14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2012 PAZARTESİ 4 HABERLER Jandarmanın sıkı koruduğu Hatay’daki kamp, Suriyeli isyancıların yönetildiği karargâh niteliğinde Apaydın talimat merkezi AKIN BODUR İSKENDERUN “Özgür Suriye Ordusu”nun karargâh olarak kullandığı bilinen Antakya’nın Apaydın köyündeki Suriye ordusundan kaçan subay ve askerlerin bulunduğu Apaydın çadır kentinde 458 subay ve astsubay bulunuyor. CHP milletvekilleri ile gazetecilerin alınmadığı Apaydın çadır kentinde kalan askerlerin 386’sının subay, 72’sinin astsubay olduğu, ayrıca 525 asker ile 28 polisin de kaldığı öğrenildi. Apaydın çadır kentinde kalan eski subayların birinin tümgeneral, 32’sinin tuğgeneral, 82’sinin albay ve 59’unun da yarbay rütbesini taşıdığı belirtildi. Kampta askeri eğitimin verilmediğini ileri süren yetkililer, “Kampta kalan subay ve askerler zaman zaman Suriye’ye savaşmak üzere gidip, ? “Özgür Suriye Ordusu”nun karargâh olarak kullandığı bilinen Apaydın’da, Suriye ordusundan kaçarak saf değiştiren 458 subay bulunuyor. Bunlar arasında 1 tümgeneral, 32 tuğgeneral, 82 albay ve 59 yarbay bulunuyor. Kampta 458 rütbeli askerin 386’sı subay, 72’si de astsubay. geri geliyor. Suriye’ye savaşmaya giden subaylar arasında iki general de yer aldı” dedi. Kampta kalan subayların daha önce Esad karşıtı Hür Subaylar Ordusu ve Özgür Suriye Ordusu taraftarı iken buna yeni bir oluşumun daha eklendiğini anlatan kaynaklar, hepsinin komutasının halen Albay Riyad El Assad liderliğinde yürütüldüğünü, yardımcılığını ise Albay Malek Kurdi’nin yaptığını belirtti. Jandarma tarafından çok sıkı korunan Apaydın çadır kentine birçok kişinin rahatlıkla girebildiği ve karargâh kampın “talimat merkezi” olarak kullanıldığı öğrenildi. Kampta bulunan subayların oluşturduğu üç ayrı “askeri konsey”, komşu ülke Suriye’de Beşşar Esad yönetimini devirmek amacıyla silahlı mücadele veren muhalif gurupları, oluşturulan “askeri birlikleri” denetim, sevk ve bilgilendirme görevini yürütüyor. andarmadan özel koruma Son dönemde daha çok Halep kentini ele geçirmek için görev yapan “Özgür Suriye Ordusu”na bağlı, Apaydın karargâhında kalan iki general de sınırı aşıp, Halep’deki savaşa bir süre katıldı ve kampa geri döndü. Apaydın çadır kentinde kalan “Özgür Su J riye Ordusu” lideri Albay Riyad El Assad, kamp içerisinde de üç ayrı jandarma tarafından korunuyor. Koruma altında bulunan diğer subayların ise generaller olduğu ve her generale bir jandarmanın yakın koruma görevi yaptığı öğrenildi. Klima, buzdolabı, televizyon, bilgisayar ve internet ağı ile cep telefonları bulunan Assad ve diğer generallerin, istedikleri zaman “gazeteci ve milletvekili” haricindeki kişilerle görüşebildiği, Suriye’de savaşa katılan ancak kampta kalmayan çok sayıdaki grup lideri ya da üyesinin veya onları dışarıdan koordine eden sivillerin kampa giripçıktığı belirtildi. Kampa giripçıkanlar arasında Suudi Arabistan ve Katar’ın da arasında bulunduğu birçok ülkeden kişilerin olduğu, cep telefonu ve uydu telefonu satanların bile kampa girip çıkmakta sorun yaşamadığı ifade edildi. Çocukları Neden Eğitiyoruz?.. Taş Mektep, Bakırköy’de bir özel ilköğretim okulu. Dostum Tarık Akan tarafından kurulan 21 yıllık bir okul. Tarık Akan, toplumda tanınmış bir sinema sanatçısıdır. Bir ilköğretim okulu kuruyor, eğitimci bir kadronun yönetimine bırakıyor. Geçen gün okulun öğretmenleriyle buluşup eğitimi konuştuğumuz bir toplantı yaptık. Okul müdürü Ali Akdoğan bilinçli bir eğitimci. Günümüzün dijital kültürü içinde yaşayan çocuklarımızı eğitirken düşünmemiz gereken yeni sorunlarımız var mı, varsa neler, çözüm yolları nasıl olabilir? Öncelikle ‘dijital kültür’ nedir? Dijital kültür, televizyon, bilgisayar, internet, cep telefonlarıyla hızlanmış iletişimin etkilediği yeni kültürdür. Görüntü üzerine kurulu bu kültür hızlı iletişimle, görsel ağırlıklı, yüzeysel, geçiciliği ağır basan izlenim kültürü. ‘Dijital okuryazarlık’ deyimini yanlış buluyorum. Doğrusu ‘dijital bakargeçerlik’ olmalı. Bakıp geçmeye dayanıyor. ‘Okuryazarlık’, okumayı ve yazmayı bilip yapanlar için doğru niteleme. Toplumdaki genel durum için ise okuyup yazmayı öğrenmiş ama ‘okumazyazmaz’ insanlar topluluğu demek daha doğru. Bu durumda, eğitimin temel amaçlarından birisi gerçek ‘okuryazar’ insan yetiştirmek olmalı. ‘Okuryazarlık’ ise, okumak, okuduğunu anlamak, anladığını yorumlamak, yorumladığını tartışmak ile başlar, anladığını yazmak, okuduğunu özetleyebilmek, yazarak anlatabilmek ile tamamlanır. Bunları yapmayana, yapamayana ‘okuryazar’ demek yanıltıcıdır. İşin okuma yazma bölümü böyle. Aması var. ??? Eğitimin temel amacı düşüncede, duygularda olgunlaşma olmalıdır, bu olgunlaşma da davranışlarla görülmelidir. Düşüncede olgunlaşma; önyargılardan kurtulmuş, klişelerden uzak, nedensonuç ilişkisini kurabilen, eleştirel düşünebilen, analizsentez yapabilen zihinsel işlem olgunlaşmasıdır. Duygusal olgunlaşmanın üç önemli ölçütü var: Dürtülerini kontrol edebilme, kendi sorumluluğunu alabilme, yanlışını görme, kabul edebilme, yanlışını düzeltebilme. Davranış olgunluğu da, kim olduğunu bilme, nerede olduğunu, ne yaptığını, neden yaptığını anlayarak davranabilmedir. Eğitim, öncelikle bu olgunlaşmayı hedef kabul etmelidir. Çünkü, ancak kişiliğin olgunlaşması ve karakterin güçlenmesi, kişinin bilgibeceri yetkinliğini olumlu amaçlara yöneltmesini sağlayacaktır. Kişisel gelişimi tamamlanmamış kişilerin hedef seçmede bocalaması kaçınılmazdır. Kararsızlık, verdiği kararlara güvenememe, sık sık karar değiştirme gene kişisel olgunlaşamama belirtileridir. Onun için de temel eğitimin hedefi, kişiliğin yetkinleşmesi, karakterin güçlenmesidir. Bilim ve sanat derslerinin hedefine gelince... ??? Matematikgeometri, fizikkimyabiyolojiden oluşan fen bilimleri kümesinin ilk hedefi, konuların anlaşılıp sevdirilmesi olmalıdır. Bu konular dünyanın ve doğanın açıklanmasıdır. Son derece zevkli konulardır ama not ve sınav derdi konuları sevimsizleştirmektedir. Keşke onları kaldırabilseydik. Türkçe konuları, anadilinin her şeyin temeli olması nedeniyle çok önemlidir. Kitap okuma, okuduğunu anlama, anladığını yorumlayıp tartışabilme öğrencinin bütün hayatını kolaylaştırır. Yazma yetisi zihinsel yetkinliği tartışmasız artırır. Okuryazarlık eğitimin temelidir. Sosyal bilimler yaşamın serüvenini anlatır. Tarih, coğrafya, toplumbilim (sosyoloji), psikoloji toplumları ve insanı anlamanın anahtarıdır. ??? Eğitimin notlara ve sınavlara endeksli olması büyük bir talihsizliktir. Bu talihsizlik eğitimin iki büyük hedefini gölgelemektedir. Birisi, kişilik olgunlaşması, karakterin güçlenmesidir. İkincisi de bilimselsanatsal konuların notların, testlerin gölgesinde anlamlarının kaybedilmesidir. Eğitimin bu talihsizlikten kurtarılması zorunludur. ??? O gün Taş Mektep’te öğretmenlerle bunları konuştuk. Öğretmenlerin insanı ve toplumu dönüştürme gücünde birleştik. ATATÜRK gülümsemiştir. Hepimiz hissettik... CHP’DEN APAYDIN KAMPI TEPKİSİ AKP’nin yanlış politikasının simgesi ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Hatay’daki Apaydın kampında gerekli önlemler alındıktan sonra göstermelik denetime açıldığını belirterek “Bu bir yasak savmadır” dedi. Kampa alınmayan heyette yer alan CHP Milletvekili Hurşit Güneş, Apaydın kampının Türkiye’nin Suriye’de izlediği yanlış politikayı gösteren önemli bir simge olduğunu söyledi. Koç, yaptığı yazılı açıklamada, CHP’li vekillerin ziyaretinin engellendiği kampta silahlı asker unsurlarının kamufle edilmesinden sonra TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun ziyaretine açılacağını kaydetti. “Şimdiye kadar ulusal ve uluslararası medyada çıkan haberlerdeki iddialardan kaçmaya çalışan bir manzara sergileniyor” diyen Koç, Türkiye’nin itibarı ve güvenliğinin Başbakan ve “dar görüşlü” arkadaşlarına emanet edilemeyecek kadar önemli olduğunu belirtti. CHP’li Güneş de düzenlediği basın toplantısında, Apaydın kampında kalan ve Suriye Özgürlük Ordusu’nun komutanlarından olduğu iddia edilen bir kişi ile yapılan röportajı izlettirdi. Güneş, bu kişinin röportajda, silahlı adamlarının Türkiye’de bulunduğunu anlattığını söyledi. Bu kişinin kim olduğunu, neden askeri giysilerle dolaştığını, Apaydın kampı ile ne ilgisi olduğunu ve bu kişi ile ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını soran Güneş, şöyle devam etti: “Muhammed Hamdullah kimdir, Apaydın Kampı’nda kalmış mıdır? Albay Riyad El Esad, 30’dan fazla generalle 25 Haziran tarihinde bu kampa gelmiş midir? Bu kampta hâlâ kalmakta mıdır? Malik El Kürdi kimdir? Bu kampta Pravda muhabiri Daria Aslamova ile bir görüşme yapmıştır.” “Barışa Çığlık” üyeleri dün İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu’nda Hatay’daki kamp ziyaretleriyle ilgili bilgi verdi. Burada konuşan CHP Milletvekili İlhan Cihaner, hükümetin Suriye sınırları içerisinde tampon bölge kurdurmak istediğini belirterek “Şu anda Hatay tampon bölgedir. Bunu Hatay’da Türk kanunlarının uygulanmamasından çıkarabiliriz” dedi. Cihaner, bölgede hastanelerle ilgili mevzuatın, kimlik bildirme kanununun, yabancıların ikamet ve seyahat etme kanununun ve gümrük mevzuatının uygulanmadığını belirtti. 28 Ağustos tarihi itibarıyla Türkiye’deki mülteci kampı ve sayısı. NATO yetkilisi AnkaraBrüksel pazarlıklarının perde arkasını anlattı Hükümet: Mülteci milyona ulaşırsa müdahale edilsin UTKU ÇAKIRÖZER CHP KENTTE MYK’Yİ TOPLAYACAK Sivas Kongresi’nin 93. yıldönümü MEHMET MENEKŞE SİVAS 4 Eylül Sivas Kongresi’nin 93. yıldönümü; 3 gün boyunca düzenlenecek sosyal kültürel etkinliklerle kutlanacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 4 Eylül Sivas Kongresi’nin 93. yıldönümü nedeniyle kente gelerek parti MYK’sini Sivas’ta toplayacak. Etkinlikler kapsamında Atatürk, Sivas Kongresi, kurtuluş mücadelesi odaklı sergi, toplantı, panel ve yürüyüşler düzenlenecek. Yöresel sanatçılar ile birlikte bugün Ferhat Göçer ve yarın Funda Arar da konser verecek. Şifahiye Medresesi’nde 31 Ağustos 4 Eylül tarihleri arasında 4 gün boyunca açık olacak kitap fuarına toplam 123 yayınevi katılıyor. 2 Eylül Mustafa Kemal Atatürk’ün Sivas’a gelişi ve 4 Eylül Sivas Kongresi’nin 93. yıldönümü etkinlikleri dün Atatürk’ü kente gelişinin temsili olarak canlandırıldığı törenle başladı. Cumhuriyet kadınları, ADD üyeleri, CHP kadın ve gençlik kolu üyeleri, Sivas’taki Alevi toplumunun temsilcilerinin de aralarında bulunduğu vatandaşlar Atatürk’ün Sivas’a ilk geldiği zamandaki gibi Paşapınarı mevkisinde karşıladı ve resmi karşılamanın yapılacağı Aksu mevkisine kadar birlikte yürüyüş yaptı. Vali ve kentin yöneticileri ise Aksu mevkisinde karşılama yaptı. ANKARA Türkiye’nin “Suriye’den gelen mülteci sayısının 1 milyona ulaşması durumunda ‘Acil Müdahale Gücü’ kurulması” için NATO’ya başvuruda bulunduğu öğrenildi. Üyelerin çoğunun askeri müdahaleye karşı tutumu nedeniyle NATO’nun bu talep karşısında askeri planlama yerine “zihinsel hazırlık (prudent thinking)” ismi verilen ön çalışma sürecini başlatmakla yetindiği belirtildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu geçen hafta New York’ta yapılan BM Güvenlik Konseyi toplantısında Suriye sınırları içinde mülteciler için güvenli tampon bölgeler oluşturulması çağrısında bulundu. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in son açıklamaları da Türkiye’nin bu misyonun NATO tarafından yerine getirilmesini istediğini ortaya koydu. Dışişleri kaynakları, “NATO’ya tampon bölge talebinde bulunmadık” derken Cumhuriyet’e bilgi veren NATO kaynakları Türkiye’nin NATO’dan mülteci sayısının bir milyona ulaşması durumunda acil müdahale gücü kurularak devreye girilmesi çağrısını ilettiğini ifade etti. Ankara ile Brüksel’deki NATO karargâhı arasındaki müzakerelerin içeriğine ilişkin NATO kaynaklarının verdiği bilgiler şöyle: Dempsey’in hatası ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey de Türkiye’nin NATO’yu devreye sokma çabasının sonunda tampon bölge ve uçuşa yasak bölge kurulmasının gündeme geleceğini biliyor ki ön almak istemiş. Sadece Türkiye’ye karşı değil, o sözleri ABD içindeki müdahale yanlılarına da bir yanıt gibi değerlendirmekte fayda var. Ancak yine de NATO gibi bir savunma ittifakı hiçbir olasılık için “Bunun gerçekleşmesi mümkün değil” diyemez. Yarın olağanüstü bir gelişme yaşanırsa NATO’nun “Hayır ben yokum” deme lüksü yok. Opsiyonları azaltmak, ittifakın caydırıcılığını azaltır. akını başa çıkılmaz hale geldiğinde NATO’nun nasıl hareket edeceğinin, Suriye’ye hangi şekilde gidip nasıl konuşlanacağının bir ön hazırlığı yapılıyor. Planlama için karar lazım Bu sadece zihinsel hazırlık. Türkiye’nin talebiyle ilgili henüz “askeri planlama” aşamasına geçilmiş değil. Öncelikle bunun için bir NATO kararı gerekiyor. Bu karar çıkarsa durum ciddiye binmiş olacak. Ancak üyeler henüz planlama aşamasına geçilmesine onay vermiş değil. İttifakta çatlak NATO içinde Suriye’ye müdahale konusunda derin bir çatlak var. Fransa ve Türkiye istekli. Almanya ve kuzey ülkeleri isteksiz. Krizdeki İspanya, İtalya ve Portekiz buna kaynak ayırmak istemiyor. ABD ise başkanlık seçimi öncesinde askeri bir operasyona soğuk bakıyor. Uzlaşma olmadığı için de olası senaryolara karşı henüz planlama aşamasına geçilmiş değil. Füzeye karşı plan hazır NATO’nun Suriye’nin olası saldırısına karşı Türkiye’yi korumaya yönelik “ihtimal planlamasının da (contingency planning)” hazırlandığı belirtildi. NATO’nun 20 yıllık planlamasının Türkiye’nin talebi üzerine güncellendiğini belirten kaynaklar, füze saldırısı ve kimyasalbiyolojik saldırıya yönelik planların hazır olduğunu kaydetti. Kriz büyürse talimat gelir Suriye konusu Türkiye açısından önemli olsa da henüz uluslararası toplumun gündemine girmiş değil. Ancak Türkiye sınırına günde 3040 bin mülteci gelmesi ya da Esad rejiminin kimyasal silah kullanmaya kalkışması gibi olağanüstü gelişmeler yaşanırsa, ittifak bir anda uzlaşma noktasına gelebilir. Hızla karar alınır ve şu anda yapılan ‘zihinsel hazırlık’ süratle ‘operasyonel planlamaya’ dönüştürülebilir. Ama şu anda o noktadan oldukça uzağız. ‘ Milyona ulaşınca NATO gelsin’ Temmuz ayında, sınıra gelen mülteci sayısındaki olağanüstü artış üzerine Türkiye NATO Konseyi’ne başvuruda bulundu. Türkiye, sınıra çok büyük mülteci yığılması durumunda bunun kontrolü gerekeceği ve Suriye’de yapılması gerektiğini vurguladı. Mülteci sayısının 1 milyona ulaşması durumunda NATO’nun gelip kontrolü ele alması talebinde de bulundu lar. Bir acil müdahale gücü kurularak Suriye için görevlendirilmesi isteniyor. Zihinsel hazırlık başladı Türkiye’nin talebi doğrultusunda NATO karargâhında ‘zihinsel hazırlık’ süreci başlamış durumda. Yani mülteci Özel adli yıl açılış törenine katılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, bugün düzenlenecek adli yıl açılış törenine katılacak. Orgeneral Özel, uzun yıllar sonra adli yıl açılış törenine katılan ilk Genelkurmay Başkanı olacak. Daha önce törene sadece askeri yargının temsilcileri katılıyordu. Özel’in törene katılması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargıya verdiği önemi gösteren bir mesaj olarak nitelendirildi. Bu yılki tören ilk kez Yargıtay yerine beş yıldızlı otelde yapılacak. Törende yeni Yargıtay Başkanı Ali Alkan da ilk kez konuşacak. 2 bini aşkın kişiye davetiye gönderilen törene, rahatsızlığı nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın katılması beklenmiyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle