14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 EĞİTİME 4+4+4 TIRPANI Değişen sistemin hedeflerinden birinin itaat eden bireyler yetiştirmek olduğu belirtildi ‘Bilimden uzaklaşılacak’ ? Yeni sistemde en çok tartışılan konular arasında eğitim yaşının düşürülmesiyle birlikte dini içerikli dersler bulunuyor. Uzmanlar,”MEB ‘çocuklar önce inansın sonra Allah izin verirse öğrenir’ mantığı içinde. Önce inanan insan, yani itaat eden insan yetiştiriyorlar. Bilgi arkasından geliyor” ifadelerini kullandı. EB, mecburi olarak okula başlaması gereken 6672 ay yaş grubu çocukların okula bir yıl geç başlaması için “devlet, eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversite hastanelerindeki çocuk sağlığı ve hastalığı uzmanı ile çocuk psikiyatrisi uzmanlarından, çocuğun ‘bedenen ve zihnen gelişmediği, okula uyum sağlayamayacağı’ tıbbi tanılı bir rapor almasını” şart koştu. Ardından bakanlık, 6072 aylık çocukların okula başlaması için yeterli olan gelişim özelliklerini açıkladı. Aranan şartlar arasında “Nedensonuç ilişkisi kurup, ip atlayabilmesi, sohbete katılabilmesi, haftanın günlerini sayabilmesi, topu yerde 56 kere sektirebilmesi, topu tek elle omuz üstünden atabilmesi ve tek ayak üzerinde de 10 saniye durabilmesi”nin de bulunması dikkat çekti. Bakanlığın 6672 aylık çocuklar için rapor şartını belirlemesi, çocuğunun okula hazır olmadığını düşünen ailelerin hastanelerde rapor kuyrukları oluşturmasına yol açtı. Eski sınıf öğretmeni Ali T., 68 aylık kızına rapor alamadı. Geçen yıl küçük olduğu gerekçesiyle ana sınıfına kaydettiremedikleri çocuklarının bu yıl ilkokula otomatik olarak kaydolduğunu aktaran Ali T, “Yenimahalle Devlet Hastanesi’ne gittim. Çocuk hastalıkları doktoruna, ‘Okulöncesi eğitim almayan kızımın ilkokula başlaması mümkün değil, onu okulöncesi ana sınıfına kaydettirmek istiyorum. Ama yapamazsam cezasını göze alır okula göndermem ya da siyasi görüşüme ters de olsa özel okula göndermeyi düşünebilirim. Özel okullarda da aynı sıkıntılar var ama hiç değilse sınıflar kalabalık olmayacak. Devlet okullarının gidişatını bilmiyorum” ifadelerini kullandı. Atatürk ilkelerini siliyorlar SİNAN TARTANOĞLU Önce inanç Yeni sistemin hakkında en çok tartışma yürütülen diğer bir konusu ise dini içerikli dersler oldu. Yasa ile ortaokullara seçmeli olmak koşulu ile Kuranıkerim, Hz. Peygamber’in Hayatı, Temel Dini Bilgiler gibi dersler eklendi. Ortaokul öğrencileri bu derslerin yanında seçmeli olarak Arapça, zorunlu olarak ise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri alabilecek. Bu durumda ortaokul öğrencileri, haftada 10 saat dini içerikli derse girebilecek. Kız öğrenciler sadece bu derslere türbanla girebilecek. MEB Talim ve Terbiye Kurulu’nun kararı ile ortaokul öğrencilerine Kuranıkerim dersinde “takva, itaat, zikir gibi kavramların anlatılması” da eklendi. İlahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz, temel öğretim kurumlarında seçmeli de olsa verilmeye başlanan dini içerikli derslerde söz konusu kavramların anlatılması ile ilgili olarak “Pedogojik açıdan yanlış. Laik bir devlette hem laikliğe hem de sade Müslümanlığa zarar verir. Çocuklar dini sağlıklı, ideolojiden ve siyasetten uzak öğrenmeden, doğrudan inanmaya başlayacaklar. MEB ‘çocuklar önce inansın sonra Allah izin verirse öğrenir’ mantığı içinde. Önce inanan insan, yani itaat eden insan yetiştiriyorlar. Bilgi arkasından geliyor. İtaat eden, sadece dinleyen, verileri ezberleyen nesildir. Çocukların, tartışmaya, felsefeye, günümüzün çağdaş problemlerini çözümlemeye ihtiyacı kalmayacak. Çünkü inanmış ve itaat etmiş olacak” değerlendirmesini yaptı. M Ayrımcılık ilkokulda başlayacak eğitime göndermem için rapor almam gerekiyor’ dedim. Doktor sadece çocuğun boy ve kilosunu ölçebileceğini, diğer işlemleri çocuk psikiyatristinin yapması gerektiğini söyledi” dedi. Prof. Dr. Filiz, Kuranıkerim dersinde Kuran’ın farklı meallerinin de en azından yardımcı ders kitabı olarak okutulacağına işaret ederek “Bu da son derece yanlış. Kuran’daki kavramlar, olaylar, söylenmek istenenler, o yaştaki çocuğa okutulduğu zaman çocuklar arasında gerginlik yaşanabilir. Ayrımcılık ilkokulda başlamış olur. Kuran’da ‘Kâfirleri gördüğünüz yerde öldürün’ diyor. Çocuk okuyacak. Öğretmene ‘kâfir kim’ diye soracak. Öğretmen de çocuk anlasın diye ‘Namaz kılmayan, oruç tutmayan kâfirdir’ diyecek. Çocuk arkadaşının annesinin namaz kılmadığını görecek” diye konuştu. MEB’den uyarı Ali T, MEB’in okula başlamak için belirlediği ölçütlerin psikiyatrist tarafından test edildiğini belirterek, “Doktor kızıma, ‘5 tane küpü üst üste koy, çizgi üzerinde yürü, tek ayağını kaldır, 10’a kadar say, deniz deyince, anne deyince, masa deyince aklına ne geliyor’ sorularını sordu” dedi. Kendisinin de sınıf öğretmenliği yaptığını “Bu testlerin okula başlayabilme ile okuma yazma öğrenebilme, kalem tutabilme ile ilgisinin olmadığını” doktora söylediğini aktaran Ali T, doktorun kendisine “Benim yapabileceğim bir şey yok. Kural böyle, 68 aysa okula gidecek” dediğini söyledi. Ali T, “Öğrendiğim kadarıyla MEB, Sağlık Bakanlığı aracılığı ile hastaneleri fazla rapor verilmemesi yönünde uyarmış” dedi. İki doktorun da rapor vermediğini belirten Ali T, “Psikiyatristten çıkarken sırada bekleyen bir veli, çocuğunu doktorun sorduklarına yanlış yanıt vermesi için tembihliyordu” diye konuştu. Kalan 1 hafta içinde başka hastaneden rapor almaya çalışacağını söyleyen Ali T, “Ben çocuğumu ‘Okula hazır değil’ 5.5 yaşındaki oğlu Caner’i okula yollamama kararı alan annesi Betül Solmaz, Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde “Bedensel ve zihinsel gelişimi okula başlamaya uygun değildir” yazılı bir rapor aldı. Caner, bu rapor sayesinde önümüzdeki öğretim yılında 1. sınıfa başlamak yerine okulöncesi eğitim alabilecek. Solmaz, oğlu Caner’in bugüne kadar hiç okulöncesi eğitim almaması nedeniyle rapor almaya mecbur kaldığını belirterek, şunları söyledi: “Benim oğlum geri zekâlı değil ama okula başlamaya da hazır değil. Okul fobisi gelişir diye korktum. Umarım, bu rapor ileriki yaşlarda önüne çıkmaz, onu damgalamaz. Doğru mu yaptım, yanlış mı, bilemiyorum. Bizi bu zor duruma düşürmemeleri gerekirdi.” Kararsız kaldılar Kızı Simge’yi okula göndermemek için hastane hastane dolaşan Melike Yalacık ise henüz rapor alamayan velilerden. Tatile gittiği kentlerdeki devlet hastanelerine bile giden Yalacık’a, çocuk doktorları rapor vermemiş. Yalacık, hiç istemese de rapor alabilmek için çocuğunu bir devlet hastanesinin çocuk psikiyatrisi bölümüne götürmek zorunda. Bu arada otomatik kayıt olduğu okulun müdür yardımcısı ile de görüşen Yalacık, “Müdür yardımcısı, ‘Rapor da alsan okul açılınca çocuğu bir getir, görelim’ dedi. Psikiyatri bölümünde rapor verilirse çocuğum nasıl etkilenecek? Belki hiçbir soruyu yanıtlamayacak ve zekâsı geri diye yazacak raporda. Bunları düşünmekten uyku uyuyamıyorum” dedi. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 4+4+4 sürecinde Türk milli eğitiminin temel amaçları arasında yer alan “Atatürk inkılap ve ilkelerine bağlı nesiller yetiştirmek” hedefini eğitim mevzuatından yavaş yavaş sildi. Atatürk’ün eğitimden tırpanlanmasından sonra sıra anayasada. MEB, 4+4+4 yasasının hazırlık aşamalarında, yürürlüğe girmesinden önce ve sonra çok sayıda mevzuat değişikliği yaptı. “Atatürk ilkeleri doğrultusunda yurttaşlar yetiştirmek” amacı, önce teşkilat yasasından, sonra da kurum yönetmeliklerinden birer birer çıkarıldı. Milli eğitimin söz konusu temel amacı, TBMM komisyonlarında tartışılan anayasa metinlerinde de yer almıyor. İşte “mevzuat sadeleştirmek” gerekçesiyle yapılan “temizliğin” basamakları… Önce teşkilat: Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, koltuğa oturmasından neredeyse 1 ay sonra bakanlığın yapısını sil baştan düzenlediği kanun hükmünde kararname ile teşkilat yasasını değiştirdi. Kararnamenin yürürlüğe girmesi ile “Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı yurttaşlar yetiştirmek” ifadeleri MEB Teşkilat Yasası’ndan çıkarılmış oldu. Sonra yönetmelikler: Daha sonra bu temel amaç, Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği ve Okul Aile Birliği Yönetmeliği’nden bile çıkarıldı. Yürürlükteki yönetmelikte yer alan “Öğrenciler, Atatürk ilke ve inkılaplarını benimsemiş olarak yetiştirilir” ifadesinin, taslak yönetmelikte “Okullar işlevlerini; Türk milli eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda yerine getirir” şekline dönüştüğü gözlendi. Sırada anayasa: MEB yetkilileri, yönetmeliklerden ve teşkilat yasasından “Atatürk ilkeleri doğrultusunda eğitim” amacının çıkarılması karşısındaki eleştirilere, söz konusu ilkenin “Anayasada ve temel yasada varlığını koruduğu, mevzuatın sadeleştirilmesi gerektiği” yanıtını vermişti. Ancak 1982 Anayasası’nın değiştirilmesi için kurulan TBMM Uzlaşma Komisyonu’na AKP tarafından sunulan taslak anayasa metninin eğitime ilişkin bölümünde de Atatürk ilkeleri yer almadı. En son temel yasa: Anayasadaki maddenin değiştirilmesiyle Atatürk ilkelerinin, sadeleştirme çalışmalarında mevzuattan silinmesinin dayanak noktası olarak gösterilen Milli Eğitim Temel Yasası’nın “Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; yurttaşlar olarak yetiştirmek” ifadelerini içeren birinci maddesinin de anlamı kalmıyor. mi Taksim’de oturma eyle , öğren üyeleri İstanbul Haber Servisi Halkevleri +4 eğitim sistemici ve velilerle birlikte kesintili 4+4 sim Meydanı’nda ne karşı bugün saat 17.00’de Tak gerici eğitim sisteoturma eylemi yapacak. Herkesi l Halkevi Başmine karşı çıkmaya çağıran İstanbu eyelim, hayetinm kanı Özge Ozan,“Endişe etmekle sayıda meslek rekete geçelim” dedi. Eyleme çok destek verecek. örgütü ve sivil toplum örgütü de Rapor sıkıntısı Beykoz’da, 5.5 yaşındaki çocuklarını okula yollamak istemeyen veliler, rapor sıkıntısı yaşıyor. Beykoz Eğitime Destek Derneği Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Gülay Demirel, “İlçemizde üniversite hastanesi bulunmadığı gibi mevcut bulunan Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde bu raporu verebilecek uzman hekimler bulunmadığından vatandaşlar başka ilçelerdeki hastanelere başvurmak zorunda kalmaktadır. Bu hastanelerin yoğunluğundan dolayı uzun bir süreye randevu verilmekte ki; bu süre kayıt süresini aşmaktadır” dedi. Demirel, çocuğu okula gönderip göndermeme yetkisinin hekimlerden alınarak, ailelere devredecek ya da okullarda veya Rehberlik Araştırma Merkezleri’nde eğitimcilerin de dahil olduğu komisyonlara devredilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmasını önerdi. Yeni sistemin getirdiği olumsuzluklar eğitimcileri de mutsuz etti Kazanılmış haklarını yitirebilirler Eski EğitimSen Genel Başkanı Alaattin Dinçer, yeni sisteme göre okulların şu anki durumunun bir analizini yaptı. Okulların fiziki ortamlarının 5 ve 5.5 yaş çocuklarına uygun olmadığını vurgulayan Dinçer’in çalışmasına göre, ikili eğitim yapan okulların ders giriş ve çıkış saatleri belirsiz. Özellikle 5. sınıfların sabahçı olması ve günde 67 saat ders yapacak olmaları bu belirsizliği artırıyor. Okulların yeni sistemle ortaya çıkan yeni ihtiyaçlarını karşılayacak bütçeleri yok. Bu konuda bütün umut, velilerden gelecek katkı paylarına bağlanmış durumda! Yeni sistemde öngörülen seçmeli derslerde gerçekleştiriBİTTİ lecek etkinliklerin alanları yeterli değil, var olanların ise bakım ve onarımı gerekiyor. Veliler tedirgin Dinçer, çocuğunu okula kaydettirmek istemeyen velilerin önce rapor almak için hastane kapılarında, sonrasında mahkeme kapılarında sürünmenin kaygısını taşıdıklarını vurguladı. Yönetmelik tepkisine polis kelepçesi CAN HACIOĞLU Öğretmenler isyanda Getirilen bu sistemle başta 5. sınıfları okutan öğretmenler olmak üzere diğer öğretmenlerin bir bölümü norm kadro fazlası duruma düşmenin tedirginliği içindeler. Yeni sistem aynı zamanda on binlerce norm fazlası duruma düşmüş öğretmeni ek ders ücret alamamakla karşı karşıya bırakabilir. Öğretmenlerin, haklarındaki kazanımların sürekli budanması tepkileri artırıyor. Kaos okulöncesi eğitimi de vurdu Eğitim Reformu Girişimi’nce yapılan açıklamada, “4+4+4 sürecinde zorunlu hale getirilmemesi büyük bir hayal kırıklığı yaratan okulöncesi eğitimde de karışıklık yaşanıyor. Okulöncesi eğitim kurumları için net kayıt ve gruplandırma politikasının belirlenememiş olmasının yanı sıra, özellikle büyük kentlerde anasınıflarına el konularak 1. sınıf haline getirilmesi durumunda okulöncesi eğitime katılım oranlarında önemli bir gerileme söz konusu olabilir” denildi. Açıklamada, MEB’in net politikalar belirleyememiş olmasının ve politikalar arasında eşgüdümsüzlüğün, sürecin daha da zorlaşacağının sinyallerini verdiği belirtildi. ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi’nin hazırlık sınıfında okuyan 31 öğrencinin önceki gün yönetmelik değişikliğini protesto ettikleri için gözaltına alınmasının ardından dün de “üniversiteye hoş geldin” standı açan öğrenci ve sendikacılarında aralarında bulunduğu 44 kişi gözaltına alındı. Geçen yıl yönetmelik değiştirilerek hazırlık sınıfı öğrencilerine sınavları geçemezlerse sınıf tekrarı zorunluluğu getirilmişti. Öğrenciler, sınavların ağır olduğunu belirterek, uygulamanın kaldırılması için bir süredir eylem yapıyordu. Pazar akşamı 31 öğrencinin gözaltına alınmasının ardından önceki gün öğrenciler rektörlüğe yürümüştü. Öğrenciler, dün de yeni kayıt yapanlara yardım için stant açmak istediler. Öğrenciler stantları kaldırmayınca polis çağrıldı. Polis, oturma eylemine başlayan aralarında Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı ve bazı EğitimSen yöneticilerinin de bulunduğu 44 kişiyi gözaltına aldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle