14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2012 PAZARTESİ 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop PB Samsun PB Trabzon Y Giresun Y B Ankara 29 33 31 30 34 36 37 25 25 26 25 25 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B PB Y Y Y 32 28 28 37 37 35 35 37 31 32 26 25 22 Oslo B Helsinki Y Stockholm B Londra PB AmsterdamY Brüksel Y Paris PB Bonn PB Münih Y Berlin PB BudapeştePB Madrid B Viyana PB HABERLER 19 18 20 23 21 21 22 22 23 22 33 30 26 Belgrad PB 30 Sofya A 30 Roma Y 24 Atina A 31 Zürih Y 19 Moskova PB 19 Aşkabat B 33 Taşkent A 34 Baku PB 24 Bişkek Y 33 Tiflis Y 27 Kahire B 35 Şam A 36 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun doğusu, Doğu Karadeniz ile Ordu, Giresun, Erzurum, Muş ve Bitlis çevrelerinin yağmur ve sağanak, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının kuzey, iç ve doğu kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Eylül CHP’li Toprak, okullarda Kuranıkerim ve peygamberin hayatı derslerinin okutulmasını eleştirdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Muhafazakâr baskı artar’ MAHMUT LICALI ANKARA CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak, AKP’nin uyguladığı politikaların özellikle Anadolu kentlerinde “ikiyüzlü muhafazakârlar yarattığına” işaret ederek muhafazakâr gibi davranma eğiliminin farklı olan tüm toplum kesimlerinde örneklerinin olduğunu ifade etti. Toprak, 4+4+4 eğitim sistemiyle Kuranıkerim ve peygamberin hayatı derslerine çocuklarını göndermeyen ailelerin de “muhafazakârlaşmanın baskısı altında olacağına” dikkat çekti. Türkiye’de yaşanan muhafazakârlaşmanın sonuçlarını ortaya koyduğu araştırmalar yapan CHP İstanbul Milletvekili ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Toprak, AKP iktidarında özellikle Anadolu’da kadın ve erkeklerin sosyal yaşamda birbirlerinden farklı mekânlara itildiğini belirtti. Kadınlar ve erkekler için ayrı toplanma alanları ve hatta ayrı asansörler BAKANLIK ÖNÜNDE PROTESTO ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi üyesi bir grup, Milli Eğitim Bakanlığı önünde 4+4+4 eğitim sistemini protesto etti. Çocuklarıyla Yüksel Caddesi’nde toplanarak, “Çocuk işçi, çocuk gelin istemiyoruz”, “İlkokul için çok erken”, “Anasınıfı istiyoruz” yazılı dövizler taşıyan protestocular, sloganlar eşliğinde MEB önüne yürüdü. Grup adına basın açıklamasını okuyan Füsun Culfa, yasanın çocukların bedensel, ruhsal ve psikolojik gelişimi göz ardı edilerek, bilim insanlarının, halkın ve eğitimcilerin muhalefetine karşın Meclis’ten geçirildiğini söyledi. yapıldığını kaydeden Toprak, “Artık düğünlere bile eşli davet verilmiyor. Bir kentte kamuya ait öğretmenevi gibi alanlarda kadın ve erkeklerin bir arada olduğu sosyal toplantılar yapılırken artık bundan vazgeçildi. Kadın ve erkek konusunda muhafazakâr bir hava hâkim” diye konuştu. Anadolu kentlerinde insanların muhafazakâr gözükmek için “başkası gibi davrandığını” ve ikiyüzlü yollara başvurduğunu ifade eden Toprak, “Örneğin bir esnaf cumaya gitmezken, kepenk kapatıp dükkânın arkasında saklanabiliyor. Ramazanda oruç tutmadığı halde oruç tutuyor num arası yapan insanlar da var. Bu başkası gibi davranma eğilimi, İslami kesimin dışında kalan farklı olan herkesi kapsıyor” dedi. AKP’nin politikalarıyla Türkiye’de “ikiyüzlü muhafazakârlar yaratıldığını” kaydeden Toprak, Anadolu kentlerinde muhafazakâr görünmeyen kişilerin oruç tutmadığı için dövüldüğünü, saçını uzatıp küpe takan gençlerin dışlandığını kaydetti. Anadolu kentlerinde eskiden var olan sosyal yaşamın son yıllarda tamamen bittiğini dile getiren Toprak, ailelerin hafta sonları bir araya geldiği içkili lokantaların kent dışına çıkarıldığını belirtti. Toprak, özellikle küçük kentlerde muhafazakâr baskı yüzünden insanların arabalarıyla kent dışına giderek yol kenarında içki içmeye başladığını anlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da açık açık “Ben dindar nesil yetiştireceğim” dediğini anımsatan Toprak, insanların dindar olmasına karşı olmadıklarını ve dinin her toplumda çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Türkiye’de türban takmayan ve denize mayoyla giren, buna karşın 30 gün boyunca oruç tutan ve namaz kılan milyonlarca kadın olduğunu kaydeden Toprak, AKP’nin politikaları nedeniyle muhafazakâr görünmeye zorlanmaya karşı olduklarını ifade etti. Toprak, şunları dile getirdi: “4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte seçmeli ders olarak Kuranıkerim ve peygamberin hayatı geldi. Bu dersler okullarda seçmeli ders olarak anlatılabilir, ama seçmeli ders havuzu olması, bu derslerin de bu havuzda yer alması gerekir. Hiçbir dersin ismi yasada yazılı değil, bu dersler ise yasaya yazıldı. Dünyanın hiçbir yerinde hangi derslerin okutulacağı yasada yer almaz. 8 yıllık kesintisiz eğitimin başarısı herkes tarafından kabul edildi. Sırf imam hatipler ve bu dersler için eğitim sistemiyle oynandı.” Küçük kentlerde çocuklarının bu dersleri okumasını istemeyen ailelerin çok zor durumda kalacaklarını, kendilerine zındık gözüyle bakılacağını kaydeden Toprak, Türkiye’de çocuğunun din eğitimi alması için Kuran kursları ve imam hatip liseleri bulunduğunu kaydetti. Toprak, her okulda seçmeli ders olarak açılacak Kuranıkerim ve peygamberin hayatı derslerinin aileler üzerinde baskı yaratacağını ifade etti. AKP’li Kuzu 10 Eylül’de açıklanacak Fotoğraf: UĞUR DEMİR 3 bin din öğretmeni atanacak SİNAN TARTANOĞLU ‘BDP’liler Uras’ı ölümle tehdit etti’ KAYSERİ (Cumhuriyet) Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Terör örgütünden bir farkı yok” şeklinde nitelendirdiği BDP’nin, Ufuk Uras’ı ölümle tehdit ettiğini iddia etti. Kayseri’de gerçekleştirdiği bir ziyarette BDP’yi eleştiren Kuzu, “BDP’nin terör örgütünden farkı yok. BDP bir suç makinasıdır. Adamlar dağdaki teröristlerle kucaklaşıyor, git bir de askerimizle kucaklaş ki sizin ne olduğunuzu anlayalım” diye konuştu. BDP milletvekillerinin sayısı 19 iken Ufuk Uras’ın partiye katılarak grup kurmalarını sağladığını kaydeden Kuzu, “Sonuçta Ufuk Uras’ı aradım ‘birinci oylamaya geldin esas olan ikinci oylama gel’ dedim. Oylama saati geldi. Ufuk Uras ortada yok. Zorla buldum. Bana ‘Beni ölümle tehdit ediyorlar oylamaya gitmemem için, gelemiyorum üzgünüm hocam’ dedi. İşte bunlar böyle bir parti” dedi. ANKARA Ortaokul müfredatına seçmeli Kuranıkerim, peygamberin hayatı ve temel dini bilgiler derslerini ekleyen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 40 bin atamanın yapılacağı 10 Eylül’de bu dersler için 2 bin 975 din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni atayacak. Aday öğretmenlerin başvuruları yarın başlayacak, 9 Eylül’de sona erecek, sonuçlar 10 Eylül’de açıklanacak. MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü, 10 Eylül’de gerçekleştirilecek 40 bin 164 öğretmen ataması ile ilgili olarak Öğretmenliğe Başvuru ve Atama Kılavuzu’nu yayımladı. 4+4+4 eğitim sistemi, hangi alana kaç öğretmen atanacağını da belirlerdi. 4+4+4 sistemi ile ortaokul ve lise müfredatına seçmeli olarak eklenen Kuranıkerim, peygamberin hayatı ve temel dini bilgiler derslerini din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri anlatacak. MEB, bu yüzden 2 bin 975 öğretmeni bu alana atayacak. 4+4+4 yasası kabul edilmeden önce, Şubat 2012’de 783 din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni ataması yapılmıştı. Haziran 2011’de ise söz konusu alan için 1668 öğretmen ataması yapılmıştı. Yapacağı atamalarda din kültürü ve ahlak bilgisi alanının kontenjanını artıran bakanlık, inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi öğretmenlerinin de aralarında bulunduğu tarih alanına sadece 376 öğretmen ataması yapacak. ‘Öğrenciye ‘sus’ payı’ İstanbul Haber Servisi Üniversite harçları kaldırılırken ikinci öğretimde okuyan öğrencilerin kapsam dışında tutulması Öğrenci Kolektifleri, akademisyenler ve öğrenci velileri tarafından Beşiktaş İskele Meydanı’nda protesto edildi. Beşiktaş Meydanı’nda biraraya gelen öğrenci kolektifleri, akademisyenler ve öğrenci velilerinden oluşan kalabalık bir grup Beşiktaş sahiline kadar yürüdü. Öğrenci, akademisyenler ve öğrenci velileri yürüyüş sırasında “Eğitim haktır satılamaz”,“Harçlar 1 lira, her akşam makarna” sloganları attılar. Burada öğrenciler adına açıklamayı okuyan Utku Çaybaş,“Türkiye’nin her yerinde AKP’nin parasız eğitim yalanının hesabı sorulacaktır. Üniversiteler gerçekten parasız olunca dek mücadelemiz sürecektir” dedi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Eş Başkanı Esen Arslandoğan da “AKP 10 yıldır yaptığı sadakayı biraz daha genişleterek öğrencinin harçlarını bu senelik bakanlar kurulu kararı ile kaldırmıştır. Harçların tamamen kaldırılması için yasa gerekli. O yüzden kimse harçların kaldırıldoığından söz edemez. Öğrencilere verilen sus payıdır” diye konuştu. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Karlı ise 1. öğretimde kaldırılan harçların ufak bir adım olsada öğrencilerin kararlı muhalefeti sonucu elde edildiğini söyledi. AKP öğrencilere harç paralarının kaldırılmasını bir lütuf gibi sunduğunu belirten Karlı, “Sizin hak mücadelenizi küçümsemek ve anlamsızlaştırmak istiyorlar. Ama bu talep gündemde kalsın diye çok öğrencinin canı yandı. Son 2 senede 10 bin öğrenci hakkında disiplin soruşturmaları açıldı. Muhalif hareketelere dahil olduğu için yüzleerce öğrenci tutuklandı. Buradan tutuklu öğrencilere de selam gönderiyorum” dedi. Öğrenci velisi Hamide Arvazlı da “Bir gecede kendileri için yasa çıkaranlar bu çocuklar içinde yasa çıkarabilirler. İkinci öğretimde okuyan çocukların hepsi dar gelirli aile çocukları bunu unutmasınlar” diye konuştu. Norm kadro esnekliği PKK’liler sınır kapısını kapattı Dış Haberler Servisi Sınır kentler olan, Almanya’nın Kehl kenti ile Fransa’nın Strasbourg kentini birleştiren Ren Nehri üzerindeki Avrupa Köprüsü’nde dün 100’e yakın terör örgütü PKK sempatizanı, eylem yapıp sınırdaki trafiği felç etti. Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalan lehine slogan atan örgüt sempatizanları, Öcalan’ın posterlerini taşıdı. Almanya’nın Kehl sınır kapısında oturma eylemi yapan grup, yolu trafiğe kapattı. Uzun süre oturma eylemi yapan grup, daha sonra polisin uyarısıyla dağıldı. iktidarının ilk yılları geçti. Hani o, bütün değişikliklerin başına “AB yasası” tanımının konduğu, tam üyelik için geri sayım takvimlerinin yapıldığı, tam üyelik şerefine havai fişeklerin atıldığı, sürece ilişkin en küçük soru işareti ortaya koyanların çağ dışı ilan edildiği günler... Sürecin tam göbeğinde yaşayan kişiler olarak bizler gidişi sağlıklı okumaya çalışıyor, gerçekçi bulmuyorduk. İktidar, gücünü sağlamlaştırmak, kendisine muhalefet etme olasılığı olan bütün kesimleri etkisizleştirmek, hatta yok etmek için attığı her adımın başına ve sonuna şu cümleyi koyuyordu: “AB böyle istiyor.” Tıpkı bugünkü yargı paketleri gibi o dönemde de AB paketleri vardı. Bugünkü yargı paketleri ne işe yarıyorsa iktidarın ilk yıllarındaki AB paketleri de o işe yarıyordu. Hedef olarak söylenenle içerik olarak yapılan birbirine uymuyordu. ??? O günlerdeki anketler şunu söylüyordu: “Türk halkının yüzde 70’i yakın gelecekte AB’ye tam üye olacağımızı düşünüyor ve bu sürece inanıyor...” Bunun çok geçmeden tam tersine döneceğini öngörmek için ne usta bir gazeteci olmaya gerek vardı ne de deneyimli bir diplomat. AB’nin kendi içindeki tartışmaları ve hükümetin çizdiği gerçek rotayı biraz gözlemlemek yeterliydi. Bu çelişkiyi anımsatıp sıklıkla vurguladığımız cümlelerden biri şuydu: Aman, AB’ye girelim derken birbirimize girmeyelim! Neden bu saptamayı sık kullanmak zorunda kalıyorduk? Çünkü hükümet, başta dikkat çektiğimiz, kendi hedefleri doğrultusunda, “AB ambalajlı” yasalar çıkarırken; ortak paydaları zayıflatacakmış, eğitim sistemini erozyona uğratacakmış, iç barışı zedeleyecekmiş, umurunda değildi. Bugün geldiğimiz noktayı, gündemin ilk sıralarını işgal eden konuları sütuna yatırdığımızda, temel mantığın hiç değişmediğini görüyoruz. Aradaki fark şu: O günlerde “AB süreci” çok önemli bir kaldıraçtı. Belli kesimler üzerinde inandırıcılığı vardı. AB kurumlarının kimi temsilcileri AKP’ye en reformcu hükümet adını takmıştı. Geçmişte tüketilen inandırıcılık kredilerinin ardından, hükümet bugün gerçekten doğru bir adım atmış dahi olsa, kafalardaki “acaba” sorusu gitmiyor. Türkiye’yi AB’ye taşıma iddiasıyla yola çıkan hükümet, bugün Ortadoğu karmaşasının en aktif rollerini kapma sevdasında. Öyle ki, kimi adımlar karşısında Batı’dan, “O kadar da değil” uyarıları geliyor. Hükümetin ilk yıllardaki AB seferlerini gerçekçi bulmayanların, yanlış olduğunu söyleyenlerin farklı farklı gerekçeleri vardı. Bu sütunlarda şunu savunduk: Türkiye, yönü uygarlığa dönük bir ülke olmalı. Bu, ille coğrafi olarak bir bölgeye bağımlı olmayı gerektirmez. Hükümetin yön tayini yok. Ortadoğu’ya doğru sürüklenen bir geminin güvertesinde Batı’ya doğru koşan biri gibiyiz! Bugün aklımıza ne yazık ki, daha kötü tarifler geliyor. İktidar dönüp dolaşıp ancak şunu söyleyebiliyor: “Ben yıpranırsam, istikrar da yıpranır, ona göre! Tükiye’yi benden daha iyi yönetecek kimse yok, ona göre!” Bu, bir iktidar grubunun koca ülkeyi esir almasından başka bir şey değildir. ??? Bir koşucu, belli bir mesafeyi belli bir zaman diliminde tamamlama hedefiyle tempo tutar. Aslında ülkeler de böyledir. Ülkenin büyük bir diliminin benimsediği bir hedef o devleti hem diri tutar hem çağa ayak uydurmasını sağlar. İktidarın 10. yılında elinde tek hedef kaldı: Bugüne kadar yapılanları bozmak, yerine kendi istediğini koymak. Uysa da uymasa da! Son olarak eğitim sisteminde yaptığı bundan başka ne? Öyle ki, bir metro açılışı bile geçmişle hesaplaşmak için kullanılıyor. Siyasette en aldatıcı durum, bir iktidarın, “alternatifim yok” inancına kapılmasıdır. Bu, gözleri kör eden bir inançtır. O yüzden kendinizden başka kimseyi göremezsiniz. Bugünkü iktidar gibi... İlkokulun 4 yılla sınırlandırılması ile on binlerce sınıf öğretmeninin norm kadro fazlası olarak açıkta kalacağı sendikalar tarafından dile getirilmişti. Bu yüzden Şubat ayında 4 bin 931 sınıf öğretmeni ataması yapan MEB, 10 Eylül’de sadece 341 sınıf öğretmeni ataması yapacak. Ancak bakanlık, sınıf öğretmenlerine başka alanlara geçme olanağı tanıyacak. Bunun için de başvurular, 1013 Eylül 2012 tarihleri arasında alınacak, atamalar 14 Eylül 2012 tarihinde yapılacak. Atananlar, yeni görevlerine 17 Eylül 2012 tarihinden itibaren başlayacak. 10 Eylül’de ataması yapılacak 341 sınıf öğretmeni 11 Eylül’de ilkokul birinci sınıflar için başlatılacak uyum eğitimine yetişemeyecek. İşçi eyleminde polis şiddeti 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde işten çıkarılan ve çoğu kadın olan Roseteks işçilerinin eylemine polis biber gazı ve copla müdahale etti. Olaylarda, İstanbul Barosu bünyesindeki, kamuoyunda “İmdat Polis” hattı olarak bilinen “İşkence ve Kötü Muamele ile Mücadele Kurulu” üyesi avukat Taylan Tanay ile Şükriye Erden’in polisin şiddetine maruz kaldığı, Erden’in elinin kırıldığı, 3 hafta iş göremez raporu aldığı, iki işçinin de hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Siverek’te çatışma ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’da ViranşehirCeylanpınar karayolunda dün akşam saatlerinde yol kontrolü yapan polis ve jandarma ekipleri bir araca dur ihtarında bulundu. Dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalışan otomobilde bulunan terör örgütü üyeleri, uzun namlulu silahlarla güvenlik güçlerine ateş açtı. Güvenlik güçlerinin saldırıya anında karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Açılan ilk ateş sırasında 2 polis memuru ve 1 asker yaralanırken araçta bulunan 5 PKK’liden biri öldürüldü, biri yaralı, 3’ü ise sağ olarak yakalandı. Olayın ardından ambulanslarla Viranşehir Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralı polislerden 1’i, ilk müdahalenin ardından Şanlıurfa’ya sevk edildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle