısmı müzik) eğitimli orta sınıf mensubu gençten oluşuyor bizim Mauna Kea. Dört yıllık bir geçmişleri var, sağda solda çok çalmamışlar; ancak belli ki, ilk albümleri “Scales”ı çıkarmadan önce çok dinlemiş, konsepte de epey kafa patlatmışlar. Postrock ile indie arafında bir dünyada geziniyor Mauna Kea. Yanı sıra kendilerinden önceki kuşakları hayallere daldıran müziklere, senfonikprogresif rock’a eğiliyorlar. Kuru bir virtüöziteden uzak; dinleyeni evrenin derinliklerine çeken, kozmik bir atmosfer sağlamaya dönük yüzleri. Altı enstrümantal parça, 30 dakika; elektronik girdilerle zenginleştirilmiş sofistike bir çalışma “Scales”. Ruh hali tedirgin, kasvetli ve melankolik; karakteri ise tutkulu, rafine ve ciddi; Ozric Tentacles, Dream Theather, Explosions in the Sky karışımı… Bir de şu içerideki Carl Sagan imzalı, insanlığın ve evrenin geleceği hakkında öğüt veren alıntısının Türkçesini yazsalarmış, her şey daha iyi olacakmış. muratbeser@muratbeser.com Endüstriyel rock grubu Nine Inch Nails’in vokalisti, multienstrümantalist Trent Reznor’ın 2010’da kurduğu How to Destroy Angels adlı grup, ilk albümünü yayımladı. Reznor’ın yanında bu kez eşi Mariqueen Maanding’in yanı sıra, NIN için daha önce birlikte çalıştığı İngiliz müzisyen, besteci ve prodüktör Atticus Ross ve grafik tasarımcı, sanat yönetmeni Rob Sheridan var. Yayımlanan ilk single “How long?”un da gösterdiği gibi bu grup, NIN’in endüstriyel rock sounduna değil, Massive Attack’ı andıran trip hop ile synthesizer odaklı elektronikaya yakın. Ana vokali Maanding’in üstlendiği 13 şarkılık albüm, karanlık synth’leri vurucu bas sounduyla çok daha çarpıcı bir hale getirirken, vokalleri de işleyerek eğip büküyor. Bazı sıradan anları olsa da, müzik tarihinde daha önce yapılmayan yeni bir şey yaratmasa da, sonuçta Trent Reznor’ın farklı türlerle her zamankinden daha fazla haşır neşir olduğu deneysel bir albüm. “Ice Age”, herhalde Reznor’ın bugüne kadar imza attığı en farklı şarkı. Akustik enstrümanlarla icra edilen, Feist’i anımsatan bir folkpop şarkısı bu. Trent Reznor, kendini tekrar etmiş diyenler en azından bu şarkıyı bir daha dinlemeli. www.zulalkalkandelen.com How to Destroy Angels ‘Welcome Oblivion’ (Columbia Records)