18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 16 KÜLTÜR Dün sonsuzluğa uğurlanan yönetmen Metin Erksan ardında pek çok başyapıt bıraktı Sinema ona çok şey borçlu SİDE KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ Müzik ve dans dolu günler Kültür Servisi Bu yıl 12’ncisi düzenlenen Side Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali, 25 Ağustos 30 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. Açılışını Viyana Schloss Schönbrunn Orkestrası konseri ile yapılacak olan festival, Side’de sanatseverlere ücretsiz olarak müzik ve dans dolu günler yaşatacak. Festivalin sanat yönetmenliğini, önceki yıllarda olduğu gibi yine bu yıl da Remzi Buharalı yapıyor. 2010 yılında Avrupa Festivaller Birliği’ne (EFA) kabul edilen festivalin kapanış galasını ise Side Festival Orkestrası yapacak. Avrupa’da ve dünyada örnekleri bulunan, festivallerin kendi isimlerini taşıyan orkestraların Türkiye’deki ilk örneği olarak kabul edilen Side Festival Orkestrası’nı bu yıl Grammy Ödüllü şef Krzysztof Penderecki yönetecek. Orkestrada; ABD, Çin, Japonya ve Avrupa ülkelerinden 42, Türkiye’den 40 müzisyen olmak üzere toplam 82 kişi bulunuyor. Orkestra, gelecek yıllarda ise ünlü şefler yönetiminde dünyaya açılmayı planlıyor. Festival bu yılki programında, Lezginka Dağıstan Halk Dansları Topluluğu, Beijing Senfoni Orkestrası, Antonio Pirolli’nin şefliğinde Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ve Massimo Mercelli gibi dünyaca ünlü topluluk ve sanatçılar yer alıyor. ? Bakan Günay, Erksan’ın yeni bir sinema dili üretmenin büyük emekçisi olduğunu söyledi. Erksan’ın, 1965’te Berlin’de büyük ödül alan ‘Susuz Yaz’ filmini çektiği Bademler köyü halkı cenaze törenine çelenk gönderdi. Kültür Servisi “Susuz Yaz”, “Sevmek Zamanı” ve “Yılanların Öcü” gibi başyapıtlara imza atan Türk sinemasının öncü yönetmenlerinden Metin Erksan dün son yolculuğuna uğurlandı. Erksan için Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda bir anma töreni düzenlendi. Erksan’ın naaşı, tören sonrası Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazı sonrası vasiyeti üzerine Nafi Baba Türbesi’ndeki aile mezarlığında toprağa verildi. Lütfi Kırdar ve camiideki törene aralarında Erksan’ın ailesi, öğrencileri, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen, Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Yalçın Karayağız, Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Süleyman Saim Tekcan, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya öğretim üyesi Kurtuluş Kayalı, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Suat Gezgin başta olmak üzere, sinema ve sanat dünyasından aralarında Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Menderes Samancılar, Eşber Yağmurdereli, Aytaç Arman, Meral Çetinkaya, Atilla Dorsay, Sezen Cumhur Önal, Suna Selen, Kadir İnanır, Yeşim Ustaoğlu, Safa Önal, Kutluğ Ataman, Engin Çağlar’ın da bulunduğu pek çok isim katıldı. Törende Sami Şekeroğlu’nun Erksan için yaptığı belgeselden bir bölüm de gösterildi. ‘Bana sinemayı sevdirdi’ HÜLYA KOÇYİĞİT Sinemanın temel direğiydi. Türk sinemasının gerçek kurucusu, gerçek kahramanıydı. Nice gençleri yetiştirmiş, imkân sağlamış ve ufkunu açmıştı. Benim için yeri çok ayrı. On beş yaşımda, bana güvenerek Susuz Yaz filminde bana yer verdi. Benim sinemayla tanışmamı sağladı, bana sinemayı sevdirdi. Yaratıcı sanatçılar zaman zaman aykırı da olabilirler. Tabii ki düzene karşıdırlar. Sanatçılar için bu, itici güçtür. Erksan sansürle uğraşmak zorunda kaldı. Belki sinemadan çok erken ayrıldı ama hep sinema düşündü. Eserleri her geçen gün daha da değer kazanacak. Yayın Hakları, Hak Gaspları Yürürlükteki yasalara göre, edebiyat yapıtlarının yazarının ölümünden başlayarak yetmiş yıl boyunca telif hakları korunuyor. Yani bir edebiyat yapıtını basabilmeniz için yazarı ya da mirasçılarıyla sözleşme yapmanız gerekiyor. Elinizde bu sözleşme olmadan yayımladığınız kitaba bandrol alabilmeniz, yani yasal olarak yayın yapabilmeniz mümkün değil. Bu kural, yazarın haklarının korunması için önemli. Yazar hayattayken kendisi, ölümünden sonra da mirasçıları bu hakkı kullanıyorlar. Burada belki hakkın kullanımı sırasında doğabilecek yazar yayıncı çatışmalarının dışında başka bir uzlaşmazlık alanı görünmüyor. Yetmiş yılın dolmasından sonra ise tam bir kargaşa oluşuyor. Diyelim Ömer Seyfettin gibi okullarda da okutulan, kitapları çok satılan bir yazarı büyüklü küçüklü hemen her yayınevi basmak istiyor. Kimi özenli temiz basıyor kimi dikkatsizliklerle, basım hatalarıyla dolu olarak basıyor. İşte burada, yani yetmiş yılın dolmasından sonra yazarı koruyacak hiçbir hüküm bulunmuyor. Edebiyat yapıtları, toplumca benimsenmişse, yıllar içinde sürekli okunuyorsa bu durumda yazarın ve yapıtın hakları nasıl savunulacak? Çok değerli edebiyat yapıtları yalnızca yazarının ölümü üzerinden yetmiş yıl geçti diye bu işten para kazanma hırsından başka bir düşüncesi olmayan insanların insafına mı bırakılacak? Bu alanda yasal bir düzenlemeye, kamu ve meslek örgütleri denetimine ivedilikle ihtiyaç var. ??? Benim bu yazıda sözünü etmek istediğim bir başka konu ise yetmiş yılı dolmadığı için yayın hakları alınan yazar ve yapıtlara yayıncıların uygun gördüğü edebiyat dışı uygulamalar. Diyelim, Ernest Hemingway, John Steinbeck, Eric Fromm gibi yaygın olarak okunan yazarların yıllar boyu yapılmış çok başarılı çevirileri, (Ülkü Tamer, Memet Fuat, Yurdanur Salman ve daha nicelerinin) varken bunların bir yana bırakılarak yepyeni çevirilere başvurulması. Hemingway’in Türkiye’de yayın haklarını satın alan bir yayıncı, bu hakkı dilediğince kullanabiliyor. Geçmişte yapılmış çok güzel çevirileri uygun görmeyip, yeni çeviriler yaptırıp bunları bastırıyorsa, okurların iyi çevirileri okuma hakkı nasıl savunulacak? Alın size bir çetrefilli konu daha. Yayımlanan kitaplara bakıyorum, bin bir emekle yapılmış, Türkçesi harika çeviriler unutulmaya bırakılarak yeni çeviriler ortaya sürülüyor. İster istemez işe yine şeytan, yani ticaret karışıyor. Olan da hem okurlara hem Türkçemize oluyor. Yetmiş yılı dolduran yabancı yazarları daha ilginç bir serüven bekliyor: James Joyce gibi bugüne dek yalnızca birkaç çevirmenin çevirmeye cesaret edebildiği çok çetrefil dilli bir yazarın kitaplarının yetmiş yılı doldurur doldurmaz çok sayıda çevirisinin çıkıvermesi. Nasıl olduysa birden herkes Joyce çevirmeni oluvermiş... ??? Kültür Bakanlığı ve meslek örgütleri yalnızca bandrol verilerek yazarın ve yapıtların haklarının korunamayacağını anlamalı ve yeni yasal düzenlemelere yönelmelidir. Üniversitelerdeki çeviribilim bölümleri için aynı yapıtın böylesi çok sayıda çevirisinin ortaya çıkması benzersiz bir çalışma alanı oluşturmaktadır. Böylesi farklı çevirileri karşılaştırarak okurları ve kamuoyunu aydınlatıcı yayınlar yapmalıdırlar. Edebiyat ve yayın alanı, yalnızca aldım sattım tutumunu asla kabul etmeyecek, okuryazar herkesin hakkının ve hukukunun olduğu bir kültür alanıdır. ‘En yaratıcı yönetmen’ ATİLLA DORSAY 1950’lerde iş başına gelen bir kuşağın temellerini attığı Yeşilçam’ın en yaratıcı ve kişisel yönetmenlerinden biri ve ve hatta birincisiydi. Sinemamıza en çok biçimsel özellikler getirdi denebilir. Ama bu biçimsel arayışın ardında ço ğu zaman sapkınlığa varan ve tutku düzeyinde aşk öyküleri ve ülkenin o dönem gerçeklerinden yola çıkmış sağlam hikâyeler vardı. İkinci türde yaptığı filmler, “Karanlık Dünya”dan “Gecelerin Ötesi”ne, “Yılanların Öcü”nden “Susuz Yaz”a, hep sansürle boğuştu ve çoğu zaman yasaklandı. Biraz da bu nedenle ticari filmlere hayli yer verdi, vermek zorunda kaldı. Ama o zor koşullarda yapabildikleri de çok önemlidir. Sinemamızın bugün işbaşındaki kuşağı mutlaka ona çok şey borçuludur. ‘Küskünlük yaşadı’ TÜRKAN ŞORAY Sinemacılar dönemini başlatan ve sinema dili arayışı içinde olan ilk yönetmenlerdendi. Tekrar başarılı yapıtlara imza atsın çok isterdim ama belli bir küskünlük yaşadı. Bu beni hep üzmüştür. Camide yönetmenin “Susuz Yaz” filmini çektiği İzmir’in Bademler köyü halkının gönderdiği çelenk dikkat çekti. Bakan Günay, Erksan’ın sinemamızın en büyük isimlerinden biri olduğunu söyledi: “Toplumsal gerçekçi akımın, yeni bir Türkiye bakışının, yeni bir sinema dili üretmenin büyük emekçisiydi. Biz, Erksan sayesinde uluslararası ödüllerle tanıştık. Hatta geçen yıl Berlin’de “Bal” ile tekrar Altın Ayı ödülü aldığımızda, 1965’te “Susuz Yaz” filmiyle bu ödülü ülkemize ilk getiren kişi olduğu için tekrar andık kendisini.” diyebiliriz belki de.Yaptığı çalışmalarda “kendi dilinde” o kadar ısrar ediyordu ki ticari nedenlerle çekmek zorunda kaldığı filmlerde bile o dili hissettirirdi. Kişiliğinin o çok renkli dünyası filmlerinin ifade tarzına yansırdı. Kendisi olmakta ısrar eden bir sanatçıydı. Bu açıdan, genel anlamda bizim sanatımızda ender bulunan bir şahsiyetti. Hepimize kendi dünyasının ipuçlarını miras bıraktı. En acısı ise; sinema dünyamızın on yıllardır Metin Erksan’a film çektirmemiş olmasıdır. ‘Öldü gibi gelmiyor’ SAFA ÖNAL dinleAğzının içine bakarak biriyn da lar an ins ı diğim sayıl i, bekdi. Gülümsemesi, öfkes çıkışi ak lenmedik zamanlard kan larıyla dünyaya farklı ba şedö ne eri ml bir adamdı. Fil klıydı. diği müzikleriyle de far leyeHem görerek hem de din i. rek bütüne varmak isterd Öldü gibi gelmiyor. Susuz Yaz ‘Sansürün gazabına uğradı’ SUNGU ÇAPAN Sıradan yapıtları bir yana bırakılırsa, vaktiyle sansürün gazabına uğramış, “Karanlık Dünya Aşık Veysel’in Hayatı” (1952), Berlin Festivali’nde Altın Ayı’yı kazanmış “Susuz Yaz” (1963), “Gecelerin Ötesi” (1960), “Acı Hayat” (1962), “Yılanların Öcü” (1962), “Sevmek Zamanı” (1965) ve “Kuyu” (1968) gibi önemli filmlerin yaratıcısı Metin Erksan, belirgin temaları, estetik kaygıları önemseyen yaklaşımı ve kişiliğiyle sinemamıza damgasını vurmuş bir yönetmendi. Yeni gerçekçilik akımının etkisiyle ilk dönemindeki toplumsal tavrının yerini zamanla bireyci bir anlayışa bıraktığı Erksan filmleri, kuşkusuz son 50 yılda sinemamızın kilometre taşlarıdır. ‘Kendi Robert dilini Hughes öldü oluşturdu’ Kültür Servisi New York Times gazetesinin bir dönem dünyanın en ünlü sanat tarihi eleştirmeni ilan ettiği, Avustralyalı eleştirmen, tarihçi, yazar ve belgesel yapımcısı Robert Hughes, 74 yaşında yaşamını yitirdi. Avustralya konulu çok satan kitabı “The Fatal Shore” ile tanınan Hughes, The Times ve The Observer gazetelerine yazılar yazmış, 30 yılı aşkın bir süre de Time dergisinde sanat eleştirmenliği yapmıştı. Hughes’ın 8 bölümden oluşan sanat tarihi belgeseli “The Shock of the New”, İngiliz yayın kurulu BBC televizyonu tarafından yayımlanmış ve 25 milyon izleyiciyle buluşmuştu. Robert Hughes’ın diğer kitapları arasında anı niteliğindeki “Things I Didn’t Know” ve Roma’yı konu alan “Rome” da bulunuyor. Hughes, 1960’larda Avustralya’dan ayrılmış, önce Londra’da, 1970’lerden ölümüne dek New York’ta yaşamıştı. Avustralya Başbakanı Julia Gillard, ünlü sanat eleştirmeninin ölümü üzerine yaptığı açıklamada “Hughes bizim en güçlü ve güzel sesimizdi. Onu çok ama çok özleyeceğiz” dedi. ALİ ÖZGENTÜRK Metin Erksan, Lütfi Akad, Atıf Yılmaz gibi ilk “sinema ustaları”mızdan biri olmasının yanı sıra sinemamızda kendi dilini oluşturan ilk yönetmendi SANAT ELEŞTİRMENİ MOSKOVA KATEDRALİNDE PUTİN’İ PROTESTO EDİNCE TUTUKLANMIŞLARDI ‘Sinemdeki Türküler’ raflarda ? Kültür Servisi Halk müziği sanatçısı Sinem Eroğlu’nun “Sinemdeki Türküler” adlı albümü raflardaki yerini aldı. İTÜ Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümü’nde eğitim alan sanatçı, bugüne kadar seçtiği halk sazı “kabak kemane” ile pek çok sanatçıya eşlik etti. Sanatçı, bugüne kadar halk müziği ile ilgili çok sayıda radyo programı hazırlayıp sundu. Madonna’dan Pussy Riot’a destek çıkardıkları” savıyla tutuklanmıştı. Kültür Servisi Madonna, MoskoPussy Riot grubu üyeleri hakkında 7 yıla va’da yargılanmakta olan Pussy Riot adlı kadar hapis cezası istemiyle dava açılrock grubunun üç feminist üyesinin yamıştı. kında serbest bırakılmasını umut ettiğini Uluslararası insan hakları kuruluşları söyledi. Rusya’daki konser turnesi sıraise, bunu düşünce ve ifade özgürlüğüne sında bir açıklama yapan pop yıldızı, bir müdahale olarak “Ben sansüre karşıgördüklerini açıklamışyım. İfade özgürlüğü? Rusya’daki konser turnesinde lardı. Bu yaz Rusya’da ne inanıyorum. O konser turnesine çıkan yüzden, yargıcın onbir açıklama yapan Madonna, Red Hot Chili Peppers lara hoşgörülü davrasansüre karşı olduğunu ve ifade ve Franz Ferdinand ginacağını ve en kısa özgürlüğüne inandığını bi ünlü gruplar da zamanda serbest bıPussy Riot’a destek rakılacaklarını umusöyleyerek, ‘Serbest vermişlerdi. yorum” dedi. bırakılacaklarını umuyorum’ dedi. mesajları Moskova Helsinki Rusya’da mart ayındaki seçimler sonucunGrubu’nun önderi, da Vladimir Putin’in Sovyet dönemi muhayeniden devlet başkanı olmasından iki liflerinden, tanınmış insan hakları aktihafta önce, Pussy Riot grubu üyeleri, visti Lyudmila Alekseyeva da, “MahkeMoskova’nın en büyük katedralinin mihme, yasalara göre değil, Kremlin’in israbına çıkarak danslı müzikli bir protesto teğine göre karar verecek” demişti. eylemi düzenlemişler, “Ey Bakire MerPussy Riot grubu üyeleri, kendilerini, yem, Putin’in kıçına vur tekmeyi!” şar Putin’in Rusya siyaset sahnesindeki 12 kısını söylemişlerdi. Maria Alyohina, yıllık egemenliğinden hoşnutsuzluğunu Nadejda Tolokonnikova ve Yekaterina dile getirmenin yaratıcı yollarını arayan Samutseviç adlı üç müzisyen, “kargaşa kuşağın öncüsü olarak görüyorlar. PEN ayın kitaplarını seçti ? Kültür Servisi PEN Türkiye Merkezi, temmuz ve ağustos aylarını kitaplarını seçti. PEN, temmuz için ayın kitabı olarak, Müge İplikçi’nin “Civan” adlı romanını, ağustos içinse Ayfer Tunç’un “Memleket Hikâyeleri”ni seçti. Yapılan açıklamada, “‘Civan’da Müge İplikçi, suç ve kimlik kavramlarını eskimeyen bir aşk, yitirilen evlatlar, kaçırılan çocuklar çevresinde ele alıyor. Memleket Hikâyeleri’nde Ayfer Tunç, kendi kişisel tarih ve coğrafyası aracılığıyla okuru memleketin tüm ‘ötekileriyle’ buluşturuyor” denildi. Harri Kuusijärvi Gümüşlük’ün konuğu ? Kültür Servisi 9. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin yeni konuğu Finlandiyalı Akordeoncu Harri Kuusijärvi olacak. Yarın saat 21.30’da festival mekânı Eklisia’da izleyiciyle buluşacak olan Kuusijärvi, konserde Phillip Glass, Pat Metheny, Pekka Pohjola, Gyorgy Ligeti, Ville Vokkolainen gibi modern bestecilerin yanı sıra Johann Sebastian Bach’tan da eserler seslendirecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle