20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA 6 Ergenekon’da tanık olarak dinlenen avukat Erbaş: 90’lardaki baskı sürüyor HABERLER ‘Başbakan’ın konuşması diğer arkadaşlarım için de geçerli’ Başbakan Erdoğan’ın 5 Ağustos 2012 günü yaptığı açıklamaya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başbuğ şunları kaydetti: “Erdoğan da yaptığı açıklamada, benim bir örgüt elemanı, bir örgüt mensubu olarak gösterilmemi çok çok çirkin bulduğunu ve Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmiş bir insan için bu tür benzetmemin doğru olmadığını ve insaf dışı olduğunu belirtmiştir. Sayın Başbakan’ın yapmış olduğu bu değerlendirmelerin aynı zamanda Genelkurmay Karargâhı’ndaki diğer çalışma arkadaşlarım için de geçerli olduğunu düşünmekteyim. Böylece Özkök’ten iki gün sonra da Başbakan ileri sürülen iddialara kesin bir dille cevap vermiştir. Bugün gelinen nokta itibarıyla, hakkımdaki iddianameye itibar etmeyerek ve mahkemeyi yargılamada yetkili görmeyerek, mahkemede savunma yapmamamın ne kadar doğru bir hareket tarzı olduğuna, bugün daha çok inanmaktayım.” ‘Toplu tutuklama Hilmi Özkök’ün dönemi’ İlker Başbuğ: En iyi cevabı komutanım verdi HATİCE TUNCER Beysbol Sopasının Gösterdikleri Toplumun hemen her kesiminden hoşnutsuzluklarını ifade eden sesler duyuyoruz. Hoşnutsuzluğun eyleme dönüştüğü, eylemlerin sert bir şekilde bastırıldığı da artan biber gazı tüketimden bellidir. İktidarın artan zorbalığı aldığı oy desteğine, desteğini esirgemeyen ABD’ye, ama aynı zamanda gittikçe çözülmez hale gelen sorunlarına sıkı sıkı bağlı görünüyor. ??? AKP iktidarının Kürtlerle arası iyi değil. Önemli bir kesiminden oy alamıyor. Üstelik oy alamadığı bu kesim Kürtlerin en hareketli, politika üreten kesimidir. Bu kesimin bir kulağı saldırılarını artıran PKK’de, diğeri Kuzey Irak’ta, rüşeym halinde ama Mahabat’tan daha şanslı devlettedir. Aynı şekilde Sünni çoğunluğu rahatlatmak için sert bir şekilde karşısına aldığı Alevilerden de oy alamıyor AKP. Bu kesimi “kazanmak” için yaptığı manevraların işe yaramadığını, daha ileri giderse Sünni çoğunlukta kuşkuların artacağını biliyor. Başka dertleri de var AKP iktidarının. ??? Vahabi Suudilerin hem Batı’nın değerlerine aykırı bir din devletini başarıyla yönetip, aynı zamanda Batı ile, ABD ile hayran olunacak bir uyum içinde nasıl olabildiğini Başbakan Erdoğan herhalde çok merak ediyordur. Buradaki ince çizginin nereden geçtiğini öğrenmek istiyor. Seviyor onları; sık sık ziyaretinin bir nedeni paralı Suudileri Türkiye’ye çekmekse, diğeri bu hayranlıktır. Ama Türkiye Suudi Arabistan değil. Yönetilmesi zor bir ülke Türkiye. Hem İran’la dost olmak, hem ABD’nin politikalarını izlemek, hem İsrail’e kafa tutmak, hem Obama ile ve belki ufuktan el eden Romney’le işbirliği yapabilmek ustalık, “stratejik bir derinlik” istiyor. Ama o da kitapta kalıyor işte. ??? Kürtlerle kavga et, Alevilere çemkir ve tüm bunları oy veren çoğunlukla ittifakı sürdürmek için yap. Peki, o cephede çok mu rahatsın sanki! Kimi zaman hoşnutsuzluklar kendilerini pek farklı biçimlerde ve belki de kişiselmiş gibi görünen çatışmalarla ortaya koyabilirler. Bu çatışmalardan birincisi şimdi saman altına inmiş gibi görünen CemaatErdoğan çatışmasıdır. İkincisi “bak bu da var” dedirten Gül durumlarıdır. Bu türden çatışmalar ortaya çıktığında gerçek güçlerin hemen bu saflaşmaların arkasında kendine yer arayacağını, memnun olmadığı durumları düzeltmek, kendi politikalarını dikte etmek için fırsatı kaçırmak istemeyeceğini de herkes bilir aslında. Başbakan da biliyordur. Tüm cephelerde aynı anda savaşılmaz. Bildiğini biz de biliyoruz. Askerlerle kavgasını toprağa gömmek ve tasfiye tamamlandığına göre çözülmüş olan kavgayı daha fazla uzatmamak istemesi bundandır. Liberaler de Cemaat de artık durumu anlayacak, yeni duruma katlanacaktır. Çünkü asıl dikkate alınması gereken gücün elinde beysbol sopası tutan güç olduğu fotoğraftaki sopa kadar ortadadır. Politikalarda ufak tefek düzeltmeler yapma zamanı gelmiştir. Her alanda; Kürt meselesinde, Suriye meselesinde, İran meselesinde, İsrail meselesinde düzeltmeler isteniyorsa yapılacaktır. Hizadan çıkanların yeniden hizaya girmesi gerekecektir. ??? Düzeltme isteyen beysbol sopalı gücün korktuğu tek durum, “eh artık yeter” diyen, demeye hazırlanan, her alanda hoşnutsuzluğunu yüksek sesle dile getirenlerin, hemen her konuda isyan eden, etmeye hazırlananların şimdilik pek küçümsenen nicelik ve niteliğindeki, çeşitliliğindeki artıştır. İşte tam da bu nedenle AKP’nin içerde gittikçe zorbalaşmasının en büyük destekçisi de beysbol sopasıyla yön gösteren, hizadan şaşma diyen o güçtür. Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen 2. KCK davasından tutuklu Doğan Erbaş “Burada Sayın Öcalan’ın cevit’ten duydum’ avukatı sıfatıyla bulunuyorum” dedi. Erbaş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Erbaş, Başkan Hasan Hüseyin Özekuruluşundan bu yana Kürt halkı için gü se’nin “Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi venlik bürokrasisinin “mahkeme, ka konusunda ne biliyorsunuz” sorusunu rakol” anlamına geldiğini ifade ederek “Rahmetli Ecevit’in medyadaki açık“Bu nedenle tamamına yakını gü lamasından duydum” diye yanıtladı. venlik bürokrasisi içinde yer alan ve asker kırılma noktası’ bir oluşum içinde oldukları iddia edilen çevreler ile Kürt halkının, Duruşmanın sabahki oturumunda taPKK’nin, Öcalan’ın bir arada tutul nık olarak dinlenen yazar Ümit Fırat, ması yanlış bir kurgudur” diye ko “PKK ile Ergenekon arasında ilişki nuştu. Erbaş “90’lı yıllarda toplu ölüm var mı” sorusu üzerine analiz yaparken ler vardı. Şimdi toplu tutuklamalar 1993 yılında Bingöl’de 33 askerin ölvar” dedi. dürülmesini örnek gösÖcalan’ın İmralı’da terdiğini şöyledi. Fırat yargılanması sürecinsöyle konuştu: “Eğer de idam tartışmalarıPKK durup dururken nın da olduğunun altı33 askeri öldürüyorsa nı çizen Erbaş, “Bu bunun bir manası olnedenle birçok gazemalı demiştim. 24 MaYazar Ümit Fırat, 1995’te bir teci ile görüştük. İmyıs 1993’te MGK’de devlet görevlisinin, “Tansu ralı’da neler olduğugenel af da dahil bir Çiller’in öldürüleceğini, nu anlattık. Oktay dizi tavsiye kararı PKK’nin üstlenmesini” isteEkşi, Ahmet Taşdealınmıştı. Bu önemli diğini, ancak Abdullah Öcalen, Ertuğrul Özkök, bir dönüm noktasıdır. lan’ın reddettiğini anlattı. Nazlı Ilıcak gibi gaDevam eden çatışmaSavcı Mehmet Ali Pekgüzel, zetecilere gelişmeleri nın sürdürülmesi için tanık Fırat’a tutuksuz sanık anlatmaya çalıştık. kırılma noktasıdır.” Yalçın Küçük’ün Öcalan ile ilişkisi konusunda çok saDavanın sanıkları Fırat, Öcalan’ın İmrayıda sordu. Fırat “1996’da arasında olduğunu lı’dayken 2000’de avuÖcalan’a suikast yapılacazannettiğim Mustafa katları aracılığıyla yapğını haber vererek kurtaBalbay, o dönem tığı bir açıklamayı ran Küçük’tür. Yalçın KüCumhuriyet gazeteanımsatarak şunları söyçük’e de Mesut Yılmaz sinin Ankara temsilledi: “Öcalan, ‘Orgesöylemiş olabilir” iddiacisiydi. Randevu alaneral geldi benimle kosında bulundu. rak idam tartışmanuştu’ demişti. Orgeları konusunda görneralin militanların üştük. Tuncay Özkan ile de aynı ko hepsinin Türkiye’den çıkmasını istenuda görüştük.” mediğini açıkladı. PKK’nin bazı militanları o dönemde çıkmayıp, adeta dakika görüştük’ yedek düşman olarak bekletilmiştir.” Erbaş, Doğu Perinçek ile görüşmesi2004’te PKK içinde savaşın başlani “Öcalan’ın yargılanmasına ilişkin masını istemeyenlerin tasfiye edildiğini bir dosya hazırlayacaklarmış. Ulusal söyleyen Fırat “İmralı’dan Kandil üzeKanal’daki bürosunda selamlaşma rine ilişki kuruldu. Öcalan devletten dahil 20 dakika görüştük” sözleriyle uzak olarak bu ilişkiyi gerçekleştireifade etti. Erbaş, kendisine KCK soruş mezdi” iddialarında bulundu. turması sırasında Perinçek ile görüşmeymür’e soruşturma talebi sini sorulmasının, Tuncay Güney’in ifadelerine dayandığını belirterek şunları Öte yandan Perinçek’in avukatı, önanlattı: “Tuncay Güney’i tanımam. Do ceki gün tanık olarak ifade veren eski ğu Perinçek ile görüşmeye gittiğimiz MİT’çi Mehmet Eymür’le ilgili olade odada birkaç kişiden biri olabilir, rak Perinçek’e suikast planlamaktan suç emin değilim.” Güney’in iddialarını ya duyurusunda bulunulmasını talep etti. lanlayan Erbaş “Güney müvekkilim (Öcalan) adına Ergenekon ile temas içinde olduğuma dair suçlama yöneltti. Tümüyle yalandır” dedi. ‘E tanıklığını anlattı İstanbul Haber Servisi Ergenekon davası kapsamında tutuklu olarak yargılanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, kendisinden zorlama bir şekilde “suçlu”, Başbuğ, tanık olarak dinlenen Özkök’ün 3 hatta terör örgütü yöneticisi yaratılmak istendiAğustos Cuma günkü duruşmaya verilen ğine dikkat çekerek bu düşüncelere en iyi yanıara sırasında kendisi ile 10 dakika görüştı geçen hafta duruşmalarda tanık olarak dinlemek istediğini ancak Mahkeme Başkanı’nın nen eski Genelkurmay başkanlarından emekli buna izin vermediğini açıkladı. Başbuğ “KoOrgerenal Hilmi Özkök’ün verdiğini söyledi. mutanımın ifade vermesini müteakip, on daBaşbuğ “Herkes tarafından bilinen ve tanık kika da olsa benimle görüşme arzusunda olunulan bu durumun, bir defa da sayın komuolduğu bana söylendi. Ben de bundan çok tanım tarafından mahkemede dile getirilmesinmutlu olacağımı ifade ettim ve gerçekten de den elbette mutlu oldum ve duygulandım. İdsevindim. Ancak daha sonra öğrendim ki, dianamede benzer zorlama iddialara ve bir Genelkurmay Başkanı’nın bugün varsayımlara dayanarak hükümeti ortasanık durumunda olsa da, diğer bir dan kaldırmak amacıyla terör örgütü Genelkurmay Başkanı ile on dakikurmak ve yönetmekle suçlanmakkalık görüşmesini, Mahkeme Baştayım. Daha önce de defalarca bu kanı uygun görmemişti. Onun beliddianameye hiçbir itibarımın olmaki bazı haklı nedenleri olabilir. Andığını söylemiştim” dedi. cak, önemli olan bu insani ilişkiye Başbuğ, Özkök’ün tanıklığı sırasında verdiği ifadeler ve Başbamüsaade edilmemesinin Türk Milkan Recep Tayyip Erdoğan’ın şahleti tarafından da haklı görülüp gösına yönelik açıklamalarını gazeterülmeyeceğidir” yorumunu yaptı. mize gönderdiği mektupta değerlenÖzkök dirdi. “Silivri’den duruşma notları” başAnkara’daki bütün orgeneral ve oramiraller söz lıklı mektupta Özkök’ün tanık olarak ifade verkonusu panele katılıyordu. Şimdi bu panele kameye geleceğini duyunca kendisine duyduğu tılmak nasıl örgütsel bağ olarak ileri sürülebilir? saygıdan ve nezaket gereği duruşmada buBirilerinin bunu açıklaması lazım.” lunmaya karar verdiğini belirterek “Ayrıca, onun orada söyleyeceği sözler de bizim için YAŞ üyesine hiç değinilmiyor önemliydi” dedi. Duruşmada, Genelkurmay Başkanlığı Kararn yakın kişiydim gâhı’nda 3 Aralık 2003 günü yapılan toplantının da gündeme geldiğini anımsatan Başbuğ, bu Mektubunda 20032005 yılları arasında Genelfaaliyetin Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı kurmay 2. Başkanı olarak Özkök’e en yakın kişi öncesi yapılan doğal bir toplantı olduğunu beolarak görev yaptığını anlatan Başbuğ, duruşlirtti. Toplantıda genel konuların görüşüldüğümada, savcı ve hâkimlerin o yıllara ilişkin kendinü ve 15 YAŞ üyesinin sırayla söz olarak gösini de ilgilendiren bazı konuları özellikle günrüşlerini ifade ettiğini aktardı. Duruşmada sadedeme getirmelerini hem dikkat çekici bulduğuce kendisinin ve arkadaşı emekli Orgeneral nu hem de yadırgadığını söyledi. Bu konuHurşit Tolon’un bu toplantıda yaptığı idlardan birinin de 3 Mart 2004 günü Andia edilen konuşmaların özellikle de kara Ticaret Odası tesislerinde yahâkim tarafından okunmasına pılan “Hilafetin İlgası ve Tevtepki gösteren Başbuğ “13 hidi Tedrisat Kanunu’nun YAŞ üyesinin konuş80. Yılı ve Günümüz Türkimalarına hiç değinilyesi” konulu panel oldumemesi ve sadece ğunu kaydeden Başbuğ bu iki konuşma üzekonuyla ilgili şu değerrinden duruşmanın lendirmeyi yaptı: “Beyürütülmesinin akıl, nim de bu panele katılmantık, adil ve tarafsız yarmış olmam iddianamegılama açısından izahı ne de örgütsel irtibat olarak mümkündür ne de kabul edideğerlendiriliyordu. Palebilir” diye yazdı. Başbuğ nele katılmam şu şekil“İddia edilen bu konuşmade olmuştu: 3 Mart 2004 larda aykırı bir şey bulunmagünü, Kara Kuvvetleri dığı da dikkate alınırsa, yaKomutanı beni telefonla pılmak istenilen suçsuzlararayarak panele katılıp kadan suçlu mu yaratmaktır? tılmayacağımı sordu. Ben Bu nasıl bir yargılama ve de davetiye gelmediğini, anadalet anlayışıdır” diye sorcak durumu değerlendireceğidu. Gazetemiz yazarı ve CHP mi söyledim. Daha sonra da, KaMilletvekili Mustafa Balbay ile ra Kuvvetleri Kurmay Başkanı yaptığı bir görüşme ileri sürüleOrg. Fethi Tuncel ile bu konuyu rek kendisinden zorlama bir konuştuk ve katılmamızın uyşekilde “suçlu” hatta terör gun olacağını değerlendirdik örgütü yöneticisi yaratılve panele katıldık. Çünmak istendiğini kü öğrendiğimivurguladı. ze göre, 10 DAKİKA GÖRÜŞTÜRMEDİLER ‘33 ‘Devlet Çiller’i öldürtecekti’ E 13 ‘20 E DEVRİMCİ KARARGÂH DAVASI Örgüt yok ama 15 kişi hâlâ tutuklu İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs’ta Şişli ve Mecidiyeköy’deki ATM’lere zarar verdikleri gerekçesiyle tutuklanan 15 kişi için görüşünü açıklayan İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fuzuli Aydoğdu “Örgüt yok” dedi. Savcının talebini kabul eden Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi, örgüt olmadığına hükmederek, görevsizlik kararı verdi. Dosyanın özel yetkili savcılıktan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderileceği belirtildi. Avukat Davut Erkan ise karara karşın 15 kişinin halen tutuklu olduğunu vurgulayarak “Tekrar tahliye talebinde bulunacağız” dedi. ‘Dijital terör estiriliyor’ HİLAL KÖSE 3. yargı paketiyle savcıların ve kurulan mahkemelerin yetki karmaşası giderilemedi Yargıda yetki belirsizliği ALİCAN ULUDAĞ ‘Polis, aileleri arayarak işbirlikçilik teklif ediyor’ İstanbul Haber Servisi Gençlik Federasyonu üyeleri, polisin ailelerini arayarak işbirlikçilik teklif ettiğini, Emniyet’e çağırarak “Çocuğunuzu canlı bomba yapmaya hazırlanıyorlar” dediklerini öne sürdü. Polisin ailelerine yönelik baskılarını Çağlayan’daki İstanbul Adliye Sarayı önünde protesto eden Gençlik Federasyonu üyeleri “Polisin, ailelerimizi işbirlikçi yapmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Açıklamanın ardından grup, Grup Yorum üyesi Seçkin Aydoğan’ın serbest bırakılması için adliye karşısındaki çadırı ziyaret etti. ANKARA Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesi ile görevlendirilen terörle mücadele mahkemelerinin kurulmasının üzerinden bir ay geçerken, yargıdaki “yetki karmaşası” ortadan kalkmadı. 10. madde uyarınca görev yapan savcılıkların verdiği kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara karşı nereye itirazda bulunacağı konusunda yargıda “tereddüt” oluştu. Sorunun çözümü için savcılıkların yaptığı başvuruları yanıtlayan HSYK ise “Yargı yetkisinin kullanılma alanına giren konularda kurulumuzca görüş bildirilmesi mümkün değildir” diyerek, topa girmedi. Kurul, “Sorunun yasa ve yargı yoluyla çözülmesinin uygun olacağı”nı belirtmekle yetindi. Terörle mücadele mahkemelerinde görevli bazı savcı ve yargıçlar, TMY’nin 10. mad desi ile görevlendirilen savcılıkların verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı itiraz yerinin “en yakın ağır ceza mahkemesi ya da 10. maddeyle görevli ve yetkili en yakın ağır ceza mahkemesinden hangisi” olduğunu HSYK’ye sordu. İkinci soruda ise 10. madde kapsamında ağır ceza merkezinin bölge sınırları içerisinde genel yetkili sulh ceza ve asliye ceza mahkemelerinin tutuklama, itiraz ya da diğer koruma tedbirlerine bakıp bakamayacağının yanıtı arandı. organ, makam ve merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği ve telkinde bulunamayacağını” öngören 138’in maddesi anımsatıldı. Ayrıca, 6087 sayılı HSYK Yasası’na göre anayasadaki düzenlemeye paralel olarak HSYK’nin mahkemenin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek görev yapacağı vurgulandı. Anayasayı anımsattı HSYK Genel Sekreterliği, bunun üzerine cumhuriyet başsavcılığı ve adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlıklarına 2 Ağustos tarihli bir yazı gönderdi. Yazıda, anayasanın “yargı yetkisi”ni düzenleyen 9. maddesi ile “hiçbir Yargıtay’ı adres gösterdi Buna karşın yargıç ve savcıların yönelttiği soruların “yargısal takdire konu edilebilecek mahiyette olduğu” belirtilen yazıda, sorularda belirtilen birinci konunun kanun yararına bozma yolu ile ikinci hususun ise yetki ve görev uyuşmazlığı yoluyla Yargıtay’a intikal etmesinin mümkün olduğu bildirildi. Devrimci Karargâh davasının dünkü duruşmasında savunma yapan tutuklu sanık gazeteci Mehmet Güneş, “Bu davada köleleşme dayatılıyor. Beni buraya getirenler suçsuz olduğumu da biliyor” dedi. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleşen dosyalarla sanık sayısı 89’a ulaşan Devrimci Karargâh davasının 6. oturumu dün yapıldı. Türkiye Gerçeği dergisi yazarı Güneş dün yaptığı savunmasında, “Telefonlarım dinlenmiş. Buraya getirilmem tam bir engizisyon uygulaması. Dijital terör estiriyorlar” dedi. Özel yetkili mahkemelerin, sıkıyönetim mahkemelerinin “ucubeleşmiş devamı” niteliğinde olduğunu ileri süren Güneş, savunmasını Adnan Yücel’in şiiriyle bitirdi. Güneş’e şiir okuduğu sırada duruşmayı izleyenler de eşlik etti. Devrimci Karargâh davasının tutuklu sanıklakından eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ise diğer sanıklardan ayrı olarak salona alındı. Tahliye talep eden Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı da 3. yargı paketi uyarınca Avcı’nın tahliye edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sanık avukatlarından Ercan Kanar ise 102 sayfalık MİT raporunun son iddianamede delil olarak kullanıldığını belirterek “Daha önce talep ettik reddettiniz. Sizi nasıl ikna edelim? Sıkıyönetim döneminde dahi alenen istihbarat raporu dava dosyasına konmamıştı. Bu ancak faşist rejimlerde olur. Dedikodudan ibaret, avukatları bile fişleyen bu kirli belgeyi dosyadan çıkarın” dedi. Davaya bugün devam edilecek. (Fotoğraf: SERCAN MERİÇ) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle