23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR Yurdal Çağlar ‘Fituyuca’ (Gri Plak) Milenyumun başlarıydı, caz festivaline genç caz bölümünde Ela Kori Mu adında bir topluluk katılmıştı, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin müzik öğrencilerinden oluşan. Trio formatındaki topluluğun önünde pena sallayan genç gitarcının solo albümünü dinleyebilmeleri için, o gün onu görenlerin 10 yıl beklemesi gerekecekti. Ritmik ve enerjik bir anlayışı benimseyen Yurdal Çağlar’ın ilk solo albümü “Fituyuca”da yer alan 12 beste kendisine ait. Kompozisyonları temanın altını kalın çizen, sözünü net bir ifadeyle dile getiren, sololarında temadan çok uzaklaşmadan çeşitlilik yaratabilen bir tarzda. “Fituyuca” albümünün temellerinin aslında Ela Kori Mu günlerinde atılmış olduğu aşikâr; çünkü ikisinin ortak havuzunda tematik fikirler ve melodik doğaçlamalar yatıyor. Bazen funkcaz, bazen popcaz tınlayan albüm tek solukta kaydedilmiş; müzisyenler şova kaçmadan, sade ve gösterişsiz çalmış. Yurdal’a yıllardır birlikte çaldığı dostları; tenor saksofonda Tamer Temel, sopranoda Siney Yılmaz, trompette Mert Fehmi Alatan, davullarda Erdem Göymen, Onur Başkurt ve Ekin Cengizkan eşlik etmiş. Güvercinli Çocuk 17 Londra’daki ‘Picasso Olurken: Paris 1901’ sergisi Katalan ustanın ilk dönemini yansıtıyor Ben, Picasso... Kültür Servisi Pablo Picasso (18811973) Paris’e ilk kez 1900 yılında gitmişti. Sanatçıların yaşadığı Montmartre semtinde yoksul bir yaşam sürmüş, ToulouseLautrec’in afişlerini keşfetmiş, bunlardan esinlenerek resimler yapmış, üç ay sonra da Madrid’e dönmüştü. 1901 yazında yeniden Paris’e gittiğinde, resimlerini, dönemin ünlü sanat taciri Ambroise Vollard’ın galerisinde sergileme olanağı bulacak şair Max Jacob ile tanışacaktı. Aynı günlerde Van Gogh’un yapıtlarını görecek bunlardan etkilenerek “Absent İçen Adam” ve “Cüce Dansçı” adlı tablolarını yapacaktı. 1901, yapıtlarını annesinin soyadıyla “Picasso” diye imzalamaya başladığı yıl olduğu gibi, Van Gogh, Degas ve ToulouseLautrec etkilerinden sıyrılarak tümüyle kendine özgü sanat serüvenine yöneldiği yıldı. 1901 yılı, yapıtlarında ağırlıklı olarak mavinin tonlarını kullanması nedeniyle “Mavi Dönem” olarak adlandırılacak dönemin de başlangıcıydı. Londra’daki Courtauld Gallery’de açılan “Picasso Olurken: Paris 1901” sergisi de, adından da anlaşılacağı gibi 20. yüzyılın en büyük ve etkili sanatçılarından biri olan Picasso’nun 1901 yılındaki işlerine odaklanıyor. Bu küçük, ama anlamlı sergi, Picasso’nun Vollard’ın galerisinde açtığı ilk sergisinden 18 yapıtı, bulundukları müzeler ve özel koleksiyonlardan derleyerek bir araya getiriyor, Serginin dikkat çeken uSergi, modern çağın en büyük sanatçılarından Picasso’nun yapıtlarından biri genç Picasso’nun “Ben, Picasuzun serüveninin başladığı 1901 yılına odaklanıyor. so!” adlı otoportresi. muratbeser@muratbeser.com Nick Cave and the Bad Seeds ‘Push the Sky Away’ (Bad Seed Ltd.) Nick Cave ve emektar Bad Seeds ekibinin, beş yıllık aradan sonra yayımladığı albümde, Nick Cave’in öykü anlatıcı rolünü öne çıkaran minimalist bir sound hâkim. 2009’da kurucu üyelerden Mick Harvey’in ayrılmasından sonra kaydedilen bu ilk çalışmada onun enstrümantasyonda yarattığı şiirselliği aramıyor değilim ama bu kez girilen yoldaki yalınlığı da sevdim. Cave’in gitar seslerinin arasından da kendini gösterecek kadar güçlü bir sesi olsa da, yeni albümde sanki enstrümanlara yön veren onun telaffuz ettiği sözcükler. Albümü dinlediğinizde Nick Cave’in sizi belli bir zaman ve mekân diliminde yolculuğa çıkardığını hissediyorsunuz. Etrafında olan her şeyi gözlemleyip 55 yaşın verdiği olgunlukla süzgeçten geçirmiş, elinde kalanları da kara mizah ve komedi ile ince ince işlemiş Cave. İnsanoğlunun doğasını, modern toplumun tuhaflıklarını ortaya koyan şarkılarıyla dinleyiciyi sarsan bir albüm “Push the Sky Away”. www.zulalkalkandelen.com Sergide, modern çağın “ikon ”larından biri ha line gelen “Güvercinli Çocuk”un yanı sıra “Mavi Oda” ve “Casagemas’ın Gömülüşü” gibi yapıtlar, yaşamı boyunca bitmek bilmeyen bir değişkenlik içinde olan, belki de başka sanatçılardan çok kendini aşmak için girdiği yarışta her zaman bir yenilikle ortaya çıkan Picasso’nun nerdeyse tüm bir modern çağı kapsayacak serüveninin ilk şaşırtıcı adımlarını örnekliyor. Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu kitapları Gündemin şairleri Kültür Servisi Yılmaz Erdoğan’ın şu sıralar gösterimde olan filmi “Kelebeğin Rüyası”, genç yaşta veremden ölen Zonguldaklı şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’yu yeniden hatırlamak, onları tanımayanları şiirleriyle buluşturmak için iyi bir fırsat. Uslu’nun şimdiye kadar yayımlanmış tek şiir kitabı olan “Şimdilik”, Yapı Kredi Yayınları tarafından tekrar basılarak okurla buluşuyor. 1946’da henüz 24 yaşındayken veremden ölen Uslu’nun kitabının bu yeni baskısında dergilerde yayımlanan şiirleri ve yazıları da yer alıyor. Ayrıca Rüştü Onur’un mektuplarının, şiirlerinin ve resimlerinin ilk kez bir araya geldiği, Yılmaz Erdoğan’ın da önsözüyle katkıda bulunduğu “Rüştü Onur: Mektubun Avcumda” isimli kitap da Kaynak Yayınları tarafından yayına hazırlandı. Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan İrfan Yalçın’ın “İlkyaz Ölümleri” isimli kitabı ise Onur ve Uslu’nun yanı sıra, yine veremden ölen dönemin bir diğer Zonguldaklı yazarı Kemal Uluser’in yaşamlarını belgesel roman türünde anlatıyor. Fado’nun ruhu Carminho laKültür Servisi Fado’nun genç usta at’ta San İş m akşa ki önce ho rından Carmin nu İsPortekiz’in geleneksel ezgilerinin ruhu albüSon tanbullu müzikseverlerle paylaştı. akaps esi turn ya mü “Alma”nın (Ruh) dün ik klas , inho Carm yan mında İstanbul’a uğra bir r, gita ekiz Port bir ak uyar Fado geleneğine özklasik gitar ve bas gitar eşliğinde aşk ve ısılem yüklü şarkılarını seslendirdi. Bir şark lan ayrı zca ansı zam nı da geçen yıl aramızdan an aday ya lu’ Soy iç Mer İş Sanat yönetmeni ka bıra nu rofo mik ı ısın şark Carminho, son ıcısı rak çıplak sesle söyledi. Ünlü Fado şark ’nun Teresa Siqueira’nın kızı olan Carminho ’de ekiz Port i mler “Fado” ve “Alma” adlı albü ıştı. 50 binden fazla satm n Kültür Servi si Tiyatro ve dizi oyuncusu, seslen dirme sanatçısı Os man Gidişoğlu yaşamını yitirdi. 1945 yılında Manisa’da doğan Gidişoğlu sahne ile ilk Manisa Halkevi’nde tanıştı. 1965’te Ankara Devlet Konservatuarı’ndaki eğitiminin ardından, Muammer Karaca Tiyatrosu ve birçok tiyatroda görev aldı. Osman Gidişoğlu son olarak “Çocuklar Duymasın” isimli dizide oynuyordu. Gidişoğlu yaşamını yitirdi Kürt sineması Film Arası’nda n Kültür Servisi Film Arası sinema dergisi, altı ayda bir yayımladığı özel sayılarının mart sayısında Kürt sinemasını masaya yatıracak. Özel sayıda Halil Ergün, Füsun Demirel, Genco Erkal, Reis Çelik, Ayça Damgacı, Hüseyin Karabey, Kazım Öz, Mizgin Müjde Aslan ve Zeynel Doğan Kürt sinemasına dair görüş ve eleştirilerini paylaşacak. 31 ilde ‘Benim Çocuğum’ n Kültür Servisi Can Candan’ın “Benim Çocuğum” filmi bugün !f Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali kapsamında, 31 şehirde aynı anda gösterilecek. Türkiye’nin 26 şehrinin yanı sıra Lefkoşa, Gümrü, Erivan, Ramallah, Kudüs’de de gösterilecek film, Türkiye saati ile 13.00’te başlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle