14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2013 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada oylara dayanarak saldırgan, muhaliflerini susturan ve bu ülkede kendinden başka adam gibi adam ve siyasetçi olduğunu kabul etmeyen… … aynadaki görüntüsüne hayran, kendini beğenmiş bir siyasetçi kimliği ile tanıdık... Ne kadar yanılmışız!.. Meğer Başbakanımız bize Tanrı’nın bir lütfu. On parmağından on değil, her parmağında bir düzine marifet!.. Yılmaz Özdil, sağ olsun; dünkü köşe yazısında RTE’nin bugünlere değin izlediğimiz ama farkına varmadığımız özelliklerini bir bir sıraladı. İtiraf etmeliyim; yazıyı okuyunca, Başbakan’ı eşine rastlanmayan özellikleriyle yeterince tanımadığımın farkına vardım. Bu hatamı telafi etmek istiyorum... ??? Özdil, bu Başbakan’ın değil, onca özelliği barındıran “bambaşkan” bir başbakanın portresi çiziyor. Öncelikle bir imam Başbakan. Futbol otoritelerinin hayranlığını kazanan bir futbolcu. TOBB’nin bir milyon üyesinin her biri bir kişiye iş verse, işsizliğin 1 milyon 300 azalacağını açıklayan diplomalı bir iktisatçı. Şiir kasedi olan bir şair. MasonKomünistYahudi anlamına gelen Mas Kom Yah oyununu yönetmiş, başrolünü oynamış bir tiyatrocu. Bisküvi distribütörüydü, işi büyüttü; ülkemi pazarlamakla mükellefim dedi. Bir ara sucukçuydu. Temizlik işçisi olarak kadroya girdi. Yükseldi. Otobüs garajında kantinci oldu. Kaptan… Vapur dümeninde kaptan şapkasıyla resmi var. Bunlar (muhalefet) kaz güdemez, iki koyun güdemeden bu memleketi nasıl yöneteceksin diye (CHP’yi) uyardı... Bir çocuk iflas, iki çocuk iflas, üç çocuk patinaj. Bize dört, beş lazım diye nüfus planlamacılığı yaptı... Ben bu ülkenin doktoruyum der ve uzmanlığı jinekoloji. Sezaryene karşı. Bir nevi eczacı. Hap gibi anayasa hazırlamıştı. Savcı. Geçen hafta mimarlıktan da anladığı ortaya çıktı. Çamlıca’daki caminin projesine son şekli bizzat verdi. En son kuyumcu olduğunu da öğrendik. O işi de yapmış. ??? 2014’te Çankaya’ya, cumhurbaşkanı, şayet becerebilirse başkan sıfatı ile çıkmaya hazırlanıyor. Bugünden kimi hazırlıklara başladığı kulislerde konuşuluyor... Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası’nı ya lağvedeceği ya da çok küçülteceği, yerine Osmanlının torunu olduğunu kanıtlamak için büyük bir mehteran takımı oluşturacağından söz ediliyor... … Köşk’ten her ayrılışında ve dönüşünde nizamiye kapısında mehteran takımının “ya destur” diye selama durmasını istiyor… … Köşk’teki erkek garson görevlilerinin smokinle hizmet vermelerini yasaklayacağı… kadın çalışanların başı örtülü, baştan aşağı topuklara kadar kapalı giyinmelerini sağlayacağı… … yabancı konukları karşılayan Köşk merasim kıtasının yeniçeri giysileriyle donatacağı söyleniyor. ??? Bir başka marifetli yanı ise seçtiği bakanlar. Ülkenin ve insan sağlığına olumsuz hizmetleriyle tarihe geçen Recep Akdağ’ı 10 yıl aralıksız Sağlık Bakanlığı’nda tuttu... Akdağ, hekimlik mesleğini değersizleştirdi. Hekimlik onurunu ayaklar altına aldı. Halkı doktorlara karşı kışkırttı. Saldırılara ve şiddet ortamına açık hale getirdi. Tıp fakültelerinde ders verecek, öğrencileri eğitecek profesör kalmaması için yasalar çıkardı. Doktor muayenehanelerine olmadık koşullar getirdi. Atama kısıtlamaları, ağır iş yükü, nöbet ve çalışma saatleri, hekimlerin ceza ve tazminat davaları, adaletsiz performans uygulaması, düşük ücret, serbest çalışma hakkını ortadan kaldırdı. Bu tablo, eski Sağlık Bakanı’nın 10 yılını özetliyor. Yeni Bakan, Başbakan’ın himayesindeki giden bakanın marifetleriyle oluşan “meslekteki yaraları” gidermeye çalışıyor. ??? Recep Akdağ; görevini devrederken doktorlardan helallik istemesi üzerine İzmir Tabip Odası doktorlara internet üzerinden “Hakkınızı helal ediyor musunuz” diye sordu. 10 gün süren ankete 3 bin 826 doktor katıldı. Yüzde 89’u hakkını helal etmedi. Eski Bakan, helal edilmeyenlere özgü üstün hizmet madalyasını şimdi göğsünde taşıyor. HABERLER 10 yılda 601 şehit, 965 intihar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, son 10 yılda şehit olan TSK personeli sayısının 601, intihar eden personel sayısının 965 olduğunu bildirdi. Yılmaz, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, 1 Ocak 2002 31 Aralık 2012 tarihleri arasında meydana gelen pusu, silahlı saldırı, taciz ateşi ve çatışma olaylarında 601 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin şehit olduğunu kaydetti. Son 10 yılda intihar eden personel sayısının ise 965 olduğu belirten Yılmaz, “İntihar davranışı açısından TSK personelinde benzer yaş ve cinsiyet grupları açısından sivil örneklerden daha farklı bir epidemiyolojik veri olmadığı tespit edilmiştir” dedi. Yılmaz, bir başka soru önergesine verdiği yanıtta da bakanlıkta zorunlu askerlik hizmetinin kaldırılması konusunda bir çalışma bulunmadığını ifade etti. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada Duruşma sabahları saat 08.15 sıralarında koğuşlarımızdan alınıp tam 12 demir kapı geçtikten sonra otobüse konuluyoruz. Otobüsle 13. büyük demir kapıyı geçip dışarı çıkıyoruz. Sağa sapıp 34 dakikalık bir yolculuktan sonra salonun önüne geliyoruz. O sırada karşı tepeleri ve Yolçatı köyünü görüyoruz. Köyün az katlı evlerini seyrederken, “Bir gün senin sokaklarında özgür dolaşacağım” diye mırıldanıyorum. 18 Şubat sabahı duruşma salonuna yaklaşırken yan yana dizilmiş polis ve jandarma araçları ile önlerinde o zırhlı araçlardan daha mekanik duran güvenlik görevlilerini gördük. Ortalıkta hiçbir sivil araç ve insan yoktu. Asker ve polisler betondan daha soğuk, daha sabit duruyordu. Yeni yapılan adliye binasının önünde canlı yayın araçlarının çanakları görünüyordu. “Canlı” sözcüğünü kullanabileceğimiz tek şey o çanaklardı. Adalet arayışımıza ortak olmak için pek çok kişinin yola çıktığını biliyorduk. Acaba neredeydiler? ??? Saat 08.45 sıralarında duruşma salonunun içindeki tutuklu bekleme odasına konulduk. 11 Ocak’ta bir penceresini arızalı bıraktığımız oda öylece duruyordu. İki sandalyeyi masanın üstünden pencereye dayayıp kapattık, beklemeye koyulduk. Ancak saat 11.00’e doğru salona alındık. Hayalim, avukatlar, milletvekilleri, gazeteciler ve izleyicilere ayrılan üç ayrı bölümün dolu olmasıydı. Ve öyleydi. 13 Aralık’taki büyük buluşmadan sonra adaleti halkla birlikte arama mücadelesi tutmuştu. Salona girince bir an bir martı olup herkesin omzuna konmak istedim. Gazeteci dostlarımız, milletvekili kardeşlerimiz, onca engeli aşıp salona giriş kartı alabilen yüzlerce can dostumuz, belediye başkanından ililçe yöneticilerine kadar CHP’li yoldaşlarımız, adını tek tek sayamayacağım pek çok kurumun temsilcisi, hepimiz akvaryumda balık gibi kıpır kıpırdık. Bizi ayıran bariyerlere yaslanıp salona haykırırken tutuklulardan biri, “Bir gün bu bariyeri kıracaksın” diye mırıldandı. Evet, bir gün bütün bariyerleri kıracağız. Duruşmaya gelenlere ilk, dışarıyı sordum. Akşamüzeri duruşma biterken binbir güçlükle salona girebilenlere, “Yola çıkarken yaşadıklarınızı, cezaevi girişinde karşılaştıklarınızı yazın” diye seslendim. Yüz yüze olamasak da hep gönül gönüle olduğumuzu hissettiğim o insanlardan aldığım iletiler direncimi bir kat daha artırdı. Gördüm ki, onlar bizden güç alıyor, biz onlardan. Her birinden altını çizdiğim onlarca cümle oldu, bazılarını paylaşmak isterim: “11 Mart’ta daha güçlü olarak yanınızda olacağız, ileri faşizm uygulamaları bizi yıldıramayacak.” “Akşam Karabağlar’dan yola çıktık. Silivri’de barikatların kurulduğunu internetten öğrendik. Size ulaşma coşkumuzda gram eksilme olmadı. Biber gazı, tazyikli su, çakıl taşlarını tadıp saatler sonra salona girebildik. 11 Mart’ta da oradayız.” “Salona girdik, sizi dimdik gördük, gerisi teferruat...” “Bizi karşılaştığımız engeller değil, sizi bitmiş görmek yıkar... Bu yolda bedel neyse ödeyeceğiz.” “18 Şubat doğum günümdü ve ben oradaydım. Adaletin yapamadığını halk yapacak.” ??? 11 Mart’ta bir kez daha buluşacağız. Artık çağrı içeriden değil, dışarıdan geliyor! Artık hukuku halktan kaçıramayacaklar. Maya tuttu. Yukarıda çok az bölümünü paylaşabildiğim iletilerin yanı sıra bunun başlıca göstergesi Behice Kaya’dır. Adalet arayışının önüne konan barikatta gözünden yaralanan Behice Kaya kaç gündür aklımdan gitmiyor. Gözünden kanlar akarken Behice Hanım’ın ağzından akan sözler bir destandır. O sözleri bir kez daha paylaşmak isterim: “Benim gözüm değil kalbim kanıyor. Kendi doğurduğumuz çocuklar, askerimiz, polisimiz bizi yaralıyor. İçimiz kan ağlıyor... Beni caydıramazlar, Silivri’ye yine gideceğim...” Artık Behice Kaya bir semboldür. Ona dokunabileceğimiz, en azından el sallayabileceğimiz günü heyecanla bekliyorum... Milletvekili seçildiği ilk günden beri bizi yalnız bırakmayan Mahmut Tanal da Silivri gazilerimiz arasında. Noktayı ayağı kırılan Tanal’ın sözleriyle koyalım: “11 Mart’ta bastonla da olsa duruşma salonuna gideceğim.” PKK’nin kaçırdığı öğretmenlerin maaşında kesinti Devlet de vurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) PKK’nin Eylül 2011’de kaçırdığı 12 öğretmenden kadrolu olanların dışında kalanların maaşlarında işe gitmedikleri gerekçesiyle 150240 TL arasında kesinti yapıldığını ve SGK primlerinin yatırılmadığı ortaya çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in yanıtlaması istemiyle sunduğu soru önergesinde, “Diyarbakır ve Elazığ’da görevli 12 öğretmenin maaşlarında, kaçırıldıkları gerekçesiyle kesinti yapılıp primlerinin yatırılmadığı doğru mudur? Bu öğretmenlerimizin ailelerinin yaşadığı ikinci şoku gidermek için ne yapacaksınız?” diye sordu. TBMM’de 8 Ocak 2013 tarihinde sözlü olarak yanıt veren Dinçer şu ifadeleri kullandı. “Görev başındayken terör örgütü tarafından kaçırılan öğretmenlerden kadrolu olanlarının maaşlarında herhangi bir kesintinin yapılmadığı, ücret karşılığı çalışan öğretmenlerin gelmedikleri günler için ise ek ders ücreti ödemesinin MEB mevzuatı gereğince mümkün olamadığı, kadrolu öğretmenlerin SGK primlerinde herhangi bir kesintinin yapılmadığı, ücret karşılığı çalışan öğretmenlerin ise çalıştıkları güne tekabül eden gün kadar SGK primlerinin ödendiği belirtilmektedir.” ‘Mevzuat değişsin’ Dinçer’in verdiği yanıt üzerine Oran, MEB’e gerekli mevzuat değişikliğini yapması gerektiğini belirten yeni bir soru önergesi vererek “PKK’nin kaçırdığı öğretmenlerin hiçbir kusuru olmamalarına rağmen mağdur edilen bu kesime bir darbe de siz vurmuş olmuyor musunuz?” ifadelerini kullandı. İstanbul Haber Servisi İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Ören, dün ikindide Eyüp Sultan Camii’ndeki cenaze namazının ardından Eyüp Sultan’daki aile mezarlığında toprağa verildi. Törene, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ören toprağa verildi Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile milletvekili Hakan Şükür, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İhlas Holding, TGRT, İhlas Haber Ajansı ve Türkiye gazetesi çalışanları katıldı. Binlerce yurttaşın katıldığı tören sırasında 2 kişinin, cenaze namazı sırasında haklarını helal etmediklerini söylemesi üzerine arbede çıktı. Darp edilen ve gözaltına alınanlardan biri Ören benim ailemi bitirdi” diye bağırdı. DHKPC SORUŞTURMASI .$5$ .899(7/(5¾ .2087$1/,¼,1$ 089$==$) $6768%$< $/,1$&$.7,5 *(1(/ +8686/$5 9( $'$</$5'$ $5$1$&$. 1¾7(/¾./(5 D.DUD .XYYHWOHUL .RPXWDQO¿½¿Q¿Q PXYD]]DI DVWVXED\ LKWL\DF¿Q¿ NDUÅ¿ODPDN DPDF¿\OD HQ D] LNL \¿O V¸UHOL PHVOHN \¸NVHNRNXOX YH\D G²UW \¿O V¸UHOL IDN¸OWH \¸NVHNRNXO PH]XQODU¿ DUDV¿QGDQ V¿QDYOD EDÅYXUX N¿ODYX]XQGD EHOLUWLOHQ V¿Q¿I YH EUDQÅODUGD PXYD]]DI DVWVXED\ VWDW¸V¸QGH HUNHN YH ED\DQ SHUVRQHO DO¿QDFDNW¿U E0XYD]]DI DVWVXED\O¿½D  6LODKO¿ .XYYHWOHUGH VLYLO PHPXU YH LÅ£L RODUDN J²UHY \DSPDNWD RODQODU  $VNHUOLN KL]PHWLQL \DSPDNWD RODQODU YH\D DVNHUOLN KL]PHWLQGHQ WHUKLV RODQODU +DNN¿QGD Ş\HGHN VXED\ RODPD]ß NDUDU¿ RODQODU EDÅYXUDPD]ODU   .DQXQL VHEHSOHUOH ?½UHQLP WHFLO YE KHQ¸] DVNHUOLN \¸N¸PO¸O¸½¸Q¸ \DSPDP¿Å RODQODU  %DÅYXUX N¿ODYX]XQGD EHOLUWLOHQ V¿Q¿I YH EUDQÅODU L£LQ EDÅYXUX NRÅXOODU¿Q¿ WDÅ¿\DQ HUNHN YH ED\DQODU EDÅYXUDELOHFHNOHUGLU F$GD\ODUGD DUDQDFDN QLWHOLNOHU  6RV\DO 'XUXP $KODN YH .DUDNWHU ¾OH ¾OJLOL .RÅXOODU D '¿Å .D\QDNWDQ 0XYD]]DI $VWVXED\ 7HPLQ <²QHWPHOL½LÜQLQ ÜQF¿ PDGGHVLQGH G¸]HQOHQPLÅ RODQ Ş0XYD]]DI $VWVXED\ $GD\ODU¿QGD $UDQDFDN 1LWHOLNOHULß WDÅ¿PDN E 7$%/2ÜGH EHOLUWLOHQ V¿Q¿I YH EUDQÅODU L£LQ EDÅYXUX NRÅXOODU¿Q¿ WDÅ¿PDN  ?½UHQLP LOH ¾OJLOL ÄDUWODU (a)7$%/2ÜWH V¿Q¿IODUD J²UH ND\QDN RODUDN EHOLUOHQHQ LNL \¿OO¿N PHVOHN \¸NVHNRNXOX E²O¸POHULQGHQ YH\D 7$%/2ÜWH V¿Q¿IODUD J²UH ND\QDN RODUDN EHOLUOHQHQ G²UW \¿OO¿N IDN¸OWH\¸NVHNRNXOX E²O¸POHULQGHQ PH]XQ ROPDN  (\O¸O  WDULKLQH NDGDU PH]XQL\HW EHOJHVLQL JHWLUHELOHFHN DGD\ODU¿Q EDÅYXUXODU¿ NDEXO HGLOHFHNWLU  E ?½UHQLPOHULQL \XUW G¿Å¿QGD ELWLUHQOHUGHQ GLSORPDODU¿Q¿Q \XUW L£LQGH GHQNOL½L <¸NVHN²½UHWLP .XUXOX <?. QFD RQD\ODQP¿Å ROPDN F <DS¿ODFDN \D]¿O¿ V¿QDY ²Q VD½O¿N IL]LNL NDELOL\HW YH \HWHUOLOLN WHVWL LOH P¸ODNDWWD EDÅDU¿O¿ ROPDN £ +HUKDQJL ELU EDNDQO¿N YH\D NXUXOXÅD NDUÅ¿ PHFEXUL KL]PHWL ROPDPDN YH ND]DQG¿½¿ PHVOHNL V¿IDW QHGHQL LOH LOHULGH V¿Q¿I GH½LÅLNOL½L LVWHPLQGH EXOXQPD\DFD½¿Q¿ WDDKK¸W HWPHN  <DÅ LOH ¾OJLOL ÄDUWODU (a)  2FDN  WDULKL LWLEDU¿ LOH G²UW \¿O YH GDKD ID]OD V¸UHOL \¸NVHN ²½UHWLPL ELWLUHQOHU L£LQ  \DÅ¿QGDQ (Q ID]OD  \DÅ¿QGD ROPDN  2FDN  YH GDKD VRQUDNL GR½XPOXODU  GDKD D] V¸UHOL \¸NVHN ²½UHWLPL ELWLUHQOHU L£LQ  \DÅ¿QGDQ (Q ID]OD  \DÅ¿QGD ROPDN  2FDN  YH GDKD VRQUDNL GR½XPOXODU J¸Q DOPDP¿Å ROPDN  6D½O¿N ¾OH ¾OJLOL ÄDUWODU D 9¸FXW \DS¿V¿ G¸]J¸Q D½¿] £HQH YH GLÅ \DS¿V¿ PXQWD]DP ROPDN \¸]¸QGH ID]OD PLNWDUGD £L£HN ER]XNOX½X £¿EDQ YH \DQ¿N L]OHUL GLOLQGH SHOWHNOLN Y¸FXGXQGD G²YPH NHNHPHOLN YH J²]¸QGH ÅDÅ¿O¿N YV EXOXQPDPDN E 76. 6D½O¿N <HWHQH½L <²QHWPHOL½LQGH EHOLUWLOHQ ER\ YH NLOR V¿Q¿UODU¿QGD ROPDN >(UNHN YH ED\DQ DGD\ODU L£LQ ER\ YH NLOR RUDQODU¿Q¿ J²VWHUHQ QRPRJUDP 7$%/2D ve 7$%/2 EÜGHGLU $VJDUL ER\ VWDQGDUG¿ HUNHN DGD\ODU L£LQ  FP ED\DQ DGD\ODU L£LQ  FPÜGLU @ F 7¸UN 6LODKO¿ .XYYHWOHUL 6D½O¿N <HWHQH½L <²QHWPHOL½LQGH EHOLUOHQHQ DO¿QDFD½¿ V¿Q¿ID X\JXQ PXYD]]DI DVWVXED\ ROPDN L£LQ JHUHNOL VD½O¿N ÅDUWODU¿QD VDKLS ROPDN %X NDSVDPGD VHYN HGLOGL½L $VNHU +DVWDQHVLQGHQ6D½O¿N 0XD\HQH 0HUNH]LQGHQ 600 Ş 6,1,),1'$ 089$==$) $6768%$< 2/85ß ND\¿WO¿ VD½O¿N UDSRUXQX DOPDN   ?]HO ÄDUWODU 6LODKO¿ .XYYHWOHUGH J²UHYOL VLYLO PHPXU YH LÅ£LOHU LOH DVNHUOLN KL]PHWLQL \DSDUNHQ P¸UDFDDW HGHQOHU L£LQ J²UHYOL EXOXQGX½X ELUOLN YH NXUXPODUGDNL ¸£ VLFLO DPLULQGHQ ²UQH½L 7$%/2 7$%/2 ve 7$%/2ÜGH EXOXQDQ Ş0XYD]]DI $VWVXED\ 2OXUß QLWHOLN EHOJHVLQL DOP¿Å ROPDN £<DQO¿Å EH\DQGD EXOXQDQODU PH]XQL\HW GLSORPDV¿Q¿  (\O¸O  WDULKLQH NDGDU WHVOLP HWPH\HQOHU LOH \XNDU¿GD VDKLS ROXQPDV¿ JHUHNHQ QLWHOLNOHUL WDÅ¿PDG¿½¿ WHVSLW HGLOHQOHULQ E¸W¸Q DÅDPDODUGD EDÅDU¿O¿ ROXS NXUVD NDW¿OVDODU GDKL LÅOHPOHUL GXUGXUXODFDN YH LSWDO HGLOHFHNWLU ?1 %$Ä9858 9( %$Ä9858 ¾/*¾/¾ %¾/*¾/(5 D$GD\ODU ²Q EDÅYXUXODU¿Q¿  ÄXEDWÙ 0DUW  6DDW ÜD NDGDU WDULKOHUL DUDV¿QGD .DUD .XYYHWOHUL .RPXWDQO¿½¿Q¿Q ZZZNNNWVNWU JHQHO D½ DGUHVLQGHNL ²Q EDÅYXUX IRUPXQX GROGXUDUDN £HYULPL£L RQOLQH RODUDN \DSDFDNODUG¿U ÄDKVHQ SRVWD GLOHN£H YH\D GL½HU ÅHNLOGH \DS¿ODFDN EDÅYXUXODU NDEXO HGLOPH\HFHNWLU E$V¿O EDÅYXUXODU ²Q EDÅYXUXVX NDEXO HGLOHUHN \D]¿O¿ V¿QDYGD EDÅDU¿O¿ RODQ DGD\ODU¿Q ND\¿W NDEXO DÅDPDODU¿QD JHOPHOHUL LOH \DS¿OP¿Å VD\¿ODFDNW¿U F?Q EDÅYXUXVX NDEXO HGLOHQ DGD\ODUD X\JXODQDFDN \D]¿O¿ V¿QDY WDULKL YH DGD\ODU¿Q V¿QDYD JLUHFHNOHUL V¿QDY PHUNH]OHUL +DQJL DGD\¿Q KDQJL V¿QDY PHUNH]LQGH \D]¿O¿ V¿QDYD JLUHFH½L  0DUW  WDULKLQGHQ VRQUD ZZZNNNWVNWU JHQHO D½ LQWHUQHW DGUHVLQGH WHEOL½ QLWHOL½LQGH \D\¿PODQDFDNW¿U $GD\ODUD SRVWD LOH WHEOLJDW \DS¿OPD\DFDNW¿U $'$</$5,1 7$%¾ 7878/$&$./$5, 6,1$9 $Ä$0$/$5,  ?Q %DÅYXUXVX NDEXO HGLOHQ DGD\ODU DÅD½¿GD EHOLUWLOHQ DÅDPDODUGDQ JH£HFHNWLU D<D]¿O¿ V¿QDY E¾NLQFL 6H£LP $ÅDPDV¿ )DDOL\HWOHUL6¿QDYODU¿ .D\¿W .DEXO ?Q 6D½O¿N 0XD\HQHVL .LÅLOLN 'H½HUOHQGLUPH 7HVWL )L]LNL .DELOL\HW <HWHUOLOLN 7HVWL 0¸ODNDW F+HUKDQJL ELU QHGHQOH LNLQFL VH£LP DÅDPD IDDOL\HWOHULQH NDW¿OPD\DQ DGD\ODUD HN KDN WDQ¿QPD\DFDNW¿U <$=,/, 6,1$9 7$5¾+¾ 9( 8<*8/$0$6, D0XYD]]DI DVWVXED\O¿N L£LQ P¸UDFDDW HGHQ DGD\ODUGDQ ²Q EDÅYXUXVX NDEXO HGLOHQOHULQ \D]¿O¿ V¿QDY¿  0DUW  WDULKLQGH VDDW ÜGD EDÅYXUX N¿ODYX]XQGD EHOLUWLOHQ V¿QDY PHUNH]OHULQGH \DS¿ODFDNW¿U $GD\ODU NLPOLN NRQWUROOHULQLQ \DS¿O¿S V¿QDY \HUOHULQH DO¿QDELOPHOHUL L£LQ ELOGLULOHQ V¿QDY PHUNH]LQGH HQ JH£ VDDW ÜGD KD]¿U EXOXQDFDNW¿U $GD\ EDÅYXUX PLNWDU¿ GLNNDWH DO¿QDUDN V¿QDY PHUNH]OHUL EHOLUOHQHFHN YH DGD\ODU¿Q KDQJL V¿QDY PHUNH]LQGH V¿QDYD JLUHFHNOHUL  0DUW  WDULKLQGHQ VRQUD ZZZNNNWVNWU JHQHO D½ DGUHVLQGH WHEOL½ QLWHOL½LQGH \D\¿PODQDFDNW¿U E<D]¿O¿ V¿QDY VRQX£ODU¿ LOH \D]¿O¿ V¿QDYGD EDÅDU¿O¿ RODQ DGD\ODU¿Q LNLQFL VH£LP DÅDPDV¿ V¿QDY WDULKOHUL +DQJL DGD\¿Q KDQJL WDULKWH V¿QDYODUD NDW¿ODFD½¿  1LVDQ  WDULKLQGHQ VRQUD .DUD .XYYHWOHUL .RPXWDQO¿½¿Q¿Q ZZZNNNWVNWU JHQHO D½ DGUHVLQGH WHEOL½ QLWHOL½LQGH \D\¿PODQDFDNW¿U ¾.¾1&¾ 6(?¾0 $Ä$0$6, 6,1$9 7$5¾+/(5¾ 9( 8<*8/$0$6, <D]¿O¿ V¿QDYGD EDÅDU¿O¿ RODQ DGD\ODU¿Q LNLQFL DÅDPD V¿QDYODU¿ ²Q VD½O¿N PXD\HQHOHUL IL]LNL NDELOL\HW \HWHUOLOLN WHVWL ).<7 YH P¸ODNDW  1LVDQ  WDULKOHUL DUDV¿QGD $QNDUDÜGD LFUD HGLOHFHNWLU ¾NLQFL DÅDPD V¿QDY PHUNH]LPHUNH]OHUL \D]¿O¿ V¿QDY VRQX£ODU¿ LOH ELUOLNWH ZZZNNNWVNWU JHQHO D½ DGUHVLQGH \D\¿PODQDFDNW¿U %DÅYXUX NRÅXOODU¿ YH DGD\ODUGD DUDQDQ QLWHOLNOHU EDÅYXUX L£LQ JHUHNOL EHOJHOHU V¿QDY DÅDPDODU¿ YH GH½HUOHQGLUPH LOH LOJLOL D\U¿QW¿O¿ ELOJLOHU .DUD .XYYHWOHUL .RPXWDQO¿½¿Q¿Q ZZZNNNWVNWU LQWHUQHW DGUHVLQGH \D\¿PODQP¿ÅW¿U %DÅYXUX HVQDV¿QGD NDUÅ¿ODÅW¿½¿Q¿] VRUXQODUOD LOJLOL LUWLEDW QXPDUDODU¿ 7HO 1X            )DNV 1X       (SRVWD  SHUWHP#NNNWVNWU 21 kişi daha tutuklandı ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Ankara ve İstanbul’da terör örgütü DHKPC’ye yönelik operasyonlarda adliyeye sevk edilen 21 kişi tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiği 30 kişiden 9’u tutuklandı. Cumhuriyet Savcısı Durak Çetin’in, tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk ettiği zanlılardan 11’inin sorgusu gece saatlerinde tamamdı. Sorgusu tamamlanan 5’inin tutuklanmasına, 6’sının ise serbest bırakılmasına karar verilmişti. Kalan 19 zanlının nöbetçi hâkimlik sorgusu ise sabah saatlerinde sona erdi. TMK’nin 10. maddesiyle görevli nöbetçi hâkim Abdullah Bahçeci, KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek’in de aralarında bulunduğu 4 kişinin daha tutuklanmasına karar verdi. Bahçeci, 15 zanlıyı ise adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. İstanbul’da ise adliyeye sevk edilen ve savcılık sorguları biten 24 şüpheliden 21’i tutuklanma istemiyle nöbetçi hâkimliğe sevk edildi. Şüphelilerden 3’ü serbest bırakılırken 12’si tutuklandı. Operasyon kapsamında İstanbul’da 31 kişi tutuklanmış oldu. Mektup iddiasına 3 gözaltı ? ADANA (Cumhuriyet) Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un, bazı satın alma işlerinde usulsüzlük yaptığı iddiaları bulunan mektupları, milletvekillerine ve 80 ilin valisine gönderdikleri savlanan gazeteci Taner Talaş ile Adana Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ferhat Yüksel’in eski sekreteri ve kardeşi in ev ve işyerlerinde arama yapılmasının ardından gözaltına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle