22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Kartel suçlaması yapılan bankalar, istikrarın bozulabileceğini gerekçe gösterip hoşgörü istedi Bankalardan gözdağı F aizleri birlikte belirlemek ve ihalelere danışıklı teklif verme gerekçeleri ile 12 banka hakkında açılan soruşturmada sözlü savunmalar alınmaya başlandı. Bankalar suç oluşturabilecek unsurların kriz dönemine ait olduğu ve cezanın ekonomik istikrarı bozabileceği vurgusu yaptı. Ekonomi Servisi Türkiye’de faaliyet gösteren 12 banka hakkında, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerinde rekabeti sınırlayıcı eylemlerde bulundukları gerekçesiyle Rekabet Kurulu (RK) tarafından yürütülen soruşturmada bankaların sözlü savunmalarının alınmasına dün başlandı. Bankalar, soruşturmaya konu olan faaliyetlerin krizde yaşandığını belirterek RK’den istikrar konusunda hassasiyet göstermesini istedi. Soruşturmanın ilk gününde Akbank, Denizbank, Finansbank, HSBC, ING Bank ve TEB savunma yaptı. Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası, Garanti Bankası, İş Bankası ve Yapı Kredi kendilerini bugün savunacak. Garanti Ödeme Sistemleri ve Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık da soruşturma kapsamında yer alıyor. Rekabet Kanunu’nun 4’üncü maddesi, başta karteller olmak üzere teşebbüsler arasındaki rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaları, uyumlu eylemleri ve teşebbüs birliklerinin bu nitelikteki karar ve davranışlarını yasaklıyor. Soruşturma heyeti, bankalarca yapılan eylemin kartel olarak nitelendirilmesini talep ediyor. Kartel tespitinin yapılması halinde ceza cironun yüzde 2’sinden başlıyor ancak her bir banka için ayrı ayrı uygulama ve indirim de yapılabiliyor. Bir sektör yetkilisi olası cezalarla ilgili olarak “Toplam 3.5 milyar liralık bir cezadan bahsediliyor. Ancak daha az bir ceza gelmesini bekliyoruz” dedi. En kritik konulardan biri de ciroların tespiti. Kurul nihai karar toplantısında ciro için hangi verinin dikkate alınacağını belirleyecek. Rekabet Kurulu’nun sözlü savunmanın ardından en geç 15 günlük süre içinde karar vermesi gerekiyor. B ankalara verilecek ceza 3.5 milyar lirayı bulabilir. Ancak sektör yetkilileri cezanın daha düşük olmasını bekliyor. 20072011’i kapsayan soruşturma bu akşam sona erecek. RK’nin sözlü savunmaların ardından en geç 15 günlük süre içinde karar vermesi gerekiyor. Uzlaşmacılık Kriterleri... Tek kutuplu dünya, piyasalar düzeni ekseninde, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, sosyal devlet.. özetle yüzyılların insan hakları savaşımı ile kazanılmış evrensel ne kadar hak arama kriterleri varsa çaktırmadan, fiilen rafa kaldırıldılar; insanlığın, toplumsal örgütlülüğün bilinçaltına püskürtülerek güncel hak arama kriterleri olmaktan çıkarıldılar. Güncel geçerli biricik kriter “uzlaşma”. İster uluslararası, isterse ulusal ekonomik, sosyal, siyasal sorunların çözümünde, sınıflar, ideolojiler, insan eksenli evrensel değerler algılama kapsama alanımızın dışına atılmış olarak sorunların biricik çözüm aracı uzlaşma, uzlaşmacılık kriterleri olunca, haliyle söz konusu uzlaşma gündeminin kapsamı çerçevesinde güçlü tarafın lehine “kazan, kazan”, zayıf taraf için de “ustalıkla pazarlığı en az kayıpla kapat” kriterleri biricik belirleyiciler. Gerisi medyatik algılamalarda gerçekleri tersyüz edebilme ile savunma sorumluluğu üstlenilen toplumsal tabana durumu siyaseten yutturmaya kalıyor... “Toplumsal, güçlü, ortak arayışımız” insan hakları, demokrasi, barış, kan dökülmemesi.. gibi yaşamsal, bir o kadar da haklı istemlerse, en yaşamsal sorunlarımız, çok güçlü bir toplumsal iradenin baskısıyla masaya yatırılmışlarsa, uzlaşmacılık kriterleri ile de olumlu sonuçlara varılamaz mı? Dünyanın, insanlık tarihinin en kirli savaşlarının sonuçlarında bile bir barış masası, savaşı noktalayan bir anlaşma yok mudur? Her zaman için çok yönlü dengelerin de belirleyiciliğinde, güçlünün lehine acımasız sonuçları bir yana... Tek ideoloji “Bireyin özgürleşmesi, bireyin kimlik haklarının bütünü üzerinden, yeniden ayrışarak buluşma, birleşme”... Şu ünlü “tek ideolojili” tezden uzlaşma anlaşmaları ile bir yerlere varılamaz mı.. söylemleri allanıp pullanıyor, beynimiz yıkanıyor... HHH Hani dini imanı olmayan paranın kuralları üzerinden, piyasalar düzeninin sürekli kazanması ile sonunda bireyler, işçi sınıfı, insanlık da üzerine düşen payları alacaktı? Hâlâ “geçiş döneminin acılarına ödenen bedellerine bakmayın, uzun süreçte insanlık, işçi sınıfı kazanacak..” diyebilenler kaldı mı? Gidiş o gidiş ki, işçi sınıfının, üretici emekçinin geometrik kayıpları, çökertilmesinin üzerine dünyanın tüketilmesi eklemleniyor... Ya insanları ırk ve inançları üzerinden, yüzyıllar öncesinde kaldığı sanılan ırkçılık, dincilik, mezhepçilik.. üzerinden çıkar savaşlarına sürükleyen, cepheleşmeyle çatıştırılan, hepsini birden ezmeyi kolaylaştıran düzenin çarklarının dişleri arasından ezilen, birbirine kırdırılan halklar nasıl kurtarılacaklar? Farklı ırklar, dinler, mezhepler üzerinden birlikte, barış içinde yaşamanın anahtarı, ayrımcılıklar körüklenerek, köyden başlayarak kentlere, ülkelere uzanan bir halkada tek tek nüfus dağılımları toplanarak, ortak değerlerde buluşma olabilir mi? En yaşamsalı da evrensel insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, paylaşım ilkeleri, sosyal devlet koşulları, kriterleri bir yana atılarak hepsinin yerine “uzlaşmacılık kriterleri” güçler hesaplaşması konabilir mi? Hangi ölçekten yola çıkarsanız çıkın, kriterleriniz uzlaşma ise ölçümlemeyi ırkdinmezhep ayrımcılığını koruyarak, sayısal verilerden, söz konusu uzlaşmanın güçler dengesinden yapmaya kalkışacağınıza göre, güçlünün güçsüzü ezeceği bir uzlaşma sonucu söz konusu olmayacak mı? Güçlerin denge savaşlarında uzlaşma kriterleri her gün nerede ise değişebildiğine göre, yeni uzlaşmalardan önce hep kan akacak, büyük çıkar çatışmaları sonucunda, eşitsiz uzlaşmalar gündeme gelmeyecek mi? Güncel örneklemeler yaparsak... ABDemperyal eksenli çıkarlar, kendilerini tehdit eden ağırlıklı İslami terörü gerekçe yaparak, enerji ağırlıklı çıkarlarını kollamada Irak ve Afganistan’ı askeri işgallerinde bölgede kaç milyon sıradan Müslümanın, yoksul halklardan insanın hayatı kaydı? Ne kadar kısa bir zaman dilimi içinde, önce sistemi canlandıran, sonra da kendi krizinde zorlayan hızlı dengeler değişiminde yaşananlara bir bakalım hele... ABDAB eksenli ittifak artık Rusya ve ÇinHindistan başta, çok farklı dengelere, ekonomik gelişmeye öncelik vermiş konumdalar. Radikal İslami tehdide karşı ılımlı İslam projeleri zaten en başından “uyumlu İslam” olarak algılanmış, uygulanmıştı... Arap baharlarındaki istenmeyen gelişmeler eklenti, çoktan doğrudan taraf olmaktan vazgeçildi. Önde olmaya heveslendirilen iktidarımız zor durumlara düşürüldü... Şimdi bizim yaşamsal sorunumuz pratikte PKK eksenli bir uzlaşma noktasına getirilmişken, İktidarlarının bugün için iyi ilişkiler içinde olduğu ABD’ye de daha yakın Kuzey Irak Kürdistanı gerçeği bir.. Suriye’de önce bizim Esad karşıtı muhalefete tam destek vermemizin karşılığı, Esad’ın bize karşı oluşturduğu iddia edilen Suriye Kürdistanı, sonrasında bizim desteklediklerimizle çatışıp uzlaşmış, yeni bir model olduğu öne sürülen, yine çok yeni RusyaABD dengelerinde Esad muhalefeti içinde yer almaya çalışan Suriye Kürdistanı iki... Başkanlık sistemi karşılığıkonfederal çözüme akan bir uzlaşma, evrensel insan haklarının yerine geçirilebilir mi? Ekonomiyi fonlayan biziz, istikrarı gözetin Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Türkiye’de uluslararası rekabete en açık ve rekabetin en yoğun olduğu sektörün bankacılık olduğunu ifade ederek “Dünyada çok ciddi banka yıkımları ve kaoslar yaşanırken biz sapasağlam ayaktayız ve ekonomiyi fonlamaya devam ediyoruz. Banka sisteminin itibarının ve sisteme duyulan güvenin artırılmasında sadece bankalara değil, tüm kişi ve kurumlara önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Sektörde kırılganlığı artırmaya yönelik değil, istikrarı da gözeten bir yaklaşımın gösterilmesini bekliyoruz” diye konuştu. Bankacılık sektöründe rekabet kurullarının tek başına piyasayı düzenleme konusunda yeterli olamadığını belirten Aydın, “Rekabete ilişkin düzenlemeler uygulanırken, bankacılığın kendine özgü yapısının ve işleyişinin hassasiyetle dikkate alınmasını talep ediyoruz. Bankaları çok yakından izleyen düzenleyici ve denetleyici kurumlar arasında daha yakın işbirliği yapılmasını istiyoruz” dedi. Neyle Suçlanıyorlar? Etkileri büyük olabilir Suç oluşturabilecek unsurların 2008 yılı kriz dönemine ait olduğunu öne süren bankacılar, olası cezaların ülke ekonomisini etkileyebileceğini vurgulayarak bu nedenle Rekabet Kurulu’na hoşgörülü yaklaşması talebinde bulunuyor. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Akbank’ın herhangi bir şekilde kartel oluşumunun içinde yer almadığının altını çizerek “Soruşturmanın hem Akbank’ı hem de ülke ekonomisini ciddi etkileme potansiyeli var. Bir bankanın güven konusundaki imajı her şeyden önemli” dedi. Akbank temsilcisi Ali Cihangir Topkar haksız ya da orantısız ceza verilmesi durumunda, borsanın olumsuz etkilenebileceğini ve bankaların yurtdışından alacakları kredilerde zorlanabileceğini söyledi. Rekabet Kurulu soruşturma heyeti tarafından hazırlanan rapora göre Akbank, Denizbank, Finansbank, Garanti Bankası, Halkbank, HSBC, ING Bank, İş Bankası, TEB, Vakıfbank, Yapı ve Kredi Bankası ile ZiHSBC Bank Türkiye raat Bankası’nın, aralarında uzlaşarak bankacılık Genel Müdürü Marhizmetlerinden yararlanan bireysel ve kurumsal tin David Spurling, müşterilere rekabetçi piyasa koşullarında gerçekiddiaların son dereleşmesi beklenen faiz oranlarından daha yüksek ce endişe verici olfaiz oranlarıyla kredi kullandırıldığı ve kredi kartı duğunu belirtti. Dehizmetlerinde yüksek oranlarda ücret ve komisnizbank temsilcisi Esyonların uygulandığı, ayrıca kamu kuruluşları ra İçöz de “İki iç yadahil olmak üzere müşterilerin mevduatlarına zışma mahiyetindeki rekabetçi seviyenin altındaki oranlarda faiz epostadan yola çıkarak uygulandığı tespit edildi. Halkbank, Vakartele üye olunduğu idkıfbank ve Ziraat’in 2011’de bazı kadia ediliyor. Bu olsaydı çok mu kurum ve kuruluşlarının mevdaha fazla yazışmanın olması duatları için açtıkları ihalelerde gerekir” dedi. Finansbank temsilcidanışıklı teklif verdiği de si avukat Gönenç Gürkaynak ise karyer aldı. tel iddiasının gerçekdışı olduğunu savundu. İş arayan bulamıyor Ekonomi Servisi Sayıları 2 milyon 630 bine ulaşan işsizler ordusunun 675 bini bir yıldan fazla süredir iş arıyor. 73 bin kişi de 3 yılı aşkın süredir iş bulamıyor. ANKA’nın haberine göre, TÜİK’in Kasım 2012 dönemine ait hane halkı işgücü verileri işsizler ordusunun yüzde 25.7’lik kısmının, bir yılı aşkın süredir iş aradığını ortaya koydu. Bu kişilerin 360 binini erkekler oluştururken, 300 bini de kadın. Öte yandan Türkİş’in “Açlık ve Yoksulluk Araştırması”na göre dört kişilik bir ailenin yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı bin 7 TL; gıda ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu harcamaların toplam tutarı ise 3 bin 280 TL oldu. u GSMA Başkanı Bernabe, 2017’de aylık mobil veri transferinin 11.2 exabyte’a ulaşmasını beklediklerini söyledi. Bernabe, mobilin hayatın her alanına daha fazla gireceğini, eskimiş yasaların değişmesi gerektiğini kaydetti. ŞEHRİBAN KIRAÇ Mobil için değişim zamanı TEKNOLOJİ ŞOVU 4 Nokia 105, Nokia 301 ile Lumia 520 ve Lumia 720 modellerini tanıtan Nokia, giriş seviyesindeki telefonlarda fiyatı 15 Avro’ya indirdi. 4 Samsung Galaxy ailesinin en yeni üyesi olan Note 8, resmen tanıtıldı. 8 inç (20 cm) büyüklüğünde ve 1280x 800 piksel çözünürlüğünde ekranı olan tablet, aynı zamanda telefon olarak kullanılıyor. 4 Sony, akıllı telefon serisine tablet modeli Xperia Tablet Z’yi ekledi. Android işletim sistemiyle çalışan ve su geçirmez özelliği olan tablet, 10.1 inç ekran büyüklüğüne sahip. 4 Huawei, Android yeni akıllı telefonu Ascend P2’yi tanıttı. Dört çekirdekli 1.5 GHz hızında işlemcisi ve 1 GB RAM’i olan telefonun ekranı 4.7 inç büyüklüğünde. Genişbant mobil internetin kullanıcı sayısı 920 milyon kişiye çıkacak Açlık sınırı BARSELONA GSMA tarafından ilk kez 1987’de yapılan ve bu yıl 8.’si düzenlenen Dünya Mobil Kongresi (MWC) 200’ün üzerinden ülkeden 1500 firmanın katılımıyla İspanya’da Barselona’da kapılarını açtı. İspanya ekonomisinin en zor dönemlerini yaşadığı bu dönemde düzenlenen kongreye büyük ilgi var. Kongre nedeniyle Barselona’ya sadece dün 70 bin civarında kişi geldi. Şehirde otellerdeki doluluk oranı yüzde 100. Dünyanın en büyük mobil kongresi için bu yıl Barselona’da 70 bin 500 metrekarelik yeni bir kongre alanı oluşturuldu. 3 bin 500’den fazla CEO’nun ve 38 bin civarında şirket yöneticisinin katıldığı kongrede firmalar en son teknolojilerini 28 Şubat’a kadar tanıtma fırsatı bulacak. GSMA Başkanı Franco Bernabe, 2017’de aylık mobil veri transferinin 11.2 exabyte’a İşsiz GSM’ciler gösteri yaptı Kongrenin ilk gününde işlerini kaybeden veya kaybetme riskiyle karşı karşıya olan bazı sektör çalışanları fuar alanı önünde toplanarak gösteri yaptı. 28 Şubat’a kadar sürecek kongrede yaklaşık 1600 polis görev yapacak. ulaşmasını beklediklerini söyledi. Genişbant mobil internet kullanıcı sayısının ise 920 milyonu geçeceğini kaydeden Bernabe, önümüzdeki yıllarda mobilin hayatın her alanına daha fazla gireceğini, bu dönüşüm sürecinde eskimiş olan yasaların değişmesi ve yeni düzenlemeler yapılması gerekti ğinin altını çizdi. Öte yandan GSMA Yönetim Kurulu’nda Avea’yı temsil eden Türk Telekom Grup CEO ve Avea Yönetim Kurulu üyesi Hakam Kanafani, mobil iletişim dünyasının yol haritasını belirleyen GSMA Kongresi’nde 2 panele konuşmacı olarak katılacak. devreye giriyor. Aile Bakanlığı hiç gürültü yapmadan ailelerin gelir durumunu gösteren Aile Yapısı 2011 Raporu’nu yayımladı. On bin aileye sorularak yapılan ankete dayanan bu raporun duyulması ihracatın artışını gümbür gümbür açıklayan hükümet tarafından nedense istenmedi. Bakın ailelerin gelir durumu nasıl da içler acısı: üfusumuzun 59 milyonu 1.200 TL ve altında bir ücretle geçiniyor Türkiye’de her 100 aileden 72’si aylık 1.200 TL’nin altında bir gelirle yaşıyor. Her 100 aileden 93’ünün aylık geliri 2.500 TL’nin altında. Bu durumda her yüz ailenin 21’inin geliri 1.2002.500 TL arasında. Her 100 ailenin 42’sinin geliri 8001.200 TL aralığında. Türkiye’nin nüfusu 2012 sonu itibarıyla 75 milyon 627 bin 384 kişi. Bir ailenin ortalama 4 kişi olduğunu kabul edersek yaklaşık 19 milyon aile var diyebiliriz. Bunun yüzde 93’ü yani 17.6 milyon aileye yani 70 milyona düşen gelir aylık 2.500 TL’nin altında. Her 100 aileden 9’u aylık 400 TL ve altında bir para ile geçiniyor. Bu 1.7 milyon aile ve 6.8 milyon kişi demektir. Nüfusumuzun yaklaşık 7 milyonu 400 TL ve altında bir gelirle geçinmeye çalışıyor. Geliri 4001.200 TL arasında olan kişi sayısı 52 milyon kişi. 7 milyonu da eklediğimizde 59 milyon kişi 01.200 TL arasında bir gelir ile geçiniyor demektir. En önemli rakam bu. Nüfusumuzun 59 milyonu 1.200 TL N Açlık, Yoksulluk ve Rant ve altında bir ücretle geçiniyor. Bu parayla geçinmeye olanak yok. Burada ek gelir devreye giriyor. Kentlerde hane halkının yüzde 14.4’ü ek iş ve gelir elde ediyor. Kırsal kesimde bu oran yüzde 21.4’e çıkıyor. Kentlerde her 100 aileden 10’u sosyal yardım alırken kırsalda bu sayı 14.8 olarak görülüyor. Belediyelerden yardım alan çok. İstanbul’da yüzde 40.9 oranında yardım alınırken bu Ankara’da yüzde 82.5 oranına çıkıyor; bu durumda Ankara Belediyesi daha iyi çalışıyor diyebiliriz! İzmir’de bu oran yüzde 41.5 Aşevleri, burs yardımları, zekâtlar ve diğer yardımlar Yaklaşık 59 milyon kişi 1.200 TL aylık ile geçinmeye çalışırken hayırsever kişi ve kuruluşların yardımları ile bu yaşam mücadelesi iyi kötü yürüyor. Ama bu sosyal refah devletinde olmaması gereken bir durum. Çünkü sosyal devlet, refahı ve kalkınmayı adil biçimde dağıtmalıdır. Bizde gelir dağılımında adalet dinin gereği olarak ve “Allah razı olsun dedirtilerek” sağlanmakta ve bu da yardımseverleri efendi yapmaktadır. Köprüler, kanallar, yollar ve havaalanları inşaatlarının ekonomiye büyük bir canlılık kazandıracağı söylenirken spekülatif kazanç sağlayacak alanlar da bir bir belirleniyor. Güçlü ve kulağı delik olanlar bu ranttan payını alıyor. İşitme zorluğu çekenler bu kazançtan mahrum kalıyorlar! Haydarpaşa Garı çevresi konut inşaatına açılıyor. Riskli alanlar tespit ediliyor. 500 bin konut yenilenecek. Arsalar kapış kapış gidiyor. İmarsız araziler satın alınıyor ve sonra da imara açılıyor. Emsal artışı zaten zenginlik aracı. Şimdi siz bu rakamları alt alta üst üste koyun, çarpın, bölün ve bir sonuca varın. Eğer sabır taşınız çatlarsa “nasıl zengin olunur” konusunda yol gösteren kitap ve yazıları okuyun. Bu durumda belki 59 milyon kişi dışına çıkabilirsiniz… Hayır ve yardımlar yoksulluğun ilacı! Rant ise almış başını gidiyor Bu parayla insanlar nasıl geçiniyor? n Tüm Avrupa’ya yayılan at eti skandalı mobilya devi IKEA’ya da sıçradı. Çek Cumhuriyeti’nde yapılan denetimler sırasında mağazada satılan köftelerde at etine rastlandı. Çek sözcü, at eti içeren köftelerin Çek Cumhuriyeti’nin yanı sıra Birleşik Krallık, Portekiz, Hollanda ve Belçika’daki mağazalarda da sunulduğunu açıklarken, İtalya’da satışlar durduruldu. Konuyla ilgili IKEA Türkiye de bir açıklama yaptı. Yurtdışındaki haberlerin kendileriyle ilgisi olmadığını belirten IKEA Türkiye yetkilileri, Türkiye’deki mağazalarda kullanılan etlerin yüzde 100 dana eti olduğunu ve yerli tedarikçilerden temin edildiğini duyurdu. n İngiliz Financial Times gazetesi, iptal olan 5.7 milyar dolarlık köprüotoyol ihalesini sayfalarına taşıdı. Gazete, ihale iptalini şirketler için hayal kırıklığı olarak değerlendirirken, Türkiye’nin yabancı yatırımcı çekmeye çalıştığı bir zamanda yapıldığına da dikkat çekerek “Erdoğan’ın başkanlık ettiği bir kurul tarafından uygulanan veto, yatırımcıların ne kadar kesinlik bekleyebileceğini bazı uzmanların sorgulamasına neden oldu” denildi. IKEA köftesinde de at eti çıktı FT: İhale iptali hayal kırıklığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle