13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İtalya’da yapılan seçimlerde komedyen Grillo yüzde 25 oy aldı 7 Reklamları özelleştiren TRT üç yılda 150 milyon TL zarara uğratıldı Sandıktan kriz ve Grillo tsunamisi çıktı NİLGÜN CERRAHOĞLU Şimdi kötü haberleri veriyoruz Basına ipten Korumaların uygulaması gerginlik yarattı ROMA İtalya’da pazar günü ve dün yapılan seçimlerden şu haliyle kriz çıktı. Bu satırların baskıya girdiği saatlerde sonuç henüz kesinleşmemişti. Ancak kamuoyu yoklamalarının öngördüğü merkez sol zaferin mümkün olmadığı belli olmuştu. Dün TSİ 16.00’da kapanan sandıklardan gelen ilk sonuçlara göre Berlusconi; merkez solun beklenen çıkışının önünü kesti ve ilk tahminlere göre liderliğini yaptığı merkez sağ koalisyonla, yüzde 30’un üstünde bir oyla senatoda ilk konuma yerleşti. Seks skandalları ve ekonomik kriz karşısındaki ağır hezimetine rağmen kampanyada verdiği “emlak vergisini kaldırmak” vaadiyle; İtalyan seçmenlerini bir kez daha kandıran Berlusconi, kamuoyu yoklamaları beklentilerinin yaklaşık 10 puan üstünde sonuç aldı. Yüzde 30’un altında kalarak ikinci sırada yer alan merkez sol koalisyonun lideri Pier Luigi Bersani için ilk sonuçlar, başarısızlık sayıldı. Merkez solsağ koalisyonlar dışında seçime “5 Yıldız Hareketi” (5YH) adındaki oluşumuyla tek başına giren, İtalya’nın tanınmış komedyeni ve çiçeği burnundaki yeni politikacısı Grillo, ilk rakamlar uyarınca oyların yüzde 25’ine yakınıyla üçüncü sırada yer aldı. Koalisyonlar dışında bir “parti” olarak diğer siyasi partilerle karşılaştırıldığında, Grillo’nun oluşumu ülkenin ikinci partisi oldu. Sicilya gibi bazı yörelerde Grillo’nun partisi, tüm diğer siyasi güçlerin önüne geçerek “birinciliği”sağladı. duvar FIRAT KOZOK (SELAHATTİN ŞAHİN) ? Türkiye ziyaretine Kahramanmaraş’tan başlayan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Göreme Açıkhava Müzesi’ni ziyareti sırasında, Alman görevliler, beyaz bir ipek halatla medyayı diğer görevlilerden ayırmak istedi. Bu sırada Türk korumalar ve gazeteciler duruma tepki gösterdi. Dini temsilcilerle bir araya geldi Başbakan Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ve Türkiye’de bulunan bazı dini cemaat temsilcileriyle resmi konutta bir araya geldi. Kabulde, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva da yer aldı. (Üstte) (Fotoğraf: AAKAYHAN ÖZER) Merkel yine umut vermedi AB’ye tam üyelik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Almanya Başbakanı Angela Merkel “AB ile ilgili tutumumuzu yineledik. Türkiye’nin tam üyeliği ile ilgili tereddütlerim olmasına rağmen bu sürecin ilerlemesini istiyoruz” dedi. Ankara temaslarına Anıtkabir’i ziyaret ederek başlayan Merkel daha sonra Çankaya Köşkü’ne çıkarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Merkel daha sonra Başbakan Erdoğan’la görüştü. İkili ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Alman bir gazetecinin “Özellikle Kıbrıs’taki seçimlerden sonra Türkiye’nin artık Ankara Protokolü’nü imzalaması beklentisi var. Bunu yapmaya hazır mısınız” sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, “Bu konuyla ilgili olarak net bir şeyi vurgulamam lazım, Güney Kıbrıs’ta yapılan seçim bir Kıbrıs seçimi değildir, Güney Kıbrıs seçimidir. Bunu bir defa birbirinden ayırmamız lazım” diye konuştu. Erdoğan, şunları kaydetti: “Anastasiadis şu anda seçilmiş vaziyette. Onun bu konulara yaklaşımı Kıbrıs’ta nasıl olacak onu bilemiyorum. Fakat orada adil, kalıcı çözümden yana bir yaklaşım görüldüğü takdirde bizler garantör ülke olarak elimizden gelen bütün desteği verir, oradaki sıkıntının giderilmesini sağlamaya çalışırız. Bu ANKARA Sayıştay, reklam alma işini özelleştiren TRT’nin 3 yılda tam 89.2 milyon TL zarara uğratıldığını saptadı. TRT’nin hesaplarına göre, raporun hazırlandığı dönemden sonra da işleyen faiz ve cezalarla birlikte rakam 150 milyon TL’ye ulaştı. Şirketin kuruma verdiği 3.6 milyon TL’lik teminat, “devede kulak” kalınca TRT 3 yıl gecikmeyle firma ile yaptığı sözleşmeyi feshetti ve şirketi mahkemeye verdi. Cumhuriyet’in ulaştığı rapora göre TRT’nin 3 yılda 150 milyon TL zarara uğramasına neden olan skandal süreç şöyle gelişti: TRT ile Veritas Medya ve Reklam Hizmetleri AŞ arasında 5 Haziran 2009’da “Reklam Ortamları Satış Sözleşmesi” imzalandı. Sözleşmeye göre; firma, tahsis edilen reklam kuşakları ve süreleri karşılığında TRT’ye sözleşmenin ilk yılı için en az KDV hariç toplam 60 milyon TL ödeyecekti. Bu bedelin 42 milyon TL’si TRT 1 için tahsis edilen reklam kuşakları ve süreleri karşılığında ödenecek, aylık reklam reytinginin 0.5’in üzerinde gerçekleşmesi durumunda, ek ödeme yapılacaktı. ihtar yok? ? TRT ile firma arasında imzalanan TRT Reklam Ortamları Satış Sözleşmesi’nin ilgili maddelerinde reklam ve sponsorlukların bedelinin zamanında ödenmemesi durumunda gecikme cezası ve sözleşmeyi feshetme yetkisi düzenlenmesine karşın bu yöntem son ana kadar işletilmedi. Sayıştay raporunda, bu durum “Firmanın, reklam ve sponsorluk süre satışlarını yapmaya başladığı 06.10.2009 tarihinden itibaren ödemelerini zamanında yapmadığı veya yapamadığı, kurumun bu konuda firmaya herhangi bir yazılı ihtarının da bulunmadığı görülmüştür” cümleleriyle eleştirildi. Firmaya neden ‘Borç 150 milyon TL’ Sayıştay’ın raporunda belirtilen durumu doğrulayan TRT yetkilileri ise rakamın raporda belirtildiğinden daha fazla olduğunu ifade etti. Yetkililer, Cumhuriyet’e “Firma ile anlaşmazlığımız olduğu doğrudur. Bu konu mahkemeye intikal etmiştir. Mahkeme sonucunu beklemekteyiz. İlgili firmayla ceza ve faiz konusunda anlaşmazlığa düştük. Firma, kendisine kestiğimiz gecikme cezalarını kabul etmemektedir. Bizim hesabımıza göre firmanın bize borcu yaklaşık 150 milyon TL’dir. Firma 90 milyon TL’lik ana parayı çek olarak vermeyi önerdi ancak kabul etmedik. Konuyla ilgili son kararı yargı verecek” dediler. Reyting sisteminden çıkınca karıştı Ancak TRT, Kasım 2009’da AGB’nin reyting sisteminden çıkma kararı alınca süreç karıştı. Firma, yapılan reklam sözleşmesinin temelinin reyting ölçümlemesi olduğunu belirterek sözleşme bedeli ve ödeme şartlarının yeniden düzenlenmesini istedi. Bunun üzerine firma ile Aralık 2009’da ek protokol imzalandı. Protokolde firmanın, tahsis edilen reklam kuşakları ve süreleri karşılığında TRT’ye sözleşmenin ilk yılı için en az KDV hariç toplam 40 milyon TL ödeyeceği, ertelenen 20 milyon TL’nin ikinci ve üçüncü yıllarda ödenmesi gereken tutara ekleneceği, firmanın ikinci ve üçüncü yıllarda 70 milyon TL ödeyeceği hüküm altına alındı. Ayrıca, ikinci yıla ötelenen 10 milyon TL için 900 bin TL, üçüncü yıla ötelenen 10 milyon TL için 1 milyon 800 bin TL fark ödenmesi kararlaştırıldı. Firma bu sırada reklam kuşak ve sürelerini Kasım 2009’dan itibaren pazarlamaya başladı. Ancak sözleşmeye göre tahakkuk eden reklam ve sponsorluk bedelleri, öngörülen sürede ödenmedi. Eylül 2012 itibarıyla reklam, spon ‘Gençlik ve temizlik arzusunun zaferi’ Grillo’nun adayları ve seçmenlerinin yaş ortalamasının düşüklüğüne atıfla, Nobelli sanatçı Dario Fo bu durumu “gençlerin zaferi” olarak tanımladı ve şu sözleri ilave etti: “Grillo’nun zaferi, siyasette temizlik ve gençlerin zaferidir!” Seçim öncesindeki en iyimser kamuoyu yoklamalarının bile bu yeni parti için yüzde 20 oranında öngördüğü zaferin, her dört İtalyandan birinin oyunu alacak şekilde yüzde 25’lere fırlaması; İtalya’daki siyasi deprem ve krizin çapının büyüklüğü olarak yorumlandı. 2009’da “Siyasi partiler aracılığıyla biçimlenen ‘temsili demokrasinin’ sonuna gelindiğini” söyleyen; “Bundan böyle Obama’nın yaptığı gibi aşağıdan yukarı doğru internetten örgütlenen ‘katılımcı demokrasiler’ çağı başlıyor” diyen ve “5YH” atılımını fitilleyen komedyen politikacı Grillo, böylece internette başlattığı hareketle Çizme siyasetinde bir tsunami yarattı. Henüz daha seçim sonuçları kesinleşmeden, sıcağı sıcağına TV’de yapılan yorumlarda, yaz başında İtalya’nın tekrar sandığa gitme ihtimalinden bahsedilmeye başlandı. rada tabii Yunanistan’a da düşen görev var. Yunanistan’ın da bu görevini aynı şekilde yerine getirmesi gerekir.” Parmak sayısını geçmez Alman bir gazetecinin tutuklu gazetecilerle ilgili sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu yanıtı verdi: “Türkiye’de aslında tutuklu gazetecilerin sayısı parmak sayısını geçmez. Bunların tutukluluğunun nedeni de yazıları değildir. Tutukluluklarının nedeni ya darbeye teşebbüstür veya bu tür teşebbüslerin içerisinde bulunmaktır, ya kaçak silah bulundurmaktır veya terör örgütüyle iltisaklı olarak bir hareketin içerisinde olmaktır. Bunların genelinin durumu budur. Kısa bir süre önce İngiltere’de 6 gazeteci tutuklandı ve 50 kadar gazeteci de İngiltere’de içeride. Bu konuları da acaba aynı şekilde soruşturuyor musunuz veyahutta onların acaba IRA ile bağlantısı var mı yok mu, onu da öğrenmenizi özellikle tavsiye ederim.” sorluk ve gecikme faizi dolayısıyla firmanın TRT’ye olan borcu 70.6 milyon TL taksit, 16 milyon TL gecikme faizi ile 2.6 milyon TL sponsorluk ve diğer borçları olmak üzere toplamda 89.2 milyon TL’ye yükseldi. Firmanın verdiği teminat miktarı yalnızca 3.6 milyon TL olunca TRT’nin zararını bu yolla karşılaması da olanaksız hale geldi. 50 bin TL sermayeli şirketin ortağı milyoner oldu ? TRT’nin reklam alım işlerini özel şirkete vermesinin ardından yaşanan ilginç süreç TBMM’de de gündem yaratmıştı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, düzenlediği basın toplantısında ihalenin perde arkasına ilişkin belgeleri kamuoyuna açıklamıştı. İnce, şöyle demişti: “İhaleyi 60.001.000 lira yıllık bedelle 3 yıllığına tek teklif veren Veritas medya şirketi aldı. Sözleşmeye göre Veritas 100 milyon TL’lik reklam da getirse TRT’ye her yıl için 60 milyon TL ödeyecekti. İhale öncesinde 50 bin TL sermayeli Veritas şirketinin sahibi Kaan Bülbüloğlu iken, ihale sürecindeki değişikliklerle Kaan Bülbüloğlu şirketin en küçük ortağı durumuna geldi. Bu arada Veritas’ın ortaklarından sadece Kaan Bülbüloğlu’na 2008 yılı kâr payı adı altında 1 milyon 287 bin 932 lira 70 kuruş verildi. 50 bin TL sermayeli bir şirketin büyük ortağı birdenbire 4 milyon liranın sahibi oldu. Şirkete ortak olarak katılan Eyüp Batal’ın da ilginç bağlantıları var. Eyüp Batal, 2005 Kasım ayında BBM Büyük Baskı Merkezi’nin genel müdürü olarak göreve başlıyor. BBM, İnter Tanıtım’ın bir alt şirketi. İnter Tanıtım ise Ströer Kentvizyon şirketinin alt kuruşlarından birisi. Bu şirketler Mustafa ve Murat İlbak’ın. Dolayısıyla İlbaklar’ın AKP ile yakınlığını bilmeyen var mı? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün babası geçen yıllarda Ströer Kentvizyon’un işlerini yaptı.” Kaan Bülbüloğlu’na bu ihale sürecinde 4 milyon lira verildiğine dikkat çeken İnce, “222 ülkeli bu gezegende 50 bin lira verip 4 milyon lira kazanan bir ikinci dünya vatandaşı yoktur” demişti. İnce, hisse hareketleri sonucu TRT’nin reklam ihalesini Ströer Kentvizyon’un aldığını ifade ederken, ihaleden sonra şartların değiştirildiğine dikkat çekmişti. İnce, TRT Genel Müdürü ve ekibinin, Reklam Ortamlarını Satış İhalesi ana sözleşmesini ihaleyi alan firmayı “kurtarmak amacıyla” değiştirerek suç işlediklerini ifade etmişti. Bakanlık her inanca göre farklı vergi önerisini ayrıştırır diye kabul etmedi ‘Diyanet’e vergi Alevi’yi bozmaz’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA İktidarın “cemevlerini yok sayan” politikaları sürerken Maliye Bakanlığı, Alevi bir yurttaşın, “Ödediğim vergilerden Sünni/Hanefi inancına hizmet eden Diyanet’e bütçe aktarılmasın” talebine olumsuz yanıt verdi. Alevi yurttaş, bunun üzerine idare mahkemesinde dava açtı. Davaya savunma gönderen Maliye Bakanlığı, “Diyanet’e bütçe tahsis edilmesinin ‘inanç’ ayrımı yapıldığı şeklinde gösterilmesi yersiz bir itham olup (kuruma) bütçe tahsis edilmemesi talebi hukuken kabul edilebilir değildir” görüşünü savunurken “kişilerin inancına göre alınacak bir verginin toplumda ayrışmalara sebep olarak toplumsal barışı bozabileceğini” belirtti. Turan Eser, Maliye Bakanlığı’na yaptığı başvurada Maliye politikasının laik, demokratik, sosyal hukuk devletine aykırı olduğunu kaydetti. Eser ayrıca cemevlerine bütçeden ödenek aktarılmasını talepleri arasında sıraladı. Bakanlık Eser’e yanıt vermedi. Bunun “zımnen ret” anlamına geldiğini belirten Turan Eser, Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne başvurarak başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptalini istedi. Kendisinin Alevi inancına mensup bir vatandaş olduğunu belirten Eser, ibadethanesinin “cemevi”, inanç rehberinin “dede”ler, ibadet şeklininse “semah” olduğunu kaydetti. Eser, dava dilekçesinde şunları kaydetti: “Diyanet İşleri Başkanlığı’na, 2012 yılı bütçesinden 3.891,000 TL kaynak aktarılmıştır. Dolayısıyla da şahsımdan alınan vergi; laik devlet ilkesine aykırı olarak ülkede sadece belli bir inanç grubundaki yurttaşlara hizmet etmek için kullanılmaktadır.” İdare mahkemesi, başvuru üzerine davalı Maliye Bakanlığı’ndan savunma istedi. Diyanet’e merkezi yönetim bütçesi kapsamında yer almasından dolayı bütçe tahsis edilmesinin hukuka uygun olduğu savunulan dilekçede, “Diyanet’e bütçe tahsis edilmesinin ‘inanç’ ayrımı yapıldığı şeklinde gösterilmesi yersiz bir itham olup bütçe tahsis edilmemesi talebi hukuken kabul edilebilir değildir” denildi. Dilekçede, “inanç vergisi alınsın” talebine şu yanıt verildi: “Kişilerin inancına göre alınacak bir verginin toplumda ayrışmalara sebep olarak toplumsal barışı bozabileceği değerlendirilmektedir.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle