10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 süreci sürdürmektedirler. 12 Eylül askeri yönetiminin, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olarak, 24 Ocak kararlarının mimarı olarak bilinen Turgut Özal’ı atadığı unutulmamalıdır. 12 Eylül yönetiminin atamalarının Özal, Doğramacı isimleri dahil, ABD’li danışmanların önerilerine dayandığı, basına da yansıyan bilgiler arasındadır. Denilebilir ki askeri yönetim Atatürkçü idi. AKP tipi iktidarlar Atatürk karşıtlığından besleniyorlar. 12 Eylül yönetiminin ne denli Atatürkçü olduğu kuşkuludur. Atatürk’ün vasiyeti bile hiçe sayılmış, gerçek Atatürkçüler bir şekilde dışlanmış, düzmece Atatürkçüler türetilerek ya da bazı uyanıklar Atatürkçü geçinerek önemli orunlara gelmişlerdir, Atatürk’ün oluşturduğu kurumlar çökertilmiş ya da işlevsiz hale getirilmiştir. Değişen sadece idollerdir. 1980’lerin idolu Evren idi. Evren bulvarları açılır, liselerin adları Evren olarak değiştirilir, parklara, garnizonlara hatta sanayi sitelerine Kenan Evren isimleri verilirdi. Günümüzün idolu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Adına statlar yapılıyor, üniversiteler açılıyor. Türkiye’de oldukça geniş bir kesim var; ya kişilikleri gereği geleni etekliyorlar, ya eteklemekten çıkar umuyorlar. Övmekle, el öpmekle dil aşınmaz, iki büklüm olmakla bel kırılmaz diye düşünüyorlar. Giden ağam gelen paşam özdeyişi gözlemlere dayanıyor. Şöyle bir 12 Eylül basınını, medyasını anımsayın ya da o dönemi okuyun, dinleyin. O zaman mütareke basını benzetmesi yapılıyordu. Günümüzde yandaş, yalaka diye nitelendiriliyor. Kişilik gelişmemiş ise, belli beklentiler varsa, davranışlar da değişmiyor. O dönemin de TV bülbülleri, övgü düzen sesyayarları, yalakaları, anayasa prof’ları vardı. Günümüzde de benzer sesyayarlar, övgü düzenler, anayasa prof’ları var. Yalnız isimleri değişti. Ancak yalakalık daha da ileri düzeyde diyebiliriz. Bakalım Aldıkaçtı anayasasının yerini hangi anayasa alacak. Kimin ismiyle anılacak? Atlantik ötesinde kurgulanan bir senaryo, ülkemizde sahneleniyor. Sadece sivil, asker aktörler değişiyor. Buna karşı çıkanlar ya da karşı çıkacağı öngörülenler de bir şekilde tasfiye ediliyor. Halkımız başına bez bağlamaktan vazgeçip aklını toplayıncaya değin bu oyun ne yazık ki sürecek. Dileğimiz, ülkeye daha büyük zararlar getirmeden halkımızın bilinçli oylarıyla bu gidişin, bu sürecin durdurulması. u Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne katılan Prof. Roubini, Türkiye’nin bölge ülkelerine de örnek olacak dinamizme sahip olduğunu belirtirken çözüm sürecinin olumlu yansımalarına dikkat çekti. Roubini, buna karşılık cari açık ve bütçe açığı sorunlarının yarattığı risklere vurgu yaptı. ŞEHRİBAN KIRAÇ Tek çare tasarruf ikinci gününde katılacağı oturum öncesinde, Maliye Bakanı Şimşek ve eşi Funda Esra Kara Şimşek, “Selçuklu Mutfağı” adlı eseri ile birincilik kazanan Muhammed Ömür Akkor ile sohbet etti. Akkor, “Dünyanın En İyi Mutfak Tarihi Kitabı” ödülüne layık görülen kitabını Bakan’a hediye etti. Uludağ Zirvesi’nin Ulusalcıları Tasfiye Süreci Balyoz, Ergenekon olarak yaftalanan davalarda savcıların, iddiaları, görüşleri, ceza istemleri sürpriz olmadı. Bu davalar, ülkemizde belki de 1950’li yıllarda başlayan, ulusalcıları tasfiye sürecinin bir aşamasını oluşturuyordu. Süreç henüz sonlanmamıştır; aşama aşama nihai amaca doğru ilerleniyor. Yeni anayasa ile de tasfiye sürecini hızlandırma, belki de sonlandırma amacı güdülüyor. Ulusalcı, ülkenin özgürlüğünü, bağımsızlığını savunan, emperyalist müdahalelere karşı çıkan, ülkenin çıkarlarını korumaya çalışan, ülkenin saygın bir ülke olması konusunda cesaretle davranan, amaçları doğrultusunda savaşan, özveri gösteren kişidir. Uzun süredir ulusalcılar, bürokraside, eğitim forumlarında, medyada, toplumsal yaşamda farklı yöntemlerle de olsa tasfiye edilmeye çalışılıyor. Emperyal ülkeler açısından en büyük tehlike ulusalcılıktır ve ulusalcılığın yaygınlaşmasıdır. Bu nedenle emperyal güçler, yerli çıkar çevrelerini de harekete geçirerek, yerine göre düzmece ulusalcılar türeterek, kafatasçı, faşist gibi suçlamalarla da ulusalcılığı boğmaya, söndürmeye, aşağılamaya çalışırlar. Yaşanan olayların, gelişmelerin Atlantik ötesinde planlandığını, bilinçli ya da bilinçsiz yerli işbirlikçilerin katkısı ile sahnelendiğini düşünürüm. Sonuca, oyunculara, destekleyenlere, çıkar sağlayanlara bakıldığında, bu tür düşüncelerin, bu kuşkuların haksız olmadığı da görülür. 12 Eylül tipi askeri yönetimlerle, ANAPAKP tipi sivil yönetimler arasında, görüntü dışında fark yoktur. Aynı dış odak tarafından kurgulanırlar. Batı yanlısıdırlar, özel sektörcüdürler, sermayenin çıkarlarını korurlar, dini bir araç olarak kullanırlar, gerçek ulusalcılığa karşıdırlar, baskıcıdırlar. Ulusalcıları tasfiyeye çalışırlar, otoriter anlayışa sahiptirler, sadece yöntem farklılığı vardır. 12 Eylül tipi askeri yönetimler ardından, bürokrasiden, eğitim kurumlarından ulusalcıları atarak, tard ederek tasfiyeye yönelirken, sivil yönetimleri dışlayarak, yargıyı kullanarak ULUDAĞ “Türkiye’de yapısal reformlarla büyüme potansiyeli artabilir. Genç nüfusun olduğu ülkelerde büyüme daha yüksek olabilir” sözleriyle ekonomideki potansiyele dikkat çeken ‘kriz kâhini’ Prof. Dr. Nauriel Roubini, çözüm sürecinin ekonomiye olumlu yansıyacağını söyledi. Roubini, Türkiye’nin stratejik bir bölgede bulunduğuna dikkat çekerek bölgedeki diğer ülkelere örnek olabileceğini ancak Ortadoğu’da devam eden sorunların risk oluşturduğunu kaydetti. Roubini, bölge ve Türkiye için şu değerlendirmeyi yaptı: l Türkiye’de hem ihracatta hem de çokuluslu faliyetlerde başarı var. Çok çeşitlendirilmiş bir ekonomi; tarım, finansal hizmeler var. Bankacılık sistemi sağlam. Ekonomi iyi oldukça siyasi istikrar ve durum iyileştikçe notlarda da artış olacak. l Kürt sorununda barış süreci olumlu katkı yapacaktır. Savaş harcamaları yatırıma gidecek. İran Kürdistanı ile de bir işbirliği olabilir. Bu da petrol alanında işbirliğini getirebilir. Kürtlerle sorun çözülmeli. l Ekonomide reformlar ve istikrar devam ederse Türkiye, en büyük başarı ülkelerinden biri haline gelebilir ama çözmesi gereken sorunlar da var. Hâlâ bütçe açığı ve cari açık yüksek. Yüzde 7 belki de olumlu ama hâlâ yüksek. l Cari açık şöyle bir risk taşıyor: Bankacılık borçları uzun vadeli etkiye neden olabilir. Uzun vadeli döviz borçta sorun yaratabilir. Cari açığın sebebi, düşük seviyede tasarruf. l Türkiye gibi bir ülkenin yüzde 5’lik büyümeye ulaşması için ulusal tasarruf ve yeni yatırıma ihtiyaç var. Tasaruf artmadığı sürece cari açık artmaya devam edecektir. Bu ciddi bir risk oluşturur. Emeklilik sitemini de etkileyecektir. l Türkiye’de kayıt dışı büyük. Bu da vergileri artırıyor. Kadınların iş hayatına katılımı çok düşük. İşgücü kabiliyetleri artırılmalı. Artık çok fazla bürokrasi yok ama bunun yine de azaltması gerekiyor. Enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji çözümün bir parçası olmalı. l Türkiye açısından Ortadoğu gibi olumsuz olan sorunlar var. Türkiye birçok bölgesel sorunların çözümünde yer alıyor ama Ortadoğu’da hâlâ durum kötü. Libya, Mısır, Fas, Çad, Mali, Sudan gibi ülkelerde istikrarsızlık var. Suriye’de iç savaş var. Buradaki savaşlar daha büyük bir coğrafyaya yayılabilir. İsrail ile Fransa arasında, Türkiye ile İran arasındaki sorunlar çözülmezse çatışmalara neden olabilir. Afganistan ve Pakistan’da da önemli sorunlar var. l Türkiye gibi bir ülke ekonomik başarısıyla örnek belki de diğer ülkelere model olabilir ancak buradaki savaş derinleşirse bu da söz konusu olamayacak. l Bölgesel sorunlarda yapıcı olan oyuncular da var. Bölgesel sorunların çözülmesinde işbirliği olması gerekiyor ki istikrar yaratılabilsin. l Avrupa ülkelerinin sorunları tekrar alevlenebilir. Siyasi durum nedeniyle sert inişler olabilir. Ortadoğu’da savaş Türkiye için de risk Yapısal reformlar olmalı. Çözümün katkısı l İstanbul’da doğdum. Nerdey büyük olacak se kendimi bu ülkenin onursal bir Maliye Bakanı Mehmet vatandaşı hissediŞimşek Avrupa ekonoyorum. Türkiye iş misinin beş yıl kaybettiğidünyasında ciddi ni kaydederek “Bir beş yıl daha kaybederlerse biz bir dinamizm var. bunu kaldıramayız. AvKüresel ekonomi rupa en büyük pazarıkarma gibi. Birtamız” dedi. Şimşek şu ankım olumlu yükseda çözüm sürecinin balen, iyileşen eğilimşında olduklarını kaydeler var ama küçülen derek “Çözüm süreciriskler de var. Türnin Türkiye’ye çok bükiye gibi piyasalaryük katkısı olacak. Teda işler daha iyi durörle mücadelede kulrumda. landığımız kaynakları l Ekonomik büyü300 400 milyar domeler ve başarılar için lar Türkiye’nin altartık BRIC ülkelerine yapısına, eğitimibakmam. Türkiye, Azerne harcandığını baycan Çek Cumhuriyedüşünün Türkiye uçar giti gibi ülkelerin başarılarıder” dena da bakarım. Ben yatırımdi. cı olsam yatırımı da bu piyasalara yaparım. Vatandaş gibi...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle